iş kazası tazminatı

İş Kazası Tazminatı

İş kazası uygulamada sıklıkla görülen ve içerisinde birden fazla hukuki süreci barındıran bir olaydır. Hem işçi hem de işveren için ciddi sonuçlar doğar. Bu nedenle önemle takip edilmesi gereken bir süreçten bahsedeceğiz. Yazımızda bir iş kazası sonrasında bilinmesi gereken tüm meseleleri ve uygulamada en çok sorulan soruları hukuki zeminde açıklayacağız.

İş hayatının yoğunluğu içerisinde iş kazaları kaçınılmaz. Bunların bir kısmında kişilerin ihmal ve kastı olabilir. Bazılarında ise kimsenin kusuru olmamasına karşın iş kazası doğabilir. Ancak tüm hallerin kendine has hukuki sonuçları vardır. Söylememiz gereken en önemli husus ise işverenin burada genellikle kusursuz olarak sorumlu olması, yani kusuru olmasa bile genellikle sorumlu tutulmasıdır. Tabi bunun da istisnaları mevcut. Bu durum daha çok değişik Yargıtay kararları eşliğinde şekillenmekte. Aşağıda ayrıntılarına biraz daha değineceğiz.

İş kazasına uğrayan işçi veya işçisi iş kazası yapan işveren muhakkak iş hukuku alanında tecrübeli avukatlardan hukuki yardım almalıdır. Ancak bundan önce konu hakkında bilgi sahibi olmak da önemlidir. Yazımızı sizler için bu amaç doğrultusunda hazırladık.

Aşağıda; iş kazası nedir, neler bu kapsamda yer alır, iş kazası geçiren işçinin hakları nelerdir ve ne yapması gerekir, iş kazası bildirimi ile ilgili bilinmesi gerekenler, en önemli konulardan olan maddi ve manevi iş kazası tazminatı, arabuluculuk ve yargılama süreci ve konunun diğer önemli hususlarına dair kanun ve uygulamadan cevaplar bulacaksınız. Önemli bir konu olduğu için yazımızı dikkatlice okuyunuz.

Aşağıda konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir infografikle konuyu açalım.

iş kazası tazminatı infografik

İş Kazası Nedir?

İş kazası, işçinin kanunda yazan hallerde bir kazaya uğraması ve bundan ötürü bedenen veya ruhen zarar görmesidir. Bu tanım, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 13 düzenlemesinde yer alıyor. Aynı düzenlemede nelerin iş kazası kapsamında yer aldığı da sayılmış. Buna göre iş kazası şu hallerde söz konusu olabilir:

  • Sigortalı çalışan işçinin, işyerinde bulunduğu sırada gerçekleşen herhangi bir kaza
  • Sigortalının, işverenin verdiği işi kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışarak yaparken işyeri dışında gerçekleşen herhangi bir kaza
  • İşverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevini yerine getirmek için işyeri dışında bir yere gönderildiğinde asıl işi yapmaksızın geçen sürede gerçekleşen herhangi bir kaza
  • Emziren sigortalı kadın çalışanın çalışma süresi içerisinde çocuğuna süt vermek için ayırdığı zaman dilimi içinde gerçekleşen herhangi bir kaza
  • Sigortalı çalışanın veya çalışanların, işveren tarafından sağlanan bir araç ile işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında gerçekleşen herhangi bir kaza

Görüldüğü üzere iş kazasının sınırları oldukça geniş bir şekilde belirtilmiştir. Yani işin görülmesi sırasında olmasa da iş ilişkisi ile bir şekilde ilişkili olan durumlar sayılmıştır. Buna göre bazı durumlarda işin görülmesinden alakasız kazalar iş kazası olarak kabul edilir. Ancak her halükarda yukarıda saydıklarımızdan başka kazalar iş kazası olarak kabul edilemez.

Yukarıda sayılan haller aslında biraz izaha muhtaçtır. Çünkü Kanun işyeri diyor ancak işyeri nedir bunu izah etmemiz lazım. İşyeri, İş Kanunu düzenlerinde şu şekilde yer alıyor:

  • İşverenin mal veya hizmet üretmek amacıyla bir takım unsurlar ile işçinin çalışması için belirlediği yer işyeridir.
  • İşyerinde yapılan işle bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında olan olan yerler de işyeri olarak kabul edilir. İşin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı olan yerlerden bahsediyoruz.
  • Dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyuma, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim, avlu gibi işyerine bağlı eklentiler ve araçlar da işyeri olarak kabul ediliyor.

İşyeri ve işkazası kavramlarının kapsamları bu şekildedir. Herhangi bir hukuki uyuşmazlıkta iş kazasının varlığı bu hükümlere göre tespit edilir. Şimdi iş kazası geçiren işçinin haklarına değineceğiz.

