Yasak cihaz veya programlar suçu ve cezası

Yasak Cihaz veya Programlar Suçu ve Cezası

Yasak cihaz veya programlar suçu, Türk Ceza Kanunu’nda “bilişim alanında suçlar” başlığı altında düzenlenen suç türlerinden biridir. Teknolojinin gelişmesiyle bilişim suçlarının işlenme oranı da artış göstermiştir. Bu suç kapsamında birtakım cihaz ve programlar kullanılarak bilişim suçlarının icrasını kolaylaştıracak hazırlık hareketleri cezalandırılmaktadır.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçu Nedir?

Yasak cihaz veya programlar suçu; bilişim sistemiyle bağlantılı suçlardan birinin işlenebilmesi için herhangi bir cihaz, bilgisayar programı, şifre veya güvenlik kodunun kullanılmasıdır. Bu kapsamda bilişim suçlarının işlenmesi için yasak bir cihaz veya programın üretilmesi, bulundurulması, ticaretinin yapılması vb. şeklindeki fiiller cezalandırılır. Yasak cihaz veya programlar suçu TCK m. 245/A hükmünde düzenlenmiştir.

TCK 245/A:

Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçu Nasıl Oluşur?

Yasak cihaz veya programlar suçu; bilişim suçlarını veya bilişim sistemleriyle bağlantılı diğer suçları işlemek amacıyla cihaz, program, şifre ve güvenlik kodunun tasarlanmasıyla veya uyarlanmasıyla oluşur. Bu kapsamda suçu meydana getiren kavramlar şöyle açıklanabilir:

Cihaz, bir bilişim sistemine eklenebilen, bağlanabilen ve gerektiğinde çıkarılabilen fiziki aygıtlardır. Kart bilgilerinin kopyalanması amacıyla ATM’lere yerleştirilen skimmer adındaki aparatlar cihaz kavramına örnektir. Programlar, kullanıcıların rızası veya haberi dahi olmadan bilişim sistemine girmeyi ve bilgilerin transferini gerçekleştirmeyi hedefleyen zararlı yazılımlardır. Örneğin bilgisayarlara gönderilen spamlar, klavye dinleme sistemleri zararlı yazılımlardandır.

Şifre, sanal ortamdaki bir veriye erişim sağlamak veya erişimi engellemek amacıyla kullanılabilecek harf, sayı ve sembollerdir. Güvenlik kodu ise bir programın şifre dışında göz retinası, ses, parmak izi gibi unsurlarla korunmasını hedefleyen araçlardır. Örneğin verilere erişmek veya onları devre dışı bırakmak için şifre kırıcı programlar veya kodların geliştirilmesiyle suç oluşacaktır.

Yargıtaya konu bir olayda sanık, banka ATM cihazına bir düzenek yerleştirmiştir. Böylece işlem yapmaya gelenlerin kartlarındaki manyetik şerit bilgilerini kopyalamaya ve şifrelerini elde etmeye çalışmaktadır. Yargıtay, ATM’ye zarar veren bu eylemin bilişim sistemini engelleme veya bozmak suçunu, mala zarar verme suçunu ve TCK 245/A yasak cihazlar veya programlar suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 8. CD., E. 2016/3214, K. 2016/10758, T. 24.11.2016)

DİKKAT: Bilişim sisteminin korunması amacıyla veya veri güvenliğinin test edilmesine yönelik geliştirilmiş cihaz ya da programlar bu suçu oluşturmayacaktır.

Suçun oluşması için yasak cihaz veya programlar kullanılarak madde metninde belirtilen suçların işlenmesi gerekmektedir. Buna göre hükümde atıf yapılan bilişim suçları ve bilişim sistemleriyle bağlantılı diğer suçlara örnekler şunlardır:

  • Bilişim sistemine girme suçu,
  • Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu,
  • Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu,
  • Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle nitellikli hırsızlık,
  • Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık,
  • Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçunun bilişim sistemlerinin kullanılarak işlenmesi,
  • Tehdit ve şantaj suçunun bilişim sistemleri kullanılmak suretiyle işlenmesi,
  • Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu,
  • Hakaret suçu,
  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu,
  • Kişisel konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu.

Bu suçların işlenmesi doğrudan yasak cihaz veya programlar suçunu oluşturmaz. Cihaz veya programlar vasıtasıyla bilişim suçları işlenirken aynı zamanda kanunda sınırlı olarak sayılmış fiillerden birinin de gerçekleştirilmesi aranmaktadır. Bu doğrultuda suçu oluşturan fiiller şunlardır:

  • İmal etmek,
  • İthal etmek,
  • Sevk etmek,
  • Nakletmek,
  • Depolamak,
  • Kabul etmek,
  • Satmak,
  • Satışa arz etmek,
  • Satın almak,
  • Başkalarına vermek,
  • Bulundurmak.

