iscinin-sik-sik-hastalanmasi-rapor-almasi

İşçinin Sık Sık Hastalanması ve Rapor Alması

İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması, işçinin sağlık sorunları sebebiyle iş akışını olumsuz etkileyecek düzeyde işe devam etmemesidir. İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması durumlarda gerek işçinin çalışma performansında yetersizlik ortaya çıkacağından gerekse iş sözleşmesinin gerekleri yerine getirilmediğinden sözleşmenin geçerli nedenle feshi hakkı doğar. Ancak feshin mutlaka usuli gerekliliklerinin yerinde getirilmesi gerekir. Ayrıca eğer feshin geçersiz sebebe dayandığı iddiası varsa işçinin tazminat alacakları gündeme gelecektir.

İşçinin Sık Sık Hastalanması ve Rapor Alması Geçerli Nedenle Fesih Sebebi Midir?

İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması geçerli nedenle fesih sebebidir. Çünkü hastalanmak hayatın olağan akışı gereği normal olsa da işyerinin menfaatlerini çalışma düzenini doğrudan etkileyen bir seviyede bulunan hastalık veya hastalanmalar haklı nedenle fesih sebebi olabilir.Dolayısıyla sık sık hastalanmak, işin gerektiği şekilde yapılmasını engelleyecek bir rahatsızlık sağlık nedeniyle haklı sebeple feshe örnektir.

İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması yani hastalanması durumu, İş Kanunu m. 24/1 ve m.25/1’de düzenlenmiştir. İşçinin hastalığına ilişkin olarak düzenlenen İş Kanunu m.24/1 şu şekildedir:

“Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

  • İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
  • İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.“

İşçinin hastalığına ilişkin olarak düzenlenen İş Kanunu m.25/1 ise şu şekilde düzenlenmiştir:

“Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

  • İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi,
  • İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
  • (a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.”

Söz konusu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması halinde geçerli nedenle fesih hakkı doğar. Ancak bu durumlarda işyerindeki işin yürütülmesini olumsuz etkiliyor, dışardan işçi alınmasını gerektiriyorsa geçerli nedenle fesih imkanı doğar.

Uygulamada Yargıtay’ın da işçinin sık sık hasta olması ve viziteye çıkması noktasında görüşleri ise şu şekildedir:

“(…)davacının ardı ardına aldığı rapor 130 günün üzerindedir.Dosya içeriğinden davalının feshinin yasanın 25/1 maddesinde ki koşullara uygun düştüğü anlaşılmaktadır.Böyle olunca aynı yasanın 18-21 maddelerinin olayımızda uygulanma koşulları mevcut değildir. (…)”(Yargıtay 9.HD, 29.01.2004, 2004/500 E. 2004/1490 K.)

“(…)dosyada ki bilgi ve belgelere göre davacının Mayıs 2004 tarihinde ü. kez, Haziran 2004 tarihinde dört kez sağlık sorunları sebebiyle viziteye çıktığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı yasanın 18.madde gerekçesinde işçinin yetersizliğinden kaynaklanan sebeplere örnek verilirken işçinin sık sık hastalanmasından bahsedilmiştir.Somut olayda davacının anılan tarihlerde viziteye çıkması geçerli fesih sebebi olarak kabul edilmelidir(…)” (Yargıtay 9.HD, 28.02.2005, 2005/2061 E., 2005/6417 K.)

Ayrıca eğer işveren işçinin, derli toplu olmayan yaşayışından ya da kendi kastından doğacak bir sakatlığa ya da hastalığa uğraması durumunda ortaya çıkacak devamsızlığının 1 ayda 5 iş gününden fazla ya da arka arkaya 3 iş günü sürmesi halinde iş sözleşmesi sağlık nedeniyle bildirimsiz olarak feshedebilir.

İşçinin Sık Sık Hastalanması ve Rapor Alması Geçerli Nedenle Fesih Sebebi Midir?

Geçerli Nedenle Fesih Nedir?

Geçerli nedenle fesih, işçinin yeterliliği, işçinin davranışları ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle işverence iş sözleşmesinin feshedilmesidir. İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması ise bu kapsamda işçinin davranışlarından kaynaklı geçerli nedenle fesih sebebidir.

Geçerli nedenle fesih İş Kanunu m.18’de şu şekilde düzenlenmiştir:

“Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.”

Geçerli nedenle fesih süreci içinde diğer tüm geçerli nedenle fesih türlerinin de ayrıntılarıyla incelendiği “iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshi” isimli yazımızı okuyarak daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.

Sık Sık Hastalanan ve Rapor Alan İşçinin İşten Çıkış İşlemleri Nasıl Yapılır?

Sık sık hastalanan ve rapor alan işçinin işten çıkış işlemleri şu şekilde yapılır:

  • İşçinin savunmasının alınması.
  • Feshin son çare olma ilkesinin gözetilmesi,
  • Fesih sürelerine uyularak fesih bildirimi yapılması,
  • Fesih bildiriminin yazılı yapılması,
  • Fesih nedeninin açık ve kesin şekilde belirtilmesi.

