Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ve cezası

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu ve Cezası

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, ‘cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar’ başlığı altında düzenlenen suç tiplerinden biridir. Bu suç ile, rıza olsa dahi yasal olarak reşit sayılmayan çocuklarla ilişkiye giren kimseler cezalandırılmaktadır. Böylelikle, karar verme yetisi henüz oturmamış çocukların psikolojik ve fiziksel sağlığı korunmaya çalışılmaktadır.

İçindekiler

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Nedir?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklar ile rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girme fiili ile oluşan suç türüdür. Bu suç, Türk Ceza Kanunu madde 104’te düzenlenmiştir. 

TCK 104:

‘’Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Nasıl Oluşur?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu; bir kimsenin, cebir, hile, tehdit olmaksızın 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını tamamlamamış bir çocukla cinsel ilişkiye girmesi suretiyle oluşur. Bu kapsamda, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturan unsurlar şunlardır:

  • Cinsel ilişki fiilinin gerçekleştirilmesi,
  • Cinsel ilişkinin 15 yaşını tamamlamış 18 yaşını doldurmamış çocuklar ile gerçekleştirilmesi,
  • Cinsel ilişkinin cebir, hile, tehdit olmaksızın rızaya dayalı olarak gerçekleştirilmesi.

Cinsel ilişki, erkek cinsel organının bir kadına vajinal yahut anal yoldan sokulması ya da bir erkeğe anal yoldan sokulması olarak ifade edilmektedir. Bu kapsam dışında kalan, cinsel tatmin için gerçekleştirilen diğer fiiller bu suça sebebiyet vermez. Dolayısıyla, suçun oluşumu bakımından taraflardan birinin erkek olması şarttır.

Yargıtay da kararlarında, öpüşme, cinsel organı sürtme. cinsel organın oral yoldan ithal edilmesi  şeklinde gerçekleştirilen eylemlerin cinsel ilişkiye girme kapsamında kalmayacağını belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/11596 E., 2016/198 K.)

Suçun oluşabilmesi için ayrıca cinsel ilişkiye girilen kimsenin, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşından küçük çocuk olması gerekir. 18 yaşından büyük kimselerle rızaya dayalı cinsel ilişkiye girilmesi halinde suç oluşmaz. Ancak, 15 yaşından küçüklerle gerçekleştirilen cinsel ilişki eylemi rızaya dayalı olsa dahi çocukların cinsel istismarı suçunu oluşturur.

Yargıtay, suç tarihinde 14 yaş 8 ay 25 günlük olan mağdurenin sanık ile rızasıyla kaçtığı,  rızaya dayalı cinsel ilişkiye girdiği ve gayri resmi evlilik yaptıkları  olayda, sanığın mağdurenin yaşını bilip bilmediğinin araştırılması buna göre  çocuğun cinsel istismarı suçunun oluşup oluşmadığına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.(14. Ceza Dairesi  2011/11675 E., 2013/525 K.)

Erginlik/reşitlik 18 yaşının doldurulmasıyla başlar. Ancak, 16 yaşını tamamlamış kimseler evlenme yoluyla ve hakim kararıyla ergin kılınabilir. Bu durumda, evlenme yolu ile yasal olarak ergin kılınan çocukla rızaya dayalı cinsel ilişki halinde bu suç meydana gelmez. Çünkü çocuğun bu fiil bakımından yeterli olgunluğa eriştiği kabul edilir.

Yargıtay da bir kararında, cinsel ilişkiden önce evlenmiş olan mağdurenin evlilik ile reşit olması nedeniyle reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmayacağını ifade etmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 19.01.2012 Tarih ve 12610/460 K.)

Her iki tarafın da 18 yaşından küçük olması halinde suçun oluşup oluşmayacağı tartışmalı olmakla birlikte, kanunda suçu işleyen bakımından bir yaş sınırlaması bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu durumda da suç meydana gelecektir. Fakat, bu husus verilecek cezada indirime gidilmesine sebep olabilir. 

Yargıtay da bir kararında; yerel mahkemenin, suçun yalnızca 18 yaşından büyükler tarafından işlenebileceğine yönelik kararını bozmuş ve kanunda suçu işleyen kimseler bakımından bir yaş sınırlaması bulunmadığını gerekçe göstererek reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluştuğunu kabul etmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/2241 E.,2015/228 K.)

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun diğer cinsel suçlardan farkı rızaya dayanmasıdır. Bu nedenle suçun oluşumu bakımından, cinsel ilişkinin herhangi bir zorlama, kandırma, tehdit gibi iradeyi etkileyen araçlarla gerçekleştirilmemesi gerekir. Çocuğun rızasının bulunmadığı durumda, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu değil, çocuğun cinsel istismarı suçu meydana gelir.

Yargıtay bir kararında; tehdidin, mağdurun kendisine veya yakınlarına ırza geçmekten daha ağır bir zarara uğratılacağı korkusu yaratmak olduğunu ve sanık X’in, mağdureyi başka biriyle cinsel ilişkide bulunurken görmesi ve kendisiyle cinsel ilişkiye girmezse ailesine söyleyeceğine ilişkin beyanda bulunmasının tehdit kapsamında kalmayacağını belirtmiştir. (Yargıtay 5.Ceza Dairesi, 16.2.1983 tarih 1983/153-488)

Yargıtay başka bir kararında, mağdurun para karşılığında sanık ile cinsel ilişkiye girmesi eyleminin rızaya dayalı olduğunu belirtmiş, çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturmayacağını ifade etmiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2009/11955 E., 2009/14498 K.) 

