Özel belgeyi bozmak yok etmek veya gizlemek suçu ve cezası

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu ve Cezası

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, usulüne uygun olarak düzenlenmiş özel belgelerin değiştirilmesi ile oluşan suç türüdür Bu suç ile, kişilerin kamuya ve belgelerin ispat gücüne duydukları güvenin korunması amaçlanmaktadır. Söz konusu suçu işleyen kişilerin 3 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalmaları muhtemeldir.

İçindekiler

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Nedir?

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, özel belge niteliğindeki belgelerin çeşitli davranışlarla tahrip edilmesi veya kullanımının önünde geçilmesi ile oluşan suç türüdür. Bu suç Türk Ceza Kanunu madde 208’de düzenlenmiştir.

TCK 208:

“Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Nasıl Oluşur?

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, özel belge niteliğindeki belgelerin tahrip edilmesi, ortadan kaldırılması veya belgeye erişimin önlenmesine yönelik gerçekleştirilen hareketler ile oluşur. 

Özel belge, resmi belge niteliğine sahip olmayan belgelerdir. Dolayısıyla kamu görevlisinin görevi gereği hazırladığı belgeler dışındaki bütün belgeler, özel belge olarak adlandırılır. Örneğin; nüfus cüzdanı, pasaport, ehliyet gibi belgeler resmi belge iken, sözleşmeler, adi senet, mal beyannamesi, vergi beyannamesi, fatura gibi belgeler özel belge olarak nitelendirilir. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu oluşabilmesi için söz konusu özel belgenin, usulüne uygun hazırlanmış geçerli bir belgenin varlığı şarttır. Bu kapsamda düzenleyeninin belli veya belirlenebilir olması, hukuki olarak korunması gereken bir değer içermesi ve yazılı olması gerekmektedir.

Usulüne uygun düzenlenmiş belgenin ayrıca gerçek olması gerekir. Sahte olarak düzenlenmiş  özel belgelerin, bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesi halinde, fail bu suç kapsamında değil suç delillerini yok etme, gizleme suçu kapsamında yargılanır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun oluşabilmesi için ayrıca birtakım hukuka aykırı davranışların gerçekleştirilmesi gerekir. Bu davranışlar kanunda şöyle belirtilmiştir:

  • Özel belgeyi bozmak,
  • Özel belgeyi yok etmek,
  • Özel belgeyi gizlemek.

Özel Belgeyi Bozmak

Özel belgeyi bozmak, belgeyi kullanılamaz hale getirmektir. Özel belgedeki yazıları silmek, karalamak, boyamak gibi hareketler özel belgeyi bozma eylemini oluşturur. Bozma eylemi sonucunda suçun oluşabilmesi için ilgilinin o belgeden bir daha yararlanamıyor olması gerekmektedir. 

 Örneğin A, dedelerinden gelen mektupta kardeşi B’ye para yüklü bir banka hesabının verildiğini görmüş ve sinirlenerek tüm mektubu karalamıştır. Bu banka hesabından yalnızca dedelerinin haberi bulunmaktadır ve dedeleri mektubu gönderdikten bir süre sonra ölmüştür. B özel belgeye konu bu hakkı bir daha kullanamayacağından A’nın eylemi suç oluşturur. 

Bozma eyleminin, belgede değişiklik yapmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde ayrıca özel belgede sahtecilik suçu söz konusu olabilir. Eğer, değişiklik, kişileri aldatma amacıyla yapılıyorsa özel belgede sahtecilik suçu oluşur. Hak sahibi olan kişinin, oluşturulan belgeyi kullanılamaması amaçlanıyorsa söz konusu suçun varlığı kabul edilir.

Yargıtay bir kararında; özel belgeyi bozma eyleminin, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla yapıldığı, belgedeki bilgilerin farklılaştırılması amacı taşımadığını belirtmiştir. Bu nedenle; bozmaya yönelik davranışın, belge içindeki gerçeklerin değiştirilmesine yönelik gerçekleştirilmesi halinde, belgede sahtecilik suçunun oluşacağını ifade etmiştir. ( Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/27395 E. , 2014/12265 K.)

Özel Belgeyi Yok Etmek

Özel belgeyi yok etmek, söz konusu belgenin ortadan kaldırılmasıdır. Özel belgenin yakılması, birleştirilemeyecek şekilde yırtılması, çiğnenerek yutulması gibi hareketler özel belgeyi yok etme eylemini oluşturur. 

