nafaka nedir, nafaka davası, türleri

Nafaka Davası ve Nafaka Türleri

Nafaka Nedir?

Nafaka davası, şartları ve konunun diğer ayrıntılarına geçmeden önce nafaka nedir sorusunun cevaplanmasında fayda görüyoruz. Nafaka sözlük anlamı olarak mahkeme sürecinde veya sonrasında kişinin ve/veya çocukların geçimini sağlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu ve mahkemenin ödemesine hükmettiği aylık paraya denir. Türk hukukunda nafaka boşanma davasının açılmasıyla birlikte hakimin boşanma süresince geçerli olacak şekilde hükmettiği miktar yahut boşanma sonucuna bağlı olarak verilen miktara denir.

Aşağıda ayrıntılarına değineceğimiz üzere nafakanın türüne ve verileceği kişiye göre çeşitleri vardır. Nafaka yoksulluğa düşen eşe verilebileceği gibi çocuklar için de hükmedilebilir. Sebepleri ve sonuçları itibariyle karmaşık bir hukuki düzenlemeye sahip olan ihtilaflar hukuki yardım ihtiyacının en çok hissedildiği alanlardan birisidir.

ÖNEMLİ!: Yazımızda nafaka ile ilgili uygulamada sık karşılaştığımız durumları anlatmaya ve büromuza en çok yöneltilen soruları cevaplandırmaya çalıştık. Konunun önemine ve karmaşıklığına binaen oldukça fazla detaylı, herkesin anlayabileceği şekilde yazdığımız yazının tamamının sırasına uygun şekilde okunmasını tavsiye ederiz.

Nafaka Türleri

Türk hukuk düzeni içerisinde 4 çeşit nafaka türü vardır.  Nafaka çeşitleri içerisinde 3 tanesi boşanma davası ile ilişkili iken birisi boşanma davasından başka bir hukuki konuyu içerir. Hukukumuzda nafaka türleri şu şekildedir;

  • Tedbir Nafakası
  • İştirak Nafakası
  • Yoksulluk Nafakası
  • Yardım Nafakası

Bunlardan tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası boşanma davasına bağlı olarak hükmedilen nafaka türleri arasındadır.  Yardım nafakası ise boşanma davası ile bir ilişki içinde değildir. Kişinin hukuken bakmakla yükümlü olduğu kişilere vermesi gereken miktarı ifade eder. Bu nafaka çeşitleri ile ilgili önemli ayrıntıları aşağıda kısaca anlatmaya çalışacağız

Tedbir Nafakası Nedir?

Tedbir nafakası boşanma davası sonuçlanıncaya kadar hakimin alacağı önlemler arasında yer alır. Boşanma davası süresince eşlerden yoksulluğa düşecek olan tarafa diğer tarafın geçici olarak geçimine yetecek bir miktarda ödeme yapmasını ifade eder.

Burada boşanma davasını hangi eş açmış, hangi eş kusurlu vb. unsurlar önem taşımaz. Yani aşağıda değineceğimiz nafaka şartları genel olarak tedbir nafakası için geçerli değildir. Hakim kusura bakmaksızın geçim sıkıntısı yaşayacak olan eş lehine ödenmesine hükmeder.

Tedbir nafakası boşanma veya ayrılık için açılan davalardan hemen önce talep edilebileceği gibi boşanma davası sürerken de talep edilebilir. Ancak her iki ihtimalde de boşanma davası sonuçlanıncaya kadar geçerli bir nafaka türüdür.

Herhangi bir boşanma veya ayrılık davası söz konusu olmaksızın eşler ayrı yaşıyorsa ve tedbir nafakası talep eden eş ayrı yaşamada haklı ise hakimden geçimini sağlamaya yönelik ödenmesini talep edebilir. Eğer ortak velayet hakkı kullandıkları çocukları da beraberinde yaşıyorsa bunlar için de alınabilecektir. Bu boşanma davası açılmadan talep edilen nafaka türleri arasında yer alır.

