Suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçu ve cezası

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu ve Cezası

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, adli makamlara duyulan güvenin ve adil bir düzenin temin edilmesini güvence altına alan suç tipidir. Bu suç kapsamında; bir suçun işlendiğini gösteren delil ve emarelerin ortadan kaldırılması, gizlenmesi, silinmesi veya değiştirilmesi eylemleri cezalandırılmaktadır. Bu noktada, suçu işleyen kişilerin 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalması söz konusu olmaktadır.

İçindekiler

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Nedir?

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu; suç işlendiğini gösteren belge ve emarelere ulaşımın, bazı eylemlerle engellenmesidir. Bu suça uygulamada “delil karartma suçu” da denilmektedir. Suça ilişkin kanuni düzenleme Türk Ceza Kanunu m.281 hükmünde yer almaktadır.

TCK 281:

“Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.”

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Nasıl Oluşur?

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu; bir suç delilinin yok edilmesi, saklanması ya da ortadan kaldırılması eylemleriyle oluşur. Bu eylemlerle adli makamlar yanıltılmaktadır.

Bu suçun oluşabilmesi için öncelikle; gizlenen veya değiştirilen şeyin “delil” niteliğinde olması gerekmektedir. Delil niteliğinde olmayan, alelâde bir belgenin ya da eşyanın gizlenmesi ya da yok edilmesi bu suçu oluşturmayacaktır.

Bir eşyanın ya da belgenin delil niteliğinde olması; soruşturma ya da yargılama konusu suça ilişkin bir gerçeği açığa çıkarması anlamına gelir. Dolayısıyla suça ilişkin bir gerçeği açığa çıkarmayan belge veya eşyanın gizlenip değiştirilmesi bu suçu oluşturmayacaktır.

Örneğin bir Yargıtay kararında; suç oluşturduğu kesin olarak bilinmeyen bir olay ile ilgili suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun unsurlarının oluşmaması sebebiyle, verilmiş olan mahkûmiyet kararı bozma sebebi olarak görülmüştür. (Yargıtay 8. CD. 2017/11844 E. 2017/12492 K.)

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturan fiiller kanunda sayılmıştır. Bu fiillerden (yok etme, silme, gizleme, değiştirme, bozma) herhangi birinin işlenmesi hâlinde bu suç oluşmaktadır. 

Örneğin; sanığın, tabancasını ölene vermesi ve akabinde ölenin bu tabancayla intihar ettiğini görmesi üzerine tabancayı alarak yok etmesi fiilinin suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir. (Yargıtay 1. CD. 2007/2235 E. 2008/5944 K.)

Başka bir örnekte; sanığın tabanca ile ateş ettikten sonra, yerdeki boş kovanları toplayarak bilinmeyen bir yere atması suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir. (Yargıtay 4. CD. 2013/34816 E. 2016/3271 K.)

Bir diğer örnekte ise, arama sırasında kapının çalınması üzerine, kapı henüz açılmadan, evdeki uyuşturucu maddelerin klozete dökülmesi ve sonrasında maddenin bulunduğu kabın yıkanması fiilleri bu suçu oluşturduğu kabul edilmiştir. (Yargıtay 9. CD. 2015/1319 E. 2016/2719 K.)

DİKKAT: Kişinin, kendi işlediği suçun delillerini gizleyip yok etmesi durumunda bu suç oluşmaz ve bu suça dayanılarak ceza verilmez.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Cezası

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun cezası, 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Hâkim, suçun işleniş tarzı, olayın gerçekleştiği mekân ve zaman, suçun neden olduğu zarar gibi değişkenlere göre alt ve üst sınırlar arasında bir ceza belirlemektedir. 

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâli ve Cezası

Bir suçun nitelikli hâli, verilecek cezanın miktarının artırılmasını gerektiren hâldir. Bu hâl, Türk Ceza Kanununun 281/2 hükmünde düzenlenmiştir.

TCK 281/2:

“Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun; Kamu Görevlisi Tarafından ve Göreviyle İlgili Olarak İşlenmesi

Suç delillerini yok etme suçunun, kamu görevlisi tarafından, görevin kendisine sağladığı kolaylıkla işlenmesi hâlinde, fail hakkında verilecek ceza yarısı oranında artırılmaktadır. Örneğin alt ve üst sınır arasında 3 yıllık bir ceza belirlenmişse, bu nitelikli hâl sebebiyle ceza 6 yıla çıkartılmaktadır.