Yargıtaya konu bir olayda; mağdur ile sanık, sanığa ait kooperatif hissesinin devri konusunda anlaşmıştır. Sanık hisse devri satış işleminin yapılmasına onay verdiğine ilişkin yazıyı katılana vermiştir. İlerleyen zamanlarda sanık, 15.000 TL daha istemiş, mağdur kabul etmeyince verdiği onay yazısını alıp yırtarak yok etmiştir. Kişinin bu fiilleri sonucunda özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun oluştuğuna hükmedilmiştir.(Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/9795 E. , 2019/5288 K.)

Özel Belgeyi Gizlemek

Özel belgeyi gizlemek, belgeyi kimsenin bulamayacağı şekilde saklamaktır. Yok etme fiilinden farklı olarak, özel belge fiili olarak varlığını korumaktadır ancak ilgili kimseler bu özel belgeye ulaşamamaktadır. 

Yargıtay bir kararında; sanıklar tarafından bakma bahanesi ile alınarak senet asıllarının gizlenmesi eyleminin, (şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince gizlenen senetlerin TTK’da belirtilen yazılı unsurlarının bulunmadığının kabulü ile), özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan hüküm kurulması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2013/24931 E. , 2015/31816 K.)

Mahkemelerin uyuşmazlık konusu için gerekli bir belgeyi istemesi ancak kişilerin gerçeğe aykırı beyanda bulunarak belgenin bulunmadığını belirtmesi halinde de özel belgeyi bozmak yok etmek veya gizlemek suçu oluşur. Herhangi bir suça dair yürütülen soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, ilgili makamlar tarafından talep edilen belgelerin verilmemesi, suç gizleme suçunu oluşturmaktadır.

Örneğin; A, yaşadığı her şeyi günlüğüne yazan biridir. A, B’yi öldürdükten sonra bu hususu da günlüğüne yazmıştır. Hakkında başlatılan soruşturmada savcılık, A’nın günlük tuttuğunu öğrenmiş ve getirilmesini istemiştir. A ise günlük tutmadığını, böyle bir belgenin bulunmadığını söylemiştir. Bu durumda A, suç delillerini gizleme suçundan yargılanır.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Cezası

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kanunda belirtilen bu sınırlar kapsamında kesin cezayı belirleme yetkisi hakimdedir. Hakim, kesin cezayı belirlerken failin durumu, özellikleri, suçun işlenme şekli gibi birtakım hususları göz önünde bulundurur. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Etkin Pişmanlık

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun yargılamasında etkin pişmenlık hükümleri uygulanamamaktadır.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin suç işlemek kastıyla harekete geçmesi ancak elinde olmayan sebeplerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun işlenmesiyle aranan sonuç, ilgili kimsenin o özel belge üzerindeki hakkını kullanamıyor olmasıdır. Bu nedenle kişinin suça konu eylemleri gerçekleştirmesine rağmen özel belge kullanılabiliyorsa teşebbüs söz konusu olur. 

Yargıtay bu konuya ilişkin bir kararında; suç konusu kira kontratının yırtılan parçalarının birleştirilmesi halinde, mağdurun belgeden yararlanma olanağı devam ediyorsa suçun teşebbüs aşamasında kalacağını ifade etmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2688 E.  ,  2019/4184 K.)

İştirak, bir suçun birden çok kişi tarafından işbirliği içinde işlenmesidir. İştirak faile yardım etme ve faili azmettirme şeklinde gerçekleşir. 

Örneğin; A, borcu nedeniyle düzenleyip B’ye verdiği adi seneti, B’den çalarak geri almıştır. A’nın bu senedi saklamak için C’den yardım alması halinde iştirak söz konusu olur. Aynı örnekte, A’nın aklında bulunmamasına rağmen C’nin verdiği akılla senedi yakması halinde C azmettirici olarak yargılanacaktır.

İçtima birden çok suç işlenmesine rağmen tek ceza verilmesidir. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu ile birlikte başka bir suçun işlenmesi halinde tek bir ceza verilecek ancak failin cezasında artırıma gidilecektir.

