izalei şuyu ortaklığın giderilmesi davası

İzalei Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

İzalei şuyu davası, mala ortak olan kişilerin bu mal üzerindeki ortaklıklarını sona erdirmek istemeleri durumunda gündeme gelir. Diğer adı ortaklığın giderilmesi davası olan bu dava türünde, malın aynen taksim edilmesi veya sattırılarak gelirinin bölüştürülmesi mümkündür.

İzalei Şuyu Nedir?

İzalei şuyu; ortak mülkiyete konu olan taşınır veya taşınmaz mal üzerindeki mülkiyetin, kişisel ve bağımsız mülkiyete dönüştürülmesini sağlayan dava türüdür. Ortaklığın giderilmesi davası olarak da bilinir.

İzalei şuyu davasıyla ortak mülkiyetin giderilmesi, iki şekilde söz konusu olabilir. Davaya konu mal taraflar arasında bölünerek aynen taksim sağlanabilir. Bu mümkün olmadığı veya taraflarca tercih edilmediği takdirde, ilgili mal sattırılarak elde edilen gelir taraflar arasında paylaştırılabilir. Duruma göre malların bir kısmının ve kalanının farklı iki usulde paylaştırılması da mümkündür.

Ortaklığın giderilmesi davasına konu olan mal, taşınır olabileceği gibi taşınmaz da olabilir. Davayı açan paydaş, diğer paydaşların tümünü davalı olarak göstermelidir. Davalı ortakların tespiti bakımından, tapu kaydından yararlanılabilir. Paydaşların birinin ölmüş olması halinde, davalı olarak mirasçılar veya miras ortaklığı gösterilmelidir. Eğer mirasçılar diğer ortaklara karşı davacı olacaksa mutlaka davayı birlikte açmalıdır.

İzalei Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası Hangi Durumlarda Açılabilir?

İzalei şuyu davası, ortak mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda mülkiyetteki bu birliktelik halinin sona erdirilmesi için ortaklardan herhangi biri tarafından açılabilir.

Bunun temel örnekleri, paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti halleridir. Elbirliği mülkiyetinin başlıca örneği, miras ortaklığıdır. Mirasçılar, hep birlikte murisin mallarının sahibidir. Paylı mülkiyetin temel örneği ise hisseli arazi ve tapulardır. Burada da paydaşlar, ilgili taşınmaza payları oranında birlikte sahiptir. Elbette davaya konu mal, taşınır da olabilir.

Belirtildiği üzere, ortak mülkiyet halinde paydaşlardan biri bu ortaklık halinin sona ermesini isteyebilir. Bu durumda, tarafların tamamı razı olacak şekilde bir sözleşme yapılarak ortaklığın sona erdirilmesi mümkündür. Fakat bu konuda taraflar anlaşamıyorsa ortaklığın giderilmesi için sulh hukuk mahkemesinde izalei şuyu davası açılacaktır.

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

Ortaklığın Giderilmesini Kimler İsteyebilir?

İzalei şuyu davasında ortaklığın giderilmesini, ilgili malın paydaşları ve ortakları isteyebilir. Örneğin, miras ortaklığının sona ermesini isteyen her mirasçı bu davayı açabilir. Aynı şekilde; hisseli biçimde taşınmaza, araziye veya bir taşınıra sahip olan paydaşlardan herhangi biri de tek başına ortaklığın giderilmesini isteyebilir.

Ortaklığın giderilmesini isteyen paydaş, diğer pay sahiplerini veya ortakları davalı olarak göstermelidir. Davalılardan biri ölmüşse bu durumda ilgili kişinin mirasçıları davalı olarak gösterilmelidir. Eğer herhangi bir pay sahibinin mirasçıları diğer pay sahiplerine karşı izale-i şuyu davası açacaksa davayı tüm mirasçılar birlikte açmalıdır.

Aynen Taksim Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi

Aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesi, izalei şuyu davasına konu malın satışa çıkarılmadan taraflar arasında bölünerek paylaştırılmasını ifade etmektedir. Ortaklar satış yöntemini istemediği müddetçe ortaklığın giderilmesi, malın taksim edilmesi suretiyle gerçekleştirilir.

Bunun için malın hukuken ve fiilen bölünmeye uygun nitelikte olması gerekir. Eğer mal bölünmeye elverişli değilse aynen taksimi de söz konusu olmayacaktır. Bu durumda, malın sattırılması yoluyla ortaklığın giderilmesi gündeme gelir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 699 hükmünde, ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesi hususu şu şekilde ifade edilmiştir:

‘‘Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına … karar verir.’’

