iscinin-gorevini-yapmamakta-israr-etmesi

İşçinin Görevini Yapmamakta Israr Etmesi

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi, işçinin görev kapsamında bulunan ve yapması gereken işleri kendisine yapılan uyarılara rağmen yapmaktan kaçınmasıdır. Bu tür durumlar işverence sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi mümkünüdür. Bu fesih türünde işçi kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talep edemez. Ancak sadece çalışmasına bağlı olan ve fesih ile ilgisi olmayan yıllık izin ve fazla mesai gibi alacaklarını talep edebilir.

İşçinin Görevini Yapmamakta Israr Etmesi Konusunun Kanuni Düzenlemesi

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi konusunun kanuni düzenlemesi İş Kanunu m.25/2’dir. İlgili hükme göre işçinin işyerinde hırsızlık yapması, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerlerinden sayılmış olup iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi sebepleri arasında sayılmıştır.

İşçinin işyerinde hırsızlık yapması konusu İş Kanunu m.25/2’de şu şekilde düzenlenmiştir:

“Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.

İşçinin Görevini Yapmamakta Israr Etmesi Nedeniyle İşveren Tarafından Haklı Fesih

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle işveren tarafından iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir. Çünkü işçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi İş Kanununda belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerdendir. 

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilebilmesi için işçinin görevini yapmaması ve bunun için işverence işçiye ihtarda bulunulması gerekir. İhtarın işverence ya da yetkili işveren vekili tarafından yapılmalıdır.

Ayrıca ihtarın sözlü ya da yazılı yapılmasında bir engel yoktur. Ancak ileride uyuşmazlık yaşanmaması adına ihtarın yazılı olarak yapılması ve imzalanması ispat kolaylığı açısından faydalıdır. İhtarda işçinin yapmadığı ve yapması gereken işler açıkça beliritlmeli, işin tamamlanması için de işçiye makul bir süre verilmelidir. (Yargıtay 9. H.D. E.: 2008/24871 K.: 2010/12063 Karar Tarihi: 03.05.2010)

İşverence işçiye bu şekilde bir kez hatırlatmada bulunulması haklı fesih için yeterli değildir. İşçinin hatırlatmaya rağmen görevinin yapmamaya devam etmesi ve işçinin tekrar uyarılması gereklidir. Zira işçinin bir kez görevini yapmaması tekil bir olayken, birden fazla hatırlatmaya ve ihtara rağmen görevini yapmaması ısrarlı şekilde görevden kaçınmak olacağından haklı nedenle feshe yol açacaktır. (Yargıtay 9.H.D. E., 2009/26121 K., 2010/19530 Karar Tarihi: 21.06.2010)

DİKKAT: İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle sözsleşmenin haklı sebeple feshedilebilmesi için işçinni kaçındığı görevinin kendi görev ve yetki sınırlarında olması gerekir. Yani örneğin makineci olarak çalışan bir işçiden boya işleri de yapması istenildiğinde işçinin bu görevi yapmaktan kaçınma hakkı vardır. Çünkü bu iş görev tanımlarında bulunmaz. Dolayısıyla bu şekilde sözleşmesi haklı nedenle feshedilemez.

Aynı şekilde işçininin İş Kanunu m.34’e dayanarak 20 günden beri ücreti ödenmemiş ya da iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınamamışsa işçinin işini yapmaktan kaçınma hakkı bulunur. Bununla birlikte, işçinin onayı olmaksızın işçiden fazla mesai yapılmasının istenmesi ya da buna benzer şekilde işçinin greövini yapmamakta haklı bir mazereti bulunması durumlarında da iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilemez.

Görevini Yapmayan İşçinin İşten Çıkış İşlemleri Nasıl Yapılır?

Görevini yapmayan işçinin işten çıkış işlemleri şu şekilde yapılır:

  • İşçinin görevini yapmaktan kaçındığına ve görevini yapması gerektiğine dair yapılan ihtarların yer aldığı tutunakalar hazırlanır. Tutanaklarda tanık ve işçinin beyanları gibi tüm deliller yer alır.
  • Son ihtarda işçiye verilen makul sürenin son tarihiniden itibaren 6 gün içinde fesih hakkı kullanılır,
  • İşçinin sözleşmesinin görevini yapmaktan ısrarla kaçınması nedenine dayalı olarak feshedildiği 6 günlük süre içinde yazılı olarak işçiye bildirilmelidir.

Tutanak tutulması ve işçiye görevini yapması gerektiği ihtarı, işçinin sözleşmesinin feshedilmesi hususunda son derece önemlidir. Çünkü ilerleyen süreçte işçinin dava açması ihtimaline karşılık olarak tutanak ve ihtarlar en önemli deliller olacaktır. Tutanakta, tanık olan ve mümkünse sözleşmesi feshedilecek işçinin beyanlarına yer verilmeli, diğer deliller sıralanmalı ve tutanak tanık olanlar dahil olay içinde bulunan herkes tarafından imza edilmelidir.