İmal Etmek

İmal etmek, madde hükmünde belirtilen suçları işlemek için cihaz veya programların fiili olarak üretilmesidir. Cihazlar; kablo, elektrik devresi, hafıza kartı gibi fiziki araçların bir araya getirilmesiyle üretilebilir. Bilgisayar programı, şifre ve güvenlik kodu gibi yazılımlar da ilk kez oluşturulabileceği gibi daha önce oluşturulmuş olanların güncellenmesi de imal kapsamında değerlendirilir.

İthal Etmek

İthal etmek, yurt dışında üretilen yasak cihaz veya programların Türkiye’ye aktarılmasıdır. Cihazların ülkeye en son haliyle sokulması gerekir. Eğer cihazın parçaları yurt dışından tek tek getiriliyorsa ithal söz konusu olmaz. Programlar ise ülkeye bir bellek içerisinde getirilebileceği gibi yurt dışında üretilmiş yazılımın bedeli ödenerek Türkiye’de kullanıma açılması da ithal kapsamındadır.

Sevk Etmek ve Nakletmek

Sevk etmek, bir aracı yardımıyla mevzu bahis cihaz, bilgisayar programı, şifre veya güvenlik kodunun bir yerden başka bir yere gönderilmesidir. Nakletmek ise yasak cihaz veya programların alıcıya bizzat fail tarafından teslim edilmesidir. Gönderme ve teslim faaliyetleri dış dünyada olabileceği gibi ağ sistemi üzerinden de gerçekleştirilebilir.

Madde metninde ihraç etmek fiili düzenlenmemiştir. Ancak nakletme ve sevk etme eylemleri hem yurt içini hem yurt dışını kapsadığından yasak cihaz veya programların yurt dışına aktarılması bu fiiller kapsamında değerlendirilir.

Depolama ve Bulundurma

Depolama, yasak cihaz veya programların fiziksel olarak bir yerde biriktirilmesi veya erişime her an açık olacak şekilde dijital ortamda tutulmasıdır. Bulundurma ise dopalamayla yakın anlamlıdır fakat daha geniş boyutlara sahiptir. Bulundurma, yasak cihaz ve programlarla zamansal veya mekansal yakınlık bulunmasa dahi failin istediği an onlara ulaşabileceği hakimiyet sahası içinde olmalarıdır.

Her iki durumda da önemli olan failin bu araçlar üzerinde fiili olarak hakimiyet kurulabilmesinin mümkün olmasıdır.

Satma, Satın Alma ve Satışa Arz Etme

Satma ve satın alma, tarafların ticari amaçlarla gerçekleştirdikleri eylemlerdir. Satma, önceden belirlenen değer karşılığında yasak cihaz veya programların kullanılması için alıcıya geçirilmesidir. Satın alma, kararlaştırılan bedelin ödenmesiyle suça konu cihaz, bilgisayar programı, şifre veya güvenlik kodunun elde edilmesidir. Satışa arz etmek ise suç konusu malların satışının sağlanması için piyasaya sürülmesidir.

Kabul Etme ve Başkalarına Verme

Kabul etme ve başkalarına verme, tarafların arasında herhangi bir ticari ilişki olmaksızın yasak cihaz veya programların el değiştirmesidir. Kabul etmek, suça konu malların herhangi bir ücret ödemeksizin temin edilmesidir. Başkalarına verme ise satış işlemi yapılmadan cihaz veya programların bir başka kişiye doğrudan kullanıma açık şekilde teslim edilmesidir.

DİKKAT: Kanunda suçu oluşturan hareketler tek tek sayıldığı için bunların haricindeki bir fiilin gerçekleştirilmesiyle suç işlenemez. Böylece maddede belirtilmediğinden yasak cihaz veya programları “yayma” eylemi bu suçu oluşturmaz.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçu Cezası

Yasak cihaz veya programlar suçunu işleyen kişilere 1 yıl – 3 yıl aralığında hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

Hakim belirlenen aralıkta sonuç cezayı; suçun oluşturduğu zararın boyutu, sanığın kişiliği, eylemin işlenme şekli, suç sonrası sanığın tutumu gibi nedenleri göz önünde bulundurarak takdir eder. Sanık hakkında hem hapis hem de adli para cezasına birlikte hükmedilecektir.

Hakim adli para cezası için en az 5 gün, en fazla 5 bin gün olacak şekilde tam gün sayısını belirleyecektir. Ardından failin ekonomik durumunu dikkate alarak bir gün karşılığı ödeyeceği miktarı 20 TL ile 100 TL arasında olacak şekilde tespit edecektir. Belirlenen miktar ile toplam gün sayısı çarpılarak adli para cezası hesaplanacaktır.

Hakim, adli para cezasının bir yıl içinde peşin veya iki yıl içinde taksitle ödenmesine karar verebilir. Mahkeme kararının kesinleşmesinin ardından ödenmeyen para cezaları hapis cezasına çevrilir.

