Suçu Bildirmeme Suçu ve Cezası

Suçu Bildirmeme Suçu ve Cezası

Suçu bildirmeme suçu ve cezası; bir kişinin işlenen veya işlenmekte olan bir suçu görmesi ve bilmesine rağmen yetkili makamları haberdar etmemesidir. Suçu bildirmeme suçunun basit şeklinde 1 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Ayrıca kamu görevlisinin ve sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi de Türk Ceza Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. 

İçindekiler

Suçu Bildirmeme Suçu Nedir?

Suçu bildirmeme suçu; işlenmekte olan bir suçun yetkili makamlara bildirilmemesi ya da suçun işlenmiş olmasıyla birlikte neden olduğu sonucun engellenmesi halen mümkün olan bir suçtan yetkili makamların haberdar edilmemesidir. Suçu bildirmeme suçu, TCK 278, TCK 279 ve TCK 280 hükümlerinde düzenlenmiştir.

TCK 278:

“İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”

TCK 279:

“Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

TCK 280:

“Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Suçu Bildirmeme Suçu Nasıl Oluşur?

Suçu bildirmeme suçu, işlenmekte olan bir suçun yetkili makamlara haberdar edilmemesi ile oluşur.

Suç işlenmiş olmasına rağmen sonucun engellenmesi mümkün gözüken suçun yetkili makamlara bildirilmemesiyle suçu bildirmeme suçu oluşmaktadır. Bu iki durumda oluşan suçu bildirmeme suçu herkes tarafından işlenebilir. Ayrıca TCK’da kamu görevlileri ve sağlık mesleği mensupları hakkında da suçu bildirmeme suçu düzenlenmiştir.    

Kişilerin Suçu Bildirmemesi Suçu (TCK 278) 

Kişilerin suçu bildirmemesi suçu, işlenmekte olan ya da icrası tamamlanmış olmakla birlikte sonucun önlenmesi mümkün olan bir suçun yetkili makamlara bildirilmemesi ile oluşur. Dolayısıyla bir kişinin başka bir kişiyi suç işlerken görmesi halinde veya suç işlenmekle birlikte neticenin önlenebileceği suçu öğrenen kişinin ihbarda bulunarak yetkili makamları haberdar etmesi gerekir.  

İşlenmekte olan suçun bildirilmemesi, henüz tamamlanmayan ve icrası devam eden suç hakkında yetkili makamların haberdar edilmemesidir. Dolayısıyla suç en az teşebbüs aşamasında ise bildirilmesi gerekir. Bununla birlikte suça hazırlık hareketlerinin bildirilmemesi ile bu suç oluşmaz. Ayrıca şikayete bağlı olup işlenmekte olan suçun bildirilmemesi de suçu bildirme suçunu oluşturmaz.

Örneğin, kaçırılan bir kişinin zorla tutulduğu yeri bilmesine rağmen bunu savcılığa ya da kolluğa ihbar etmeyen kişi, işlenmekte olan suçu bildirmeyerek suçu bildirmeme suçunu işlemiş olur.

İcrası tamamlanmış olmakla birlikte sonucun önlenmesi mümkün olan suçun bildirilmemesi, işlenmiş olmakla birlikte neden olduğu neticenin engellenmesinin halen mümkün olan suçların yetkili makamlara bildirilmemesidir.

Suçun  neden olduğu sonucunda önlenmesi, mağdurun görebileceği zararın ya da tehlikenin azalması veya kişilerin suçtan elde edebilecekleri faydanın önüne geçilebilmesi gibi durumları da kapsayacak şekilde değerlendirilmektedir.

Örneğin, hırsızlık suçunda elde edilen eşyaların saklandığı yeri bilmesine rağmen yetkilileri haberdar etmeyen kişi, suçu bildirmeme suçunu işlemiş olacaktır.

Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi Suçu (TCK 279)

Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçu; bir kamu görevlisinin, kamu adına soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektirecek bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenmesine rağmen yetkili makamları bilgilendirmeyi ihmal etmesi ya da bilgilendirmede gecikme göstermesidir.

Yargıtay, kamu kurumu içerisinde yaşanan hırsızlık olayından yetkili makamların haberdar edilmemesinin kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2014/3274, K:2014/6568, T:26.05.2014)

Başka bir olayda ise Yargıtay, kamu kurumunun idari bürosunda meydana gelen hırsızlığın yetkili makamlara 3 ay geç bildiren failin kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2013/5120, K:2013/8962, T:12.06.2013)   

Kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçundan sorumlu olabilmesi için kamu davası açılması gerekebilecek bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenmesi gerekir. Dolayısıyla şikayete bağlı olan suçların ve uzlaşmaya tabi olan suçları öğrenen kamu görevlisinin suçu bildirmemesi halinde bu suç oluşmaz.

