Müşterek Çocuğun Yurtdışına Çıkış İzni

Müşterek Çocuğun Yurtdışına Çıkış İzni

Müşterek çocuğun yurtdışına çıkış izni, çocuğun ebeveynlerinden biri ile yurtdışına çıkması halinde yurtdışına çıkmayan anne veya babadan alınması gereken muvafakattır. Özellikle boşanan çiftler açısından önem arz eden müşterek çocuğun yurtdışına çıkarılması kavramı birçok önemli detay içermektedir.

Yazımızda müşterek çocuğun yurtdışına çıkış izni hakkında bilinmesi gereken genel bilgilerden bahsederek söz konusu sürecin nasıl işlediğini aktardık. Sürecin hatasız bir şekilde son bulması için konu hakkında genel bilgiye sahip olmak gerekir. Bu sebeple yazımızı özenle okumanızı tavsiye ederiz.

Müşterek Çocuğun Yurtdışına Çıkış İzni Nedir?

Müşterek çocuğun yurtdışına çıkış izni, çocuğun anne veya babasıyla yahut tek başına yurtdışına çıkması durumunda  onay alınması durumunu ifade etmektedir. Uygulamada bu husus, daha sık şekliyle velayeti annede olan çocuğun baba onayı olmaksızın yurtdışına çıkışı şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda babadan onay alınıp alınmayacağı sorusu gündeme gelmektedir.

Müşterek çocuğun yurtdışına çıkış iznine ilişkin hukuki düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun “Çocuklar bakımından anne ve babanın hakları” başlıklı 182. maddesinde ve aynı kanunun “Velayetin kapsamı” başlıklı 339. maddesinde hüküm altına alınmıştır.

ÖNEMLİ: Müşterek çocuğun yurtdışına çıkış izni, dikkatle takip edilmesi gereken önemli ayrıntılar barındırmaktadır. Bunlar göz ardı edilerek yapılan hatalı işlemler beklenmedik sonuçlara sebebiyet verebilir. Müşterek çocuğun yurtdışına çıkış izni her somut olaya göre farklılık göstermesi nedeniyle işlemin başından sonuna kadar yaşanan süreci avukat eşliğinde sürdürmek önem arz eder.

Müşterek Çocuğun Yurtdışına Çıkış İzni infografik

Velayeti Annede Olan Çocuğun Baba Onayı Olmaksızın Yurtdışına Çıkışı

Velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılması hakkında babanın izninin alınıp alınmayacağı hususu çocuğun ne amaçla yurtdışına çıkarıldığına göre incelenmelidir. Buna göre annesinin velayetinde bulunan çocuğun seyahat maksadıyla yurtdışına götürülmesi ve çocuğun yerleşme amacıyla yurtdışına çıkarılması olarak iki ayrı şekilde irdelenmelidir.

Çocuğun Annesi ile Seyahat maksadıyla Yurtdışına Çıkması

Velayet hakkının sadece anne tarafından kullanılması halinde, çocuğun yurtdışına çıkması sırasında velayet hakkı sahibi olmayan eşten izin alınmasına gerek yoktur. Kural böyle iken bazı ülkelerde vize alma esnasında velayet hakkı olmasa dahi diğer ebeveynden çıkış izin belgesi alınması şartı koyulmaktadır. Hal böyle iken, gidilecek olan ülkenin bu konudaki tutumu söz konusu ülkenin konsolosluğundan öğrenilerek hareket edilmelidir.

Her ne kadar velayet hakkı sahibi ebeveyn ile çocuğun yurtdışına çıkışı konusunda diğer ebeveynden izin alınmasına gerek duyulmasa da velayeti hakkına sahip olmayan tarafın, diğer ebeveynin müşterek çocuğu yurtdışına kaçırmak amacıyla getirmesinden şüphelenmesi halinde delillerle ispatlanması halinde mahkeme tarafından engelleme kararı verilebilmektedir.

Ancak bahsi geçen deliller, kuvvetli şüphe niteliğinde olmalıdır. Aksi takdirde mahkemeden velayet hakkı sahibi olmayan  ebeveyn engelleme kararını alamayacaktır.

Bu kapsamda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de desteklendiği üzere çocuğun yurtdışına geçici bir süre ile çıkarılması yasak olamayacağı gibi diğer ebeveynin bu konuda muvafakati alınması gerekmemektedir.

ÖNEMLİ: Eşler boşandığı zaman mahkeme velayeti bir eşe verirken diğer eş için de kişisel ilişki günleri belirler. Yani velayeti almayan kişi (genellikle baba) ayın belirli günlerinde, bayram ve özel günlerin bazılarında çocukla vakit geçirmek için bu kişisel ilişkiye sahip olur. Çocuğun yurtdışına çıkarılması durumunda bu seyahat maksadı taşısa da diğer eşin kişisel ilişki hakkını ihlal etmemelidir. Eğer ortaya ciddi bir ihlal varsa bu da velayetin kötüye kullanılması anlamına gelir ve aşağıda anlatacağımız velayetin değiştirilmesi için haklı gerekçe sayılır.

Çocuğun Annesi ile Yerleşmek Üzere Yurtdışına Çıkması

Türk Medeni Kanunu uyarınca, boşanan eşlerin hayatındaki önemli değişimlerin (anne veya babanın yeniden evlenmesi, başka bir yere gitmesi, ölmesi vb.) meydana gelmesi halinde re’sen veya ebeveynlerden birinin talebi üzerine gereken önlemleri almaktadır.

