Doktor Hatası (Malpraktis) Nedeniyle Ceza Davası

Doktor Hatası (Malpraktis) Nedeniyle Ceza Davası

Doktor hatası (malpraktis) nedeniyle ceza davası; yanlış teşhis yahut tedavi sebebiyle zarar gören hastaların şikayeti sonucu hekim hakkında açılan kamu davasıdır. Hekimin yanlış uygulaması sonucu açılan tazminat davalarında, hekim hakkında cezai yaptırıma hükmedilmesi söz konusu olmadığından ayrıca ceza davasının açılması zorunludur. Ceza davasında soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin titizlikle ve hukuka uygun şekilde yürütülmesi taraflar açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır.

Doktor Hatası (Malpraktis) Nedeniyle Ceza Davası Nedir?

Doktor hatası (malpraktis) nedeniyle ceza davası; yapılan tıbbi işlemlerde mesleki kusuru bulunan ve mesleki kusuru sebebiyle hastanın sağlığında zarar meydana getiren hekimlere karşı açılan dava türüdür.

Açılacak ceza davası, idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davası ve asliye hukuk mahkemelerinde açılacak maddi manevi tazminat davalarından farklıdır. Hekim hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, hekimin kasten yaralama yahut kasten öldürme suçlarını işlediğine ilişkin yeterli somut delil olması halinde açılmaktadır.

Hekimlerin insan bedeni üzerinde yaptıkları işlemler her ne kadar kasten yaralama suçuna konu oluştursa da, yapılan işlemler sırasında tıp biliminin kurallarına uygun müdahalede bulunulması hukuka uygunluk yaratarak suçu ortadan kaldırmaktadır. 

Doktorun Hatasından Dolayı Ceza Sorumluluğu

Doktorun hatasından dolayı cezai sorumluluğu, tıbbi işlemlerin doğası gereği ortaya çıkan önce yaralama sonra iyileştirme kuralından kaynaklanan sorumluluk türüdür. Ceza sorumluluğu, tazminat sorumluluğundan ayrı olarak hekimin, ortaya çıkan zarara ilişkin cezalandırılması sonucunu doğurmaktadır.

Hekimlerin yaptıkları işlemlerin suç kapsamına girmesi ve cezai yaptırıma tabi tutulması için aranan bazı şartlar vardır. Suçun oluşumu açısından sağlanması gereken şartlar şunlardır:

  • İşlem kanunen yetkisiz bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş olmalıdır. Tıp doktoru  sıfatı ve sıfatın sağladığı yetkilerin kullanımı tıp diplomasına sahip hekimlere verilmektedir.
  • Yapılan işlemin tıp biliminin verilerine aykırı ve meslek kusuruna sebebiyet verecek şekilde gerçekleştirilmiş olması gerekir,
  • Teşhis, tedavi süreçleri ve ortaya çıkabilecek zararlarla ilgili hastanın aydınlatılmamış olması gerekir,
  • Zorunluluk hali bulunmadığı durumlarda, hastanın rızasının alınmamış olması gerekir,

Yukarıda sayılan şartların sağlanması halinde hekimin cezai sorumluluğundan bahsedilebilmektedir. Bu noktada yapılan işlemin türüne ve ortaya çıkan zararın boyutuna göre söz konusu olabilecek suçlar şunlardır:

  • Kasten yaralama suçu,
  • Kasten öldürme suçu,
  • Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu,
  • Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçu,
  • İnsan üzerinde deney suçu,
  • Organ veya doku ticareti suçu,
  • Çocuk düşürtme, 
  • Görevi kötüye kullanma suçu,
  • Genital muayene.

Yukarıda yer alan suçlara ilişkin olarak yürütülen ceza yargılaması sonucunda hekimin adli para cezasından müebbet hapis cezasına kadar çeşitli cezalarla cezalandırılması söz konusu olmaktadır. 

Yapılan yargılamada, bilirkişi raporları ile hekim tarafından ortaya konan işlemin tıp verilerine uygunluğu ve yerindeliği tespit edilmektedir. Aynı şekilde, hekimin suç işleme konusunda kastının bulunup bulunmaması da hükmedilecek cezayı direkt olarak etkileyen hususlardandır.

Doktorun Hatasından Dolayı Taksirle Öldürme Suçu

Doktorun hatasından dolayı ortaya çıkan taksirle öldürme suçu, hekimin mesleki kusuru, dikkatsizliği veya ihmali sonucunda hastanın hayatını kaybetmesi halinde oluşan suç türüdür. Taksirle öldürme suçu Türk Ceza Kanunu m.85 hükmünde açıklanmaktadır.

TCK 85:

“Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Doktorun hatasından dolayı ortaya çıkan taksirle öldürme suçunda, hekim hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasına hükmedilmektedir. Hekimin eylemlerinin, kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi suçu kapsamında değerlendirilmesi halinde ise 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına hükmedilmektedir. 

Mahkeme tarafından hükmedilecek ceza belirlenirken hekimin mesleki kusur oranı, dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal düzeyi, hastayı öldürme konusundaki kastı gibi somut olaya ilişkin detaylar değerlendirilmektedir.

