Müstehcenlik suçu ve cezası

Müstehcenlik Suçu ve Cezası

Müstehcenlik suçu, müstehcen görüntüler içeren ürünlerin, satılması, kiralanması, üretilmesi, bulundurulması gibi birçok hareketle işlenen suç türüdür. Müstehcenlik suçunun cezası, 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adlî para cezasıdır. Bu suç dolayısıyla hakkında işlem başlatılan kişilerin, kanuna ve usule uygun savunma yapmaları oldukça önemlidir.

İçindekiler

Müstehcenlik Suçu Nedir?

Müstehcenlik suçu, müstehcen görüntüler içeren ürünleri, satmak, pazarlamak, depolamak, okutmak, bu içerikleri yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlamak gibi farklı seçimlik hareketlerle işlenebilecek suçtur. Müstehcenlik suçu TCK m.226’da düzenlenmiştir.

TCK 226:

(1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,

b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,

c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,

d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,

e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,

f) Bu ürünlerin reklamını yapan,

Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

Müstehcenlik Suçu Nasıl Oluşur?

Müstehcenlik suçu; müstehcenlik taşıyan bir ürünü vermek, kayda almak, satmak, depolamak, aleni olarak sergilemek, reklamını yapmak gibi hareketler sonucu oluşur.

Bazı durumlarda müstehcenlik yasal kabul edilmektedir. Sayılan durum ve hallerde bulunanlara müstehcenlik suçu oluşturduğuna yönelik ceza verilemeyecektir. Bu haller şunlardır:

  • Müstehcenliğin kişinin özel alanında kalması. Örneğin, kişinin kendi başına müstehcen içerikli film izlemesi,
  • Müstehcenlik içeren ürünlerin izin verilen yerlerde satılması veya gösterilmesi,
  • Çocukların kullanıldığı müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünler hariç tutulmak kaydıyla, çocuklara ulaşmasının engellenmesi koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserlerin yazılması,
  • Müstehcenlik içeren eserin bilimsel nitelik taşıması.

Müstehcenlik İçeren Ürünlerin Çocuklara Gösterilmesi, Okutulması, Söylenmesi

Müstehcenlik içeren ürünlerin 18 yaşından küçüklere gösterilmesi, okutulması yahut söylenmesi filleri müstehcenlik suçunu oluşturmaktadır. Aynı şekilde, çocukların girebileceği yahut aleni yerlerde bu ürünlerin sergilenmesi, gösterilmesi, okunması, okutulması, söylenmesi, söyletilmesi halinde de mevzubahis suç oluşmaktadır.

Örneğin, müstehcen içerikli bir dergiyi, bir çocuğa okutmaya çalışmak yahut herkesin girebileceği halka açık bir kafede, çocukların girip görebilme ihtimali olmasına rağmen müstehcen içerikli bir film gösterilmesi.

Yargıtay, müstehcenlik içeren ürünleri çocukların görebileceği yerde izleme ile ilgili bir ihtimal yüksekliği aramış, evin içinde, çocuğun özellikle görme ihtimali çok olmayan bir odada kendi başına müstehcen içerikli bir video izleyen anneye, çocuğunun içeriği gizlice kapı deliğinden görmesi ve görme ihtimalinin düşük olması sebebiyle bu suçtan dolayı ceza vermemiştir. (Yargıtay 18.CD., 2020/924 E.  ,  2020/7049 K.)

Müstehcenlik İçeren Ürünlerin Satılması veya Kiraya Verilmesi

Müstehcenlik içeren ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz etmek, müstehcenlik suçun oluşturur.

Örneğin, müstehcen içerikli bir kitabın satışa çıkarılması veya bir kişiye bir süreliğine kullanması için kiraya verilmesi böyledir. Ancak, müstehcenlik içeren bir ürünün siyah poşete sarılı halde, içeriğine vakıf olunamayacak şekilde satılması halinde suç oluşmayacaktır.

Müstehcenlik içeren ürünleri, bu ürünlerin satışı için özel izinli alışveriş yerleri dışında, satışa arz etmek, satmak veya kiraya vermek müstehcenlik suçunu oluşturur.

Müstehcenlik içeren ürünlerin satışı ancak, özel olarak bu ürünlerin satışı için kurulmuş ve izinli merkezler aracılığıyla mümkündür. Bu yerler dışında hiçbir alışveriş yerinin veya kişinin müstehcen içerikli ürün satması mümkün değildir.

Örneğin, bir takı dükkanında, müstehcen içerikli ürünler satılması bu suçu oluşturur.

