Vakıfların sona ermesi

Vakıfların Sona Ermesi

Toplumda önemli bir yere sahip olup dayanışma ve yardımlaşmaya katkı sağlayan vakıfların sona ermesi kendiliğinden veya mahkeme kararı ile gerçekleşebilir. Vakıfların sona ermesi sonrasında yapılacak tasfiye işlemleri, sona erme şekline göre değişiklik gösterecektir.

Yazımızda özel hukuk tüzel kişisi olan vakıflarla ilgili olarak sona erme işlemleri nasıl gerçekleşir ve sonrasında yapılacak tasfiye ve özgülenme işlemleri nasıl yapılır sorularını tüm detayları ile açıklayacağız. Yapılacak işlemlerin hatasız bir şekilde sonuçlanması için süreç hakkında genel bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu nedenle yazımızı dikkatle okumanızı öneririz.

Vakıfların sona ermesi işlemlerinde dikkat edilmesi gereken bazı ayrıntılar mevcuttur. Bunlara dikkat edilmeden yapılan hatalı işlemler beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle vakfın kuruluşundan sona ermesine kadar olan süreçte avukat yardımı almak önem arz eder.

Vakıfların Sona Erme Sebepleri Nelerdir?

Vakıf, kişilerin mal ve haklarının sürekli bir amaca özgülenmesi sonucu oluşan tüzel kişiliktir. Vakıflar ile ilgili olarak 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliği vardır. Ayrıca 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu da vakıflara yönelik düzenlemeler içerir.

Vakıfların kurulması sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Kanunda düzenlenen şekil şartlarına uygun olarak kurulan vakıflar tüzel kişilik kazanırlar. Kazanılan tüzel kişilik sona erme ile kaybedilir. Bu sona erme temelde iki şekilde olur:

  • Kendiliğinden sona erme
  • Mahkeme kararıyla sona erme
Vakıfların Sona Ermesi infografik

Vakıfların Kendiliğinden Sona Ermesi

Türk Medeni kanunu vakıfların kendiliğinden sona ermesini madde 116’da düzenlemiştir. Bu düzenlemeye göre vakfın özgülendiği amacın gerçekleşmesi imkansız hale gelir ve değiştirilmesi de mümkün olmaz ise vakıfların sona ermesi kendiliğinden gerçekleşir. Vakıfların sona ermesi sonrasında tüzel kişilik mahkeme kararı ile sicilden silinecektir.

Vakfın kuruluş amacına hizmet eden mal varlığı ve hakların yetersiz duruma gelmesi gibi fiili nedenler veya başka hukuki problemler amacın gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesine örnek olarak verilebilir.

Bunlardan başka olarak vakfın kuruluş amacının gerçekleşmesi, objektif ve subjektif nedenlerle de imkansız hale gelebilir. Örneğin vakfın belirli bir soydan gelenlerin eğitimi amacıyla kurulması durumunda, bu soydan olan herkesin ölmesi ile birlikte amacın gerçekleştirilmesi objektif yönden imkansız hale gelir. Ya da soy devam ediyor ama vakfa özgülenen malvarlığı ve haklar amacın gerçekleşmesinde yeterli olmuyorsa amacın gerçekleşmesi subjektif yönden imkansız hale gelmiş olur.

Yalnızca amacın gerçekleşmesinin olanak dışı hale gelmesi vakıfların sona ermesinin kendiliğinden gerçekleşmesi için yeterli olmaz. Amacın gerçekleşmesinin imkansızlaşması ile birlikte mevcut amaç değiştirilemiyor olmalıdır.

Vakıflar amaçlarının gerçekleşmesinin olanaksızlaşması durumunda Türk Medeni Kanunu 13 uyarınca amaçlarını veya mallarını değiştirme imkanlarına sahiptir. Amacın veya malların değiştirilmesi için ilk olarak yönetim organı  veya denetim makamı başvuru yapar. Başvuru sonrasında başvuruyu yapmayan organın görüşü alınır ve vakfın amacı değiştirilir.

Vakıf kurulurken oluşturulan senette yer alan hükümler nedeniyle de vakıfların sona ermesi kendiliğinden gerçekleşebilir. Örneğin senede vakfın belirli bir süre için kurulmuş olmasına ilişkin düzenlemeler konulabilir.

Böyle bir durumda belirlenen sürenin dolması sonucu vakıfların sona ermesi kendiliğinden olur. Senede bazı koşulların gerçekleşmesi sonucu vakfın sona ereceğine dair kayıt da konulabilir. Konulan bu koşullar gerçekleşince vakıf kendiliğinden sona erer.

Vakıfların sona ermesi sonucu sicilden silinmesi gerekir. Bu da mahkeme kararıyla mümkün olur. Verilen mahkeme kararıyla birlikte vakıfların sona ermesi tespit edilmiş ve vakıf sicilden silinmiş olur. Mahkemeye başvurma yetkisi tüm ilgililere tanınmıştır. İlgililer yönetim organı, denetim makamı (Vakıflar Genel Müdürlüğü), vakıftan yararlanan kişiler olabilir.

Vakıfların Mahkeme Kararıyla Sona Ermesi

Vakfın özgülendiği amacın yasak olduğu ya da faaliyetlerinin yasak olduğunun tespit edilmesi durumunda eğer vakfın amacının değiştirilmesi de mümkün değilse vakıf mahkeme kararıyla sona erdirilir. Mahkeme kararıyla sona ermede de yalnızca amacın yasak olması yeterli değildir.

