Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) davası hekim tarafından konulan yanlış teşhis sonrası uygulanan tedavi sonucunda zarar gören hastaların başvurduğu hukuki yollardandır. Yetkili ve görevli mahkemelerde açılacak tazminat davaları ile hastanın ve yakınlarının maddi manevi tazminat talep edebilmesi mümkündür. Bu noktada ortaya çıkan zararın bir teşhis Hatasından kaynaklanması komplikasyon sonucu meydana gelmemiş olması önemlidir.

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Nedir?

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) davası; hekim tarafından konulan teşhisin yanlış olması sebebiyle hastanın sağlık durumunun kötüleştiği durumlarda ortaya çıkan zararların giderilmesi için açılan davadır.

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; hasta ile hekim arasında yahut hasta ile hastane arasında kurulan hukuki ilişkiye, hastanenin niteliğine, malpraktisin çeşidine göre değişiklik göstermektedir.

Örneğin, hekimin özel kliniğinde yapılan işlem sonucu ortaya çıkan zararda başvurulacak hukuki yollar ile devlet hastanelerinde konulan yanlış teşhis sonucu ortaya çıkan zararlarda başvurulacak hukuki yollar farklılık göstermektedir.

Hasta ile hekim arasında herhangi bir sözleşme bulunmuyorsa ve vekaletsiz iş görme söz konusu değilse haksız fiil hükümlerine göre tazminat davası açılacaktır. Taraflar arasında yapılan bir sözleşme söz konusuysa sözleşmenin niteliğine göre eser yahut vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanarak dava açılacaktır.

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Hukuki Dayanağı

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının hukuki dayanağı; ulusal ve uluslararası mevzuatta yer alan hükümlerdir. Bu hükümler; Avrupa Biyotıp Sözleşmesi m.4, Hasta Hakları Yönetmeliği m.11, Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.13 hükümleridir.

Avrupa Biyotip Sözleşmesi m.4:

“Araştırma dâhil, sağlık alanında her müdahalenin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.”

Hasta Hakları Yönetmeliği m.11:

“Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz.”

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.13:

“bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi “hekimliğin kötü uygulaması” anlamına gelir.”

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Şartları

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) tazminat davası şartları şunlardır:

  • Teşhis hekim tarafından konulmuş olmalıdır.
  • Teşhis sonucunda hastanın sağlık durumunda bir kötüleşme yahut benzeri zararların ortaya çıkmış olması gerekir.
  • Zararın, hekimin yanlış teşhisi sebebiyle ortaya çıkmış olması gerekir.  
  • Tedaviden önce hastaya, ortaya çıkan zarara ilişkin açıklama yapılmamış olması, zararlı ilişkin hastanın aydınlatılmış onamının alınmamış olması gerekir. 
  • Hekimin teşhis sürecinde tıp biliminin verilerine aykırı hareket etmiş yahu tetkiklerde eksiklik yapmış olması gerekir.
  • Konulan teşhis sonucu ortaya çıkan zarar önceden öngörülebilir ve önlenebilen bir zarar olmalıdır. Diğer bir ifadeyle, önceden öngörülemeyen ve önlenemeyen yahut öngörülebilir olsa da önlenemeyen zararlardan hekimin tazminat sorumluluğu doğmayacaktır.
  • Ortaya çıkan zarar konulan teşhis sonucu uygulanan tedavi ile doğrudan ilişkili olmalıdır.

Yukarıda sayılan şartlar yanlış teşhis nedeniyle malpraktis sonucu tazminat sorumluluğunun doğması için sağlanması gereken temel şartlar arasındadır. Konu hakkında tazminata hükmedilebilmesi için yukarıdan sayılan sebeplerin yanı sıra her somut olay özelinde çeşitli değerlendirmeler yapılmakta ve ortaya çıkan zararda hekimin mesleki kusurunun olup olmadığı değerlendirilmektedir .