Müstehcen İçerikli Ürünlerin Karşılıksız Dağıtılması

Müstehcenlik içeren ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında bedelsiz olarak vermek veya dağıtmak müstehcenlik suçunu oluşturur.

Müstehcen ürünün bedelsiz olarak verilmesi, ürünün bir ödül veya tanıtım amacıyla bir mal ya da hizmet satışı sırasında satılan bir başka ürünün yanında promosyon olarak verilmesidir.

Örneğin, müstehcen içerikli kartların caddenin ortasında yerlere atılması, müstehcen içerikli ürünün bedelsiz olarak dağıtılmasına örnek gösterilebilir.

Müstehcenlik İçeren Ürünlerin Reklamının Yapılması

Müstehcen içerikli ürünlerin reklamını yapmak, müstehcenlik suçunu oluşturur.

Reklam, bir ürünü pazarlamak ve kullanıcıya kabul ettirmek için, yazı, afiş, video veya şarkı gibi yollar kullanılarak hazırlanan tanıtım ürünüdür. Reklamın birkaç unsuru bulunmaktadır. Bu unsurlar, birden fazla kişiye yönelme, ticari amaca hizmet eden tanıtımın bulunması ve yapılan reklamın bir reklam yapma iradesine dayanmasıdır.

Örneğin, reklam panolarında, müstehcen bir ürüne dair reklam yapılması müstehcenlik suçunu oluşturur.

Müstehcenlik Suçunun Cezası Nedir?

Müstehcenlik suçunun cezası, temel işleniş şekilleri açısından 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.

Hakim, müstehcenlik suçu ile ilgili cezayı, kanunda yazan aralıklarda, somut olayın durumuna göre, takdir yetkisiyle belirler. Suçun; bir vakıf, dernek yahut şirket gibi tüzel kişi aracılığıyla işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında güvenlik tedbirlerine hükmolunmaktadır. Bu itibarla, tüzel kişinin faaliyet izninin iptal edilmesi yahut malvarlıklarının kamuya mal edilmesi söz konusudur.

Müstehcenlik Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

Müstehcenlik suçunda cezayı artıran nitelikli halleri, suçun işlendiği kişiler, işleniş şekli gibi hususlar neticesinde verilecek cezada artırıma gidilen hallerdir. Müstehcenlik suçunun cezayı artıran nitelikli halleri Türk Ceza Kanunu m.226/2,3,4,5 hükümlerinde açıklanmaktadır.

TCK 226:

“(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Müstehcenlik İçeren Ürünlerin Basın Yayın Yoluyla Yayılması

Müstehcenlik içeren ürünlerin basın yayın yoluyla yayılması; müstehcenlik suçunun cezayı artıran nitelikli hallerinden ilkidir. Bu halde sanığa verilecek ceza, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezasıdır.

Basın-yayın, televizyon, radyo, gazete, dergi gibi kitle iletişim araçlarıdır. Basın-yayın araçları sayesinde, bir ürün birçok kitleye aynı anda rahatça ulaşabilmektedir. Basın-yayın yolu ise, kitle iletişim araçlarının kullanılarak bir faaliyet gerçekleştirilmesidir.

Örneğin, Televizyon, elektronik basın organıyken, gazetede yazılı basın organıdır.

Yargıtay, müstehcen görüntüleri kendi web sitesinden yayımlayan sanığın fiilinin, müstehcenlik içeren ürünü basın yayın yoluyla yaymak kapsamına gireceğini belirtmiştir. (Yargıtay 4.CD.,  2020/14876 E.  ,  2021/8692 K.)

Müstehcen Ürünlerde Çocuklara İlişkin Görüntülerin Kullanılması

Müstehcenlik suçunun, müstehcen içerikli görüntü, yazı yahut sözlerin üretiminde çocukların, çocuk gibi görünen kişilerin veya temsili çocuk görüntülerinin kullanılması; suçun, cezayı artıran nitelikli hallerindendir. Bu filler ile müstehcenlik suçunu işleyen kişi hakkında 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezasına hükmedilir.

Yargıtay, müstehcen içerikli ürünün üretiminde çocukların kullanılmasında, üretilen müstehcenlik içeren ürünlerin hiç kimse tarafından izlenmemiş ya da bireysel amaç için üretilmiş olmasının, suçun oluşmasını engellemeyeceğini belirtmiştir. (Yargıtay 18.CD., 2018/2596 E.  ,  2019/17245 K.)