Örneğin; A, B’ye olan borcu nedeniyle düzenlediği adi senedi yakarak, hem mala zarar verme suçunu hem de özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunu işlemiş olur. Bu durumda, hangi suçun cezası fazlaysa o uygulanır.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunun Soruşturma Aşaması

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun soruşturma aşaması, yetkili mercilerin suça konu eylemi öğrenmesi ile başlayan ve mahkemece iddianamenin kabulüyle sona eren evredir.

Soruşturma aşamasının amacı, delilleri toplayıp muhafaza ederek ceza yargılaması aşamasına hazırlık sağlamaktır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun soruşturma aşamasında gerçekleştirilecek işlemler şunlardır:

  • Şikayet – ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin toplanması
  • İfade ve sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Şikayet, mağdur veya suçtan zarar görenin suça konu eylem hakkında yetkili mercilere yazılı yahut sözlü olarak başvurmasıdır. İhbar ise, herhangi birin bildirimi ile yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi halidir.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya değiştirmek suçu şikayete tabi bir suç değildir. Dolayısıyla herkes bu suça ilişkin yetkili makamlara bildirimde bulunabilir. Soruşturmanın başlaması için mutlaka mağdurun şikayeti gerekmez. Yetkili makamlarca suçun öğrenilmesiyle soruşturmasına başlanır.

Gözaltı

Gözaltı, şüphelinin geçici olarak ‘nezarethane’ adı verilen yerde yetkili mercilerin gözetimi altında tutulmasıdır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya değiştirmek suçunda gözaltı kararı verilebilmesi mümkündür. Ancak gözaltı kararının, soruşturma aşaması bakımından zorunlu olması ve şüphelinin suçu işlediğine yönelik somut delillerin bulunması gerekmektedir. 12 yaşını doldurmamış çocukların ve 15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin gözaltına alınması yasaktır.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya değiştirmek suçunda gözaltı süresi, yolculuk süresi hariç tutulmak üzere (12 saat) en fazla 24 saat olarak belirlenmiştir. Bu süre zorunlu hallerde 3 güne kadar uzatılabilmektedir. Şüpheli, bu süreler içerisinde hakim karşısına çıkarılmalı veya serbest bırakılmalıdır. Aksi halde, şüpheli haksız gözaltı nedeniyle tazminat talebinde bulunabilir.

Gözaltı karar ve sürelerine ilişkin verilecek kararlara karşı, şüpheli, avukatı, veli/vasisi, eşi, birinci derece kan hısımları (anne-babası, çocukları) ve ikinci derece kan hısımları (kardeşleri, torunları veya dede ve ninesi) sulh ceza hâkimine itirazda bulunabilir. Sulh ceza hakimi 24 saat dolmadan bu hususta bir karar verir. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, suçun işlenip işlenmediği, kim tarafından işlendiği gibi hususların ispatı için bilgi ve belgelerin toplanmasıdır. Esasen soruşturma aşamasında delil toplanmakla birlikte her aşamada delillerin toplanabilmesi mümkündür. Savcılık, şüphelinin hem lehine olan hem de aleyhine olan delilleri toplama yükümlülüğü altındadır.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu kapsamında; kamera kayıtları, bilirkişi raporları, parmak izi, suça konu özel belge, tanık ifadeleri, şüpheli ve mağdur beyanları delil olarak toplanabilir.

Ceza hukukunda her şey delil olabilir. Ancak bu delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesi zorunludur. Hukuka aykırı şekilde bulunan deliller yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamamakta ve bu delillere dayanılarak ceza verilememektedir.

Örneğin; şüphelinin ifadesinin avukat huzurunda alınması gerekir. Avukat olmaksızın ifadesi alınan şüphelinin beyanı hukuka aykırı delil niteliği taşır. Şüpheli suçunu itiraf etmiş olsa dahi, yargılama aşamasında ifadesi aleyhine olarak yorumlanamaz. 

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, suç işleme şüphesi altında bulunan kişilerin suça ilişkin beyanlarının alınmasıdır. İfade, soruşturma aşamasında, savcı veya kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilir. Sorgu ise, sulh ceza hakimi yahut mahkeme tarafından, şüphelinin suça ilişkin olarak dinlenmesidir.

İfade ve sorgu süreci, şüpheli/sanığın çağrılması ile başlar. Şüpheli/sanık yapılan bu çağrıya uymak zorundadır. Aksi halde kolluk kuvvetleri tarafından zorla getirilir. Şüpheliye yapılan çağrıya uyulmaması halinde para cezası verilmektedir. 

