marka hükümsüzlüğü davası

Marka Hükümsüzlüğü Davası

Markaların ticari hayattaki önemi dolayısıyla ciddi bir hukuki zemini oluşmuştur. Marka hakkına ilişkin açılan davalar da artık gittikçe artmaktadır. Marka hükümsüzlüğü davası da bu açılan davaların en önemlileri arasında yer alır.

Kişiler pek çok nedenden ötürü bir markanın hükümsüz kılınmasını isteyebilir. Marka hakkı sahipleri de ne tür bir ihlalin marka hükümsüzlüğüne neden olabileceğini merak etmektedir. Marka hükümsüzlük davası genellikle sonradan yapılan tescilin hükümsüz kılınmasına ilişkindir.

Yazımızda marka hükümsüzlüğüne ilişkin en çok merak edilen konulara değindik ve uygulamada en çok merak edilen soruları cevaplandırmaya çalıştık. Bunu yaparken kanun, yönetmelik ve uygulamadaki işleyişi göz önünde bulundurduk. Önemli bir konu olması nedeniyle dikkatli okumanızı tavsiye ederiz.

Marka Hükümsüzlüğü Nedir?

Sınai Mülkiyet Kanununda yer alan belirli hallerin gerçekleşmesi durumunda, önceden tescil edilmiş bir markanın dava yolu ile iptal edilmesi ve sonuç olarak marka hakkının sona ermesine ‘markanın hükümsüzlüğü’ denir.

Markanın hükümsüzlüğüne ilişkin kurallar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 25 ve devamında yer alır. Markanın hükümsüzlüğüne neden olan haller ise aynı kanunun 5. ve 6. maddelerinde yer alır. Bunlara aşağıda değineceğiz.

ÖNEMLİ: Sınai Mülkiyet Kanunu 2016 tarihlidir. Bundan önce 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname vardı ve markanın hükümsüzlüğüne ilişki meseleler yıllarca bu KHK’ya göre yapılıyordu. Sınai Mülkiyet Kanunu çıkında KHK mülga oldu ancak SMK’da yer alan geçici maddeler uyarında KHK’nın bazı maddeleri geçerliliğini korumaya devam etti. Yazımızı bu hususu da gözeterek hazırladık.

Marka Hükümsüzlüğü Davası infografik

Markanın Hükümsüzlüğü Şartları

Aşağıda markanın hangi hallerde hükümsüz kılınabileceğine değineceğiz. Ancak öncesinde markanın hükümsüzlüğü şartlarına değinmekte yarar görüyoruz. Buna göre markanın hükümsüzlüğü şartları şu şekildedir:

  • Tescil edilmiş bir marka olmalıdır
  • Kanunda yer alan hükümsüz kılınma nedenlerinden en az birisi söz konusu olmalıdır
  • Markanın hükümsüz kılınması talepli dava açılmalı ve hakimin bu yönde karar vermesi gereklidir

Bu saydığımız şartların kümülatif olarak söz konusu olması yani tamamının gerçekleşmesi gereklidir. Aksi halde bir markanın hükümsüz kılınması mümkün olmaz.

Markanın Hükümsüzlüğü Halleri Nelerdir?

Yukarıda da değindiğimiz üzere Sınai Mülkiyet Kanunu madde 25 hükmü der ki: 5. ve 6. maddede sayılan haller varsa mahkemeye markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi yönünde talepte bulunulabilir. 5. madde marka tescilinde mutlak red hallerini, 6. madde marka tescilinde nispi red hallerini düzenler.

Bu kısmı dikkatli okuyarak sizin durumunuzun hangi hale girdiğiniz tespit ediniz.

ÖNEMLİ: Aşağıda sıraladığımız marka hükümsüzlüğü halleri hukuk tekniği bakımından oldukça ayrıntılı ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bahsettiğimiz unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirmesi muhakkak tecrübeli avukatlarla birlikte yapılmalıdır.