İşçinin savunmasının alınması, İş Kanunu m.19’da düzenlenen bir husustur. Bu maddeye göre işçinin savunmasının alınması fesih iradesinin geçerlilik unsurlarındandır. Savunma işçinin davranışı ve verimliliği nedeniyle yapılan fesihlerde alınmalıdır. Dolayısıyla İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması halinde işçiye savunma vermesi için ihtarda bulunulmalıdır.

Feshin son çare olma ilkesinin gözetilmesi, esasen işverenin fesihten önce daha hafif sayılacak bazı önlemlere başvurmasıdır. Bu anlamda işverenin fesih dışında başkaca bir yolla söz konusu durumu düzeltme olanağını düşünmesi ve bunu sağlamaya yönelik olarak davranarak tüm önlemleri almış olması beklenir. İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması durumunda alınan tüm önlemlere rağmen fesih dışında bir çare kalmıyorsa iş sözleşmesi feshedilmelidir. 

Geçerli nedenle fesih süresine dair İş Kanununda herhangi bir düzenlenme bulunmamaktadır. Buna karşın  işveren tarafın fesih hakkını makul sürelerde kullanması gerekir.  Makul süre ise her bir somut durumun kendi şartlarına göre değişkenlik gösterebilir. 

Fesih bildiriminin yazılı yapılması, İş Kanunu m.19’da düzenlenen bir husustur. Bu maddeye göre işverence yapılacak olan geçerli nedenle fesih bildirimi yazılı olarak yapılmalıdır. Bu durum özellikle açılacak olan davalarda ispat kolaylığı da sağlayacaktır. Dolayısıyla işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması halinde yapılacak fesih bildirimi yazılı olmalıdır.

Fesih nedeninin açık ve kesin şekilde belirtilmesi, İş Kanunu m.19/1’de düzenlenen bir husustur. Bu maddeye göre yapılan fesih bildiriminde işverence fesih sebepleri açık ve kesin şekilde ifade edilmelidir. Aksi halde yine İş Kanunu m.21’de açıkça belirtildiği üzer eğer fesih bildiriminde herhangi bir neden gösterilmez veya gösterilen neden geçersiz bir nedense, işçi dava açabilir. Dolayısıyla işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması halinde yapılacak feshin nedenleri açıkça belirtilmelidir.

Yukarıda yer alan tüm hususlar işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması halinde yapılacak fesih için belirlenen usuli işlemlerdir. Dolayısıyla kanunen belirlenen usuli işlemleri eksiksiz yapmak fesih iradesinin kullanılması için çok önemlidir. Bu noktada usuli işlemlerde yapılacak hata feshin geçersizliğine sebep olabilir ve işçinin işini aksatması sonucu işten çıkarılması geçersiz fesihle sonuçlanabilir.

İşverenin Geçerli Nedenle Feshinde İşçiye Hangi Haklar Verilir?

İşverenin geçerli nedenle feshinde işçiye şu haklar verilir:

  • İşçi kıdem tazminatı şartlarını karşılıyorsa işveren tarafından kıdem tazminatı ödenir,
  • İşveren tarafından ihbar sürelerine uyulmazsa, işçiye ihbar tazminatı ödenir,
  • İşçi tarafından feshin geçersiz sebebe dayandığı iddia ediliyorsa, işe iade davası açılabilir.
  • İşe iade davası kazanılırsa, işçi geçersiz nedenle feshe dayanarak diğer tazminat alacaklarına hak kazanır.

DİKKAT: İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması nedeniyle işten çıkarıldığında bu durum kesinleşirse, SGK Çıkış Kodu 4, işçinin SGK kaydına işlenir.

  1. Geçersiz Nedenle Feshin Sonuçları Nelerdir?

Geçersiz nedenle feshin sonuçları şunlardır:

  • İşçi işe iade talebi ile işverene başvurabilir,
  • İşçinin işe iade davası açma hakkı doğar,
  • İşe iade davası işçi lehine sonuçlanır ancak işçi işe başlatılmazsa iş güvencesi tazminatı ve kıdem tazminatı istenebilir,
  • İşçi iş güvencesi tazminatı talep edebilir,
  • İşçi boşta geçen süre için tazminat talep edebilir.

İş sözleşmesi işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması nedeniyle feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiasında ise fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.

İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması nedeniyle sözleşme feshedilmiş ve işçi buna karşılık işe iade davası açmış ve bu davayı kazanmış olabilir. Bu durumda İş Kanunu m.21/6’uyarınca işçi, işe tekrar başlamak için kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10  iş günü içinde işverene başvurmalıdır.

