Ticari İşletmenin Devri

Ticari İşletmenin Devri

TTK ve TBK kapsamında ticari işletmenin devri, ticari hayatın olağan akışı içerisinde sıklıkla gündeme gelebilmektedir. Dolayısıyla, ticari işletmenin devri durumunda meydana gelebilecek hukuki uyuşmazlıkların ve problemlerin, henüz sürecin başındayken önünü kesmek veya mevcut hukuki problemleri çözümleyebilmek adına yazımızın okunmasında fayda vardır.

Yazımızda ticari işletmenin devrine ilişkin yürütülmesi gereken temel işlemleri, hangi adımların ne şekilde atılması gerektiğini, devir neticesinde alacaklıların durumunu ve uygulamaya dönük olan daha pek çok hususu ele aldık. Ticari hayatın içinden bir alan olması nedeniyle yazıda işlenen hususlar üzerinde önemle durulmalıdır.

Ticari İşletmenin Devri Ne Anlama Gelir?

Ticari işletmenin devri kavramının ne olduğunu anlayabilmek için önce ticari işletme kavramını tanımlamak gerekir. Çünkü teknik anlamda ticari işletme kavramı, günlük dilde kullanıldığına nazaran daha dar çerçevede bir anlama sahiptir. 

Ticari İşletme Nedir?

TTK 11 hükmüne göre, esnaf işletmesi için öngörülmüş olan sınırı aşacak düzeyde gelir edinmeyi hedefleyen, faaliyetlerin bağımsız ve devamlı biçimde yürütüldüğü işletmelere ticari işletme denir. Tanımdan anlaşılmaktadır ki her esnaf işletmesi ticari işletme kapsamında değerlendirilemez. Ticari işletme ile esnaf işletmesinin nasıl ayırt edileceği konusunda ise TKK 11/1 hükmü devreye girer. Bu hükme göre Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi olan ticari işletme ile Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilecek olan esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecektir.

Ticari işletme devrine ilişkin temel hukuki düzenlemeler, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve bunun yanında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında ele alınmıştır. Fakat belirtmek gerekir ki bu düzenlemeler dışında da mevzuatın çeşitli yerlerinde ticari işletmenin devrine ilişkin hukuki uyuşmazlıklarda uygulanacak hükümler bulunmaktadır. Ayrıca, uygulamaya yön veren emsal niteliğindeki birtakım Yargıtay kararları da önem arz etmektedir.

ÖNEMLİ: Ticari işletmenin devri hususu ve bu kapsamda gündeme gelen hukuki uyuşmazlıklara bakıldığında hukuki herhangi bir hata yahut ihmalin yol açabileceği zararlar ciddi boyutlara ulaşabilecek ve yargılamanın da uzamasına neden olabilecektir. Bu nedenle, herhangi bir mağduriyet yaşamama adına İstanbul ve çevresinde İstanbul ticaret ve şirket avukatına, Ankara ve çevresinde ise Ankara ticaret ve şirket avukatına danışarak hukuki yardım almakta fayda vardır.

Ticari İşletmenin Devri Nasıl Yapılır?

Ticari işletme devrinin nasıl yapılacağı konusunda izahta bulunurken ilk etapta değinilmesi gereken temel bir ayrım vardır. Buna göre ticari işletme devri Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu bünyesinde farklı kapsamlarda ele alınmıştır. TTK kapsamında düzenlenen devir hükümleri, yukarıda da zikredildiği gibi esnaf işletmesini aşan düzeydeki işletmeler için geçerli olacaktır. Bu seviyede olmayan esnaf düzeyindeki ticari işletmelerin devri bakımından ise ilgili TBK hükümleri geçerli olacaktır. Fakat TBK kapsamında düzenlenen kimi hususlar, tüm devir işlemlerini kapsayıcı nitelik taşımaktadır.

TTK Kapsamında Ticari İşletmenin Devri Nasıl Yapılır?

Ticari işletmenin devri sözleşmesi, yazılı geçerlilik şekline tâbidir. Tarafların kendi aralarında sözel olarak anlaşması bu anlamda geçerli ve yeterli olmayacaktır. Çünkü aranan şekil şartına uyulmamış olunacaktır. Ticari işletmeyi devreden ve devralan kişilerin aralarında yapacakları yazılı şekle sahip bir sözleşme bulunmalı, sonrasında da bu sözleşme ve devir olgusu Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edilmelidir. Böylelikle hukuken ticari işletme devri gerçekleştirilmiş olur. Aşağıda sürece ilişkin diğer detaylar izah edilmiştir. 

TBK Kapsamında Ticari İşletmenin Devri Nasıl Yapılır?