İfade ve sorgusu için yetkili makamlar önüne getirilen şüpheli/sanığın kimliği tespit olunur. Kimliği tespit olunan şüphel/sanığa işlediği iddia edilen suç ve sahip olduğu haklar öğretilir. Bu kapsamda; susma hakkının bulunduğu, avukat isteyebileceği, yakınlarına haber verebileceği ve delillerin toplanmasını isteyebileceği belirtilir. 

Şüpheli kişi sahip olduğu susma hakkı dolayısıyla ifade vermek zorunluluğu altında değildir. Ancak konuşmak istiyorsa, bu isteği özgür iradesine dayanmalıdır. Şüpheli/sanığın; korkutma, aldatma, ilaç verme, yorma, işkence, kötü davranma, tehdit etme gibi yasak usullerle ifadesi alınamaz. Aksi durumunda bu ifade delil olarak kullanılamaz.

İfade ve sorgu sonunda, sürece ilişkin bir tutanak tutulur. Bu tutanak yargılama aşamasında delil olarak kullanılabilir. Bu noktada şüpheli/sanığın, tutanağı dikkatle okuması ve gerçeğe aykırı hususların bulunması halinde tutanağı imzalamaması gerekmektedir. Şüphelinin, hazırlanan tutanağa imza atmamasının sebebi ayrıca tutanağa eklenmelidir.

İfade ve sorgu prosedürleri, hukuki bilginin eksik oluşu, kişilerin alışkın olmadıkları bir ortama adapte olamaması gibi sebeplerle zorlu geçebilmektedir. Şüpheli hissettiği baskı nedeniyle sorulan sorulara sağlıklı cevaplar veremeyebilir ve bu hususlar aleyhine kullanılabilir. Bu noktada, hukuki risklerin azaltılması ve hakların korunabilmesi açısından uzman ceza avukatına danışmakta fayda vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur veya suçtan zarar gören ile şüphelinin bağımsız bir uzlaştırmacı aracılığıyla anlaşmaya varmasıdır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu şikayete tabi bir suç olmadığından kural olarak uzlaşmaya gidilemez. Ancak bu suçun faili 18 yaşından küçükse, dava açılabilmesi için uzlaşma yoluna başvurmak şarttır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun faili 18 yaşından küçükse ve suça ilişkin olarak kamu davası açılması mümkünse dosyaya bir uzlaştırmacı atanır. Uzlaştırmacı tarafların anlaşabilmesi için tekliflerde bulunur. 3 gün içinde cevap verilmemesi halinde teklif reddedilmiş sayılır. 

Uzlaşma prosedürü en fazla 70 gün sürmektedir. Tarafların bu süre içinde anlaşmaları halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek soruşturma sona erdirilir. Fakat tarafların anlaşamaması durumunda, dava yoluna gidilmesi mümkündür. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde tekrar uzlaşma yoluna gidilemez.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin bulunduğu hallerde tutuklama tedbiri yerine uygulanabilen bir koruma tedbiridir. Adli kontrol kararı ile şüpheli/sanık birtakım yükümlülükler öngörülerek serbest bırakılır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun faili hakkında da adli kontrol kararı verilebilir. Bu kapsamda; şüpheli/sanık hakkında belirli aralıklarla imza atma yükümlülüğü, yurt dışına çıkma yasağı, verdiği zarar dolayısıyla güvence yatırma gibi adli kontrol tedbirlerine karar verilebilir. 

Adli kontrol süresi, en fazla 2 yıldır. Bu süre zorunluluk gerektiren hallerde 1 yıl daha uzatılabilir. Ancak 18 yaşından küçük çocuklar bakımından bu süreler yarısı oranında uygulanır. 

Adli kontrol kararlarına karşı, şüpheli/sanık, eşi, avukatı, veli/vasi kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren sulh ceza hakimine bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle itirazda bulunabilir. 

