Rüşvet Suçu ve Cezası

Rüşvet Suçu ve Cezası

Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanununda Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Rüşvet suçuna konu eylemlerin ceza kanununda düzenlenmesi ile toplumun kamu kurumlarına ve kamu görevlilerine olan güveninin korunması amaçlanmıştır. 

Rüşvet Suçu Nedir?

Rüşvet suçu; bir kimsenin, kendi veya bir başkasının menfaati için o görevi yapmakla veya yapmamakla görevli olan kamu görevlisine maddi menfaat sağlaması sonucu oluşan suç türüdür. Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu m. 252’de düzenlenmiştir. 

TCK 252:

“Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Rüşvet Suçu Nasıl Oluşur?

Rüşvet suçu, bir kimsenin kamu görevlisi olan kişiye görevi gereği yapması veya yapmaması gereken bir işlemi yaptırmak veya yaptırmamak için haksız bir menfaat sağlaması sonucu oluşur. 

Rüşvet suçu, şarta bağlı olarak gerçekleştirilemez. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04/05/1987 tarihli kararında da rüşvet suçunun konusu, işin yapılması veya yapılmaması olduğundan, şarta bağlı rüşvet sözleşmesinin yapılamayacağı, zira şart gerçekleşmediğinde rüşvet sözleşmesinin gereğinin yerine getirilemeyeceği, başka bir anlatımla anlaşma konusunun ortadan kalkacağı ifade edilmiştir. 

Rüşvet suçu yalnızca kamu görevlisine karşı, görevinden dolayı yerine getirmekle yükümlü olduğu işlerde ortaya çıkabilir. Kamu görevlisine görev tanımına girmeyen yahut yetkili olmadığı işlemler açısından para verilmesi durumunda faile rüşvet suçundan değil görevi kötüye kullanma suçundan hüküm verilir. 

Kamu görevlisinin rüşvet alma suçunu işleyebilmesi için görev alanına giren bir işi yapmayı veya yapmamayı vaat etmesi gerekir. Aksi takdirde sanığın eylemleri teşebbüs aşamasında kalmış sayılır. 

Kamu görevlisi, kamu kurum ve kuruluşlarına kamu görevi gerçekleştirmek amacı doğrultusunda seçme, atama veya kura yoluyla Devlet tarafından seçilen görevlilerdir. Hakim, savcı, avukat, belediye başkanı, vali, milletvekili, polis, muhtar, bekçi, asker, doktor, öğretmen gibi kişiler kamu görevlisidir. 

Yargıtay, Bandırma İl Özel İdaresi ve Bandırma Köylere Hizmet Götürme Birliği emrinde çalışan sanıkların, ilçeye bağlı köy yollarının bakım ve onarımı için görevlendirildikleri, sanıkların, civar köylerdeki muhtarlar ile 29/08/2012 tarihinde irtibata geçerek söz konusu işlerin yapılacağı günün 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle resmi tatil olmasından ötürü 500,00’er TL fazla mesai ücreti istediği olayda rüşvet suçundan mahkumiyete karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 5. CD., 2020/5037 E., 2021/1781 K.) 

Yargıtay, X ilçesi Kakaç köyü muhtarı olan sanığın başkanlığını yaptığı ihale komisyonunun, 06/04/2013 tarihinde yapılan ihalede Kakaç köyü tüzel kişiliği adına kayıtlı çayırlığı sanık B’ye 1 yıl süre ile 9.000 TL karşılığında kiraladığı ancak ihaleye konu arazinin kiralanması için sanıklar arasında rüşvet anlaşması yapıldığı ve sanık B’nin muhtar olan sanığın PTT hesabına bu anlaşma kapsamında toplam 57.073,00 TL gönderdiği olayda rüşvet suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. (Yargıtay 5. CD., 2017/1308 E., 2021/1792 K.) 

Kamu görevlisinin rüşvet suçuna konu olan eylemlerden sonra kendi isteğiyle veya kurum tarafından görevinin sona erdirilmesi önem teşkil etmez. Bu suça ilişkin önemli olan husus, kamu görevlisinin suça konu eylemler esnasında görevini ifa edebilecek yetkinliğinin bulunmasıdır.

TCK m. 252/8 hükmü gereğince rüşvet suçunun kamu görevlileri dışında şu kişilere karşı da gerçekleşmesi mümkündür:

  • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 
  • Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, 
  • Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, 
  • Kamu yararına çalışan dernekler,
  • Kooperatifler,
  • Halka açık anonim şirketler, adına hareket eden kişiler.

Rüşvet suçunun yabancı ülkelerde yahut uluslararası platformlarda kamu görevi üstlenen kişilere karşı da işlenmesi mümkündür. Rüşvet suçunun faili olabilecek yurt dışında faaliyet gösteren kişiler, TCK m. 252/9 hükmünde sınırlı sayıda ifade edilmiştir. 

