taksirle yaralama suçu tck 89

Taksirle Yaralama Suçu (TCK 89)

Taksirle Yaralama Nedir?

Taksirle yaralama suçu, bir kişinin kendisinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak başka bir kişinin vücuduna acı vermesine, sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmasına  denir. TCK 89 düzenlemesinde yer alan taksirle yaralama suçu, kasten yaralama suçu ile bağlantısız olarak düzenlenmiştir.

TCK 89 maddesini okumak istemeyenler direk olarak yazımıza devam edebilirler.

tck 89

Taksirle yaralama olayı günümüzde en çok karşılaşılan adli vakıalardandır. Trafikte, hastanede, iş yerinde vb. hayatın akışı içerisinde sıklıkla karşılaşılmaktadır. TCK 89 suçunda esasen failin dikkatli ve özenli davranmamış olması cezalandırılmaktadır.

TCK 89 suçunun cezası bakımından pek önemsenmediği görülmektedir. Ancak bu çok hatalı bir yaklaşımdır. Olaydaki cezayı ağırlaştırıcı haller veya başka suçların da doğmuş olması gibi hallerde ciddi cezai yaptırımlar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle her suçta olduğu gibi TCK 89 suçunda da özenle takip edilmesi gereken bir süreç söz konusu olur.

Aşağıda taksirle adam yaralama suçunun unsurlarına, temel işleniş şekline, öngörülen cezalara, cezayı artıran ve azaltan durumlara, yargılama sürecine, mahkemenin verebileceği kararlara ve diğer önemli noktalarına değindik. Konunun önemine binaen yazının dikkatlice okunmasını tavsiye ederiz.

Taksirle Yaralama Suçunun Temel İşleniş Şekli ve Cezası

TCK 89/1’de taksirle yaralamanın basit işlenişi ve cezası yer almıştır. Taksirle yaralama seçimlik hareketli bir suç olduğu için herhangi bir fiil ile işlenebilmektedir. Buna göre taksirle yaralama suçu olarak işlenen fiiller şu özelliğe sahip olmalıdır:

  • Taksirle bir kişinin vücuduna acı verme
  • Taksirle bir kişinin sağlığının bozulmasına yol açma
  • Taksirle bir kişinin algılama yeteneğinin bozulmasına yol açma

TCK 89 suçu neticeli bir suç olduğu için mağdurun vücuduna acı verilmesi yahut sağlığının algılama yeteneğinin bozulmuş olması neticesi gerçekleşmelidir ki fail cezalandırılabilsin. Taksirle adam yaralama fiili icrai bir davranış ile gerçekleştirilebileceği gibi ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir.

Taksirle Yaralama Cezası TCK 89/1’de yer alan suçun temel işlenişi ile ilgili öngörülen ceza alt sınırı 3 ay üst sınırı 1 yıl olan hapis yahut adli para cezasıdır. Burada mahkeme ya 3 ay ile 1 yıl arasında bir hapis cezasına veya adli para cezasına hükmeder. İki ceza bir arada verilemez.

Bu bahsettiğimiz suçun basit hali için öngörülen ceza idi. Bu temel fiil için öngörülen ceza bazı durumlarda nitelikli hallerin varlığı ile daha ağır cezayı gerektirir. Şimdi bu hallere değineceğiz.

Taksirle Yaralama Suçu infografik

Taksirle Yaralama Suçunda Cezayı Artırıcı Nitelikli Haller ve Cezası

Taksirle adam yaralamada; fail, mağdur veya suçun işleniş şekli ile ilgili öyle durumlar söz konusu olabilir ki bu hallerde daha ağır ceza uygulanır. Bunlara nitelikli haller denir ve TCK 89/2, TCK 89/3 ve TCK 89/4 hükmünde düzenlenmiştir. Bu nitelikli halleri ve öngörülen cezaları TCK 89/2’den başlayarak  şu şekilde sıralamamız mümkündür:

  • Taksirle yaralama fiili mağdurun duyu veya organlarından birisinin işlevinde sürekli olarak zayıflamaya yol açmışsa, temel cezaya göre ½ oranında artırılarak cezaya hükmedilir. (TCK 89/2-a)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun vücudunda kemik kırılmasına yol açmışsa, temel cezaya göre ½ oranında artırılarak cezaya hükmedilir. (TCK 89/2-b)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun konuşmasında sürekli bir zorluğa yol açmışsa, temel cezaya göre ½ oranında artırılarak cezaya hükmedilir. (TCK 89/2-c)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun yüzünde sabit ize yol açmışsa verilecek olan ceza temel cezaya göre ½ oranında artırılarak verilir. (TCK 89/2-d)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir duruma yol açmışsa verilecek olan ceza, temel cezaya göre ½ oranında artırılarak verilir. (TCK 89/2-e)
  • Taksirle yaralama fiili, gebeye karşı işlenir de erken doğuma neden olursa verilecek olan temel cezaya göre ½ oranında artırılarak cezaya hükmedilir. (TCK 89/2-f)

