Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu ve Cezası

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu ve Cezası

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, Türk Ceza Kanununda Kamu Barışına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Suç işlemek amacıyla örgüt kuran kişiler hakkında cezaya hükmedilmesinin nedeni, bu kişilerin gerçekleştirdikleri eylemler ile kamu barışını, toplum düzenini ve kamu gücünü kötü yönde etkilemeleridir. Bu itibarla, suç işlemek amacıyla örgüt kuran kişiler 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.

İçindekiler

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu Nedir? 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, en az 3 kişinin bir araya gelerek aralarında hiyerarşik bir ilişki kurmak suretiyle kamu barışını, toplum düzenini, Devlet otoritesini zedeleyici eylemlerde bulunmasıdır. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu TCK 220’de düzenlenmiştir. 

TCK 220:

Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu Nasıl Oluşur?

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, kanun tarafından suç olarak kabul edilen haksız eylemlerin gerçekleştirilmesi amacıyla birden fazla kişinin aynı amaç doğrultusunda bir araya gelerek bir topluluk oluşturmasıyla oluşur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007 tarihli kararına göre, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun oluşabilmesi için somut olayda şu unsurların meydana gelmesi gerekmektedir:

  • Örgütün üye sayısının 3 veya daha fazla kişi olması gerekir,
  • Örgüt üyeleri arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmalıdır,
  • Örgütün gayesinin süreklilik arz etmesi gerekir,
  • Örgütün kuruluş amacındaki suçların işlenmesine elverişli üye, araç ve gerece sahip olması gerekir. (Yargıtay CGK 2006/10253 E., 2007/80 K.)

Kurulan örgütteki kişilerin bir suç işleme amacıyla fiili bir birleşme gerçekleştirmesi bu suçun meydana gelmesi için yeterlidir. Örgütün kuruluşunun varlığı ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun oluştuğunun kabulü için örgütün herhangi bir suç işlemesine gerek yoktur. 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu Cezası

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu cezası, 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Kanunda belirlenen sınırlar dahilinde kalmak kaydıyla fail hakkında verilecek hapis cezasının miktarı, hakim tarafından bazı kriterler göz önüne alınarak belirlenir. Bu kriterler şunlardır:

  • Suçun işlenme biçimi,
  • Suçun işlendiği esnada kullanılan araç ve gereçler,
  • Suçun işlendiği yer ve zaman,
  • Suç konusunun önem ve değeri,
  • İşlenen suç dolayısıyla meydana gelen zarar veya kusur,
  • Suçu işleyen kişinin amacı.

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezası

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun cezayı artıran 1 adet nitelikli hali bulunmaktadır. Bu hal, TCK m. 220/3’te düzenlenmiştir.

TCK 220/3:

“Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.”

Suç İşlemek Amacıyla Silahlı Örgüt Kurma Suçu 

Suç işlemek amacıyla kurulan örgütün silahlı bir örgüt olması halinde faile verilecek olan cezanın miktarında ¼ ila ½ oranında artırım yapılır.

Silah, TCK m. 6’da tanımı yapılan bir kavramdır. Bu tanıma göre ceza hukuku bakımından silah, patlayıcı, yanıcı, zedeleyici, bereleyici, delici, kesici, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici nitelikte savunmada kullanılan her türlü araç gereçtir.

Genel olarak Yargıtay kararları incelendiğinde şu araçlar silah olarak kabul görmektedir: Ateşli silah, kurusıkı, balta, beyzbol sopası, testere, bıçak, balta, çakı, çekiç, kezzap, siyanür, molotof kokteyli. 

Örneğin, örgütün yönetici ve üyelerinde genellikle bulunan ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda mağdurları korkutmak için kullanılan kelebek çakısı, silah kapsamında kalmaktadır. Bu nedenle bu örgüt, suç işlemek amacıyla kurulmuş silahlı örgüt kapsamında değerlendirilecek olup üye ve yöneticiler hakkında fazla cezaya hükmedilecektir. 

Suç işlemek amacıyla kurulan örgütün silahlı olarak nitelendirilebilmesi için örgüt faaliyetlerinde kullanıma yetecek sayıda ve elverişlilikte silah bulunması gerekir. Ancak örgütün bütün üyelerinde silah bulunması zorunlu değildir.

Fail veya failler hakkında bu nitelikli halden dolayı fazla ceza verilebilmesi için bu örgütün silahlı bir örgüt olduğunun tüm üyeler tarafından biliniyor olması ve eylemlerinde genel olarak bu silahların kullanılması yahut depolarda hazır halde tutuluyor olması gerekir. 

Suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yalnızca bir kez silah kullanmış olması halinde bu örgütün silahlı olduğu kanısına varılmaz. Silah kullanma eyleminin sürekli olması gerekmektedir. 

Yargıtay, silahlı suç örgütünün ideolojisini benimseyen, evinde yapılan aramada çok sayıda örgütsel kitap ve dökümanların bulunan, örgüte adam kazandırma ve propaganda amacıyla kullanılan kitapları temin eden ve dağıtan, örgütle organik bağ kurduğu anlaşılan kişi hakkında mahkumiyet kararı verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 2015/1069 E., 2015/840 K.) 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezası

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun cezayı azaltan 4 adet nitelikli hali bulunmaktadır. Bu haller şunlardır:

TCK 220/2:

“Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

TCK 220/6:

“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.”

TCK 220/7:

“Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.”

TCK 220/8:

“Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma Suçu

Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olan kişiler, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

Kurulmuş olan suç örgütüne üye olmak, suç örgütünün gerçekleştirdiği yahut gerçekleştirme amacı içinde olduğu suçların işlenmesini kolaylaştırma ve örgütün maddi manevi ihtiyaçlarını giderme konusunda yardımcı olmak demektir. 

Bir kimsenin herhangi bir suç örgütüne üyeliğinden bahsedebilmek için kişinin örgüt için üyeliğini gösterir faaliyetlerde bulunması ve bu faaliyetlerini devamlı olarak yerine getirmesi gerekmektedir. 

Örneğin, suç işlemek amacıyla kurulan örgütün web sitesinin editörlüğünü yapmak, örgütün toplantılarında söz sahibi ve oy hakkına sahip olmak, örgütün suç işleyebilmesi için mağdurlar ile iletişime geçmesi durumunda kişinin örgüte üyeliğinden söz edilebilecektir.

Yargıtay, ‘bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek’ suçunu işlemek amacıyla kurulan suç örgütüne üye olduğu anlaşılan sanık hakkında bu nitelikli halden dolayı mahkumiyet kararı verilmesine hükmetmiştir.  (Yargıtay, 16. CD., 2016/2943 E., 2017/3700 K.)

Örgüte Üye Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşleme Suçu

Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmayan ancak örgütün çıkarları için suç işleyen kişiye verilecek olan ceza, yarı oranında indirilir. 

Bir kimseye bu nitelikli halden dolayı ceza verilebilmesi için bu kişinin kurulan suç örgütüne üye olmaması, örgütün faaliyetlerinden dolayı herhangi bir kazancı olmaması ve örgütün maddi manevi menfaatleri ve kurulma amaçları doğrultusunda gönüllü olarak suç işlemesi gerekmektedir. 

Yargıtay, yolu trafiğe kapatıp tanınmamak maksadıyla yüzlerini puşi ile kapattıktan sonra terör örgütü lehine slogan atıp, ellerindeki molotof kokteyllerini iki farklı yola fırlattıkları olayda örgüte üye olmayan sanık hakkında hükmedilecek cezada indirim yapılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2017/2878 E., 2017/5832 K.)

Yargıtay bir başka kararında ise, örgütün yaptığı eylem çağrısına uyarak örgütün düzenlediği eyleme katılan, bu eylem çağrıları sırasında güvenlik güçlerine saldıran, dağılın ihtarına uymayan, yüzünü kapatan ve örgütü övücü nitelikteki bez parçalarını taşıyan sanık hakkında örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 16. CD., 2015/3137 E., 2016/118 K.) 

Örgüte Üye Olmamakla Birlikte Örgüte Yardım Etme Suçu 

Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmayan ancak örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine bilerek ve isteyerek yardım eden kişi hakkında hükmedilecek ceza, yardımın niteliğine göre ⅓ kadar indirilebilir.

Yargıtay kararına göre, örgüte yardım suçunda fail, örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Failin genel olarak kastının olması bu suçun oluşması için yeterli değildir. (Yargıtay 16. CD., 2019/521 E., 2019/4769 K.) 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre, genel olarak bakıldığında suç işlemek amacıyla kurulan örgütün hareketlerini kolaylaştırmaya ve örgütün varlığını sürdürmeye yönelik eylemler suç örgütüne yardım kapsamında değerlendirilir. 

Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte yardım etme suçuna yardım etme eylemi, örgüte araç gereç sağlama, örgütün üyelerini getirip götürme, örgütün iletişim bilgilerini gizleme, örgüt üyelerine danışmanlık yapma, örgüte yer ve mekan sağlama, örgütün mali işlerine bakma gibi hallerde ortaya çıkabilir.