Yargıtay da kararlarında, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunun yalnızca resen takip edilen suçlar bakımından bildirim yükümlülüğü getirdiğini belirtmiştir. Bu kapsamda, TCK 86’da düzenlenen yaralama suçunun şikayete bağlı suç olduğu, dolayısıyla bu suçu bildirmeyen kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçundan beraat etmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2019/18075, K:2021/449, T:14.01.2021)

Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu (TCK 280)

Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçu, sağlık personelinin görevi sırasında bir suçun işlendiği yönünde belirti görmesine rağmen bunu yetkili makamlara bildirmemesi ya da bildirimde gecikme göstermesidir.

Sağlık mesleği mensupları; doktor, diş hekimi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişilerdir. 

TCK 280’de düzenlenen sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçu özel hastanelerde ve kurumlarda çalışan sağlık personellerini kapsar. Devlet kurumlarında ve hastanelerinde çalışan sağlık personelleri suçu bildirmemesi halinde TCK 279’da düzenlenen kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçu uygulanır. (Yargıtay 4.CD, E:2008/1710, K:2009/15748, T:07.10.2009) (Yargıtay 4.CD, E:2010/10480, K:2010/20911, T:15.12.2010)

Sağlık mesleği mensubunun kendisine başvuran bir kişiye sağlık hizmeti verirken bir suçun işlendiğini gösterir nitelikte belirtiye rastlayıp bunu yetkililere bildirmemesi halinde sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçu meydana gelir. Bununla birlikte, sağlık mesleği mensuplarının bildirmekle yükümlü oldukları suçlar, yalnızca kamu adına soruşturulan ve kovuşturulan suçlar değildir. Ayrıca şikayete bağlı olan suçların da bildirilmesi gerekir. 

Yargıtay; bıçakla yaralanıp özel hastaneye müracaat eden iki kişiyi tedavi eden acil servisteki nöbetçi doktorun görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde belirtiyle karşılaşmasına rağmen durumu yetkili makamlara bildirmeyerek sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 4.CD, E:2014/8297, K:2015/1500, T:19.01.2015)

Suçu Bildirmeme Suçu Cezası

Suçu bildirmeme suçu cezası 1 yıla kadar hapis cezasıdır. TCK 278’de suçun alt sınırı düzenlenmediği için TCK 49 gereği cezanın alt sınırı 1 aydır. 

Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunun cezası ise 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçu cezası 1 yıla kadar hapis cezasıdır. TCK 280’de suçun alt sınırı belirtilmediği için TCK 49’daki düzenleme kapsamında suçun alt sınırı 1 aydır. 

Suçu bildirmeme suçlarında hakim kanunlarda belirtilen alt ve üst sınırları dikkate alarak kesin cezayı belirler. Ceza belirlenirken; suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, ortaya çıkan zarar ve tehlikenin büyüklüğü ile sanığın tutum ve davranışları dikkate alınır.

Suçu Bildirmeme Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Suçu bildirmeme suçunun cezayı artıran nitelikli halleri; mağdurun yahut failin nitelikli, suçun işlenme şekli gibi sebepler dolayısıyla verilecek cezada artırıma gidilen hallerdir. Bu nitelikli haller, Türk Ceza Kanunu m.278/279 hükümlerinde yer almaktadır.

TCK m.278/3:

‘’Mağdurun onbeşyaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.’’

TCK m.279/2:

‘’Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.’’

Mağdurun 15 Yaşını Bitirmemiş Çocuk, Bedensel veya Ruhsal Bakımdan Engelli ya da Hamileliği Nedeniyle Kendini Savunamayacak Durumda Olması

Suçu bildirmeme suçunda mağdurun 15 yaşını bitirmemiş çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli ya da hamileliği nedeniyle kendini savunamayacak durumda olması halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.

Örneğin Yargıtay bir kararında; cinsel istismar mağduru olan 7 yaşındaki çocuğun, annesine bu durumu anlattığı fakat annesinin bunu yetkili makamlara bildirmeyerek suçu bildirmeme suçunu nitelikli haliyle işlediğini ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2020/19360, K:2021/15257, T:02.06.2021)

Adli Kolluk Görevi Yapan Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi

Adli kolluk görevi yapan kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu işlemesi halinde, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. Adli kolluk görevlileri, suçun işlenmesinden sonra suçluları ve suçun kanıtlarını bulup toplamak ve bu şekilde suçluların cezalandırılmasını sağlayan kamu görevlileridir. Polis, jandarma ile çarşı ve mahalle bekçisi adli kolluk memurlarına örnek olarak verilebilir.