Buraya kadarki haller TCK 89/2’de yer alan cezayı artırıcı nitelikli hallerdi. Bu hallerde görüldüğü üzere ½ oranında bir artırım öngörülmüştür.

Sonuç olarak 4,5 ay ile 18 ay arasında değişen bir hapis cezası söz konusu olabilmektedir. Eğer adli para cezasına hükmedilecekse o da aynı şekilde yarı oranında artırılarak verilecektir.

Bununla beraber bir de TCK 89/3’de yer alan cezayı artırıcı nitelikli haller söz konusudur. Bunları da şu şekilde sıralamamız mümkündür:

  • Taksirle yaralama fiili mağdurun iyileşme imkanı bulunmayan bir hastalığa yakalanmasına veya bitkisel hayata girmesine neden olmuşsa suçun temel şeklinde öngörülen cezaya göre 1 kat fazla cezaya hükmedilir. (TCK 89/3-a)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun duyu veya organlarından birisinin sürekli olarak kaybına yol açmışsa suçun temel şeklinde öngörülen cezaya göre 1 kat fazla cezaya hükmedilir. (TCK 89/3-b)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun konuşma yeteneğini veya çocuk yapma yeteneğini sürekli olarak kaybetmesine yol açmışsa verilecek olan temel cezaya göre 1 kat artırılarak cezaya hükmedilir. (TCK 89/3-c)
  • Taksirle yaralama fiili mağdurun yüzünün sürekli olarak değişmesine yol açmışsa verilecek olan ceza temel cezaya göre 1 kat artırılarak verilir. (TCK 89/3-d)
  • Taksirle yaralama fiili gebe bir kadına karşı işlenip de bebeğinin düşmesine yol açmışsa verilecek olan ceza, temel cezaya göre 1 kat artırılarak verilir. (TCK 89/3-e)

Buraya kadarki kısım da TCK 89/3’de öngörülen cezayı artırıcı nitelikli hallerdir. Burada da görüldüğü üzere 89/2’ye benzer durumlar ama daha ağır neticeler öngörülmüştür. Bu nedenle verilecek ceza ½ oranında değil 1 kat artırılması söz konusu olur.

Sonuç olarak bu hallerde 6 ay ile 2 yıl arasında değişen hapis cezası veya 1 kat artırılmış adli para cezası verilir. TCK 89’da öngörülen son cezayı artırıcı nitelikli hal ise TCK 89/4 hükmüdür. Buna göre;

  • Taksirle yaralama fiili aynı anda birden fazla kişinin yaralanmasına yol açmışsa verilecek olan ceza 6 ay ile 3 yıl arasında değişen hapis cezasıdır. (TCK 89/4)

Bunlar TCK 89. maddede yer alan cezayı artırıcı nitelikli haller idi. Bir de TCK 22. maddede bilinçli taksirle işlenen suçlar için düzenleme yapılmıştır. Buna göre bilinçli taksirle yaralama suçunda da ceza artırılacaktır. Bilinçli taksirle yaralamayı da şu şekilde açıklamak gerekirse:

Bilinçli Taksirle Yaralama Bu da gene dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılıktan ileri gelir ancak burada fail, ortaya çıkacak neticeyi öngörmüştür ve bu neticenin gerçekleşmeyeceğine güvenmektedir. Yani “evet olabilir ama nasılsa olmaz” veya “ben ona sebebiyet vermem” gibi bir düşünce ile hareket etmektedir.

Bilinçli Taksirle Yaralama Örneği Örneğin trafikte usta şoför olduğu ve kazaya sebebiyet vermeyeceği düşüncesi ile kurallara aykırı araç kullanırken birisinin yaralanmasına neden olan kişi bilinçli taksir ile hareket etmektedir. Yahut usta nişancı olduğunu ve kimseyi vurmayacağını düşünen birisi insanların bulunduğu bir ortamda av tüfeği ile bir kuşa nişan almışken birisini yaralarsa bilinçli taksirle yaralama suçu işlemiş olur.