Yargıtay, Eylül 2007 ile Ocak 2008 tarihleri arasında terör örgütü mensuplarına malzeme ve erzak temin etmek şeklindeki eylemleri gerçekleştirdiğine ilişkin açılan dosyada şüphelinin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli,delil de elde edilemediği olay bakımından sanık hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçundan beraatine karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2015/1539 E., 2016/6916 K.) 

Örgütün Yöntemlerini Teşvik Edici Propagandalarda Bulunma Suçu 

Suç işlemek amacıyla kurulan örgütün kullanmış olduğu cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek şekilde propagandada bulunan kişi, hakkında 1 yıl ila 3 yıl arasında hapis cezasına hükmedilir.

Bu nitelikli halden dolayı faile ceza verilebilmesi için failin örgütün sloganlarını, afişlerini, söylemlerini kullanarak başka kimselerin suç örgütüne sempati kazandırmaya çalışması, örgütün eylemlerini ve varlığını meşrulaştırmaya çalışması gerekmektedir.

Bu suçun basın yollarıyla işlenmesi halinde faile verilecek olan cezanın miktarı artırılır. Basın yolu, fikir ve düşüncelerin başka kişilere iletilmesini sağlayan sesli, yazılı, görsel iletişim araçlarından oluşan ağdır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun basın yolu ile işlenmesine örnek olarak; sosyal medyada paylaşımlarda bulunmak, televizyon veya radyo kanallarında yayın yapmak, kurumların web sitesini hacklemek suretiyle örgütün propagandasını yapmak gösterilebilir.

Örneğin, bir kimsenin sosyal medya platformu üzerinden sohbet odası kurarak odada katılımcı olarak bulunan 2.500 kişiye, dolandırıcılık suçunu işlemek amacıyla kurulan suç örgütünü övücü söylemlerde bulunarak örgüte katılan kişilerin hayatının değişeceğinden bahseden kişiye verilecek olan ceza arttırılır. 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin, işlemiş olduğu bir suçun sonucunda ortaya çıkan haksız neticeyi gidermeye ve bu eylemler sonucunda mağdura verilen zararın azaltmaya veya ortadan kaldırmaya çalışmasıdır.

Failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için kendi özgür iradesi ile mağdurun zararını ortadan kaldırması yahut en azından zararın azaltılmasını sağlaması gerekmektedir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda uygulanabilecek etkin pişmanlık hususuna ilişkin olarak TCK m. 221 hükmü ile özel bir düzenleme getirilmiştir. 

TCK 221:

“(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz. 

(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz. 

(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz. 

(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.

(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir. 

(6) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.”

Yargıtay, suç örgütüne katılıp eğitim gördükten sonra 1 yıl örgüt için lojistikçilik yapan, daha sonra 3 yıl boyunca da örgüte ait küçükbaş hayvanların çobanlığını yapan, ardından Hassa Cumhuriyet Başsavcılığına giderek özgür iradesi ile örgüte katıldığını ve örgütten ayrıldığını bildiren sanık hakkında m. 221/2 hükmü gereğince ceza verilmemesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 16. CD., 2017/2699 E., 2018/848 K.)

Yargıtay, yakalanmasının ardından pişmanlığını dile getirerek örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili bilgi veren hatta örgüt üyelerinin isimlerini bildirerek fotoğraf teşhisi yapan sanığın m. 221’de düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2017/4100 E., 2018/852 K.) 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin suç işlemek için eylemlerine başlaması ancak elinde olmayan nedenlerden dolayı işlemek istediği suçu tamamlayamamasıdır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda örgüt kurmaya ilişkin hazırlıklar yapılması dahi, örgüt kurma eylemi kapsamında kalacağı için kural olarak bu suça teşebbüs mümkün değildir. 

DİKKAT: Etkin pişmanlık, failin kendi isteği ile gerçekleştirdiği eylemlerden vazgeçmesi iken; teşebbüs, failin kendi iradesi dışında gerçekleşen başka etkenler nedeniyle suç konusu eylemleri tamamlayamamsıdır. Etkin pişmanlıkta failin gönüllülüğü esasken teşebbüste failin zorunluluğu esastır.

İştirak, suçun işlenmesine birden fazla kişinin katılması, suçun birden fazla kişinin ortak hareket etmesi sonucunda ortaya çıkmasıdır. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna iştirak eden kişiler de fail ile aynı şekil ve miktarda cezalandırılır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda örgüt yöneticilerinin suça iştiraki açısından özel bir düzenleme bulunmaktadır. 

TCK 220/5:

“Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.”

Örneğin, dolandırıcılık suçunu işlemek amacıyla kurulan bir örgütün yöneticisi olan ve İstanbul’da bulunan kişi, örgüt üyeleri tarafından Bursa’da işlenen dolandırıcılık suçundan haberdar olmasa dahi bu eylemlerden suçu işleyen üyeler kadar sorumlu olur.