Buna göre mutlak ret nedenleri (5. madde) olmasına rağmen tescil edilmiş bir markanın hükümsüzlüğü şu hallerde mümkündür:

  • 4. madde kapsamında sınırları çizilen marka olabilecek işaretlerin dışında kalan unsurlar eğer tescil edilmişse bunun hükümsüzlüğü talep edilebilir. Burada markanın tanımına ve unsurlarına değinmiyoruz. Bununla ilgili olarak ‘marka tescili’ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz. (SMK madde 5/1-a)
  • Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler tescil edilmişse bunun hükümsüzlüğü için dava açılabilir. (SMK madde 5/1-b)
  • Ticari olarak cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı belirten yahut malların-hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları özel olarak veya esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak tescil edilmişse hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-c)
  • Birbirinin aynısı veya aynı türdeki mal – hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş yahut daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bir işaretin tescili yapılmışsa, sonra tescil edilenin hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-ç)
  • Ticari sahada herkesin kullandığı yahut belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etme işlevi olan işaret – adlandırmaları özel olarak veya esas unsur olarak içeren işaretler tescil edilmişse bunların hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-d)
  • Malın yapısı gereği ortaya çıkan şeklini veya başka bir özelliğini yahut teknik bir sonucu elde etme noktasında zorunlu olan veya mala asli değerini veren şekli ya da başka bir özelliğini özel olarak içeren işaretler tescil edilmişse bunların hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-e)
  • Mal – hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretlerin marka olarak tescil edilmesi halimde bunun hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-f)
  • Paris Sözleşmesinin 2. mükerrer 6. maddesine göre reddedilmesi gereken işaretler (birlik ülkelerine ait armalar, bayraklar ve diğer Devlet amblemleri ve bu ülkelerin kontrolünde olduğu kabul edilen resmi işaretler) marka olarak tescil edilmişse bunların hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-g)
  • Paris Sözleşmesinin 2. mükerrer 6. maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgisini içeren, tarihi – kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili merciler tarafından tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretlerin marka olarak tescili halinde bunların da hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-ğ)
  • Dinî değerleri yahut sembolleri içeren işaretler marka olarak tescil edilmişse hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-h)
  • Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler marka olarak tescil edilmişse hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-ı)
  • Tescilli coğrafi işaretten oluşan veya tescilli coğrafi işaret barındıran işaretler marka olarak tescil edilmişse hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 5/1-i)

Nispi red nedenleri (6. madde) olmasına rağmen tescil edilen bir markanın hükümsüzlüğü şu hallerde mümkündür:

  • Bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış başka bir marka ile aynı olması veya benzer olmasına rağmen tescil edilmesi durumunda hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 6/1)
  • Bir markanın, kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış başka bir marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de göz önünde bulundurularak karıştırılma ihtimali varsa ve buna rağmen o marka tescil edilmişse bu markanın hükümsüzlüğü talep edilebilir. (SMK madde 6/1)
  • Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmadan ve haklı bir sebebe dayanmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için başvuru yaptığı ve bunun kabul edildiği ihtimalde o markanın hükümsüzlüğü için dava açılabilir. (SMK madde 6/2)
  • Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse ve bunun ardından tescil yapılmışsa bu markanın hükümsüzlüğü için dava açılabilir. (SMK madde 6/3)
  • Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi çerçevesinde tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikte bir marka başvurusu yapılmış ve kabul edilmişse, aynı veya benzer mal – hizmetler bakımından açılan marka hükümsüzlüğü davasında o marka hükümsüz kılınabilir. (SMK madde 6/4)
  • Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâller söz konusu ise, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu yapılmış ve kabul edilmişse, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, tescilin aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın sonra tescil edilen marka hükümsüz kılınabilir. (SMK madde 6/5)
  • Kabul edilmiş tescil başvurusuna markanın, başkasına ait kişi adını, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını yahut herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içeriyor olması söz konusu ise bu marka hakkında hükümsüzlük kararı verilebilir. (SMK madde 6/6)
  • Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesini takip eden üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal – hizmetleri içeren marka başvurusu kabul edilirse, bunun hükümsüzlüğü dava edilebilir. (SMK madde 6/7)
  • Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin bitmesinin itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal – hizmetleri içeren marka başvurusu kabul edilmişse bunun hükümsüzlüğü dava edilebilir. (SMK madde 6/8)
  • Bir marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa bunun hükümsüzlüğü dava edilebilir. (SMK madde 6/9)