İzalei şuyu davasına konu malın aynen taksime elverişli olup olmadığını tespit etmek için mahkeme keşifte bulunacak ve bununla ilgili bir bilirkişi görevlendirecektir. Bilirkişi, davaya konu malın aynen taksime hukuken ve fiilen elverişli olup olmadığı yönünde incelemede bulunacak ve nihayetinde mahkemeye bir rapor sunacaktır.

Söz konusu rapor hazırlanırken imar mevzuatı ve planı da göz önünde bulundurulacaktır. Neticede mahkeme; tarafların taleplerini, malın durumunu ve bilirkişi raporunu göz önünde bulundurarak ortaklığın giderilmesine karar verecektir.

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

Aynen Taksim Şartları

Ortaklığın giderilmesi davasında aynen taksimin şartları; hakimden aynen paylaşma için talepte bulunulması, davaya konu malın bölünerek paylaşmaya uygun yapıda olması, paylaşımın masraflı olmaması ve paylaşım yapılması halinde malın değerinde önemli bir kayıp olmaması gibi hususlardır.

Ortaklığın giderilmesi talep edilmiş olmalıdır. Söz konusu talebi, ortaklardan birinin yapmış olması yeterlidir. Bu noktada tümünün rızası aranmaz. Paydaşlardan birinin talebi üzerine hakim, malın aynen taksiminin yani ortaklar arasında bölüştürülmesinin mümkün olup olmadığını araştırır. Bunun mümkün olması halinde, ortaklık aynen taksim yoluyla giderilir.

Davaya konu malın bölünerek paylaşmaya uygun yapıda olması gerekmektedir. Bu ifadeden, malın bölünmesi halinde kullanılmasının imkansız hale gelmemesi gerektiği anlaşılır. Örneğin canlı hayvanların bölünerek paylaşılması mümkün değildir. Aynı şekilde, bir arabanın da bölünerek paylaşılması mümkün değildir. Ancak bir arazi, kanuni sınırlar içinde kaldığı müddetçe bölünerek paylaşılabilir.

Davaya konu olan mal, taksim edildiği takdirde ciddi bir değer kaybına uğramamalı ve malın bölünmesi çok masraflı olmamalıdır. Örneğin koleksiyon değeri taşıyan eşyaların aynen taksime konu edilmesi halinde, koleksiyon bozulacak ve değerinde önemli düşüş meydana gelecektir. Bu halde hakim, aynen taksime karar vermeyecek ve malın satılıp elde edilen gelirin paylaştırılması suretiyle ortaklığı giderecektir.

Taraflar arasında, aynen taksim yapılmayacağına dair sözleşme olmamalıdır. Ortaklığın giderilmesinin istenmeyeceğine dair sözleşme (idame-i şuyu) yapılmışsa fakat buna rağmen paydaşlardan biri ortaklığın giderilmesini istiyorsa bu talep kabul edilmeyecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta mevcuttur. Malın aynen taksim suretiyle bölünmesi neticesinde çeşitli dengesizlikler ortaya çıkabilir. Bunları gidermek adına mahkeme, tarafların birbirine eksiklik oranınca para ödemesine hükmedebilir.

Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi

İzalei şuyu davasında ortaklığın giderilmesi, malın taksim edilmesi yoluyla sağlanamıyorsa satış yoluyla sağlanır. Fakat paydaşlar başta satış yoluyla ortaklığın giderilmesini de tercih edebilir. Bu durumda, malın bölünme imkanı incelenmeksizin doğrudan satış yoluna gidilir. Satış, kural olarak açık artırma yoluyla yapılır.

İzalei şuyu davasında satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verildiği takdirde, hakim bir satış memuru atayacaktır. Bu konu, HMK 322/2 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkim satış için bir memur görevlendirir.”

İlgili hüküm uyarınca satış işlemleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılacaktır.

Hakim, satışa karar vermesiyle birlikte satış türüne de karar verecektir. Taşınmaz malın satışı sadece açık artırma yoluyla yapılabilir. Paydaşlar, satışın yalnızca kendi aralarında yapılmasını hakimden talep edebilir. Hakimin bu yönde karar verebilmesi için hissedarların tamamının rızası aranır. Hissedarlardan birinin dahi razı olmaması halinde, satış herkese açık olarak yapılır.