Özel Hastaneye veya Bağımsız Doktora Karşı Malpraktis Davaları

Özel hastane veya bağımsız doktora karşı malpraktis davaları, hasta ile hekim arasında bir sözleşmenin var olup olmamasına göre değişiklik gösterir. 

Sözleşmenin hasta ile hastane arasında yapılmış olması halinde hekimin haksız fiil sorumluluğu gündeme gelir ve tazminat davası esasen hastaneye karşı açılabileceği gibi her iki tarafa ayrı ayrı tazminat davası açılması mümkündür.

Ortaya çıkan zararın türüne göre, hasta tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. hasta yakınları tarafından ise maddi tazminat davası açılması mümkündür. Hastanın tıbbi uygulama sonucu ölmesi halinde mirasçıları, yakınları ve destekten yoksun kalanları tarafından maddi tazminat davası açılabilmektedir.

Maddi Tazminat Davası

Maddi tazminat davası hem hasta hem de hasta yakınları tarafından açılan tazminat davası türüdür. Maddi tazminat davasında, yanlış teşhis sonucu ortaya çıkan zararın ilgililerin hayatında sebep olduğu maddi kayıpların tazmini talep edilir. Bu noktada hastane giderleri, hastalık sebebiyle mahrum kalınan kazanç, hastanın ileriki yaşantısında uğrayacağı olası zararlar hesaba katılır. 

Malpraktis neticesinde ölen kişinin geride kalan yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmektedir. Bu kapsamda yine hastane ve tedavi giderleri ve hasta yakınlarının hastanın ölümü sebebiyle yoksun kalacağı maddi destek hesaba katılır. 

Tazminat davalarında hükmedilecek tazminat bedelinin belirlenmesi davacı hasta yahut hasta yakınlarının ileri sürdüğü hususlar göz önüne alınarak hakim tarafından belirlenir.

Manevi Tazminat Davası

Yanlış teşhis sonucunda ortaya çıkan zararın, hasta üzerinde acı, elem, keder yaratılması manevi tazminata hükmedilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu noktada, hastanın duygusal ve psikolojik kötüleşmesinin doğrudan ortaya çıkan zararla ilişkili olması gerekmektedir. Söz konusu durumların varlığı halinde yalnızca zarar gören hasta tarafından manevi tazminat davası açılabilmektedir.

Davanın Tarafları

Teşhisin, doktorun özel kliniğinde yapılması halinde tazminat davasını tarafları hekim ve hastadır. Yanlış teşhis sebebiyle uygulanan tedavi sonucunda hastanın ölmesi durumunda ise davanın tarafları yine hekim ve hastanın mirasçıları yakınları ve destekten yoksun kalanlarıdır. 

Destekten yoksun kalanlar, hasta yaşamaya devam etseydi maddi manevi desteğiyle hayatını etkileyeceği kişilerdir. 

Yanlış teşhiste bulunan doktorun özel hastane bünyesinde hizmet vermesi halinde dava hastaneye karşı açılacaktır. Yine hastanın ölmesi halinde mirasçıları yakınları ve destekten yoksun kalanları davanın tarafı olabilir. Sözleşme aykırılık sebebiyle hastaneye açılacak tazminat davasının yanı sıra ayrıca hekimin haksız fiilden doğan sorumluluğu için de dava açılabilmektedir.

Davada İspat ve Bilirkişi Raporu

Açılan tazminat davasında maddi manevi tazminat bedellerine hükmedilebilmesi olayın bilir ki raporlarıyla aydınlatılmasına bağlıdır. Açılar davada dava konusu olay bir kişiye yönlendirilip konulan teşhisin doğruluğu verilen kararların tıp bilimine uygunluğu objektif olarak değerlendirilir. 

Yapılan değerlendirmede, hekimin deneyimi, bilgi birikimi yahut uzmanlık alanı gibi subjektif hususlar değil, teşhisin tıp biliminin kurallarına göre verilip verilmediği yahut doğru yöntemin izlenip izlenmediği gibi objektif ve somut hususlar değerlendirilir.