Boşanma davasının açılmasıyla birlikte hakimin alacağı önlemler arasında tedbir nafakası da yer alır. Bu bağlamda yukarıda da bahsettiğimiz üzere hakim kusur araştırması, delil araştırması vb. yapmaksızın ve haklılık durumuna bakmaksızın geçim bakımından sıkıntıya düşecek eşe diğer eşin bir miktar ödeme yapmasına hükmeder.

Burada eşlerden tedbir nafakası talebi olmasa bile hakim buna hükmetmek durumundadır. Çünkü hakimin re’sen aldığı önlemler arasında yer alır. Ancak eşlerden talep etmesi ve bir miktar belirtmesi üzerine hakim bu miktarı aşacak şekilde tedbir nafakası ödenmesine hükmedemez.

Tedbir nafakası bir ara karardır. Bu nedenle buna itiraz mümkündür. Hakimin hükmettiği tedbir nafakasına itiraz etmek isteyen kişi karşı tarafın yoksulluğa düşmeyecek olduğunu ispat etmek durumundadır.

Yargılama süresince tedbir nafakası miktarı tarafların talebi üzerine değişen durumlara göre hakim tarafından azaltılabilir yahut artırılabilir. Bu karar bir ara karar niteliğindedir ve talebi harca tabi değildir. Yani kişi ne kadar talepte bulunursa bulunsun herhangi bir harç ödemek durumunda değildir. Boşanma davasında kararın kesinleşmesi ile birlikte kalkar ve karara göre türü değişir.

“Tedbir nafakası ödenmezse ne olur sorusu burada cevaplanması gereken sorulardandır. Tedbir nafakasının ödenmemesi hali çok karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda en hızlı şekilde icra takibi süreci işletilip bedelin icrası sağlanmalıdır. Bu icra kişinin maaşına konulacak bir haciz olabileceği gibi normal icra takibi prosedürü de olabilir. Burada avukat yardımı önemi biraz daha artmış bulunmaktadır.  Bununla beraber alacak icra takibi hukuku içerisinde öncelikli alacaklardan sayılmıştır. Bu nedenle satış yolu uygulandığında öncelikle nafaka alacağı karşılanır. Sonuç olarak tedbir nafakası ödenmezse icrası yoluna gidilir ve bu durum yargılama süresince ödemeyen eşin aleyhine bir durum olarak işletilebilir.

“Tedbir nafakası ne kadar sürede bağlanır sorusu da gene en çok merak edilen sorulardandır. Bu noktada söyleyebiliriz ki mahkemeler bu nafakanın aciliyeti bilincine sahip olmakla birlikte kişinin de hukuki süreci doğru işletmesi önem arz eder. Yani hakim resen tedbir nafakası kararı vermekte zaten acele eder. Ancak kişinin de talepte bulunmasının önünde bir engel yoktur hatta çabukluk bakımından yararına bile olabilir.

İştirak Nafakası Nedir?

İştirak nafakası çocuğun geçimini konu edinir. Boşanma kararı ile birlikte çocuğun velayeti eşlerden birisine verilecektir. Velayet kendisine verilmeyen eş maddi imkanları ölçüsünde velayet hakkını elinde bulunduran eşe iştirak nafakası adı altında çocuğun geçimini sağlayabilmesi için bir miktar para verir. İştirak nafakasına hakim boşanma kararı ile birlikte talep beklemeksizin hükmeder. Ancak eşlerden bu yönde talep gelmesinde de bir sakınca yoktur.

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere tedbir nafakası çocuk için de verilebiliyordu. İşte boşanma süreci için verilen tedbir nafakasının boşanma kararı ile birlikte aldığı görünüm iştirak nafakası olur. Bu nafaka türü gene burada da kusurdan bağımsız bir ödemedir. Yani velayeti alan eşin boşanmadaki kusuru önem arz etmez. Önemli olan velayet hakkını alamayan eşin çocuğun geçimine katkı sağlamasıdır.

“İştirak nafakası ne zaman sona erer sorusu en çok karşılaştığımız sorulardandır. Bu durum kanunda gösterilmiştir. Temelde ergin olmayan çocuk için verileceği için çocuğun ergin olması ile iştirak nafakasının kaldırılması durumu söz konusu olur. Çocuk 18 yaşına geldiğinde ergin olacak veya mahkeme kararı ile ergin kılındığında da ergin sayılacak bu durumda ödeme yapan eş, kaldırılması talebinde bulunabilecektir.