İçtima, failin bir eylemi ile birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet vermesidir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı içtima hükümlerine ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. 

TCK 220/4:

“Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.”

Örneğin, yağma suçunu işlemek amacıyla kurulan bir örgütün üye ve yöneticileri hem yağma hem de suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan ceza alacaktır.

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu ve Cezası

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, yetkili makamlar tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayan ve savcı tarafından suç şüphesi olaya ilişkin hazırlanan iddianame ile sona eren sürece denir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yürütülen soruşturma aşamasında yapılması gereken işlemler şunlardır:

  • Şikayet – İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet – İhbar

Şikayet, suçun mağduru olan veya suçtan zarar gören kişilerin kendilerine karşı işlenen haksız eylemleri kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirmesidir. 

İhbar ise, suç şüphesi içeren olayla herhangi bir bağlantısı veya ilgisi olmayan ancak duyarlı kişilerin başkalarına karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirmesidir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu suça ilişkin şüphe içeren eylemlerin soruşturmasına başlamak için mağdurun şikayetine ihtiyaç yoktur. Savcı, suç şüphesi içeren eylemleri öğrendiği anda soruşturma işlemlerini başlatmakla mükelleftir. 

Gözaltı

Gözaltı, soruşturma aşamasında suç şüphesi içeren olaya ilişkin yetkili makamlar tarafından yerine getirilmesi gereken işlemlerin en kısa sürede tamamlanması için verilen ve şüphelinin kısa süreliğine kolluk gözetiminde nezarethanede tutulmasına neden olan bir karardır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı şüpheli sıfatı altında olan kişi hakkında gözaltı kararı çıkartılabilir. Şüpheli en fazla 24 saat gözaltında tutulabilir. Ancak toplu işlenen suçlar bakımından bu süre, Cumhuriyet savcısının emriyle 3 gün daha uzatılabilir. 

Haklı bir gerekçeye dayanmadan gözaltına alınan şüphelinin kendisi, ebeveynleri, çocukları, torunları, eşi ve avukatı bu kararın kaldırılması ve şüphelinin derhal salıverilmesi için bu karara itiraz edebilirler. İtiraz, gözaltı kararını veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.

Delillerin Toplanması

Delil, hakkında soruşturma yürütülen olayın aydınlatılması için toplanan somut bulgulardır. Suç şüphesini öğrenen savcı, hem soruşturma hem de yargılama aşamasında delil toplayarak olaya ilişkin gerçeklerin ortaya çıkartılmasına yardımcı olur.  

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yürütülen yargılama sürecinde de delil toplanması gereklidir. Bu suça ilişkin toplanabilecek delillere örnek olarak, tanık beyanları, telefon ve mesaj kayıtları, sosyal medya paylaşımları, örgüt üyelerinin toplantı yaptığı mekanların kamera görüntüleri, örgütün işlemiş olduğu suçlara ilişkin ele geçirilen malzemeler gösterilebilir.

Örneğin, önceden örgüte üye olup da sonrasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için itirafçı konumunda gizli tanık olarak örgütün işleyişini ve hiyerarşik yapısını anlatan kişinin beyanları da bu suç bakımından delil olarak kullanılabilir. 

Yargının tarafsızlığı ilkesi gereğince şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olan deliller toplanmalıdır. Sadece kendi aleyhine olan delillerin toplandığını düşünen şüpheli kişi, yargılamanın her aşamasında kendi lehine olan delillerin de toplanmasını isteyebilir.

Toplanan delillerin hukuka uygun olması ve hukuka uygun biçimde toplanması gerekir. Hukuka uygun olarak toplanmayan deliller, sanığın aleyhine olsa ve sanığın suçlu olduğunu kesin gösterir nitelikte olsa dahi dosyada hüküm kurulurken dikkate alınmaz. 

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şüphelinin suç şüphesi içeren olaya ilişkin beyanlarının dinlenmesi ve savunmasının alınması sürecidir. İfade sürecinde şüpheli, kolluk kuvvetleri tarafından dinlenirken sorgu sürecinde şüpheli, mahkeme tarafından dinlenir.

İfade sürecinde öncelikle şüphelinin ikamet adresine bir çağrı kağıdı gönderilir. Bu çağrı kağıdında şüphelinin hangi suç isnadı nedeniyle ifadeye çağrıldığı, ifade vermek için gelmesi gereken yer ve gelmezse hakkında zorla getirme kararı çıkarılacağı yazılır. 