Adli kolluk görevini yapan kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçu hususunda bir olayda Yargıtay; sanığın ele geçirmiş olduğu kaçak sigaraların suç oluşturduğunu mesleği gereği bilmesine rağmen durumu yetki makamlara bildirmeyerek TCK 279/2’de düzenlenen kamu görevlisinin öğrendiği suçu bildirmemesi suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2019/15659, K:2021/15838, T:10.06.2021)

Suçu Bildirmeme Suçunda Zamanaşımı

Suçu bildirmeme suçunda dava zamanaşımı süresi 8 sene; ceza zamanaşımı süresi ise 10 senedir.

Dava zamanaşımı süresi, suçun meydana geldiği tarihten itibaren hesaplanmaya başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise, bir ceza davası sonucunda verilen mahkeme kararının kesinleştiği ya da karar yerine getirilirken herhangi bir sebeple kesintiye uğradığı tarihten itibaren hesaplanır. 

Dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra suçu bildirmeme suçu nedeniyle kamu davası açılamaz; açılan dava varsa düşme kararı verilir. Ceza zamanaşımı süresi bittikten sonra suçu bildirmeme suçu kapsamında verilen mahkumiyet kararları infaz edilmez. 

Suçu Bildirmeme Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin bir suçu işlemeye başladıktan sonra elinde olmayan nedenlerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. Suçu bildirmeme suçu ise ihmali davranışlarla işlediğinden dolayı teşebbüse elverişli değildir. Dolayısıyla suçu bildirmeme suçunda teşebbüs hükümleri uygulanmaz.

İştirak, birden fazla kimsenin bir suçu aralarında anlaşarak ve iş birliği yaparak işlemesidir. TCK 278’de düzenlenen suçu bildirmeme suçunda; birden fazla kişinin bildirim yükümlülüğü olan bir suçun işlendiğini öğrendiği ve yetkili makamları bilgilendirmemeleri durumunda, bildirim yükümlülüğü birbirinden bağımsız olduğu için failler ayrı ayrı cezalandırılır. Bununla birlikte, suçu bildirmeme suçunda azmettirme ve yardım etme olarak iştirak etmek mümkündür.

İçtima, birden fazla suç işleyen faile tek bir cezanın belirlenmesidir. Ceza hukukunda kural olarak ne kadar suç teşkil eden fiil varsa o kadar ceza verilir. İçtima durumunda fail tek suç işlemiş kabul edilir ve tek ceza verilir. Suçu bildirmeme suçunda içtima hükümleri uygulanabilir. Dolayısıyla suçu bildirmeme suçunda zincirleme suç, bileşik suç ve fikri içtima kurallarının uygulanmasını engelleyen bir durum bulunmamaktadır. 

Suçu Bildirmeme Suçu ve Cezası

Suçu Bildirmeme Suçunun Soruşturma Aşaması

Suçu bildirmeme suçunun soruşturma aşaması; adli mercilerin suçu ihbar, şikayet ya da kendiliğinden öğrenmesi ile başlayan ve iddianamenin düzenlenip kamu davasının açıldığı veya soruşturmaya ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesiyle sona eren aşamadır. Suçu bildirmeme suçunun soruşturma aşamaları ise şunlardan oluşmaktadır:

  • Şikâyet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk
  • Önödeme

Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunda kamu personeli hakkında soruşturma izni alınması gerekmez. Dolayısıyla kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak öğrendiği suçu yetkili makamlara bildirmemesi, adliye ile ilgili görev veya işlerde ihmalde bulunma olarak kabul edilmekte ve ilgili kamu görevlisi hakkında idari makamlardan soruşturma izni alınmadan doğrudan Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturulmaktadır. 

Yargıtay bir kararında, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunda soruşturma izni almadan Cumhuriyet savcılığının genel hükümlere göre soruşturma ve kovuşturma yapması gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2018/5860, K:2019/3373, T:11.03.2019) 

Şikayet-İhbar

Suçu bildirmeme suçunun soruşturması ve kovuşturulması şikayete bağlı değildir. Bu nedenle Cumhuriyet savcılığı suçu bir şekilde öğrendikten sonra doğrudan soruşturma başlatır.

Şikayet ve ihbarlar; Cumhuriyet savcılıklarına, polise veya jandarmaya, yazılı veya sözlü, doğrudan ya da avukat aracılığıyla yapılır. Suçu bildirmeme suçunun soruşturma yahut yargılama aşamalarında, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi herhangi bir sonuç doğurmamaktadır. Bu bağlamda, hukuki işlemler yapılmaya devam edecektir.

Gözaltı

Gözaltı, bir kişinin suç işlediği yönündeki şüphe nedeniyle yakalanması ve mahkemeye çıkartılana kadar ya da savcılık tarafından serbest bırakılana kadar geçen süreçte geçici olarak alıkonmasıdır. Suçu bildirmeme suçunda gözaltı kararının verilmesi mümkündür. Gözaltı kararının verilmesi için şu şartlar aranır:

  • Kişinin gözaltına alınmasının soruşturma için zorunlu olmalı,
  • Kişinin suçu işlediğine yönelik somut kanıtlar bulunmalıdır.