Derhal fesih hakkı, İş Kanunu m.25’te düzenlenmiştir. İlgili hükme göre işverence işçinin görevini yapmaktan kaçınmasına dair son yapılan ihtarda belirtilen makul süreden itibaren itibaren 6 gün içinde iş sözleşmesi feshedilebilir.

İşçinin savunmasının alınması, İş Kanunu m.25/2’de düzenlenen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan işçi için geçerli değildir. Yani işçinin görevini yapmaktan kaçınması nedeniyle yapılacak haklı nedenle derhal fesihlerde işçinin savunmasının alınma zorunluluğu yoktur.

İş sözleşmesinin feshedildiği ihtarı, esasen işverenin işçinin görevini yapmaktan kaçınması nedeniyle yapacağı fesihlerde zorunlu değildir. Ancak ileride uyuşmazlık yaşanmaması adına fesih iradesinin kullanıldığının işçiye yazılı olarak ihtar edilmesi ispat kolaylığı açısından önemlidir.

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi sözleşmenin haklı nedenle feshi imkanını doğurur. Ancak işverenin ileride doğabilecek uyuşmazlıklara karşın mutlaka fesih için belirlenen usuli işlemleri doğru şekilde yapması gerekir. Aksi halde işçi tarafından açılabilecek olan davalarda işveren açısından olumsuz sonuçlar ve tazminat ödeme yükümlülüğü doğabilir. Bu anlamda sürecin başından itibaren alanında uzman bir iş hukuku avukatına danışılması faydalı olacaktır.

iscinin-gorevini-yapmamakta-israr-etmesi

Haklı Fesih Sonrası İşçi Dava Açabilir mi?

Haklı fesih sonrası işçi dava açabilir. İşçinin görevini yapmaktan kaçınmasına dayalı olarak yapılan haklı fesihlerde de işçi eğer kusurlu olmadığı ve yapılan feshin haksız olduğunu düşünüyorsa, işe iade davası açabilir. 

İşe iade davası işçi lehine sonuçlanır ancak işçi işe başlatılmazsa iş güvencesi tazminatı ve kıdem tazminatı istenebilir, Bununla birlikte işçi dava ile iş güvencesi tazminatı talep edebilir ve boşta geçen süre için de tazminat talep hakkına sahiptir.

Tüm bunlarla birlikte işçinin yine işçi alacağı davası açarak olayda ve yapılan fesihte kusurlu olmadığını ispat etmesiyle kıdem tazminatı isteme hakkı bulunur. Bu şekilde işçinin çalışmasından kaynaklı olan ve feshe bağlı olmayan yıllık izin, fazla mesai, ödenmemiş ücret gibi işçi alacakları da işçiye verilir.

İşverenin Haklı Feshinde İşçiye Hangi Hakları Verilir?

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesine dayalı haklı fesihte işçiye şu haklar verilir:

  • İşçinin çalışmasından kaynaklı olan ve feshe bağlı olmayan yıllık izin, fazla mesai, ödenmemiş ücret gibi işçi alacakları işçiye verilir,
  • İşçi feshin haksız olduğunu düşünüyorsa işe iade davası açabilir,
  • İşçi feshin haksız olduğunu düşünüyorsa, işçi alacağı davasında kıdem tazminatı ve diğer alacaklarını talep edebilir. 

DİKKAT: İşçinin hırsızlık yapmasına dayalı olarak yapılan haklı fesihlerde işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmez.

Haklı Fesih Sonrası İşçi Dava Açarsa İşveren Ne Yapmalıdır?

Haklı fesih sonrası işçi dava açarsa işveren, fesih için tüm usuli işlemleri tam olarak yapmış ve feshin haklı olduğuna inanıyorsa davaya devam etmelidir. Zira bu durumda davanın kazanılma ihtimali yüksektir. 

Dava kazanılırsa, fesih geçerli olarak devam edecek ve işçiye varsa çalışmasından kaynaklı alacak hakları ödenerek fesih sonuçlarını doğurmuş olacaktır. Ayrıca kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ödenmeyecektir. Ancak dava kaybedilirse, işçiyi tekrar işe başlatıp başlatmamak noktasında işverence tazminat miktarları düşünülerek hareket edilmelidir.

Sonuç

İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi sözleşmenin haklı nedenle feshi imkanını doğurur. Ancak işverenin ileride doğabilecek uyuşmazlıklara karşın mutlaka fesih için belirlenen usuli işlemleri doğru şekilde yapması gerekir. Aksi halde işçi tarafından açılabilecek olan davalarda işveren açısından olumsuz sonuçlar ve tazminat ödeme yükümlülüğü doğabilir. Bu anlamda sürecin başından itibaren alanında uzman bir iş hukuku avukatına danışılması faydalı olacaktır.