İş Kazası Geçiren İşçinin Hakları

İş kazası geçiren işçinin işverene karşı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı birtakım haklarını talep etmesi söz konusu olur. İş kazası geçiren işçinin hakları her somut olaya göre farklılık gösterebilir. Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı talep edilecek hakları şu şekilde sıralamamız mümkündür:

  • İş kazası geçiren işçi geçici iş görmezlik ödeneği veya sürekli iş görmezlik geliri alabilir.
  • Eğer işçi olay sonucunda ölmüşse geride kalan belirli derece yakınına ölüm ödeneği bağlanır.
  • Anne veya babasını iş kazasında kaybeden kız çocuğuna SGK tarafından evlenme ödeneği verilir.
  • Eğer işçi ölmüşse gene belirli derece yakınlarına cenaze ödeneği verilir.

Bu saydıklarımız iş kazası geçiren işçinin SGK’dan alabileceği kalemlerdir. Bunun haricinde iş kazasında en önemli dava, tazminatlar ile ilgilidir. İş kazası geçiren işçi, işverene karşı şu talepleri ileri sürebilir:

  • Berlirli derecede çalışma gücünü kaybeden işçinin işverene karşı iş gücü kaybı tazminatı talep etme imkanı vardır.
  • İş kazası sonucunda işçi ölmüşse işveren işçinin kalan yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı öder.
  • Somut olayın özelliklerine göre işçinin maddi kayıpları maddi tazminat kalemi olarak işverence ödenir.
  • İşçinin son olarak manevi tazminat talep etme hakkı vardır. Ölümlü kazalarda manevi tazminatı ölen işçinin yakınları talep eder.

“İş kazası geçirdim haklarım neler” diye soran işçi için temelde sayılacak haklar bunlardır. Bu saydıklarımızın haricinde işveren aleyhine Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre ceza soruşturması başlatılabilir.

Burada işverenin somut olaydaki fiili veya ihmali, TCK anlamında hangi suçu karşılıyorsa o suçtan ötürü cezai soruşturma başlatılır. Yukarıda saydığımız tazminatları aşağıda izah edeceğiz.

Aşağıda iş kazası tazminatı başlığı altında tablo halinde haklara tek tek değindik mutlaka okumanızı öneririz.

İş Kazası Geçiren İşçinin İşten Çıkarılması

İş kazası geçirilen hallerde işçi bazı durumlarda zaten çalışmaktan men edilebilir. Kazanın ağırlığı nedeniyle çalışması imkansız hale gelebilir. Bazı durumlarda da işyerinde görülen işin niteliği gereği işçinin o işi yapması çok zor olabilir.

Böyle bir durumda işveren işçiyi işten çıkarabilir. Ancak işçi hala o işi görmeye devam edebilecek durumdaysa işçinin işten çıkarılması ayrı tazminat borcu doğurabilir. İşçi normal şartlarda hem aşağıda bahsedeceğimiz tazminatlara hak kazanır hem de işine devam edebilir.

Bununla ilgili ayrıntılara burada değinmiyoruz ancak bu konu ile ilgili “işe iade” ve “işten çıkarılan işçinin hakları” başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.

İş Kazasında Yapılması Gerekenler

Bir iş kazası vakıası yaşadığı zaman sadece o olaydan ibaret bir vakıa değildir. Olayın her aşamasının belkide ayrı hukuki sonucu olur. Bu nedenle iş kazası yaşandığı zaman fevri hareket edilmemeli, zaman kaybetmeden deneyimli avukatlara başvurarak hukuki yardım alınmalıdır.

Çünkü uygulamada işçi veya işverenin bazen fevri bazen de ihmal ettiği işlemleri ile hak kaybına uğradığına şahit oluyoruz. Sonradan durumu eski hale getirmek ise oldukça zor bir hal alıyor.

İş Kazası Bildirimi

Bir iş kazası olduğu zaman bunun Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına (yani kısaca Kuruma) bildirilmesi zorunlu bir husustur. İş kazası bildirimi yükümlülüğü çoğu zaman işverene ait, kimi durumlarda ise iş kazası geçiren kişiye aittir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 4/1-a düzenlemesi ve 5. madde düzenlemesinde yer alan işçiler için bildirim yükümü işverende, madde 4/1-b düzenlemesinde yer alan kişiler için bildirim yükümü kaza geçirendedir.

Bunların ayrıntısına değinmeyeceğiz ancak sadece şunu söyleyelim ki iş sözleşmesi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan işçileri iş kazası geçirirse bunu bildirme yükümü işveren üzerindedir.