Bu nitelikli hâlin uygulanması ve cezanın artırılması için; sanığın yalnızca kamu görevlisi olması yeterli değildir. Söz konusu suçun, göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla bir kamu görevlisi, göreviyle hiç alakalı olmayacak şekilde bu suçu işlerse, ilgili nitelikli hâl uygulanmayacaktır.

Örneğin, bir kamu görevlisi olan öğretmen, bağımsız olarak, işlenen cinayette kullanılan ilgili silahı yok ederse, bu nitelikli hâl uygulanmaz. Ancak, silahı saklaması gereken emniyet personeli, silahı saklandığı yerden alıp yok ederse, bu nitelikli hâl uygulanır.

Bir başka örnek olarak; olay yerinde incelemeye giden emniyet görevlisinin, sanığın suç mahallinde bıraktığı kıl örneklerini toplayıp çöpe atması durumunda da bu nitelikli hâl gerçekleşmiş olur.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Etkin Pişmanlık 

Etkin pişmanlık, suç işleyen kişinin, işlediği suç sebebiyle pişmanlık duyması ve kanunda öngörülen hareketlerle hatasını telafi etmesidir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Bu husus, Türk Ceza Kanunu m.281/3 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 281/3:

“İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir”

Açık kanun hükmü gereğince; sanığın, gizlediği delilleri, ilişkin olduğu suç ile ilgili yargılama devam ederken, mahkemeye teslim etmesi durumunda ceza davası açılmaz, açılmışsa düşer.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, bir suçun elde olmayan sebeplerle tamamlanamaması durumudur. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin bazı eylemler gerçekleştirilmiş, ancak suç elde olmayan sebeplerle tamamlanamamışsa, teşebbüs aşamasında kaldığından bahsedilebilir.

Örneğin; sanığın suçta kullandığı tabancayı alması ancak yok edemeden emniyet görevlilerince yakalanması hâlinde suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilmiştir. (Yargıtay 8. CD.  2017/8167 E. 2017/11859 K.)

Bir suçun işlenmesine katılan kişi, o suça iştirak etmiş olur. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun işlenmesine iştirak eden herkes, olaydaki konumuna göre ayrı ayrı cezalandırılır. 

Örneğin, polisler ev aramasına geldiği sırada, suç delili olan uyuşturucu maddeleri lavaboya döken arkadaşının yakalanmaması için polisleri oyalayan ev arkadaşı suça yardım eden sıfatıyla iştirak etmiş olur.

Suçlunun, Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturan eylemlerimin, aynı zamanda başka bir suçu da meydana getirmesi durumunda içtima söz konusu olur. Bu durumda fail, en fazla hapis cezasını gerektiren suçtan cezalandırılır.

Örneğin, Kanunumuzda “ölü gömme” suçu düzenlenmiştir. (A) adlı kişi, işlenişine iştirak etmediği bir suçun delili olan ölüyü gömerse hem ölü gömme suçunu hem de suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işlemiş olur. Bu durumda içtima gereği (A) en fazla cezayı gerektiren suçtan hüküm giyer.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu ve Cezası

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Soruşturma Aşaması

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun soruşturulması, savcının herhangi bir yolla, suç işlendiği bilgisini edinmesiyle başlar. İddianamenin düzenlenmesi ile veya kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek dosyanın kapanması ile sona erer.

Bu suça ilişkin soruşturma aşamalarını özetle, aşağıdaki gibidir:

  • Cumhuriyet savcısı suç şüphesini şikayet yahut ihbar yoluyla öğrenir.
  • Gerekli görülürse, şüpheli gözaltına alınır.
  • Suçla ilgili deliller özenle toplanır.
  • Şüpheliler ve olaya tanık olan kişilerin ifadeleri alınır.
  • Adli kontrol veya tutuklama tedbirleri, gerekli şartlar sağlandığında uygulanabilir.
  • İddianame düzenlenip dava açılabilir ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilip dosya kapatılır.

