Resmi belgede sahtecilik suçu ve cezası

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası

Resmî belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Kamu güvenine karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen bir suç tipidir. Resmî belgede sahtecilik suçu kapsamında; sahte bir resmî belge düzenleyen, kullanan veya bir resmî belgede değişiklik yapan kişi cezalandırılır. Bu itibarla, suçlunun 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması gündeme gelebilmektedir.

İçindekiler

Resmî Belgede Sahtecilik Suçu Nedir?

Resmî belgede sahtecilik suçu; bir resmî belgeyi değiştirmek, yeni bir resmî belge düzenlemek veya gerçeğe aykırı bir resmî belgeyi kullanmaktır. Uygulamada “evrakta sahtecilik suçu” olarak da bilinmektedir. Bu suçun nasıl işlendiği TCK m.204’te düzenlenmiştir.

TCK 204:

“Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ 

Resmî Belgede Sahtecilik Suçu Nasıl Oluşur? 

Resmî belgede sahtecilik suçu; sahte bir resmî belge düzenlenmesi, kullanılması veya gerçek bir resmî belgenin değiştirilmesi yoluyla oluşur.

Resmî belgede sahtecilik suçunun oluşması için; suç konusu belgenin resmî belge niteliğinde bir belge olması gerekmektedir. Resmî belge, yetkili kamu kurumları tarafından, görevleriyle ilgili olarak düzenlenen belgedir. Ancak, bazı belgeler vardır ki bunlar da resmî belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturabilir.

Örneğin, bir Yargıtay kararında; araç plakası resmî belge olarak kabul edilmiştir. (Yargıtay 11. CD. 2006/8681 E. 2007/1073 K.)

Kamu kurumu tarafından, göreviyle ilgili olarak düzenlenmese bile resmî belge sayılan bazı belgeler vardır. Emtiayı temsil eden belge, bono, poliçe, çek, hisse senedi, vasiyetname ve tahvil de bu suçun konusunu oluşturur ve resmî belge olarak kabul edilir.

Resmî belgede sahtecilik suçu, ilgili Kanuni düzenlemeye göre, 3 şekilde işlenebilir. Bu suçun oluşumuna sebep olan eylemler aşağıdaki gibidir.

  • Sahte bir resmî belge düzenlenmesi,
  • Gerçek bir resmî belgenin, başkalarını aldatacak şekilde, değiştirilmesi
  • Sahte bir resmî belgenin kullanılması.

Sahte Resmî Belge Düzenlenmesi 

Sahte bir resmî belge düzenlenmesi, bir kamu kurumu tarafından görevi gereği düzenlenebilecek bir belgenin, yetkisiz bir kişi tarafından düzenlenmesi ya da yetkili bir kişi tarafından gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmesidir.

Örneğin; sahte diploma düzenlenmesi, sahte sağlık raporu düzenlenmesi, sahte pasaport düzenlenmesi, sahte kimlik kartı düzenlenmesi bu suçu oluşturan eylemlerdir.

Gerçek Resmî Belgenin, Başkalarını Aldatacak Şekilde Değiştirilmesi

Gerçek bir resmî belgenin, başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi; yetkili bir kişi tarafından, gerçeğe uygun olarak hazırlanmış belgedeki herhangi bir yazının, tarihin, imzanın değiştirilmesi veya silinmesidir. Aynı şekilde gerçek bir resmî belgeye; yeni bir tarih, yazı, imza vb. bilgiler eklenmesi de bu suçu oluşturmaktadır.

Bu değişikliğin, başkalarını aldatacak şekilde olması gerekmektedir. Dolayısıyla, alelâde yapılan bir değişiklik bu suçu oluşturmayacaktır.

Örneğin, su dökülmesi sonucu belgedeki bazı kısımların okunamaması bu suçu oluşturmayacaktır. Yapılan değişiklik, bu belgeyi gören insanlarda, başından beri o belgenin ilgili şekilde düzenlenmiş olduğu izlenimini uyandırmalı ve kişileri aldatmalıdır.

