Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu ve Cezası

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu ve Cezası

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, bir kimsenin can güvenliğine yöneltilen ve yaşam hakkına son verme amacı taşıyan eylemlere teşebbüs edilmesi sonucu oluşan suç türüdür. Bu eylemlerin kanunda suç olarak düzenlenmesi ve neticesinde cezai yaptırıma hükmedilmesinin nedeni, kişilerin can güvenliğini korumak, korkmadan ve tehlike altında hissetmeden özgür bir yaşam sürmesini sağlamaktır. 

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Nedir?

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu; failin mağduru öldürmek amacıyla başladığı eylemlerinin elinde olmayan nedenlerle tamamlanmaması nedeniyle mağdurun ölümünün gerçekleşmediği durumlarda meydana gelen suçtur.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Nasıl Oluşur?

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu; failin, bir kimseyi öldürmek ve o kişinin yaşam hakkına son vermek amacıyla başladığı eylemlerini, elinde olmayan sebeplerle tamamlayamaması sonucu oluşur. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun oluşması için ölüm neticesinin meydana gelmemesi gerekmektedir.

Failin kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı ceza alabilmesi için şu şartların bir arada bulunması gerekmektedir:

  • Failin, mağduru öldürmeye yönelik kastının olması, Diğer bir ifadeyle, eylemlerini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi,
  • Failin öldürmeye yönelik eylemlerine başlamış olması, harekete geçmesi,
  • Failin eylemlerini elinde olmayan nedenlerden dolayı tamamlayamaması, suçun yarıda kalması,
  • Failin eylemlerinden dolayı ölüm neticesinin meydana gelmemiş olması.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, somut olayda failin eylemlerinin taksirle gerçekleştiği, failin mağduru öldürme kastının bulunmadığı gerekçesiyle fail hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ceza verilmemesine karar vermiştir. (Yargıtay 1. CD., 2020/3995 E., 2021/6081 K.) 

Faile kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı ceza verilebilmesi için failin gayesinin mağduru öldürmek olduğu açık bir biçimde ortaya konulmuş olmalıdır. Aksi takdirde faile, daha az cezaya hükmolunacak şekilde kasten yaralama suçundan hüküm verilebilir. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2008 tarihinde vermiş olduğu bir karara göre, failin eylemlerinde öldürme kastının varlığının kabul edilebilmesi için şu unsurların somut olayda bulunması gerekmektedir:

  • Fail ile mağdur arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı, 
  • Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı, 
  • Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti, 
  • Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı, 
  • Failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir sebepten dolayı mı son verdiği, 
  • Olay sonrası mağdura yönelik davranışları. (Yargıtay CGK., 2008/188 E., 2008/184 K.) 

Yargıtay, olay öncesinde sanık ile maktul arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmaması, yaranın yeri, eylemine devam etmesine herhangi bir engel sebep bulunmayan sanığın eyleme kendiliğinden son vermesi ve yaralanan maktulü kurtarmak için aktif çaba harcaması nedenlerine dayanarak sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm verilmesi gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 1. CD., 2014/1339 E., 2014/2386 K.) 

Faile, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı ceza verilebilmesi için failin, suça konu öldürmeye yönelik eylemlerini kendi elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması gerekmektedir. 

Failin, hareketlerine başladığı öldürme eyleminden kendi istek ve iradesi ile vazgeçmesi durumunda faile kasten öldürmeye teşebbüs suçundan değil, kasten öldürme suçunun gönüllü vazgeçme halinden indirilmiş ceza verilir.

Yargıtay, sanığın mağdura ‘Seni öldüreceğim’ diyerek ateş ettiği, mağduru yaraladığı, ardından olay yerine gelen tanıklara ‘Alın bunu hastaneye götürün’ dediği olayda, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçu ile ilgili olarak, tüm icrai hareketlerini tamamladığı, neticeyi önlemeye yönelik aktif bir hareketinin bulunmadığı gerekçesiyle sanığa kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm verilmesine, gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanmamasına karar vermiştir. (Yargıtay 1. CD., 2016/1410 E., 2017/1390 K.)