Yasak cihaz veya programlar suçunun tüzel kişilerce işlenmesi durumunda hakim, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmeder. Bu kapsamda faaliyet izninin iptal edilmesi, tüzel kişinin suçtan elde ettiği menfaatin müsadere edilmesi şeklinde güvenlik tedbirleri söz konusu olabilir.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin elverişli hareketlerle suç eylemine başlaması ancak iradesi dışındaki sebeplerle suçu tamamlayamamasıdır. Yasak cihaz veya programlar suçuna teşebbüs mümkündür. Bu kapsamda fail madde metninde sayılan fiillerden birini gerçekleştirmeye başladıktan sonra elinde olmayan sebeplerle hareketi tamamlayamazsa suç teşebbüs aşamasında kalır.

Örneğin, yasak cihaz veya programların üretiminin yapıldığı esnada polisin müdahalesi sonucu üretimin durması halinde suç teşebbüs aşamasında kalmış olur. Yasak cihaz veya programlar suçunun teşebbüs aşamasında kalması halinde faile verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

İştirak, tek bir failin icra edebileceği bir suçu birden fazla failin anlaşarak ve işbirliği yaparak gerçekleştirmesidir. Yasak cihaz veya programlar suçunu birden fazla kişinin işlemesi halinde iştirak hükümlerinin uygulanması mümkündür. Ayrıca yasak cihaz veya programlar suçunu birlikte işleyen faillerin yanı sıra suça azmettirenler ve yardım edenler de iştirak kapsamında cezalandırılır.

Yasak cihaz veya programlar suçunu oluşturan fiillerden satmak- satın almak ve devretmek-kabul etmek fiilleri birden fazla faille gerçekleştirilir. Bu hareketlerin bir tanesi öğrenildiğinde faillerin ikisi de cezalandırılacaktır. Örneğin sahte kredi kartı üretilmesi amacıyla kullanılacak cihazı satan ve bunu satın alan her iki fail de cezalandırılacaktır.

İçtima, failin tek bir hareketiyle aynı anda birden fazla suçu işlemesidir. Yasak cihaz veya programlar suçunda gerçek içtima kuralları uygulanacaktır. Buna göre, failin yasak cihaz veya programlar suçuyla birlikte başka bir suçu daha ihlal etmesi halinde faile her iki suçun da cezası verilecektir.

Örneğin fail, geliştirdiği casus yazılımlarla mağdura e-posta göndermiş ve bilişim sistemini engellemiştir. Bunun sonucunda faile hem TCK m. 245/A yasak cihaz veya programlar suçundan hem de TCK m. 244 sistemi engelleme ve bozma suçundan ceza verilecektir.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçu ve Cezası

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunun Soruşturma Aşaması

Yasak cihaz veya programlar suçunun soruşturma aşaması, Cumhuriyet savcısının ihbar veya başka bir surette suç şüphesini öğrenmesiyle başlar. Bu aşamada savcı, kolluk görevlileri ile yürüttüğü araştırma ve delil toplama faaliyetleri sonucunda kamu davası açılmasının gerekip gerekmediğini tahlil eder. Bu bağlamda, yasak cihaz veya programlar suçunun soruşturma aşamaları şöyledir:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Şikayet ve ihbar, suç olayının yetkili mercilere yazılı veya sözlü bir şekilde bildirilmesidir. Bazı suçların takibi şikayet şartına bağlanmışken bazılarının işlenmesiyle birlikte savcılık kendiliğinden soruşturma faaliyetlerine başlar. Şikayet hakkını ancak suçtan zarar gören kişi kullanabilir. Ancak ihbarı suçla ilgisi olan veya olmayan herkes tarafından yapılabilir.

Şikayet ve ihbarın yapılabileceği makamlar; savcılık, kolluk birimleri (polis merkezi, jandarma vb.), valilik, kaymakamlık ve mahkemelerdir. Kanunda şikayet süreye bağlı tutulmuştur. Buna göre suç olayı 6 ay içinde şikayet edilmezse artık suçun soruşturulma imkanı ortadan kalkar. İhbar ise her zaman yapılabilir, süre sınırı yoktur.  

Yasak cihaz veya programlar suçu, şikayete tabi suçlardan değildir. Bu suçun işlendiğini herkes ihbar suretiyle savcılığa bildirilebilir. Suçun şikayete tabi olmaması sebebiyle, mağdurun soruşturma yahut yargılama aşamasında şikayetinden vazgeçmesi halinde de adli süreç işlemeye devam edecektir.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturma evresinde, suçu işlediği noktasında somut deliller bulunan şüphelinin, belli işlemlere tabi tutulması amacıyla Cumhuriyet savcısı tarafından nezaret altına alındığı koruma tedbiridir.

Yasak cihaz veya programlar suçu dolayısıyla soruşturulan fail bakımından şartların oluşmasıyla birlikte savcı, yazılı şekilde gözaltı kararı verebilir. Yasak cihaz veya programlar suçundan verilecek gözaltı süresi en fazla 24 saattir. Bu süreye, failin en yakın sulh ceza hakimliğine gönderilebilmesi için gereken 12 saate kadar yol süresi eklenebilir.

Şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan gözaltı kararına veya gözaltında tutulacağı sürenin uzatılmasına ilişkin karara karşı itiraz edilebilir. İtirazda bulunmaya yetkili kişiler hazırlayacakları bir itiraz dilekçesiyle sulh ceza hakimliğine başvurabilir. Bu kapsamda şüphelinin kendisi, avukatı, yasal temsilcisi, eşi, annesi, babası ve çocuğu gözaltı kararına itiraz hakkına sahiptir.

Kanunda çocukların korunmasına ilişkin özel düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca 12 yaşını tamamlamamış çocuklar ile 15 yaşını doldurmayan sağır ve dilsizler hakkında suçu işlediklerine dair somut deliller bulunsa dahi gözaltı kararı verilemez.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından somut olayın ispatlanmasına yarayacak her türlü belge, beyan ve belirtilerin bir araya getirilmesidir. Yargılamanın her aşamasında delil toplanması mümkündür. Ayrıca şüpheli veya sanık da lehine olan delillerin toplanması için her zaman talepte bulunma hakkına sahiptir.

Cumhuriyet savcısı, şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olacak delilleri toplamak ve muhafaza altına almakla görevlidir. Ancak bu delillerin iddianameye dayanak olabilmesi veya kovuşturma aşamasında hükme esas alınabilmesi için hukuka uygun usuller takip edilerek elde edilmesi gerekir.

Hukuka aykırı delil; Anayasa, hukuk normları ve temel hak ve özgürlükler ihlal edilerek toplanmış ispat vasıtalarıdır. Hukuka uygun yollardan elde edilmemiş deliller mahkemeye sunulmuş olsa dahi hakim vereceği kararda bu delilleri kullanamaz.

Örneğin, usulüne uygun verilmiş bir arama kararı olmaksızın konutta yapılan aramada ele geçirilen yasak programlar hukuka aykırı delil niteliğindedir. Yasak cihaz veya programlar suçu hakkında yürütülen yargılamada ele geçirilen bu araçlar şüpheli veya sanık hakkında aleyhe delil olarak kullanılamayacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, suç isnat edilmiş kişinin olayla ilgili beyanlarının alınmasıdır. İfade, savcı veya kolluk görevlileri (polis, jandarma vb.) tarafından alınırken sorgu mutlaka bir hakim tarafından yapılır. Şüphelinin ifadesi soruşturma evresinde alınır. Ancak sorgu işlemi hem soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi tarafından hem de kovuşturmada görevli mahkeme tarafından yapılabilir.

Yasak cihaz veya programlar suçu dolayısıyla şüphelinin ifadesi, gözaltı sürecinde alınabileceği gibi böyle bir durum söz konusu değilse davetiye gönderildikten sonra da alınabilir. Şüpheliye gönderilen davetiyede ifade çağrılma nedeni ve mazeretsiz bir şekilde gitmezse zorla getirme kararı verileceği yazılır.

İfade ve sorgunun, suçun ispatında delil olabilmesi için kanunda düzenli usuller takip edilerek yapılmaları gerekir. Bu süreçte şüpheli ve sanığın kimlik tespiti yapıldıktan sonra ona yüklenmiş suç açık bir şekilde anlatılır. Olayla ilgili açıklamalarına geçilmeden sahip olduğu haklar öğretilir. Bunlar; susma hakkı, müdafiden yararlanma hakkı, yakınlarına haber verme hakkıdır.

İfade ve sorguda esas olan, özgür iradeye dayanan açıklamalardır. Örneğin işkence, ilaç verme, yorma, aldatma şeklindeki müdahaleler yasak usul teşkil eder. Bu şekilde alınan beyanların yazıldığı tutanak iddianamede kullanılamaz, hükme esas alınamaz.

İfade ve sorgu işlemleri sırasında alınan beyanlar hazırlanan tutanağın ifade ve sorgu sonunda şüpheli ve müdafisi tarafından okunarak imzalanması gerekmektedir. Tutanak okunduğunda gerçekleri yansıtmadığı görülürse veya yasak usuller uygulanarak beyanlar alınmışsa imza atmaktan çekinilebilir.