Doğal olarak “İştirak nafakası kaç yaşına kadar ödenir” sorusunun temel cevabı çocuğun 18 yaşına gelmesine kadardır. Ayrıca çocuğun evlenmesi durumunda da iştirak nafakasının kaldırılması söz konusu olur. Bununla beraber ergin olan yani 18 yaşını dolduran çocuğun eğitim hayatı devam  etmekte ise devam eder.

Yukarıda tedbir nafakası ödenmemesi hali için bahsettiğimiz sonuçlar iştirak nafakası için de geçerlidir. “İştirak nafakası ödenmezse ne olur sorusuna verilecek cevap en hızlı şekilde icra takibi prosedürü işletilmesi gerekliliğidir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere nafaka alacağı icra takibinde öncelik sağlanan alacaklardandır. Bu noktada icra takibi prosedürü işletildiği zaman alacağın tahsili daha da kolaylaşır.

Yazımızı sorular ile boğmak istemeyiz ancak bu meseleler uygulamada sıklıkla karşılaştığımız sorular olduğundan yazıda yer verme mecburiyeti hissettik.

Yoksulluk Nafakası Nedir?

Yoksulluk nafakası boşanma kararı ile birlikte hakimin hükmetmesi gereken nafaka çeşitleri arasında yer alır. Talep edecek olan eş boşanma dolayısıyla yoksulluğa düşeceği iddiasında bulunur.

Yukarıda diğer nafaka türlerinden bahsederken bunların kusurdan bağımsız ödemeler olduklarını belirttik. Yoksulluk nafakası bu noktada ayrılır. Talep diğer eşten daha daha fazla kusurlu olmamaya bağlıdır. Yani talepte bulunacak edecek olan eş diğer eşe göre daha az kusurlu olmalı yahut hiç kusurlu olmamalıdır. Boşanmada eşit kusur durumunda da yoksulluk nafakası talep etmek mümkündür.

Yoksulluk kavramı içi genel geçer olarak doldurulmuş bir kavram değildir. Bu nedenle her somut olay için ayrıca değerlendirme yapılır. Şartları arasında talep etme koşulu da yer alır. Hakim bu hükmü verebilmek için tarafların talebini bekler.

Yoksulluk nafakası herhangi bir süreye bağlı değildir. Bunun anlamı bu nafakanın süresiz olarak ödenecek olmasıdır. Ancak yoksulluk nafakasının kaldırılması imkanı her zaman vardır. Yoksulluk nafakasının kaldırılması bazı şartlara bağlanmıştır. Bu şartlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Kendisine ödeme yapılan kişinin evlenmesi halinde nafaka ödeyen diğer eşe yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkı doğar.
  • Resmi evlilik olmadan fakat evliymiş gibi sürekli başka birisi ile yaşayan eş, bu nafaka türünü alıyorsa bu hakkını kaybeder.
  • Kendisine ödeme yapılan eşin yoksulluk durumunun ortadan kalkması durumunda da sona erebilir.
  • Eşlerden ikisinden birisinin ölmesi durumunda da kalkar. Mirasçılara geçmez.

ÖNEMLİ!: İleride düzenlenmesi beklenen yasa ile birlikte ömür boyu veya süresiz nafaka diye tabir ettiğimiz bu nafaka türünün süresiz olmasının önüne geçilecektir. Bununla birlikte 1 gün bile evli kalan kişinin bir ömür ödeme yapmasının önüne geçilmesi planlanmaktadır. Bu konu ile ilgili süresiz nafaka düzenlemesi yazımızı okuyabilirsiniz.

Yoksulluk nafakasının kaldırılması imkanı mahkeme kararı alınarak kullanılabilir. Yukarıda saydığımız üzere şartları ortadan kalktığı gibi mahkemeye başvurarak bu yükten kurtulmak mümkündür. Ancak bu konuda delillerinde iyi bulunması ve belirtilmesi gerekir.