Velayet hakkına sahip olan ebeveynin Türkiye dışında başka bir ülkeye yerleşmesi durumunda, diğer eş velayet hakkının yeniden incelenmesi hakkında aile mahkemesine başvurabilmektedir.

Buna ek olarak ülkemizin de tarafı bulunduğu ebeveynlerden birinin velayetinde bulunan çocuğun mutad yerleşim yerinin değiştirilmesi suretiyle başka bir ülkeye taşınması durumunda velayetin iadesi konusunu içeren Avrupa Sözleşmesinin velayet hakkının kimde olması gerektiğine dair yeniden yapılacak olan inceleme üzerine açılacak olan davada dikkate alınmasında fayda vardır.

Müşterek çocuğun yerleşim yerinin başka bir ülkeye taşınması uluslararası sözleşmeler kapsamında da ihlale müsait bir konudur. Özellikle 16 yaşından küçük çocuklar için uygulanan Lahey Sözleşmesine göre velayet hakkı sahibi tarafın çocuğu yurtdışına yerleşim amacıyla çıkarması halinde diğer ebeveyn çocuğun iadesini talep edebilmektedir.

Burada özellikle velayetin değiştirilmesi davasından bahsetmek gerekir. Çünkü velayet hakkını elinde tutan annenin (veya velayeti elinde tutan babanın) çocuğu yurtdışına uzun süreli olacak şekilde veya yerleşmek maksadıyla çıkarması halinde velayet hakkının kötüye kullanılması söz konusu olacaktır. Velayet hakkının bu şekilde kötüye kullanılması halinde velayeti elinde bulundurmayan kişi (uygulamada genellikle baba) velayet davası açarak çocuğun velayetini alabilir. Konu ile ilgili olarak “velayet davası” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Çocuğun Yurtdışına Çıkarılması Muvafakatname

Muvafakatname, başka bir ülkeye gidebilmek ve bunun için vize başvurusunda bulunabilmek için vasi tarafından noterde düzenlenen 18 yaş altı çocuğun yurtdışına çıkış izni belgesidir. Müşterek çocuğun ebeveynlerinin evli olması halinde her iki eşin de noterde hazır bulunması gerekirken eşlerin boşanmış olması halinde velayet hakkına sahip tarafın tek başına muvafakat vermesi yeterli olacaktır.

Bu noktada diğer eşin rızası ayrıca aranmamaktadır. Aynı şekilde velayet hakkı olan annesi tarafından çocuğun yurtdışına çıkarılması için velayet hakkı bulunmayan eş tarafından muvafakatname düzenlenmesine gerek yoktur.

ÖNEMLİ: Çocuğun yurtdışına çıkarılmasında muvafakatnamenin gerekip gerekmediği her somut olaya göre değişkenlik göstereceğinden alanında uzman bir avukat ile bu süreci yürütmek maddi ve manevi her türlü hakkın kaybını engelleyecektir.

Çocuğun Yurtdışına Çıkarılması Muvafakatname Süresi

Çocuğun yurtdışına çıkabilmesi için bazı durumlarda ebeveynlerden birinin veya her ikisinin de izni gerekir. Bu izin belgesine muvafakatname denir. Bu belge ile Emniyet Müdürlüğü veya notere başvurabilmesi için belgenin son 6 ay içinde düzenlenmiş olması gerekmektedir.

Muvafakatnamenin geçerlilik süresi ise, belgenin üzerinde herhangi bir geçerlilik süresi öngörülmüş ise belirtilen süre kadardır. Eğer izin belgesi üzerinde herhangi bir süre belirtilmemişse bu halde muvafakatname iptal edilinceye kadar geçerliliğini korumaktadır.

Çocuğun Yurtdışına Çıkarılması Muvafakatname Örneği

Çocuğun yurtdışına çıkarılması muvafakatnamesinin hazırlanması istenilen sonuca ulaşılması bakımından oldukça önemlidir. Hazırlanacak olan muvafakatnamenin hangi şartlara göre düzenlendiğine göre farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Çocuğun yurtdışına çıkarılması muvafakatname yaşanan her olay bakımından ayrı incelenerek özenle hazırlanmalıdır. Aksi takdirde çocuğu yurtdışına çıkarılması konusunda çeşitli hukuki problemlerle karşı karşıya kalınabilecektir.

Son Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yukarıda müşterek çocuğun yurtdışına çıkış izni, velayeti anneden olan çocuğun baba onayı olmaksızın yurtdışına çıkışı, çocuğun yurtdışına çıkışı muvafakatname ve bu muvafatnamenin süresi gibi merak edilen önemli detaylara yer verdik.

Müşterek çocuğun yurtdışına çıkarılmasına ilişkin hukuki durumlar, önemli ayrıntılar içerdiğinden somut olaya göre istenenleri doğru şekilde yerine getirmek gerekir.  Bu sürecin düzgün bir şekilde başlatılıp istenilen şekilde sonuca varması için öncesinde avukata sormak gerekir. Aksi takdirde hatalı veya ihmali işlemler sonucu istenmeyen sonuçlar ile karşı karşıya kalınabilir.