ÖNEMLİ: Görüldüğü üzere marka hükümsüzlüğü ile ilgili çok çeşitli nedenler söz konusudur. Açılan bir marka hükümsüzlüğü davasında bu nedenlerin var olup olmadığı ciddi bir tartışma konusu yapılır. Aynı şekilde marka hükümsüzlüğü davası açılmadan önce mevcut durumun bunların hangisine dahil edilebileceği de ciddi bir şekilde üzerine durularak çalışılmalıdır. Bu nedenle tecrübeli marka avukatları ile çalışmak önemlidir.

Markanın Hükümsüz Kılınamayacağı Haller Nelerdir?

Bir markanın hükümsüz kılınabilmesi için yukarıda bahsettiğimiz hallerden birisinin gerçekleşmesi yeterli ve gereklidir. Ancak bunun bazı istisnaları bulunur.

Buna göre şu hallerde markanın hükümsüzlüğü söz konusu olamaz:

  • Yukarıda SMK madde 5/1-b, madde 5/1-c ve madde 5/1-d bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş ve hükümsüzlük talebinden önce, kullanılması sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından  ayırt edici nitelik kazanmış olan markalar hakkında hükümsüzlük kararı verilemez. (SMK madde 25/4)
  • Yukarıda SMK madde 6/5 kapsamında yer alan marka hükümsüzlüğü hali için aynı ya da benzer markanın tescil başvurusunda ‘haklı bir neden’ var ise bunun hakkında hükümsüzlük kararı verilemez.
  • Yukarıda SMK madde 6/8 kapsamında ele aldığımız marka hükümsüzlüğü hali için bahsettiğimiz 2 yıllık süre içerisinde markanın kullanılmış olması halinde marka hükümsüz kılınabilir, eğer bu 2 yıllık sürede marka kullanılmamışsa gene hükümsüzlük söz konusu olamaz.
  • Tüm bunlara ek olarak söyleyebiliriz ki yukarıda SMK madde 5 ve 6 kapsamında saydığımız tüm haller için bahsettiğimiz unsurların tam olarak gerçekleşmemesi halinde marka hükümsüz kılınamaz.

Markanın hükümsüzlüğü halleri ve hükümsüzlük kararı verilemeyecek halleri değerlendirdik. Bir de markanın kısmi hükümsüzlüğü vardır. Şimdi buna değineceğiz.

Markanın Kısmi Hükümsüzlüğü

Yukarıda bahsettiğimiz hükümsüzlük halleri bir markanın sadece tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin söz konusu olabilir. Böyle bir durumda yapılacak olan şey o marka hakkında kısmi hükümsüzlük kararı verilmesi olur.

Yani hükümsüzlük yalnızca o markanın belirli mal ve hizmetlerine yönelik verilmiş olur. Bu durumda marka örneğini değiştirecek şekilde hükümsüzlük kararı verilemez. Bu imkan, Sınai Mülkiyet Kanunu madde 25/5 düzenlemesinde yer alır.

Markanın İptali Nedir?

Yukarıda marka hükümsüzlüğü hallerine değindik. Marka hükümsüzlüğünde dava sürecinin nasıl ilerlediğine ve önemli ayrıntılara geçmeden önce marka iptali nedir buna kısaca değinmekte yarar görüyoruz.

