TTK haksız rekabet

TTK Haksız Rekabet

Haksız rekabet, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 54 – 63 ve düzenlemeleri arasında yer alıyor. Ticari hayat içerisinde yer alan herkesin bu düzenlemelere uygun hareket etmeye özen göstermesi gerekiyor.

Aksi halde haksız rekabetten doğan dava ve sorumluluklarla karşı karşıya kalınır, Yazımızda haksız rekabet ile ilgili en çok merak edilen ve ayrıca bilinmesi gereken konuları açıkladık.

Ticari hayatın sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için tacirlerin hileli veya diğer haksız davranışları haksız rekabet hükümleri ile düzenleniyor. Haksız rekabet ile ilgili davalara bir şekilde müdahil olan kişiler muhakkak hukuki yardım almalıdır, çünkü haksız rekabet dediğimiz zaman işin içine birden fazla dava ve başka süreçler girer.

Haksız Rekabet Nedir?

Dürüst ve bozulmamış bir rekabet oluşturabilmek için haksız rekabet adı altında bazı kurallar konulmuştur. Burada üreticilere, satıcılara, dağıtıcılara vs. ticari faaliyetle uğraşan herkese bir takım davranışlar ve ticari  uygulamalar öngörülüyor. Bunların dışına çıkan kişiler aşağıda ayrıntılı olarak değineceğimiz üzere hem tazminat hem de ceza ile karşı karşıya kalıyor.

Haksız rekabet hükümleri yoruma çok açıktır. Bu nedenle haksız rekabetle ilgili  hukuki süreç başlatılacak veya hakkında böyle bir süreç başlatılan kişi ince eleyip sık dokumalıdır. Hatalı yahut ihmali davranışlardan kaçınmalıdır. Bunu sağlamak için tecrübeli avukatlar ile çalışmalıdır. Önemsenmeyen hukuki süreçler uygulamada insanlar için büyük sorunlara dönüşebiliyor.

Şimdi önce hukuken haksız rekabet oluşturan davranışların neler olduğuna ve ardından bunun yaptırımlarına değineceğiz. Bu kısım davaların temeli olduğu için dikkatlice okunmalıdır.

Haksız Rekabet Halleri Nelerdir?

TTK madde 55 düzenlemesinde nelerin haksız rekabet olduğu yer alıyor. Buna göre şunlar temel başlıklardır:

  • Dürüstlük kuralına uymayan reklam ve satış yöntemleri kullanmak ile dürüstlük kuralına aykırı diğer davranışlar. (TTK 55/a)
  • Kişileri sözleşmeye ihlal etmeye veya sona erdirmeye yönlendirmek.(TTK 55/b)
  • Başkalarına ait iş ürünlerinden yetkisi olmadığı halde yararlanmak.(TTK 55/c)
  • Üretim ve iş ile ilgili sırları haksız olarak ifşa etmek.(TTK 55/d)
  • İş şartlarına aykırı davranmak.(TTK 55/e)
  • Dürüstlük kurallarına uymayan işlem şartları kullanmak.(TTK 55/f)

Şimdi bu saydığımız haller görüldüğü üzere çok genel nitelikli aykırılıklardır. Bunların yorumunu da kanun kendisi yapmakta ve hangi davranışların bu maddeleri ihlal ettiğini söylemektedir. Ancak bunlar sınırlı sayıda değildir. Yani kanun yalnızca örnekleme yolu ile açıklamaktadır.

Bu örneklerin dışında bu maddelere aykırı haller söz konusu olabilir. Şimdi kanunun özellikle işaret ettiği halleri izah edeceğiz.