Şikâyet-İhbar

Bazı suçlarda, mağdurun şikâyeti soruşturma şartıdır. Dolayısıyla mağdur savcıya giderek şikâyet dilekçesi vermeden ya da şikâyetini açıklamadan bu tür suçlar soruşturulamaz. Ancak suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, şikâyetin soruşturma şartı olduğu bir suç değildir. Dolayısıyla savcı, suç işlendiği şüphesini herhangi bir yolla öğrendiği an, soruşturmaya başlayabilir.

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin şikayet ve ihbarlar, Cumhuriyet başsavcılıkları ile kolluk (polis-jandarma) birimi merkezlerine, sözlü ya da yazılı olarak yapılabilir.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturmanın yürütülmesi için gerekli olduğu durumlarda, şüphelinin kısa süreliğine adli makamların gözetim ve denetimi altında tutulmasıdır. Gözaltı süresi en fazla 24 saat olabilir. Bu süre bazı özel durumlarda 3 güne kadar uzatılabilmektedir.

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun soruşturulması kapsamında, şüphelinin suçu işlediğine dair somut bir şüphe bulunması ve gözaltının zorunlu olması durumunda, gözaltı kararı alınabilir. Ancak, bu süre 24 saati geçmemelidir.

Gözaltı kararına karşı, şüpheli veya gözaltına alınan kişi tarafından veya gözaltına alınanın eşi, yasal temsilcisi (annesi, babası, kardeşleri) ve avukatı tarafından Sulh Ceza Hakimine başvurularak salıverilme talebinde bulunulabilir. Sulh ceza hâkimi 24 saat içinde başvuruyu sonuçlandırır

Dikkat: Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işleyen 12 yaşından küçük çocuklar bakımından gözaltı tedbiri uygulanamaz.

Delillerin Toplanması

Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için deliller titizlikle toplanmalıdır. Bu aşamada asıl gerçeğe ulaşılmak amaçlanır. Deliller toplanırken, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delillerin birlikte toplanması gerekmektedir.

Delillerin toplanması aşamasında, gerçeğe ulaşılabilmesi için bazı yöntemler kullanılmaktadır. Örneğin; görgü tanıklarının ifadelerine başvurulması, telefon dinlemesi, HTS kaydı takibi (Kişinin değiştirdiği konumlara ilişkin bilgi) yöntemleri ile birtakım delillere ulaşılabilir.

Deliller, hukuka uygun yöntemlerle toplanmalıdır. Aksi takdirde hukuka aykırı delil niteliğinde olacak ve yargılamaya esas alınamayacaktır. Hukuka aykırı deliller, yargılamanın herhangi bir aşamasında kullanılamaz. Kanunda öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak elde edilen deliller, hukuka aykırı olarak kabul edilir.

Örneğin, savcı kararı olmaksızın gerçekleştirilen konum takibi sonucu elde edilen bilgiler, hukuka aykırı delil olarak değerlendirilir.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şüphelinin soruşturma konusu suç ile ilgili, yetkili makamlarca dinlenmesidir. İfade ve sorgu sürecinde; şüpheliye bir davetiye ile polis merkezine ya da savcılığa çağrılır. Çağrılmasına rağmen gelmeyen şüpheli, zorla getirilir.

Şüphelinin beyanı, herhangi bir baskı veya tehdit altında olmadan, özgür bir ortamda alınmalıdır. Bu bağlamda, şüpheliye insanlık dışı muamelede bulunmak, ilaçlarla uyuşturmak, aç bırakmak, susuz bırakmak, korkutmak veya tehdit etmek kesinlikle yasaktır. Aynı şekilde, şüpheliye, sahip olduğu tüm haklar hakkında bilgi verilmelidir; örneğin şüphelinin, ifade esnasında avukat bulundurma hakkı vardır.

İfade alınmadan önce, şüpheliye tüm hakları detaylı bir şekilde açıklanmalı ve şüpheli, herhangi bir baskı altında bırakılmamalıdır. Aksi takdirde, alınan ifade hukuki olarak geçerli olmayacak ve hukuken bir değer taşımayacaktır.

İfade ve sorgu tamamlandıktan sonra, ifadesi alınan şüphelinin beyanlarının tümünün, aynen yer aldığı bir tutanak imzalatılır. İfade veren, tutanağı dikkatlice incelemeli ve bir eksiklik ya da yanlışlık fark ederse tutanağı imzalamamalıdır.