Mağdurun rızasının bulunup bulunmadığı hususunda; tıbbi olarak elde edilen sonuçlar, mağdurun verdiği ifadelerdeki tutarlılık ve elde edilen diğer deliller göz önünde bulundurularak karar verilir.

Yargıtay’a konu bir olayda, mağdurenin soyut ve çelişkili açıklamaları dışında sanığın eylemini cebir veya tehditle gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığı, mağdurenin kendini çevreye haklı gösterme düşüncesinden kaynaklanan somut delillere dayanmayan ifadeleri ile hüküm kurulamayacağı bu nedenle dosya kapsamında yapılan değerlendirmede çocuğun cinsel istismarı değil reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluştuğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/3956 E., 2013/8882 K.)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki  Suçu Cezası

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu cezası, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kanunda belirtilen sınırlar kapsamında cezayı belirleme yetkisi hakime aittir. Hakim cezayı belirlerken, failin kusurunun ağırlığını, yaş küçüklüğünü, cezayı artıran ya da azaltan nitelikli halleri göz önünde bulundurur.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun cezayı artıran nitelikli halleri; failin, mağdur ile arasında akrabalık ilişkisinin bulunması yahut failin, mağduru koruma, bakım ve gözetimle yükümlü bir kimse olması nedeniyle cezada artırım yapılmasını gerektirecek hallerdir. Bu haller, Türk Ceza Kanunu madde 104’te düzenlenmiştir.

TCK 104/2-3:

‘’(2) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

(3) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.’’

Suçun Mağdur ile Arasında Evlenme Yasağı Bulunan Kişi Tarafından İşlenmesi

Reşit olmayanla cinsel ilişkiye giren failin, mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunması halinde, faile 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. 

Bir kimsenin, evlenmesinin yasak olduğu kişiler Türk Medeni Kanunu madde 129’da düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Üstsoy ile altsoy arasında (anne-baba ile çocuk, dede-nine ile torun arasında),
  • Kardeşler arasında,
  • Amca, dayı, hala teyze ve yeğenler arasında,
  • Evlilik sona erse dahi, eşlerden biri ile diğer eşin anne-babası, dede-ninesi, çocuğu veya torunu arasında,
  • Evlat edinen ile evlatlık arasında,
  • Evlat edinen ile evlatlığın eşi arasında,
  • Evlat edinenin çocukları, torunları ile evlatlık arasında veya evlatlığın çocuğu ile evlat edinen arasında evlenme yasağı bulunmaktadır.

O halde bu kapsamda kalan ve taraflardan birinin 15 ila 18 yaşları arasında bir çocuk olduğu cinsel birliktelikler, rızaya dayalı olsa dahi reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun nitelikli haline sebebiyet verecek ve bu suçun faili daha ağır şekilde cezalandırılacaktır.

Suçun Mağdur ile Arasında Evlat Edinme Öncesi Bakımını Üstlenen veya Koruyucu Aile İlişkisi Bulunan Kişi Tarafından İşlenmesi

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen failin, mağdurun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen kimse olması yahut mağdurun koruyucu ailesi olması halinde faile verilecek ceza 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır.

Bir çocuğun evlat edinebilmesi için gerekli şartlardan biri, evlat edinmek isteyen kimse tarafından 1 yıl boyunca bakılmış ve eğitilmiş olmasıdır. Bu kapsamda, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen kimse, henüz çocuğu evlat edinmemiş olsa da, evlat edinme öncesi bakımını üstlenen bir kimse olması durumunda yine suçun nitelikli halinden söz edilecektir.

Koruyucu aile, öz ailesi tarafından bakımları yapılamayan çocukların, kendi aile ortamında eğitim, bakım ve koruma yükümlülüğünü üstlenen kişilerdir. Reşit olmayanla cinsel ilişkiye giren failin, mağdurun koruyucu ailesi sıfatına sahip biri olması halinde, suçun nitelikli hali meydana gelecek ve fail daha ağır şekilde cezalandırılacaktır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Etkin Pişmanlık

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ve cezada indirime gidilmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen kişilerin pişmanlıkları sonucunda suçun tamamlanmaması durumunda cezada indirime gidilmesi mümkün değildir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işlemeye yönelik eylemlerde bulunmaya başlanması ancak dış etkenler nedeniyle suçun tamamlanamamasıdır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda, cinsel ilişkiye girilmesiyle suç tamamlanır. Bu bakımdan, failin fiilinin cinsel ilişki öncesi hazırlık hareketi kapsamında kalması halinde teşebbüs söz konusu olur. Faile verilecek cezada indirime gidilir.

Yargıtay bir kararında, sanığın 18 yaşını henüz doldurmamış olan mağdurun alt kıyafetini çıkarıp cinsel ilişkiye girmek istediği sırada eve gelen tanığın durumu görmesiyle mağdurdan ayrılması eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişkiye teşebbüs suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/21626 E., 2021/9282 K.)

İştirak, bir suçun işlenmesine çeşitli şekillerde destek olmaktır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda iştirak, azmettirme ve yardım etme şeklinde gerçekleştirilebilir. Azmettirme halinde, bu suçu işleme düşüncesi olmayan bir kimse suça teşvik edilmektedir. Yardım etme ise, suçun işlenmesini kolaylaştırmak için imkan sağlamaktır.