Bilinçli Taksirle Yaralamanın Tespiti Belirtmemiz gerekir ki failin normal taksirle mi yoksa bilinçli taksirle mi hareket ettiği kendisine sorulmaz. Hayatın olağan akışı içerisinde normal insan davranışları göz önünde bulundurularak genel geçer kurallar çerçevesinde failin ne saikle hareket ettiği mahkeme tarafından tespit edilir.

Bilinçli Taksirle Yaralama Cezası Bu şekilde yaralama durumunda suçun temel şekli için öngörülen ceza ⅓’ü ile ½’si oranında artırılır. Eğer olayda hem bilinçli taksir hem de cezayı artırıcı nitelikli hal söz konusu ise artırım nitelikli hal için öngörülen ceza üzerinden yapılır. Sonuç olarak bilinçli taksirle yaralamada 8 ay ile 5 yıl arasında değişen bir cezaya hükmedilmesi mümkündür.

Cezayı Azaltan veya Ceza Verilmemesini Gerektiren Durumlar

Yukarıda TCK 89 suçunda cezayı artıran hallerden bahsettik. Bunların yanında cezayı azaltan veya cezasızlık gerektiren durumlar söz konusu olabilir. Bu halleri de şu şekilde açıklayabiliriz:

  • Fail kendinden beklenen özeni ve dikkati göstermiş olmasına rağmen netice gerçekleşmişse fail cezalandırılmaz.(TCK 22)

Taksir dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılıktan ileri gelen bir manevi unsurdur. Taksirli suçlarda faile isnat edilen asıl kusur, failin dikkatli davranmamış olmasıdır. Çünkü taksirli suçlarda fail suçun gerçekleşmesini istememektedir. Eğer fail taksirli suçlardan ötürü hakkında başlatılan cezai süreçte; hiçbir kusurunun bulunmadığını, kendisinden beklenen özene uygun davrandığını ve kurallara uygun hareket ettiğini ispatlarsa gerçekleşen neticede taksiri dahi olmadığı için cezalandırılmaz.

  • Taksirle işlenen yaralama suçunda ortaya çıkan netice failin, kişisel veya ailevi olarak cezayı gerektirmeyecek derecede mağdur olması sonucuna yol açmışsa faile ceza verilmez. Eğer bilinçli taksir söz konusu ise cezada indirim yapılır. (TCK 22/6)

Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse eşi ve çocukları ile birlikte trafikte aracı ile seyreden kişi, kendisinden beklenen dikkat ve özene aykırı hareket eder ve trafik kazası yaparsa ve araçta kendisi dışında diğer herkes yaralanırsa TCK 89 suçu işlemiş olacaktır.

Ancak bu durumda duyduğu elem ve acıdan ötürü failin cezalandırılmasının anlamı olmayacaktır. TCK 22/6 hükmü bu tarz taksirli olaylarda aile bireyleri arasında bir cezasızlık nedeni ortaya koymaktadır. Eğer olaydaki taksir durumu bilinçli taksir ise fail cezalandırılır ancak cezasında bir miktar indirim yapılır.

Sıklıkla Görülen TCK 89 Halleri ve Taksirle Yaralama Tazminat Halleri

Taksirle adam yaralamak hem ceza hem tazminat gerektiren suç tipleri arasında yer alır. Taksirle yaralama halleri sıklıkla trafik kazalarında, iş kazalarında ve doktor hatası olarak karşımıza çıkmaktadır:

  • Motorlu araç trafiği hayatın olmazsa olmazıdır. Dolayısıyla buradan doğan kaza riski belirli ölçüde göze alınmaktadır. Buna bağlı olarak trafik kuralları düzenlenmiştir. Bu kuralların yanında sürücülerin ve yayaların dikkat ve özen ile hareket etme yükümlülükleri vardır. Bu kurallara aykırılıktan doğan yaralama neticelerinde TCK 89 suçu söz konusu olur. Trafik kazalarından doğan yaralama olaylarında trafik kazası sebebiyle tazminat davası açmak mümkündür.
  • İş kazaları da ne yazık ki sıklıkla görülmektedir. İş kazalarında genellikle işverenin kusursuz sorumluluğu söz konusu olduğundan ortaya çıkan yaralamalardan işveren veya işveren vekili müdür vb. kişiler sorumlu olur. Bunun sonucunda iş kazası nedeniyle tazminat davası açmak mümkün hale gelmektedir.
  • Eğer yaralama neticesi hekimin hatalı davranışından ileri gelmişse hekim cezai olarak sorumlu tutulacaktır. Bununla beraber doktorun tazminat sorumluluğu da doğar. Doktorun tazminat sorumluluğu tıbbi malpraktis sebebiyle tazminat davasında ileri sürülür.