İşveren bildirim formu için: https://kesenek.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do

İş Kazası En Geç Kaç Gün İçinde Bildirilir?

İş kazasının bildirim süresi her halükarda en fazla 3 gündür. Bu süre kazadan sonraki 3 iş gününü ifade eder.  Eğer kaza, işverenin kontrolü dışında bir yerde gerçekleşmiş ise bu sefer 3 günlük bildirim süresi, işverenin kazayı öğrenmesinden sonra başlar. Yukarıda bazı durumlarda kazayı direkt olarak kaza geçirenin bildireceği durumlardan bahsettik. Bu hallerde de 1 ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığın bildirim yapmaya engel olmadığı andan itibaren 3 iş günü içerisinde bildirim yapılır.

İş Kazası Nereye Bildirilir?

İş kazası Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına bildirilir. Bu bildirim doğrudan Kuruma gidilerek veya taahhütlü posta ile yapılabilir. Bu bildirimin içeriğinde nelerin yer alması gerektiği Yönetmelik hükümleri ile belirleniyor.

Ancak belirtmemiz gerekir ki bu bildirim hukuki sürecin en temelinde yer aldığı için kanuna ve vakıaya uygun yapılması gerekir. Somut olayın özellikleri gözetilerek sürecin muhtemel gidişatı hesaplanmalı ve ona göre bir bildirim yapılmalıdır.

İş Kazası Olmayan Olayın İş Kazası Olarak Bildirilmesi → İşverenin veya işçinin kaza olarak gördüğü bir olay hukuken yukarıda saydığımız nitelikleri taşımadığı için iş kazası olmayabilir. Yahut işveren bildirim yükümünü ne olur ne olmaz yerine getirmiş olayım düşüncesiyle bir bildirimde bulunmuş olabilir. Kurum kendisine bildirilen olayda zaten iş kazası olup olmadığını kontrol eder, denetler. Gerekli görürse denetim ve kontrol için memur yetkilendirir veya Bakanlık müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapabilir.

Eğer yazılı olarak yapılan bildirimle teftiş sonucunda ulaşılan sonuçlarda farklılık varsa yani vakıa gerçeğe aykırı bildirilmişse ve iş kazası olmadığına karar verilmişse bu sefer yapılan ödemeler yersiz kalacağı için hatalı bildirimde bulunan kişiden tahsil edilir.

İş Kazasında Maddi Tazminat

İşçinin SGK’dan alacaklarının haricinde, işverenden maddi ve manevi tazminat alma hakkı vardır. Burada birden fazla maddi zarar kalemi sayacağız. İşçi somut olayın özelliklerine göre bunlardan birden fazlasını aynı anda alabilecektir.

Belirtmemiz gerekir ki işverenin maddi ve manevi tazminat borcu, İş Kanunu veya SSGSSK düzenlemelerinde yer almıyor. Burada Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre işverenden maddi ve manevi tazminat isteniyor.

İş kazasına uğrayan işçinin uğradığı zarar farklı farklı kalemlerde sayılabiliyor. Bu kalemleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yahut yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayabiliriz.

Ayrıca işçinin öldüğü ihtimalinde de yakınlarının; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse normal bedensel zarar halinde alınan tazminatlar ile birlikte cenaze giderleri, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin uğradığı zararları tazmin edilir.

Tabi burada bahsettiğimiz tazminat kalemleri eğer SGK tarafından ödenmemişse işverenden istenir. Örneğin cenaze gideri SGK tarafından ödenirse işverenin ödeyeceği tazminata tekrar eklenmez. Burada bahsettiğimiz zarar kalemlerini bir tablo olarak sizler için hazırladık.

Tablo 1: İşverenin Ödeyeceği Maddi Tazminat Kalemleri

Özellikli Durumlar
  • Tedavi Giderleri

Tedavi giderlerinin ödenmesi o kadardır ki tedavi olunacak yere gidiş geliş, konaklama, ilaç, hastane, hasta bakıcı masrafları, refakatçi vs. de buna dahildir. 

Hatta yurtdışı tedavisi gerekiyorsa bunun da tüm masrafları işverenden tazminat olarak alınır.

Sağlık giderlerinin işveren SGK tarafından ödenen kısmı işverenden alınamaz. Ayrıca tedavi ile kaza arasında illiyet bağı olmalıdır. 

Yani kazanın oluşturduğu zararı aşacak bir sağlık müdahalesi maddi zarar kapsamında olmaz.

Tedavi giderleri büyük oranda yazılı olarak ispat edilse de bu zorunlu değildir. Hatta bazı giderler yazılı olarak ispat edilemeyeceği için bu konuda bir bilirkişi incelemesi yapılabilir.