Söz konusu içerikleri, ülkeye sokup, çoğaltma, satma, nakletme, depolama gibi eylemleri basın yayın yoluyla işleyenler de 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Müstehcen içerikli görüntü, yazı yahut sözlerin üretiminde çocukların, çocuk gibi görünen kişilerin veya temsili çocuk görüntülerinin kullanılması fiilinin, basın yayın yoluyla işlenmesi durumunda, kişilerin 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılması söz konusudur.

Örneğin, bir kişinin, 12 yaşındaki bir çocuğun uygunsuz görüntülerini çekip çok fazla kişiye ulaşabilecek sosyal medyasında paylaşması, bu duruma örnektir.

Yargıtay, saığın,14 yaşındaki mağdurenin çıplak görüntülerini cep telefonuyla kaydetmesi şeklinde gerçekleştirdiği fiili nedeniyle müstehcenlik suçunun nitelikli haliyle cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 14.CD 2017/5185 E. , 2021/3255 K.)

Söz konusu içerikleri çocukların görmesini, duymasını, okumasını sağlayan kişi hakkında da 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezasına hükmedilir.

Yargıtay müstehcenlik suçu ile alakalı bir olayda, çocukların kullanıldığı müstehcen ürünlerin, her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla, yayılmasının 226/5 maddedeki nitelikli suçu oluşturacağını söylemiştir. (Yargıtay 4.CD, 2020/20641 E.,  2020/12046 K.)

Müstehcenlik Suçunun Hayvanlarla, Ölü İnsan Bedeni Üzerinde, Doğal Olmayan Cinsel Davranışlar İçeren İçeriklerle İşlenmesi

Müstehcenlik suçunun, hayvanlarla cinsel ilişkiyi, ölülerle cinsel ilişkiyi, doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiyi içeren müstehcen içeriği üretmek, ülkeye sokmak, satışa sunmak, satmak, depolamak, başkalarına kullanma imkânı tanımak yahut bulundurmak fiillerini sağlayan kişiye, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası verilir.

Örneğin, İçeriğinde doğal olmayan yollardan cinsel ilişki bulunan bir videonun üretilmesi, satılması müstehcenlik suçunun nitelikli halini oluşturur.

Yargıtay, doğal olmayan yollarla cinsel ilişkiyi, insanları aşağılayıcı ya da toplumdaki kimsenin kendi cinsel yaşamı içerisinde yer vermesi imkansız olan veya insan türünün biyolojik sürdürülebilirliğini tehlike altına sokan cinsel davranışlar olarak belirtmiştir. (Yargıtay 4.CD.,  2020/14341 E.  ,  2020/21485 K.)

Söz konusu içeriklere sahip müstehcen içerikli ürünleri, basın ve yayın yolu ile yayınlayan ya da yayınlanmasına aracılık eden kişi hakkında 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası verilir.

Örneğin, hayvanlarla cinsel ilişki içerikli bir fotoğrafın, sosyal medya aracılığıyla, alenen paylaşılması böyledir.

Yargıtay müstehcenlik suçu ile ilgili bir olayda, sanığın farklı tarihlerde gerek hayvanlarla insanların, gerekse çocukların kullanıldığı müstehcen görüntüleri Twitter aracılığı ile sosyal medyada paylaşması, TCK m.226/5 kapsamında değerlendirilmelidir, diyerek müstehcenlik suçunun nitelikli halinin oluştuğuna karar vermiştir. (Yargıtay 4. CD, 2020/24313 E.  ,  2021/18512 K.)

Müstehcenlik suçunun, hayvanlarla cinsel ilişkiyi, ölülerle cinsel ilişkiyi, doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiyi içeren müstehcen içeriğin, çocuklar tarafından, görünmesini, dinlenilmesini veya okunmasını sağlayan kişiye 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası verilir.

Örneğin, ölülerle cinsel ilişki içeren bir filmin, bir çocuğa izletilmesi bu kapsamdadır.

Müstehcenlik Suçunda Cezayı Azaltan Haller ve Cezaları

Müstehcenlik suçunun cezayı azaltan haller; suçun işleniş şekli sebebiyle verilecek cezanın azaltılmasını yahut herhangi bir ceza verilmemesini sağlayan hallerdir. Bu hal, Türk Ceza Kanunu m.226/7 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 226/7

“Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.”

Bilimsel Eserler Ve Sanat Eserlerinde Müstehcenlik Unsurlarının Yer Alması

Bilimsel eserler, edebi değeri olan eserler ve sanat eserlerinde geçen müstehcenlik unsurları, hukuka uygunluğu sebebi ile cezalandırılmamaktadır.

