Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması (TCK 209)

Açığa imzanın kötüye kullanılması, uygulamada sıklıkla görülen ve önemle üzerinde durulması gereken suçlardandır. Gerek Türk Ceza Kanununda yer alan unsurları gerek uygulamada yargılamaya yansıyan sonuçları ile önemli bir suç tipidir.

Yazımızda TCK 209 düzenlemesinde yer alan açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun nasıl işlendiğine, suçun sabit olması için nelerin gerektiğine, cezasına ve cezaya etki eden unsurlara ve konunun önemli diğer noktalarına değindik. Dikkatli okumanızı öneririz.

Açığa imzanın kötüye kullanılması

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması ve Cezası Nedir?

Tamamen veya kısmen boş bir kağıdın belirli bir şekilde doldurulup kullanılması amacıyla imzalı şekilde bir kişiye verilmesi durumunda bu kağıdı alan kişinin bu kağıdı verilme amacı dışında doldurması/kullanması durumunda açığa imzanın kötüye kullanılması suçu oluşur.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunda kullanılan belge alelade herhangi bir kira sözleşmesi vs. belge olabileceği gibi senet, bono vs. de olabilir. Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 209 düzenlemesinde yer alır. Burada öngörülen ceza 3 ay ile 1 yıl arasında değişen hapis cezasıdır (TCK 209/1).

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması infografik

TCK 209 Suçunda Cezayı Artıran ve Azaltan Haller

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması cezasında artırıcı veya azaltıcı bir çok neden olabilir. Yani illa bu bahsettiğimiz sınırlar arasında ceza verilebilecek diye bir kural yoktur. Ancak TCK 209 suçu için sırf bu suça özel ceza artırım veya indirim sebepleri öngörülmemiştir.

Bu nedenle genel hükümler kapsamında ceza artırımı veya azaltımı yapılır. Örnek vermek gerekirse TCK 209 suçunda ⅙ oranında iyi hal indirimi uygulanabilir. Bu konu ile ilgili daha fazla ayrıntıyı ‘iyi hal indirimi’ yazımızda bulabilirsiniz.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları

TCK 209 suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Bu suçun mağduru veya faili herkes olabilir. Bu suçtan ötürü bir kişinin cezalandırılabilmesi için şu unsurların kesin olarak söz konusu olması gerekir:

  • Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere hazırlanmış bir kağıt olmalıdır
  • Bu kağıt kısmen veya tamamen boş olmalıdır. Bu şu anlama geliyor: belgenin belirli kısımları, kağıdı alan kişinin belirli şekilde doldurması amacıyla boş bırakılmıştır. Örneğin tarih kısmı, bedel kısmı boş bırakılmıştır ve belgeyi alan kişi anlaşmaya aykırı şekilde o kısımları doldurmuştur.
  • Bu belge imzalı olmak zorundadır. Eğer imza da başka kişi adına atılırsa o zaman özel belgede sahtecilik suçu oluşur. Bu konu ile ilgili olarak ‘özel belgede sahtecilik suçu’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
  • Bu belge verilme nedeninden farklı şekilde doldurulmuş olmalıdır.

ÖNEMLİ: Bu tür bir belgenin, yani kısmen veya tamamen boş ama imzalı bir belgenin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi veya hukuka aykırı olarak elde tutulmaya devam edilmesi halinde belgede sahtecilik hükümlerine göre ceza verilecektir. TCK 209/2’de yer alan bu fiil aslında açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun farklı bir işleniş şeklidir ancak kanun bu tür bir durumda açıkça resmi veya özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulacağını söyler. Bu durumda verilecek ceza somut olayın şartlarına göre 1 yıl ile 5 yıl arasında değişecektir. Yani TCK 209 suçunun tam olarak oluşması için o belgenin rıza ile verilmesi gerekir.

ÖNEMLİ: Bu bahsettiğimiz unsurlar oldukça önemlidir. Çünkü bu unsurlardan birisinin bile gerçekleşmemesi halinde TCK 209 cezasına hükmedilemez.

Belirtmemiz gerekir ki TCK 209 suçu ile ilgili dava süreci çok fazla aşama ve detay içerir. Bu süreçte hatalı yahut ihmali işlemler ile hak kaybına uğramamak adına deneyimli ceza avukatları ile çalışmakta yarar vardır.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunda Yargılama Süreci

Buraya kadar TCK 209 suçu nasıl işlenir, cezası nedir, kanuni unsurları nelerdir bunları açıkladık. TCK 209 ile ilgili yapılan yargılamadan da bahsetmemiz gerekir.