TCK 252/9:

“Bu madde hükümleri; 

a) Yabancı bir devlette seçilmiş veya atanmış olan kamu görevlilerine, 

b) Uluslararası veya uluslarüstü mahkemelerde ya da yabancı devlet mahkemelerinde görev yapan hâkimlere, jüri üyelerine veya diğer görevlilere, 

c) Uluslararası veya uluslarüstü parlamento üyelerine, 

d) Kamu kurumu ya da kamu işletmeleri de dahil olmak üzere, yabancı bir ülke için kamusal bir faaliyet yürüten kişilere, 

e) Bir hukuki uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulan tahkim usulü çerçevesinde görevlendirilen vatandaş veya yabancı hakemlere, 

f) Uluslararası bir anlaşmaya dayalı olarak kurulan uluslararası veya uluslarüstüörgütlerin görevlilerine veya temsilcilerine, 

görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması ya da uluslararası ticari işlemler nedeniyle bir işin veya haksız bir yararın elde edilmesi yahut muhafazası amacıyla; doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi ya da bunlar tarafından talep veya kabul edilmesi halinde de uygulanır.” 

Yargıtay, sanığın, dosyada görevli olan hakimin odasına girerek duruşma gününü sorduktan sonra hakimin masasının üzerine içinde 1.000 TL para bulunan sarı zarf bıraktığı, hakimin ne olduğunu sorması üzerine “bir şey değil yemek falan yersiniz dediği” somut olayda sanığın eyleminin rüşvet suçu oluşturmadığına karar vermiştir. (Yargıtay 5. CD., 2013/9757 E., 2015/12729 K.) 

Rüşvet Suçu Cezası

Rüşvet suçu cezası 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Mahkeme hakimi, kanunda sınırları belirlenen hapis cezasının miktarını, TCK m. 61 hükmü gereğince şu kriterleri göz önünde bulundurarak belirler:

  • Failin suçu işleme biçimi,
  • Failin suçu işlerken kullandığı araç ve gereçler,
  • Failin eylemleri sonucunda meydana gelen zararın miktarı ve büyüklüğü,
  • Failin suçu işlediği yer ve zaman,
  • Failin suç konusu eylemleri gerçekleştirirken güttüğü amaç ve saiki,
  • Suç konusunun önem ve değeri.

Rüşvet suçunun gerçekleştirilmesi sonucunda tüzel kişi menfaatine haksız yarar sağlanması durumunda tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. Bu güvenlik tedbirleri 2 tanedir. Bunlar, tüzel hukuk kişisinin faaliyet izninin iptal edilmesi ve müsaderedir.

Müsadere, meydana getirilen rüşvet suçu sonucunda özel hukuk tüzel kişisinin elde etmiş olduğu haksız kazanca ve bu eylemlerin gerçekleşmesinde araç olarak kullanılan araç gereçlere Devlet tarafından el konulmasıdır. 

Örneğin, A kamu görevlisinin B kişisine, ‘İşinin görülmesini istiyorsan X isimli derneğe bağış altında para yatıracaksın’ demesi, derneğin hesabına bu paranın geçmesi, bu durumun yetkili makamlar tarafından öğrenilmesi halinde X derneğinin hesabına bu eylemler sonucunda gelen paraya Devlet tarafından el konulur. 

Rüşvet Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

Rüşvet suçunun cezayı artıran 1 adet nitelikli hali bulunmaktadır. Bu hal, Türk Ceza Kanunu m. 252/7’de düzenlenmiştir. 

TCK 252/7:

“Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.”

Rüşvet Suçuna Karışan Kişinin Yargı Görevi Yapan, Hakem, Bilirkişi, Noter veya Yeminli Mali Müşavir Olması

Rüşvet alan, bir kimseyle kendisine rüşvet verme konusunda anlaşma sağlayan kişinin sıradan bir kamu görevlisi yerine daha üst mercilerde görev yapan hakem, noter, bilirkişi ve yeminli mali müşavir olması halinde bu kişilere verilecek olan ceza ⅓ ila ½ oranında arttırılır. 

Kanunda bu kişiler sınırlı olarak sayılmıştır. Bu nedenle hakim, savcı, avukat, hakem, bilirkişi, noter, yeminli mali müşavir dışında rüşvet suçu işleyen kişilere verilecek olan cezada artırıma gidilmeyecektir. 

Bahsi geçen kişilerin rüşvet suçuna karışması halinde verilecek olan cezanın artırılmasının nedeni, bu kişilerin belirli dosya ve işlemler üzerinde direkt olarak söz sahibi olması, yargılamanın ve dosyanın gidişatını direkt olarak etkileyebilecek güce sahip olmaları nedeniyledir. 