Zamanaşımı

Özel hastane bünyesinde çalışan hekimin yanlış teşhisi sonucunda doğrudan hekime karşı açılan tazminat davalarında zamanaşımı süresi zararın öğrenilmesinden itibaren 2 yıldır. Bununla birlikte olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle dava hakkı her halükarda zamanaşımına uğrar. 

Özel hastaneye karşı ileri sürülen tazminat talepleri ile doktorun özel kliniği bünyesinde ortaya çıkan vekalet sözleşmesine ilişkin tazminat taleplerinde ise zamanaşımı süresi 5 yıldır

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) açılacak tazminat davasında yetkili ve görevli mahkeme; zararın meydana geldiği, teşhisin konulduğu, hastane ile sözleşmenin yapıldığı yahut zarar göreni yerleşim yeri tüketici mahkemesidir.

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Devlet Hastanesine Karşı Malpraktis Davaları

Devlet hastanesine karşı açılan malpraktis davaları idare hukuku kapsamında değerlendirilen davalardır. Bu itibarla süreç i̇dari yargılama usulüne tabidir. 

İlgili dava idare mahkemelerinde açılacağı gibi dava açmadan önce yetkili idari makama başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Mevzubahis zorunluluk yerine getirilmeden açılan davalar usulden reddedilmektedir.

Dava Öncesi İdareye Başvuru

Devlet hastanesine karşı açılan malpraktis davalarında, dava açılmadan önce idareye başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Bu itibarla, yanlış teşhis sonucu zarar gören hasta zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda 5 yıl içinde idareye başvurma ve zararın giderilmesini talep etme zorunluluğu vardır.

Başvurunun yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içerisinde hastane veya rektörlük tarafından herhangi bir cevap verilmemesi, yeterli bir cevap verilmemesi yahut başvurunun reddedilmesi halinde, 60 günlük sürenin bitiminde itibaren İdare Mahkemesinde dava açılabilmektedir.

Başvuru zarar gören hasta, hastanın vefat etmesi halinde yakınları, ve hastanın vekili tarafından hazırlanan dilekçe ile yapılmaktadır. Hazırlanan dilekçede, zararın ortaya çıktı Olayı ilişkin detaylar ve belgelerin yer alması önemlidir.

Tam Yargı Davası

Devlet Hastanesinde meydana gelen malpraktis uyuşmazlıklarına ilişkin tazminat bedelleri, idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davalarında i̇leri sürülebilmektedir. Tam yargı davası, özel hastanelerinin söz konusu olduğu maddi manevi tazminat davalarına benzemekte ise de usuli farklılıklar barındırmaktadır.

Yargıtay tarafından verilen kararlarda hekimin kişisel kusurunun da bulunması halinde ayrıca adli yargıda tazminat davalarının açılabileceği belirtilmektedir. 

Örneğin devlet hastanesinde meydana gelen cinsel taciz içeren bir yanlış teşhis olayında, hekimin bağlı bulunduğu devlet hastanesine karşı idari tam yargı davası, hekime karşı ceza davası ve hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılabilmektedir.

Davanın Tarafları

Devlet Hastanesinde meydana gelen yanlış teşhis sonucu açılacak tazminat davasının tarafları, Sağlık Bakanlığı ve zarar gören hastadır. Hastanın yanlış teşhis sonucu ölmesi halinde mirasçıları ve yakınları tarafından sağlık Bakanlığına karşı dava açılabilmektedir. 

Hastanenin, vakıf veya devlet üniversite hastanesi olması halinde davalı, üniversite Rektörlüğüdür.

Devlet hastaneleri ile devlet ve vakıf üniversitelerinin hastanelerinde yaşanan malpraktis uyuşmazlıklarında, doğrudan doktora karşı dava açılması mümkün değildir.

Zamanaşımı

Devlet hastanesine karşı malpraktis davalarında zamanaşımı süresi zararın öğrenildiği tarihten itibaren 5 yıldır.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Devlet hastanelerine yanlış teşhis nedeniyle ortaya çıkan mantar davalarında yetkili ve görevli mahkeme, yanlış teşhisi yapıldığı Devlet Hastanesinin bulunduğu yer idare mahkemesidir.