Örneğin, A, 20 yaşındaki arkadaşı B’yi 16 yaşındaki C ile cinsel ilişkiye girmesi konusunda ikna ederse bu durumda A, azmettirme nedeniyle suça iştirak hükümlerinden yargılanacaktır. Benzer şekilde A, C’yi bu hususta ikna ederse, yine azmettirme nedeniyle suça iştirak söz konusu olacaktır.

Yargıtay bir kararında, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen faile ev sağlayan kişinin, suça iştirak etmesi nedeniyle cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2013/7385 E, 2015/6774 K.)

İçtima, birden çok suçun bir araya gelmesine rağmen faile tek ceza verilmesini öngören bir kuraldır. Ancak bu durumda, faile verilecek ceza artırılır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun, farklı tarihlerde birden fazla kez işlenmesi halinde veya bu suçun işlenmesi sırasında başka suçlara da sebebiyet verilmesi halinde içtima hükümleri uygulanır.

Örneğin, A, 16 yaşındaki B ile kamuya açık bir alanda cinsel ilişkiye girerse, A’nın bu fiili hem reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu hem de hayasızca hareketler suçunu oluşturacaktır. Bu durumda, fail daha ağır cezayı gerektiren suç ile yargılanacaktır.

Yargıtay bir kararında; sanığın, 16 yaşındaki mağdurla cebir, tehdit veya hile olmaksızın kendine ait evde birden fazla kez cinsel ilişkiye girmesi fiilinin zincirleme şeklinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve failin cezasının artırılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/2221 E., 2021/8528 K.)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu ve Cezası

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Soruşturma Aşaması

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun soruşturma aşaması, yetkili makamlara yapılan şikayet ya da ihbar ile başlayıp, suçu işlediği iddia edilen kişi hakkında kamu davası açılması ile sona eren aşamadır.

Soruşturma aşaması, gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilen bir dizi işlemden oluşur. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun soruşturma aşaması bakımından ise  yürütülebilecek işlemler şunlardır: 

  • Şikayet – İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Şikayet, mağdurun kendisine karşı işlenen suç nedeniyle yetkili mercilere başvurmasıdır. İhbar ise, suça tanık olan kimselerin bu durumu yetkili mercilere bildirmesidir. Şikayet ve ihbar bildirimi cumhuriyet başsavcılığına yahut suçun işlendiği yerdeki kolluk merkezlerine (polis, jandarma) yazılı veya sözlü olarak yapılır. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel hali şikayete bağlıdır. Diğer bir ifadeyle, suçun soruşturmasına başlanabilmesi için mağdurun şikayette bulunması şarttır. Mağdurun şikayette bulunmaması veya şikayetini geri çekmesi halinde suçun şüphelisi hakkında soruşturma ya da yargılama yapılamaz, dosya kapanır. Ayrıca şikayetini geri çeken mağdur tekrar şikayette bulunamaz. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel hali bakımından şikayet süresi, failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Bu suçta mağdur, genellikle cinsel ilişkiye girdiği sırada failin kim olduğunu bilmektedir. Bu nedenle süre, en son cinsel ilişkiye girilen tarihten itibaren başlayacak ve bu süre içinde başvuruda bulunulmaz ise şikayet hakkı kaybedilecektir. 

Yargıtay da bir kararında, mağdur ile şüphelinin bir süre aynı evde kalarak cinsel ilişkiye girme eyleminde şikayet süresinin mağdurun evden ayrıldığı tarihten başlamak üzere işleyeceğini belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2013/2799 E., 2014/5858 K.)

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun nitelikli halleri bakımından soruşturma açılabilmesi için özellikle mağdurun şikayeti aranmaz. Bu nedenle, savcılık veya kolluğun, suça konu davranışı herhangi bir yolla öğrenmesi halinde suçun soruşturmasına başlanır. Bu hallerde şikayet şart olmadığından yetkili mercilere başvuru için herhangi bir süre de söz konusu değildir. 

Gözaltı

Gözaltı, bir kimsenin suç işlediğine dair bulguların elde edilmesi halinde önlem amaçlı gözetim altında tutulmasıdır. Gözaltı süresi dolan kişiler hakkında, yeni bir delil bulunmadığı müddetçe yeniden gözaltı kararı alınması mümkün değildir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda DNA örneği gibi birtakım somut delillerin elde edilmesi ve soruşturma aşaması bakımından da zorunlu olması halinde (şüphelinin kaçma, baskı yapma ihtimali) şüphelinin gözaltına alınmasına karar verilebilir.

Gözaltı kararı verilmesi halinde şüpheli, en fazla 24 saat boyunca kolluk merkezlerinde bulunan nezarethanede tutulur. Buna karşılık, şüphelinin gözaltına alındığını öğrenen şüphelinin eşi, veli/vasi, avukatı, dede-ninesi, kardeşi veya torunları şüphelinin derhal serbest bırakılması için sulh ceza hakimliğine itirazda bulunabilir. 