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, kasten öldürme suçunun nitelikli halleri açısından da mümkün olabilir. Tasarlayarak, canavarca hisle, eziyet çektirerek, kimyasal silah kullanarak kasten öldürme yahut kadına karşı kasten öldürme halleri, bu nitelikli hallerdendir. Kasten öldürme suçunun diğer tüm işleniş şekilleri, nitelikli halleri ve konu hakkındaki detaylı bilgi “kasten öldürme suçu ve cezası” başlıklı makalede yer almaktadır.

Yargıtaya konu bir olayda, A’nın B ile nişanlanacağını öğrenen sanık, diğer 3 sanıkla birlikte alkol almış ve nişan törenini basarak A’yı kaçırma yönünde anlaşmıştır. Yargıtay, sanıkların A’yı kaçırma eyleminin zorluğunu gözeterek ellerinde sopalar olduğu halde tedarikli geldiklerini, etrafta bulunanların ve B’nin sanıklara müdahale ettikleri sırada sanığın elindeki kalın sopayla çok güçlü bir şekilde B’nin kafasına vurması sonucu suç aletinin kırıldığını ve katılanın hayati tehlike geçirdiğini belirterek kasten öldürmeye teşebbüsün nitelikli halinden hüküm verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 1. CD., 2015/32 E., 2015/3996 K.) 

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Cezası

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun cezası, 9 ila 15 yıl arası hapis cezasıdır. Ancak, kasten öldürmeye teşebbüs suçunun nitelikli hallerinde hükmolunacak ceza 13 yıl ila 20 yıl arası hapis cezasıdır.

Kanuni süreler içerisinde kesin cezanın miktarını mahkeme hakimi, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği yer ve zamanı, suçun konusunun önem ve değerini, failin güttüğü amacı ve failin eylemleri sonucunda meydana gelen zararın ağırlığını göz önünde bulundurarak belirler. 

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda İştirak ve İçtima

İştirak, suçun işlenişine birden fazla kişinin ortak olmasıdır. Kasten öldürme suçuna iştirak, failin suça azmettirilmesi, failin suç işlemesine yol göstermek, failin suç işlemesine yardım etmek şeklinde ortaya çıkabilir. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun iştirak halinde yani en az 3 kişi tarafından ortak irade ile işlenmesi halinde faillere verilecek olan cezanın miktarında artırım yapılır.

İçtima, failin gerçekleştirdiği bir eylem sonucunda birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet vermesi veya failin bir eylemi ile birden fazla mağdura karşı aynı suçu işlemesi halidir. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda failin bir eylemi ile birden fazla kişiye karşı aynı suçu işlemesi halinde faile mağdur sayısı kadar ceza verilir. Failin bir eylemi ile hem kasten öldürme hem de kasten öldürmeye teşebbüs suçuna sebebiyet vermesi halinde ise faile hem kasten öldürme hem de kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ceza verilir.

Örneğin, failin bir arabaya bomba koymasının ardından arabanın içinde bulunan 2 kişinin ölmesi, arabanın yanında bulunan 1 kişinin yaralanması halinde faile 2 kere kasten öldürme 1 kere kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ceza verilir.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu ve Cezası

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, yetkili makamlar tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayan ve savcı tarafından düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabulüyle sona eren süreçtir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun soruşturma aşamasında yerine getirilen işlemler şunlardır:

  • Şikâyet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet – İhbar

Şikayet, mağdurun kendisine karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara bildirmesi iken ihbar, suça konu eylemler ile herhangi bir ilgisi olmayan kişilerin meydana gelen haksız eylemleri yetkili makamlara iletmesidir.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle suç şüphesi içeren olayların yetkili makamlar tarafından öğrenilmesi halinde mağdurun yahut suçtan zarar gören kişinin şikayeti olmasa dahi soruşturma işlemlerine başlanır. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu şikayete bağlı bir suç olmaması nedeniyle mağdurun şikayeti üzerine başlanan soruşturma süreci, mağdurun şikayetini vazgeçmesi halinde dahi devam eder, soruşturma dosyası şikayetten vazgeçme nedeni ile kapatılmaz. 