Burada yoksulluk nafakası nasıl hesaplanır sorusunun da cevaplanması gerekir. Yoksulluk nafakası için matematiksel bir hesaplama yöntemi yoktur. Hakim somut olayın özelliklerini dikkate alarak tarafların maddi durumunu gözeterek bir karar verir. Her sene için artış miktarı belirleyebilir. Bunlar tamamen somut olayın özelliklerine göre değişir. Burada avukatın miktar talebini destekleyecek iddia ve delilleri dosyada bulunmalıdır.

Yoksulluk nafakası boşanma davası sürerken hakimden talep edilebilir. Bu durumda boşanma kararı ile birlikte hüküm verilir. Bununla beraber boşanmadan sonra 1 yıl içerisinde ayrı bir nafaka davası açılarak da talep edilebilir. Bu dava nafaka davası olarak adlandırılır ve  aşağıda ayrıntılarına değineceğimiz üzere konusu sadece nafakadır.

Yardım Nafakası Nedir?

Yardım nafakası yukarıda da belirttiğimiz üzere boşanma davası ile ilgili bir dava değildir. Türk Medeni Kanunu 364. madde düzenlemesi içerisinde yer alır. Kişinin yardım etmemesi halinde yoksulluğa düşecek olan akrabalarına maddi gücü oranında yardımda bulunma yükümlülüğü vardır.

Buradaki akrabadan kasıt; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Kardeşlerin yükümlülüğü, üstsoy ve altsoya göre hafifletilmiştir. Buna göre kardeşlere yardım nafakası verme borcu ancak refah içinde olma halinde söz konusudur.

Burada gene cevaplanması gereken soru “yardım nafakası ne zaman biter” sorusudur. Yardım nafakasının kaldırılması imkanı her zaman vardır. Ödemede bulunan kişinin maddi imkanlarının zorlaşması, taraflardan birisinin ölümü, yahut kendisine ödeme yapılan kişinin maddi durumundaki düzelme hallerinde kaldırma talepli dava açılabilir.

Nafaka Davası Nasıl Açılır?

Nafaka davası yukarıda değindiğimiz üzere yoksulluk, iştirak ve yardım nafakası için açılan davalara denir.

Yardım nafakası, dava açılmaksızın talep edilmesi mümkün olmayan bir nafaka türüdür. Tedbir nafakası ise ayrı bir nafaka davası ile talep edilemeyen bir nafaka türüdür.

İştirak nafakası normal şartlarda hakimin re’sen karar vermesi gereken bir durumdur. Dolayısıyla ayrı bir dava açılmasına lüzum olmaması gerekir. Ancak bazen ihmal edilebilmektedir. Böyle bir durumda iştirak talepli bir dava açılabileceği kabul edilmektedir.

Burada önemli olan yoksulluk nafakası boşanma davasında talep edilebileceği gibi ayrı bir nafaka davası açılarak da talep edilebilir. Bu noktada seçimlik olarak kişi hak sahibidir. Ancak boşanma davasından sonra nafaka davası açılabilmesi boşanma davasında nafaka talep edilmemiş olmasına bağlıdır. Yani boşanma davasında talep edilir ve bu talep reddedilirse dava sonrasında ayrıca bir nafaka davası açılarak yoksulluk nafakası talep edilemez.

Nafaka davası açılmadan önce davaya hazırlığın iyi yapılması önem arz eder. Çünkü mahkemeye nafakaya dayanak teşkil edecek haklı nedenler sunulmalıdır. Bunun için gerekli araştırmaların hukuki zeminde ve kişi lehine yapılması önemlidir. Bu nedenle bir boşanma avukatının yardımına başvurmak kişi için en iyisi olacaktır. Yani “nafaka davası nasıl açılır” sorusuna verilecek en iyi cevap bir avukat tarafından somut olay değerlendirilerek verilir.

Yargılama masrafları ödenerek dava görevli ve yetkili mahkemede açılmalıdır. Görev, yetki ve zamanaşımına ilişkin açıklamalar yazımızın devamında yer almıştır. Sürecin mahremiyeti ve hızlı sonuçlanması ihtiyacı dolayısıyla temsil hizmeti yahut danışmanlık alınması kişinin her zaman yararınadır.