Sınai Mülkiyet Kanunu madde 26’da markanın iptali yer almıştır. Burada sayılan haller gerçekleştiği zaman Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından markanın iptaline karar verilir. Marka iptalini ilgili kişiler talep edebilir.

Yani burada mahkemenin verdiği bir karar değil Kurum tarafından verilen bir iptal kararı söz konusudur. Burada iptal meselesinin ayrıntılarına girmiyoruz.

Bununla ilgili olarak ‘markanın iptali’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Markanın Hükümsüzlüğü Davası

Markanın hükümsüzlüğü dava yolu ile gerçekleştirilebilecek bir husustur. Yani mahkeme kararı olmaksızın idari bir prosedürle bu mümkün olmaz. Bu dava da diğer tüm davalar gibi önemli usuli kurallara sahiptir. Aşağıda bunların ayrıntılarına değineceğiz.

Ancak öncesinde bir tablo ile usuli meseleleri özetleyebiliriz:

 Markanın Hükümsüzlüğü Davası
DavacıDavada menfaati olanlar, C.savcısı, ilgili kamu kurum ve kuruluşları
DavalıDava tarihinde sicilde kayıtlı kişi veya hukuki halefleri
Görevli MahkemeFikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi, yoksa asliye hukuk mahkemesi
Yetkili MahkemeSomut olayın şartlarına göre; davalının veya davacının yerleşim yeri mahkemeleri, hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği veya etkilerinin görüldüğü mahkeme, sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yer mahkemesi, Kurum merkezinin bulunduğu yer mahkemesi.
Zamanaşımı SüresiSonraki tescilden sonra 5 yıl
SonuçlarıHükümsüzlük kararı geçmişe etkilidir, herkese karşı ileri sürülebilir, doğrudan kuruma gönderilir ve Bültende yayınlanır

ÖNEMLİ: Usuli kurallar, yukarıda değindiğimiz esasa ilişkin kurallar kadar önemlidir. Yani usuli işlemlere uygun hareket etmemek kişiyi haklı iken haksız konuma düşürebilir. Bu nedenle tecrübeli marka patent avukatları ile birlikte çalışmakta yarar vardır.

Marka Hükümsüzlüğü Davasında Zamanaşımı

Bu davada 5 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Sınai Mülkiyet Kanunu madde 25/6’ya göre; marka sahibi kişi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği yahut bilmesi gerektiği halde bu duruma 5 yıl boyunca sesini çıkarmazsa marka hükümsüzlüğü davası açamaz. Açarsa zamanaşımı gerekçesi ile reddedilir.

Ancak burada bir istisna mevcuttur. Eğer sonraki tarihli markanın tescilinde kötüniyet söz konusu ise 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması önem taşımaz. Yani sonraki tescili gerçekleştiren kişi, yukarıda saydığımız ihlallerden birisini biliyor, önceki markadan haberdarsa 5 yılın geçmiş olmasının bir anlamı yoktur.

Davanın Tarafları

Markanın hükümsüzlüğünde davanın taraflarının kimler olacağı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 25/2 ve 3 düzenlemelerinde yer alır. Burada davalı ve davacı tarafı şu şekilde göstermemiz mümkündür:

Dava Açabilecek KişilerDavalı Taraf Olabilecek Kişiler
  • Markanın hükümsüz kılınmasında menfaati olanlar
  • Cumhuriyet savcısı
  • İlgili kamu kurum ve kuruluşları
  • Dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişiler
  • Yahut bu kişilerin hukuki halefleri

Tabloda yer alan davacı ve davalılara ek olarak şunu söylememiz gerekir ki: marka hükümsüzlüğü davasında Türk Patent ve Marka Kurumu’nun davacı veya davalı olarak yer alması mümkün değildir.

Marka hükümsüzlüğü davasında davalı ve davacı taraf tabloda anlattığımız şekildedir. Kimin davalı olarak gösterilmesi büyük önem taşır. Zira basit usuli işlemlerden ötürü dava kaybedilmesi sık rastlanılan bir durumdur.