Bu olaylarda bahsedilen tazminat hem maddi tazminat hem de manevi tazminat olabilir. Ancak bunlar ceza davasında değil ayrıca açılan bir hukuk davasında dile getirilecektir. Kişi yaralamadan dolayı uğradığı maddi zararları, hastane masraflarını, çalışamadığı için uğradığı zararı, iş gücü kaybından doğan zararını vb. her türlü zararını maddi tazminat olarak failden talep edebilir. Ayrıca kişi bu yaralama dolayısıyla uğradığı ruhsal çöküntü ve zararını manevi tazminat olarak failden talep edecektir.

Taksirle Yaralama Suçunun Unsurları ve Diğer Önemli Konular

TCK 89 taksirle yaralama suçu fail bakımından bir özellik göstermez. Yani herkes tarafından işlenebilen genel bir suçtur. Taksirle yaralama gene herkese karşı işlenebilir. Fail ve mağdur bakımından özgü nitelikte değildir. Ancak bu suçta failin veya mağdurun bazı özellikleri aşağıda ayrıntılı olarak değineceğimiz üzere cezayı artırıcı veya azaltıcı özelliğe sahip olabilmektedir.

TCK 89 suçunun manevi unsuru adı üzerinde taksirle işlenebilen bir suçtur. Taksir bir kişinin suçun fiili bakımından bile isteye hareket etmediği, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak hataen suç işlediği durumları ifade eder.

Eğer kişinin, işlediği suç bakımından taksirli bir hareketi bile yoksa, yani kişi kendisinden beklenen özene göre hareket etmesine rağmen netice gerçekleşmişse, suç işlememiş olarak kabul edilir. Bu açıklamalar TCK 89 taksirle yaralama suçu için de aynen geçerlidir.

Taksirin özel bir şekli olan bilinçli taksir, bu suçlarda cezayı artırıcı özelliğe sahiptir. Failin neticeyi öngörmesine rağmen kendisinden beklenen özene aykırı hareket ederek ve neticenin gerçekleşmeyeceğine güvenmesi durumudur. Bilinçli taksirle yaralama haline aşağıda cezayı artırıcı nitelikli haller başlığı altında değineceğiz.

Taksirle Yaralama Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı

Türk ceza yargılamasında bazı suçlar mağdurun şikayeti üzerine soruşturulabilirken bazı suçlarda failin şikayeti gerekmeden resen soruşturma ve kovuşturma yapılmaktadır. İşte bu şekilde resen soruşturulan suçlarda şikayet değil ihbar söz konusu olurken takibi şikayete bağlı suçlarda mağdurun şikayeti söz konusu olur.

TCK 89 suçu takibi şikayete bağlı suçlar arasında yer alır. Yani taksirle yaralama suçundan ötürü fail hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesi için mağdurun şikayeti gerekir. Ancak bu basit taksirle yaralama için geçerlidir.

Eğer TCK 89 suçu bilinçli taksir ile işlenmişse ve suçta cezayı artırıcı nitelikli haller yer alıyorsa (TCK 89/2, 89/3, 89/4) suçun soruşturması ve kovuşturması için mağdurun şikayeti aranmaz. Dolayısıyla TCK 89/1’de yer alan suçun temel işleniş şekli bilinçli taksir ile işlenmişse gene mağdurun şikayeti aranır.

TCK 89 suçunun takibi şikayete bağlı olduğu durumlarda 6 aylık şikayet süresi söz konusu olduğu için bu 6 aylık süre içerisinde mağdur gidip gerekli şikayette bulunmalıdır. Aksi halde şikayet sonuç doğurmaz.

Takibi şikayete bağlı olmayan durumlar için de şikayet süresi olmasa da 8 yıllık dava zamanaşımı süresi söz konusudur. Yani bu 8 yıllık süre içerisinde taksirle yaralama suçundan ötürü yapılacak soruşturma ve kovuşturma aşamaları gerçekleştirilmelidir.

Şikayetten Vazgeçme

Yukarıda takibi şikayete bağlı olan suçlar ile şikayet gerekmeyen suçlardan bahsettik. İşte takibi şikayete bağlı suçlarda şikayetten vazgeçme söz konusu olabilirken takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda şikayetten vazgeçme söz konusu olmaz. Çünkü bunlarda şikayet değil ihbar söz konusudur. Fiili bildiren kişi mağdur dahi olsa bildirimin hukuki niteliği şikayet değil ihbardır.