Şüpheli, en geç gözaltı süresinin sonunda sorgusunun yapılması için hakim karşısına çıkarılır. Bu süreler içinde hakim karşısına çıkarılmayan yahut serbest bırakılmayan şüpheli, hukuka aykırı gözaltı sebebiyle en geç 1 yıl içinde ikametgahının bulunduğu yer ağır ceza mahkemesinde tazminat davası açabilir. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, ihbar ve şikayet konusu olaya ilişkin gerçeği ortaya çıkaracak bulguların bir araya getirilmesidir. Bu işlem genellikle soruşturma aşamasında gerçekleştirilse de her aşamada delillerin toplanması mümkündür. Soruşturma aşamasında savcı veya emri altındaki kolluk, şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olacak delilleri toplamakla görevlidir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda da, suça ilişkin hususları ispatlamaya elverişli her şey delil olarak nitelendirilebilir. Bu noktada, şüpheli ve mağdurdan alınacak DNA örnekleri, suçun işlenmesine tanık olan kimselerin beyanları, suçun ortaya çıkarılmasını sağlayacak görüntü ve ses kayıtları, mesajlar delil kapsamında değerlendirilebilir.

Delillerin ceza yargılamasında kullanılabilmesi için hukuka uygun olarak elde edilmesi zorunludur. Aksi halde, suçun işlendiğini gösterse dahi hukuka aykırı elde edilmiş olan delillere dayanılarak şüpheli hakkında mahkumiyet kararı verilemez. 

Örneğin, şüphelinin ifadesi sırasında yaptığı açıklamalar, delil niteliği taşır. Ancak, şüpheli avukat talebinde bulunmasına rağmen avukatı gelmeden ifadesi alınmış ise, beyanlarının yer aldığı ifade tutanağı hukuka aykırı delil niteliğinde olur. Bu nedenle, yargılama aşamasında bu tutanak şüpheli aleyhine kullanılamaz. 

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şikayet ya da ihbar konusu olay hakkında şüphelinin bilgisine başvurulması ve olaya ilişkin savunmasının alınmasıdır. Temelde benzer kavramlar olmakla birlikte, ifade, savcılık veya kolluk tarafından gerçekleştirilen, sorgu ise hakim veya mahkeme tarafından gerçekleştirilen süreci ifade eder. 

İfade ve sorgu süreçleri benzer usul ile yürütülür. Bu kapsamda, ifade ve sorgusu yapılacak kişi, telefon veya bir davetiye ile yetkili makam önüne çağrılır. Kişinin yapılan bu çağrıya uyması zorunludur. Aksi halde kolluk kuvvetleri tarafından zorla getirilmesi sağlanır ve çağrıya uymaması nedeniyle sebep olduğu zararları karşılamakla yükümlü tutulur.

İfade ve sorgusu yapılacak kişinin yetkili merci önüne getirilmesiyle hemen ifade ve sorguya geçilmez. Öncesinde, işlemiş olduğu iddia edilen suç anlatılır ve sahip olduğu haklar öğretilir. Bu kapsamda; yakınlarına haber verebileceği, avukat talebinde bulunabileceği, lehine olabilecek delillerin toplanmasını isteyebileceği, ifade ve sorgu sırasında susma hakkının bulunduğu belirtilir.

Tüm bu hususların anlaşılması halinde ifade ve sorguya geçilir. Şüpheli ifade ve sorgu sırasında susma hakkını kullanabilir. Buna karşılık, kendisini savunmak ve bildiklerini açıklamak da isteyebilir. Fakat, bu isteğin şüphelinin özgür iradesine dayanması şarttır. İfade ve sorguda görevli kimselerin fiziksel veya psikolojik müdahalesi ile şüphelinin beyanda bulunması sağlanamaz.

İfade ve sorgu, sürece ilişkin tutanak tutulması ile sona erer. Bu tutanak, ilerleyen süreçlerde şüpheli aleyhine delil olarak kullanılabilir. Bu nedenle tutulan tutanak imzalanırken dikkatli olunmalı ve gerçeğe aykırı yazılmış hususlar bulunuyorsa tutanağın imzalanması reddedilmelidir.

İfade ve sorgu, suç şüphesi altında bulunan kişiler hakkında verilecek kararları etkileyebilen önemli süreçlerdir. Bu bakımdan, kişinin sahip olduğu hakları bilmesi ve bu doğrultuda davranması hak kayıplarının en aza indirilmesi konusunda yarar sağlayacaktır. Dolayısıyla, bu hususa ilişkin alanında uzman bir ceza avukatına danışmakta fayda vardır. 

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur ile failin suça konu uyuşmazlık hakkında anlaşmaya vardığı bir alternatif çözüm yöntemidir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda uzlaşma yoluna gidilemez. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutukluluk için gerekli şartların bulunması halinde şüpheli/sanığın belirli tedbirler uygulanmak suretiyle serbest bırakılmasıdır. Özgürlüğü daha az kısıtlayıcı olması nedeniyle tutuklama kararı yerine yahut tutuklama kararı verilmesinin yasak olduğu hallerde adli kontrol kararı verilebilir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda da şartların bulunması halinde adli kontrol kararı verilebilir. Bu durumda şüpheli/sanık, imza atma yükümlülüğü, yurt dışına çıkma yasağı, belirlenen yer veya bölgelere gitmeme gibi birtakım tedbirlere uyması şartıyla serbest bırakılır. Tedbirlere uymayan şüpheli/sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda adli kontrol süreleri, suçun temel ve nitelikli halleri bakımından farklılık gösterir. Suçun temel halinde adli kontrol süresi en çok 2 yıl olup zorunlu hallerde 1 yıl daha uzatılabilir. Nitelikli hallerde ise süre, en çok 3 yıl olup zorunlu hallerde 3 yıl daha uzatılabilir. 