İfade ve sorgu aşaması, soruşturmanın ve davanın seyri bakımından en kritik aşamadır. Bu aşamada verilen bir hatalı beyan yahut yapılan teknik bir hata telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilecektir. Bu nedenle uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma; fail ile mağdurun, anlaştırılmasıdır. Uzlaşma durumunda fail hakkında kamu davası açılmaz. Eğer dava açılmışsa düşme kararı verilir. Uzlaşılmazsa, süreç aynen devam eder.

Bu prosedür her suç için uygulanmamaktadır. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda uzlaşılması mümkün değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüpheliye belirli yükümlülükler yüklenerek kişinin en fazla 2 yıl süreyle gözetim ve denetim altında tutulmasını sağlayan tedbirdir. Bu yükümlülükler; imza yükümlülüğü, yurt dışına çıkış yasağı vb. gibi çeşitli yükümlülüklerdir.

Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin mevcut olduğu durumlarda, tutuklama yerine verilen bir karardır. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin tutuklama sebepleri mevcutsa ancak adli kontrol tedbiri yeterliyse, adli kontrol kararı verilebilir. 

Adli kontrol kararıyla getirilen yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda, derhal tutuklama kararı verilir. Örneğin, imza yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmeyen şüpheli hakkında, tutuklama kararı verilmektedir.

Adli kontrol kararıyla şüpheliye yüklenen yükümlülüklere itiraz edilmesi mümkündür. Bu itiraz, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemesine yapılır. İtiraz sonucunda yükümlülükler değiştirilebilir ya da tümü veya birkaçı kaldırılabilir.

Tutukluluk

Tutuklama, kanunda öngörülen şartların olayda mevcut olması hâlinde verilen, özgürlüğü bağlayıcı bir karardır. Ancak kanunda öngörülen şartlar mevcut olsa dahi son çare olarak tutuklama tedbirine başvurulmalıdır. Adli kontrol tedbiri yeterliyse, tutuklama tedbirine başvurulmamalıdır.

Aşağıdaki şartların varlığı hâlinde tutuklama kararı verilebilir.

  • Kuvvetli suç şüphesi
  • Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturan olayda, yukarıda sayılan şartlar mevcutsa, tutuklama kararı verilebilir. Ancak somut olayın şartlarına göre  adli kontrol tedbiri yeterliyse, tutukluluk kararı verilmez. Kişi en fazla 1 yıl süreyle tutuklu kalabilir. Ancak zorunlu durumlarda 6 ay uzatılmasına karar verilebilir.  

Tutuklama kararına karşı, tutuklama kararını veren Sulh Ceza Hâkiminin yargı çevresi içinde olduğu Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, tutuklama kararının verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde yapılmalıdır. Bu itirazı şüpheli, eşi, avukatı veya yasal temsilcisi (Annesi, babası, kardeşi) yapabilir.

5 yılı geçmeyen suçlarda, 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında tutuklama kararı verilmez. Dolayısıyla Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işlemiş 15 yaşından küçük çocuklar hakkında tutuklama kararı verilemez.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda, soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi Kararı

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Suç bildirimine konu eylemlerin açıkça suç oluşturmadığı veya suç bildiriminin genel veya soyut nitelikte olduğu hâllerde, soruşturma yapılmasına yer olmadığı kararı (SYOK) verilebilir. Bu kararı savcı, kendisine ulaşan suç bildirimi sonrasında vermektedir. SYOK kararı verilmesi durumunda, soruşturma hiç başlamaz. 

SYOK kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararı veren savcının bağlı olduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı şekilde yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Savcı, soruşturma aşamasındaki değerlendirmeleri sonucunda, yeterli suç şüphesine ulaşmazsa dava açılmasını uygun görmeyebilir. Bu durumda iddianame düzenlemez ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verir. Bu karar sonrasında dava aşamasına geçilmez ve soruşturma dosyası kapanır.

KYOK kararına karşı; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz, kararı veren savcının bağlı olduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi Kararı

Soruşturma neticesinde savcı, Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna dair yeterli şüpheyi tespit ederse, bir iddianame düzenler. Ardından, iddianameyi Mahkemeye sunar. İddianamenin Mahkeme tarafından kabul edilmesi durumunda, şüpheli aleyhine ceza davası açılır ve yargılama süreci başlatılır.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Savunması

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun savunması, suç konusu olayın oluş şekline, zamanına, yerine ve diğer tüm detaylarına göre farklılık gösterebilecektir. Ancak bazı örnek savunmalara aşağıda değinilmiştir.