Örneğin, usulüne uygun olarak alınmış bir sağlık raporundaki tarihin değiştirilmesi, çekte miktarın değiştirilmesi fiilleri bu suçu oluşturacaktır. Yapılan değişiklikler, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkarılmaktadır.

Bu suçun oluşması için, gerçek bir resmî belgede, başkalarını aldatacak şekilde değişiklik yapılması yeterlidir. Ayrıca bu belgenin kullanılmasına gerek yoktur.

Sahte Resmî Belgenin Kullanılması

Sahte olarak hazırlanmış bir belgenin kullanılması, resmî belgede sahtecilik suçu kapsamında cezalandırılan bir fiildir.

Örneğin, sahte belgeyi düzenleyen kişi ile kullanan kişi aynı kişi olmayabilir. Bu durumda bu belgeyi kullanan kişi de cezalandırılacaktır. Ancak kullanan kişinin belgenin sahte olduğunu biliyor olması gerekmektedir.

Bir diğer örnek olarak, sahte pasaport düzenletip, bu belgeyi yurt dışına çıkmak için kullanan kişi bu suçu işlemiş olacaktır. Yahut sahte bir kimlik ile düzenletip, bu kimliği tapuda satış yapmak için sunan kişi de bu suçu işlemiş olacaktır.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçu Cezası

Resmî belgede sahtecilik suçunun cezası, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Alt ve üst sınır arasında verilecek cezayı hâkim belirler. Hâkim, cezayı belirlerken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın büyüklüğü gibi faktörleri gözeterek bir karar verir. Ancak alt sınırdan az yahut üst sınırdan fazla bir ceza veremez.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

Bir suçun nitelikli hâli, o suç ile ilgili verilecek cezada artırım yapılmasını gerektiren hâllerdir. Resmî belgede sahtecilik suçunda cezayı arttıran hâlleri düzenleyen kanunun ilgili kısımları aşağıda alıntılanmıştır.

TCK 204/2-3: 

“(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunun Kamu Görevlisi Tarafından İşlenmesi

Resmî belgede sahtecilik suçunun nitelikli hallerinden ilki; resmî belgenin, bu belgeyi düzenleme yetkisi olan kamu görevlisince işlenmesidir. Bu durumda verilecek ceza 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kamu görevlilerinin, resmî belgeleri düzenleme konusunda kendilerine duyulan güven sebebiyle verilen yetkileri bulunmaktadır. Bu yetkinin kötüye kullanılması durumu daha fazla cezayı gerektiren bir hâl olarak düşünülmüş ve suçun temel şekline göre daha fazla bir ceza öngörülmüştür.

Örneğin, sağlık raporu düzenlemek için yetkili olan kamu görevlisi doktor, kendisine verilen bu yetkiyi kötüye kullanarak sahte resmî belge düzenlerse, suçu işleyen diğer kişilere göre daha fazla cezalandırılacaktır. Çünkü kendisine duyulan güvenin sarsılması söz konusudur.

Belgenin, Sahteliği İspatlanıncaya Kadar Geçerli Bir Belge Olması

Resmî belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belgenin, sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli bir belge olması durumunda verilecek olan ceza ½ oranında artırılmaktadır.

Bazı belgelere, sahteliği ispatlanıncaya kadar her türlü geçerlidir. Yani sahte olduğu ileri sürülse dahi, bu durum ispatlanmadığı takdirde, ilgili belgeye dayalı tüm işlemler yapılabilir. Örneğin; Mahkeme kararı, sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli bir belgedir. Bu sebeple sahteliği ispatlanıncaya kadar her türlü işleme konu edilebilir.

Sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli olan belgelere örnek olarak; noter tarafından düzenlenen belgeler, mahkeme kararları, duruşma tutanakları, seçim tutanakları, sayıştay kararları verilebilir.