Nafaka Davası Ne Kadar Sürer?

Nafaka davası basit yargılama usulü ile görülür. Nafaka davası ne kadar sürer sorusunun cevabı için net bir şey söylenemez. Mahkemenin yoğunluğu, dava konusunun tespiti, yapılacak araştırmalar, toplanacak deliller, dinlenecek şahitler vb. birçok etken yargılama süresini artırıcı etkiye sahip olabilmektedir. Bununla beraber sürecin bir avukatın hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesi nafaka davasında her aşamanın hukuki zeminde hızlı bir şekilde sonuçlanmasına neden olacağından süreyi kısaltabilmektedir. Ancak genel olarak söyleyebiliriz ki nafaka davası için 3 – 8 ay arasında değişen bir yargılama süresi uygulamada görülmektedir.

Nafaka Hangi Hallerde Kaldırılır?

Tedbir nafakası yukarıda değindiğimiz üzere hangi karara varılırsa varılsın yargılamanın sonunda kaldırılır. Nitekim bu tür, boşanma süreci devam ederken dava dolayısıyla yoksulluğa düşen eşin ve çocuğun geçimini sağlayabilmesi içindir.

İştirak, çocuk ergin olana kadar geçerli bir nafaka türüdür. Çocuk 18 yaşına ulaşırsa yahut mahkeme kararı ile ergin kılınırsa kalkar. Bununla beraber ergin çocuğun eğitim hayatı devam etmekteyse devam eder.

Yardım nafakası boşanma ile ilgili değildir. Tamamen yoksulluğa düşen bazı akrabaların korunmasına yöneliktir. Tarafların değişen maddi imkanları bu nafakanın kalkmasına neden olabilir.

Yoksulluk nafakası ödeme alan eşin evlenmesi ile kendiliğinden kalkar yahut maddi durumundaki değişme ile kaldırılabilir. Birisi ile resmi nikah kıymaksızın evliymiş gibi hayat sürdürme de haklı neden oluşturur.

İster nafaka borçlusu ister alacaklısı olsun taraflardan birisinin ölmesi ile nafaka gene kendiliğinden kalkar.

Nafaka Neye Göre Belirlenir?

Öncelikle nafaka türleri arasından yoksulluk türü dışında kalanlar için yukarıda da belirttiğimiz üzere kusur araştırması yapılmaz. Yani tedbir ve iştirak nafakası için hangi eş daha kusurlu gibi bir soru cevaplanmaya çalışılmaz. Burada eşin ve çocuğun giyim, barınma, gıda, eğitim, sağlık, sosyal hayat gibi temel ihtiyaçları gözetilerek ihtiyaç sahibi tarafa diğer eşin ödeme yapması söz konusu olur.

Yoksulluk nafakası ise kusurun varlığını gerektirir. Boşanma dolayısıyla yoksulluğa düşecek olan taraf diğer eşten daha az kusurlu ise veya eşit kusurlu ise yahut hiç kusurlu değilse yoksulluk nafakası alabilmek için dava açabilir veya boşanma davasında bu talebini dile getirebilir. “Nafaka neye göre belirlenir” sorusunun ilk cevabı kusurdur.

İkinci olarak tarafların ödeme gücü ve sosyo – ekonomik yaşam şartları önem arz eder. Sözgelimi bir ayakkabı boyacısına aylık 100 TL nafaka ödeme yükümü getirilebilirken bir futbolcuya aylık 50 bin TL ödeme yükü getirilebilir. Doğal olarak bu durumun araştırması mahkeme tarafından yapılacaktır. Kişi de bu noktada delil sunabilir.

Daha az nafaka ödemek veya daha çok almak isteyen taraf buna göre delillerini sunmalıdır. Ekonomik durum delili çok önemlidir.

Nafaka Ödenmezse Ne Olur?