TTK 55/a kapsamında şu haller özellikle haksız rekabet oluşturur:

  • Başka kişilerin mallarını, iş ürünlerini, fiyat ve faaliyetlerini yahut ticari diğer işlerini kötülemek. Bunlar hakkında yanlış, yanıltıcı yahut gereksiz yere incitici cümleler kurarak kötülemek. Ürün ve malların bu şekilde kötülenmesinin yanında direk o kişilerin kötülenmesi de haksız rekabet oluşturur. (TTK 55/a-1)
  • Bir kişinin kendi işletmesi ile ilgili olarak şu hususlarda gerçek dışı ve yanıltıcı açıklamalarda bulunması yahut aynı yolla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmesi: kendisi veya ticari işletmesi veya ticari işaretleri hakkında, satış kampanyalarının biçimi hakkında, malları – fiyatları – ürünleri – stokları hakkında, faaliyetleri ve iş ilişkileri hakkında.  (TTK 55/a-2)
  • Belirttiği herhangi bir paye, ödül veya diplomayı almadığı halde bunları almış gibi yanıltıcı davranıyorsa, bir konuda çok özel bir yeteneğe sahip olduğu zannını haksız olarak vermeye çalışıyorsa yahut bu yanılmaya neden olacak şekilde doğru olamayan meslek adı ve sembolleri kullanıyorsa bu da haksız rekabet oluşturur.  (TTK 55/a-3)
  • Başka kişilerin malları ve iş ürünleri ile faaliyetleri yahut onların işleri işe karıştırılmaya neden olacak önlemler almak.  (TTK 55/a-4)
  • Kendisini, mallarını ve iş ürünlerini, faaliyetlerini, ürünlerin fiyatlarını, gerçeğe aykırı – yanıltıcı şekilde ve rakibini gereksiz yere kötüleyici şekilde rakiplerin önüne geçmek. Aynı şekilde başkalarının tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları ve iş ürünleri, ürünlerin fiyatları ile karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek. (TTK 55/a-5)
  • Seçilmiş bazı malları ve iş ürünlerini yahut faaliyetleri birden fazla kere tedarikçi firmadan daha ucuza satışa koymak, bu satışı reklam olarak özellikle vurgulamak, bu yolla müşterileri kendi yeteneği ve rakiplerinin yeteneği konusunda aldatmak.  (TTK 55/a-6)
  • Müşteriye ek edimlerde bulunarak onu sunumun gerçek değeri konusunda yanıltmak  (TTK 55/a-7)
  • Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan – agresif satış yöntemleri kullanarak engellemek  (TTK 55/a-8)
  • Malların ve iş ürünlerinin yahut faaliyetlerin özelliklerini ve miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu yolla müşteriyi yanıltmak.  (TTK 55/a-9)
  • Taksitle satış sözleşmelerine yahut buna benzer hukuki işlemlere ilişkin yapılan ilanlarda açıkça unvana yer vermemek, satış fiyatını veya taksitle satıştan doğan ek masrafları Türk Lirası olarak ve yıllık oranlar üzerinden bildirmemek.  (TTK 55/a-10)
  • Tüketici kredileri ile ilgili kamuya yapılan ilanlarda unvana açık bir şekilde yer vermemek yahut kredilerin net tutarlarına ve toplam giderlerine, efektif yıllık faizlere ilişkin açık bir beyan ortaya koymamak.  (TTK 55/a-11)
  • İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde taksitle satış yahut tüketici kredisi sözleşmesi sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, süresi, müşterinin cayma ve fesih hakkı ve ödeme ile ilgili diğer bazı hususları eksik veya yanlış bilgiler ile sunacak sözleşme ibareleri – formülleri kullanmak.  (TTK 55/a-12)

Buraya kadar bahsettiğimiz TTK madde 55/a düzenlemesinde yer alan haksız rekabet halleridir. Ancak belirtmemiz gerekir bu saydıklarımız yalnızca bazı örnekler hallerdir. Yani bunların haricinde de TTK madde 55/a’ya göre haksız rekabet süreci söz konusu olabilir. Yeter ki dürüstlük kuralına uymayan reklam ve satış yöntemleri kullanmak ile dürüstlük kuralına aykırı diğer davranışlar söz konusu olsun.