İfade ve sorgunun bir taraftan delil işlevi bulunsa da diğer taraftan şüpheli veya sanığa kendini savunma imkanı vermektedir. Ayrıca buradaki açıklamalar, kovuşturma sonunda belirlenecek yaptırımlara şekil verebilmektedir. Ancak şüpheli/sanık bu süreçte baskı altında hissetmesi dolayısıyla sağlıklı bir şekilde beyanlarını ileri süremeyebilir. Bu nedenle sürecin uzman ceza hukuku avukatıyla yürütülmesinde fayda vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma; mağdur ve failin kabulüyle birlikte tarafsız bir uzlaştırmacı eşliğinde bir araya gelmeleri ve uyuşmazlık konusunda ortak bir çözüme varmalarıdır. Uzlaşmanın amacı suça karşı sadece ceza yaptırımı uygulamak yerine mağdurun zararının giderilmesi suretiyle onarımın sağlanmasıdır. Yasak cihaz veya programlar suçu uzlaşma kapsamına giren suçlardan biri değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla şüpheli/sanık hakkında belli yükümlülüklerin öngörüldüğü koruma tedbiridir. Bu kapsamda yurt dışına çıkış yasağı, düzenli aralıklarla imza yükümlülüğü, konutu terk etmeme vb. şeklinde yükümlülükler belirlenmektedir.

Adli kontrol tedbirine hükmedebilmesi için isnat edilen suçun şüpheli/sanık tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüphe oluşturacak deliller bulunmalıdır. Yasak cihaz veya programlar suçunun takibi sırasında şartlar mevcutsa adli kontrol kararı verilebilir.

Yasak cihaz veya programlar suçundan şüpheli/sanık hakkında verilecek adli kontrol tedbirinin süresi en çok 2 yıldır. Bu sürenin zorunlu hallerde bir yıl uzatılması mümkündür. Ayrıca 18 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında adli kontrol süreleri ancak yarı oranında uygulanabilir. Belirlenen süre içerisinde adli kontrol yükümlülüklerine uyulmaması halinde hakim derhal tutukluluk tedbirine hükmedebilir.

Adli kontrol yükümlülükleri kişinin özgürlüğünü sınırlandırdığı için bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır. Adli kontrol kararının tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi bulunmaktadır. Bu süre dolmadan şüpheli/sanığın kendisi, eşi, yasal temsilcisi veya müdafisi kararı veren merciye başvurarak itirazda bulunabilir.

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma aşamasında şüpheli veya kovuşturma aşamasında sanık hakkında başvurulabilecek özgürlüğü kısıtlayıcı en ağır koruma tedbiridir. Tutuklama kararının verilmesinin amacı, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve eğer mahkumiyet hükmü verilirse bunun infazını sağlamaktır. Tutuklama kararı, sulh ceza hakimi veya görevli mahkeme tarafından verilir.

Şüpheli veya sanığın tutuklanabilmesi için isnat edilmiş suçu işlediğine, kaçacağına, delilleri karartacağına yönelik kuvvetli şüphe oluşturacak somut kanıtların bulunması gerekmektedir. Tutuklama kararı diğer tedbirlere kıyasla ölçülü olmalıdır. Ayrıca tutuklama kararı verilebilmesi için suç, en az 2 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektirmelidir.

Yasak cihaz veya programlar suçundan verilecek hapis cezasının üst sınırı üç yıl olduğundan diğer şartların da sağlanması halinde tutukluluk kararı verilebilir. Ancak 12 yaşını doldurmamış çocuklar ile 15 yaşını tamamlamayan sağır ve dilsizler hakkında şartlar sağlansa dahi tutuklama kararı verilemez.

Tutuklama kararı bakımından itiraz yolu bulunmaktadır. Buna göre kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde şüpheli veya sanık, yasal temsilcisi, avukatı, eşi, anne veya babası itiraz edebilir. Hazırlayacakları tutukluluğa itiraz dilekçesiyle ya da zabıt katibine beyanda bulunarak kararın verildiği merciye itiraz başvurusu yapabilirler.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Yasak cihaz veya programlar suçunda soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcısının verebileceği kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
  • İddianamenin düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet veya ihbar konusu fiilin suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması halinde savcı tarafından verilen karardır. Ayrıca genel ve soyut nitelikteki ihbar ve şikayetler sonucunda da savcı, soruşturmaya yer olmadığı kararı verecektir.

Örneğin, Ankara’daki bilgisayar mühendisleri yasak cihaz veya programlar suçunu işlediler şeklinde yapılan bir ihbar soyut ve genel nitelik taşır. Savcı, asılsız ve dayanaksız olan bu ihbar karşısında SYOK kararı verecektir.

Savcılığın, suç teşkil eden fiilin işlendiğini haber alır almaz maddi gerçeği araştırma ve soruşturma başlatma mecburiyeti vardır. Ancak SYOK kararı verilmesini gerektiren haller, bu ilkenin istisnasını oluşturur. Savcılık tarafından SYOK kararı verdiği hallerde suça konu kişiye şüpheli sıfatı verilmez, iddianame hazırlanmaz ve soruşturmaya başlanmadan süreç sonlandırılır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararı verildikten sonra ihbarda veya şikayette bulunan kişiye tebliğ edilir. Eğer kararın yerinde olmadığı düşünülüyorsa 15 gün içerisinde sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, uygulamada takipsizlik kararı olarak da bilinen karardır.. Soruşturma evresinde suçun ispatı bakımından araştırma yapan savcı, iddianame hazırlamak ve kamu davası açmak için yeterli delil elde edemezse kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.