Nafaka borcu icra takibinde sıra cetveli içerisinde 1. sırada yer alan alacaklardandır. Bunun anlamı, alacak için icra takibi yapıldığı zaman satış işlemi sonrası öncelikle ödenir. Ancak birikmiş nafaka alacağı sıra cetvelinde 1. sırada yer almaz. Güncelliğini devam ettiren nafaka alacağı için geçerlidir. Nafaka ödenmezse kişi icra takibi prosedürü işleterek rahatlıkla güncel alacağını ve birikmiş alacağını tahsil edebilir.

Nafaka ödenmezse ayrıca maaşa haciz konularak eşe otomatik ödeme yapılabilir. Emekli maaşı da bu kapsamda haciz konulabilecek maaşlardandır. Maaştan kesme durumu söz konusu olduğunda aylık olarak belirlenen miktar kesintiye uğramaksızın tamamı maaştan kesilerek eşe verilir. Ödeme yükümlülüğü altında olan kişinin maaşında başka alacaklıların haczinin olmasının bir önemi yoktur. Alacağın önceliğine binaen her türlü maaştan tam olarak kesilir. Maaşın ¼ üne haciz koyabilme sınırı nafaka alacağı için geçerli değildir. Nafaka miktarının tamamı kesilir.

ÖNEMLİ:! Nafaka borcu ödenmemesi durumunda İcra ve İflas Kanunu m. 344 uyarınca tazyik hapsi de söz konusu olabilir. Madde hükmüne göre nafakaya ilişkin bir karar söz konusu ise ve nafaka ödenmezse nafaka alacaklısı eşin şikayet etmesi üzerine borcunu ödemeyen kişiye 3 ay tazyik hapsi verilir. Kişi bu süre içinde borcunu öderse hapis cezası kaldırılır. Konu ile ilgili ihtilaf doğuran halihazırda bir dava söz konusu ise kişi gene borcunu ödemek durumundadır. Ancak böyle bir durumda nafaka ödenmezse tazyik hapsinin uygulanabilmesi için açılmış olan davanın sonuçlanması beklenir. Yani bir bekletici mesele hali söz konusu olur.

Davada Zamanaşımı

Esasen burada hak düşürücü süre olarak bahsetmek daha doğru olacaktır. Nafaka davası açabilmek için ayrı hak düşürücü süresi olduğu gibi nafaka alacağı tahsili için de ayrı hak düşürücü süreler söz konusudur. Bu hak düşürücü zamanaşımı süreleri içerisinde gerekli hukuki prosedür işletilmediği zaman nafaka davası açma hakkı yahut ödenmeyen alacakların tahsili imkanı kalmaz.

Nafaka türleri için;

  • Tedbir nafakası boşanma davası sırasında istenir. Bu nedenle burada bir hak düşürücü süre söz konusu olmaz.
  • İştirak nafakası ise hakimin re’sen karar vermesi gereken bir nafaka türü olması dolayısıyla esasen boşanma davasında buna hükmedilmemiş olması bir hata olacağından herhangi bir hak düşürücü süre söz konusu olmaksızın nafaka davası açılarak talep edilebilir. Kararın kesinleşmesinin ertesi günü açılabileceği gibi 5 yıl – 10 yıl sonrasında bile açılabilir. Yahut tarafların maddi durumları dolayısıyla iştirak nafakası ödemeyen eşin maddi durumundaki değişmeye dolayısıyla da bu talep edilebilir.
  • Burada asıl özellik arzeden durum yoksulluk nafakası içindir. Bu nafaka boşanma davası sırasında istenebilir. Bununla beraber boşanma davasında talep edilmemişse boşanma davasından sonra dava açılarak talep edilme imkanı vardır. Burada açılacak olan nafaka davası boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 1 sene içerisinde açılmak durumundadır. Aksi halde bir daha yoksulluk nafakası talepli boşanma davası açılamaz.
  • Yardım nafakası yardım ihtiyacı doğan herhangi bir zamanda açılabilir. Yukarıda değindiğimiz üzere şartları arasında herhangi bir zamanaşımı süresine uyma şartı yoktur.