Muhdesatın (Arazi Üzerindeki Yapıların) Aidiyeti Konusunda Çekişme

Paylaşmaya konu arazi üzerindeki yapı, ağaç, bitki gibi unsurların kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık çıkması, muhdesatın aidiyeti konusunda çekişme kavramıyla ifade edilir. Eğer izalei şuyu davasına konu olan taşınmaz üzerindeki bir yapının kime ait olduğu hususunda bir ihtilaf söz konusuysa bu durumda davaya devam edilmeyecektir.

Ortaklardan birisi böyle bir iddiada bulunmuşsa hakim, kendisine bu durumun tespitine yönelik dava açması için süre verir. Bu dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasıdır. Eğer iddiada bulunan kişi, verilen sürede dava açmazsa hakim izalei şuyu davasını görmeye devam eder. Verilen süre içerisinde bu davanın açılması halinde, söz konusu dava neticelenene kadar izalei şuyu davasına devam edilmez.

Muhdesatın aidiyeti iddiasını ortaklar dışında bir başka kişi ileri sürdüğü takdirde, yine davanın görülmesine devam edilmeyecektir. Bu durumda, söz konusu iddiaya ilişkin davanın neticelenmesi beklenecek ve ortaya çıkan duruma göre hareket edilecektir.

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında yapının paydaşlardan biri tarafından yapıldığı ve ona ait olduğu sonucuna varılırsa mahkemeden çıkan bu karar, ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürülür. Böylelikle yapı sahibi paydaşın pay oranı artmış olur. Ancak, burada haksız bir yapı söz konusu ise diğer paydaşların bu kimseye karşı tazminat isteminde bulunma imkanı doğar.

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

Ortaklığın Giderilmesi Davası Nasıl Açılır?

Ortaklığın giderilmesi davası, paydaşlardan birinin yetkili sulh hukuk mahkemesine dava dilekçesini sunması ve harcı yatırması ile açılır. Bu davanın açılabilmesi ve ortaklığın giderilmesi isteminin ileri sürülebilmesi için ortaklardan yalnızca birinin talebi yeterlidir.

Davayı açan paydaş, diğer ortakların tamamını davalı olarak göstermelidir. Bu noktada, tapu kaydından faydalanmakta yarar vardır. Ortaklardan birinin ölmüş olması durumunda, tüm mirasçılar veya miras ortaklığı davalı olarak gösterilmelidir.

Ortaklığın giderilmesi davasının nasıl açılacağı ve süreç içerisinde nelere dikkat edilmesi gerektiği, aşağıda çeşitli başlıklar halinde izah edilmiştir.

Davanın Aşamaları

İzalei şuyu davası, davaya hazırlık ve davanın açılması aşamalarıyla başlayarak ön inceleme ve tahkikat aşamalarıyla devam eder. Sonrasında, taraflar arasında aynen taksim veya satış yoluyla paylaştırma sağlanır. Bu noktada, dava aşamaları aşağıda bir liste halinde sıralanmıştır.

  • Davaya hazırlık,
  • Davanın açılması,
  • Ön inceleme aşaması,
  • Tahkikat aşaması,
  • Mümkünse aynen taksim yolu ile paylaştırma,
  • Satışa karar verilmesi halinde malın değerinin tespiti,
  • Malın sattırılması,
  • Paraların paylaştırılması.

Davaya hazırlık aşamasında, dava dilekçesi ile birlikte davaya konu malın taşınmaz olması halinde tapu kaydı da alınır. Taşınırlarda ise sicile kayıtlı taşınır olması halinde sicil kaydı getirilir. Bu kayıtlar, ortaklığın giderileceği malın doğru tespiti için önem arz eder.

Ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesi ihtimaline yukarıda değinilmiştir. Ortaklığın satış yoluyla sona erdirilmesine karar verilmesi durumunda yapılacaklar ise ayrı bir sürece tâbidir. Bu noktada, satış prosedürünün nasıl işleyeceğine ve hangi adımların atılacağına aşağıda değinilmiştir.

Ortaklığın Giderilmesi Dava ve Cevap Dilekçesi

Ortaklığın giderilmesi dava dilekçesi dikkatle hazırlanmalı, zorunlu unsurları taşımalı, tapu kaydı veya sözleşme gibi somut bulgular da mutlaka dilekçeye eklenmelidir. Dilekçede bir eksiklik söz konusu ise hakim, bu eksikliğin tamamlanması için 1 haftalık süre verir. Verilen sürede eksiklik giderilmezse dava açılmamış sayılır.