Resmî belgede sahtecilik suçunun konusunu, yukarıda açıkladığımız bu belgelerin oluşturması durumunda verilecek ceza artacaktır. Örneğin, bir mahkeme kararının, hâkim olmayan bir kişi tarafından, sahte olarak, bir yolla düzenlenmesi bu nitelikli hâli oluşturacaktır.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, suçlunun, ilgili suçu oluşturan birtakım hareketlere başlaması ancak elinde olmayan sebeplerle tamamlayamamasıdır. Resmî belgede sahtecilik suçu sahte belgenin düzenlenmesi, kullanılması yahut gerçek bir belgenin değiştirilmesiyle tamamlandığından, teşebbüs aşamasında kalması zordur.

Örneğin, failin gerçek bir resmî belgede gerçekleştirdiği değişikliğin, herhangi bir nedenle, gerekli aldatıcılığı sağlayamaması durumunda söz konusu suç teşebbüs aşamasında kalmış olmayacak, hiç işlenmemiş sayılacaktır. Çünkü aldatıcılık unsuru gerçekleşmemiştir.

İştirak, suçun işlenmesine bir başkası tarafından ortak olunması veya katkı sağlanmasıdır. Suça iştirak edilebilecek bazı hâller bulunmaktadır. Bu hâller; azmettirme, yardım etme ve dolaylı failliktir. Resmî belgede sahtecilik suçunun işlenmesine, ortak olunması veya yardımda bulunulması durumunda, suça iştirak edilmiş olacaktır.

Örneğin, sahte pasaport düzenleyen ve kullanan arasında iletişim oluşturarak (aracılık görevi) bu suçun işlenmesine yardım eden kişi iştirak etmiş olacaktır. Ya da sahte kimlik düzenlenmesi konusunda, faile telkinlerde bulunarak suç işlemesine sebep olan kişi, azmettiren olarak suça iştirak etmiş olacaktır.

İçtima, bir suçu oluşturan hareketlerin aynı zamanda başka bir suçu da oluşturmasıdır. Suçlunun, resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturan hareketlerinin aynı zamanda başka bir suçu da oluşturması durumunda içtima söz konusu olur. Bu durumda suçlu, bu suç türleri arasında en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmaktadır

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunun Soruşturma Aşaması

Resmî belgede sahtecilik suçunda soruşturma aşaması, suç şüphesinin savcı tarafından öğrenilmesi ile başlar ve iddianamenin kabulüyle yahut kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmesiyle sona erer.

Bu suça ilişkin soruşturma aşamaları aşağıdaki gibidir.

  • Şikayet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin soruşturma süreci aşağıda başlıklar altında detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

Şikâyet-İhbar

Bazı suçlar, bizzat mağdurun gidip savcılığa şikâyette bulunması ile soruşturulabilir. Aksi takdirde savcı, suçun işlendiği kendiliğinden öğrense dahi soruşturma yapamaz. Ancak resmî belgede sahtecilik suçunda mağdur devlet kabul edilmektedir. Bu sebeple soruşturulması için mağdurun şikâyeti aranmamaktadır.

Mağdurun şikâyette bulunmadığı durumlarda, suç işlendiğini öğrenen herhangi bir kimsenin, savcılığa giderek suç duyurusunda bulunması, Ceza Hukukumuzda, ihbar olarak nitelendirilmektedir.

Resmî belgede sahtecilik suçunun soruşturulması, suç işlendiğini öğrenen herhangi bir kimsenin savcılığa ihbarda bulunması ya da savcının suç işlendiğini herhangi bir yolla öğrenmesi ile mümkündür.

Gözaltı

Gözaltı, suçun soruşturulması bakımından gerekli olması durumunda, suçlunun, bir süreliğine adliye nezaretinde tutulmasıdır. Bu süre yakalama anından itibaren 24 saati geçemez.