TTK madde 55/b ise kişileri sözleşmeyi ihlal etmeye veya sona erdirmeye yönlendirme fiilini haksız rekabet olarak görür. Özellikle şu haller örnek olarak sayılmıştır:

  • Müşterileri, kendi ile sözleşme yapmaları için diğer kişilerle yaptığı sözleşmeyi sona erdirmeye veya ona aykırı davranmaya yönlendirmek (TTK 55/b-1)
  • Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak yahut önererek kendisine veya bir başkasına yarar sağlamaya çalışmak (TTK 55/b-2)
  • İşçileri, vekilleri yahut bunlar gibi diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya bunları elde etmeye yöneltmek (TTK 55/b-3)
  • Kişi ile kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için; taksitle satış, peşin satış yahut tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek (TTK 55/b-4)

Bu saydıklarımız da TTK 55/b düzenlemesinde yer alan hallerdi. Ancak gene bunlar da yalnızca sık görülen örneklerdir. Bunların haricinde kişileri sözleşmeye ihlal etmeye veya sona erdirmeye yönlendirmek tanımlamasına uyan her hareketin TTK 55/b’ye aykırılıktan sorumlu tutulacağını söyleyebiliriz.

Devam edecek olursak; TTK 55/c’de başkalarına ait iş ürünlerinden yetkisi olmadığı halde yararlanmak haksız rekabet hali olarak öngörülmüştür. Gene aynı fıkrada bunun halleri de örneklendirilmiştir. Bunları şu şekilde sayabiliriz:

  • Kişinin kendisine emanet edilen; teklif, hesap, plan ve buna benzer bir iş ürününden yetkisiz olarak yararlanması (TTK 55/c-1)
  • Üçüncü kişilere ait; teklif, hesap, plan veya bunlara benzer iş ürünlerinden bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edildiğini veya yetkisiz olarak sağlandığını bildiği halde bunlardan yararlanmak (TTK 55/c-2)
  • Kendisinin uygun bir katkısı olmadığı halde başkasına ait olan ve pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemlerini kullanarak devralıp onlardan yararlanmak (TTK 55/c-3)

Bunlar da TTK 55/c’de gösterilen örnek haller. Burada da başkalarına ait iş ürünlerinden yetkisi olmadığı halde yararlanmak tanımlamasına uyan her hareket haksız rekabet oluşturur.

TTK 55/d üretim ve iş ile ilgili sırları haksız olarak ifşa etmek fiilini haksız rekabet olarak tanımlıyor. Uygulamada bu tanımlamaya giren her davranış haksız rekabet olarak yorumlanabilir. Ayrıca kanun şu örneğin özellikle bu tanımlama kapsamında olduğunu söylüyor:

  • Gizlice ve izinsiz olarak ele geçirilen yahut başka herhangi bir hukuka aykırı yolla öğrenilen bilgileri ve üreticinin iş sırlarını değerlendiren yahut başkalarına aktaran kişiyi bu madde kapsamında değerlendirmektedir.

TTK madde 55/e iş şartlarına uymama şeklinde bir haksız rekabet haline yer veriyor. Buna örnek olarak da özellikle şuna işaret ediyor:

  • Kanun yahut sözleşme ile rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymamak dürüstlük kuralına aykırı görülür ve haksız rekabet olarak değerlendirilir.

Son olarak TTK madde 55/f düzenlemesi dürüstlük kurallarına uymayan işlem şartları kullanmak tanımlaması ile son haksız rekabet halini düzenliyor. Bu da yukarıda bahsettiğimiz tüm haller gibi bir genel ifadedir. Yani uygulamada bu tanıma dahil olabilecek tüm davranışlar bu konu kapsamında kabul edilebilir. Ancak bazı halleri kanun gene özellikle saymıştır. Bunlar da şu hallerdir:

  • Direkt olarak veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemelere önemli ölçüde aykırı davranmak
  • Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı olan hak ve borçlar dağılımını öngörmek ve bunlara önceden hazırlanmış genel işlem şartlarında yer vermek ve bunu kullanmak

Görüldüğü üzere TTK madde 55 düzenlemesi ile ticari hayattaki hileli ve dürüstlük kuralına aykırı davranışların neredeyse tamamı boşluk kalmayacak şekilde haksız rekabet hali olarak düzenleniyor. Aşağıda bunların yaptırımlarına (tazminat ve ceza) değineceğiz. Ama önce haksız rekabete bağlı olarak açılabilecek olan davalardan bahsedeceğiz.