Yargıtay, … Kooperatifi Yönetim Kurulu başkan ve üyeleri olan sanıkların kooperatifin açtığı tespit davasında bilirkişi olarak görevlendirilen sanıklar ile 6.000 TL karşılığında istedikleri yönde rapor düzenlemeleri hususunda anlaşmaları olayında bilirkişi olan sanıklar hakkında bu nitelikli halden ceza verilmesini öngörmüştür. (Yargıtay 5. CD., 2018/5894 E., 2020/11911 K.) 

Rüşvet Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezaları

Rüşvet suçunun cezayı azaltan 1 adet nitelikli hali bulunmaktadır. Bu hal, TCK m. 252/4’te düzenlenmiştir. 

TCK 252/4:

“Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.”

Rüşvet Teklifinde Bulunulması Ancak Teklifin Taraflarca Kabul Edilmemesi

Bir kamu görevlisinin vatandaşa rüşvet teklifinde bulunması ancak vatandaşın bu teklifi kabul etmemesi yahut vatandaşın kamu görevlisine rüşvet teklifinde bulunması ancak kamu görevlisinin bu teklifi kabul etmemesi durumunda faile verilecek olan cezada ½ oranında indirim gerçekleştirilir.

Rüşvet teklif edilmesi ancak tarafların anlaşamaması nedeniyle faillere 2 yıl ila 6 yıl arası hapis cezası verilir.

Yargıtay, evlendirme memuru olan sanığın görevi gereği evlilik kaydının nüfus müdürlüğüne göndermesi için kendisine başvuran mağdurdan cep telefonu almasını ve telefon faturasını ödemesini talep ettiği, ancak mağdurun bu teklifi kabul etmeyerek yetkili makamlara ihbarda bulunduğu olayda bu nitelikli halden hüküm vermiştir. (Yargıtay 5. CD., 2001/156 E., 2001/5656 K.) 

Rüşvet Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin suç işlemek maksadıyla başladığı eylemlerini kendi özgür iradesi ile tamamlamaması, suçu yarıda bıraktığı zamana kadar meydana gelen kötü sonuçları engellemeye çalışmasıdır. 

Rüşvet suçunda etkin pişmanlık mümkündür. Rüşvet suçunda etkin pişmanlığa ilişkin olarak TCK m. 254 hükmünde özel bir düzenleme getirilmiştir. 

TCK 254:

“ (1) Rüşvet alan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan kamu görevlisinin durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce durumu yetkili makamlara haber vermesi halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.

(2)  Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. 

(3) Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz. 

(4) Bu madde hükümleri, yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişilere uygulanmaz.”

Yargıtay, sanıkların X Ltd. Şti’nin yetkilileri oldukları ve trafik kontrolü sırasında şirket araçlarına tonaj fazlası nedeniyle idari para cezası yazmak isteyen Y İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli bazı polis memurlarına ceza yazmamaları karşılığında rüşvet verdikleri, daha sonrasında ise bu durumu ihbar ettikleri olayda sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına karar vermiştir. (Yargıtay 5. CD., 2014/10065 E., 2018/198 K.) 

Yargıtay, Emirdağ Adliyesinde zabıt katibi olan görevlinin sanık Dündar hakkındaki infaz işlemlerinde lehe işlemler yaptığı, Dündar’ın da sahibi olduğu akaryakıt şirketinden ücretsiz yakıt ve para verdiği olayda sonrasında sanık Dündar’ın kamu görevlisiolan diğer sanığa sağladığı menfaatleri Savcılığa anlatmasını etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde değerlendirmiştir. (Yargıtay 5. CD., 2012/15384 E., 2014/2280 K.) 

Rüşvet Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, failin suça konu eylemleri gerçekleştirmek için harekete geçmesi ancak iradesi dışında gerçekleşen olaylar nedeniyle suçu tamamlayamaması halidir. Rüşvet suçuna teşebbüs mümkündür. Bu suça teşebbüs, bir tarafın teklifte bulunması, diğer tarafın teklifi kabul etmemesi ile gerçekleşir. 

Yargıtay, rüşvet teklifi alan polislerin durumu hemen nöbetçi C.Savcısına bildirdikleri, gelen talimat üzerine suçu tespit edebilmek için öneriyi kabul etmiş gözükerek sanığın temin edip kendilerine verdiği parayı aldıktan sonra rüşvet suçundan soruşturma başlatılmış olmakla, anlaşmanın sağlanmadığı olayda rüşvet suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı kabulüne varmıştır. (Yargıtay 5. CD., 2008/6172 E., 2012/3000 K.) 

Yargıtay, sanığın petrol boru hattından hırsızlık yapmak için karakol komutanın kendilerine göz yumması için rüşvet teklifinde bulunduğu olayda, karakol komutanının bu teklifi kabul etmemesi ancak suçüstü yapılması için kabul etmiş görüntüsü vermesi üzerine sanığın yakalanmış olması karşısında, olayda rüşvet anlaşmasının sağlanmadığı gerekçesiyle rüşvet suçuna teşebbüsten hüküm verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 5. CD., 2016/4789 E., 2017/5293 K.) 