Ancak, suçun oluşmaması için bu ürünlerin üretiminde çocukların, temsili çocuk görüntülerinin yahut çocuk gibi görünen kişilerin kullanılmaması ve çocuklar tarafından ulaşılabilir olmaması gerekmektedir.

Örneğin, bilimsel bir tıp kitabının içerisinde insan vücudunda bulunan cinsel organların yer alması bir müstehcenlik suçu oluşturmaz.

Müstehcenlik Suçunda Zamanaşımı

Müstehcenlik suçunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Suçun nitelikli halleri açısından dava zamanaşımı süresi ise 15 yıldır.

Müstehcenlik suçuna istinaden zamanaşımı süresi içinde yargılama yapılmazsa davanın düşer yani mahkeme aşaması bir karara bağlanmadan son bulur.

Müstehcenlik Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin, suç işlemek amacıyla hareketlerine başlamış olması, ancak hareketinin istemediği nedenlerle tamamlanamamasıdır. Müstehcenlik suçuna teşebbüs mümkündür. Bu halde, kişiye verilen cezada bir miktar indirime gidilmektedir.

Yargıtay, bir olayda, müstehcenlik suçuna teşebbüsün mümkün olduğunu şöyle belirtmiştir:

“Korunmaya muhtaç çocuk …’ya yönelik, müstehcenliğe teşebbüs suçundan ceza alması gerekmektedir.” (Yargıtay 4.CD, 2021/1381 E., 2021/13605 K.)

İştirak, tek bir kişiyle işlenebilecek suçun birden fazla faille işlenmesidir. Müstehcenlik suçuna iştirak ile ilgili kanunda özel bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle bu suça; yardım eden veya azmettiren olarak iştirak etmek mümkün olduğu gibi dolaylı fail veya müşterek fail olarak da iştirak edilebilir.

Örneğin, ortak sosyal medya hesapları olan iki arkadaş, müstehcen içerikli ürünlerin reklamını, sosyal medyaları aracılığıyla birlikte yaparlarsa, bu suçtan dolayı müşterek fail yani ortak fail olarak yargılanırlar. Bu halde, suça iştirak eden kişiler de etkileri oranında ayrıca cezalandırılmaktadır.

İçtima, ortada birden fazla suç bulunmasına karşın faile tek ceza verilmesi durumudur. Müstehcenlik suçunu oluşturan fiillerin bir başka suçu daha ortaya çıkarması halinde sanık, bu suçlar arasında en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm giymektedir.

Yargıtay, bir olayda, müstehcenlik suçunda içtima ile ilgili; sanığın, hem cinsel istismar hem de müstehcenlik suçunu işlediğinin tespit edilmesi üzerine, TCK’nın 44. maddesindeki fikri içtima kuralları gereğince en ağır ceza olan, TCK m. 226/3’de yer alan cezayı alması gerektiğini söylemiştir. (Yargıtay 4.CD. 2021/21412 E. , 2022/11345 K.)

Müstehcenlik Suçu ve Cezası

Müstehcenlik Suçunun Soruşturma Aşaması

Müstehcenlik suçunun soruşturma aşaması, yetkili merciinin müstehcenlik suçunun işlendiğine dair şüpheyi öğrenmesinden,, iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir.

Soruşturma aşaması sırayla şöyledir;

  • Şikayet veya ihbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikâyet-İhbar

Şikâyet, bir suçtan dolayı zarara uğradığını düşünen kişilerin, ilgili makama yaptığı başvurudur. İhbar ise bir kimsenin suçu veya şüpheliyi yetkili makamlara bildirmesidir. Herkes ihbarda bulunma hakkına sahiptir.

Müstehcenlik suçu, takibi şikâyete bağlı olmayan suçlardandır. Bu itibarla, herhangi bir kişi tarafından yapılan bildirimle yetkili makamların suçtan haber edilmesi halinde soruşturma süreci başlamaktadır.

Müstehcenlik suçunda, şikâyetten vazgeçme gibi bir durumdan bahsedilemez. Mağdurun, soruşturma veya kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçmesi halinde de işlemler sürdürülmeye devam etmektedir.

Gözaltı

Gözaltı, yetkili birimlerin, kişiyi bir süreliğine, yasal olarak alıkoymasıdır. Gözaltı kararı vermeye yetkili mercii Cumhuriyet savcısıdır. Bu kapsamda gözaltına alma şartları/sebepleri şunlardır:

  • Gözaltına almanın soruşturma yönünden zorunlu olması,
  • Şüphelinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı. 