Bir kişi yakalandıktan sonra en fazla 24 saat gözaltında kalabilir. Bu sürenin bireysel olarak işlenen suçlarda uzatılması mümkün değildir. Bununla birlikte suçun topluca işlenmesi halinde, delillerin toplanmasında zorlanılırsa ya da şüpheli sayısı fazlaysa en fazla 3 gün daha gözaltı süresi uzatılır ve toplamda 4 gün gözaltında kalınabilir.

Gözaltı ve gözaltının uzatılması kararına itiraz edilebilir. İtirazlar sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazı; gözaltına alınan kişi, avukatı, gözaltındaki kişinin eşi,  yasal temsilcileri ile 1. veya 2. derece kan hısımları yapabilir. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, soruşturma yapılan olayla ilgili gerçeklerin ortaya çıkartılabilmesi için delilleri araştırıp bulmak ve ispatlamak için kullanılmasına ilişkin işlemlerdir. Tüm ceza yargılaması sürecinde de delillerin toplanması mümkündür. Deliller toplanarak suçun nasıl ve kim tarafından işlendiği gibi hususlar aydınlatılmaya çalışılır.  

Suçu bildirmeme suçunun soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, gerçekleri ortaya çıkartabilmek için failin lehine ve aleyhine olan delilleri toplamakla yükümlüdür. Ayrıca hakkında soruşturma yürütülen kişilerin de kendi lehine olan delillerin toplanmasını isteme hakkı bulunur.

Toplanan delillerin ceza davasında kullanılabilmesi için hukuka uygun yollarla elde edilmesi gerekir. Hukuka aykırı delil, kanunlarda gösterilen usullere aykırı şekilde toplanan delillerdir. Hukuka aykırı deliller, yargılamada hiçbir şekilde dikkate alınamaz ve olaylara ispatlamak maksadıyla kullanılamaz. 

Örneğin, suçu bildirmeme suçu kapsamında telefon dinlemesi yapılıp daha sonra bunun delil olarak kullanılması mümkün değildir. Bu şekilde elde edilen delil hukuka aykırı kabul edilmekte ve yargılamada dikkate alınmamaktadır.  

İfade ve Sorgu

İfade alma, hakkında soruşturma yürütülen şüphelinin savcılık veya kolluk tarafından bilgisine başvurulup dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli ya da sanığın; mahkeme huzurunda soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesidir. 

Suçu bildirmeme suçunun çerçevesinde ifadeye veya sorguya çağrılan kişilere davetiye gönderilmektedir. Davetiyede kişinin çağrılma nedeni gösterilir; gelmemesi halinde ise zorla getirileceği belirtilir. Kişinin davetiyedeki çağrıya uymaması halinde zorla getirme kararı verilir. Bu kapsamda kişiler polis veya jandarma eşliğinde bulundukları yerden alınıp adli mercilerin huzuruna çıkartılır.

İfade veya sorgu işlemine başlamadan önce aşağıdaki hususlar usulen yerine getirilir:

  • İfadesi veya sorgusu yapılacak kişinin kimlik tespiti yapılır; kişisel ve ekonomik durumu öğrenilir, 
  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişiye isnat edilen suç açıklanır; avukat tutma hakkına sahip olduğu belirtilir,
  • Kişinin kendisi hakkında isnat edilen konular hakkında açıklamada bulunmama hakkına sahip olduğu hatırlatılır,
  • Kişinin kendi lehine olan delilleri gösterme ve gösterdiği delillerin toplatılmasını isteme hakkının bulunduğu hatırlatılır.

İfade ve sorguda kişinin kendisine isnat edilen hususlar hakkında yaptığı açıklamaların onun özgür iradesine dayanması gerekir. Dolayısıyla ifade ve sorguda şüpheli veya sanığa kötü davranışta bulunması; tehdit, hile, cebir kullanılması veya psikolojik baskı yapılması yasaklanmıştır. Aksi durumda ifade ve sorgudaki beyanların yasak usullerle elde edildiği kabul edilmekte ve ceza yargılamasında dikkate alınmamaktadır. 

İfade ve sorguda kişinin beyanları yazılı tutanak altına alınır ve görevli kişi ile ifade veren kişi tarafından imzalanır. Bununla birlikte ifade sırasında yapılan sözlü beyanların tutanağa doğru şekilde yazılmış olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde imzalı tutanaktaki bilgiler dikkate alınacağı için kişilerin mağduriyet yaşaması söz konusu olabilecektir. Bu noktada mağduriyet yaşanmaması için uzman ceza avukatlarına danışmakta fayda vardır.  