Rüşvet konusunda bir tarafın teklifte bulunması, diğer tarafın bu teklifi değerlendirmesi, tarafların maddi menfaat konusunda anlaşmaya varması halinde suç, teşebbüs aşamasında kalmış sayılmaz. Suç tamamlanmış kabul edilerek cezaya hükmedilir.

İştirak, suçun birden fazla kişi tarafından ortak hareket etme iradesi ile gerçekleştirilmesidir. Rüşvet suçuna iştirak, kamu görevlisinin suça azmettirilmesi, suç işlemesi konusunda yol gösterilmesi, araç gereç sağlanması, suçu işledikten sonra kaçmasına yardım etmesi gibi hallerde mümkün olabilir.

Türk Ceza Kanunu m.252/5-6 hükümlerinde, rüşvet suçunda iştirak hükümlerine ilişkin 2 adet özel düzenleme getirilmiştir. Buna göre, rüşvet teklifini karşı tarafa ileten, rüşvet anlaşmasını sağlayan, rüşvetin temin edilmesine aracılık eden kişiler de müşterek fail olarak cezalandırılır. Bu kişilerin de fail olarak cezalandırılması için kamu görevlisi olmaları gerekmemektedir.

Ortaya çıkan rüşvet ilişkisinden, dolaylı olarak menfaat elde eden kişiler de müşterek fail olarak cezalandırılmaktadır. Menfaat elde edenin, şirket, vakıf, dernek gibi tüzel kişi olması halinde, tüzel kişinin yetkilisi cezalandırılmaktadır.

İçtima, failin suça konu eylemleri birden fazla kişiye karşı gerçekleştirmesi yahut eylemlerini aynı kişiye karşı birden çok kez gerçekleştirmesi durumunda ortaya çıkar. 

Rüşvet suçunda bir kimsenin aynı kamu görevlisine birden fazla kez rüşvet vermesi yahut teklif etmesi, kamu görevlisinin birden fazla kişiden rüşvet alması veya teklif etmesi durumunda faillere bir rüşvet suçundan ceza verilecek ancak bu cezanın miktarında artırım gerçekleştirilecektir. 

Rüşvet suçunun gerçekleştirildiği esnada aynı zamanda başkaca suçların da meydana çıkması halinde fail her 2 suçtan da ayrı ayrı cezalandırılır.

Örneğin, rüşvet alan kamu görevlisinin bu rüşvet karşılığında resmi belgeleri bilerek hatalı olarak düzenlemesi halinde faile hem rüşvet hem de özel belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı 2 ceza verilecektir. 

Rüşvet Suçu ve Cezası

Rüşvet Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, suç şüphesinin yetkili makamlar olan kolluk kuvvetleri veya savcılık makamı tarafından öğrenilmesi ile başlayan ve savcı tarafından iddianamenin hazırlanmasına kadar devam eden sürece denir. 

Rüşvet suçunun soruşturma aşamasında yetkili makamlar tarafından gerçekleştirilmesi gereken usul işlemleri şunlardır:

  • Şikayet – İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet – İhbar

Şikayet, suçtan zarar gören kişilerin kendilerine karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara iletmesidir. İhbar ise suç ile alakası olmayan herhangi bir kimsenin gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara bildirmesidir. 

Rüşvet suçu, şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Bu nedenle herhangi bir kişi tarafından yapılan bildirimle suçtan haberdar edilen yetkili makamlar soruşturmayı başlatmaktadır. Suçun şikayete tabi olmaması dolayısıyla şikayetin geri çekilmesi halinde de yargı süreci işlemeye devam edecektir.

TCK m.252/10 hükmünde yer alan, rüşvet suçunun yurt dışında yabancı tarafından işlenmesi halinde; suçu işleyen kişilerin Türkiye’de bulundukları takdirde soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin yetkili makamlar tarafından kendiliğinden yapılacağına hükmedilmiştir.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturma sürecinde gerçekleştirilmesi gereken usul işlemlerinin en kısa sürede tamamlanması adına, şüphelinin kısa süreliğine nezarethanede tutulmasıdır.

Rüşvet suçundan dolayı şüpheli hakkında en fazla 24 saat gözaltı kararı çıkartılabilir. Ancak bu suçun toplu olarak yani en az 3 kişiden oluşan kimseler tarafından birlikte işlenmesi halinde bu süre 3 gün daha uzatılabilir.

Şüpheli hakkında verilen gözaltı kararına karşı, şüphelinin eşi, annesi, avukatı, çocukları ve torunları itirazda bulunabilir. Bu itiraz, Sulh Ceza Hakimliğine dilekçe ile veya sözlü beyan ile yapılır. 

24 saatlik gözaltı süresinin dolmasına rağmen haklı bir gerekçe olmaksızın salıverilmeyen şüpheli, bu eylem nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararı, devlet aleyhine tazminat davası açarak isteyebilir. 