Tutukluluk

Tutukluluk, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde şüpheli/sanığın tutukevi denilen yerde tutulmasıdır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun faili 15 yaşından büyükse tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama kararının verilebilmesi için bulunması gereken sebepler şunlardır:

  • Şüpheli/sanığın suçu işlediğine yönelik kuvvetli bir şüphe bulunması,
  • Şüpheli/sanığın kaçacağına veya saklanacağına ilişkin somut hususların bulunması,
  • Şüpheli/sanığın; delilleri yok etme, gizleme, değiştirme veya suça konu kişiler üzerinde baskı yapacağı hususunda şüphe varsa.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Ancak bu süre zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. 

Tutukluluğa ilişkin verilen kararlara karşı itiraz etmek mümkündür. İtiraz başvurusu, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde  kararı veren sulh ceza hakimliğine dilekçe vermek veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Şüpheli/sanık ile birlikte eşi, avukatı, veli/vasisi tutukluluk kararlarına itirazda bulunabilir. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK)
  • İddianamenin düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Şikayet/ihbara konu fiilin suç oluşturmadığı açıkça anlaşılıyorsa veya şikayet/ihbar genel ve soyut nitelikteyse soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Örneğin, kişinin hoşlandığı kimseye gönderdiği aşk mektubunun yakılması sebebiyle kolluk kuvvetlerine başvurması halinde, aşk mektubunun hukuki sonuç doğuran bir belge olmaması sebebiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Soruşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Toplanan delillerden edinilen kanaat, suçun işlendiğine yönelik yeterli şüphe oluşturmuyorsa ve dava açılmasına engel durumlar söz konusuysa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Uygulamada takipsizlik kararı olarak da adlandırılır.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı şu hallerde verilir:

  • Şüpheli hakkında dava açılabilmesi için yeterli şüphe oluşmamışsa,
  • Uzlaşma yoluna gidilmemişse,
  • Dava zamanaşımı süresi dolmuşsa,
  • Şüpheli hakkında aynı fiil nedeniyle halihazırda açılmış bir dava veya verilmiş bir karar varsa.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz başvurusu 15 gün içinde, kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine yapılır. 

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianame, savcının şüpheli hakkında dava açılması talebini ve bunun gerekçelerini içeren bir belgedir. Toplanan deliller, şüpheli hakkında dava açılabilmesi için yeterli bir şüphe oluşturuyorsa ve KYOK kararı verilemiyorsa savcı iddianame düzenler. İddianamenin hukuka uygun düzenlenmiş olması durumunda mahkemece iddianamenin kabulüne karar verilir ve kamu davası açılmış olur. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunun Savunması

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun savunması, suçun işleniş şekline ve failin özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Ancak bu suç kapsamında ileri sürülebilecek hususlar şunlardır:

  • Suça konu belgenin, özel belge veya belge niteliği taşımadığı,
  • Suça konu eylemlerin gerçekleştirilmesinde kastın bulunmadığı
  • Suçun teşebbüs aşamasında kaldığı,
  • Suça konu özel belge hakkında hataya düşüldüğü, (Kişinin kendisinin sanarak başkasına ait özel belgeyi yırtması)
  • Zorunluluk halinin bulunduğu
  • Suça konu eylemlerin zorlama, şiddet ve tehdit sebebiyle gerçekleştirildiği,
  • Şüpheli/sanığın 18 yaşından küçük olduğu,
  • Usule aykırılıkların bulunduğu,
  • Delillerin ispat bakımından yetersiz olduğu,
  • Delillerin hukuka aykırı olarak elde edildiği,
  • Yetersiz delil nedeniyle şüpheden sanığın yararlanacağı.

Sayılan iddialar, genel olarak ileri sürülebilecek iddialardır. Etkili bir savunma için, failin özellikleri, suçun işleniş şekli ve dosyanın içeriği dikkatle incelenmeli ve iddialar hukuki çerçevede ileri sürülmelidir. Bu nedenle uzman ceza avukatına danışmak faydalı olabilir.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemece iddianamenin kabulüyle başlayıp fail hakkında hüküm kurulması ile sona eren süreçtir. Ceza yargılaması aşaması, ‘’kovuşturma aşaması’’ olarak da adlandırılır. Kovuşturma aşamasında şüpheli, sanık ismini alır.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu farklı bir yargılama usulüne tabi olmadığından ceza yargılaması genel hükümlere göre yürütülür. Bu kapsamda; duruşmalar yapılır, sanık, mağdur ve tanıklar dinlenir, bilirkişilerden görüş alınır, toplanan deliller değerlendirilerek bir kanıya varmaya çalışılır. Yargılama sonunda hakim vardığı kanaate göre bir karar verir. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Zamanaşımı

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak bu süreler, suçu işlediği sırada 12 – 15 yaşlarında olan çocuklar bakımından yarı oranında, 15 – 18 yaşlarında olan çocuklar bakımından üçte ikisi oranında uygulanır.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda dava zamanaşımı süresi, bu eylemlerin birinin gerçekleştirilmesiyle başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise, sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesi ile başlar. Karar, süresinde istinaf başvurusu yapılmaması veya istinaf mahkemesinin vereceği hüküm ile kesinleşir.