Yukarıdaki şartların mevcudiyeti halinde, müstehcenlik suçunu işleyenlerin, gözaltına alınması mümkündür.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç tutulmak üzere, yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme süresi ise 12 saatten fazla olamaz.

Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin karar verilebilir. Delillerin toplanmasında güçlük çekilirse veya dosyanın fazlasıyla kapsamlı olması dolayısıyla gözaltı süresi en fazla 2 defa olmak üzere uzatılabilecektir.

Gözaltına almaya ilişkin karara karşı; kişinin kendisi, eşi, yakını (kardeş, anne, baba, çocuk, yakın akrabalar) veya avukatı, sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir. Sulh ceza hakimliği, itiraz hakkında kararını 24 saat içinde verir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, dava ile ilgili bulguların, elde edilip, araştırılmasıdır. Dava sonuçlanıncaya kadar her aşamada, delil gösterilebilir.

Soruşturma aşamasında toplanan deliller şüphelinin lehine ve aleyhine delil niteliği gösterebilir. Cumhuriyet savcısı, şüphelinin aleyhine ve lehine olan hususları eşit bir çaba göstererek araştırır.

Hukuka aykırı delil, hukuka ve ceza muhakemesi kurallarına uygun olmayan şekilde elde edilmiş her türlü delildir. Hukuka aykırı delil, bir uyuşmazlığın çözülmesi yahut sanığa verilecek cezanın tayini amacıyla kullanılamaz. 

Yargıtay delillerin toplanması ile ilgili bir kararında, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının makul sürede lehe ve aleyhe bütün delilleri toplamaları, sadece dava için gerekli delilleri öne sürmeleri, yani bir nev’i filtre görevi yapmaları gerektiğini söylemiştir.(Yargıtay 13. CD, 2011/27923 E. ve 2012/2008 K. 02.02.2012 T.)

İfade ve Sorgu

İfade, soruşturma konusu suç ile alakalı olarak şüphelinin, Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise söz konusu suçla ilgili olarak, şüpheli veya sanığın, hâkim veya mahkeme tarafından dinlenmesidir.

İfadeye çağırma usulü kanunla düzenlenmiştir. İfadeye çağırılacak olan şüpheli veya sanığa önce davetiye çıkarılır. Davetiyede; neden çağırıldığı, ne için ifadesine başvurulacağı veya sorguya tabi tutulacağı açıkça yazılır. Bununla birlikte, şüpheli veya sanığın, mazeretsiz olarak ifade vermeye veya sorguya katılmadığı durumda, zorla getirileceği şerhinin de davetiyede verilmesi gerekir.

İfade ve sorgu süreçlerinin, şüphelinin özgür beyanına dayanması gerekmektedir. Şüpheliye ilaç vermek, zor kullanmak, vaatlerde bulunmak gibi hukuka aykırı yöntemlerle alınan beyanlar, yargılama sürecinde ve cezanın belirlenmesinde esas alınamamaktadır.

Avukat soruşturma evresinin her aşamasında şüpheli ile görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkına sahiptir. Bu tür haklardan yararlanabilmek ve davayı daha sağlıklı bir şekilde yürütebilmek için, davanın, alanında uzman bir ceza avukatıyla yönetilmesi son derece önemlidir.

Uzlaşma

Uzlaşma, şüpheli ile mağdurun, bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Bu kapsamda müstehcenlik suçu uzlaşma kapsamı dışındadır. Yani suçun faili ve mağduru kendi aralarında uzlaşsalar bile, bu durum, olay hakkında soruşturma açılmasını etkilemez.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin bulunmasına olmasına rağmen, sanık hakkında tutuklama kararı yerine, denetim kararının alınmasıdır. Buna göre şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturmanın her evresinde adlî kontrol altına alınabilir.

Adli kontrol kararı verilebilmesi için şu şartlar bulunmalıdır:

  • Şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi olmalıdır. Kuvvetli şüphe; şüphelinin veya sanığın, isnat edilen suç konusu fiili işleme ihtimalinin yüksek olduğunu gösteren şüphedir.
  • Dosyada somut deliller bulunmalıdır. Varsayımsal, genel geçer, ihtimali beyan ve delillere dayanılarak adli kontrol kararı verilemez
  • Bir tutuklama nedeni mevcut olmalıdır.

Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, müstehcenlik suçunda kişi hakkında adli kontrol verilmesi mümkündür. Bu bağlamda, müstehcenlik suçunda kişi hakkında verilebilecek adli kontrol türleri şunlardır:

  • Yurt dışına çıkamamak. 
  • Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak. 
  • Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak. 
  • Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek. 
  • Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak. 
  • Konutunu terk etmemek. 
  • Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek. 
  • Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

Müstehcenlik  suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlardan olduğundan bu suçla ilgili uygulanacak adli kontrol süresi en çok 2 yıldır. Bu süre gerekçesi gösterilmek şartıyla zorunlu hallerde en fazla 1 yıl uzatılabilir.

Adli kontrol kararına itiraz mümkündür. Karara, duruşmada tefhiminden, yani yüze okunmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi (vasi, veli vb.), eşi ve avukatı da şüpheli veya sanık adına itirazda bulunabilir.

Tutukluluk

Tutuklama, bir kişinin suçlu olduğuna dair kesin karar verilmeden önce, hakim kararıyla, delillerin korunması, şüpheli ve sanığın kaçmasının önlenmesi gibi nedenlerle başvurulan koruma tedbiridir. Bir kimse hakkında tutukluluk kararı verilebilmesi için aranan şartlar şunlardır: 

  • Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut kanıtların bulunması,
  • Bir tutuklama nedeninin bulunması,
  • Hakim ya da mahkeme kararı,
  • Şüpheli veya sanığın huzurda bulunması,
  • Müdafinin sorguda bulunması,
  • Ceza muhakemesi koşullarının gerçekleşmesi.

Yukarıda sayılan şartların varlığı halinde, müstehcenlik suçu isnat edilen kişi hakkında tutukluluk kararı verilebilir. Müstehcenlik suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlardan olduğundan bu suçla ilgili tutukluluk süresi en çok 1 yıldır. Ancak bu süre, gerekçeleri gösterilme şartıyla, zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir.

Kişi, bu karara karşı, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde itiraz dilekçesi vererek ya da tutuklama kararını veren mahkemeye başvurarak bu beyanın katip tarafından tutanağa geçirilmesi suretiyle itiraz edebilir.

Müstehcenlik Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Müstehcenlik suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır;

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
  • İddianamenin düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, savcılığın, ihbar ve şikayetin önemli olmadığını düşünerek, söz konusu durumla ilgili soruşturmanın başlatılmasına gerek olmadığına yönelik kararıdır.

CMK m.158/6 uyarınca, soruşturmaya yer olmadığı kararı şu hallerde verilebilir:

  • İhbar ve şikâyet konusu fiilin, herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin, açıkça suç oluşturmadığının anlaşılması halinde soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar (SYOK) verilir.
  • İhbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması halinde soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir.

Soruşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, şikâyet edilen kişi hakkında soruşturma başlamadığından, şahsa şüpheli sıfatı verilemez.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı(KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, Cumhuriyet savcısının, kamu davası açılmamasına yönelik verdiği karardır. Kişinin suçu işlediği hususunda yeterli şüphe oluşturacak delillerin elde edilememesi ve kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde bu karar verilir. Bu halde, Cumhuriyet savcısı soruşturma işlemlerini sona erdirerek, dosyayı kapatır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, soruşturma aşamasında toplanan delillerin yardımıyla, şüpheli hakkında suçun işlendiğine yönelik yeteri kadar şüphe bulunması üzerine, Cumhuriyet savcısı tarafından bir belge oluşturulmasıdır.

İddianame düzenlenmesi için soruşturma sonucunda elde edilen delillerin, “yeterli şüphe” barındırması gerekmektedir. Yeterli şüphe, kişinin, suçu işlemiş olma şüphesinin, işlememiş olma şüphesinden daha fazla olduğunu ifade eder. Bu durumu Cumhuriyet savcısı takdir eder. İddianamenin kabulü kararı verildiğinde duruşma hazırlığı işlemleri başlar.

Müstehcenlik Suçunun Savunması

Müstehcenlik suçunun savunması, suç işlediği iddia edilen sanığın, üzerindeki suçlamayla ilgili olarak kendisini bizzat veya avukatı vasıtasıyla savunması ile yapılır.

Müstehcenlik suçunun savunması aşağıda liste halinde belirtilen nedenlere dayanılarak yapılabilir: 

  • Suç isnat edilen fiillerin, işlendiği bölgede, toplumda müstehcen olarak değerlendirilmediği,
  • Hukuka aykırı yollarla edinilmiş delillere dayanılarak hüküm kurulması,
  • Müstehcenlik içeren ürünün, izinli yerlerde satışa sunulmuş olması,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
  • Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Dosyaya özel diğer savunmalar.