İfade vermek için yetkili makam önüne gelen şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından görevli kişi, şüpheliye hangi suç isnadı ile karşı karşıya olduğunu anlatır ve bu süreç boyunca sahip olduğu hakları öğretir.

Şüpheli ifade ve sorgu sürecinde yakınlarına haber verme, avukat talep etme, delil toplanmasını isteme, savunma yapma ve susma yani ifade vermeme haklarına sahiptir.

İfade aşaması görevli kişinin suç şüphesi içeren olaya ilişkin sorular sorması, şüpheli kişinin de bu sorulara cevaplar vermesi ve bu cevapların ifade tutanağına geçirilmesi şeklinde ilerler. Bu süreçte şüphelinin sorulara vermiş olduğu cevaplar kendi özgür iradesine dayanmalıdır. 

Şüpheli kendisine yöneltilen sorular karşısında susma hakkını da kullanabilir. Susma hakkını kullanmak isteyen şüpheliye işkence yapma, tehdite maruz bırakma, ilaç verme gibi eylemlerde bulunarak ifade vermeye zorlamak yasaktır. Bu şekilde alınan ifadeler geçersiz olur. 

Süreç sonunda ortaya çıkan ifade tutanağı görevli, şüpheli ve şüphelinin avukatı tarafından imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce dikkatle okumalıdır. Eğer belirtmediği hususların yazıldığını yahut beyanlarının yanlış yazıldığını fark ederse tutanağı imzalamamalıdır. 

İfade ve sorgu süreci, şüphelinin isnat edilen suça ilişkin hukuki bilgisinin eksikliği, süreç içerisinde heyecana ve telaşa kapılması gibi nedenlerle şüpheli açısından oldukça yorucu ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu sürecin alanında uzman bir ceza avukatı ile takip edilmesi hukuki hakların kullanılması ve etkin bir savunma yapılması bakımından önemlidir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüphelinin isnat edilen suçu işlediğini gösteren delillerin elde edilmesi halinde verilen bir karardır. Adli kontrol kararı, tutuklamanın alternatifidir. Hakkında adli kontrol kararı verilen şüphelinin hareket özgürlüğü yerine sosyal hayatı kısıtlanır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına karar verilebilir. Bu suçtan dolayı verilebilecek tedbirlere örnek olarak; silah bulundurmama, güvence bedeli yatırma, yurtdışına çıkmama, ev hapsi, belirli yerlere gitme yasağı gösterilebilir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanmasına karar verilecek olan adli kontrol tedbirinin süresi en fazla 2 yıl olabilir. Ancak hakim, gerekli gördüğü durumlarda gerekçe göstermek şartıyla bu sürenin 1 yıl daha uzatılmasına karar verebilir. 

Tutukluluk

Tutuklama, şüphelinin soruşturmaya konu suçu işlediğini gösterir delillerin elde edilmesi halinde verilen ve şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan en ağır tedbir kararıdır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı tutuklama kararı, şüphelinin ikametini terk etme şüphesinin, mağdura baskı yapma girişiminin veya delil karartma ihtimalinin olduğu durumlarda verilen bir karardır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yürütülen soruşturma sürecinde şüpheli, en fazla 6 ay tutuklu kalabilir. Ancak hakim, gerekli gördüğü hallerde gerekçe göstermek kaydıyla bu süreyi 6 ay daha uzatabilir. 

Yürütülen soruşturma sürecinde hakkında tutuklama kararı verilen 15 yaş altı çocuklar için tutukluluk süresi en çok 3 ay; 18 yaş altı çocuklar için tutukluluk süresi en çok 4.5 aydır. 

Şüpheli hakkında verilen tutuklama kararının haklı bir gerekçeye dayanmadığını düşünen kişiler, bu tutukluluk kararına karşı itiraz edebilir. Tutuklama kararına itiraz şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı, ebeveynleri tarafından kararın verildiği günden itibaren 7 gün içinde kararı veren makama yapılır. 

Haksız bir şekilde gözaltına alınan veya tutukluluk süresi dolmasına rağmen salıverilmeyen şüpheli, Devlet aleyhine dava açarak tazminat isteme hakkına sahiptir. Bu dava, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 ay, her halde 1 yıl içinde şüphelinin yerleşim yerine en yakın olan Ağır Ceza Mahkemesinde açılır. 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yürütülen soruşturma sonucunda savcı tarafından dosya hakkında verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK),
  • İddianamenin Düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, yetkili makamlara yapılan şikayet veya ihbarın genel ve soyut nitelikte olduğu ve şikayet konusu olayın kanunda tanımı verilen suç türlerinden birini oluşturmadığı durumda verilen bir karardır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı gelen ihbar veya şikayet hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir. Bu kararın verilmesi ile şikayet ve ihbar konusu olaya ilişkin soruşturma işlemleri başlatılmaz, olayı gerçekleştirdiği söylenen kişi şüpheli sıfatı almaz. 