Burada öncelikle bir soruşturma aşaması söz konusu olur. Soruşturma sonunda savcı iddianame hazırlar ve nihayet kovuşturma yani yargılama aşamasına geçilir. Bu konu ile ilgili daha fazla detayı ‘soruşturma nedir‘iddianame nedir’ ve ‘kovuşturma nedir’ başlıklı yazılarımızda ele aldık.

Yargılama sürecinin detaylarına geçmeden önce süreci bir tablo ile özetleyecek olursak:

 Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu
Dayanak5237 sayılı TCK madde 209
Cezası3 ay – 1 yıl arası hapis
Şikayet ve Şikayetten VazgeçmeTakibi şikayete bağlıdır, şikayetten vazgeçme hukuken sonuç doğurur
Şikayet ve Zamanaşımı Süresi6 aylık şikayet süresi, 8 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur
Tutuklama ve Adli KontrolSadece bu suçtan tutuklama verilmez, adli kontrol verilebilir
HAGB ve Cezanın ErtelenmesiŞartları oluşmuşsa uygulanabilir
Adli Para Cezasına ÇevirmeHapis cezası adli para cezasına çevrilebilir
UzlaşmaUzlaşmaya tabidir, kovuşturmaya geçmeden önce yapılır.
Etkin PişmanlıkEtkin pişmanlık hükümleri düzenlenmemiştir.
İyi Hal İndirimiŞartları oluşmuşsa ⅙’ya kadar indirim yapılabilir
Memurluğa Etkisi1 yıldan fazla hapis cezası memurluğa engel olur, yani cezayı artıran haller olmalıdır
Görevli MahkemeAsliye ceza mahkemesidir
Adli Sicile İşler mi?İşler ancak cezanın infazından sonra silinebilir.

TCK 209 Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu takibi şikayete bağlı suçlar arasında yer alır. Yani bu suçtan ötürü soruşturma başlatılabilmesi için mağdurun şikayeti gerekir. Şikayet gerektiği için TCK 209 suçunda 6 aylık şikayet süresi söz konusudur. Suç fiilinin işlenmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikayet gerçekleşmezse artık aynı fiilden ötürü soruşturma – kovuşturma yapılamaz.

Ayrıca TCK 209 suçunda 8 yıllık zamanaşımı süresi de vardır. Bu şu anlama geliyor, 6 ay içerisinde şikayet gerçekleşmiş olsa bile 8 yıl içerisinde bu ceza muhakemesi süreci tamamlanmış olmalıdır. Aksi halde TCK 209 davası düşecektir.

TCK 209 Suçunda Şikayetten Vazgeçme

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu takibi şikayete bağlı suçlar arasında yer aldığı için bu suçta şikayetten vazgeçme beyanı hüküm doğurur. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilirse savcının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesi gerekir. Bunun önemli ayrıntıları için ‘kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Eğer kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilirse bu sefer mahkemenin davanın düşmesi kararı vermesi gerekir. Şikayetten vazgeçme savcı veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Her halükarda sonuç doğurur.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunda Uzlaşma

TCK 209 suçunun takibi şikayete bağlı suçlar arasında yer aldığını yukarıda izah ettik. Açığa atılan imzanın kötüye kullanılmasının takibi şikayete bağlı olduğu için bu suçta soruşturma aşamasında öncelikle uzlaşma görüşmeleri yapılacaktır. Adliye eli ile mağdur ile fail görüştürülecek, eğer bir sonuca ulaşılamazsa iddianame hazırlanarak yargılamaya geçilecektir.

TCK 209 Suçunda Tutuklama ve Adli Kontrol

Sadece TCK 209 suçu nedeni ile tutuklama gündeme gelmez. Somut olayın şartları içinde başka suçlar da söz konusu ise o zaman tutuklama söz konusu olabilir.

Ancak belirtmemiz gerekir ki TCK 209 suçunda adli kontrol tedbiri uygulanabilir. Bu konu ile ilgili daha fazla ayrıntı için ‘tutuklama nedir’ ve ‘adli kontrol’ yazılarımıza bakabilirsiniz.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılmasının İspatı

TCK 209’un ispatı oldukça önemli bir meseledir. Çünkü taraflar arasındaki asıl anlaşma kesin olarak ispat edilmeli ki failin anlaşmanın aksine bir doldurma yaptığına karar verilsin. Bu nedenle burada yazılı ispat veya failin ikrarı gereklidir. Tanık vs. gibi ispat araçları bu suçta ispata yarayışlı değildir.

TCK 209/2’de yer alan ve açığa imzanın kötüye kullanılması olsa da belgede sahteciliğie göre cezalandırılan suçta yazılı delil aranmaz. Hukuka uygun yarayışlı her türlü delille TCK 209/2 suçu ispatlanabilir.