Bu tazminat davası, şüpheli hakkında beraat kararı verilmesinin ardından 3 ay, şüpheli hakkında verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde şüphelinin yerleşim yerindeki Ağır Ceza Mahkemesinde açılmalıdır.

Delillerin Toplanması

Delil, suç şüphesi olayın detaylarının aydınlatılması ve maddi gerçeğe ulaşılması adına toplanan bulgulardır. Suç şüphesine ilişkin şikayet veya ihbarın yetkili makamlara ulaşmasının ardından savcı, derhal delil toplamaya başlar. 

Hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında deliller toplanabilir. Rüşvet suçuna ilişkin toplanabilecek delillere örnek olarak; banka hesap özetleri, kamera kayıtları, ses kayıtları, mesaj dökümleri, sistem verileri, teknolojik alet incelemeleri gösterilebilir. 

Yargılama sürecinde hem şüphelinin lehine hem de aleyhine delil toplanması gerekmektedir. Yalnızca kendi aleyhine delil toplandığını gören veya öğrenen şüpheli, kendi lehine olan delillerin toplanmasını da her aşamada talep edebilir. 

Toplanacak delillerin hukuka uygun, somut, akla uygun olması ve hukuka uygun biçimde toplanması gerekir. Örneğin, bir kimseye işkence etmek suretiyle toplanan deliller, hukuka uygun delil olmaması nedeniyle hükme esas alınmayacaktır. 

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şüphelinin dosya konusu olaya ilişkin beyanlarının yetkili makamlar tarafından dinlenmesidir. İfade sürecinde şüpheli kolluk kuvvetleri veya savcılık makamı tarafından dinlenirken sorgu sürecinde şüpheli mahkeme veya hakim tarafından dinlenir. 

İfade süreci, şüpheliye çağrı kağıdı tebliğ edilmesi ile başlar. Bu çağrı kağıdında şüphelinin ifade vermesi için hazır bulunması gereken yer ve tarih yazılır. Bu çağrı kağıdını teslim almasına rağmen ifade vermek için gelmeyen şüpheli hakkında zorla getirme kararı çıkartılır. 

Şüphelinin evine çağrı kağıdı gönderilmemesi ancak şüphelinin telefonla aranması, şüphelinin işyerine faks çekilmesi, şüpheliye mesaj atılması gibi durumlarda da şüpheliye çağrı yapıldığı kabul edilir.

İfade ve sorgu sürecinde hazır bulunan şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından görevli memur, bu süre zarfında şüphelinin sahip olduğu hakları sıralar. İfade ve sorgu sürecinde şüpheli; avukat talep etme, yakınlarına haber verme, savunma yapma, delil toplanmasını isteme, ifade vermeme gibi haklara sahiptir. 

İfade ve sorgu süreci, görevli memurun suç şüphesi içeren olaya ilişkin sorular yöneltmesi, şüphelinin de bu sorulara akla ve mantığa uygun cevaplar vermesi şeklinde ilerler. Sorulan sorular ve verilen cevapların tümü, tutanak ile kayıt altına alınır. 

Şüphelinin vermiş olduğu yanıtlar kendi özgür iradesine dayanmalıdır. Bu aşamada şüpheli, ifade vermek istemeyebilir. İfade vermek istemeyen şüphelinin yasak usullere maruz bırakarak (Örneğin işkence yapma, ilaç verme, yorma, tehdit etme vb.) ifadesinin alınması halinde bu ifade, geçersiz sayılacaktır. 

Şüpheliye kanuna aykırı menfaat vaat edilerek ifadesinin alınması da hukuka aykırıdır ve bu şekilde alınan ifadeler, hukuken geçersiz olacaktır. 

Örneğin, ifade alan görevlilerin şüpheliye ‘’Bak gecenin kaçı olmuş hala buradayız. Şu suçu kabul et, elimizden geleni yaparız senin için’’ diyerek şüpheliye itirafta bulunması için ısrarcı olunması durumunda şüpheliye kanuna aykırı bir menfaat  vaat edildiği için ifade, geçersiz olacaktır. 

İfade aşamasında soru ve cevapların yazılı olduğu tutanak, sürecin sonunda görevli, şüpheli ve avukatı tarafından imzalanır. Ancak şüphelinin, imzalamadan önce ifadesini dikkatle okuması gerekmektedir. Şüphelinin, tutanakta belirttiği hususların eksik veya yanlış yazıldığını görmesi durumunda ifadeyi imzalamamalıdır. 

İfade ve sorgu süreci, soruşturma aşamasındaki her dosyada gerçekleştirilen usul işlemidir. Bu süreçte şüphelinin hukuki bilgi eksikliği, telaşa kapılması, aile ve toplum baskısı altında olması gibi nedenlerle sağlıklı düşünememesi ve etkili bir ifade verememesi normaldir. Verilen ifadeye dayanılarak daha ağır cezaya hükmedilmesi gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşmamak adına, alanında uzman bir ceza avukatından danışmanlık almak önemlidir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, yürütülen soruşturma işlemleri ve toplanan deliller sonucunda şüphelinin tutuklanmasına neden olabilecek durumların ortaya çıktığı ancak şüphelinin tutuklanmasının toplum adına zararlı olduğu durumlarda verilen bir karardır. 