Adli kontrol kararı yahut sürelerine ilişkin, şüpheli/sanık, eşi, veli/vasi, avukatı kararı veren sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir. İtiraz, zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yahut bu merciye 7 gün içinde verilecek bir dilekçe ile yapılır. Bu süre içinde itiraz edilmez ise, adli kontrol kararının üst bir mahkeme tarafından incelenme hakkı kaybedilir. 

DİKKAT: Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen 18 yaşından küçükler bakımından adli kontrol süreleri yarı oranında uygulanır. 

Tutukluluk

Tutukluluk, şüpheli/sanığın suçu işlemiş olma ihtimalinin yüksek olması ve kaçma, saklanma, delilleri karartma yahut kişiler üzerinde baskı yapma ihtimalinin bulunması halinde uygulanan bir koruma tedbiridir. Tutukluluk halinde, şüpheli/sanık bir süreliğine ‘tutukevi’ adı verilen yerde tutulur. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda da tutukluluk kararı verilebilir. Ancak, tutukluluk süreleri suçun temel ve nitelikli hali bakımından farklılık göstermektedir. 

Buna göre, suçun temel hali bakımından tutukluluk süresi en çok 1 yıldır ancak bu süre 6 ay daha uzatılabilir. Bu sürenin en fazla 6 ayı soruşturma aşamasında uygulanabilir. Suçun nitelikli hali bakımından ise tutukluluk süresi en çok 2 yıldır ancak bu süre  3 yıl daha uzatılabilir. Bu sürelerin en fazla 1 yılı soruşturma aşamasında uygulanabilir. 

Suçun hem temel hem de nitelikli hali bakımından süreler; failin 15 yaşını doldurmamış bir çocuk olması halinde yarı oranında, 18 yaşını doldurmamış bir çocuk olması halinde ⅔ oranında uygulanır. 

Tutukluluk, uzun süreler özgürlüğü kısıtlayıcı nitelikte bir tedbirdir. Bu nedenle tutuklama karar ve sürelerine ilişkin itirazda bulunulabilir. İtiraz, şüpheli yahut şüphelinin avukatı ve yakınları tarafından (eşi, veli/vasi) kararı veren makama yapılır. İtirazın kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılması önemlidir aksi halde itiraz hakkı kaybedilir. 

Kanuna aykırı olarak tutuklanan, tutukluluk süreleri uzatılan veya kanuni sürelerde hakim karşısına çıkarılmayan şüpheli/sanık, hak kaybına uğradığı süreler için, en geç 1 yıl içinde ikametgahının bulunduğu yerdeki ağır ceza mahkemesine başvurarak tazminat davası açabilir.  

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK)
  • İddianamenin düzenlenmesi 

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, yetkili mercilere yapılan şikayet veya ihbarın genel ve soyut nitelikte olması yahut ihbar veya şikayete konu hareketin suç oluşturmadığının anlaşılması halinde verilen karardır. Bu karar ile söz konusu davranışa ilişkin soruşturma açılmaz ve suç işlediği iddia edilen kişiye şüpheli sıfatı da verilmez. 

Örneğin, ‘İstanbul’da reşit olmayan kişilerle cinsel ilişki artıyor’ şeklinde yapılan bir ihbar genel ve soyut nitelikte kaldığından ve herhangi bir kimseye de isnat edilemeyeceğinden soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Şikayet veya ihbarda bulunan kişiler bu kararın hatalı olduğunu düşünüyorsa, soruşturmaya yer olmadığı kararının kendilerine bildirilmesinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itirazda bulunabilir. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma konusu suçun işlendiğinde dair yeterli delilin bulunamaması yahut birtakım kanuni engellerin bulunması nedeniyle dava açılamayacağını ifade eden karardır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda KYOK kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Şüphelinin suçu işlediğini ispatlayacak yeterli delilin bulunmaması, 
  • Suçun temel hali bakımından, mağdurun 6 aylık süre içinde şikayette bulunmaması veya şikayetini geri çekmesi,
  • Dava açılabilmesi için öngörülen dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması, 
  • Şüphelinin akıl hastalığının bulunması.

Sayılan hususlardan birinin bulunması halinde savcı KYOK kararı verir. Ancak savcının verdiği bu karara karşı ilgililer, kararın kendilerine tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içinde kararı veren sulh ceza hakimliğine başvurarak itirazda bulunabilir. 

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, şüphelinin soruşturma konusu suçu işlediğine yönelik iddiaları içeren resmi bir belgenin hazırlanmasıdır. Soruşturma konusu suçun işlendiğine dair yeterli delilin elde edilmesi ve KYOK verilmesini gerektirecek bir durumun da bulunmaması halinde savcı iddianame düzenler ve mahkemeye sunar.