Uzlaşma

Uzlaşma, fail ve mağdurun uzlaştırmacı tarafından anlaştırılması ve anlaşma sonucunda ceza davasının ertelenmesi veya tamamen kaldırılmasıdır. Suçu bildirmeme suçu ise uzlaşma tabi olan suçlardan biri değildir. Bu nedenle suçu bildirmeme suçunda uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama nedenlerinin bulunduğu durumlarda, şüphelinin tutuklanması yerine belli başı denetimlere tabi tutulmasıdır. Adli kontrol kararı ile getirilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise kişi hakkında derhal tutuklama kararı verilir.

Adli kontrol kararı kapsamında uygulanabilecek denetim türlerine; ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı, belirli yerleşim yerinden ayrılma veya gitme yasağı örnek olarak verilebilir. 

Suçu bildirmeme suçunda adli kontrol kararı verilebilir. Bu kapsamda, suçu bildirmeme suçunda adli kontrol süresi en fazla 2 senedir. Ayrıca bu süre zorunlu hallerde 1 sene daha uzatılabilir.

Adli kontrol kararlarına itiraz edilmesi mümkündür. Bu çerçevede, adli kontrol kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilmektedir. Soruşturma aşamasındaki adli kontrol kararlarına itiraz; kararı veren sulh ceza hakimliğine yapılır. Şüpheli veya sanık, avukatı, eşi veya kanuni temsilcisi adli kontrol kararına itiraz edebilir.

Tutukluluk

Tutukluluk, bir suçun işlendiği gösteren somut delillerin bulunması ve tutuklama nedeninin söz konusu olması durumunda şüpheli veya sanığın mahkeme kararı ile özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasıdır.

Suçu bildirmeme suçunun cezasının üst sınırı 2 yıla kadar hapis cezası olduğundan, suçu bildirmeme suçlarında tutuklama kararı verilmesi mümkün değildir. 

Önödeme

Herkes tarafından işlenebilen suçu bildirmeme suçu (TCK 278/1-2) ön ödemeye tabi suçlardandır. Ön ödeme, failin belli bir miktar parayı ödeyerek soruşturma ya da kovuşturmanın sonuçlarına uğramasını engelleyen bir kurumdur. Ön ödemeye tabi suçlarda soruşturma evresinde savcılık, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından faile ön ödeme önerisi yapılır. 

Suçu bildirmeme suçunda ön ödeme kapsamında ise hapis cezasının alt sınırının karşılığı olarak her gün için 30 TL üzerinden hesaplanan miktarın ödenmesi talep edilir.  Savcılık ön ödeme önerisini şüpheli veya sanığa tebliğ ederek yargılama giderleri ile birlikte tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde belirlenen miktarın ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağını bildirir. 

Ön ödemenin gerçekleştirilmesi halinde soruşturma evresinde kamu davası açılmaz ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Kovuşturma aşamasında ön ödemenin gerçekleştirilmesi halinde ise düşme kararı verilir. Ön ödeme emrine karşı itiraz edilmesi mümkün değildir. Şüpheli veya sanığın ön ödeme emrini yerine getirmemesi halinde, soruşturma veya kovuşturma kaldığı yerden devam eder.

Suçu Bildirmeme Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Suçu bildirmeme suçunda soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, bir kişi hakkında yapılan ihbar veya şikayetin herhangi bir araştırma yapılmasına gerek duymadan asılsız olduğunun anlaşması halinde verilen savcılık kararıdır.

Cumhuriyet savcılığının verdiği soruşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz edilebilir. İtiraz süresi kararın ilgili kişilere tebliğinden itibaren 15 gündür. SYOK’a itirazlar, kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı olduğu ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. Hakimliğin itirazı kabul etmesi durumunda savcılık soruşturma işlemlerini başlatır. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma neticesinde şüphelinin cezalandırılmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı ya da ceza davasının açılması için yeterli delillerin söz konusu olmadığı hallerde verilmektedir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz süresi, savcılığın kararının ilgililere tebliğinden itibaren 15 gündür. İtirazlar, kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı olduğu ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılmaktadır. İtirazın hakimlik tarafından kabul edilmesi halinde Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler ve ceza davası açılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, Cumhuriyet savcısının suçu bildirmeme suçunda yürüttüğü soruşturma sonucunda şüphelinin ceza alması gerektiğini düşünmesi halinde söz konusu olmaktadır. İddianamenin düzenlendikten sonra mahkemeye gönderilir. Mahkemenin de iddianameyi kabul etmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılır.