Verilen soruşturmaya yer olmadığı kararı şikayetçi veya ihbarcıya tebliğ edilir. Bu kararın hatalı olduğunu düşünen kişiler kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde bu karara karşı itiraz edebilirler. İtiraz, SYOK veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, yürütülen soruşturma sonucunda şikayet veya ihbar konusu olayın araştırılmaya devam edilmesini sağlayacak yeterli şüphede delil elde edilememesi durumunda verilen bir karardır. 

Savcı, şüphelinin sağır ve dilsiz olduğu, akıl hastası olduğu, yaşının küçük olduğu durumlarda da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı açılan dosyada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir. Bu durumda dosya, soruşturma aşamasında tamamlanır, kovuşturma yani duruşmalar aşamasına geçilmez ve şüpheli sanık sıfatını almaz. 

Verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı, taraflara tebliğ edilir. Bu kararın yanlış olduğunu ve söz konusu olayın araştırılmaya değer olduğunu düşünen taraf, bu karara karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde KYOK veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır. 

İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturma aşamasında gerçekleştirilen işlemler sonucunda şikayet veya ihbar konusu eylemlerin suç oluşturduğunu ve bu suçun şüpheli sıfatı altında olan kişi tarafından işlendiğinin sabit olduğu durumlarda savcı, olaya ilişkin bir iddianame hazırlayarak kamu davası açar. 

Savcı tarafından düzenlenen iddianamenin mahkemeye sunulması ve mahkeme tarafından kabul edilmesi ile suç konusu olaya ilişkin soruşturma aşaması sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir. 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Savunması

Savunma, şüpheli kişinin kendisini, şahsına yönetilen asılsız suçlamalara karşı korumasına olanak sağlayan en etkili araçtır. Savunma hakkı Anayasa tarafından tanınmış bir hak olup bu hakkın kullanımı kimse tarafından kaldırılamaz ve kısıtlanamaz.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı şüpheli sıfatı altında olan kişinin ileri sürebileceği örnek savunmalardan bazıları şunlardır:

  • Oluşturulan topluluğun örgüt niteliği kazanmak için gerekli şartları sağlamadığı,
  • Oluşturulan topluluğun suç işlemek amacıyla kurulmadığı,
  • Oluşturulan topluluğun yasal bir amaca hizmet ettiği,
  • Oluşturulan toplulukta herhangi bir hiyerarşik ilişkinin bulunmadığı,
  • Oluşturulan topluluğun eylemlerinin süreklilik arz etmediği,
  • Sanık veya sanıkların aleyhine olan delillerin toplanmadığı,
  • Masumiyet karinesinin ihlal edildiği,
  • İfade sürecinde şüpheli kişinin avukat talebinin reddedildiği,
  • Sanık veya sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı ileri sürülebilecek savunmalar her somut olayın özelliğine göre değişiklik göstermektedir. Sanık veya sanıkların daha az veya hiç ceza almaması için somut olaya özgü, hukuki sınırlar içinde kalan etkin bir savunma yapılması gerekir. Bu nedenle sürecin alanında uzman bir ceza avukatı ile takip edilmesi önemlidir. 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması diğer adıyla kovuşturma süreci, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayıp hakim tarafından dosya hakkında kesin hüküm verilmesine kadar devam eden süreçtir.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun ceza yargılaması aşamasında öncelikle taraflara bir çağrı kağıdı gönderilerek duruşma günü ve saati bildirilir. Duruşma günü hazır bulunan tarafların öncelikle kimlik kontrolleri sağlanır. 

Mahkeme hakimi, savcı tarafından hazırlanan iddianameyi sesli bir şekilde okur ve sanığa olaya ilişkin savunma ve beyanlarını sunmak için söz hakkı verir. Sanığın beyanlarının ardından hakim, mağdura ve tarafların avukatlarına da söz hakkı vererek beyanlarını dinler. 

Hakim, tarafların beyanlarının ardından gerek gördüğü durumlarda olaya ilişkin daha fazla delil toplanmasına, olay yerinde keşif yapılmasına ve olaya ilişkin ele geçirilen delillerle ilgili bilirkişi raporu düzenlenmesine karar verebilir. 

Soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan delil, bilgi ve belgelerin ardından mahkeme hakimi, sanık hakkında bir hüküm vererek dosyayı kapatır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda görevli mahkeme, suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir. 