Adli kontrol kararı, soruşturma aşamasında şüpheli hakkında uygulanabilecek en hafif tedbir olup şüphelinin özgürlüğünü de en hafif düzeyde kısıtlayan karardır. Şüphelinin adli kontrol tedbirlerine uyması halinde şüphelinin tutuklanmasına karar verilemez. 

Rüşvet suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilebilir. Bu suçtan dolayı şüpheli hakkında uygulanabilecek adli kontrol tedbirleri şunlardır:

  • Yurt dışına çıkma yasağı,
  • Ev hapsi,
  • Elektronik kelepçe takılması,
  • Belirli zaman aralıklarında imza atılması,
  • Mahkeme veznesine teminat yatırmak,
  • Silah bulundurmamak,
  • Kamu kurumları ve bankalar gibi yerlerden uzak durmak,
  • Düzenlenen eğitim programlarına düzenli katılım sağlamak.

Rüşvet suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol tedbirleri, en fazla 3 yıl süreyle uygulanabilir. Mahkeme hakimi, gerekli gördüğü durumlarda gerekçe göstermek şartıyla bu sürenin 3 yıl daha uzatılmasına karar verebilir. 

Şüpheli hakkında uygulanacak adli kontrol kararının süresine ve cinsine itiraz edilebilir. Bu itiraz şüpheli, şüphelinin eşi veya avukatı tarafından adli kontrol kararının öğrenildiği andan itibaren 7 gün içinde Asliye Ceza Mahkemesine başvuruda bulunmak suretiyle yapılmalıdır.

Tutukluluk

Tutukluluk kararı, yürütülen soruşturma sürecinde gerçekleştirilen usul işlemleri neticesinde şüphelinin ihbar veya şikayet konusu eylemleri gerçekleştirdiğine ilişkin kuvvetli şüphe içeren delillerin toplanması halinde verilen bir karardır. 

Tutukluluk kararı, soruşturma sürecinde şüpheli hakkında uygulanabilecek en ağır tedbir kararı olup şüphelinin özgürlüğünün bir süreliğine kısıtlanmasına neden olur. 

Rüşvet suçundan dolayı şüphelinin tutuklanmasına şu hallerde karar verilebilir:

  • Şüphelinin bulunduğu bölge ve ülkeden kaçma girişiminde bulunması,
  • Şüphelinin suça ilişkin delilleri yok etme ihtimalinin olması,
  • Şüphelinin mağdur veya suçtan zarar gören kişilere baskı kurma ihtimalinin olması.

Örneğin, rüşvet suçundan dolayı ifadesi alınmak üzere çağrılan şüphelinin işe gelmemesi, ev sahibine evi boşalttığını söylemesi, telefonlarına ulaşılamaması durumunda şüphelinin kaçma girişiminde bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmasına karar verilebilir.

Rüşvet suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanabilecek tutuklamanın süresi en fazla 2 yıldır. Ancak mahkeme hakimi gerek gördüğü takdirde gerekçesini yazılı olarak açıklamak suretiyle bu süreyi 3 yıl daha uzatabilir. 

Rüşvet suçundan dolayı verilen tutuklama kararına ve süresine karşı itiraz edilebilir. Bu itiraz şüpheli, şüphelinin eşi, anne ve babası tarafından kararın verildiği andan itibaren 7 gün içinde Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.

Rüşvet Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Rüşvet suçuna ilişkin olarak yetkili makamlar tarafından yürütülen soruşturma sürecinin sonunda savcı tarafından verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK),
  • İddianamenin Düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet veya ihbar konusu eylemlerin kanunda tanımı verilen suç kategorisine girmediği, şikayet veya ihbarın hiçbir somut delile ve gerekçeye dayanmadığı durumlarda savcı tarafından verilen bir karardır. 

Rüşvet suçuna ilişkin yetkili makamlara yapılan şikayet veya ihbar üzerine yapılan incelemede somut herhangi bir delil veya gerekçe elde edilememesi durumunda soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Bu kararın verilmesi ile, dosya soruşturma yapılmadan kapatılır. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbarcı veya şikayetçi olan kişiye iletilir. Bu kararın hatalı olduğunu düşünen kişiler, kararın kendilerine gönderilmesinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itirazda bulunabilirler. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet veya ihbar üzerine yürütülen soruşturma sonucunda şüphelinin kendisine isnat edilen suç konusu eylemleri işlediğine dair yeterli şüphede delil elde edilememesi halinde verilen bir karardır. 