Haksız Rekabet Davaları Nelerdir? (TTK 56)

Yukarıda saydığımız haksız rekabet hallerine bağlı olarak müşterileri, kendisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri yahut başka ekonomik faaliyetleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşı karşıya kalan kişiler şu davaları açabilir:

  • Haksız rekabet olduğunu iddia ettiği fiilin haksız olup olmadığının tespit edilmesini
  • Fiilin durdurulmasını (haksız rekabetin men’i)
  • Fiileden doğan maddi sonucun sonlandırılmasını
  • Yanlış yahut yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini
  • Haksız tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise fiiilde kullanılan araçların ve malların imha edilmesini
  • Eğer fiilin işlenmesinde kusur söz konusu ise ortaya çıkan zarar ve zıyanın tazmin edilmesini
  • TBK’da yer alan manevi tazminat şartları oluşmuşsa manevi tazminat verilmesini dava edebilir.

Bunlar hukuk mahkemelerinde görülecek olan davalardır. Bunların yanında bir de ceza davası işleyecektir. Haksız rekabet fiilleri için ayrı ayrı cezai düzenlemeler mevcuttur. Bunlara göre ceza davası açılır. Bu bahsettiğimiz hukuk ve ceza davalarının önemli ayrıntılarına aşağıda değineceğiz.

Haksız Rekabetten Doğan Hukuki Sorumluluk (TTK 56 ve devamı)

Yukarıda davalardan genel olarak bahsettik. Bu kapsamda hukuki haksız rekabet sürecinde kişi şu tür hukuki sorumluluklar ile karşılaşabilir:

  • İşlediği fiilin haksızlığının tespit edilmesi
  • İşlediği fiilden men edilmesi
  • Neden olduğu maddi sonucun sonlandırılması
  • Yanlış veya yanıltıcı beyanlarda bulunmuşsa bu beyanlarını düzeltme
  • Eğer haksız rekabetin sonlanması için yapacak başka bir şey yoksa haksız rekabete neden olan araçlarını ve mallarını imha edilmek üzere teslim etmek
  • En önemlisi eğer maddi bir zarar ortaya çıkmış ise maddi tazminat ödemek
  • Manevi zarar ortaya çıkmışsa manevi tazminat ödemek

Bunlar genel olarak kişinin karşısına çıkabilecek hukuki sorumluluklardır. Burada bahsettiğimiz her hukuki sorumluluk hali önemli hukuki sonuçlara neden olur.

Haksız Rekabette Tazminat

Yukarıda maddi ve manevi tazminat talep edilebileceğinden bahsettik. TTK madde 57/2 düzenlemesi, bu tazminat taleplerinde Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağını söylüyor. Buna göre maddi tazminat talebi için:

  • Haksız rekabet fiili işlenmiş olmalıdır
  • Fiil sonucunda bir zarar ortaya çıkmış olmalıdır
  • Bu zarar ile fiil arasında uygun bir illiyet bağı bulunmalıdır (neden-sonuç)
  • Son olarak haksız rekabet fiilini işleyenin kusuru bulunmalıdır.

Maddi tazminat kalemleri TBK düzenlemelerinde ayrıntılı olarak yer alıyor. Burada maddi zararı çok geniş bir yelpazede düşünebiliriz. Maddi tazminat olarak haksız rekabet sonucunda davalı kişinin yani haksız rekabette bulunan kişinin kazanması muhtemel kazançlar dahi maddi tazminat miktarının hesabında dikkate alınıyor

Manevi tazminatta da benzer şartlar aranır. Kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat olarak bir miktar para talep edebilir. Hakim böyle bir paraya yahut manevi zararı giderecek başka bir edime karar verebilir.