Nafaka alacağı için ise;

  • Her alacak kural olarak aksi kanunda öngörülmediği sürece 10 yıllık zamanaşımına tabidir. 10 yıl içinde bu alacağa ilişkin hukuki prosedür işletilmediği takdirde alacak hakkı düşer.
  • Mahkeme kararı ile doğduğundan ilam niteliği taşır. İcrası da ilamlı icra yoluyla yapılabilir. İlamlar için de İcra İflas Kanunu 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörmüştür ancak bu noktada istisna teşkil eder.
  • Yani bir kişi lehine mahkemece verilmiş nafaka hükmü geçerliliğini her zaman korur. Bunun geçerli olabilmesi için normaldekinin aksine 10 sene içerisinde icrasının talep edilmesi gerekmez.
  • Ancak buna rağmen geçmiş 10 seneye ilişkin alacak hakkı burada da zamanaşımına uğrar. Yani örneğin bir kişi nafaka borcunu 15 senedir ödemiyorsa bu kişiye karşı takip başlatıldığı zaman yalnızca son 10 senenin alacağı talep edilebilir.

Nafaka Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nafaka davası ve boşanmaya dair diğer işler bu konuda özel olarak ihtisaslaşmış aile mahkemelerinde görülür.  Yetkili mahkeme ise taraflardan birisinin bulunduğu yer mahkemesidir.

Bu durumda yoksulluk, yardım, nafaka artırım davası ve nafakaya ilişkin diğer talepler doğrultusunda açılacak davalar için görevli ve yetkili mahkeme taraflardan birisinin bulunduğu yer aile mahkemesidir.

Bazı yargı çevrelerinde aile mahkemesi nüfusun azlığı veya başka nedenlerden ötürü kurulmamış olabilir. Örneğin nüfusu 100 bin ve altında bulunan yerlerde genellikle aile mahkemesi bulunmamaktadır. Bu durumda söz konusu davalar asliye hukuk mahkemesinde açılacaktır.

Nafaka Artırım Davası

Nafaka alan eş aldığı miktarın kendisine yetmemesi halinde haklı gerekçelerini mahkemeye sunmak suretiyle nafaka artırım davası açabilir. Hayat standartları sürekli değişir ve gün geçtikçe ekonomik ihtiyaçlar artar. Buna bağlı olarak kanun kişiye nafaka artırım davası açma hakkı tanımıştır. Sebepleri, sonuçları ve şartları itibariyle geniş bir hukuki prosedüre sahiptir. Uygulaması da aynı derecede önem taşır ve karmaşık yapıdadır. Bu nedenle artırım davası konusunun ayrı bir makaleye konu olmasını uygun gördük.

Bunun için nafaka artırım davası adlı makalemize bakabilirsiniz. Nafaka davasının önemli diğer ayrıntılarına aşağıda değinmeye devam ediyoruz.

Nafaka Davası Sürecinde Avukatın Önemi

Boşanma ve nafaka ile ilgili davalarda avukat ile temsil edilme zorunluluğu yoktur. Herkes kendisi bu süreci takip edebilir. Ancak mevzuatın sürekli yenilenen ve karmaşık yapısı gereğince bu işlerde uzman bir avukatın hukuki yardımı neredeyse zorunluluk arz eder.

Boşanma avukatı veya aile hukuku avukatı adına ne denirse densin bir avukatın yardımı her türlü nafaka davası sürecinde kişi için en önemli yardım unsuru olacaktır.

Nafaka Davası Avukatlık Ücreti

Kural olarak bir avukatla müvekkili arasındaki temsil ilişkisi yahut danışmanlık işi ücrete tabidir. Bu ücret avukat ile müvekkil arasında serbestçe belirlenir. Ancak baronun her sene belirlediği asgari miktarın altında bir ücrette anlaşılamaz.

Bununla beraber baro her sene asgari ücret tarifesinin yanında bir de tavsiye niteliğinde ücret tarifesi yayınlamaktadır. Bu liste avukatlar için bağlayıcı değildir ancak genellikle bu rakamlar üzerinden anlaşılmaktadır.

Yargılama konusunun kapsamı, görülecek işler vb. her türlü unsur ücreti artırıcı yahut azaltıcı etkiye sahiptir. Ücret ile ilgili net bir cevap alınabilmesi için deneyim sahibi bir aile mahkemesi avukatı  ile yüz yüze görüşmek en doğrusu olacaktır.