  • Gizlenen yahut yok edilen şeyin delil niteliğinde olmadığı,
  • Suç unsurlarının gerçekleşmediği,
  • Suç işleme kastı ile hareket edilmediği,
  • Suç vasfının ve unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Toplanan aleyhe delillerin hukuka aykırı olduğu,
  • Soruşturma aşamasında alınan ifadenin hukuka aykırı olduğu,
  • Cezanın verilmesi için yeterli delil elde edilemediği,
  • Masumiyet karinesinin ihlâl edildiği,
  • Sanık hakkında lehe delillerin toplanmadığı,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı.

Yukarıdaki savunmalar yalnızca örnek niteliğinde olup, somut olaya uygun bir savunma yapılabilmesi için alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması, dava sürecini ifade etmektedir. Bu süreçte duruşmalar yapılır ve sanık bizzat kendi beyanlarıyla ve avukatı yardımıyla kendisini savunabilir. Bu evreye, uygulamada, kovuşturma evresi de denilmektedir. 

Ceza yargılaması aşaması, iddianamenin kabulüyle başlar. İddianamenin kabulü ile dava açılır. Duruşmalar yapılır. Duruşmalarda tanık beyanları dinlenir, deliller incelenir, bilirkişi raporlar talep edilir ve olay açıklığa kavuşturulmaya çalışılır. Sürecin sonunda bir karar duruşması yapılır. Bu karar duruşmasında hâkim, tüm delil ve beyanları değerlendirerek bir sonuca hükmeder.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Zamanaşımı

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda dava zamanaşımı 8 yıl; ceza zamanaşımı kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır. 

Dava zamanaşımı suç tarihinde; ceza zamanaşımı kararın verildiği tarihte başlar. Dava zamanaşımı geçtikten sonra dava açılamaz ve ceza verilemez. Ceza zamanaşımı geçtikten sonra ise cezanın infazı istenemez.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan görülen dava sonucunda, hâkim olayın özelliklerine göre aşağıdaki kararlardan birini verebilir.

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkûmiyet
  • Adli para cezasına çevirme
  • HAGB
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat, sanığın suçsuz olduğunun anlaşılıp, suç şüphesinden tamamen kurtulmasıdır. Bu karar, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği veya suç unsurlarının oluşmamış olması gibi nedenlere dayanabilir. 

Örnek olarak, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuyla ilgili yapılan yargılamada, sanığın suçsuzluğunun tespit edilmesi sebebiyle beraat kararı verilebilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, ilgili suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmasına rağmen, bazı sebeplerin varlığı sebebiyle ceza verilememesidir. Bu sebepler aşağıdaki gibidir. 

  • Yaş küçüklüğü
  • Akıl hastalığı
  • Sağır veya dilsizlik
  • Etkin pişmanlık
  • Hukuka aykırı bağlayıcı emrin yerine getirilmesi
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı
  • Karşılıklı hakaret
  • Suçun cebir veya tehdit altında işlenmesi
  • Zorunluluk hâli
  • Meşru savunmada sınırın korku ve telaşla aşılması

Örneğin, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işleyen bir kimseye, etkin pişmanlık sebebiyle, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir; ancak, derhal beraat kararı verilebilecek durumlarda, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmez.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet kararı, yargılama sonucunda, sanığın suçlu olduğu kanaatine varılmasıdır. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun yargılaması sonucunda, sanığın suçlu olduğu kanaatine varılırsa mahkûmiyet kararı verilebilir.

Aynı suçun tekrar işlenmesi durumuna ceza hukukunda tekerrür denmektedir. Tekerrür, ceza belirlenirken dikkate alınan bir faktördür. Bu nedenle, tekerrür durumunda mahkûmiyet süresi artabilir. Bazı durumlarda ise, suçlunun Mahkeme sürecinde gösterdiği pişmanlık ve sosyal ilişkileri gibi durumlar göz önüne alınarak, ceza miktarında iyi hâl indirimi yapılabilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, hapis cezasının gün cinsinden belirlenerek para cezasına çevrilmesidir. Hapis cezası, para cezasına çevrilirken, günlük bir tutar belirlenir ve hapis cezasının miktarıyla çarpılır.