Dava şartlarının eksik olması halinde kovuşturma aşamasına geçilemez ve kişi hakkında yargılama yapılamaz. Bu haller şunlardır:

  • Şikayete tabi suçlarda şikayetin bulunmaması,
  • Kamu görevlisinin fail olduğu durumlarda izin şartının sağlanmaması,
  • Dava zamanaşımı süresinin dolması,
  • Ön ödeme veya uzlaşma sonucunda uyuşmazlığın çözümlenmesi,
  • Aynı olaya ilişkin daha önceden açılmış bir kamu davasının devam etmesi.

Savcı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiğinde artık şüpheli hakkında yargılama yapılamaz. Böylelikle iddia edilen suçun, şüphelinin siciline herhangi bir etkisi olmaz. Savcının aynı olay hakkında yeniden soruşturma açabilmesi; yeni ve yeterli bir delilin ortaya çıkması ve sulh ceza hakiminin karar vermesi sonucunda mümkün olur.

Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itirazda bulunabilir. Bu süre kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır. İtiraz bir dilekçeyle yapılabileceği gibi zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle de yapılabilir.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, şüphelinin isnat edilmiş suç hakkında yargılanması için Cumhuriyet savcısının mahkemeye sunmak üzere hazırladığı resmi belgedir.

Yasak cihaz veya programlar suçunu soruşturan savcı; teknolojik cihazlar üzerinde yapılan incelemeler, tanık beyanları ve şüphelinin ifadesi sonucunda elde edilen delilleri değerlendirir. Bu değerlendirme sonucunda söz konusu suçun şüpheli tarafından işlendiğine dair savcıda yeterli şüphe oluşursa iddianame hazırlar. Görevli mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle kovuşturma evresi başlar.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunun Savunması

Yasak cihaz veya programlar suçunun savunması, sanık veya müdafisi tarafından dava konusu olayın nasıl meydana geldiğinin ve buna ilişkin delillerin yazılı ya da sözlü olarak ileri sürülmesidir. Bu bağlamda, yasak cihaz veya programlar suçunun savunmasına ilişkin örnekler şöyledir:

  • Sanığın eylemi, suçu oluşturacak fiillerden birini teşkil etmediği,
  • Sanığın bilişimle bağlantılı suçlardan birini işlemek maksadıyla hareket etmediği,
  • Şüpheli ve sanık lehine olan delillerin toplanmasının talep edilmesi,
  • Hukuka aykırı usullerle toplanmış delillerin tespiti ve hükme esas alınmaması,
  • Suçun unsurlarının ve vasfının değerlendirilmesinin hatalı olduğu,
  • Yasak cihaz veya programlar suçunun teşebbüs aşamasında kaldığının ileri sürülmesi,
  • Aleyhe delillerin ispat gücünün tartışılması ve çürütülmesi,
  • Cezayı indiren sebeplerin ileri sürülmesi,
  • Masumiyet karinesinin dikkate alınmadığı iddiası.

Sanığın suçlamadan kurtulabilmesi için yapılabilecek en önemli faaliyetlerden biri savunmadır. Ancak öngörülen yaptırımların ağırlığı, suç metinlerinin çok detaylı düzenlenmesi ve karmaşık usuli kurallar sanığın yeterli bir savunma yapmasının önüne geçebilmektedir. Bu nedenle, etkili bir savunma yapılabilmesi için uzman ceza hukuku avukatına danışılmasında yarar vardır.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Yasak cihaz veya programlar suçunda ceza yargılaması aşaması, savcının topladığı delillerle hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan evredir. Kovuşturma aşaması olarak da bilinen bu evre sanık hakkında verilen hükmün kesinleşmesiyle sona erer.

Yasak cihaz veya programlar suçunun yargılaması genel hükümler takip edilerek yapılır. İddianame kabul edildikten sonra mahkeme ilk olarak şekli işlemleri gerçekleştirir. Buna göre en başta duruşma gününe karar verilir. Ardından sanığa, müdafisine, mağdura ve vekiline duruşma gününü bildiren tebligat gönderilir.

Duruşma evresi, ilk celsede hazır bulunanların tespitiyle başlar. Hakim yüksek sesle iddianameyi okur ve hazır olduğu anda sanığın sorgusu yapılır. Sanığın savunması alındıktan sonra deliller tek tek mahkeme huzurunda tartışılır. Hakim, suçun mağdurunun da beyanlarını dinler. Sanık müdafi ve katılan vekili de olaya ilişkin açıklamalarını duruşmada sözlü olarak ileri sürer.