Dava dilekçesinin usulüne uygun biçimde hazırlanması, hem yargılama sürecinde yaşanabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçme hem de herhangi bir eksiklikten ötürü vakit kaybetmeme noktasında ciddi önem arz eder. Bu bakımdan, “ortaklığın giderilmesi dava dilekçesi” yazımızda göz atabilirsiniz. İlgili yazıda, dilekçe hazırlarken dikkat edilmesi gereken noktalar bir dilekçe örneğiyle birlikte izah edilmiştir.

Dava dilekçesinin davalı ortaklara tebliğinden itibaren, davalıların buna karşı cevap dilekçesi sunabilmesi için 2 haftalık süresi mevcuttur. Davalı olan paydaşlar, cevap dilekçesini ayrı ayrı verebileceği gibi tek bir cevap dilekçesi de hazırlayıp sunabilir. Herhangi bir cevap dilekçesi verilmemiş olsa dahi yargılama süreci devam edecektir.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Ortaklığın giderilmesi davasında yetkili ve görevli mahkeme, taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesidir. Eğer davaya konu birden fazla taşınmaz varsa ve bunlar farklı yerlerdeyse herhangi birinin bulunduğu yerde dava açılabilir. Malın taşınmaz olmaması halinde ise davalılardan birinin yerleşim yerinde dava açılabilir.

İzalei şuyu davası, bir miras ortaklığının dağıtılması için açılacaksa bu durumda miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yerinde bulunan sulh hukuk mahkemeleri yetkili olacaktır. Başka mahkemede dava açılacak olursa mahkeme davayı reddedecektir.

DİKKAT: 7445 sayılı Kanun ile birlikte, 01.09.2023 tarihinden itibaren açılacak izale-i şuyu davaları bakımından dava öncesinde zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bu prosedür işletilmeden dava açılamayacaktır. Dolayısıyla, sürecin nasıl yürütülmesi gerektiği hususunda gayrimenkul avukatına danışarak adım atmakta yarar vardır.

Ortaklığın Giderilmesi Davasının Masraflarını Kim Öder?

Ortaklığın giderilmesi davasının masraflarını, payları oranında ortaklar öder. Miras ortaklığı gibi elbirliği mülkiyeti hallerinde ise masraflar, miras ortaklığından giderilir. Bunun dışında hisseli (paylı) mülkiyet hallerinde, hangi ortağın ne kadar payı varsa dava masraflarından sorumluluk da o oranda olacaktır.

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

İzalei Şuyu Satış Prosedürü

İzalei şuyu davasında aynen taksim talep edilmemesi veya bu yolla ortaklığın giderilmesinin mümkün olmaması halinde, ortaklık satış yoluyla giderilir. Bu durumda hakim, satış işlemlerini yürütmesi için satış memuru görevlendirir.

Satış memuru, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde satış işlemlerini gerçekleştirir. Burada belirtilmelidir ki taşınmaz malların satışı için yalnızca açık artırma usulü uygulanabilir. Taşınır mallar için de kural bu olmakla birlikte, pazarlık yoluyla satış da mümkündür.

Malın satılışında, kural olarak açık artırma herkese açık biçimde yapılır. Fakat açık artırmanın yalnızca ortaklar arasında yapılması da mümkündür. Bunun için paydaşların tamamının rızası aranır. Birinin dahi buna rıza göstermemesi halinde, açık artırma herkese açık biçimde gerçekleştirilir. Bu husus, TMK 699/3 hükmünde şu şekilde ifade edilmiştir:

“…Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.’’ 

Malın satımına karar verilmesi halinde, dosya ilgili satış memurluğuna mahkemece gönderilir. Sonrasında, satış memurunca malın değerinin tespiti sağlanır. Ardından, satış için ilanda bulunulur ve açık artırma suretiyle satış sağlanır. Tüm bu adımlar tamamlandıktan sonra, satıştan elde edilen gelir paydaşlar arasında mahkemece belirlenen oranda paylaştırılır.

