yoksulluk-nafakasi

Yoksulluk Nafakası Nedir?

Yoksulluk nafakası, boşanma nedeni ile yoksulluğa düşecek olan tarafa  diğer eş tarafından boşanma sonrası ödenecek nafakadır. Ancak bu nafakaya hükmedilebilmesi için  talep eden tarafın kusuru diğer eşten daha az olmalıdır. Ayrıca, bu nafaka türüne hakimin kendiliğinden karar vermesi mümkün olmadığından mutlaka talep edilmelidir. Eğer ilerleyen süreçte nafaka miktarı fazla veya az gelmişse dava yoluyla miktar değiştirilebilir.

Yoksulluk Nafakası Nedir?

Yoksulluk nafakası, kusuru diğer eşten daha az olan eşin boşanma nedeni ile yoksulluğa düşecek olması durumunda, diğer tarafın ödeyeceği nafaka türüdür.

Yoksulluk nafakası TMK m.175’te şu şekilde düzenlenmiştir:

“Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”

TMK m.175’te belirtilen yoksulluk kavramı genel geçer bir yoksulluk değil, evlilik süresince kişinin yaşam standartlarının boşanma nedeniyle düşüşünü ifade eder. Bu düşüşte sağlık, giyinme, barınma, kültürel faaliyetler, eğitim vb. her türlü imkan birlikte gözetilir. Yargıtay’a göre yoksulluğun ölçütleri şunlardır:

“(…)yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların’ yoksul olarak kabul edilmiştir.(…)” (HGK.T.07.11.2019, E.2017/3-1012, K.2019/1145)

İlgili kanun maddesinden ve Yargıtay kararından anlaşılacağı üzere boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyecek yani yaşam standardında herhangi bir değişiklik olmayacak taraf yoksulluk nafakası isteyemez. Yani kişi kendi malvarlığı veya geliri ile yaşam standardını koruyorsa bu nafakayı isteyemez.

Ancak, kişinin belirli bir gelirinin veya malvarlığının olması da bu nafakayı isteyemeyeceği anlamına gelmez. Bu noktada kişinin maddi durumu incelenerek boşanma sonrasında yaşam standardı değerlendirilecektir. Zira, bir kişinin geliri bulunsa bile boşanma nedeniyle yoksulluğa düşerek yaşam standardında büyük azalmalar olabilir.

DİKKAT: TMK m.175’ten anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakasını her iki taraf da talep edebilir. Yani toplumda bu nafakanın sadece kadına verilebileceği yönündeki inanış yanlıştır. Zira ülkemizde fazla görülmese de boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf erkek de olabilir.

Yoksulluk Nafakası Şartları

Yoksulluk nafakası şartları şunlardır:

  • Evliliğin sona ermesi, 
  • Nafaka talebinde bulunulması, 
  • Talepte bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması , 
  • Nafaka talep eden tarafın kusurunun olmaması veya diğer taraftan daha ağır kusurunun olmaması.

Evliliğin Sona Ermesi

Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için evliliğin resmi şekilde sona ermesi gerekir. Zira boşanmanın mali sonuçları evliliğin sona ermesi ile ortaya çıkar. Boşanma kararı verildiğinde mahkemece yoksulluk nafakasına hükmedilmişse, nafakaya hak kazanılır.

DİKKAT: Kişinin boşanma nedeniyle yoksulluk nafakası alabilmesi için evliliğinin mutlaka resmi bir evlilik olması ve bu evliliğin de boşanma ile sona ermiş olması gerekir. 

Nafaka Talebinde Bulunulması

Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için bu nafakanın talep edilmesi gerekir. Zira bu nafaka türüne hakimin kendiliğinden karar vermesi mümkün değildir. Bu talep mahkemeye yazılı veya sözlü iletilebilir. Ancak sözlü nafaka talebinde bulunulmuşsa bu talebin hüküm doğruması için mutlaka duruşma zaptına yazdırılması gerekir. 

Uygulamada Yargıtay’a göre de yoksulluk nafakası talebinin dava dilekçesinde bulunmasının zorunlu olmadığı ve sözlü olarak da istenebileceği ifade edilmiştir. (Yargıtay H.G.K. , E. 2010/2-649, K. 2010/683, T. 22.12.2010)

Ayrıca dava sırasında şu istemler de yoksulluk nafakası istemi olarak kabul edilir: 

  • Tedbir nafakasının devam etmesinin istenmesi, 
  • Boşandıktan sonra nafaka istenmesi,
  • Boşanma davası kesinleştikten sonra tedbir nafakasının artırılması istemi,
  • Yaşam boyu nafaka istemi, (Yargıtay 2. HD. , E. 2010/22247, K. 2011/21758, T. 12.12.2011)

Davada bu nafakayı isteyen eş istediği miktarı da belirtir. Eğer ki nafakanın miktarı belirtilmeden bir talepte bulunulmuşsa, hâkim miktar için de açıklama istemelidir.