Gözaltı

Gözaltı, suç şüphesi içeren eylemlerin yetkili makamlara iletilmesinin ardından soruşturma işlemlerinin en kısa sürede tamamlanması ve ifadesinin alınması maksadıyla şüphelinin kısa süreliğine kolluk denetiminde nezarethanede tutulmasıdır. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda şüpheli sıfatı altında bulunan kişinin gözaltına alınması mümkündür. Ancak gözaltına alınan şüpeli, 24 saat içinde serbest bırakılmalıdır. Aksi takdirde yapılan gözaltı haksız gözaltı niteliği kazanır. 

Haksız gözaltıya alınan şüpheli, tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat, şüpheli hakkında beraat kararı verilmesinin ardından 3 ay, şüpheli hakkında verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde şüphelinin yerleşim yerindeki Ağır Ceza Mahkemesinde tazminat davası açma yoluyla istenebilir. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun birden fazla kişi yani en az 3 kişi tarafından toplu olarak işlenmesi halinde bu kişiler hakkında verilecek gözaltı kararının süresi 3 gün daha uzatılabilir. 

Şüpheli hakkında verilen gözaltı kararına karşı itirazda bulunulabilir. Gözaltı kararına karşı itiraz, şüpheli, şüphelinin eşi, ebeveynleri, çocukları, avukatı ve yasal temsilcisi tarafından Sulh Ceza Hakimliğine yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. 

Delillerin Toplanması

Delil, suç şüphesi içeren olayın aydınlatılmasını sağlayan, olaya ilişkin maddi gerçeklerin ortaya çıkmasına vesile olan bulgulardır. Suç şüphesinin öğrenilmesinin ardından savcı, derhal olaya ilişkin delil toplamaya başlar. Toplanan tüm deliller yargılama sonuna kadar savcının gözetimi altında bulunur.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçuna ilişkin soruşturma ve kovuşturma işlemleri devam ederken savcı tarafından sürekli olarak yeni deliller araştırılır. Bu suça ilişkin gerçekleri ortaya çıkarabilecek nitelikte olan delillere örnek olarak şunlar sıralanabilir:

  • Kamera kayıtları,
  • Mobese görüntüleri,
  • Olay yerinde bulunan bıçak, silah, çakı vb. kesici ve yaralayıcı aletler ,
  • Mağdurun vücudundan ve kıyafetlerinden alınan parmak izi, ayak izi örnekleri,
  • Olay yerindeki boş mermi kovanları,
  • Şüphelinin evinde ve üst aramasında ele geçirilen eşyalar,
  • Şüpheli ve mağdur arasındaki husumeti gösteren yazışma ve konuşmalar,
  • Şüphelinin mağdura yönelik tehdit içeren sosyal medya paylaşımları,
  • Mağdurun kaldırıldığı hastanedeki adli tıp raporu.

Delillerin toplanması esnasında savcı, yargının tarafsızlığı ilkesi gereğince hem şüphelinin aleyhine hem de şüphelinin lehine olan delilleri toplamakla yükümlüdür. Şüpheli, yargılama esnasında yalnızca kendi aleyhine olan delillerin toplandığı kanısındaysa her zaman savcılık kalemine giderek kendi lehine olan delillerin toplanması talebini iletebilir.

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin suç şüphesi olaya ilişkin beyanlarının kolluk kuvvetleri ve savcılık makamı tarafından dinlenmesi iken sorgu, şüphelinin suç şüphesi olaya ilişkin beyanlarının mahkeme hakimi tarafından dinlenmesidir. 