Haksız Rekabetten Doğan Cezai Sorumluluk (TTK 62)

Yukarıda haksız rekabet fiillerinden bahsettik. İşte burada hukuki sorumluluğun yanında ayrıca cezai sorumluluk da söz konusu olabilir. Bunlar uygulamada haksız rekabet suçu olarak adlandırılıyor. Buna göre haksız rekabet kapsamında şu hallerin cezalandırıldığını söyleyebiliriz:

  • Haksız rekabet fiillerinden herhangi birini kasten işlemek.
  • Kendi icap ve tekliflerinin diğer kişilere tercih edilmesini sağlamak için kişisel durumu, malları ve iş ürünleri, ticari faaliyet ve diğer işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek
  • Çalışanları, vekilleri yahut diğer yardımcıları; çalıştıranın veya onun temsil ettiği kişilerin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için onları aldatmak
  • Çalıştıranların veya müvekkillerin; çalışanlarının veya vekillerinin haksız rekabet fiili işlediğini görünmesine – bilmesine rağmen bunu önlememesi veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmemesi

İşte bu fiillerin daha ağır bir ceza gerektiren suçları karşılamadığı durumlarda her bir bentten ötürü 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası söz konusu olur. Tüm bu düzenlemeler TTK 62 hükmünde yer alıyor.

Burada eğer daha ağır bir suç söz konusu değilse yani sırf haksız rekabet suçu için suç soruşturması başlatılacaksa, hukuk davası açma hakkına sahip olan kişilerin suçtan ötürü şikayetçi olmaları gerekiyor. Yani bunlar birer takibi şikayete bağlı suçtur diyebiliriz. Dava açma hakkına (dolayısıyla şikayet hakkına) sahip olanlara aşağıda değineceğiz.

Eğer haksız rekabet suçu bir tüzel kişinin faaliyetleri sırasında işlenmişse (ki çoğu zaman öyle olur, şirket vs. den ötürü) tüzel kişi adına hareket edip haksız rekabette bulunan kişiler cezalandırılır. Tüzel kişi için (şirket için) bazı güvenlik tedbiri uygulamaları yapılır.

Haksız Rekabet Davasını Kimler Açabilir?

Haksız rekabet davalarını temel olarak kimlerin açabileceği aslında TTK madde 56/1’de yer alıyor. Buna göre haksız rekabetten ötürü müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri yahut başka ekonomik faaliyetleri zarar gören kişiler veya bu zarar tehlikesi ile karşı karşıya kalan kişiler haksız rekabetten doğan davaları açmaya yetkilidir.

Yukarıda bahsettiğimiz davaların tamamını aynı zamanda ekonomik çıkarları zarar gören yahut bu şekilde bir tehlike ile karşı karşıya kalan müşteriler de açabilir. Ancak bu kişiler, haksız rekabette neden olan araç ve malların imhasını talep etme hakkına sahip değildir.

Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzükleri gereğince üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer mesleki ve ekonomik kuruluşlar ile gene tüzükler uyarınca tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşları ile kamusal nitelikli kurumlar şu davaları açma hakkına sahiptir:

  • İşlediği fiilin haksızlığının tespit edilmesi
  • İşlediği fiilden men edilmesi
  • Neden olduğu maddi sonucun sonlandırılması
  • Yanlış veya yanıltıcı beyanlarda bulunmuşsa bu beyanlarını düzeltme
  • Eğer haksız rekabetin sonlanması için yapacak başka bir şey yoksa haksız rekabete belde olan araçlarını ve mallarını imha edilmek üzere teslim etmek

Haksız Rekabette Çalıştıranın Sorumluluğu (TTK 57) → Haksız rekabet teşkil eden fiili çalışan veya işçiler gerçekleştirmişse ve bunu hizmet veya iş görülen yapmışlarsa hemen yukarıda saydığımız 4 maddelik davalar işverene yani çalıştırana karşı da açılabiliyor.

Haksız Rekabette Basın, Yayın ve Bilişim Kuruluşlarının Sorumluluğu (TTK 58) → TTK madde 58 düzenlemesi bu saydığımız kuruluşların haksız rekabet sorumluluğundan bahsediyor. Bu aslında çok önemli bir konudur. Uygulamada sıklıkla gündeme geliyor. Maddede yukarıda saydığımız fiillere atıf yapılmakla birlikte ayrıca basın ve yayın sektörüne özgü bazı haller haksız rekabet olarak düzenleniyor ve bunlara ilişkin yargılama sürecinden bahsediliyor. Bu konu başka bir yazımızın konusudur.

Dava Açma Süresi

Yukarıda saydığımız hukuk davaları, dava açma hakkı olan kişilerin, haksız rekabet olayını öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmalıdır.