Müstehcenlik suçu, ceza hukuku alanına giren ve kanunda oldukça karışık düzenlenmiş bir suçtur. Her olay için farklı bir görünüm taşıyan bu davada, hatalı veya ihmali iddia ve savunmalar neticesinde suç vasfının yanlış değerlendirilmesi, savunmanın yanlış hükme dayanması gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak adına, alanında uzman bir ceza avukatından yardım almak önemlidir.

Müstehcenlik Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Müstehcenlik suçunda ceza yargılaması aşaması, soruşturma aşamasının tamamlanmasıyla, iddianame düzenlendikten sonra başlar. Mahkemenin konuya ilişkin hükmü vermesi ile sona erer.

Mahkeme, müstehcenlik suçunun temel hali bakımından, basit yargılama usulünün uygulanmasını tercih edebilmektedir. Suçun nitelikli halleri bakımından ise genel hükümlere göre yargılama yapılması zorunludur.

Basit yargılama usulünün tercih edilmesi halinde dava, çoğunlukla duruşma yapılmaksızın, dosya üzerinden görülmektedir. Bu noktada, taraflar, basit yargılama usulünün uygulanacağına ilişkin tebliğden itibaren 15 gün içinde, savunmalarını yazılı şekilde dosyaya eklemek zorundadır.

Hakim, sürecin sonunda, dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucu bir karar vermektedir. Bu karara karşı, 7 gün içinde itiraz yolu açıktır. Karara itiraz edilmesi halinde, genel hükümlere göre yargılama yapılmaktadır.

Genel hükümlere göre yargılama, duruşmalar yapılarak ilerlemektedir. Yapılan duruşmalarda, konuya ilişkin tüm deliller tartışılır, tanıklar dinlenir, savunmalar yapılır vs. Sürecin sonunda yapılan karar duruşmasında hakim, somut olayı değerlendirerek bir karara hükmeder.

Müstehcenlik suçunda ceza yargılaması aşamasında, görevli mahkeme, asliye ceza mahkemeleridir. Failin, çocuk olması halinde görevli mahkeme Çocuk Koruma Kanunu gereği çocuk mahkemesidir.

Müstehcenlik Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Müstehcenlik suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
  • Cezanın ertelenmesi,
  • Davanın düşmesi,

Mahkeme önünde görülen dava sonucu, verilen bu kararlar neticesinde dava sonuçlanır.

Beraat

Beraat, sanığa dayandırılan suç hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın suçsuz bulunmasıdır. Beraat kararı verilen fail hakkında cezaya hükmolunmaz.

Sanığın, kendisine isnat edilen suçtan dolayı mahkumiyetine yeterli şüphe bulunmaması durumunda, müstehcenlik suçunda sanık hakkında beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, failin fiilinin suç oluşturmasına rağmen, bazı nedenlerden ötürü faile ceza verilmemesidir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, failin kusurunun bulunmaması nedeniyle ve cezasızlık halleri sebebiyle olmak üzere iki halde verilir.

CMK m.223/3 uyarınca, şu hallerde fiil suç teşkil etmesine rağmen failin kusurunun bulunmaması nedeniyle CYOK verilir :

  • Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
  • Suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi.

Aynı şekilde, CMK m.223/4 gereğince aşağıdaki durumlarda, cezasızlık halleri sebebiyle CYOK verilir:

  • Etkin pişmanlık,
  • Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
  • Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret,
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, 

nedeniyle, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

Mahkeme, ceza verilmesinin yerinde olmadığı kararı verecekse, kararında mutlaka, bu sebeplerden hangisinde dayandığını belirtmelidir.

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, sanığa dayandırılan suçun ispatlandığı halde verilen karardır. Sanık, mahkumiyet kararı ile, adli para cezası veya hapis cezasına mahkum edilir. Bu cezalar ve oranları kanunda düzenlenmiştir.

Mahkumiyet kararı verilmesiyle, duruma göre cezaya, iyi hal indirimi, diğer bir adıyla takdiri indirim de uygulanabilecektir. İyi hal indirimi, adli para cezası veya süreli hapis cezası miktarı üzerinden 1/6 oranında yapılır.

Tekerrür, önceden işlenen suçun hükmü kesinleştikten sonra 3 yıl içinde yeni bir suçun işlenmesidir. Bu durumda, sonradan verilen cezada artırıma gidilmektedir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, hükmedilen hapis cezasının, cezaya karşılık gelecek bir miktar paraya çevrilmesidir. Müstehcenlik suçunun cezası 1 yılı geçtiği takdirde adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Adli para cezasına çevirme kararının verilmesi halinde hakim, hapis cezasının adli para cezası olarak gün tespitini yapar. Bununla birlikte, suçlunun sosyal ve ekonomik statüsü göz önüne alınarak adli para cezasının her bir günü için 20-100 Lira arasında bir bedel belirlenir.