İfade süreci, şüpheliye çağrı kağıdı gönderilmesi ile başlar. Bu çağrı kağıdında şüphelinin hangi suç isnadı ile ifade vermek için çağrıldığı, ifade vermek için hazır bulunması gereken yer ve saat belirtilir.

Şüpheli kendisine gönderilen çağrı kağıdını teslim almasına rağmen ifade vermek için belirlenen yerde hazır bulunmazsa hakkında zorla getirme kararı çıkartılır. Zorla getirme nedeniyle sebep olduğu masraflar, şüpheliye yükletilir.

İfade vermek için hazır bulunan şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından ifade almakla görevli memur, şüpheliye, ifade süreci boyunca sahip olduğu hakları öğretir. İfade süreci boyunca şüphelinin sahip olduğu haklar şunlardır: Avukat talep etme, yakınlarına haber verme, savunma yapma, delil toplanmasını isteme, ifade vermeme yani susma hakkı.

Şüpheli, avukat talebinde bulunmasına rağmen bu talebi karşılanmadan alınan ifadesindeki beyanlarını mahkeme huzurunda ikrar etmediği müddetçe alınan ifade geçerli olmaz. 

İfade ve sorgu süreci, görevli memurun olaya ilişkin sorular sorması ve şüphelinin bu sorulara yanıtlar vermesi ile devam eder. Şüphelinin verdiği yanıtların doğru, olaya ilişkin, özgür iradenin ürünü olması ve akla uygun olması önemlidir. İfade ve sorgu sürecinde şüpheliye ilaç verme, şüpheliyi yorma, işkenceye maruz bırakma, tehdit etme gibi davranışlarda bulunarak yasak usullerle ifadesinin alınmaya çalışılması hukuka aykırıdır ve geçersizdir.

Sürecin sonunda cevapların ve yanıtların yazılı olduğu tutanak görevli memur ve şüpheli tarafından imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce dikkatle okumalı ve beyanlarının yanlış veya eksik yazıldığını fark ettiğinde tutanağı imzalamamalıdır. 

İfade ve sorgu süreci kamu otoritesi karşısında suç şüphesi altında bulunan kimseler için psikolojik olarak yıpratıcı olabilir. Hukuki bilgi eksikliği nedeniyle aleyhe durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumların önüne geçebilmek için alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması önem arz etmektedir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, yürütülen soruşturma işlemleri sonucunda şüphelinin tutuklanmasına neden olabilecek birtakım delillerin elde edilmesine karşın şüphelinin tutuklanmasının orantısız ve haksız olacağı durumlarda verilen bir karardır. 

Adli kontrol kararı, şüpheli hakkında uygulanabilecek en hafif tedbirlerden biri olup, şüphelinin özgürlüğünün en az seviyede kısıtlanmasına neden olmaktadır. Bu karar, tutuklamanın alternatifi olarak kullanılır.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanarak eylem özgürlüğünün kısıtlanmasına karar verilebilir. Bu suçtan dolayı uygulanabilecek adli kontrol tedbirleri şunlardır:

  • Yurt dışına çıkma yasağı,
  • Elektronik kelepçe takılması,
  • Ev hapsi,
  • Mahkeme veznesine güvence bedeli yatırma,
  • Belirli kurum ve kuruluşlardan uzak durma,
  • Belirlenen bölgeden ayrılmama, 
  • Silah bulundurmama,
  • Düzenli aralıklarla imza atma.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanmasına karar verilen adli kontrol tedbirleri en fazla 3 yıl boyunca uygulanabilir. Ancak mahkeme hakimi, zorunlu gördüğü durumlarda gerekçe göstermek suretiyle bu sürenin 3 yıl daha uzatılmasına karar verebilir. 

Şüpheli hakkında uygulanmasına karar verilen adli kontrol tedbirinin cinsine ve süresine itiraz edilebilir. Bu itiraz, şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı veya yasal temsilcisi tarafından adli kontrol kararının öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde Asliye Ceza Mahkemesine başvuruda bulunmak suretiyle yapılır. 