Dolayısıyla taksirle yaralama suçunda şikayetten vazgeçme mümkündür. Ancak TCK 89 suçunun nitelikli halleri bilinçli taksir ile işlenmişse bu durumda mağdurun şikayetten vazgeçme imkanı yoktur.

Uygulamada kimi zaman mağdurun şikayetten vazgeçme hakkı olmasa da ifadesini değiştirerek veya en baştaki ifadesinde “şikayetçi değilim” veya “şikayetten vazgeçiyorum” gibi beyanlarda bulunduğu görülmektedir. Bu gibi durumlarda geçerli bir şikayetten vazgeçme söz konusu olmaz. Yani normal şartlarda şikayetten vazgeçme ile cezai süreç direkt olarak sona ererken böyle bir durumda şikayetten vazgeçme sonuç doğurmaz. Ancak mahkemenin kanaatine elbette ki etki edecektir.

Taksirle Yaralama Suçunda Uzlaşma

TCK 89 suçunda uzlaşma görüşmeleri yapılmak zorundadır. Uzlaşma görüşmelerinin yapılmış olması bir dava şartıdır. Yani uzlaşma görüşmeleri yapılmaksızın ceza davası açılamaz ve görülemez.

Uzlaşma kapsamındaki suçlarda, dolayısıyla taksirle yaralama suçunda, adliye eliyle bir uzlaşma günü belirlenerek mağdur ile fail buluşturulur. Bu görüşmeden sonuç alınamaması durumunda yargılamaya geçilir. Ancak uzlaşma görüşmeleri olumlu geçerse kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek cezai süreç sonlandırılır. Uzlaşma görüşmelerinin olumlu geçmiş olması maddi ve manevi tazminat davası açmanın önünde engel değildir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Bir suç için verilen ceza hükmünün 1 yılın altında kalması durumunda bu hapis hükmü adli para cezasına çevrilebilir. Buna göre TCK 89 suçunda kimi durumda ceza 1 yıl altında kalabileceği gibi kimi durumda 1 yılın üzerinde de kalabilir. Buna göre taksirle yaralama suçunda adli para cezasına çevirme mümkündür ancak somut olayın şartlarına göre adli para cezasına çevirme işlemi yapılmayabilir de.

Taksirle Yaralama Suçunda HAGB ve Cezanın Ertelenmesi

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; mahkemenin vereceği hapis hükmünün 2 yıl veya altında olması durumunda vereceği bir karardır. Daha önceden kasıtlı bir suç işlememiş faile verilecek olan ceza 2 yıl ve altında kalıyorsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vererek bu kişiye 5 yıllık denetim süresi tanınır.

Bu sürenin sonunda fail eğer kasıtlı bir suç işlememişse sanki ilk baştaki suçu da hiç işlememiş gibi olur. Ancak bu süre içerisinde kasıtlı bir suç işleyen fail her iki cezayı birlikte çekecektir. TCK 89 suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bu bahsettiğimiz şartlar çerçevesinde mümkündür.

Taksirle yaralama suçunda, HAGB’de olduğu gibi, ceza 2 yılın altında ise ve fail daha önceden kasıtlı bir suçtan ötürü 3 aydan daha fazla ceza almamışsa cezanın ertelenmesi kararı verilebilir. Burada faile tanınacak olan denetim süresi 1 ile 3 yıl arasında değişmektedir ve bu süreyi kasıtlı bir suça karışmadan geçiren fail için sanki ilk işlediği suçun cezası infaz edilmiş gibi sonuç doğar.

Ancak bu süre içerisinde herhangi bir kasıtlı suçtan ötürü ceza alırsa gene iki ceza birlikte infaz edilir. TCK 89 suçunda cezanın ertelenmesi kararı mümkün olduğu gibi somut olayın şartlarına göre cezanın ertelenmesi kararı verilmeyebilir de.

Taksirle Yaralama Suçunda Ceza Avukatı Desteği

Yukarıda TCK 89 suçu ile ilgili dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılara değindik. Görüleceği üzere hem fail hem de mağdur için küçümsenmemesi gereken bir cezai süreçten bahsediyoruz. Ek olarak bu durumun adli sicil kaydına işlemesi bile oldukça kötü bir durumdur.

Bu süreci etkili bir şekilde takip etmenin en önemli yolu ise deneyimli bir ceza avukatının hukuki desteğini almaktan geçer.