Marka Hükümsüzlüğü Dilekçe Örneği

Uygulamada marka hükümsüzlüğü dilekçe örneği şekilde taslak metinlerin dolaştığını görüyoruz. Bu metinler kişiye dava kaybettirmede birebirdir. Usuli hatalarla dolu ve somut olaydan tamamen uzak bu hukuki metinler ciddi hukuki problemlere yol açar.

Marka hükümsüzlüğü davası açmadan önce tüm mevzuatı göz önünde bulundurarak ihtimallere göre somut olayı değerlendirmek, gerekirse öncesinde uygun bir hukuki zemin oluşturmak ve hukuki süreci buna göre başlatmak gerekir.

Aynı şekilde marka hükümsüzlüğü davasına muhatap olan kişinin de savunma stratejisi bu şekilde olmalıdır. Bu nedenle internette veya arzuhalcilerde yer alan bu taslak boşluk doldurma metinlerinin adı marka hükümsüzlüğü dava dilekçesi örneği olsa bile bunlardan uzak durulmalıdır.

Marka Hükümsüzlüğü Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme

Eski dönemde KHK düzenlemesi ile bu konuda ihtisas mahkemelerinin görevli olduğu belirtiliyordu. Sınai Mülkiyet Kanunu ile görevli ve yetkili mahkeme ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Buna göre marka hükümsüzlüğü davasında görev ve yetki kuralları şu şekildedir:

 Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli MahkemeMarka hükümsüzlüğü davasında görevli mahkeme fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesidir.

 

Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde o işlere asliye hukuk mahkemesi bakar.

Yetkili Mahkeme 

 

(Marka hakkı sahibinin üçüncü kişilere karşı açtıkları davalarda) 

Davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yerlerde bulunan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi
Davacının Türkiye’de Yerleşim Yeri YoksaDavanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir.
Yetkili Mahkeme 

 

(Üçüncü kişilerin marka hakkı sahibine karşı açtıkları davalarda) 

Davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir
Marka Hakkı Sahibinin Türkiye’de Yerleşim Yeri YoksaDavanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir.

Marka Hükümsüzlüğünün Sonuçları

Mahkeme marka hükümsüzlüğü davasında markanın hükümsüzlüğüne karar verirse bu karar geçmişe etkili olur. Yani en baştan itibaren o marka hiç tescil edilmemiş, hiç o hak doğmamış gibi sonuç doğar.

Ayrıca mahkemenin vereceği bu karar sadece o davanın davacısına değil, herkese karşı etkili olacak şekilde ileri sürülebilir. Mahkeme hükümsüzlük kararı verdikten sonra bu kararın icrasını da kendisi yapar.

Mahkeme verdiği hükümsüzlük kararını re’sen (kendiliğinden) Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderir. Bunun üzerine ilgili marka sicilden terkin edilir, yani silinir. Ayrıca bu durum Bülten yayını ile yayımlanır.

Marka Avukatı Desteği

Yukarıda marka hükümsüzlüğü davası ile ilgili bilinmesi gereken önemli ayrıntılara yer verdik. Ancak belirtmemiz gerekir ki bu süreç çoğu zaman hukuki meselelerin birbirine girdiği hukuki işlerdendir. Çoğu zaman başkaca mevzuat hükümleri de somut olaya etki eder ve tüm bunların bir arada değerlendirilmesi gerekir.

Hukuki sürece girişmede önce ihtimalleri gözeterek gerekli hukuki ön hazırlıkları yaparak hareket etmek gerekir. Bu nedenle marka avukatı desteği almak her zaman yararlanmakta olur. Aksi halde hatalı yahut ihmali işlemlerle ciddi hak kayıplarına neden olunabilir.

Türkiye’de marka hukukuna ilişkin çalışmalarını sürdüren avukatların çalışma sistematiği hakkında bilgi edinmek için “marka – patent avukatı” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.