TBK kapsamında yapılan ticari işletme devri, işletmenin aktif ve pasifiyle (malvarlığı, hak, alacak, borç vs.) birlikte devredilmesi ve bunun Türkiye genelinde dağıtımı söz konusu olan gazetelerden birinde ilan edilmesi ile söz konusu olacaktır. Fakat burada mevzu bahis olacak devrin TTK bünyesindeki devirden temel farkı, işletmenin tüm aktif ve pasiflerinin tek bir sözleşme ile devrinin mümkün olmamasıdır. Örneğin, işletme bünyesindeki taşınmazların devri için tapuda aranan şekle uygun işlem yapılmalı, çeşitli araçlar varsa bunların kayıtlı oldukları sicil için aranan şekil şartlarına uygun olarak yine ayrı ayrı devirler yapılmalıdır. Toptan bir devir olgusu söz konusu değildir.

Ticari İşletmenin Devri Sözleşmesinde Yer Alması Gereken Unsurlar

TTK kapsamında yapılan ticari işletme devrinin içeren sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır. Bu sözleşmede yer alması gereken unsurlar ise Ticaret Sicili Yönetmeliği kapsamında düzenlenmiştir. İlgili yönetmeliğe göre sözleşmede aşağıda belirtilen unsurlar yer almalıdır.

  • Sözleşme taraflarının isim-soy isimleri ve ticaret unvanları,
  • Sözleşme taraflarının tebligat adresleri,
  • Ticari işletmenin devrin kapsamı dışında bırakılan unsurları,
  • Ticari işletmenin bütün olarak ve devamlılığını da sağlayacak biçimde devredildiğine ilişkin olan şartsız bir beyan,
  • Ticari işletmenin satış fiyatı ile söz konusu ücretin ödeme şartları ve koşulları.

Yukarıda sayılan unsurları taşıyan ticari işletme devri sözleşmesi, Ticaret Sicilinde tescil ve ilan edilmelidir. 

Ticaret Sicilinde Tescil Edilemeyecek Devirler

Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 133/4 hükmünde, Ticaret Sicilinde tescil edilmeyecek birtakım özellikler arz eden durumlar yer almaktadır. İlgili düzenleme kapsamında aşağıda listeleme yöntemiyle belirtilen devirler, Ticaret Sicilinde tescil edilemeyecektir.

  • Ticari işletmenin devir vaadini içeren sözleşmeler,
  • Yapıldıktan belli bir süre sonra hüküm ifade edecek olan devirler,
  • Belirli şart ve koşullar içeren devirler.

Ticari İşletmenin Devri Kapsamı

TTK m. 11/3 hükmü, ticari işletme devrinin neleri kapsadığını belirtmektedir. İlgili hükme göre, devir sözleşmesi ile birlikte işletme bünyesindeki tüm aktif ve pasifler, (her türlü mal, borç ve alacaklar) ayrıca herhangi bir işleme gerek olmaksızın sözleşme ile bütün halinde devrolunur. Bunun yanında, sözleşmede aksi belirtilmediği müddetçe aşağıda belirtilen unsurlar da devrin kapsamında sayılacaktır.

  • İlgili işletmedeki duran malvarlığı,
  • İşletme değeri,
  • Kiracılık hakkı,
  • Ticaret unvanı,
  • Diğer fikri mülkiyet hakları,
  • Sürekli biçimde işletmeye özgülenmiş olan malvarlığı unsurları.

Burada değinilmesi gereken önemli bir husus vardır. O da ticaret unvanının ticari işletmeden bağımsız olarak bir başkasına devredilemeyeceğidir. Fakat ticaret unvanı devrin kapsamı içerisinde olmak zorunda değildir. Aksi belirtilmedikçe kapsam içerisinde sayılmakla birlikte taraflar ticaret unvanını devir kapsamı dışında bırakabilirler. Fakat ticaret unvanının tek başına devri mümkün değildir.

Ticari İşletmenin Devri ve Alacaklılar

Ticari işletmenin devrinin ardından, şirketi devralan tarafın işletme borçlarından sorumluluğunun ne zaman başlayacağı merak konusudur. Bu noktada Türk Borçlar Kanunu m. 202 hükmü duruma açıklık getirmektedir. İlgili hükme göre, bir malvarlığı yahut işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralanın bu durumu alacaklılara bildirdiği tarihten itibaren yahut ticari işletme için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için de ülke genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayınlanacak ilan tarihinden itibaren işletmedeki borçlardan ötürü sorumlu olacaktır. 

TBK kapsamında normal şartlarda borcun temliki için devreden ve devralan arasında yazılı sözleşme ve alacaklının rızası aranırken burada devralan kişinin alacaklılara ihbarda bulunması veya yukarıda zikredilen standartta gazetede ilanda bulunması bunun için yeterli olacak, ayrıca bir sözleşme aranmayacaktır. Böylelikle işletmeye ait borçlardan ötürü devralanın sorumluluğu başlamış olacaktır.