Savcının düzenlendiği iddianameyi mahkemeye sunması, şüpheli hakkında dava açılması talebini içeren bir işlemdir. Mahkeme, sunulan iddianamenin kabulüne karar verirse, şüpheli hakkında kamu davası açılır ve kovuşturma (yargılama) adı verilen aşamaya geçilmiş olur.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Savunması

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun savunması, davanın açıldığı mahkemeye verilecek bir savunma dilekçesi ile veya duruşma sırasında sözlü olarak yapılır. Yapılacak savunma her olayda farklılık gösterir. Ancak, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun savunmasında genel olarak şu hususlar ileri sürülebilir:

  • Yargılama konusu fiilin cinsel ilişki kapsamında kalmadığı, suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Cinsel ilişkiye girilen mağdurun yaşından daha büyük göstermesi nedeniyle hataya düşüldüğü, 
  • Mağdurun, evlilik yoluyla ergin kılındığı ve bu nedenle suçun oluşmadığı,
  • Sanığın, 18 yaşından küçük olduğu ve bu hususun değerlendirilerek cezada indirime gidilmesi gerektiği,
  • Sanık ile mağdur arasında evlenme yasağının bulunmadığı,
  • Sanık ile mağdur arasında henüz evlat edinme öncesi bakımını üstlenme niteliğinde bir ilişkinin kurulmadığı
  • Sanığın, mağdurun koruyucu ailesi sıfatına sahip kimselerden olmadığı, 
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı,
  • Sanık hakkında lehe olabilecek delillerin toplanmadığı, aleyhe delillerin gerçeği yansıtmadığı,
  • Elde edilen delillerin, suçun ispatlanması yönünde yeterli olmadığı, 
  • Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında usule aykırı işlemlerin gerçekleştirildiği,
  • Elde edilen delillere hukuka aykırı olarak ulaşıldığı bu nedenle karara esas oluşturamayacağı.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda genel olarak bu hususlardan bahsedilse de, savunmanın dosyaya özel yapılması önem taşımaktadır. Çünkü, her somut olayda suçun unsurları ve şüpheli/sanığın özellikleri değişmektedir. Bu noktada daha detaylı bilgi sahibi olabilmek için alanında uzman bir ceza avukatına danışmakta fayda vardır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemenin iddianameyi kabulüyle başlayan ve suçu işlediği iddia edilen kişi hakkında kesin bir karar verilmesi ile sona eren aşamadır. Kovuşturma aşaması olarak da adlandırılan bu aşamada, şüpheli sanık sıfatını alır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda ceza yargılaması aşaması, farklı bir yargılama usulüne tabi olmadığından genel hükümlere göre yürütülür. Bu kapsamda; duruşmalar yapılır, duruşmalar sırasında sanık ile mağdurun beyanları alınır, tanıklar dinlenir, alanında uzman kişilerden görüşler alınır ve tüm deliller ortaya konularak tartışılır.

Duruşmalar sonunda mahkeme, yargılama aşamasının sonuna kadar devam eden işlem ve bulgulardan edindiği kanaate göre bir hüküm verir. Mahkemenin verdiği bu karara karşı, bir üst mahkeme olan istinaf mahkemesine ve en üst mahkeme olan Yargıtay’a başvuruda bulunulabilir. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu yargılama aşamasının görüleceği görevli mahkeme, asliye ceza mahkemeleridir. Suçun nitelikli hallerinden birinin söz konusu olması halinde görevli mahkeme ise ağır ceza mahkemeleridir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Zamanaşımı

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel hali bakımından dava zamanaşımı süresi 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. Suçun nitelikli hali bakımından ise, dava zamanaşımı süresi 15 yıl, ceza zamanaşımı süresi 20 yıldır. 

Dava zamanaşımı, kanunda belirlenen sürelerin dolması ile dava açılamayacağını veya açılmış bir dava var ise düşme kararı verilmesi gerektiğini ifade eder. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda dava zamanaşımı süresi, en son cinsel ilişkiye girilen tarihten itibaren başlar.

Ceza zamanaşımı ise, kanunda belirtilen sürelerin dolması ile, sanık hakkında verilecek cezanın infazına geçilemeyeceğini ifade eder. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda ceza zamanaşımı sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesi ile başlar. Karar, istinaf ve Yargıtay’a başvurulmamışsa kararın verildiği tarihte, başvurulmuşsa bu mercilerin kararı ile kesinleşir.

DİKKAT: Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen sanığın suç tarihinde 15-18 yaşında olması halinde dava ve ceza zamanaşımı süreleri ⅔ oranında, 12-15 yaşlarında olması halinde ise dava ve ceza zamanaşımı süreleri  ½ oranında uygulanır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın ertelenmesi, 
  • Davanın düşmesi.

Beraat

Beraat, sanığın yargılandığı suç bakımından masum olduğuna yönelik verilen karar türüdür. Sanığın suçu işlediğine dair delilin bulunmaması yahut hukuka uygunluk sebeplerinin bulunması halinde beraat kararı verilir. Hukuka uygunluk sebepleri, görevin ifası, meşru savunma, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasıdır. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından değerlendirilebilecek tek hukuka uygunluk nedeni ilgilinin rızasıdır. Ancak, ilgilinin (mağdurun) rızası suçu oluşturan unsurlardan biridir ve bu nedenle mağdurun rızası failin fiilini hukuka uygun hale getirmemektedir. Dolayısıyla, bu suç bakımından beraat kararı, yalnızca suçun işlendiğine dair kanıt bulunamaması halinde verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın işlediği suç nedeniyle cezalandırılamayacağını ifade eden karar türüdür. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecek haller şunlardır:

  • Sanığın yaşının küçük olması ve bu nedenle gerçekleştirdiği fiilin anlam ve sonuçlarını idrak edemiyor olması,
  • Sanığın akıl hastalığının bulunması (Bu durumda ceza verilmese dahi güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilebilir),
  • Sanığın sağır ve dilsiz olması (Bu kişilerde davranışları yönlendirme yeteneği geç gelişmektedir.), 
  • Suçun işlendiği sırada alkol, uyuşturucu gibi iradeyi etkileyen geçici etkenler altında bulunulması, 
  • Sanığın, suç oluşturan davranışı kendisine yöneltilen zorlama, tehdit ve korkutma sebebiyle zorunlu olarak gerçekleştirmesi,
  • Sanığın, mağdurun yaşı bakımından hataya düşmesi.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda verilen cyok kararına karşı istinaf yoluna başvurulması mümkündür.