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Avukatlık Ücret ve Dava Masrafları

Yanlış teşhis nedeniyle tazminat dava masrafları yaklaşık 2-3 bin liradır. Bu bedel, talep edilen tazminat tutarına göre değişiklik gösterebilmektedir. Tam Yargı davalarında binde 68,31’in dörtte biri , ölüm ve yaralanmaya bağlı davalarda ve tazminat davalarında binde 68,31’in yirmide biri kadar nisbi harç alınır.

Yanlış Teşhis Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?

Yanlış teşhis nedeniyle malpraktis tazminat davası yaklaşık olarak 1 yıl sürer. Ancak mahkemelerin yoğunluğu, dosyanın karmaşıklığı, taraf sayısının çokluğu gibi sebeplerle bu süre uzayabilmektedir. Bunun yanı sıra, istinaf- temyiz kanun yollarına başvurulması halinde de süreç 2-3 yıl olabilmektedir.

Hastanelerin Organizasyon Sorumluluğu

İlgili mevzuat hükümlerinde hastaneler belli düzeylere ayrılarak kategorize edilmiştir. Her bir düzeydeki hastanenin yine belli bir düzeyde donanıma sahip olması zorunludur. 

Acil servisin büyüklüğü, hastanede çalışması gereken sağlık görevlisi sayısı, hastanede bulunması gereken teknolojik cihazlar ve türleri, ekipman yeterliliği, hijyenin sağlanması için bulunması gereken ekipman ve kadro sayısı gibi hususlar her düzeydeki hastane için farklı şekilde belirlenmiştir. 

İlgili hastanenin belirlenen düzeyi sağlayamaması sonucu ortaya çıkan zararlar hastanelerin organizasyon sorumluluğuna sebebiyet vermektedir. Uygulamada daha çok hijyen ve ekipman eksikliği sebebiyle ortaya çıkan enfeksiyonlarda hastanelerin organizasyon sorumluluğunun bulunduğu görülmektedir. Bu noktada hastaneler, doktorun haksız fiil sorumluluğunun yanı sıra hasta ile arasındaki sözleşmeden kaynaklı tazminat sorumluluğuna tabidir.

Doktor Hatası (Malpraktis) Ceza Davası

Bilgisizliği yahut ihmali sebebiyle zarara sebep olan doktorun tazminat yükümlülüğünün yanı sıra cezai sorumluluğu da bulunmaktadır. Bu noktada zarar ortaya koyan fiilin yani yanlış teşhisin düzeyine göre kasten yaralama yahut kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi suçu gündeme gelebilmektedir.

Doktor hatası (malpraktis) ceza davası, tazminat davasından ayrı bir dava olup ceza mahkemelerinde açılmaktadır. Yetkili makamlara yapılan şikayetin ardından soruşturma ve kovuşturma aşamaları yürütülmektedir. Bununla birlikte, açılan ceza davasında tazminat talep edilmesi söz konusu değildir. İki davanın birbirinden bağımsız şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

Doktor hatası (malpraktis) ceza davasına ilişkin detaylı bilgi, “doktor hatası nedeniyle (malpraktis) ceza davası” başlıklı yazıda açıklanmaktadır.

Sonuç

Yanlış teşhis nedeniyle (malpraktis) tazminat davası, özel yahut devlet hastanelerinde sağlık hizmeti alan ve aldığı hizmet sonucunda durumu kötüleşen hastaların başvurabildiği hukuki yoldur. Açılacak maddi manevi tazminat davaları yahut tam yargı davaları ile hastanın uğradığı zararı giderilmesi amaçlanmaktadır. Malpraktis uyuşmazlıklarında açılan tazminat davalarında hasta ile hastane arasındaki ilişkinin doğru tespit edilmesi gerekir aksi halde davanın reddi söz konusu olabilmektedir. Bu noktada, uzman bir malpraktis avukatından danışmanlık almak fayda sağlamaktadır.