Dava zamanaşımı süresinin dolması halinde dava düşer, sanık hakkında herhangi bir karar verilemez. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise, sanık hakkında verilen cezanın infazı gerçekleştirilemez.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Adli para cezasına çevirme
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
  • Cezanın ertelenmesi 
  • Davanın düşmesi

Beraat

Beraat, sanığın masum olduğunu ifade eden karar türüdür. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda beraat kararı şu hallerde verilir:

  • Sanığın suçu işlemediğinin tespiti,
  • Sanığın suça konu eylemlerinin kasten olarak gerçekleştirmediğinin anlaşılması.

Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Suçun sanık tarafından işlenmiş olduğunun tespitine rağmen, bazı nedenlerle sanık hakkında cezaya hükmolunamıyorsa, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Yaş küçüklüğü, (12 yaşından küçük çocuklara ceza verilemez. 12- 15 yaşındaki çocuklar bakımından ise, gerçekleştirdikleri fiilin anlam ve sonuçlarını anlama yetilerine göre karar verilir.)
  • Akıl hastalığı,
  • Sağır ve dilsizlik hali,  (15 yaşından küçük sağır ve dilsiz çocuklara ceza verilemez. 15-18 yaş aralığındaki sağır ve dilsiz çocukların ise fiili ve sonuçlarını anlama yeteneğine göre karar verilir.)
  • Alkol, uyuşturucu gibi geçici nedenlerin bulunması, (Geçici nedenlerin, kişinin iradesi dışında gerçekleşmiş olması gerekmektedir.)
  • Zorunluluk hali,
  • Suçun cebir, şiddet, korkutma ve tehdit nedeniyle gerçekleştirilmesi,
  • Hataya düşülmesi,

Mahkeme tarafından verilen, ceza verilmesine yer olmadığı kararına karşı istinaf yoluna başvuru imkanı bulunmaktadır.

Mahkumiyet

Sanığın suçu işlediğine yönelik en ufak bir şüphe bulunmaması halinde, mahkumiyet kararı verilir. 

Mahkumiyet kararı ile sanığa suç özelinde belirlenen ceza verilir. Ancak ceza yerine güvenlik tedbirine veya ceza ile birlikte güvenlik tedbirine karar verilebilir. Güvenlik tedbirleri kapsamında; sanığın bazı haklardan yoksun bırakılmasına, suça ilişkin eşya ve kazançlara el konulmasına, yabancıların sınır dışı edilmesine, çocuklara ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine karar verilebilir. 

Mahkumiyet kararının kesinleşmesi ile birlikte sanık, 3 yıl içinde bir daha suç işlerse, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanır. Bu durumda, suçta adli para cezası öngörülmüşse dahi hapis cezasına karar verilir, sanık cezanın infazından sonra denetime tabi tutulmak şartıyla serbest bırakılır.

Mahkumiyet ile verilecek cezada indiririme gidilmesi mümkündür. Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri suça konu eylemleri gerçekleştirirken ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri göz önüne alınarak cezasında 1/6 oranında indirime gidilebilir. Ancak sanığın bu davranışlarının mahkemeyi etkilemeye yönelik olması halinde indirim sebebi olarak değerlendirilmez.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, 1 yıl veya daha az süreli hapis cezalarının para cezasına çevrilmesi kararıdır. Adli para cezasına çevirme kararının verilmesinde sanığın kişiliği, ekonomik durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığı ve suçun işlenme şekli göz önünde bulundurulur. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun faili hakkında 1 yıl hapis cezasına hükmolunması halinde, adli para cezasına çevirme kararı verilebilir. Adli para cezasına çevirme kararının verilmesi durumunda, hakim 5 ila 730 gün arasında bir gün sayısı belirler. Bu gün sayısını günlük 20 ila 100 TL olarak belirlediği miktar ile çarparak net cezayı tespit eder.