DİKKAT: Mahkeme tarafından ortaklığın satış yoluyla giderilmesi yanında satışın hangi usulde yapılacağı ve kimlerin hangi oranda pay alacağı da karar bağlanır. Bunun üzerine, satış kararının 10 yıl içerisinde yerine getirilmesi gerekir. Bu süre dolduğu takdirde, satış talep edilemez. Satış talep edildikten sonra satışın gerçekleştirilmesi gereken zaman aralığı ise taşınırlar için 2 ay, taşınmazlar için 3 aydır.

İzalei Şuyu Davasında Karar Kesinleşmeden Satış Yapılabilir Mi?

İzalei şuyu davasında karar kesinleşmeden taşınmaz mallar için satış yapılamaz fakat taşınırlar için yapılabilir. Bu davada, mahkemenin verdiği karara tarafların itiraz etme imkanı mevcuttur.

Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ortaklardan birinin istinaf kanun yoluna başvurması halinde, dosyayı bir üst derece mahkemesi inceleyecektir. Kararın kesinleşmiş olması için bu mahkemenin dosyayı inceleyerek hüküm vermesi veya belirtilen 2 haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulmaması gerekir.

Eğer davaya konu mal taşınmaz ise karar kesinleşmeden satış aşamasına geçilemez. Yargıtayın da içtihadı bu yöndedir. (Y. HGK 2010/12-684 E. 2011/50 K. 09.02.2011 T.) Yok eğer taşınır mallar söz konusuysa kararın kesinleşmesine gerek olmaksızın satış işlemleri devam edecektir.

İzalei Şuyu Davasında Değer Tespiti Nasıl Yapılır?

İzalei şuyu davasında değer tespiti, bilirkişi marifetiyle yapılır. Esasında, izalei şuyu davası açıldığında ilk etapta malın aynen taksime uygun olup olmadığı ve özellikle taşınmazlar bakımından malın taksiminin imar hukuk bakımından mümkün olup olmadığı değerlendirilecektir. Fakat burada kastedilen husus, bilirkişinin malın değerini tespit etmesi konusudur.

Mahkemece görevlendirilen satış memurunun ilk yapması gereken şey, davaya konu malların değerinin tespitini sağlamaktır. Satışa karar veren mahkeme önceden malın değerini bilemeyecek, fakat kimin hangi oranda satış bedelinden pay alacağına karar vermiş olacaktır.

Satış memuru tarafından görevlendirilen bilirkişi, satışa konu malın değerini tespit edecektir. Bu noktada, bilirkişi raporuna taraflar 2 hafta içerisinde itiraz edebilir veya mahkeme bilirkişiden ek rapor isteyebilir. Bilirkişi davaya konu malın değerini tespit ettikten sonra, artık malın satılması aşamasına geçilecektir. Bu noktada, açık artırma için bir ilan yayınlanacaktır.

İzalei Şuyu Davasında Açık Artırma

İzalei şuyu davasında satış, açık artırma yoluyla yapılır. Burada yapılacak açık artırma elektronik ortamda, UYAP sisteminde gerçekleştirilir. Satış memurluğunca belirlenen günde açık artırmaya başlanır. Açık artırmada malların satılabilmesi için kıymet takdirinde tespit edilen değerin en az %50’sinin teklif edilmesi gerekir. İlgili mallar, bu değeri aşan tekliflerden en yükseğine ihale edilecektir.

Belirtildiği üzere, tarafların tümünün kabul etmesi halinde söz konusu açık artırma ortaklar arasında da yapılabilir. Böyle bir durum olmaması halinde, açık artırma herkese açık biçimde gerçekleştirilir.

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

İzalei Şuyu Davasında Satış Sonrası Para Paylaşımı

İzalei şuyu davasında, satış neticesinde para elde edilince öncelikle yargılama sürecinde yapılan masraflar bu paradan karşılanır. Sonrasında, kalan paranın paylaşımı ise herkesin hisseleri oranında yapılır. Hisseler aynı ise para eşit paylaşılır.

Örneğin 500 bin TL’ye satılan bir arazi üzerinde 5 kişinin ortak mülkiyetinin bulunduğu durumda, her bir paydaş 100 bin TL para alacağına sahip olur. 

İzalei Şuyu Satış Sonrası Para Ne Zaman Ödenir?

İzalei şuyu satış sonrası para, ihalenin gerçekleştirildiğine dair tutanağın ilanından itibaren en geç 7 gün içinde malı alan kişi tarafından ödenir. İlgili bedel, satış memurluğuna ait hesaba yatırılır. Paranın ödenmesinin ardından, satıcının hesabına geçirilmesi için satış memurluğu tarafından bankaya 3 iş günü içinde talimat verilir. Bu talimat üzerine, banka tarafından ilgili kişilere ödeme sağlanır.