Rüşvet suçundan dolayı şüphelinin aleyhine delillerin elde edilememesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde dosya kapatılır, şüpheli sanık sıfatını kazanmaz.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, taraflara gönderilir. Bu kararın hatalı olduğunu düşünen taraf ve avukatı, kararın kendilerine gönderilmesinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itirazda bulunabilirler.

İddianamenin Düzenlenmesi

Yürütülen soruşturma sonucunda şüphelinin suç konusu eylemleri gerçekleştirdiğinin tespit edilmesi, bu hususa ilişkin yeterli şüphe içeren nitelikte delillerin toplanması halinde savcı, olaya ilişkin bir iddianame hazırlayarak olaya ilişkin kamu davası açar. 

İddianamede, tarafların bilgileri, varsa avukatlarının bilgileri, suç tarihi, suç yeri, suç konusu olayın özeti, tarafların savunmaları, savcı görüşü yer alır. 

Savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemeye sunulmasının ve mahkeme tarafından kabul edilmesinin ardından soruşturma aşaması sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir.

Rüşvet Suçunun Savunması

Savunma, şüpheliye karşı isnat edilen haksız eylemlerin savuşturulmasına olanak sağlayan koruma mekanizmasıdır. Savunma hakkı, her olayda herkese tanınan Anayasal bir hak olup kimse tarafından kaldırılamaz ve kısıtlanamaz. 

Rüşvet suçundan dolayı ileri sürülebilecek savunmalara örnek olarak şunlar gösterilebilir:

  • Suça konu eylemleri gerçekleştiren kişinin kamu görevlisi olmadığı,
  • Şüphelinin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması gerektiği,
  • Şüphelinin avukat talebinin reddedildiği veya dikkate alınmadığı,
  • Şüphelinin şartları oluşmadığı halde gözaltına alındığı,
  • Şüphelinin suça konu maddi menfaati kendisi için değil kamu dairesindeki işin gördürülmesi amacıyla aldığı,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği,
  • Şüphelinin eylemlerinin rüşvet suçunun daha az cezayı gerektiren halinden hüküm verilmesi gerekirken bu nitelikli halin dikkate alınmadığı.

Yapılacak savunmalar, her somut olaya göre değişiklik göstermektedir. Hazırlanan etkin savunmalar sonucunda mahkemenin kararı, şüpheli lehine değişebilir. Bu nedenle özellikle savunma aşamasında somut olaya ve dosya konusu suça hakim, alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması gereklidir. 

Rüşvet Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması diğer adıyla kovuşturma aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayıp mahkeme tarafından sanık hakkında hüküm verilmesine kadar devam eden sürece denir. 

Rüşvet suçundan dolayı kovuşturma aşamasında öncelikle mahkeme tarafından bir duruşma günü belirlenir ve bu duruşma günü, taraflara çağrı kağıdı ile tebliğ edilir. 

Duruşma günü hazır bulunan taraflar, mahkeme salonuna alınır ve öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından mahkeme hakimi, savcı tarafından hazırlanan iddianameyi sesli biçimde okur ve ilk söz hakkını sanığa verir. 

Sanığın savunmasının ardında mağdurun beyanları, varsa tarafların avukatlarının talep ve beyanları dinlenir. Taraflar, tanık dinlenmesini talep ederler ve tanıklarını duruşma günü hazırda bulundurursa tanıkların şahitliğine de başvurulabilir. 

Sözlü beyanların yeterli olmadığı düşünen hakim, suç konusu eylem hakkında bilirkişi raporu düzenlenmesine, çeşitli kurum ve kuruluşlara (örn. banka) yazılar yazılmasına, olay yerinde keşif yapılmasına ve yeni deliller toplanmasına karar verebilir.

Soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılan işlemler ve toplanan deliller sonucunda hakim, şüpheli hakkında bir karar verir. Bu karar, kesin bir karar olmasına karşın taraflar, karara karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurabilir.

Rüşvet suçundan dolayı görevli mahkeme, suçun işlendiği yerdeki Ağır Ceza Mahkemesidir. 

Rüşvet Suçunda Zamanaşımı

Rüşvet suçundan dolayı dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği andan itibaren 15 yıldır. Dava zamanaşımı süresinin dolması ile birlikte fail hakkında suça konu eylemler nedeniyle herhangi bir soruşturma açılamaz, dava görülemez.

Dava zamanaşımı süresinin dolmasına rağmen, fail hakkında yargılamaya başlanmışsa hakim, davanın düşmesi kararı verir. 

Rüşvet suçundan dolayı ceza zamanaşımı süresi, hükmün kesinleştiği andan itibaren 20 yıldır. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile birlikte faile suça konu eylemler nedeniyle hükmedilen ceza, infaz edilemez. Bu sürenin dolması ile devletin cezalandırma hakkı ortadan kalkar. 

