Vergi Davası Yargılama Süreci

Vergi Davası Yargılama Süreci

Vergi davası, idari yargılama hukuku kapsamında bulunan davalardan biridir. Ancak idari davalar ile birebir aynı değildir. pek çok farklı ve detaylı noktaları bulunmaktadır. Özellik arz eden bu hususlar ve vergi davasının özellikleri iyi bilinmelidir.

Yazımızda vergi davası nedir, vergi davası açma süresi ne kadardır, vergi davası nerede açılır gibi soruları yanıtladık. Konuya ilişkin detaylı açıklamalarda bulunduk. Bu nedenlerle yazının dikkatle okunmasında fayda vardır.

Vergi Davası Nedir?

Vergi davası; devlet ile birey arasında çıkan, vergiye ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesi için getirilmiş bir yargı yoludur. 

Bilindiği üzere, kişiler devlete vergi vermekle yükümlüdürler. İşte bu vergilerin verilmesi esnasında yahut vergi aşamalarının herhangi birinde bir uyuşmazlık yahut hukuka aykırılık gündeme gelebilir. Bu uyuşmazlık yargıya, vergi davası olarak taşınır. Vergi davasının da türleri vardır. Bunlar aşağıda incelenmiştir.

Anayasa’nın 125. maddesinde ifade edildiği üzere; idarenin her çeşit eylem ve işlemlerine yönelik olarak yargıya başvurmak mümkündür. Vergi dairesi de bir idare olduğundan dolayı, bunlar ile kişi arasında çıkan uyuşmazlıklar, yargıya taşınabilecektir.

Vergi davalarının işleyişinin hangi usulde olacağı, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunda yer almaktadır. Ayrıca daha detaylı bilgiler 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmiştir. Bunlar dışında mevzuatın çeşitli bölümlerinde düzenlemeler mevcuttur. Ayrıca, Danıştay içtihatları da problemlerin çözümlenmesinde yol gösterici nitelik arz etmektedir.

DİKKAT: Vergi davalarının işleyişi oldukça karışıktır. Ayrıca vergi davaları, kendine has birtakım özelliklere sahiptir. Kişinin, dava açmadan önce bu özellikleri iyi bilmesi gerekir. Aksi takdirde hak kayıplarının yaşanması muhtemeldir. Bu nedenle sürecin başında; İstanbul ve çevresinde İstanbul vergi avukatına, Ankara ve çevresinde ise Ankara vergi avukatına danışmakta büyük fayda vardır.

Vergi Davası Açma Süresi Ne Kadardır?

Her davada olduğu gibi vergi davalarında da dava açmak için öngörülmüş süreler vardır. İdari Yargılama Usulü Kanununa göre bu süre 30 gündür. 30 günlük sürenin ne zaman başlayacağı ise şu şekilde belirtilebilir:

  • Verginin tahakkuku tahsile bağlı ise tahsilatın yapıldığı (örnek olarak damga vergisi ve harçlar),
  • Tebliğ veya onun yerine geçen bir işlem yapılmışsa tebliğin yapıldığı,
  • Vergi tevkif yolu ile alınmışsa istihkak sahiplerine ödemenin yapıldığı,
  • Vergi tescile bağlı ise tescilin yapıldığı,
  • Eğer idarenin dava açması gereken bir konu varsa  ilgili merci veya komisyonda alınan kararın idareye ulaştığı

tarihi izleyen günden itibaren dava süreleri işlemeye başlamaktadır.

Vergi ile ilişkili düzenleyici işlemlere karşı dava açma süresi ise, niteliği gereği iptal davası olması nedeni ile 60 gündür. Bu süre düzenleyici işlemin yayımlanmasını takip eden günden başlar. Bu süre içerisinde dava açılmamışsa fakat daha sonra düzenleyici işlem kişiye uygulanmışsa yine 60 günlük süre içinde ilgili düzenleyici işlemin iptali için dava açılabilir. Dava açma süreleri, aşağıda bir tablo ile daha kolay anlaşılır biçimde gösterilmiştir.