Nafaka İsteyenin Boşanma Sebebiyle Yoksulluğa Düşecek Olması

Yoksulluk nafakası verilebilmesi için TMK m.175 gereğince talepte bulunanın boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olması gerekir. Yoksulluktan kastedilen kişinin tamamen parasız kalması veya büyük bir fakirliğe düşmesi değildir. Bu noktada kişinin evlilik birliği içinde bulunduğu yaşam standardı ve boşanma sonrası yaşam standardına bakılır.

Örneğin Yargıtay’a göre ayrıldıktan sonra evlere temizliğe giderek para kazanan ve ayrıca babasının vefatı nedeniyle yetim aylığı alan kadının bu ücretlerle zorunlu ve gerekli giderlerini tam olarak karşılayamayacağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla bu kadına yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 3. HD. , E. 2016/5924, K. 2016/9679, T. 22.06.2016.)

Tüm bunlarla birlikte nafaka isteyen yoksulluğa düşecek olsa da nafaka yükümlüsünün ödeme gücü bulunmayabilir. Yani nafaka yükümlüsü, mali gücü bulunmayan ve temel ihtiyaçlarını asgari şartlarda gideren bir kimse olabilir. Bu durumda her ne kadar nafaka talep eden yoksulluğa düşecek olsa da nafakaya hükmedilmez.

Netice itibariyle eğer mahkemede hâkim tarafından bu nafaka türüne hükmedilmiş ise bunun miktarına, nafaka yükümlüsünün mali gücü ve nafaka isteyenin zorunlu ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek karar verilir.

Uygulamada Yargıtay’ın da görüşünün bu yönde olduğu görülür: 

“Hâkim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir.” (Yargıtay 3. HD. , E. 2014/3096, K. 2014/4000, T. 13.03.2014)

Nafaka İsteyenin Boşanma Sebebiyle Yoksulluğa Düşecek Olması

Nafaka İsteyen Tarafın Kusurunun Olmaması veya Diğer Taraftan Daha Ağır Kusurunun Olmaması

Yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için aranan bir diğer şart ise nafaka isteyen tarafın kusurunun olmaması veya diğer taraftan daha ağır kusurunun olmamasıdır. Kusurdan kastedilen, eşlerin boşanmasına sebep olan olaylara neden olan eylemlerdir.

Medeni kanunumuz ve Yargıtay kararları gereğince boşanmada tam kusurlu davranış sayılan haller şunlardır:

  • Bir eşin diğerine sevgisiz ve ilgisiz davranması, 
  • Eşlerden birinin cinsel sorunlara sebep olması,
  • Eşlerden birinin zina yapması,
  • Eşlerin yaşayabileceği bağımsız bir konutun sağlanmaması.

Yukarıda sayılan haller boşanmada kusurlu sayılan hallerdir. Ancak boşanmaya sebep olan durumlar yukarıda sayılanlarla sınırlı değildir. Boşanmaya sebep olan tüm durumların incelendiği “boşanma sebepleri” yazımızı inceleyerek daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.

Eğer ki boşanmada taraflar eşit kusurlu bulunursa, bu durumda da yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Yani diğer nafaka şartları karşılanıyorsa ve hakim hüküm vermişse, eşit kusur durumunda da bu nafaka ödenecektir. Eşit kusura örnek olarak eşlerden birinin diğerine hakaret etmesi, diğer eşin de buna karşılık eşin bağımsız konut isteğini reddetmesi verilebilir.

Uygulamada Yargıtay’a göre ise bazı eşit kusur hallerinde bu nafakaya hükmedilmesi gerektiği bazı durumlarda ise hükmedilmemesi gerektiği ifade edilmektedir. Dolayısıyla eşit kusur durumunda her olay kendi somut şartları çerçevesinde değerlendirilmelidir.  

Eğer ki boşanmada her iki taraf da kusursuz ise yine de yoksulluk nafakası talep edilebilir. Ancak bu durumda nafaka verilebilmesi için kişinin boşanma durumunda yoksulluğa düşme tehlikesinin daha çok olması gerekir.