Örneğin; 5 ay hapis cezası almış bir kişinin cezası adli para cezasına çevrilmiş olsun. Hâkim günlük 20 ilâ 100 TL arasında bir miktar belirler. Bu miktar belirlenirken, hükümlünün ekonomik ve sosyal yaşantısı göz önünde bulundurulur. 30 TL belirlenmiş olması halinde, 5 ay (150 gün), 30 TL ile çarpılarak toplam ceza bulunur.

Hakim verilen cezanın tek seferde yahut taksitle ödenmesine de karar verir. tek seferde ödemeye karar verilmesi halinde, ödemenin 1 yıl içinde yapılması gerekmektedir. Taksitle ödemeye karar verilmesi halinde ise 2 yıl içinde taksitlerin tamamlanması gerekir.

Hapis cezasının, adli para cezasına çevrilebilmesi için; kasten işlenen bir suç bulunmalı ve  hükmedilen hapis cezasının 1 yılın altında olmalıdır. Bu koşulların varlığı hâlinde hâkim de uygun görürse hapis cezası, para cezasına çevrilir.

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda 1 yılın altında ceza verilmesi durumunda hâkimin takdiri ile adli para cezasına çevirme kararı verilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında bir ceza verilmesi ancak belirli koşullara bağlı olarak, açıklanmamasıdır. Açıklanmayan ceza, hiç yokmuş gibidir. İnfaz edilmez, kişinin siciline dahi işlemez.

Uygulamada bu karara çoğunlukla, HAGB kararı denilmektedir. Açıklanmayan bir hüküm, sanki hiç verilmemiş gibi geçerliliğini sürdürür ve HAGB kararı, adli sicil kaydında görünmez.

HAGB kararı verilebilmesi için; mahkumiyetin 2 yıldan düşük olması, sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması ve sanığın daha önceden kasıtlı herhangi bir suçtan mahkûm olmamış olması gerekmektedir.

HAGB kararı verilmesi hâlinde kişi, kararın verildiği tarihten itibaren 5 yıl olmak üzere denetime tabi tutulur. Sanık, bu 5 yıl içerisinde kasıtlı bir suç işlememelidir. Aksi takdirde ceza açıklanmakta, kişinin siciline işlenmekte ve infaz edilmektedir.

HAGB kararına karşı, mahkemenin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde yapılmalıdır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi kararı, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilen suçlarda, denetim süresi belirlenerek, cezanın infazının ertelenmesi kararıdır. Bu karar kişinin siciline işler.

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, 1 ila 3 sene arasında denetim süresi belirlenir.  Denetim süresi içinde hükümlü suç işlemez ve yükümlülüklerine uyar ise, cezaevine girmeden hapis cezası infaz edilmiş sayılır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, sanığın ölümü, genel af, şikâyetten vazgeçme vb. gibi bazı durumlarda verilen bir karardır. 

Örneğin, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan yargılanan kişi, dava devam ettiği sırada vefat ederse, davanın düşmesi kararı verilir.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci


Yargılama sonucu verilen karara karşı, hüküm tarihinden itibaren 7 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bu başvuru, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile veya  zabıt kâtibine yöneltilen bir beyan ile gerçekleştirilir.

İstinafta verilen kararlara karşı temyiz (Yargıtay) kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde istinaf kararını veren mahkemeye yapılır. Ancak her karara karşı temyiz başvurusunda bulunulması mümkün değildir.

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna dair yapılan istinaf incelemesi sonucunda; yalnızca ilk verilen cezanın artırılması durumunda temyiz kanun yoluna başvurulabilmektedir. Bu suç bakımından, istinaf incelemesi sonucunda verilen diğer kararlar için, temyiz kanun yoluna başvurma olanağı yoktur.

Sonuç

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun soruşturma ve yargılama aşamalarını yürütmek uzmanlık gerektiren hususlardır. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yapılan hatalar, kişinin daha uzun süreli mahkumiyetine sebebiyet verebilmektedir. Savunmalar uzman bir kişi tarafından yapılmalı ve hiçbir detay atlanmamalıdır. Bu sebeple uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.