isciye-maasin-elden-odenmesi

İşçiye Maaşın Elden Ödenmesi

İşçiye maaşın elden ödenmesi, genellikle maaşın bir kısmının bordro üzerinde düşük gösterilen ücretin banka aracılığıyla ödenmesi geri kalan kısmın ise elden verilmesi şeklinde görülür. Bu tür durumda işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek, kıdem tazminatı dahil olmak üzere diğer alacak haklarını talep etmesi mümkündür. Ayrıca bu alacakların bordro üzerinden değil gerçek ücret üzerinden alınması için gerçek ücretin tespiti için hukuki yollara başvurulması da mümkündür.

İşçiye Maaşın Elden Ödenmesi Mümkün Müdür?

İşçiye maaşın elden ödenmesi mümkündür. Ancak bunun için işyerinde 4 veya daha az sayıda işçinin çalışıyor olması gerekir. Eğer işyerinde 5 veya daha fazla kişi çalışıyorsa bu durumda işçiye maaşın elden ödenmesi yasaktır.

İşçiye maaşın nasıl ödeneceği hususu, “Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelik” 10. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:


“İşyerleri ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az 5 olması halinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.”

Maaşın Bir Kısmı Elden Bir Kısmı Bankadan Ödenebilir mi?

Maaşın bir kısmı elden bir kısmı bankadan ödenebilir. Ancak bunun için işyerinde 4 veya daha az sayıda işçinin çalışıyor olması gerekir. Eğer işyerinde 5 veya daha fazla kişi çalışıyorsa bu durumda işçiye maaşın elden ödenmesi yasaktır.

Uygulamada ise genellikle işçi bordrosunda maaş düşük olarak gösterilmekte ve gerçek ücret ile aradaki fark ise işçiye elden ödenmektedir. Bu tür durumlarda iş sözleşmesi feshedilirse başta ihbar ve kıdem tazminatları olmak üzere diğer işçilik hakları büyük zarar görür. Zira resmi olarak ücret düşükten gösterildiği için resmi kayıtlardaki ücret esas alınarak işçi alacakları hesaplanır. Bu durum ise işçi açısından son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır. 

Ayrıca bu şekilde işçinin maaşı düşük gösterilir ve diğer kısmı elden ödenirse, işçi maaşını eksik veya hiç alamadığında hukuki yollara başvurmakta ciddi zorluk çekecektir. Zira maaşın elden alındığı ve eksik yatırıldığı hususu ispata muhtaç hale gelecektir.

İşverenin bordroda gösterdiği ücreti işçinin banka hesabına yatırdığı kalan ücreti ise elden ödediği durumda işçiye ödenen gerçek ücretinin tespit edilmesi gerekir. Bu tür bir durumda Yargıtay şu yolun izlenmesi gerektiğini ifade etmiştir:

“İmzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir” (Y.H.G.K 19.04.2017, E. 2015/977, K. 2017/776)

İşçiye Maaşın Elden Ödenmesi Nedeniyle Haklı Fesih

İşçiye maaşın elden ödenmesi nedeniyle işçinin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi mümkündür. İşçi bu şekidle sözleşmeyi haklı sebeple feshederek başta kıdem tazminatı olmak üzere diğer tüm doğmuş olacak alacak haklarını talep edebilir.

Ancak, işçiye maaşın elden ödenmesi sonucu işçinin sözleşmeyi feshetmesi halinde resmi olarak gösterilen kayıtlardaki ücreti üzerinden hesapama yapılacaktır. Bunun önlenmesi ve işçinin gerçek ücreti üzerinden bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu durumda Yargıtay gerçek ücretin hesaplanması için takip edilecek yolu şu şekilde ifade etmiştir:

“İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler göz önünde tutularak ve ayrıca ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir.” (Yargıtay 7. HD 22.10.2015, E.2015/16662, K.2015/20198)

Ayrıca, eğer ücret miktarı noktasında, bordroda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı yönünde şüphe varsa, işçinin mesleki deneyim süresi, İşyerinde çalıştığı süre, mesleki unvanı ve fiilen icra ettiği iş gibi hususlar temel alınarak işçi ve işveren kuruluşlarından, meslek odalarından veya meslek kuruluşlarından, esnaf odalarından, bunlar tespit edilemiyorsa ticaret odalarından emsal ücretin sorulması gerekir. (Yargıtay 21. HD 04.04.2019, E.2018/4393, K.2019/2612, Yargıtay 22. HD 06.11.2018, E.2018/14187, K.2018/23680)

Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumunun  web sitesinde yer alan “kazanç bilgisi sorgulama” sayfasından da emsal maaşlar noktasında araştırma yapılarak bilgi sağlanması mümkündür.

DİKKAT: Kurum ve kuruluşlar tarafından bildirilen emsal ücretler, mahkemeleri bağlayıcı nitelikte kesin delil değildir. Mutlaka mahkemece kendisine bildirilen ücretlerin yanında işçinin eğitimi, kişisel özellikleri göz önünde bulundurularak, ücret bordroları ve tanık ifadeleriyle birlikte kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerekir. (Yargıtay 9.HD 09.09.2019, E.2017/11496, K.2019/15378)

isciye-maasin-elden-odenmesi

Maaşı Elden Ödenen İşçi Neler Talep Edebilir?

Maaşı elden ödenen işçi, işçiye maaşın elden ödenmesi nedeniyle iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı dahil olmak üzere, yıllık izin alacakları, fazla mesai ücretler, ücret alacakları, hafta tatili ücretleri, genel tatil süreleri için doğan alacaklarını talep edebilir.