Suçu Bildirmeme Suçunun Savunması

Suçu bildirmeme suçunun savunması, ceza soruşturması ve kovuşturması neticesinde kişinin daha az ceza alması ya da suçtan aklanmasını sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Şüpheli veya sanığın savunmaları; ifade ve sorgu ile duruşmada delillerin tartışıldığı aşamada yapılır. Yazılı ve sözlü olarak; bizzat ya da avukat aracılığıyla savunmaların yapılması mümkündür.

şSuçu bildirmeme suçunda kapsamında yapılabilecek savunmalara aşağıdakiler örnek verilebilir: 

  • Bildirilmeyen suçun şikayete bağlı olduğu,
  • Failin tanıklıktan çekinebilecek kişilerden olduğu ve suçu önleme yükümlülüğü de bulunmadığı, 
  • Suçun neticesinin sınırlandırılmasının mümkün olmadığı ve bu nedenle suçu bildirme yükümlülüğü bulunmadığı,
  • Suçun hazırlık hareketlerinde kaldığı,
  • Kamu personelinin suçu amirlerine bildirdiği fakat amirlerinin yetkili makamları haberdar etmediği,
  • Sağlık personelinin iş yoğunluğu nedeniyle olayı yetkili makamlara bildiremediği,
  • Failin sadece hasta kaydı yaptığı sağlık mesleği mensubu ve kamu personeli olmadığı,
  • Delillerin suçu ispatlamak için yeterli olmadığı,
  • Hukuka aykırı usullerle delil elde edildiği ve bu delillerin dikkate alınmaması gerektiği,
  • Suçun vasfında yanlış değerlendirme yapıldığı,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği, ileri sürülebilir.

Suçu bildirmeme suçunda savunmalar yukarıda belirtilen örnekler çerçevesinde yapılabilir. Bununla birlikte savunmada bulunurken somut olay iyi bir şekilde analiz edilmeli, etkili ve doğru şekilde savunma hazırlanmalıdır. Aksi takdirde davadan olumsuz sonuç alınması söz konusu olabilecektir. Savunmanın etkili ve doğru şekilde yapılabilmesi için uzman ceza avukatlarına danışmak faydalı olacaktır.  

Suçu Bildirmeme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Suçu bildirmeme suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısının düzenlediği iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayıp mahkemenin verdiği kararın kesinleşmesi ile sona eren aşamadır.

Suçu bildirmeme suçu basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulü, yargılamanın dosya üzerinden yazılı şekilde yapıldığı ve sanığın karara itiraz etmemesi koşuluyla dosya üzerinden sonuçlandığı ceza yargılaması usulüdür. Ceza davasının basit yargılama usulüyle sonuçlanması halinde ise sanığın cezasında belli oranlarda indirime gidilir.

Basit yargılama usulünde mahkeme, Cumhuriyet savcılığının düzenlediği iddianameyi sanığa tebliğ eder ve yazılı savunma yapması için 15 gün süre verir. Bu süre sonunda ise mahkeme duruşma yapmadan dosya üzerinden karar verir. Basit yargılama usulü sonunda mahkumiyet kararı verilmesi halinde cezada ¼ oranında indirim yapılır. Bununla birlikte koşullar bulunuyorsa hapis cezası seçenek yaptırımlara dönüştürülebilir, hapis cezası ertelenebilir ya da HAGB kararı verilebilir. 

Basit yargılama usulü ile verilen karara itiraz edilebilir. İtiraz süresi, mahkeme kararının tebliğinden itibaren 7 gündür. Suçu bildirmeme suçunda basit yargılama sonucu verilen karara itiraz edilirse mahkeme duruşma açar ve genel hükümlere göre yargılama yapar.

Suçu bildirmeme suçunda ceza davasının genel hükümlere göre yürütülmesi halinde şu aşamalar izlenir:

  • Duruşma Hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Delillerin Tartışılması ve Karar.

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayan ve duruşma yapılmasına kadar geçen evredir. Duruşma hazırlığı evresinde duruşma için hazırlıklar yapılır. Bu çerçevede duruşmada bulunması gereken kişiler çağrı kağıdı ile duruşmaya davet edilir. İddianame taraflara tebliğ edilir. Duruşmaya gelmemeleri durumunda ise zorla getirilecekleri belirtilir. Duruşmada ortaya konulacak deliller tespit edilir ve duruşma için gereken diğer usul işlemleri yapılır.

Duruşma

Duruşma, hazırlık aşamasında belirtilen gün ve saatte duruşma salonunda hakim, savcı ve tarafların hazır bulunduğu, dava konusu olay hakkındaki gerçeklerin tartışılıp ortaya çıkartılmaya çalışıldığı aşamadır. Duruşmada ilk olarak çağrı kağıdı ile çağrılan kişilerin hazır olup olmadıkları belirlenir. Ardından hakim, iddianamenin kabul edildiğini açıklayarak duruşmayı başlatır. Taraflara söz verilerek olay hakkındaki açıklamaları dinlenir. 