Yasak cihaz ve programlar suçunun kovuşturulması sürecinde teknik bilgilere ihtiyaç duyulduğundan hakim, bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verebilir. Bilirkişi raporları mahkemede değerlendirilir. Hakim gerektiğinde keşif incelemesi yapılmasına veya tanık dinlenmesine karar verebilir. Hakim son celseye gelindiğinde sanığa suçlamayla ilgili son sözünü sorar ve hükmünü açıklar. Hükmün kesinleşmesiyle ceza yargılaması sona erer.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Zamanaşımı 

Yasak cihaz veya programlar suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Yasak cihaz veya programlar suçunda ceza zamanaşımı süresi ise cezanın kesinleştiği tarihten başlamak kaydıyla 10 yıldır.

Bir suç hakkında kanunla belirlenmiş dava zamanaşımı süresinin dolması halinde kamu davası açılamayacaktır. Eğer kamu davası açıldıktan sonra bu sürenin geçtiği anlaşılırsa hakim düşme kararı vererek kovuşturmayı sonlandıracaktır. Ceza zamanaşımı süresi geçmesi durumunda ise sanık hakkında kesin hükümle verilmiş ceza infaz edilemeyecektir.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Yasak cihaz veya programlar suçunda yargılama sonunda hakim şu kararlara hükmedebilir:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat, yapılan yargılama sonucunda failin aklanması dolayısıyla ceza almayacağına ilişkin karardır. Mahkemenin beraat kararına hükmetmesi çeşitli durumlarda söz konusu olabilir. Bu hallerden ilki, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak düzenlenmemiş olmasıdır. İkinci durum, isnat edilen suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin tespit edilememesidir. Uygulamada delil yetersizliğinden beraat olarak adlandırılmaktadır.

Toplanan deliller sonucunda yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediği şüpheye mahal bırakmayacak ölçüde ispatlandığında sanık hakkında beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, suça konu olayda sanığın kusurunun bulunmaması veya cezasızlık hallerinin mevcut olması durumunda verilen karardır. Bu kararın verildiği hallerde davaya konu fiil, suç teşkil etmeye devam eder ancak failde bulunan özel durumlardan dolayı ceza almamasına karar verilir.

Yasak cihaz veya programlar suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecek durumlar şunlardır:

  • Yaş küçüklüğü
  • Akıl hastalığı
  • Sağır ve dilsizlik hali
  • İsnat edilen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle işlenmesi
  • Suçun zorunluluk hali altında işlenmesi
  • Suçun cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı

Mahkumiyet

Mahkumiyet; yargılama sonucunda hakimin, atılı suçu sanığın işlediğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit etmesi halinde vereceği karardır. Mahkeme ayrıca belirlediği cezayla birlikte ya da cezaya mahkumiyet yerine sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına da karar verebilir.

Mahkumiyet kararı verilmesiyle sanık hakkında hapis cezasına, adli para cezasına veya her ikisine birden hükmedilir. Yasak cihaz veya programlar suçundan verilecek mahkumiyet kararı hem hapis hem de adli para cezasını içerecektir.

Sanık yasak cihaz veya programlar suçundan mahkum olursa 3 yıl tekerrür süresine tabi olacaktır. Tekerrür süresi içerisinde ikinci bir suç daha işlerse bu suçun infaz koşulları ağırlaştırılacaktır. Bu durumda hükümlü ikinci suçtan dolayı cezaevinde daha fazla süre kalacaktır.

Hakim cezayı belirlerken suçun niteliğine, failin durumuna, suçun işlenme şekline bakarak yaptığı takdiri indirime “iyi hal indirimi” denir. İyi hal indirimi uygulanırsa cezanın altıda biri azalır. Yargıtay kararları kapsamında iyi hal indirimi sebeplerine; sanığın suçtan sonra davranışlarındaki olumlu değişim, suçta kullanan şiddetin oranı, cezanın failin geleceğine etkisini örnek verilebilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, belli şartların oluşması durumunda kasıtlı suçlardan verilen 1 yıl ve daha az süreli hapis cezasının para cezasına çevrilmesidir. Yasak cihaz veya programlar suçundan yapılan yargılamada, hapis cezası en alt sınırdan belirlenirse bir yıl şartı sağlanmış olacaktır. Böylelikle verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilecektir.

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde “gün-para ceza sistemi” uygulanacaktır. Buna göre öncelikle hapis cezasının kaç gün olacağı belirlenecektir. Ardından bir gün için sanığın ekonomik durumu dikkate alınarak 20 TL – 100 TL aralığında bir ceza belirlenecektir. Bir günlük para miktarıyla gün sayısı çarpılarak sonuç adli para cezası ortaya koyulacaktır.

Mahkeme, belirlenen adli para cezasının bir yıl içinde tek seferde ya da iki yıl içinde taksitle ödemesine sanığın ekonomik düzeyine göre karar verir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, suçun sanık tarafından işlediği tespit edildikten sonra verilecek hükmün belli şartlar altında infazının durdurulmasıdır. Böylelikle hüküm, fail bakımından bir süreliğine sonuç doğurmaz.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık 5 yıl süreyle denetim altında tutulur. Denetim süresi içerisinde sanık hakkında belli yerlere gitmesinin yasaklanması, eğitim programına kaydolması, mesleki faaliyette bulunması şeklinde yükümlülüklere karar verilebilir.