Satış için yapılan ihaleye dair bir fesih talebi söz konusu olsa dahi alıcı kimse 7 gün içerisinde ihale tutarını satış memurluğunun hesabına yatırmalıdır. İhalenin feshi iddiaları söz konusu ise bu iddialar çözümlenip ihale kesinleşmedikçe mal alıcıyla teslim edilmez.

İzalei Şuyu Davasında İhalenin Feshi ve Satış İptali

İlgililer, hukuka aykırı yapılan ihalede satışın iptalini talep edebilirler. Ortaklığın giderilmesinde ihalenin feshi, genel ihalenin feshi sebeplerine tâbidir. Bu sebeplerden birinin varlığı halinde, ihalenin feshi ve satışın iptali talep edilebilir.

İhalenin feshine konu olacak bu nedenler, aşağıda liste halinde sıralanmıştır.

  • Açık artırmanın ilan ve tebliğ edilmemesi,
  • Kıymet takdirinin yapılmaması,
  • İhalenin, payın kıymet takdirinde belirtilen değerinin en az yüzde ellisi üzerinden yapılmaması,
  • İhalenin ilan edilen tarih ve saatten başka bir tarih ve saatte yapılması, 
  • İhaleye fesat karıştırılması.

Söz konusu davada satışın iptali, ilgili satış memurluğunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinden 7 gün içinde talep edilebilir. İhale gününe kadar yapılmış olan bu tür usulsüzlüklere, tarafların en geç ihale gününde vakıf olduğu kabul edilecek ve süreler de bu çerçevede işleyecektir.

İzalei Şuyu Davasında Mahkeme Kararına İtiraz

İzalei şuyu davasında, kararı veren mahkemeye karşı istinaf isteminde bulunmak mümkündür. Taraflar arasında sulh hukuk mahkemesinin kararından memnun olmayan herhangi biri, kararın kendisine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilir. İstinaf dilekçesi kararı veren mahkemeye sunulacak, dosyayı ise istinaf mercii olan Bölge Adliye Mahkemesi inceleyecektir.

Miras Ortaklıklarında İzalei Şuyu Davası

Miras ortaklıklarının giderilmesinde izalei şuyu davası gündeme gelmektedir. Miras bırakan öldüğünde, mirasçılar mallara birlikte sahip olacaktır. Bu durum, elbirliği mülkiyeti olarak ifade edilir ve bu birlikte mülkiyet halinin giderilmesi için ortaklığın giderilmesi davası açılmalıdır. Davayı her mirasçı tek başına açabilir. Yazının genelinde belirtilen usul ve işleyiş, miras ortaklıklarının giderilmesi bakımından da geçerlidir.

Miras bırakan, mirasçıların ortaklığı gidermelerini yasaklamış olabilir. Bu durumda, tüm mirasçıların razı olması halinde yasağa rağmen ortaklık giderilebilir. Fakat bir mirasçı bile razı olmazsa ortaklığın giderilmesi mümkün olmayacaktır. Mirasçılar dilerse ortaklığın giderilmesi yerine miras ortaklığının paylı (hisseli) mülkiyete dönüştürülmesini de mahkemeden talep edebilir.

İzalei Şuyu Engelleme

İzalei şuyu engelleme; ortaklığın giderilmesine mani olabilecek çeşitli durumların varlığı halinde söz konusu olur. Aşağıda, bu konuda gündeme gelen temel örnekler sıralanmıştır.

  • Malın paylaşımının uygun olmayan bir zamanda istenmesi,
  • Ortaklığın belli süre boyunca giderilmeyeceğine ilişkin taraflar arasında bir sözleşmenin mevcut olması (idame-i şuyu),
  • Davaya konu malın veya muhdesatın mülkiyetinin kime ait olduğunun ihtilaflı olması,
  • Miras ortaklığında, ortaklığın giderilmesinin miras bırakan tarafından yasaklanmış olması,
  • Ortaklığın giderilmesinin kanunen mümkün olmaması (kat mülkiyeti bakımından),
  • Davaya konu malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması gibi hallerde izalei şuyu sağlanamaz. Ortaklardan biri bu durumu ileri sürdüğü takdirde, ortaklığın giderilmesi engellenecektir.