TCK 209 Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Yukarıda TCK 209 ile ilgili yapılan soruşturma ve kovuşturma sürecine ilişkin genel bilgiler verdik. Bu sürecin sonunda mahkeme değerlendirmesini yapacak ve hüküm verecektir. Elbette ki mahkemenin vecrebileceği kararların tamamına da burada değinemeyiz. Bunlar somut olayın özelliklerine göre çeşitlenecektir. Ancak genel olarak bazı önemli kararlara burada değinebiliriz:

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Cezasına Hükmedilebilir

TCK 209 fiilinin gerçekleştirildiği sabit olursa mahkeme ceza hükmü verecektir. Somut olayın özelliklerine göre cezada indirim ve artırım kalemlerini de hesaplayarak TCK 209 cezasına hükmeder. Bu cezaya ek olarak kişi hakkında belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararı verilir. Bu konu ile ilgili detaylı açıklamalara ‘belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma’ başlıklı yazımızda yer verdik.

TCK 209 Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Verilebilir

Mahkemenin vereceği ceza hükmü 2 yılın altında ise ve diğer bazı şartlar gerçekleşmişse sanık hakkında mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir. Bu karar ile birlikte kişi hakkında 5 yıl sürecek bir denetim süresi başlatılır.

Bu süre içerisinde kasıtlı bir suça karışmayan sanık hakkında sanki açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu hiç işlememiş gibi sonuç doğar. Eğer 5 yıl içerisinde herhangi bir kasıtlı suça karışırsa bu sefer iki suçun cezası birden infaz edilir.

TCK 209 açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu, HAGB kararı verilmesine uygun bir suç tipidir ancak bu her zaman HAGB kararı verileceği anlamına gelmez. Bir takım şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu konu ile ilgili detaylı incelemeyi ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ başlıklı yazımızda yaptık.

TCK 209 Suçunda Cezanın Ertelenmesi

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında olduğu gibi cezanın ertelenmesinde de benzer şartlar vardır. Eğer HAGB değil de cezanın ertelenmesi kararı verilirse bu sefer 1 ile 3 yıl arasında değişen bir denetim süresi söz konusu olacaktır.

Eğer bu denetim süresi içerisinde söz konusu kişi başka bir kasıtlı suça dahil olmazsa süre sonunda TCK 209 cezası infaz edilmiş gibi sonuç doğacaktır. Ancak bu süre içerisinde kişi herhangi bir kasıtlı suç işlerse bu sefer iki suçun cezası birden infaz edilir.

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunda cezanın ertelenmesi kararı verilebilir veya verilmeyebilir. Bu konunun önemli ayrıntılarını ‘hapis cezasının ertelenmesi’ başlıklı yazımızda değerlendirdik.

TCK 209 Suçu Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesi

TCK 209 açığa imzanın kötüye kullanılması cezası adli para cezasına çevrilebilecek özelliktedir. Ceza miktarı 1 yılın altında kalırsa ve diğer bazı şartlar gerçekleşmişse hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi söz konusu olabilir.

Ancak bu da her zaman cezanın para cezasına çevrileceği anlamına gelmez. Burada da önemli şartlar vardır. Bu konunun detaylarına ‘hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi başlıklı yazımızda yer verdik.

Mahkeme Kararına İtiraz

TCK 209 suçundan eğer ceza hükmü verilirse somut olayın özelliklerine göre bu ceza hükmünün önce istinafa sonra da temyize taşınması mümkündür.

İstinaf yargılaması dosyayı bir baştan inceleyerek yeniden yargılama yapmayı kapsar. Temyizde ise sadece hukuka uygunluk bakımından denetleme yapılır. Bu konunun önemli detaylarına ‘ceza istinaf’ ve ‘ceza temyiz’ başlıklı yazılarımızda yer verdik.

TCK 209 Suçu ile İlgili Bilinmesi Gerekenler

Yukarıda kanuna ve uygulamadaki işleyişe göre açığa imzanın kötüye kullanılması ile ilgili tüm süreci genel hatları ile anlatmaya çalıştık. Bu suç tipi ile ilgili bilinmesi gereken bazı atlanmaması gereken hususlar vardır. Bunlar sürecin başarıya ulaşması bakımından önemsenmesi gereken hususlardır.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Menfi Tespit

Açığa imzanın kötüye kullanılması menfi tespit davası bakımından önemli bir suç tipidir. TCK 209 suçuna konu olan belge, mağdura bir borç yüklediği zaman bu borcun olmadığına dair tespit davası niteliğinde menfi tespit davası açılmalıdır.