Gözaltı süresi, 24 saatlik süre sonunda, bireysel suçlarda uzatılamaz ancak birden fazla kişi ile işlenen suçlarda her seferinde 1 günü geçmemek üzere 3 gün uzatılabilir.

Soruşturmanın yürütülmesi için gerekli olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçunu işleyen kişilerin gözaltına alınması söz konusu olabilir.

Gözaltı kararına karşı, gözaltına alınan kişi tarafından, Sulh Ceza Hakimine salıverilme talebinde bulunulabilir. Bu talep gözaltına alınan kişi tarafından ya da eşi, yasal temsilcisi (annesi, babası, kardeşleri) ve avukatı tarafından yapılabilir. Sulh ceza hâkimi 24 saat içinde karar verir.

Dikkat: 12 yaşından küçük çocuklar bakımından hiçbir şekilde gözaltı tedbiri uygulanması mümkün değildir.

Delillerin Toplanması

Savcı, soruşturma aşamasında gerçeğe ulaşabilmek için delil toplamaya başlar. Bu aşamada, şüphelinin sadece aleyhine olan deliller değil, lehine olan deliller de toplanır.

Resmî belgede sahtecilik suçu bakımından en önemli deliller; kamera kayıtları, telefon görüşmeleri, tanık beyanları, konum bilgisi izleme kayıtları olabilir.

Savcı tarafından toplanan tüm delillerin, kanunda öngörülen usuller çerçevesinde elde edilmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde delil hukuka aykırı olacak ve hâkim tarafından dikkate alınamayacaktır.

Örneğin, suçlunun, tehdit ve korkutma ile alınmış ifadesi hukuka aykırı delildir.

İfade ve Sorgu

İfade; şüphelinin, soruşturma aşamasında, suç konusu olay ile ilgili, kolluk veya savcı tarafından dinlenilmesidir. Sorgu ise; sanığın, yargılama aşamasında, suç konusu olay ile ilgili, hâkim veya savcı tarafından dinlenilmesidir.

Soruşturma aşamasında ifade alınmadan önce, şüpheli bir davetiye ile polis merkezine yahut savcılığa çağırılır. Eğer şüpheli çağrıldığı hâlde gelmezse hakkında zorla getirme kararı verilir.

İfade esnasında sırasıyla aşağıdaki aşamalar gerçekleşir.

  • Suç şüphesi altında bulunan kişinin kimlik bilgileri doğrulanır,
  • Kişiye hangi suç şüphesiyle ifadesinin alındığı ve suç konusu olay anlatılır,
  • Avukat bulundurma hakkı olduğu, avukatı yoksa barodan talep etme hakkı olduğu, yakınlarına haber verme hakkının bulunduğu ve kendi aleyhine ifade vermeme hakkı (Susma hakkı) olduğu anlatılır.
  • Sorular sorulur ve şüphelinin ağzından çıkan her söz tutanağa kaydedilir.
  • İfade sonunda şüpheliye ifade tutanağı imzalatılır. Şüpheli ifadesinin sonunda hazırlanan bu tutanağı okumalı ve söylemediği bir şeyin yazıldığını fark ettiği durumda imzalamamalıdır. Bu durumu da aynen bu şekilde tutanağa getirttirmelidir.

İfade sırasında kişinin beyanları özgür bir ortamda alınmalıdır. İfadesi alınan kişi, hiçbir şekilde zan altında bırakılmamalıdır. Ayrıca, ifade esnasında, şüpheliye işkence uygulanması, uyuşturucu ilaçlar verilmesi, cebir ve tehdit uygulanması yasaktır. Bu gibi durumlarda alınan ifade geçersiz olur ve hiçbir hüküm doğurmaz.

İfade aşaması, özenle ve titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte söylenen yanlış bir cümle dahi, soruşturmanın seyrini şüpheli aleyhine çevirebilir. Bu sebeple, özellikle ifade verilme sürecinde, uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma, tarafsız bir kişi atanması yoluyla, suça ilişkin olarak iki tarafın anlaştırılmasıdır.