Tutukluluk

Tutukluluk kararı, yürütülen soruşturma süreci sonunda şüphelinin suç şüphesi içeren olayı gerçekleştirdiğine dair kuvvetli şüphe içeren delillerin elde edilmesi durumunda verilen ve şüphelinin özgürlüğünü en ağır düzeyde kısıtlayan karardır. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için şüphelinin kaçma girişiminde bulunması, şüphelinin delil karartma ihtimalinin bulunması veya mağdura baskı yapma olasılığının bulunması gerekmektedir. 

Örneğin kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı şüpheli sıfatı ile ifadeye çağrılan şüphelinin olay yerini gösteren kameraların bulunduğu dükkanlara tek tek gitmesi halinde şüphelinin delil karartma girişiminde bulunduğu gerekçesiyle hakkında tutuklama kararı verilebilir. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanabilecek tutuklamanın süresi en fazla 2 yıldır. Ancak mahkeme hakimi, zorunlu gördüğü durumlarda gerekçe göstermek suretiyle bu sürenin 3 yıl daha uzatılmasına karar verebilir. 

Şüphelinin tutukluluk süresi bitmesine rağmen salıverilmemesi yahut tutuklamanın haklı bir nedene dayanmaması halinde şüpheli, şüphelinin eşi, ebeveynleri, avukatı ve yasal temsilcisi tutuklama kararına karşı itirazda bulunabilir. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda tutuklama kararına karşı itiraz, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.


Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Kasten öldürme suçuna ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda savcı tarafından ilgili ihbar veya şikayete ilişkin verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK),
  • İddianamenin Düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, yürütülen soruşturma sonucunda yetkili makamlara gelen ihbar ve şikayetin açık bir biçimde soyut ve genel nitelikte olduğu, ilgili olayın gerçekleştiğine yönelik herhangi bir emarenin bulunmadığı durumlarda verilen bir karardır. 

Verilen soruşturmaya yer olmadığı kararı, şikayetçiye bildirilir. İlgili eylemlerin araştırılmaya değer olduğunu düşünen kişi, bu karara karşı itirazda bulunabilir. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, yürütülen soruşturma sonucunda yetkili makamlara gelen ihbar ve şikayet konusu olayı, şüphelinin gerçekleştirdiğine dair somut ve yeterli delil elde edilemediği durumlarda verilen bir karardır.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı yapılan şikayet veya ihbarın herhangi bir delile dayanmaması durumunda savcı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. 

Savcının vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığı kararı hem şikayet ve ihbarda bulunan kişiye hem de şüpheliye tebliğ edilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesini yanlış bulan ve olayın araştırılmaya devam etmesini isteyen taraf, bu karara karşı itirazda bulunabilir. 

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. 

İddianamenin Düzenlenmesi


Yürütülen soruşturma süreci sonunda yetkili makamlara yapılan şikayet ve ihbarın suç oluşturduğunun tespit edilmesi ve ilgili eylemleri şüphelinin gerçekleştirdiğine dair somut delillerin elde edilmesi durumunda savcı, olaya ilişkin bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar.

Savcının düzenlediği iddianameyi mahkemeye sunması ve mahkemenin iddianameyi kabul ederek işleme alması durumunda soruşturma süreci sona erer, kovuşturma sürecine yani duruşmalar aşamasına geçilir.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Savunması

Savunma, bir kimsenin kendisine karşı yöneltilen asılsız iddialara karşı kendisini koruyabilmesini ve karşı karşıya kaldığı suçlamaları defedebilmesini sağlayan bir kurumdur. Kasten öldürmeye teşebbüs suçuna ilişkin şüpheli tarafından ileri sürülebilecek savunmalardan birkaçı şunlardır:

  • Şüphelinin eylemlerinin mağduru öldürmeye yönelik değil yaralamaya yönelik olduğu,
  • Şüphelinin meşru müdafaa hükümleri  altında eylemlerini gerçekleştirdiği,
  • Şüphelinin eyleminde kullandığı araç veya araçların öldürmeye elverişli olmadığı,
  • Mağdurun şüpheliye karşı haksız eylemde bulunması nedeniyle şüphelinin eylemlerini kendisini korumak amacıyla gerçekleştirdiği,
  • Şüphelinin eylemlerinde kasti bir iradesinin bulunmadığı,
  • Şüphelinin eylemlerinin haksız tahrik hükümleri çerçevesinde kaldığı,
  • Suçun vasfının ve unsurlarının şüphelinin cezalandırılmasına yeter düzeyde olmadığı,
  • İfade ve sorgu sürecinde şüphelinin avukat talebinin dikkate alınmadığı.

Savunma, her olayın özelliklerine göre değişkenlik göstermektedir. Yapılacak etkin bir savunma, ceza tayininde önemli etkiye sahiptir. Somut olaya ilişkin, etkin ve hukuki temellere dayanan bir savunmanın hazırlanması sürecinde alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması önemlidir. 

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması bir diğer adıyla kovuşturma aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayıp şüpheli hakkında kesin hüküm verilmesine kadar devam eden süreçtir.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçuna ilişkin ceza yargılaması sürecinde ilk olarak dosya taraflarına çağrı kağıdı tebliğ edilir. Bu çağrı kağıdında duruşmanın görüleceği mahkeme ve saat belirtilir.

Duruşma günü mahkeme salonunda hazır bulunan tarafların öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından savcı tarafından hazırlanan iddianame, mahkeme hakimi tarafından duruşma salonundaki kişilere sesli biçimde okunur. 

Mahkeme hakimi ilk sözü şüpheliye verir ve onun dosya konusu olaya ilişkin beyan ve savunmalarını dinler. Ardından mağdura ve varsa tarafların avukatlarına söz hakkı vererek onların dosya konusu olaya ilişkin beyanlarını dinler.

Mahkeme hakimi, tarafların beyanlarını hüküm verme konusunda yeterli görmezse olay yerinde keşif yapılmasına, suç konusu olayda bulunan araçlara ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmesine, kurumlara yazılar yazılarak gerekli belgelerin toplanmasına karar verebilir.

Tüm bilgi ve belgelerin toplanmasının ardından hakim, bütün delilleri bir arada gözeterek şüpheli hakkında bir hüküm verir. Bu hüküm, şüphelinin dosya konusu olayda suçlu yahut suçsuz bulunduğunu gösteren kesin bir karardır. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda görevli mahkeme, suçun işlendiği yerde bulunan Ağır Ceza Mahkemesidir. 

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Zamanaşımı

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği andan itibaren 15 yıl; ceza zamanaşımı ise, hükmün kesinleştiği andan itibaren 20 yıldır.

Dava zamanaşımı süresinin dolması ile, şüphelinin eylemlerine ilişkin herhangi bir soruşturma yahut kovuşturma işlemleri gerçekleştirilmez, dava görülmez. Bu sürenin dolmasına rağmen şüphelinin yargılanmasına başlanması durumunda hakim, davanın düşmesine karar verir. 

Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile, şüpheli hakkında hükmedilen cezanın infazı imkansız hale gelir. Devlet, şüpheliyi cezalandırma yetkisini kaybeder.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

 Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçuna İlişkin yürütülen soruşturma ve kovuşturma işlemleri sonucunda mahkeme tarafından sanık hakkında hükmolunacak 4 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, yürütülen soruşturma ve kovuşturma işlemleri sonucunda sanığın kendisine inat edilen dava konusu eylemleri gerçekleştirmediğinin somut delillerle tespit edildiği hallerde verilen bir karardır. Hakkında beraat kararı verilen sanık, kendisine isnat edilen suçtan aklanmış olur ve suçsuzluğu ispatlanmış olur.