Hakim, belirlenen toplam adli para cezasının karar tarihinden itibaren 1 yıl içinde tek seferde yahut 2 yıl içinde taksitlerle ödenmesine karar verilebilir. Adli para cezasının zamanında ödenmemesi durumunda, hapis cezasına çevrilmesi söz konusu olmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), 2 yıl ve daha az hapis cezası verilen durumlarda, sanığın hüküm anından itibaren 5 yıl içinde kasten yeni bir suç işlenmemesi şartıyla ceza yaptırımlarını ortadan kaldıran karardır.

HAGB kararı verilebilmesi gereken şartlar şunlardır:

  • Hakkında HAGB kararı verilecek sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması,
  • Suç nedeniyle mağdurun uğradığı zararın giderilmesi,
  • Mahkemece sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılması,
  • Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına onay vermesi,
  • Hükmedilen cezanın 2 yıl ve daha altında olması.

Hakkında HAGB kararı verilen kişi, hüküm verildikten sonraki 5 yıllık denetim süresi içerisinde içinde suç işlemezse askıdaki cezası tamamen ortadan kalkar. Fakat 5 senelik denetim süresi içerisinde bir suç işlenirse, şahıs hem askıdaki cezaya hem de yeni aldığı cezaya birlikte katlanır.

Müstehcenlik suçunun cezası 2 yılı geçtiği takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. Mahkeme tarafından verilen hagb kararına itiraz mümkündür. İtiraz, kararın verilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren makama dilekçe sunmak suretiyle yapılır

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, bazı şartların gerçekleşmesi durumunda, mahkeme tarafından sanık için belirlenen cezanın infazından vazgeçilmesidir.

Cezanın ertelenmesi kararının verilmesi halinde, sanık için 1-3 yıl arası denetim süresi belirlenir. Kişinin bu süre içinde herhangi bir suç işlememesi ve belirlenen yükümlülüklere uyması halinde cezası infaz edilmiş sayılır.

Sanığa verilen hapis cezanın ertelenebilmesi için bulunması gereken şartlar şunlardır: 

  • Sanığa hükmedilen ceza miktarı 2 yıl veya daha az hapis cezası olması, 
  • Sanığın daha önce kasten işlenmiş bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
  • Sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair mahkemece bir kanaat oluşması,
  • Cezanın ertelenebilmesi için mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekliliği,

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, mahkemede görülen dosyanın işlemden kaldırılmasıdır. Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması durumunda veya sanığın ölümü, af, zamanaşımı sürelerinin dolması gibi hallerde davanın düşmesi kararı verilecektir.

DİKKAT: Müstehcenlik suçu şikâyete bağlı olmayan bir suç olduğu için şikâyetten vazgeçme, müstehcenlik suçu davasında davanın düşmesine sebep olmaz. 

Müstehcenlik Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Müstehcenlik suçunda, ilk derece mahkemesi olan asliye ceza mahkemesinin verdiği kararlara karşı istinaf mahkemesinde itiraz etme imkanı bulunmaktadır. İstinaf başvurusu, kararın açıklanmasından yahut taraflara tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılmaktadır.

Müstehcenlik suçundan dolayı bir mahkûmiyet kararına karşı, kararın tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istinaf kanun yoluna gidilmesi mümkündür. Başvuru kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılabilmektedir.

İstinaf kararının tefhimi veya tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yoluna gidilebilmesi için, ilk derece mahkemesinde verilen hapis cezasının 5 senenin üstünde olması ve bu kararın istinaf mahkemesinde esastan reddedilmemiş olması gerekir. Aksi halde Yargıtay’a başvuru bu suç açısından mümkün olmayacaktır.

Müstehcenlik suçuna ilişkin istinaf ve temyiz süreleri, mahkemelerin iş yoğunluğuna göre değişmekle birlikte yaklaşık 1-2 yıl sürmektedir.

Sonuç

Müstehcenlik suçu, müstehcen içerikli ürünlerin yayılması, üretilmesi, depolanması, ülkeye sokulması gibi çeşitli şekillerde işlenebilecek, nitelikli halleri bulunan bir suçtur. Süreç içerisinde suçun niteliğini tayin etme konusunda oluşan herhangi bir dikkatsizlik, hak kaybına sebep olabilir. Bu nedenlerden ötürü davanın alanında uzman bir ceza avukatıyla takip edilmesinde fayda vardır.