Böylece açığa imzanın kötüye kullanılması menfi tespit ile bir yerde egale edilmiş olunur. Menfi tespit davası ile birlikte icra takibi durabilir. Açığa imzanın kötüye kullanılması menfi tespit davası ile ceza davası birbirinden ayrı davalardır ve bu mahkemelerde verilen kararlar birbirini etkilemez.

Yani ceza hakiminin verdiği karar hukuk hakimini, hukuk hakiminin verdiği karar ceza hakimini etkilemez. Ancak uygulamada hakim kanaati ve ispat araçları bakımından birbiri ile ilişkili olduklarını da söyleyebiliriz.

TCK 209 Yargılaması Ne Kadar Sürer?

TCK 209 yargılama süresi oldukça belirsizdir. Mahkeme ve savcılığın durumu, mağdur ve faillerin durumu, ispat araçları, bilirkişi incelemesi, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması menfi tespit davası vs. bir çok durum zamansal olarak artırıcı veya azaltıcı etkiye sahip olabilir.Belirtmemiz gerekir ki sürecin ceza avukatı yardımı ile takip edilmesi zamansal olarak her zaman olumlu sonuç doğuracaktır.

TCK 209 Cezası Sabıka Kaydına İşler mi?

TCK 209 cezası sabıka kaydına işleyecektir. Sabıka kaydı olarak bilinen sicil aslında adli sicil kaydıdır. Açığa imzanın kötüye kullanılması cezası infaz edildiği takdirde bu suç adli sicil kaydından silinmelidir.

Ancak uygulamada ne yazık ki böyle olmuyor ve bu kaydın silinmesi için ek bazı işlemler yapmak gerekiyor. Bu konunun önemli detaylarına ‘adli sicil kaydının silinmesi’ başlıklı yazımızda yer verdik.

TCK 209 Suçunda Şikayet veya Savunma Dilekçesi

Açığa imzanın kötüye kullanılması şikayet dilekçesi yahut savunma dilekçesi büyük önem taşır. Çünkü gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamaları genel olarak dilekçeler üzerinden ilerler. Yani sözlü değil yazılı usul esastır.

Bu nedenle açığa imzanın kötüye kullanılması şikayet dilekçesi veya savunma dilekçesi önemsenmelidir. Bu dilekçeler somut olay ve güncel mevzuat gözönünde bulundurularak hazırlanmalıdır.

Ayrıca arzuhalci veya internette bulunan ‘açığa imzanın kötüye kullanılması şikayet dilekçesi’ gibi taslak dilekçe metinlerinden uzak durulmalıdır. Çünkü bunlar hukuki hata doludur, güncellikten ve somut olaydan uzaktır. Bu konuda deneyimli ceza avukatlarından yardım alınmalıdır.

TCK 209 Suçunda Ceza Avukatı Desteği

Yukarıda açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ile ilgili bilinmesi gereken önemli detaylara yer verdik. Belirtmemiz gerekir ki süreç çoğu zaman bu anlattığımız gibi yalın değildir. Her somut olay kendine has özellikler içerir. Bu kapsamda her somut olay için o olaya özgü hukuki strateji çizilmelidir.

Bu nedenle deneyimli ceza avukatlarının yardımı gereklidir. Ayrıca uygulamada gördüğümüz kadarıyla kişilerin basit hatalı yahut ihmali işlemlerinden ötürü önemli hak kayıplarının ortaya çıktığına şahit olmaktayız. Dolayısıyla bu noktada yapılacak en sağlıklı şey ceza avukatı yardımı almak olacaktır.

TCK 209 suçunda emsal kararlar

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Yargıtay Kararları

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ile ilgili Yargıtay kararları önem taşır çünkü ilk derece mahkemesine yapılan şikayet yahut savunma dilekçelerinde bunlara yer verilerek iddia desteklenir. Bu kararlar oldukça fazladır ancak bazı emsal kararlara burada yer verecek olursak:

İşe Girerken Teminat Senedi Verme 

“Sanığın ortağı olduğu şirkette motorlu kurye olarak çalışan katılandan işe girerken teminat amacıyla düzenleme ve ödeme tarihi ile miktar kısmı boş olarak düzenlenen ve katılan tarafından imzalanan suça konu bononun alındığı, bir süre sonra iş kazası geçiren katılanın işyerinden ayrılarak şirket aleyhine dava açtığı ve açılan bu davanın katılan lehine karara bağlandığı, bu karara istinaden icra takibi başlatan katılanın icra dosyasına yatırılan parayı çekmek isterken hakkında ihtiyati haciz kararı olduğu gerekçesi ile ödeme yapılmadığı, yapılan araştırmada katılanın teminat amacıyla vermiş olduğu açık senedin doldurularak sanık tarafından icra takibine konu edildiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, sanığın eyleminin TCK 209 suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanmak suçlarından yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır” (Yarg. 11.CD., 09.12.2013, 2012/3733, 2013/18712).