Uzlaşma prosedürünün uygulandığı durumlarda, uzlaşılması durumlarında; dava açılmışsa düşer, henüz soruşturma aşamasında bulunuluyorsa ise KYOK (Kovuşturmaya yer olmadığı) kararı verilir.

Ancak bu prosedür her suç için uygulanmamaktadır. Resmî belgede sahtecilik suçu bakımından uzlaşma prosedürü uygulanmamaktadır.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde uygulanan ve tutuklamadan daha hafif düzeyli bir tedbirdir. Bu tedbir, tutuklama yerine uygulanmaktadır. Bunun nedeni ise, tutuklamanın getirmiş olduğu özgürlüğü kısıtlayıcı ağır sonuçlardan kaçınmaktır.

Adli kontrol kapsamında, somut olayın gerekliliklerine göre; imza yükümlülüğü getirilmesi, yurtdışına çıkış yasağı uygulanması, güvence bedeli alınması gibi tedbirler uygulanabilmektedir.

Resmî belgede sahtecilik suçunda, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, adli kontrol kararı verilebilmesi mümkündür. Burada ölçüt yeterliliktir. Yani; kişi bakımından adli kontrol tedbirine başvurulması yeterliyse, tutuklama tedbirine başvurulamaz. Fakat yeterli değilse, tutuklama kararı verilir.

Adli kontrol kararı, en fazla 2 yıl için verilebilir. Zorunlu hallerde ise, 1 yıl daha uzatılabilmesi mümkündür.

Adli kontrol kararına karşı, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemesine itiraz edilebilir. İtirazın incelenmesi sonucunda, adli kontrol kararı sonucunda getirilmiş olan yükümlülükler değiştirilebilir, kaldırılabilir yahut bazılarından muafiyet sağlanabilir.

DİKKAT: Adli kontrol yükümlülüklerine uymayan kişinin adli kontrol kararı derhâl tutuklamaya çevrilir.

Tutukluluk 

Tutukluluk, belirli şartların mevcut olması durumunda, önlem amaçlı verilen ve kişilerin özgürlüğünü kısıtlayıcı bir tedbirdir. Hakkında tutuklama kararı verilen kişiler, cezaevinde tutulmaktadır.

Tutuklama kararı verilebilmesi için gerekli şartlar aşağıdaki gibidir.

  • Kuvvetli suç şüphesi
  • Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi

Resmî belgede sahtecilik suçunun soruşturulması bakımından, yukarıdaki şartların mevcut olduğu durumlarda kişi hakkında tutuklama kararı verilebilir. Ancak somut olayın şartlarına göre, adli kontrol tedbiri yeterliyse, tutukluluk tedbiri uygulanmaz.

Örneğin, resmî belgede sahtecilik suçunu işlediğinde dair kuvvetli şüphe bulunan bir kişinin, ayrıca suç konusu belgeyi yok edebilme veya kamera kayıtlarıyla oynayabilme şüphesi bulunuyorsa tutuklama kararı verilebilir.

Tutukluluk kararı en fazla 1 yıl için verilebilmektedir. Zorunlu hâllerde, gerekçe gösterilerek, 6 ay daha uzatılmasına karar verilebilir.

Tutuklama kararına karşı 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde bulunduğu Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu şüpheli ya da avukatı, eşi, yasal temsilcisi (Annesi, babası, kardeşleri) yapabilir.