Eğer söz konusu başvuruya rağmen işçi işe tekrar başlatılmazsa veya işe başlatılmayacağı kendisine bildirilirse, işçinin işe başlatılmadığı veya işe başlatılmayacağını bildirdiği tarih itibariyle iş sözleşmesi sona ermiş sayılır. Dolayısıyla İş Kanunu m.21/5 gereğince, “işe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı” ödenir. Ayrıca, işçiye koşullarının oluşması halinde kıdem tazminatının da ödenmesi gerekmektedir.

İşçinin başvuruya rağmen işçi işe tekrar başlatılmazsa veya işe başlatılmayacağı kendisine bildirilirse, işçinin başvurabileceği diğer bir hakkı İş Kanunu m.21/1 ve 21/2 gereğince, işveren, işçiyi başvurusu üzerine işveren 1 ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az 4 aylık ve en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödeyecektir.

Bu noktada mahkeme kararınca eğer işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması iddiasına dayanan fesih geçersiz sayılırsa, tazminat miktarı da yine mahkemece belirlenecektir. Tazminatın miktarını ise hakim takdir yetkisini kullanarak belirleyecektir. 

İşçinin bir başka hakkı ise İş Kanunu m.21/3 gereğince boşta geçen süre için tazminat almasıdır. Kanuna göre mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenecektir. 

DİKKAT: Eğer işçi işe iade davasını kazanmış ve işverence kendisi işe tekrar çağrılmış olmasına rağmen işe başlamamış olabilir. Aynı şekilde  işçinin işe tekrar başlamak için başvuruda bulunmamış da olabilir. Bu tür durumlarda işçiye bu ücret ve hakları ödenmez.

Tüm bu hususlardan anlaşılacağı üzere, işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması sonucu yapılacak feshi ve fesih sonrası dava süreci, içerisinde pek çok usuli işlem barındırır. Söz konusu usuli işlemlerde eksiklik bulunması halinde süreç uzayabilir veya talepler reddedilebilir. Bu anlamda haklı olunsa bile işçinin veya işverenin haklarından mahrum kalması mümkündür. Dolayısıyla sürecin başından itibaren alanında uzman bir iş hukuku avukatına danışılması önerilir.

Fesih Sonrası İşçi Dava Açarsa İşveren Ne Yapmalıdır?

Fesih sonrası işçi dava açarsa, işveren fesih için tüm usuli işlemleri tam olarak yapmış ve feshin haklı olduğuna inanıyorsa davaya devam etmelidir. Zira bu durumda davanın kazanılma ihtimali yüksektir. 

Dava kazanılırsa, fesih geçerli olarak devam edecek ve işçiye varsa alacak hakları ödenerek fesih sonuçlarını doğurmuş olacaktır. Ancak dava kaybedilirse, işçiyi tekrar işe başlatıp başlatmamak noktasında işverence tazminat miktarları düşünülerek hareket edilmelidir.

Eğer söz konusu başvuruya rağmen işçi işe tekrar başlatılmazsa veya işe başlatılmayacağı kendisine bildirilirse, işçinin işe başlatılmadığı veya işe başlatılmayacağını bildirdiği tarih itibariyle iş sözleşmesi sona ermiş sayılır. Dolayısıyla İş Kanunu m.21/5 gereğince, “işe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı” ödenir. 

Ayrıca, işçiye koşullarının oluşması halinde kıdem tazminatının yanında, İş Kanunu m.21/1 ve 21/2 gereğince, işveren, işçiyi başvurusu üzerine işveren 1 ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az 4 aylık ve en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödeyecektir.

Bu noktada mahkeme kararınca eğer işçinin sık sık hastalanması ve rapor alması iddiasına dayanılarak yapılan fesih geçersiz sayılırsa, tazminat miktarı da yine mahkemece belirlenecektir. Tazminatın miktarını ise hakim takdir yetkisini kullanarak belirleyecektir. 

Ayrıca işçinin boşta geçen süre için İş Kanunu m.21/3 gereğince tazminat talep etmesi mümkündür. Kanuna göre mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenecektir. 

DİKKAT: Eğer işçi işe iade davasını kazanmış ve işverence kendisi işe tekrar çağrılmış olmasına rağmen işe başlamamış olabilir. Aynı şekilde  işçinin işe tekrar başlamak için başvuruda bulunmamış da olabilir. Bu tür durumlarda işçiye bu ücret ve hakları ödenmez.

Sonuç

İşçinin sık sık hastalanması ve rapor alması durumunda geçerli nedenle fesih gündeme gelecektir. Bu noktada işverence kanunda belirlenen fesih usulü yolları mutlaka takip edilmelidir. Aksi halde fesih geçerli olmayacaktır. Bununla birlikte, fesih sonrası işe iade ve diğer tazminat alacakları noktasında da usuli işlemlere dikkat edilmelidir. Aksi halde başvurular sonuçsuz kalabilir. Dolayısıyla sürecin başından itibaren alanında uzman bir iş hukuku avukatına danışılması faydalı olacaktır.