Yoksulluk nafakası, boşanma davası için verilen karar kesinleştikten sonra ayrı bir dava ile de talep edilebilir. Bu durumda kusur araştırması yapılmaz doğrudan boşanma davasında verilen karardaki kusur durumları ile nafaka davasında hüküm verilir. Bu konuda mahkemelerin görüşü şu şekildedir:

“Boşanma davasıyla kesinleşen kusurluluk olayı, yoksulluk davası için de kesin hüküm ve kesin delil oluşturur.” (Adana BAM. , 2. HD. , E. 2019/2132, K. 2019/1616, T. 10.12.2019)

Tüm anlatılan hususlardan anlaşılacağı üzere bu nafaka türüne hükmedilmesi ve miktarının belirlenmesi sürecinde, eşlerin kusuru etkilidir. Bu kapsamda gerekli kusur araştırması yapılması ve bunların mahkemeye sunulması önemlidir. Ayrıca dava sürecinde usuli işlemlerin de hukuka uygun şekilde yapılması gerekir. Tüm bu sürecin etkin ve sağlıklı şekilde yönetilmesi için alanında uzman bir boşanma avukatına danışılması önerilir.

Yoksulluk Nafakası Nasıl Talep Edilir?

Yoksulluk nafakası, boşanma davası dilekçesinde yazılı olarak, dava sırasında sözlü olarak veya boşanma davasından sonra ayrı bir dava açılarak talep edilir.

Boşanma davası sonucu kesinleştikten sonra açılan nafaka davasında nafaka şartlarının karşılanıp karşılanmadığı hususu, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe göre belirlenir.

DİKKAT: Nafaka talebi mahkemede sözlü olarak istenirse bu talebin duruşma zaptına geçirilmesi gerekir ki nafaka talebi bu şekilde sonuç doğurur.

Yoksulluk Nafakası Neye Göre Belirlenir?

Yoksulluk nafakası, tarafların sosyal ve ekonomik durumları incelenerek belirlenir. Sosyal ve ekonomik durumdan kastedilen, tarafların zaruri ihtiyaçları, giderleri ve ödeme güçleridir. Bu şekilde mahkemece tarafların ileri sürdüğü deliller değerlendirilecek ve hakim hakkaniyete uygun şekilde nafaka hükmünü verecektir.

Taraflar mahkemede nafaka miktarı üzerinde anlaşabilirler. Ancak anlaşmaya varamazlarsa hakim nafakayı kendi belirler. Aynı şekilde mahkeme sürerken bu nafakanın miktarını artırmak isteyen taraf, karşı tarafla anlaşmak durumundadır. Eğer anlaşamazsa yine hakimin kararı beklenecektir.

Yoksulluk Nafakası Ne Zaman Sona Erer?

Yoksulluk nafakası taraflardan birinin ölümü veya nafaka kaldırılması şartları oluşmuşsa dava yoluyla nafakanın kaldırılması ile sona erer.

Yoksulluk Nafakası Ne Zaman Sona Erer?

Anlaşmalı Boşanmada Yoksulluk Nafakası 

Anlaşmalı boşanmada tarafların yoksulluk nafakası üzerinde anlaşmaları mümkündür. Zira anlaşmalı boşanma eşlerin boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşarak mahkemeye başvurdukları dava türüdür. Taraflar anlaştıkları için de anlaşmalı boşanma davasında kusur tespiti yapılmaz. Bu noktada eşler, bu nafakaya ilişkin olarak anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka ödenmesi veya ödenmemesi üzerinde anlaşmış olacaktır.

Anlaşmalı boşanmada kararlaştırılan yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi, boşanma davasının kesinleşme tarihidir. Ancak protokolde başkaca bir tarih kararlaştırılmışsa, kararlaştırılan tarih geçerli olur.

Eğer anlaşmalı boşanmada taraflar bu nafaka için talepte bulunmayacaklarsa bu durum protokolde, “taraflar, yoksulluk nafakası talebinde bulunmamaktadır.” gibi çok açık bir şekilde yer almalıdır. Bu şekilde nafakadan feragat edilmiş sayılır. Dolayısıyla, eşler sonradan nafaka talebinde bulunamazlar. Aksi halde, hak kayıplarının yaşanması muhtemeldir. 

Anlaşmalı boşanmanın nasıl yapılacağı, şartlarının neler olduğu ve nafaka düzenlemeleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için “anlaşmalı boşanma” yazımızı inceleyebilirsiniz.

Yoksulluk Nafakasının Ödenmemesi

Yoksulluk nafakasının ödenmemesi halinde cebri icra yolu ile alacağın takibi yapılır. İcra dairesi kanalıyla alacak tahsil edilir. Nafaka alacağının icra takibi için bir takım ayrıcalıklar da söz konusudur. Buna göre nafaka alacağı için  maaş haczi yapılabileceği zaman belli bir oran sınırı söz konusu olmaz. Maaş içerisinden alacağın tamamı kesilebilir. Bu durum emekli maaşı için de geçerli olur.