Ancak bu noktada önemle belirtmek gerekir ki bu alacak haklarının hangi ücret üzerinden hesaplanacağı çok önemlidir. Eğer elden ödenen maaş ile bordroda belirtilen ücretr arasında fark varsa ve bu durum işçi tarafından ispatlanmamışsa, bordro üzerinden belirlenen maaş geçerli olacaktır. Dolayısıyla mutlaka elden alınan ücret ve bordro arasındaki fark tespit ettirilmelidir. 

Maaşı Elden Ödenen İşçinin Yapması Gerekenler Nelerdir?

Sigortanın asgari ücretten gösterilen veya eksik yatırılan işçinin yapması gerekenler şunlardır:

  • SGK’ya şikayette bulunarak denetim talep edilir ve eksik prim günü varsa bunların tamamlanması istenir.
  • Hizmet tespiti davası açılarak sigorta ve primleri için gerçek ücret üzerinden tespit istenmesi talep edilir,
  • İş sözleşmesinin feshedilebilir,
  • İş sözleşmesinin feshedilmesine dayanılarak gerçek ücret üzerinden; kıdem tazminatı, yıllık izin alacakları, fazla mesai alacakları, hafta tatili ücretleri, genel tatil ücretleri gibi alacak haklarını talep etmektir.

Davada İspat ve İspat Yükü

İşçiye maaşın elden ödenmesi hususunda ispat yükü işçidedir. Bu noktada özellikle ücret miktarı konusundaki uyuşmazlıklarda, gerçek ücretin ne kadar olduğu konusunda ihtilaf bulunmaktadır. İşçiye maaşın elden ödenmesi halinde gerçek ücretin ne kadar olduğu ise her türlü delille ispatlanabilir.

Yargıtay’ın işçiye maaşın elden ödenmesi halinde gerçek ücretin ispatı konusundaki görüşü de bu şekildedir:

“İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler göz önünde tutularak ve ayrıca ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir.” (Yargıtay 7. HD 22.10.2015, E.2015/16662, K.2015/20198)

İş Davası Avukatlık Ücreti ve Masrafları

İşçiye maaşın elden ödenmesi sonucu açılacak iş davası masrafları ise yaklaşık olarak 4.000 TL’dir.

İş davası avukatlık ücreti, genellikle dava sonucunda elde edilecek parasal miktarın %15’i ila %25’i arasında olacak şekilde belirlenir. Belirtilen yüzdelik içinde kalmak koşuluyla belirlenecek oran, müvekkil ve avukat arasındaki anlaşmaya ve alacağın miktarına göre değişkenlik gösterecektir.

İş Davası Ne Kadar Sürer?

İş davası ortalama 1 sene sürer. 

Sigortası Düşükten Yatırılan İşçinin Hizmet Tespit Davası

Sigortası düşükten yatırılan işçinin hizmet tespit davası açma imkanı bulunur. Hizmet tespit davası, SGK’ya bildiirlmeyen, primleri eksik yatırılan veya hiç yatırılmayan işçinin bu hususların tespiti için açtığı davadır. 

Örnek vermek gerekirse uygulamada sıklıkla görülen, işçinin ücretinin bir kısmının elden yatırılması olayını söyleyebiliriz. İşçinin maaşının bir kısmı elden yatırılarak yalnızca banka hesabına yatan kısım için SGK’ya bildirim yapılarak işçinin hizmet süresinden kısılmaktadır. Açılacak dava bunun tespiti açısından da yarayışlı olur.

Bu dava ile işçi, işverenin bildirim yükümlülüğünü doğru bir şekilde yerine getirmemesi nedeniyle uğradığı hak kayıplarını telafi eder. Davanın lehe sonuçlanması halinde işçi, kuruma bildirilmediği günler için de geçmişe dönük olarak sigortalı sayılacaktır.

Hizmet tespit davasında davacı taraf ilgili hususların tespitini talep eden işçidir. Davalı ise işçinin çalışma durumunu SGK’ya bildirmeyen veya eksik prim ödemesi yapan işveren olacaktır. 

Hizmet tespiti davasına ilişkin düzenlemeler 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde bulunur. İşçinin sosyal güvenlik haklarından mahrum bırakıldığı durumlarda buna ilişkin dava süreci önem arz eder. Bu aşamada avukat desteği almak hak kayıplarının telafisi açısından oldukça önemlidir. 

DİKKAT: Bir işçinin alacakları ödenmemesine dayanılarak açılan davada, işçinin hizmet sürelerine dair bir ihtilaf varsa ve ayrıca bunun için hizmet tespit davası açılmışsa, hizmet tespit davası sonucu beklenmeli ve buna göre karar verilmelidir. Yani hizmet tespit davası esasen bekletici mesele yapılır. (Yargıtay 9. HD, 28.02.2012, E. 2011/41723 K. 2012/6115)

Sonuç

İşçiye maaşın elden ödenmesi, genellikle işverenlerin daha düşük vergi vermek gibi amaçlarla işçisine maaşını fiziki olarak vermesidir. Bu noktada işçiler gerek işten çıkış işlemlerinde gerekse alacak hakları ödenmediği durumlarda mağduriyetine sebep olmaktadır. Bu bağlamda işçinin sözleşmeyi haklı nedenle feshetme imkanı bulunur. ancak fesih sonrası alacak haklarının gerçek ücret üzerinden hesap edilmesi ve usuli işlemlerin doğru şekilde yapılması son derece önemlidir. Dolayısıyla süreç içinde alanında uzman bir iş hukuku avukatına danışılması önerilir.