İşletmeyi Devralan Bunu İlan Etmezse Sorumlu Olur mu?

TBK kapsamındaki devirlerde alacaklılara ihbar yahut gazetede ilan yapılmadığı müddetçe, TTK kapsamındaki devirlerde ise sözleşme tescil ve ilan edilmediği müddetçe devreden ile devralan arasındaki müteselsil sorumluluk başlamayacak ve aralarındaki anlaşma dış ilişkide geçerli olmayacaktır. Dolayısıyla alacaklılar yalnızca devralan kişiden tahsilatta bulunabilirler. 

Ticari İşletmenin Devrinde Devreden ve Devralanın Borçlardan Birlikte Sorumlu Olması

Ticari işletmenin devri sözleşmesinde devreden kişinin alacaklılarını korumak maksadıyla TBK bünyesinde müteselsil (birlikte) sorumluluğa ilişkin düzenleme getirilmiştir. Bu çerçevede, ticari işletmeyi devreden ve devralan kişi, işletmeye ilişkin borçlardan 2 yıl süreyle müteselsil (birlikte) sorumlu olacaklardır. Bu nedenle, alacaklılar 2 yıllık süre zarfında ister devreden ister devralandan alacak haklarını talep edebilirler ve kendisine talep yöneltilen kişi bunu karşılamak durumundadır. Devreden ve devralanın bu konuda kendi aralarında yapacakları anlaşma ile iç ilişkilerini düzenlemesi mümkündür. 

Ticari İşletmenin Devri ile Alakalı Sık Sorulan Sorular

Ticari işletmenin devri hususunda uygulamada merak konusu olup sıklıkla sorulan çeşitli konuları ticaret ve şirket avukatımız aşağıda açıklamıştır.

Ticari İşletmenin Devri Ne Demektir?

Ticari işletmenin devri, işletmeye sahip olan bir kimsenin bunu bir başka kişiye devretmesi neticesinde söz konusu olan durumu ifade eder.

Ticari İşletmenin Devri Sonrasında Borçlardan Kim Sorumlu Olur?

TBK ilgili hükmü uyarınca şirket alacaklılarına karşı hem devreden hem de devralan devrin tescil ve ilanından itibaren iki yıl boyunca müteselsil (birlikte) sorumlu olacaklardır. 

Ticari İşletme Devri Nerede Tescil ve İlan Edilir?

TBK kapsamındaki devirler alacaklılara ihbar yahut ülke genelinde yayınlanan gazetede ilan edilir. TTK kapsamındaki devirler de Ticaret Siciline tescil ve ilan edilir.

Ticari İşletmenin Devri İlan Edilmezse Ne Olur?

Bu durumda devralanın şirket alacaklılarına karşı sorumluluğu başlamamış olur. Çünkü devreden ve devralanın ortak sorumluluğu tescil ve ilanla başlar. Bu durumda devreden ve devralan ancak aralarındaki iç ilişki çerçevesinde birbirlerine karşı hak talep edebilirler.

Ticari İşletme Devrinde İşletmedeki İşçilerin Durumu Ne Olur?

İşletmeyi devralan, işçilerle yapılan iş sözleşmelerini de devralmış olur ve kendiliğinden yeni işveren olur. Bu durum haklı fesih nedeni teşkil etmez. İşçilerin kıdem, ihbar gibi süreye bağlı hak ve alacakları ise ilk işveren yanında başladıkları tarih esas alınarak hesaplanır. Devralan ve devreden, bu borçlardan da devirden itibaren 2 yıl birlikte sorumlu olur.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yazımızda ticari işletme devrinin TTK ve TBK bakımından neyi ifade ettiğini, bu devrin unsurlarının, kapsamının ve usulünün ne olduğunu, devrin nihayetinde devreden ve devralan kişilerin borçlardan ne şekilde ve ne kadarlık zaman dilimleri kapsamında sorumlu olduğunu uygulamaya dönük problemleri de gözeterek izah ettik. Konunun kapsamının işletmenin türüne ve somut olayın diğer özelliklerine göre değişiyor olması nedeniyle, yazıda ele alınan hususlar ayrıca önem arz etmektedir.

Ticari hayatın akışı içerisinde işletme devri de zaman zaman gündeme gelebilmektedir. Fakat sürecin uzamaya müsait olduğu ve zaman bakımından tasarrufun da ticari hayat için son derece elzem olduğu düşünülecek olursa, süreç içerisinde herhangi bir hata yahut ihmalin söz konusu olması ciddi mağduriyetlere, büyük zararlara ve aynı zamanda zaman kaybına neden olabilecektir. Bu nedenle, sürecin ticaret hukuku alanında uzman olan avukata sorularak yürütülmesinde fayda vardır.