Bankanın Kredi Sözleşmesinde Oynama Yapması

“Kredi borçlusu tanık G. O.’ın ek kredi talebi üzerine, katılanların ilk kredi için kefil sıfatı ile imzaladıkları kredi sözleşmesine binaen, banka görevlisi sanığın katılanlara haber vermeksizin sözleşmeye şerh düşüp kredi limitini artırarak tanığa ek kredi verilmesi, sonra borcun asıl borçlu tarafından ödenmemesi üzerine banka tarafından katılanların tüm borçtan sorumlu tutulması şeklindeki gelişen olayda, eylemin TCK’nın 209. maddesinde düzenlenen “açığa atılan imzanın kötüye kullanılması” suçunu teşkil ettiği kabul edilmekle verilen hüküm hukuka uygun bulunmuştur” (Yarg. 15.CD., 08.03.2012, 2011/67648, 2012/31236).

Boş Kağıtların Senede Dönüştürülmesi Olayında Eksik Araştırma

“Sanıkların; şikâyetçiler tarafından imzalanarak kendilerine imzalı olarak verilen boş belgeyi doldurarak senet haline getirmek suretiyle takibe koyduklarının iddia olunması karşısında, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun belgenin kullanılması halinde oluşacağı gözetilerek, kullanıldığı kabul edilen senedin nerelerde kullanıldığı, icra takibine konu yapılıp yapılmadığı denetime olanak verecek şekilde araştırılıp saptanmasından sonra sonucuna göre suç tarihinin tespiti ile sanıkların hukuksal durumlarının takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır” (Yarg. 11.CD., 19.01.2011, 2009/12405, 2011/140).

Delillerin Eksik Değerlendirilmesi

“Katılan ile sanık Mehmet M. Ö. arasında 07.03.2003 tarihinde düzenlenen sözleşmede bahsi geçen ve teminat olarak, bir kısım unsurları boş olarak düzenlenip, katılan tarafından imzalanarak sanık M… M…’e verilen senedin, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediği anlaşılan sanık M… M. Ö. tarafından, “tanzim tarihi” ve “ödeme günü” gibi eksik unsurları tamamlanıp, sözleşmedeki “söz konusu senet bu sözleşmenin eki olup, başka maksatlar için kullanılamaz” hükmüne rağmen, diğer sanık R… İ…’a ciro edildiği, sanık R… İ… tarafından da takibe konularak kullanıldığının anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 509/1 maddesindeki “açığa atılan imzanın kötüye kullanılması” suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde beraatlarına kararı verilmesi yasaya aykırıdır” (Yarg. 11.CD., 29.11.2010, 2009/20093, 2010/13660).

İşe Sokacağı İddiası ile Alınan İmzalı Boş Kağıdın Senede Dönüştürülmesi

“Sanığın, kızını işe sokacağından bahisle şikâyetçiden aldığı imzalı boş kâğıdı, doldurup kambiyo senedi haline getirdikten sonra icra takibine koymaktan ibaret eyleminin 765 sayılı TCK’nın 509/1. (5237 sayılı TCK’nın 209/1.) maddesinde öngörülen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı gözetilmeden… yazılı şekilde [memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği suçundan] hüküm kurulması yasaya aykırıdır” (Yarg. 11.CD., 13.10.2010, 2010/4258, 2010/11080).

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Değerlendirmesinin Zorunlu Olması 

“Sanıklar hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilip verilmeyeceğinin takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir” (Yarg. 11.CD., 31.03.2008, 2006/3199, 2008/22899).

TCK 209 Suçunda Şikayet Süresi Nedeniyle İddianamenin İadesi

“Cumhuriyet Savcısının, sanığın üzerine atılı açığa atılan imzanın kötüye kullanılması eyleminden dolayı şikâyet süresi geçmediğinden bahisle iddianame düzenlenmiş olmasına nazaran, şikâyet süresinin geçtiğinden bahisle iddianamenin iade edilemeyeceği gibi, yargılama sırasında mahkemece de şikâyet süresinin gectiši kabul edildiği takdirde her zaman bir karar verebileceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” (Yarg. 11.CD., 10.07.2009, 2008/13124, 2009/8892).