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar, davaya konu olayla ilgili olarak toplanan delillerin değerlendirildiği, tartışıldığı ve bunun sonucunda mahkemenin karar verdiği aşamadır. Bu aşamada, deliller tartışıldıktan sonra Cumhuriyet savcısı mütalaasını verir. Mütalaaya karşı ise tarafların açıklamaları ve savunmaları yapılır. Savunmalardan sonra ise son söz usulen sanığa verilir. Ardından hakim duruşmanın bittiğini açıklar ve karar verir.

Suçu Bildirmeme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Suçu bildirmeme suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkûmiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, ceza yargılaması sonucunda kişinin suçsuz olduğunun tespit edilmesi halinde verilir. Bu kapsamda; sanığın suçu işlemediği, mevcut delillere göre sanığın suçu işlediğinin tespit edilemediği ya da dava konusu olaydaki sanığın eyleminin suç teşkil etmediği hallerde beraat kararı verilmektedir.

Suçu bildirmeme suçu kapsamında yapılan ceza yargılaması neticesinde örneğin; bildirilmeyen suçun şikayete bağlı olduğu, suçun sanık tarafından işlenmediği, delillerin yetersiz olduğu veya olayda suçun unsurlarının oluşmadığı hallerde beraat kararı verilebilir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suçu oluşturan fiili işlemesine rağmen bazı nedenlerden dolayı ceza verilememesidir. Bu kapsamda, sanığın kusurunun bulunmadığı ya da ceza verilmesine engel olan durumların söz konusu olduğu hallerde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir. 

Suçu bildirmeme suçunda; sanığın akıl hastası olması, suçun cebir ya da tehdit altında işlendiği, kusuru kaldıran hataya düşüldüğü gibi durumlarda ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir.

Herkes tarafından işlenebilen suçu bildirmeme suçunun tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler tarafından işlenmesi durumunda ceza verilmez. Fakat sanığın suçu önleme yükümlülüğü bulunuyorsa ceza sorumluluğu söz konusu olmaktadır.  

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçlu bulunduğunun tespit edilmesi halinde verilmektedir. Dolayısıyla sanığın suçu bildirmeme suçunun işlediğinin mahkeme tarafından sabit bulunması durumunda mahkumiyet kararı verilmektedir. Mahkumiyet kararı ile hapis cezasına hükmedilir. 

Suçu bildirmeme suçundan verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra 3 yıl içinde yeni bir suç işlenirse tekerrür hükümleri uygulanır. Tekerrür hükümlerine göre, sonra işlenen suçtan verilen cezada artırım yapılmakta ve özel infaz rejimi uygulanmaktadır. Ayrıca ceza infaz edildikten sonra kişiler denetimli serbestlik hükümlerine tabi olmaktadır. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, kasten işlenen suçlar kapsamında verilen 1 yıl veya daha az hapis cezasının para cezasına dönüştürülmesidir.

Adli para cezasına çevirme halinde hapis cezası olarak verilen her bir gün en az 20 TL, en fazla ise 100 TL’ye çevrilir. Adli para cezasına çevirme için şu şartlar aranmaktadır:

  • Kasten işlenen suç nedeniyle 1 yıl veya daha az hapis cezası verilmelidir.
  • Hapis cezasının miktarı 30 gün ve daha az olması halinde ise adli para cezasına dönüştürülmesi zorunludur.
  • Failin kişiliği, ekonomik durumu, tavır ve davranışları ile suçun işlenişindeki özelliklere göre hakimde olumlu kanaat oluşmalıdır.
  • Suçun tekerrüre bağlı olmaması gerekir.

Suçu bildirmeme suçunda verilen hapis cezası, yukarıdaki şartları taşıması halinde adli para cezasına çevrilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza davasında sanığa verilen mahkumiyet kararının bazı şartlara uyulması şartıyla açıklanmamasıdır. HAGB kararı verilebilmesi için şu şartlar aranır:

  • 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezasına karar verilmelidir.
  • Failin daha önce kasten işlenen bir suç nedeniyle mahkumiyeti bulunmamalıdır.
  • Failin kişiliği, duruşmadaki tutum ve davranışları değerlendirilerek bir daha suç işlemeyeceği yönünde hakimde kanaat oluşmalıdır.
  • Suçun işlenmesi sonucunda meydana gelen zarar giderilmelidir.
  • Sanığın kendisine HAGB kararının uygulanmasını kabul etmesi gereklidir.