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Zamanaşımı

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği günden itibaren 15 yıldır. Dava zamanaşımı süresinin dolması ile suça konu eylemleri gerçekleştirdiği iddia edilen kişi hakkında dava açılamaz, yargılama yapılamaz. 

Dava zamanaşımı süresinin dolmasına rağmen sanık hakkında yargılamaya devam edildiyse bu durumda mahkeme, davanın düşmesine karar verir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda ceza zamanaşımı süresi, hükmün kesinleştiği günden itibaren 20 yıldır. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile, sanık hakkında ceza verilemez ve hükmolunan ceza infaz edilemez hale gelir.

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda mahkemenin suç konusu olaya ilişkin verebileceği 7 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, yapılan yargılama sonucunda yargılamaya konu eylemlerin suç oluşturmadığının veya suç oluşturan eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirilmediğinin tespiti halinde verilen bir karardır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı beraat kararı verilebilir. Hakkında beraat kararı verilen sanık, kendisine isnat edilen suçtan aklanır ve hakkında herhangi bir cezaya hükmedilmez. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanık tarafından gerçekleştirilen eylemlerin suç oluşturduğunun tespit edilmesine karşın sanığın sahip olduğu birtakım özel durumlar nedeniyle hakkında cezaya hükmedilmemesine neden olan karardır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı sanığın sahip olduğu şu durumlarda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir:

  • Sanığın akıl hastası olması,
  • Sanığın sağır ve dilsiz olması,
  • Sanığın suça konu eylemleri amirinin emri ile gerçekleştirmesi,
  • Sanığın eylemlerini zorunluluk hali altında gerçekleştirmesi,
  • Sanığın eylemlerini cebir veya tehdit üzerine gerçekleştirmesi,
  • Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydanlanması,
  • Sanığın gerçekleştirdiği eylemlerinde hataya düşmesi.

Yargıtay, suça sürüklenen çocuğun örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, örgütten ayrıldığının kabul edilmesi olayında sanığın TCK m. 221/2 hükmü gereğince etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı gerekçesiyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2015/6906 E., 2016/4034 K.) 

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, yapılan yargılama sonucuna dosyaya konu eylemlerin suç oluşturduğunun ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kesin olarak tespit edildiği hallerde verilen ve sanığın suçluluğunu doğrulayan bir karardır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yürütülen soruşturma ve yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, taraf ve tanık beyanları, keşif ve bilirkişi raporları sonucunda sanık hakkında mahkumiyet kararı verilebilir. 

Bu suçtan dolayı mahkumiyetine karar verilen sanığa hapis cezası uygulanır. Ancak hakim, gerekli gördüğü hallerde hapis cezasının yanında sanık hakkında ayrıca güvenlik tedbirleri uygulanmasına da karar verebilir.

Hakim, sanığın geçmiş yaşantısını, sosyal ilişkilerini, eğitim ve iş hayatındaki çalışmalarını ve hakkında hükmolunacak cezanın sanığın gelecek yaşantısına olası etkilerini göz önünde bulundurarak sanığın cezasında ‘İyi Hal İndirimi’ yapılmasına karar verebilir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı sanığın cezasının miktarında en fazla oranında iyi hal indirimi uygulanabilir. 

Bu suçtan dolayı mahkumiyeti kesinleşen sanık, hükmün kesinleştiği andan itibaren 5 yıl içinde başkaca bir suç işlerse hakkında tekerrür hükümleri uygulanır ve sanık hakkında hükmolunan cezanın miktarı arttırılır. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme kararı, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezası olarak infaz edilmesini sağlayan bir karardır. Hakkında hükmolunan hapis cezası, adli para cezasına çevrilen sanığın özgürlüğü kısıtlanmaz, sanık cezaevine girmez. 

Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması gerekmektedir. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı verilecek olan hapis cezaları 1 yılın üzerinde olduğu adli para cezasına çevrilmez. Ancak sanığın örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini övme niteliğinde propaganda yapan kişiye verilecek olan cezanın 1 yıl olması halinde bu ceza, adli para cezasına çevrilebilir. 

Adli para cezasının miktarı, hapis cezası olarak verilen gün sayısı ile failin ekonomik durumuna göre belirlenen 20-100 TL arası paranın çarpılması ile hakim tarafından belirlenir. Hakim miktarı belirlediği gibi, bu para cezasının ödeme şeklini de belirlemelidir.

Adli para cezasının peşin ve tek seferde ödenmesine karar verilmesi durumunda 1 yıl içinde ödenmesi gerekir. Adli para cezasının taksitle ödenmesine karar verilmesi durumunda 2 yıl içinde ödenmesi gerekir.