Belirtilen durumlardan kimileri izalei şuyu davasına engel teşkil eder ve bu durumda ortaklık giderilemez. Bazı engel halleri ise ortaklığın giderilmesine değil yalnızca davanın devam etmesine engel teşkil eder. Bunlar bekletici mesele yapılır ve çözümlendikten sonra izalei şuyu kaldığı yerden devam eder. Fakat izale-i şuyu engelleme hallerinin sayılanlardan ibaret olmadığını belirtmekte fayda vardır.

İzalei şuyu engelleme kapsamında sayılan hallerin, pek çok hukuki detayı ve şartları bulunmaktadır. Bu durumlar doğru hukuki zeminde ileri sürülmelidir. Bu noktada, “izalei şuyu engelleme” yazımızı okuyarak ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

İzalei Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği

İzalei şuyu davasında, hissedarların alış önceliği yoktur. Fakat dava öncecinde veya sürecinde paylar satılacak olursa diğer hissedarların ön alım hakkı mevcuttur. Ayrıca bu davada, satışın yalnızca mirasçılar arasında yapılmasının istenmesi de mümkündür. Böylece üçüncü kişilere karşı mevcut hissedarların alış önceliği olur.

İzalei şuyu davasında hissedarın alış önceliği, konunun teknik pek çok detaya sahip olması nedeniyle “izalei şuyu davasında hissedarın alış önceliği” yazımızda detaylı olarak incelenmiştir. Alış önceliği şartları ve diğer önemli noktalar hususunda, bahsi geçen yazının incelenmesinde fayda vardır.

İzalei Şuyu Davası Ne Kadar Sürer?

İzalei şuyu davası, 1 ila 1,5 yıl arasında sürer.

Bu sürelerin uzaması ve kısalması mümkündür. Örneğin, dava dilekçesinin eksiksiz hazırlanması dava süresini kısaltırken davanın yanlış mahkemede açılması bu süreyi uzatır. Yine aynı şekilde, tarafların tutumları ve davaya konu taşınmazın özellikleri de dava süresinin belirlenmesi bakımından önem arz eder.

Dava süresinin uzamasına veya kısalmasına etki eden pek çok faktör vardır. Bunlardan bazıları; davaya cevap verme süresi, bilirkişi raporunun hazırlanma süresi, bilirkişi raporuna itiraz edilip edilmemesi, istinaf kanun yoluna başvurulup başvurulmaması gibi hususlardır. Tüm bunların yanında, mahkemenin iş yoğunluğu da dava süresini etkileyen faktörlerdendir.

Davanın nasıl kısaltılabileceği, davaya etki eden sürelerin kaç gün veya kaç hafta olduğu gibi önemli noktalar, “izalei şuyu davası ne kadar sürer” yazımızda detaylı olarak incelenmiştir. Konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak ve davanın hangi aşamasının ne kadarlık süreye yayıldığına hakim olmak için ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.

İzalei Şuyu Davası Avukatsız Açılır Mı?

İzalei şuyu davası avukatsız açılır. Ancak avukatsız açılması halinde, davanın uzaması olasıdır. Örneğin dava dilekçesinde eksiklik bulunması, çeşitli hukuki ve maddi hataların söz konusu olması halinde süre uzayacaktır.

Davanın uzaması dışında, avukatsız açılan davalarda hak kayıplarının yaşanması da mümkündür. Esasında asıl problemler bu noktada ortaya çıkmaktadır. İzalei şuyu süreci; bir kısmı İcra ve İflas Kanununa, bir kısmı Kat Mülkiyeti Kanununa, bir kısmı Türk Medeni Kanununa ve diğer kanunlara tâbi olan karmaşık bir hukuki yapıya sahiptir.

Dolayısıyla; sürecin bir gayrimenkul avukatı yardımı olmadan ilerletilmesi, ortaklığın istenen şartlarda giderilememesine veya satış ve paraların paylaştırılması sürecinde çeşitli mağduriyetlerin gündeme gelmesine neden olabilir.

Sonuç

İzalei şuyu davası karmaşık bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla, süreç içerisinde yapılan çeşitli hatalar nedeniyle dava süreleri uzamaktadır. Bunun yanında, taraflar özellikle usul işlemlerine riayet etmediklerinde davadan beklenen neticenin sağlanamaması söz konusu olmaktadır. Bu tür hukuki problemlerle karşılaşmamak adına, gayrimenkul avukatından destek almakta büyük fayda vardır.