Vergi ve ceza ihbarnamesine karşı dava açmak için gereken süre, Tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün,
Beyan ihtirazi kayıtla yapılmışsa buna karşı dava açma süresi,Tahakkuk fişinin kesildiği günü izleyen günden itibaren 30 gün,
İstinaf / Temyiz süreleri,Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün,
Ödeme emrinin tebliğ edilmesine ilişkin dava açma süresi,15 gün,
İdarenin düzenleyici işlemlerine yönelik dava açma süresi,60 gün,
Uzlaşma yoluna gidilmesi ve uzlaşılamaması halinde dava açma süresi,30 günlük süreden kalan süre / 15 günden daha az süre kalmışsa 15 gün ek süre verilir.
Arsa/ araziye ilişkin asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin dava açma süresi,Takdir komisyonu kararının tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün,
Haciz varakasına karşı açılacak davalarda dava açma süresi,Haciz tarihini izleyen günden itibaren 15 gün.

Mevzuatın çeşitli yerlerinde 30 günden daha az sürelerin düzenlendiği de görülmektedir. Bu süreler kanunda dağınık biçimde yer almaktadır. Dava açma süresinin kaçırılmaması suretiyle çeşitli mağduriyetler yaşamamak için avukattan destek almak önem arz etmektedir

Usulsüz Tebligat Hallerinde Dava Açma Süresi Nasıl Belirlenir?

Dava açma süresinin tebligata bağlı olduğu durumlarda, bu sürenin başlayabilmesi için tebligatın usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Ayrıca tebligat tam ve eksiksiz olmalıdır. Usulsüz tebligat, muhatap tarafından bir şekilde öğrenilmiş ve bu durum beyan edilmişse tebligat bu tarihte yapılmış kabul edilir. Tebligatın usulüne uygun olduğunu, idare ispatla yükümlüdür.

Vergi Davası Nerede Açılır?

Vergi davaları, Vergi Mahkemelerinin görev alanı içerisindedir. Hangi konuların vergi mahkemelerinin görev alanına gireceğine ilişkin detaylı bilgi, Vergi Mahkemesi yazımızda yer almaktadır. 

Vergi Mahkemelerinden hangisinin yetkili olacağı hususu ise, hangi yerdeki vergi mahkemesinin davaya bakacağını ifade eder. Dava, vergi dairesinin bulunduğu yerde açılır. İptal davaları ise işlemi yapan idarenin bulunduğu yerdeki mahkemede görülür. Bakanlıklar tarafından gerçekleştirilen ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak davalar ise ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da açılır.

Vergi Davası Açmaya Yetkili Olanlar

Vergi davalarını herkes açamayacaktır. Bu davaları, vergi mükellefleri ve kendilerine vergi cezası kesilmiş olan kişiler açabilir.  Kişiler davayı bizzat kendileri veya avukatları aracılığıyla açabilirler. Küçükler, kısıtlılar ve tüzel kişiler; kanuni temsilcileri aracılığı ile dava açarlar.

Vergi dairesinin de dava açma hakkı bulunmaktadır. Fakat bu dava, mükellefe karşı açılmayacaktır. Takdir ve Tadilat Komisyonları tarafından takdir ve tayin olunmuş olan matrahlara yönelik olarak dava açılabilir.

Vergi Davası Dilekçe Örneği

Davalarda, kalıp ifadelerle hazırlanmış dava dilekçelerinin kullanılması pek çok hak kayıplarının yaşanmasına neden olacaktır. Dilekçenin hazırlanması, titizlikle ve somut olaya ilişkin olarak gerçekleştirilmelidir. Bu nedenle, dilekçe hazırlama aşamasında avukata danışmakta fayda vardır. Fikir oluşması bakımından bir taslak dilekçe örneği, aşağıda gösterilmiştir.

(Görevli ve Yetkili Vergi Mahkemesine Hitaben Yazılır)

DAVACI: Davayı açan vergi mükellefinin adı, soyadı, kimlik numarası ve adresi yer alır.

VEKİLİ: Davacının avukatı var ise, adı, soyadı, sicil numarası ve adresi yazılır.

VERGİ KİMLİK NUMARASI: Vergi kimlik numarası yazılır.

DAVALI: Davalı olan vergi idaresi buraya yazılır.