Hakim, sanığın durumuna göre adli para cezasının tek seferde veya taksitlerle ödenmesine karar verebilir. Cezanın tek seferde ödenmesine karar verilmesi halinde ödeme süresi en fazla 1 yıldır. Cezanın taksitlerle ödenmesine karar verilmesi halinde sanık en fazla 2 yıl içinde tespit olunan miktarı ödemek zorundadır. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kanunda belirtilen şartların sağlanması halinde, sanık hakkında verilecek kararın hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden karar türüdür. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda HAGB kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sanık hakkında verilecek hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
  • Sanığın daha önce kasten suç işlememiş olması,
  • Sanığın tekrar suç işlemeyeceğine yönelik bir inancın oluşması,
  • Mağdurun işlenen suç nedeniyle ortaya çıkan zararının giderilmesi.

HAGB kararının verilmesi ile sanık birtakım yükümlülükler öngörülerek denetime tabi tutulur. Denetim süresi 5 yıldır. Bu süre içerisinde kasten suç işlemeyen veya yükümlülüklerine uygun davranan sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilir. HAGB kararı adli sicil kaydına işlemez.

Sanık, denetim süresinde kasten suç işler veya yükümlülüklerine aykırı davranırsa, hakkında verilen hüküm açıklanır ve cezanın infazına geçilir. Ancak sanığın durumu ve davranışları dikkate alınarak, cezasının yarısının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu ağır ceza mahkemesine, karar tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, kanunda öngörülen koşulların sağlanması halinde verilecek hapis cezasının uygulanmamasına ilişkin karar türüdür. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sanığa verilecek hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması, (Bu süre 18 yaşından küçükler ile 65 yaşından büyükler bakımından 3 yıldır.)
  • Sanığın daha önce kasten işlemiş olduğu suçtan 3 aydan fazla mahkumiyeti bulunmaması,
  • Sanığın suç işlemeyeceğine dair bir inancın bulunması.

Cezanın ertelenmesi kararı ile, sanık hakkında 1 ila 3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenir. Denetim süresince sanık hakkında herhangi bir yükümlülük öngörülebilir. Ancak hakim, sanığın durumunu, davranışlarını ve kişiliğini göz önünde bulundurarak denetim süresinin bir yükümlülük olmaksızın geçirilmesine de karar verebilir.

Sanık, hakimin uyarılarına rağmen ısrarla yükümlülüklerine uymaz veya kasten suç işlerse ertelenmiş hapis cezasının, cezaevinde çektirilmesine karar verilir. Aksi halde, iyi halli olarak geçirilen denetim süresi sonunda ceza infaz edilmiş sayılır. 

Davanın Düşmesi

Sanık hakkında karar verilmesinin mümkün olmadığı durumlarda davanın düşmesine karar verilir. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda davanın düşmesine karar verilecek haller şunlardır:

  • Sanığın ölmesi,
  • Dava zamanaşımı süresinin dolması,
  • Genel af ilan edilmesi,
  • Uzlaşmaya gidilmemiş olması,
  • Sanık hakkında aynı fiil dolayısıyla açılmış bir dava veya verilmiş bir karar varsa.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda istinaf kanun yoluna gitmek mümkündür. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. İstinaf başvuru süresi 7 gündür. Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde karar kesinleşir, cezanın infazına geçilir. 

İstinaf başvurusu yapabilecek kişiler; sanık, sanığın avukatı, sanığın eşi, sanığın veli/vasisi, yargılama aşamasında katılan sıfatını alan kişiler ve savcıdır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda, istinaf mahkemesinin verdiği bozma kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemez. Zira, istinaf mahkemesinin verdiği 5 yıl veya daha az hapis cezası kararlarına karşı, temyiz kanun yolu kapalıdır. 

Sonuç

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, mahkumiyete sebep olabilecek bir suçtur. Ayrıca, kişi bu suça konu eylemleri gerçekleştirmek ile daha ağır ceza gerektiren bir suçun işlenmesine de sebebiyet vermiş olabilir. Dolayısıyla bu süreçte hak kayıplarının en aza indirilmesi bakımından uzman ceza avukatına danışmakta fayda vardır.