Bunun yanında ödenmeyen güncel nafaka alacakları için şikayet imkanı vardır. Böyle bir durumda nafaka yükümlüsü kişiye ceza yargılaması söz konusu olmaksızın tazyik hapsi cezası verilir. Bu cezanın üst sınırı 3 aydır. Bu süre içerisinde borcun ödenmesi durumunda tazyik hapsi hükmü düşer. Düşme kararı üzerine kişinin cezası sona erer. Ancak dediğimiz gibi bu güncel alacak için geçerlidir.

Geçmişe dönük nafaka alacağı için yapılacak icra takibinde de 10 yıllık genel zamanaşımı kuralı uygulanır. İlamlı icra takibi de yapılsa ilamsız icra takibi de yapılsa  geçmişe dönük ancak 10 senelik alacağın takibi mümkün olur.

Yoksulluk Nafakasının Artırılması veya Azaltılması

Yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılması mümkündür. Zira tarafların boşanma sonrasında sosyal ve ekonomik durumlarında birtakım değişikliklerin meydana gelmesi her zaman ihtimal dahilindedir. 

Örneğin beklenmedik aşırı enflasyon ile yoksulluk nafakası miktarı çok az kalmış olabilir. Bu durumda nafaka artırımı istenebilir. Aksi durumda, nafaka verecek kişinin ekonomik durumu sağlık sorunları nedeniyle kötüleşmiş ve geliri büyük ölçüde azalmış olabilir. Bu durumda da nafakanın azaltılması istenebilir.

Yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılması için mutlaka mahkemeye başvurmak gerekir. Uygulamada nafakanın artırılması veya azaltılması için genellikle şu 3 şartın arandığı görülmektedir:

  • Tarafların ekonomik durumlarında kayda değer bir değişiklik olması, 
  • Tarafların ekonomik durumlarında meydana gelen değişikliğin geçici olmaması,
  • Tarafların ekonomik durumlarında meydana gelen değişikliğin boşanma kararı verilirken tahmin edilmesinin mümkün olmaması.

DİKKAT: Yoksulluk nafakasının ilerleyen yıllarda ne kadar artacağını taraflar önceden boşanma sürecinde kararlaştırmış olabilir. Dolayısıyla ilerleyen dönemde taraflar bu anlaşma ile bağlıdır. Fakat, yine de bir dengesizlik oluşmuşsa bu durumda söz konusu artış oranının değiştirilmesi için mahkemeye başvurmak mümkündür. 

Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması 

Yoksulluk nafakası ya da uygulamada bilinen ismiyle süresiz nafakanın kaldırılması mümkündür. Bu nafakanın kaldırılması için herhangi bir süre şartı da bulunmamaktadır. Ancak süre şartının dışında belirli şartların oluşması gerekir. Yoksulluk nafakasının kaldırılabileceği durumlar şunlardır:

  • Lehine yoksulluk nafakası ödenen eş eğer başka bir kimse ile evlenirse bu durum bir sona erme nedenidir. Bu durumda nafaka borçlusu eşin dava açmasına gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer.
  • Kendisine nafaka ödenen eş eğer başka birisiyle resmi olarak evli olmasa bile evliymiş gibi yaşıyorsa bu durum da bir sona erme nedenidir. Ancak bu durumda eş dava açarak bu durumun tespiti ve yoksulluk nafakasının sonlanmasını talep eder.
  • Yoksulluk nafakası ödenen eşin ve diğer eşin maddi durumundaki önemli değişiklikler nafakanın kaldırılmasına neden olabilir. Bunun için de dava açmak zorunludur. Her zamanki gibi somut olayın şartlarına göre değerlendirme yapılacaktır.
  • Sona erme hallerinden birisi de haysiyetsiz hayat sürmedir. Bu durumda da nafakanın kaldırılması için ayrı bir dava açılmalıdır.
  • Eşlerden birisinin ölmesi de bir sona erme nedenidir. Bu durumda herhangi bir dava açmaya gerek kalmaksızın kendiliğinden yoksulluk nafakası sona erer.

Sonuç

Yoksulluk nafakası talebinin olumlu sonuçlanması için öncelikle kusur araştırması yapılmalıdır. Bu noktada kusur araştırması için tarafların yaşadığı olayların bütünü incelenir. Sonrasında ise hukuki işlemlerin kanuna uygun olarak yapılmasıyla dava süreci başlatılır. Bunlarla birlikte, sürecin başından itibaren usuli işlemlerin mutlaka hukuka uygun yapılması gerekir. Dolayısıyla boşanma ve nafaka sürecinin yönetimi için alanında uzman bir boşanma avukatına danışılması faydalı olacaktır.