Dikkat: 15 yaşını doldurmamış çocuklar için, üst sınırı 5 yılı aşmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Resmî belgede sahtecilik suçunun üst sınırı 5 yıldır. Bu sebeple, resmî belgede sahtecilik suçunu işlemiş 15 yaşından küçük çocuklar hakkında tutuklama kararı verilemez.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Resmî belgede sahtecilik suçunun soruşturması tamamlandıktan sonra savcılık tarafından verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • Suça İlişkin İddianamenin Düzenlenmesi Kararı.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Resmî belgede sahtecilik suçunun soruşturması sonucunda; yetkili makamlara bildirilen olayın suç oluşturmadığının ilk bakışta, açıkça anlaşıldığı durumlarda veya bildirimin genel ve soyut nitelikte olduğu durumlarda soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK) verilmektedir.

Bu durumda savcı soruşturmaya hiç başlamaz. Dolayısıyla delil araştırmasına dahi girişmez. Çünkü kendisine ulaşan ihbarın açıkça suç oluşturmadığına ya da genel veya soyut nitelikte olduğuna kanaat getirmiştir.

Örneğin, bir kimsenin rüyasında x kişinin sahte pasaport hazırladığını gördüğünü ihbar etmesi soyut ve genel nitelikte bir ihbardır. Bu durumda soruşturmaya dahi başlanmaz ve SYOK kararı verilir.

Soruşturmaya yer olmadığına dair karara karşı; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilmektedir.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Resmî belgede sahtecilik suçunun soruşturması sonucunda; toplanan deliller, ifadeler ve diğer tüm detaylar ışığında savcı suç işlendiğine ikna olmamışsa, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara uygulamada KYOK kararı da denilmektedir.

Örneğin, savcılığa A’nın sahte pasaport kullandığı ihbarında bulunuldu. Savcı, kendisine ulaşan ihbarı soruşturmaya başladı, delilleri topladı, ifadeleri aldı ancak bu suçun işlenmediği yönünde kuvvetli bir kanaate ulaştıysa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.

KYOK kararına karşı; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak itiraz edilebilir.

İddianamenin Düzenlenmesi Kararı

Resmî belgede sahtecilik suçunun savcı tarafından soruşturulması sonucunda, şüphelinin bu suçu işlediğine dair kuvvetli şüpheye ulaşılırsa savcı iddianame düzenler ve yetkili mahkemeye sunar. Mahkemece iddianamenin kabul edilmesi hâlinde dava açılır.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunun Savunması

Yargılama aşamasına geçildikten sonra, sanık, bazı iddialar ileri sürerek kendisini savunur. Bu savunmalar her somut olaya göre değişkenlik göstermektedir. Ancak resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin bazı örnek niteliğinde savunmalara aşağıda yer verilmiştir.

  • Değişiklik yapılan belgenin resmi bir belge olmadığı,
  • Bilirkişi incelemesinin hatalı olduğu,
  • Belge üzerinde yapılan değişikliğin, aldatıcılık unsurunu sağlamadığı,
  • Suçun işlendiğine dair yeterli delil elde edilmediği,
  • Suçun kim tarafından işlendiğinin tespit edilemediği ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince bu durumdan faydalanılması gerektiği,
  • Sanığın daha öncesinde hiçbir suça bulaşmamış olması,
  • Yeterli araştırmanın yapılmamış olması,
  • Masumiyet karinesinin göz ardı edildiği,
  • Failin kusurunu kaldıran ya da cezasını indiren hallerin bulunması,
  • Delillerin hukuka aykırı yollarla elde edildiği ve bu sebeple hükme esas alınamayacağı,
  • Suçun, korkutma ve tehdit altında işlendiği,
  • Suç unsurlarının ve suç vasfının yanlış değerlendirildiği. 

Savunma kısmı, yargılamanın en önemli bölümlerinden biridir. Yukarıda genel savunma sebeplerine yer verilmiş olsa da etkin bir savunma yapılabilmesi için, alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması; duruşmaların görüldüğü, savunmaların yapıldığı, görgü şahitlerinin dinlendiği, kalan delillerin araştırıldığı, uzman bir bilirkişi görüşü alındığı ve tüm bunlar neticesinde hâkimin değerlendirme yaparak bir karar verdiği süreçtir.