DAVA KONUSU: Davanın konusunun ne olduğu yazılır. Örnek olarak: Hukuka aykırı olarak kesilmiş olan verginin ve cezalarının kaldırılması.

ÖDEME EMRİNE KONU OLAN VERGİ: Ödeme emrine konu olan verginin ne olduğu burada yer alır. 

VERGİNİN MİKTARI: Verginin ve cezasının miktarı tam ve eksiksiz olarak yazılır.

TEBLİĞ TARİHİ: Vergi ve cezasının mükellefe tebliğ edildiği tarih yazılır.

AÇIKLAMALAR: Bu kısım dilekçenin en önemli kısımlarından biridir. Son derece dikkat ve özen içerisinde hazırlanması gerekir. Dava duruşmasız olacağından ve dosya üzerinden görüleceğinden dolayı, bu kısımda yer alan bilgiler daha fazla önem arz etmektedir. Somut olaya ve hukuka aykırılığa ilişkin iddialara bu bölümde yer verilir. Avukatın hukuki yardımı alınarak hazırlanması faydalı olacaktır.

HUKUKİ SEBEPLER: Mevzuatın çeşitli bölümlerinde yer alan hükümler burada yer alır.

DELİLLER: Açıklamalara ilişkin deliller bu bölümde belirtilir. Hangi delilin hangi olayı ispat edeceği bilgisine yer verilir.

SONUÇ VE İSTEM: Fazla kesilen verginin ve cezasının kaldırılması ile yargılama giderlerinin idare üzerinde bırakılması talep edilir. Açılacak davanın konusuna göre sonuç ve istem değişecektir.

DAVACININ ADI- SOYADI

İMZA

Vergi Davası Yürütmenin Durdurulması

Öncelikle; yürütmenin durdurulması ile ifade edilen şey, mahkemeden karar çıkıncaya kadar idare tarafından yapılan işlemin, mükellef üzerinde etki etmemesi, yani işlemin durmasıdır.

Vergi mahkemelerinde açılan davalar, idare mahkemelerindekilerin aksine, kural olarak yürütmeyi durdurur. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi hükmüne göre; 

Vergi mahkemelerinde; kaynağı vergi uyuşmazlığı olan davanın açılması halinde, tarh edilmiş bulunan vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümüne ilişkin olan tahsil işlemleri durur.

Ancak vergi davasına ilişkin dosya, davacının adresine tebligat yapılamaması halinde işlemden kaldırılır ve  işlemden kaldırılması halinde yürütmenin durdurulması kararı hükümsüz kalır. İstinafa veya temyize başvurulmuş olması yürütmenin durdurulmasını gerektirmez. Ancak teminat karşılığında yürütmenin durdurulması talep edilebilir.

Vergi Davasında Duruşma Zorunlu Mu?

Vergi davalarında kural olarak duruşma yapılmaz. Yani dava duruşmasız olarak görülür. Ancak taraflardan birinin duruşma yapılmasını istemesi veya mahkemece duruşma yapılmasına ilişkin olarak re’sen karar alınması halinde duruşma yapılmak zorundadır.

Taraflardan birinin duruşma isteyebilmesi için davanın aşağıda sayılanlardan biri olması gerekir:

  • Vergi Mahkemelerinde açılan iptal davası,
  • Vergi mahkemelerinde açılan tam yargı davası
  • Tarhı gerçekleşen vergi, resim ve harçlar ve benzer nitelikte mali yükümler ve bunların zam ve cezalarının toplam tutarının 25 bin Türk Lirasını aşması koşulu ile vergi davaları.

Vergi Davasında İspat Yükü Kimdedir?

Vergi davasında ispat ile ilgili husus Vergi Usul Kanununun 3. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

  • İktisat, ticaret ve teknikle ilişkili önerilere uymayan yahut olaya göre normal olmayan ve olağan dışı bir olgunun iddia edilmesi söz konusu ise ispat ile yükümlü olan taraf, iddia edendir.
  • Vergi miktarının belirlenmesinde, vergiye neden olan olay ve bu olaya ilişkin yapılan işlemlerin gerçek yapısı esastır. 
  • Verginin kaynağı olay ve bu olayla alakalı işlemlerin gerçek yapısı yemin dışında her türlü delille ispatlanabilir. Vergi kaynağı olayla alakası doğal ve açık bulunmayan tanık ifadesi, delil niteliğinde değildir. Yani tanığın olayla alakası olması gerekir.