Mahkumiyet

Mahkumiyet, sanığın yargılandığı konu bakımından suçlu bulunması ve cezalandırılmasıdır. 

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan yargılanan sanığın, suçu işlemiş olduğuna dair hiçbir şüphe bulunmuyorsa mahkumiyet kararı verilir. Mahkumiyet kararı ile, sanığa hapis cezası verilebilir ya da hapis cezası ile birlikte güvenlik tedbirinin uygulanmasına karar verilebilir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun sanığı hakkında ayrıca güvenlik tedbirinin uygulanmasına karar verilirse; sanık, velayet/vesayet hakkından yoksun bırakılabilir, meslek veya kamu görevinden yasaklanabilir, vakıf dernek gibi kuruluşların yöneticisi veya denetçisi olma hakkı elinden alınabilir, akıl hastalarına özgü tedbirler uygulanabilir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkum olan sanığın davranışlarına göre cezasında indirim ve artırım yapılabilir. Buna göre, eğer sanık mahkumiyeti sonrası kasten yeni bir suç işlerse tekerrür söz konusu olur ve verilecek cezanın infaz süresi uzatılır. Ayrıca, yeni suç para cezası gerektirse de hapis cezası verilir, cezanın infazı bitmiş olsa dahi denetimle serbest bırakılır.

Buna karşılık, sanığın duruşmalardaki davranışları, geçmişi, sosyal ilişkileri ve verilecek cezanın sanığın gelecekteki yaşamına etkileri göz önüne alınarak ‘iyi hal indirimi’ olarak da bilinen takdiri indirim uygulanabilir. Bu durumda verilecek cezada 1/6 oranında indirime gidilir. Ancak sanığın duruşmadaki davranışlarının mahkemeyi aldatmaya yönelik olduğu anlaşılırsa indirim uygulanmaz. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, sanığa verilen 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasının para cezası olarak infaz edilmesini içeren karar türüdür. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel hali bakımından adli para cezasına çevirme kararı verilebilse de nitelikli halleri bakımından adli para cezasına çevirme kararı verilemez.

Adli para cezasına çevirme kararı verilirken ayrıca sanığın ekonomik ve sosyal durumu, suçun işleniş şekli ve sanığın yargılama sürecindeki davranışları da göz önünde bulundurulur. 

Adli para cezasına çevirme kararı verilmesi halinde, 5 ila 730 gün arasında belirlenecek gün sayısı ile bir güne karşılık gelecek 20 ila 100 TL arasında bir miktar belirlenir. Belirlenen bu miktar ödenmesi gereken para cezası olarak hükmolunur. Sanığın ekonomik durumu da göz önüne alınarak, ödemenin tek seferde veya taksitlerle yapılmasına karar verebilir. 

Adli para cezasının tek seferde ödenmesine karar verilirse hakim ödemenin yapılması için 1 yıldan fazla olmamak üzere süre verir. Taksitlerle ödenmesine karar verilirse bu süre en fazla 2 yıldır. Bu süreler içinde hükmolunan adli para cezasını ödemeyen sanığın para cezası tekrar hapis cezasına çevrilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında düzenlenen hükmün açıklanmasının bir süre ertelenmesidir. Böylelikle, hükümde yer alan ceza ve tedbirlerin uygulanmasının ertelenmesi söz konusu olur.

HAGB kararı belirli şartların bulunması halinde verilebilir. Buna göre reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda HAGB kararı verilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olması (Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun nitelikli hallerinde 2 yıl veya daha az hapis cezası verilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla HAGB kararı verilemez.),
  • Sanığın daha önce kasıtlı olarak işlemiş olduğu bir suçtan mahkumiyetinin olmaması, 
  • Sanığın, tutum ve davranışları gözetildiğinde bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşturması, 
  • Sanığın mağdurun uğradığı zararı tazmin yoluyla gidermesi, (Derhal yerine getirilemediği takdirde taksitlerle ödenmesine karar verilebilir.)
  • Sanığın HAGB kararı verilmesini kabul etmesi.

Tüm bu hususların bulunmasına rağmen hakim HAGB kararı vermeyebilir. Ancak HAGB kararı verilirse, sanık 5 yıl süre boyunca denetim altına alınır ve denetim süresi boyunca hakimin belirleyeceği yükümlülükleri yerine getirmesine hükmolunur. Bu süre içinde yükümlülüklere uyulması ve kasten bir suç işlenmemesi durumunda açıklanması ertelenen hüküm ortadan kaldırılır, dava düşer.