Yasak cihaz veya programlar suçunda sanığa hem hapis hem de adli para cezası verilecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında adli para cezasına dair miktar sınırlaması bulunmamaktadır. Ancak hapis cezasının iki yıl ve altında olması zorunludur. Eğer mahkeme daha fazla hapis cezasına hükmederse sadece para cezasına ilişkin hükmün geri bırakılması mümkün değildir.

Gerekli koşulların yerine getirilmesi halinde yasak cihaz veya programlar suçunda sanık hakkında verilen hüküm geri bırakılabilir. Sanık denetim süresini kasıtlı bir suç işlemeden geçirir ve yükümlülüklerine aykırı davranışlarda bulunmazsa mahkeme davanın düşmesine karar verir. Ancak sanık denetim süresinde yeniden kasıtlı suç işlerse hakkında geri bırakılan ceza infaz edilecektir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, daha önce 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmamış kişiler hakkında hükmedilen cezanın belli bir süre geri bırakılmasıdır. Fail, cezanın geri bırakıldığı sürede belirlenen şartlara uyarsa cezası infaz edilmiş gibi değerlendirilir. Hapis cezasının ertelenmesinde amaç, cezaevinin olumsuz koşullarından hükümlüyü koruyarak cezaevi dışında ıslahını sağlamaktır.

Yasak cihaz veya programlar suçunda mahkeme, hapis ve adli para cezasına birlikte hükmedecektir. Cezanın ertelenmesi, şartlar sağlandığı takdirde sadece verilen hapis cezası bakımından söz konusu olabilir. Hakim, yasak cihaz veya programlar suçunda 2 yıl ve altında hapis cezasına karar verirse bu cezanın ertelenmesi imkanı vardır.

Mahkeme, hapis cezasını ertelediği takdirde 1 yıl – 3 yıl aralığında bir denetim süresi kararlaştırır. Belirlenen denetim süresinin alt sınırı, hükmedilen hapis cezasından az olamaz. Mahkeme denetim süresi içinde failin belli yükümlülüklere uymasına da karar verebilir. Bu kapsamda, hükümlünün bir eğitim programına ya da mesleki faaliyete devam etmesi örnek verilebilir.

Sanık belirlenen denetim süresi içerisinde yükümlülüklerine uygun hareket eder ve yeniden kasıtlı bir suç işlemezse cezası infaz edilmiş sayılır. Fail denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak yeni bir suç işlerse veya yükümlülüklerine aykırı davranırsa mahkeme erteleme kararını kaldırır ve cezanın kalan kısmı, cezaevinde infaz edilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, somut olayda düşme sebeplerinden birisinin olması durumunda kovuşturma sürecine son verilmesidir. Mahkeme bu hallerde davanın esasına ilişkin hüküm vermez, doğrudan dosyayı kapatır. Kanunda düzenlenmiş düşme sebepleri şunlardır:

  • Sanığın ölümü
  • Af çıkması
  • Zamanaşımı süresinin dolması
  • Şikayetten vazgeçme
  • Uzlaşma
  • Önödeme

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Yasak cihaz veya programlar suçunda, ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olmadığı düşünülüyorsa bu kararın kaldırılması veya değiştirilmesi için istinaf mahkemesine başvuru yapılabilir. İstinaf incelemesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılacaktır.

Son duruşmada kararın tarafların yüzüne karşı açıklanmasından veya kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmalıdır. Bu süre kaçırılırsa mahkemenin verdiği hüküm kesinleşecek ve infaz edilecektir. İstinaf başvurusu kararı veren mahkemeye istinaf dilekçesi verilmesiyle ya da mahkeme katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılabilir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının incelenebilmesi için başvurulabilecek en üst merci Yargıtay’dır. Ancak dosyanın Yargıtay’da temyiz incelemesine tabi tutulabilmesi için sanık hakkında en az 5 yıl hapis cezasına hükmedilmiş olması gerekmektedir. Yasak cihaz veya programlar suçunda cezanın üst sınırı 3 yıl olduğundan tarafların temyiz kanun yoluna başvuru imkanı yoktur.

Sonuç

Yasak cihaz veya programlar suçu, bilişim suçlarına yönelik hazırlık hareketlerinin ayrıca cezalandırılmasını öngören suçtur. Bu suç kapsamında yürütülecek yargılamada sanık, savunmasını özenle gerçekleştirmelidir. Ancak ceza hukukundaki yaptırımların ağırlığı dolayısıyla kişi baskı altında hissedebilir ve sürecin takibinde hatalara düşebilir. Bu nedenle, sürecin uzman ceza hukuku avukatıyla takip edilmesinde yarar vardır.