Dikkat ve özen yükümlülüğü, birtakım tedbirler alarak ortaya çıkacak sonuçların önlenmesi yükümlülüğüdür. Bir davranışın dikkat ve özen yükümlülüğüne uygunluğu, genel hayat tecrübesine, belli bir alana ilişkin kurallara yönelik objektif değerlendirmeler yapılarak belirlenir. 

Taksirle öldürme suçuna ilişkin detaylı bilgi, örnekler ve açıklamalar “taksirle öldürme suçu ve cezası” başlıklı makalede yer almaktadır.

Doktor Hatası (Malpraktis) Nedeniyle Ceza Davası

Doktorun Hatasından Dolayı Taksirle Yaralama Suçu

Doktorun hatasından dolayı taksirle yaralama suçu; konulan teşhis yahut uygulanan tedavi sonucunda hastanın vücuduna acı veren veya sağlığının, algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan fiillerin oluşturduğu suç türüdür. Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu m.89 hükmünde açıklanmaktadır.

TCK 89:

‘’(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.’’

Doktorun hatası sebebiyle ortaya çıkan taksirle yaralama suçunda, hekim hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilmektedir.

Taksirle yaralama suçunun ortaya çıkması için hekimin, yürüttüğü tedavi sürecinde ve eylemlerinde tıp biliminin verilerine aykırı hareket etmiş olması şarttır. Bu itibarla, suçun oluşması için genel olarak sağlanması gereken şartlar şunlardır:

  • Hekimin, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması,
  • Söz konusu davranış sonucunda bir kimsenin vücuduna acı verilmesi veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulması,
  • Hekimin bu neticeyi öngörmesinin mümkün olmaması.

Yapılan işlemler sonucunda hastanın duyularından veya organlarından birinin sürekli olarak zayıflaması yahut işlevini kaybetmesi halinde suçun cezayı artıran nitelikli halinin söz konusu olduğu söylenmektedir. Verilecek cezanın artmasına sebebiyet veren diğer nitelikli haller şunlardır:

  • Hastanın vücudunda kemik kırılması,
  • Konuşmasında sürekli zorluk oluşması yahut konuşma yeteneğinin kaybolması,
  • Yüzde sabit iz oluşması,
  • Yaşamın tehlikeye girmesi,
  • Hastanın, iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanaması yahut bitkisel hayata girmesi,
  • Çocuk yapma yeteneğinin kaybolması, 
  • Gebe hastanın çocuğunun düşmesi.

Mevzubahis suçların oluşup oluşmadığı hususunda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, hekim fiillerinin tıp biliminin kurallarına uygun olup olmadığıdır. Taksirle yaralama suçunun oluşum şekli, cezayı artıran nitelikli halleri, somut Yargıtay kararları ve konu hakkındaki diğer detaylar, “taksirle yaralama suçu ve cezası” başlıklı makalede yer almaktadır.

Malpraktis Nedeniyle Savcılık Soruşturması

Malpraktis nedeniyle savcılık soruşturması; mağdur tarafından cumhuriyet savcılıklarına yahut kolluk birimlerine yapılan şikayet ile başlayıp dava açılmasıyla sona eren süreçtir. Soruşturma aşamasında; delillerin toplanması, ifade-sorgu, adli kontrol ve tutukluluk gibi güvenlik tedbirlerinin uygulanması süreçleri yer almaktadır.

Taksirle yaralama suçunda, tarafların soruşturma aşamasında uzlaşması da söz konusu olabilmektedir. Savcılık tarafından toplanan lehe-aleyhe delillerin değerlendirilmesi sonucunda, soruşturmaya yer olmadığı kararı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilmektedir. Yeterli delil bulunması halinde, savcılık tarafından düzenlenen iddianamenin kabulüyle yargılama aşamasına geçilmektedir.

Malpraktis Nedeniyle Ceza Davası Yargılama Süreci

Malpraktis nedeniyle ceza davası yargılama süreci; savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabulü ile başlayıp konu  hakkında hüküm kurulmasıyla sona eren süreçtir.

Ceza yargılaması aşamasında duruşmalar yapılır, suçun oluşumunda etkisi olan kişiler sorgulanır, tanıklar dinlenir, bilirkişi raporları istenir ve incelenir. Yargılama sürecinin sonucunda hekim hakkında verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın ertelenmesi,
  • Davanın düşmesi.

Mahkeme tarafından verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurmak mümkündür. Bu itibarla, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde zabıt katibine sunulan beyan ile istinaf başvurusu yapılabilmektedir. Aksi takdirde kararın infazı söz konusu olmaktadır.

Sonuç

Doktor hatası nedeniyle (malpraktis) ceza davası; hekimin hatalı işleminin cezai yaptırımla sonuçlanabileceği kamu davası türlerinden olduğundan dikkatli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Ceza yargılaması sürecinde yapılan savunmalarda eksiklik yahut hata bulunması halinde hekimin hapis cezasına çarptırılması söz konusudur. İnsan hayatını doğrudan etkileyen bu hususlara ilişkin prosedürlerin hukuka uygun şekilde yürütülmesi için alanında uzman bir malpraktis avukatından danışmanlık almak oldukça önemlidir.