Bu aşamada yazılılık ve açıklık esastır. Yapılan tüm duruşmalar kamuya açıktır ve yazılı olarak tutanağa geçirilir. Ancak bazı hassas durumlarda duruşmaların gizli yapılmasına karar verilebilmektedir.

Örneğin, suça sürüklenen çocuğa ilişkin bir yargılama yapılıyorsa, kişisel gelişiminin etkilenmemesi açısından, duruşmaların kamuya kapalı olarak yapılmasına karar verilebilir.

Yargılama aşaması, iddianamenin kabulü ile başlar ve hâkim tarafından bir karar verilmesi ile sona erer. Bu aşamadan sonra ise kararın infazı aşamasına geçilir.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Zamanaşımı

Resmî belgede sahtecilik suçunda dava zamanaşımı süresi suçun işlendiği andan itibaren 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği andan itibaren 10 yıldır. 

Resmî belgede sahtecilik suçunun, kamu görevlisi tarafından işlenmesi nitelikli hâlinin dava zamanaşımı ise; süresi suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl, ceza zamanaşımı süresi hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 20 yıldır.

Dava zamanaşımı, geçtikten sonra dava açılamaz ve ceza verilemez. Ceza zamanaşımı geçtikten sonra ise, cezanın infazı istenemez.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar 

Resmî belgede sahtecilik suçunun yargılaması sonucunda, hâkim, somut olayın şartlarına göre, aşağıdaki kararlardan birini verebilir.

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkûmiyet
  • Adli Para Cezasına Çevirme
  • Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat kararı, yargılama sonunda sanığın suçsuz olduğuna hükmedilmesidir. Hâkim, resmî belgede sahtecilik suçunu, sanığın işlemediğine, suç unsurlarının oluşmadığına veya kast veya taksir bulunmadığına kanaat getirmişse beraat kararı verebilir.

Örneğin; resmî belge üzerinde değişiklik yapan (B)’nin bu değişikliği, aldatıcılık boyutunda değilse, suç unsurlarının oluşmamış olması sebebiyle beraat kararı verilebilir.

Beraat kararı sonrasında, kişinin suçsuz olmadığı artık bir mahkeme kararı ile kabul edilmiş olur ve kişinin üzerindeki suç şüphesi kalkar.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK) aşağıdaki hâllerde verilebilir.

  • Yaş küçüklüğü,
  • Akıl hastalığı,
  • Sağır veya dilsizlik,
  • Hukuka aykırı bağlayıcı emrin yerine getirilmesi,
  • Zorunluluk hâli,
  • Suçun cebir veya tehdit altında işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın korku ve telaşla aşılması,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi,
  • Etkin pişmanlık (Her suçta mümkün değildir, resmî belgede sahtecilik suçunda uygulanamaz.),
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı,
  • Karşılıklı hakaret,
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı.

Resmî belgede sahtecilik suçunda yukarıdaki nedenlerden birinin varlığı hâlinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir. CYOK kararı sonucunda, kişi ceza almaz ve bu karar sicile işlemez.

Örneğin; (A), sahte resmî belge düzenlenmesini emreden amiri (B)’den aldığı emirle bu suçu işlediyse bu karar verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet, yargılama sonucunda sanığın suçlu bulunması sonucunda verilen karardır. Bu karar ile birlikte bir ceza belirlenir ve sonrasında bu cezanın infazı aşamasına geçilir.

Aynı suçun tekrar işlenmesi durumuna ceza hukukunda tekerrür denmektedir. Tekerrür durumu ceza belirlenirken gözetilir ve bu hâlde mahkûmiyet süresi artabilir. Bazı durumlarda ise; sanığın duruşmada gösterdiği hal ve tavırlar, geçmiş sosyal ilişkileri gibi hususlar gözetilerek verilecek cezada iyi hâl indirimi de yapılabilir. Ancak bu indirim hâkimin takdirindedir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Verilen mahkûmiyet kararı sonrasında, adli para cezasına çevirme kararı verilebilir. Adli para cezasına çevirme, yargılama sonucunda verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesidir.