Buna karşılık, denetim süresi boyunca yükümlülüklerine uymayan yahut kasti olarak bir suç işleyen sanık hakkında düzenlenen hükmün açıklanmasına karar verilir ve hükümde ifade edilen cezanın infazına geçilir. Fakat sanığın durumuna göre, bu cezanın yarısının uygulanmasına ya da seçenek yaptırımlara çevrilmesine de karar verilebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması karar yerine daha lehe bir karar verilmesi gerektiği düşünülüyorsa; sanık, eşi, veli/vasi avukatı, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle veya kararı veren mahkemeye sunulacak bir dilekçe ile itirazda bulunulabilir. 

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, işlediği suç nedeniyle 2 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen sanığın hapis cezasının ertelenmesi kararıdır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun nitelikli halleri bakımından cezanın ertelenmesi kararı verilemez. Çünkü suçun nitelikli halinden yargılanan sanıklara 2 yıl süre ile hapis cezası verilmesi mümkün değildir. Buna karşılık, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun sanığı şartların bulunması halinde cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun sanığı hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması (18 yaşını tamamlamamış ve 65 yaşını bitirmiş kişiler bakımından 3 yıl veya daha az),
  • Daha önce kasten işlenmiş bir suç dolayısıyla 3 aydan fazla mahkumiyetin bulunmaması, 
  • Bir daha suç işlenmeyeceğine yönelik kanaatin oluşması.

Cezanın ertelenmesi kararı verilmesi şartlar sağlanmış olsa dahi hakimin takdirine bağlıdır. Ancak hakim cezanın ertelenmesi kararı verirse, sanık 1 ila 3 yıllık süreler arasında denetim altına alınır. Sanığın durumu da değerlendirilerek denetim altında geçirilen sürelerin bir yükümlülük ile veya yükümlülük olmadan geçirilmesine karar verilebilir.

Denetim altında bulunan sanığın, bu süreleri kasten herhangi bir suç işlemeden geçirmesi ve iyi halli davranması durumunda, cezası yerine getirilmiş sayılır. Buna karşılık, yükümlülük öngörülmüşse bunlara ısrarla uymaması ve kasıtlı olarak bir suç işlemesi halinde hakkında hükmolunan cezanın, cezaevinde çektirilmesine karar verilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, sanığın yargılamasına devam edilemeyen hallerde verilen karar türüdür. Davanın düşmesi kararı verilmesi halinde, sanık hakkında herhangi bir hüküm kurulamaz. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda davanın düşmesi kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Sanığın ölmesi,
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kapsamında genel af çıkması,
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından öngörülen dava zamanaşımı sürelerinin dolması,
  • Mağdurun, yargılama aşamasında şikayetten vazgeçmesi.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda istinaf ve Yargıtay süreci, mahkeme tarafından verilen kararın daha üst mahkeme olan istinaf ve Yargıtay mahkemelerinde denetlenmesi sürecidir. İstinaf mahkemesi olarak adlandırılan bölge adliye mahkemesine başvuru istinaf kanun yolu, Yargıtay’a başvuru ise temyiz kanun yolu olarak ifade edilir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda istinaf kanun yoluna gidebilmek mümkündür. İstinaf kanun yoluna başvuru, sanık hakkında verilen hükmün öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, hükmü veren mahkemeye verilecek dilekçe yahut zabıt katibine bu yöndeki talebi bildirmek suretiyle gerçekleştirilir. Bu süre içinde başvuru yapılmaz ise, istinaf başvuru hakkı kaybedilir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda temyiz kanun yoluna gidebilmek ise kural olarak mümkündür. Ancak istinaf mahkemesinin bazı kararları yönünden temyiz kanun yoluna gidilememektedir. Buna göre, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda temyiz kanun yoluna gidilemeyecek haller şunlardır:

  • İstinaf mahkemesi tarafından verilen ‘bozma’ kararları, 
  • 5 yıl ya da daha az süreli hapis cezaları ile miktarı fark etmeksizin adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun reddi kararları,
  • 5 yıl ya da  daha az süreli hapis cezalarında artırım yapılmayan istinaf mahkemesi kararları, 
  • 10 yıl ya da daha az süreli hapis cezalarında verilen beraat kararlarına karşı istinaf başvurusunun reddi kararları.
  • Davanın düşmesi, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirine ilişkin istinaf mahkemesi kararları yahut istinaf başvurusunun reddi kararları.

Bu hususlar dışında kalan kararlara karşı temyiz kanun yoluna gidilebilir. Temyiz kanun yolu başvurusu, istinaf mahkemesinin kararının öğrenilmesinden itibaren 15 gün içinde, kararı veren istinaf mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile yahut zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Bu süre içinde temyiz başvurusu yapılmaz ise Yargıtay’a başvuru hakkı kaybedilir.

İstinaf ve temyiz kanun yollarına başvurabilecek kimseler kanunda sayılmıştır. Buna göre, sanığın yanı sıra; eşi, velisi veya vasisi ve avukatı (müdafii) kanun yollarına başvuruda bulunma hakkına sahiptir.

Sonuç

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, özellikle her iki tarafın da küçük olması durumunda hakkaniyetli olmayan sonuçlar doğurabilir. Cinsel ilişkiye girilen kimsenin yaşı hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunması nedeniyle cezai yaptırımla karşı karşıya kalınabilir. Bu noktada, daha detaylı bilgi sahibi olabilmek adına uzman ceza avukatına danışmakta yarar vardır.