Vergi Davasında Mahkemenin Verebileceği Kararlar ve Sonuçları

Vergi mahkemesinde dava açılmasının ardından, dava kabul edilebilir veya dava reddedilebilir. Davanın kabul edilmesi halinde, vergi idaresinin yapmış olduğu işlem iptal edilir. Bu iptal tamamen olabileceği gibi kısmen de olabilir. Vergi tarhının da terkin edilmesi gerekir. Ödenen fazla vergiler, mükellefe iade edilir.

Takdir ve tadilat komisyonlarına karşı, vergi dairesi tarafından açılan davanın kabul edilmesi halinde, işlem iptal edilir. Dava reddedilirse, davanın açılması ile durmuş bulunan işlemler yeniden işlemeye başlar. Tahakkuk etmemiş bir vergi varsa tahakkuk eder. Bu vergiye ilişkin olarak gecikme zammı da uygulanır. 

Vergi Davası Kanun Yolları

Vergi davasında kanun yolları, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararların bir üst yargı makamına taşınmasını ifade eder. Ancak her durumda kanun yolu açık değildir. Bazı hallerde ilk derece mahkemesinin verdiği kararlar kesindir.

İstinaf Süreci

İlk derece mahkemesi olan Vergi Mahkemesinin verdiği kararların, Bölge İdare Mahkemesine taşınması, istinaf kanun yolunu ifade eder. İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesine göre;

  • İstinaf kanun yoluna başvuru süresi, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür.
  • Konusu 2022 yılı itibariyle 9 bin Türk Lirasını geçmeyen davalarda istinafa başvurulamaz.
  • İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda da istinaf yoluna başvurulamaz. Doğrudan temyiz yoluna gidilmelidir.

Bölge İdare Mahkemesi, istinaf talebini esastan reddederek ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygun bulabilir veya kararı kaldırarak esasa ilişkin yeniden karar verebilir.

Temyiz Süreci

Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı temyiz kanun yolu açıktır. Temyiz mercii Danıştay’dır. Ancak dava konusu 2022 yılı itibariyle 261 bin Türk Lirasından daha azsa Bölge İdare Mahkemesinin verdiği karar kesindir. Temyiz yolu açık olmayacaktır.

Danıştay’da dava açma süresi, Bölge İdare m-Mahkemesinin kararının tebliğini izleyen günden başlamak üzere 30 gündür. Temyiz mercii; onama, düzelterek onama veya bozma kararı verebilir.

Olağanüstü Kanun Yolları

Olağanüstü kanun yolları, İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. ve 53. maddesinde düzenlenmiş olan kanun yararına temyiz ve yargılamanın yenilenmesidir.

Vergi Mahkemelerinde Kanun Yararına Temyiz: Vergi mahkemelerinde verilmiş ve kanun yoluna gidilmeksizin kesinleşmiş kararların daha sonra hukuka aykırı olduğunun anlaşılması halinde, Bakanlığın istemi veya re’sen Danıştay Başsavcısı tarafından yeniden temyiz olunmasıdır.

Yargılamanın Yenilenmesi: Vergi Mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında verilmiş ve kesinleşmiş olan kararlar bakımından, kanunda yazan hallerin varlığı durumunda yargılamanın yeniden yapılmasını ifade eder. Bu haller şunlardır:

  • Zorlayıcı nedenlerden kaynaklı olarak veya lehine karar verilen tarafın fiilinden doğan bir nedenle elde edilememiş bir belge, karardan sonra elde edilmişse,
  • Kararda kullanılan belgenin sahte olduğu tespit edilmiş veya sahteliği mahkeme yahut resmi bir makamın önünde açıklanmış ya da sahteliğe karar verilmesinden önce tespit edilmesine rağmen yenileme isteyen kişi bunu o zaman öğrenmemişse,
  • Kararda kullanılan bir mahkeme kararı, başka bir kesinleşen mahkeme kararıyla bozulmuşsa,
  • Bilirkişi kasten yalan beyanda bulunmuş ve bu durum mahkeme kararıyla belirlenmişe, 
  • Lehine karar verilen kişi, kararı etkileyen hileli davranışlarda bulunmuşsa,
  • Vekili yahut kanuni temsilci bulunmayan  kişiler ile dava görülmüş ve karara bağlanmışsa,
  • Çekinmesi zorunlu olan üye ya da hakimin katılımında  karar verilmişse,
  • Tarafları, davanın konusu ve nedeni eşdeğer olan bir davada verilmiş olan karara uymayan güncel  bir kararın verilmesine sebep olacak kanuni dayanak yokken, aynı veya başka bir mahkemece önceki karara aykırı  karar verilmişse
  • Mahkeme kararının, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâl edilerek verildiğinin, AİHM tarafından verilen kesinleşmiş kararla  tespit edilmesi  ya da hüküm aleyhine AİHM’e yapılan başvuruya ilişkin dostça çözüm yahut tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmişse yargılamanın yenilenmesi gerekir. 

Vergi Davası Yargılama Süreci Hakkında Sık Sorulan Sorular

Yukarıda, vergi davasına ilişkin olarak bilinmesi gereken hususları anlatılmıştır. Bu bölümde ise ilgili konulara dair sık sorulan sorular yanıtlandırılmıştır.

Vergi Davası Nedir?

Vergi davası, mükellef ve vergi idaresi arasında vergi uyuşmazlığının söz konusu olduğu hallerde açılan yahut vergi idaresi tarafından Takdir ve Tadilat Komisyonu kararlarına karşı açılan davayı ifade eder.

Vergi Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?

Vergi davasında yetkili mahkeme, işlemi yapan idarenin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Yani vergi dairesinin bulunduğu yerdeki Vergi Mahkemesidir. 

Vergi Davasında İstinaf Sınırı Ne Kadardır?

Vergi davalarında istinaf sınırı her yıl değişmekle birlikte 2022 yılı için 9.000 TL’dir. Bu da demek oluyor ki, 9.000 TL’nin altındaki bir tutar için açılan davalara dair ilk derece mahkemelerince verilen nihai karar, kesin hüküm teşkil edecek, bu karara karşı kanun yoluna gidilemeyecektir.

Vergi Davası Açmadan Önce İdareye Başvuru Zorunlu Mudur?

Vergi davalarında dava açmadan önce idareye başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.

Kimler Vergi Davası Açabilir?

Vergi mükellefi veya hakkında vergi cezası kesilen kişiler vergi davası açabilirler. Takdir ve Tadilat Komisyonu tarafından verilen kararlarına karşı Vergi Dairesi de dava açabilir. Vergiye ilişkin idari makamlarca gerçekleştirilmiş düzenleyici işlemlerin iptaline ilişkin davayı ise ilgisi bulunan kişiler açabilir.

Adli Tatilde Vergi Davası Açılabilir Mi?

Adli tatilde vergi mahkemelerinde her türlü iş görülmez. Ancak dava açılabilir. Davanın görülmesi adli tatil sonrasına bırakılır. Adli tatilde, yürütmenin durdurulması ve delil tespitine ilişkin işlerle kanunen belirli sürede karara bağlanması gereken işler görülür.

Vergi Mükellefi Kimdir?

Vergi mükellef, vergi kanunları uyarınca şahsına vergi borcu düşen kişiyi ifade etmektedir. Dolayısıyla, bu niteliği taşıyan kişiler vergi mükellefi olarak nitelendirilirler.

Son Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yazımızda genel özellikleriyle vergi davasının niteliği, süreleri ve vergi yargılaması hakkında uygulamada önem arz eden çeşitli bilgilere yer verdik. Görüldüğü üzere, pek çok detayı bünyesinde barındıran bir konudur. Bu nedenle üzerinde hassasiyetle durulması gerekir. 

Olası hak kayıplarının yaşanmaması için yapılması gereken, vergi hukukuna ilişkin gündeme gelen hukuki uyuşmazlık ve problemlerde izlenecek yol hakkında süreci avukata sorarak yürütmektir. Böylelikle çeşitli mağduriyetlerin önüne geçilebilecektir.