Yargıtay, dosya konusu olayda sanık X’in mağdurlar Keziban ve Hüseyin’i kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından elde edilen delillerin mahkumiyete yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçelerini göstererek sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraat kararı verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 1. CD., 2019/1485 E., 20192715 K.) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın kendisine isnat edilen ve dosya konusu suçu işlediğinin somut delillerle ispat edildiği ancak sanığın sahip olduğu birtakım özel durumlar nedeniyle hakkında cezaya hükmolunmadığı durumlarda verilen bir karardır.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı şu hallerde verilebilir:

  • Sanığın yaşının küçük olması,
  • Sanığın irade gücünü etkileyecek düzeyde akıl hastalığı veya akıl zayıflığına sahip olması,
  • Sanığın iradesi dışında vücuduna giren uyuşturucu madde veya alkol etkisinde bulunması, Sanığın eylemlerini amirinin emri altında gerçekleştirmesi,
  • Sanığın eylemleri gerçekleştirme konusunda cebir veya tehdite maruz bırakılması,
  • Sanığın hataya düşmesi.

DİKKAT: Ceza verilmesine yer olmadığı kararı ile beraat kararı aynı değildir. Beraat kararında sanık suçlu bulunmazken hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilen sanık dosya konusu suçtan suçlu bulunur.

Mahkumiyet

Mahkumiyet, yürütülen soruşturma ve kovuşturma sonucunda sanığın kendisine isnat edilen suçu işlediğine dair somut ve kesin şüphe içeren delillerin elde edilmesi durumunda verilen karardır. Mahkumiyet kararı ile sanık, dosya konusu suçtan cezaya hükmedilir.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında hapis cezasına hükmolunur. Ancak mahkeme hakimi gerekli gördüğü durumlarda sanık hakkında özel güvenlik tedbirleri uygulanmasına da karar verebilir.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde kasıtlı olarak başka bir suç işlerse sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanır ve cezasında artırım yapılır.

Mahkeme hakimi kendi takdirine bağlı olarak sanığın geçmişini, sanığın pişmanlığını, sanığın sosyal ilişkilerini, sanığın eğitim ve iş hayatını göz önünde bulundurarak sanık hakkında hükmolunan cezada iyi hal indirimi uygulayabilir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda uygulanabilecek iyi hal indirimi, en fazla verilen cezanın 1/6’sı kadardır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, suç şüphesi üzerine açılan yargılamaya devam olunmasının hukuken anlam ve sonuç ifade etmeyeceği durumlarda verilen bir karardır. Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı davanın düşmesi kararı, sanığın ölmesi, suçun genel affa uğraması, dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle verilebilir.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İstinaf ve temyiz kanun yolları, yerel mahkeme tarafından verilen kararın yanlış veya hatalı olduğunu düşünen tarafların başvurabileceği ve kararın yeniden gözden geçirilmesini sağlayan kurumlardır.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda görevli Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı veya eksik olduğunu düşünen taraflar, kararın yeniden gözden geçirilmesi için istinaf kanun yoluna başvurabilirler. 

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı istinaf kanun yoluna başvuru, Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine verilen dilekçe ile kararın verilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılır. 

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın da hatalı veya eksik olduğunu düşünen taraflar, son ve en üst mercii olarak Yargıtay’a temyiz kanun yoluna başvuruda bulunabilir.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı temyiz kanun yoluna başvuru, Yargıtay ilgili ceza dairesine gönderilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesine verilen dilekçe ile kararın verilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılır. 

Sonuç

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, kişilerin can sağlığına ve yaşam hakkına karşı gerçekleştirilen, hapis cezası gerektiren ciddi bir suçtur. Yapılabilecek etkin bir savunma ile şüpheli hakkında beraat kararı verilmesi sağlanabilir. Yargılamanın en kısa sürede lehe sonuçlanması için alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması önem arz etmektedir.