Rüşvet Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Rüşvet suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda mahkeme tarafından ilgili dosya hakkında verilebilecek 4 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat, yürütülen soruşturma ve kovuşturma süreci sonunda şüphelinin dosya konusu eylemleri gerçekleştirmediği veya dosya konusu eylemlerin suç oluşturmadığı durumlarda verilen bir karardır. Hakkında beraat kararı verilen şüpheli, kendisine isnat edilen suçtan aklanmış kabul edilir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, yürütülen soruşturma ve kovuşturma süreci sonunda dosya konusu suç oluşturan eylemleri sanığın işlediğinin tespit edilmesi ancak sanığın sahip olduğu birtakım özel durumlar nedeniyle cezalandırılmamasına neden olan karardır. 

Rüşvet suçundan dolayı sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilmesi için şu şartlardan birinin veya birkaçının varlığı gerekmektedir:

  • Sanığın zorunluluk halinde olması nedeniyle suça konu eylemleri gerçekleştirmesi,
  • Sanığın geçici olarak irade gücünü kaybetmesi,
  • Sanığın kendinden kaynaklanmayan nedenlerle algılama yeteneğinin kaybolması,
  • Sanığın eylemlerini amirinin emriyle gerçekleştirmesi,
  • Sanığın eylemlerini cebir veya tehdit altında gerçekleştirmesi,
  • Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması.

Mahkumiyet

Mahkumiyet, yürütülen soruşturma ve kovuşturma işlemleri sonucunda sanığın dosya konusu suç oluşumuna neden olan eylemleri gerçekleştirdiğini gösterir kesin delillerin elde edilmesi halinde verilen bir karardır. 

Rüşvet suçundan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık, dosya konusu ve kendisine isnat edilen suç bakımından suçlu bulunmuş olur ve kanunda öngörülen sınırlar dahilinde hapis cezasına hükmedilir. 

Mahkeme hakimi, gerekli gördüğü hallerde hapis cezasının yanında sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına da karar verebilir. Örneğin rüşvet suçundan dolayı hakkında 5 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedilen sanığın kamu kurumlarında memur olarak atama ve seçilme hakkının kısıtlanması ve kaldırılmasına karar verilebilir. 

Rüşvet suçundan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen sanığın, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içinde kasıtlı biçimde başka bir suç işlemesi halinde tekerrür hükümleri uygulanır ve sanığın mahkumiyet süresi arttırılır. 

Hakim, sanığın geçmişini, sosyal ilişkilerini, eğitim ve iş hayatını, eylemlerinden duyduğu pişmanlığı göz önünde bulundurarak sanığın cezasında ‘iyi hal indirimi’ yapılmasına karar verebilir. Rüşvet suçundan dolayı yapılabilecek iyi hal indirimi en fazla hükmedilen hapis cezasının ⅙ kadarıdır. 

Davanın Düşmesi

Yargılaması devam eden dosyada hüküm verilmesinin hukuken anlam ve sonuç ifade etmeyeceği durumlarda mahkeme hakimi, davanın düşmesine karar verir. 

Rüşvet suçundan dolayı davanın düşmesi kararı, sanığın ölmesi, 15 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolması, suça ilişkin özel af çıkartılması gibi durumlarda söz konusu olabilir. 

Rüşvet Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İstinaf ve temyiz kanun yolu, yerel mahkeme tarafından verilen kararların üst merciler olan Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından yeniden gözden geçirilmesine olanak sağlayan kurumlardır. 

Rüşvet suçundan dolayı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hükmü yanlış, hatalı veya eksik bulan taraflar, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinaf kanun yoluna başvuruda bulunabilirler. 

İstinaf kanun yoluna başvuru, kararı veren Ağır Ceza Mahkemesine yetkili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere dilekçe vermek veya sözlü beyanda bulunmak suretiyle gerçekleştirilir. 

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararı da hatalı veya eksik bulan taraflar, kararının kendilerine gönderilmesinden itibaren 15 gün içinde hükmü veren İstinaf mahkemesi ceza dairesine dilekçe verilmesi ile temyiz kanun yoluna başvuruda bulunabilir. 

Temyiz başvurusunu Yargıtay inceler ve dosya ile ilgili bir kesin karar verir. Yargıtay’ın vermiş olduğu karara karşı herhangi bir üst merciye başvurulamaz. 

İstinaf ve temyiz kanun yoluna sanık, sanığın eşi, yasal temsilcisi, avukatı, katılan, katılma talebi reddedilen veya karara bağlanmamış kişiler başvurabilir. 

Sonuç

Rüşvet suçu, yargılaması uzun yıllar hapis cezası ile sonuçlanabilen bir suç türüdür. Ancak yapılacak etkin bir savunma ve süresi içinde usul işlemlerinin tamamlanması halinde sanık hakkında herhangi bir cezaya hükmedilmeyebilir. Hak kaybına uğramamak ve en kısa sürede lehe sonuç alabilmek için sürecin ceza avukatı ile takip edilmesi önemlidir.