Belirlenen süreler içinde adli para cezasının ödenmemesi durumunda sanığın adli para cezası tekrar hapis cezasına çevrilir ve sanığın cezası, cezaevinde infaz edilmeye devam olunur. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında hükmolunan cezanın açıklanması ve infazı belirli şartlara bağlı olarak ertelenir. 

İşlemiş olduğu bir suçtan dolayı sanık hakkında verilen hapis cezasının açıklanmasının geri bırakılabilmesi için dosyada şu şartların sağlanmış olması gerekir:

  • Sanığa verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
  • Sanığın daha öncesinde kasıtlı bir suç işlemekten dolayı mahkumiyet kararı almamış olması, 
  • Sanığın, mahkemeye başka bir suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşturması,
  • Sanığın eylemleri nedeniyle mağdurda meydana getirdiği zararı telafi etmesi,
  • Sanığın mahkeme tarafından sunulan HAGB teklifini kabul etmesi.

Hakkında hükmolunan hapis cezasının açıklanmasının ertelenmesi durumunda sanık, 5 yıl süreyle denetim ve yükümlülüklere tabi tutulur. Kendisine yüklenen görev ve sorumlulukları yerine getirmeyen veya bu 5 yıl içinde kasıtlı olarak suç işleyen kişinin cezası açıklanır ve cezaevinde infazına geçilir. 

Hükmün açıklanması kararının sanığın kabul etmemesi halinde verildiğini düşünen sanık, sanığın eşi veya avukata bu karara karşı itiraz edebilirler. İtiraz, kararın sanığa tebliğinden itibaren 7 gün içinde HAGB kararı veren mahkemenin bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesine yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Sanık hakkında hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın başka bir suçtan dolayı 3 aydan fazla kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunmaması ve başka bir suç işlemeyeceği konusunda mahkemede güven oluşturması durumunda sanığın cezasının ertelenmesine karar verilebilir. 

Cezası ertelenen sanık, 1 yıl ila 3 yıl arasında bir denetim süresine tabi tutulur. Bu denetim süresi boyunca kendisine yüklenen görev ve sorumlulukları eksiksiz yerine getiren ve başka bir suç işlemeyen kişi hakkında hükmedilen ceza infaz edilmiş kabul edilir. 

Ancak belirlenen süre boyunca görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen veya kasıtlı olarak suç işleyen kişi hakkında verilmiş olan erteleme kararı kaldırılır ve cezanın cezaevinde infazına karar verilir. 

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, yargılamaya devam edilmesinin ve yargılama sonucunda sanık hakkında bir cezaya hükmedilmesinin hukuken anlam ve sonuç ifade etmeyeceği durumlarda verilen bir karardır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı davanın düşmesi kararı verilebilecek durumlar sınırlıdır. Yalnızca şu hallerde davanın düşmesine karar verilir:

  • Sanığın vefat etmesi,
  • Dava zamanaşımı süresinin dolması,
  • Suça ilişkin genel af çıkartılması.

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İstinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru, yerel mahkeme tarafından verilen kararın hatalı, taraflı veya eksik olduğunu düşünen tarafların başvurduğu ve verilen kararın tekrardan gözden geçirilmesine olanak sağlayan kurumlardır. 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği karar doğrultusunda haksız çıkan taraf öncelikle istinaf kanun yoluna başvuru yaparak kararın yeniden incelenmesini isteyebilir.

İstinaf kanun yoluna başvuru, Asliye Ceza Mahkemesi kararının taraflara gönderildiği günden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere dilekçe vermek suretiyle yapılır. 

İstinaf başvurusu olumsuz sonuçlanan taraf, Bölge Adliye Mahkemesi kararının da yanlış, eksik veya taraflı olduğunu düşünüyorsa bu durumda temyiz kanun yoluna başvurabilir. 

Temyiz kanun yoluna başvuru, kararın taraflara gönderildiği andan itibaren 2 hafta içinde ilgili Yargıtay dairesine dilekçe vermek suretiyle yapılır. 

Temyiz kanun yolu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın incelenmesine olanak sağlayan en üst mercidir. Bu nedenle suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dolayı verilen hüküm, temyiz kanun yolunda kesinleşir.

Sonuç 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, hapis cezası gerektiren ciddi ve organize bir suç türüdür. Bu suça ilişkin yapılacak etkin bir savunma ile sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması, hiç ceza almaması veya çok az ceza alması sağlanabilir. Bu nedenle sürecin alanında uzman bir ceza avukatı yönlendirmesi ile takip edilmesi önemlidir.