Suçu bildirmeme suçundan mahkum olan kişilere HAGB kararının uygulanması mümkündür. HAGB kararı ile sanık 5 yıl denetime tabi olur. Bu süre içerisinde sanığın bazı yükümlülüklere uyması da istenebilir. Denetim süresinde kasten bir suç işlenmesi halinde ya da belirlenen yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda mahkemenin geri bıraktığı hüküm açıklanır. Aksi halde ise hüküm açıklanmaz ve denetim süresi sonunda davanın düşmesine karar verilir. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz edilebilir. HAGB kararına itiraz, hükmün tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren mahkemeye yapılır. Mahkeme itirazı yerinde kararı düzeltir; aksi halde ise itirazı inceleyip karar vermesi için dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderir. 

DİKKAT: Anayasa Mahkemesi’nin 01.06.2023 tarihli ve E:2022/120, K:2023/107 sayılı kararı ile HAGB düzenlemesi iptal edilmiştir. Ancak iptal kararı 01.08.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, ceza yargılaması sonucunda mahkemenin verdiği 2 yıl veya daha az miktardaki hapis cezasının bazı şartlar kapsamında ertelenmesidir. Cezanın ertelenmesi ile sanığa verilen hapis cezası infaz edilmez, hapis cezası mahkemenin denetimi altında cezaevi dışında yerine getirilir. Cezanın ertelenmesi kararı verilmesi için şu şartlar aranmaktadır:

  • Sanık 2 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olmalıdır.
  • Daha önce kasten işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmamak gerekir.
  • Ceza yargılamasında sanığın işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyması ve hakimde sanığın bir daha suç işlemeyeceğine yönelik kanaat oluşmalıdır.
  • Cezanın ertelenmesi, suç sonucu meydana gelen zararın giderilmesi şartına bağlı tutulabilir.

Suçu bildirmeme suçundan verilen hapis cezası, yukarıdaki koşulların sağlanması halinde ertelenmesi mümkündür. Cezanın ertelenmesine karar verilmesi halinde hapis cezası 1-3 yıl arasında ertelenir. Fakat erteleme süresinin alt sınırı sanığın mahkum olduğu hapis cezasının süresinden daha az olamaz.

Hapis cezasının ertelendiği zaman dilimi içerisinde kasten bir suç işlenirse ya da mahkemenin belirlediği yükümlülüklere aykırı davranılırsa ertelenen ceza kısmen veya tamamen yerine getirilir. Erteleme süresi içerisinde yükümlülüklere uyulursa ve bu süre iyi halli olarak geçirilirse hapis cezasının yerine getirildiği kabul edilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, bazı nedenlerin bulunması nedeniyle ceza yargılamasında sanık hakkında karar verilememesidir. Davanın düşme nedenleri TCK’da belirtilmiş olup bunlardan birinin söz konusu olması durumunda ceza davası sürdürülmez ve davanın düşmesine karar verilir.

Davanın düşme nedenlerine; genel af, dava zamanaşımı veya sanığın ölmesi örnek olarak verilebilir. Ayrıca muhakeme koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle de düşme kararı verilebilmektedir. Muhakeme şartları; izin, şikayet, gaiplik veya akıl hastalığı örnek olarak gösterilebilir. Suçu bildirmeme suçunun ceza yargılamasında bu durumlardan birinin söz konusu olması halinde davanın düşmesine karar verilir.

Suçu Bildirmeme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Suçu bildirmeme suçu kapsamında ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf kanun yoluna gidilebilir.

İstinaf süresi, ilk derece mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gündür. İstinaf incelemesini bölge adliye mahkemesi yapar. Bununla birlikte istinaf dilekçesi, dava hakkında kararı veren ilk derece mahkemesine verilir. Mahkeme ise dosyayı dilekçe ile birlikte incelenmesi için bölge adliye mahkemesine gönderir.

Temyiz kanun yolu, bölge adliye mahkemesinin bozma kararları haricindeki kararlar hakkında gidilebilecek kanun yoludur. Temyiz incelemesi Yargıtay tarafından yapılır. Bununla birlikte 2 yıl ve daha az süreli hapis cezalarına karşı istinaf kararları kesin olup temyiz yolu kapalıdır. Dolayısıyla suçu bildirmeme suçunda temyiz kanun yoluna gidilmesi mümkün değildir.

Sonuç

Suçu bildirmeme suçu, işlenen suçları öğrenen kişilerin adli veya idari makamları haberdar etmemesini yaptırıma bağlamıştır. Bununla birlikte kamu görevlisinin ve sağlık personelinin suçu bildirmemesi de özel olarak düzenlenmiştir. Suçu bildirmeme suçunda; suçun hangi durumlarda oluşup oluşmadığı veya cezada indirim yapılması gereken hallerin doğru şekilde tespit edilmesi gerekir. Bu noktada hakkında bu suç nedeniyle soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişilerin uzman ceza avukatlarından hukuki destek almaları oldukça faydalı olacaktır.