Eğer dava açma hakkı olan kişiler bundan hiç haberdar olmazlarsa, yani her halükarda haksız rekabet fiilinin üzerinden 3 yıl geçmesiyle dava açma hakkı sona erer.

Ceza davası açılması için, takibi şikayete bağlı suçlar söz konusu olduğundan ötürü, fiilin üzerinden 6 ay geçmeden şikayette bulunulmalıdır. Aksi halde şikayet etme hakkı sona erer.

1 yıl ve 3 yıllık zamanaşımı süresinden bahsettik. Eğer haksız rekabet fiili aynı zamanda Türk Ceza Kanunu anlamında başka bir suç teşkil ediyorsa ve o suçun TCK’daki karşılığı için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülüyorsa, yukarıda bahsettiğimiz hukuk davaları süreleri (1 yıl ve 3 yıllık süreler) de TCK’daki kadar uzar.

Haksız Rekabet Davası ile İlgili Bazı Önemli Hususlar

Haksız rekabet davaları, büyük bir dikkat ile takip edilmesi gerekiyor. Bu davalar sürerken bazı hak kayıpları yaşanmasın diye haksız rekabete ilişkin ihtiyati tedbir hükümleri özel olarak öngörülmüştür. İhtiyati tedbiri hak kayıpları olmaması açısından daha davanın başınca alınan tedbir niteliğinde karar olarak düşünebiliriz.

Bu kapsamda somut olayın özelliklerine bağlı olarak şu tedbirler alınabilir:

  • Haksız rekabet sonucu oluşan maddi duruma son verilmesi
  • Fiilin önlenmesi
  • Yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesi
  • Fiile konu mallarına ithalat ve ihracat sırasında el konulması
  • Somut olayın gerektirdiği diğer tedbirler

Bunlar mahkemeden dava sürerken talep ediliyor. Dolayısı ile bir kaç yıl sürebilecek dava sonucunu beklemeden dava başında tedbiren karar alınabiliyor. Bu konuda Hukuk Muhakemeleri Kanunun hükümleri uygulanıyor.

Ayrıca haksız rekabet davası sonuçlandıktan sonra davayı kazanan tarafın talep etmesi üzerine kararın ilan edilmesine hükmedilebilir. Yani mahkeme kararın uygun bir şekilde ilanını sağlayabilir. Bunun masrafı davayı kaybeden taraftan alınır. İlanın ne şekilde olacağını da mahkeme belirler.

Rekabetin Önlenmesi ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun

Haksız rekabetin önlenmesi ve Rekabetin Korunması Hakkkında Kanun, uygulamada TTK’daki haksız rekabet ile karıştırılır. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında aynı zamanda Rekabet Kurumu faaliyetleri de yürütülür ve piyasa şartlarındaki rekabet ortamını koruyucu önlemler alır.

Bizim yazımızdaki konu, direk somut olay ile ilgili olarak ticaretin öznelerini korurken rekabetin önlenmesi kurumu piyasadaki rekabet ortamını korumaya yönelik hüküm verir. Dolayısı ile iki konu birbiri ile karıştırılmamalıdır. Yani TTK kapsamında haksız rekabet fiili işlendiğinde Rekabet Kurumu’na değil, dava yoluna gidilmelidir ve TTK mevzuatı işletilmelidir.

Dava Aşamasında ve Öncesinde Avukat Desteği

Yukarıda haksız rekabet ile ilgili olarak bilinmesi gereken önemli ayrıntılardan bahsettik. Uzun bir yazı oldu ancak buna rağmen genel nitelikli hususlar bu şekildedir. Her bir fiil bendi kendi içinde önemli ayrıntılar içeriyor. Yani karmaşık bir hukuki problemden bahsediyoruz.

Haksız rekabet ile ilgili konularda tecrübeli avukatlar ile çalışmak önemlidir. Aksi halde ortaya çıkacak hak kaybı çok ciddi boyutlarda olabilir. Haklı iken haksız konuma düşülebilir. Hatta bu sürece hiç neden olmayacak şekilde önceden bu konuda hukuki danışmanlık almak en sağlıklısıdır.