Her cezanın, adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Hapis cezasının, para cezasına çevrilebilmesi için, verilen cezanın 1 yıldan daha az süreli olması gerekmektedir. Resmî belgede sahtecilik suçunun alt sınırı 2 yıldır. Bu sebeple, resmi belgede sahtecilik suçunda adli para cezasına çevirme kararı verilemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanığın 5 yıl boyunca denetim altında olması koşuluyla, hakkında verilmiş olan cezanın açıklanmamasıdır. Resmi belgede suçuna ilişkin HAGB kararı verilebilmektedir.

HAGB kararı verilebilmesi için; verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması gerekmektedir. Bununla birlikte hâkimde, sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması gerekmektedir.

Bu karara karşı, 7 gün içinde kararı veren mahkemeye; bir dilekçeyle ya da zabıt katibine sözlü bir beyanla itirazda bulunulabilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, belirli koşulların varlığı hâlinde, sanık hakkında hükmedilmiş olan hapis cezasının infazının ertelenmesidir. Cezanın ertelenmesi, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilen suçlarda mümkündür.

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, 1-3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenir. Bu süre içinde kişiye bazı yükümlülükler de yüklenebilir.

Örneğin, imza yükümlülüğü getirilebilir. Hakkında erteleme kararı verilen sanık, bu yükümlülüklere uyar ve belirlenen süre içerisinde bir suç işlemezse, cezaevine girmesine gerek kalmaksızın cezası infaz edilmiş sayılır.

Resmî belgede sahtecilik suçunda alt sınır 2 yıl olmasına rağmen, iyi hâl indirimi ile verilecek cezanın 2 yılın altına düşmesi mümkündür. Bu durumda, cezanın ertelenmesine karar verilebilir.

Davanın Düşmesi 

Davanın düşmesi; genel af çıkması, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, sanığın ölmesi ve davanın zamanaşımına uğraması gibi durumlarında verilen karardır.

Resmî belgede sahtecilik suçunda, yukarıda açıklanan hâllerden birinin gerçekleşmesi durumunda davanın düşmesi kararı verilebilir.

Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin görülen yargılamada, kararın verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile veya zabıt katibine yapılan bir beyan ile yapılır.

Kararın verilmesinden itibaren olan 7 günlük başvuru süresinin kaçırılması durumunda, karar kesinleşir ve kişi bir daha hiçbir şekilde istinafa başvuramaz.

İstinafta verilen kararlara karşı, 15 gün içinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Temyiz başvurusu, istinaf kararını veren mahkemeye verilen bir dilekçe ile yahut zabıt katibine beyanda bulunulması ile yapılır.

Bazı kararlar için temyiz başvurusunda bulunulamaz. Bu kararlar CMK m. 286/2’de sayılmıştır. Temyiz edilemeyen kararlar kısaca aşağıdaki gibidir.

  • İstinafta verilen bozma kararları,
  • İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
  • İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
  • On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
  • Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar.

Yargılama aşamasının sonunda HAGB kararı verilmiş ise, kararın açıklanmasından itibaren 7 gün içinde itiraz yoluna başvurmak gerekmektedir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurmak mümkün değildir.

İstinaf ve temyiz aşamaları yaklaşık 1-2 yıl sürmektedir.

Sonuç 

Resmî belgede sahtecilik suçu savunulması özel uzmanlık gerektiren bir suçtur. Soruşturma sürecinden infaz sürecine kadar her aşamada çok fazla teknik detay ve süre bulunmaktadır. Bu süreçte yapılacak ufak bir hata dahi, kişinin haksız yere mahkumiyetine sebep olabilecektir. Bu nedenle alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.