Aynı zamanda amacın değiştirilmesinin olanaksız olması gerekir. Vakfın denetim makamı ve Cumhuriyet Savcısı mahkemeye başvurmak için yetkilidir. Ayrıca ilgililer (örneğin vakıftan yararlanan kişiler, yönetim organı) mahkemeye başvurmak için yetkili olanları bu konuda harekete geçirebilir.

Vakıfların sona ermesi durumunda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkeme duruşmalı olarak karar verip ilgili vakfın konuya ilişkin savunmasını almalıdır.

TMK madde 101’de belirtildiği üzere Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı olan veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını destekleyen amaçlar yasaktır.

Mahkeme kararlarında laiklik ve anayasal düzen karşıtı eylemler, izinsiz kurban derisi toplamak, yalnızca belli bir cemaate mensup kişilere destek vermek yasak işlem olarak kabul edilmiştir.

Vakıf kurma amacına ilişkin olarak Anayasa’da belirlenen milli güvenlik, genel sağlık ve genel ahlak, kamu düzeni ilkeleri de gözetilmelidir. Bu sınırlamalara aykırılık halinde de vakıfların sona ermesi mümkündür.

Vakıfların yasa dışı bir şekilde örgütlenmesi de vakıfların sona ermesi sebebidir. Vakıflar Genel Müdürlüğünden gerekli izinleri almadan ve hatta bildirmeden temsilcilik açmaları yasa dışı örgütlenmeye örnek verilebilir. Bu durumun gerçekleşmesi sonucu vakıfların sona ermesi mahkeme kararı ile olur.

Vakıfların Mal Varlıklarının Tasfiye İşlemleri

Tasfiye işlemleri ile vakfın alacaklılarının borçlarının ödenmesi ve bilançonun ortaya çıkması amaçlanır. Tasfiye Türk Medeni Kanunu madde 634 ve devamındaki hükümlere göre gerçekleştirilir. Tasfiye süreci, vakfın kendiliğinden sona ermesinde, sona erme nedeninin ortaya çıkması ile, mahkeme kararıyla sona ermesinde ise karar kesinleşince başlar.

Türk Medeni Kanunu 53 uyarınca tüzel kişiliğe sahip vakfın malvarlığının tasfiyesinde vakıf kurulurken tasfiyeye ilişkin bir düzenleme yapmamışsa, terekenin tasfiyesi hükümleri uygulama alanı bulur. Madde metninden anlaşıldığı üzere vakıf kurulurken oluşturulan vakıf senedine tasfiyeye ilişkin hükümler konulabilir.

Bu durumda tasfiye işlemleri buradaki hükümlere göre yapılır. Vakıf senedinde tasfiyeye ilişkin herhangi bir kayıt olmaması durumunda denetim makamının ve yönetim organının başvurusu üzerine sulh hakimi veya tasfiye memurları tasfiye işlemleri gerçekleştirir.

Tasfiye işlemlerine alacakların tahsil edilmesi ile başlanır. Sonrasında sırasıyla vakfa özgülenmiş mallar paraya çevrilir, vakıftan alacaklı olanlara alacakları ödenir.

Bu işlemlerden sonra malvarlığı kalması durumunda ise özgüleme işlemleri gerçekleştirilir. Ancak alacakların tahsili ve vakfa özgülenen malların paraya çevrilmesiyle elde edilen miktar borçları ödemek için yeterli olmuyorsa tasfiyeyi iflas hükümlerine göre sulh hakimi yapar.

Vakfın Mal varlığının Özgülenmesi İşlemleri

Vakfın sona ermesi sonucu yapılan tasfiye işlemlerinden sonra kalan vakfın mal varlığı değerleri için özgülenme işlemleri başlar. Vakıfların malvarlığının özgülenmesine ilişkin düzenlemeler Türk Medeni Kanunu madde 54’te yer alır. Kendiliğinden sona eren vakıflarda özgülenme vakıf senedindeki hüküm gözetilerek yapılır.

Eğer senette özgülenmeye ilişkin bir kayıt yok ise Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşü alınır sonrasında mahkeme kararıyla amaçları benzer olan başka bir vakfa özgülenir. Örneğin sanat alanında faaliyetler yapan bir vakfın sona ermesinde tasfiye sonucu elde kalan tablolar sanatsal alanda faaliyet gösteren başka bir vakfa özgülenebilir.

Sonuç

Yukarıda konu ile ilgili olarak; vakıfların sona erme sebepleri nelerdir, vakfın sona ermesinde tasfiye işlemleri nasıl gerçekleşir, tasfiye sonrasında özgülenme işlemleri nasıl olur sorularını ayrıntılı olarak yanıtladık. Görüldüğü üzere önemli ayrıntılara sahip bir konudur.

Vakıfların sona ermesi sonucu yaşananlar yalnızca yukarıda anlatılanlarla sınırlı olmayabilir. Somut durumda vakfın durumu değerlendirilerek işlemler yapılmalıdır. Bu nedenle vakıfların sona ermesi ve devamında yapılacak işlemler deneyimli vakıf dernek hukuku avukatları vasıtasıyla yürütülmelidir.