  • Kazanç Zararları

İşçiye SGK tarafından geçici iş görmezlik ödeneği veya sürekli iş görmezlik geliri bağlanıyor. İşte bu ödeneğin, işçinin normal gelirinden düşük olması durumunda arada kalan miktar için işverenden maddi tazminat alınabilir.

İşçinin normal çalışsaydı alacağı ücretin hesaplanmasında; prim, ikramiye, işçiye sağlanan ve parayla ölçülebilen diğer yardımlar vs. de gözönünde bulundurulur. Ayrıca işçi, bedensel zararından ötürü elde edemeyeceği fırsatlardan ötürü de tazminat talep edebilir.

  • Çalışma Gücünün Azalmasından yahut Yitirilmesinden Doğan Zararlar

İşçi çalışma gücü azaldığı için yahut çalışma gücünü kaybettiği için uğradığı maddi zararını işverenden talep eder.

Bununla ilgili en önemli mesele bu tazminat miktarının hesaplanmasıdır. Bu hesabın ayrıntılarına aşağıda değineceğiz.

  • Ekonomik Geleceğin Sarsılmasından Doğan Zararlar

İş kazası işçinin ekonomik geleceğine etki eder. Gelecekteki potansiyel ekonomik kazancını olumsuz etkileyebilir. 

Örneğin yüzünde bir iz oluşması, kolunda belirli derecede işlevsizlik ortaya çıkması vs. durumlar böyledir. 

Dolayısıyla tazminat hesabında bu durum da gözetilir.

  • Cenaze Giderleri
İş kazasında işçi ölmüşse, ölenin cenaze giderleri bu giderleri ödeyen kişiye yapılır. Bu tazminat kaleminin işverenden alınabilmesi de SGK tarafından böyle bir ödeme yapılmamış olmasına bağlıdır.
  • Ölenin Desteğinden Yoksun Kalan Kişilerin Uğradığı Zararlar

Destek veren işçi öldüğü için onun desteğinden yoksun kalan kişiler destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. 

Burada toplu bir ödeme yapılır ve desteğin muhtemelen ne kadar süreceği vs. gibi hususlar gözetilerek hakkaniyete uygun bir ödeme miktarı belirlenir. 

Bu, hukukta yansıma zararın tazmin edildiği istisna hallerden biridir.

  • Ölüm Hemen Gerçekleşmemişse Tedavi Giderleri ve Çalışma Gücünün Azalmasından Yahut Yitirilmesinden Doğan Zararlar

İş kazasından sonra işçi hemen ölmemiş önce tedavisi başlatılmış ama sonradan ölmüşse bu süre için somut olayın özelliklerine göre yukarıda saydığımız tazminat kalemleri de ödenir. Aynı hususlar burada da geçerlidir.

Kaza ile ölüm arasında ne kadar süre geçtiğinin önemi yoktur. Yeter ki kaza ile ölüm arasında yakın bir illiyet bağı bulunsun.

İş Kazasında Manevi Tazminat

Türk Borçlar Kanunu madde 55 düzenlemesi uyarınca bedensel zarar uğrayan işçi işverenden manevi tazminat talep edebilir. Eğer ağır bir bedensel zarar söz konusu ise bu sefer hem işçi hem de işçinin belirli derece yakınları manevi tazminata hak kazanır.

Örneğin iş kazasında uzuv kaybı böyledir. Ayrıca ölümlü bir iş kazası olmuşsa ölenin gene belirli derece yakınları manevi tazminat talep edebilir.

Sadece işçinin açabileceği manevi tazminat davasında işçi bu davayı açmadan ölmüş ise mirasçıları onun adına dava açamaz. Ancak mirasçılar açılmış davayı takip ederek manevi tazminat hükmünde hak sahibi olabilir.

İş Kazası Tazminatı Hesaplama

Tazminatın hesaplanmasında işçinin net ücreti yani ona sağlanan ücret dışındaki parayla ölçülebilen yararlar da gözetilir. Tazminatı hesaplaması her somut olaya göre farklılık gerektirir ve hukuk tekniği bakımından oldukça ayrıntılıdır. O kadar ki ölen işçinin bekar olması durumunda anne – babasına ne kadar süre ile bakacağının hesaplanması dahi söz konusu olabiliyor.

İş kazası tazminatı hesabında çalışma gücü kayıp oranı gibi hesaplamalar yapılır. Bu oran SGK tarafından belirlenir. Genellikle zamansal olarak ikili bir ayrım yapılır. Kazanın meydana geldiği tarih ile tazminat davasında hesaplama yapılan tarih arası ilk dönem, hesaplamadan sonraki ikinci dönem olarak adlandırılır ve tazminat miktarı bu iki dönem için ayrı hesaplanır.

Ayrıca bunun hesaplanmasında kişinin muhtemel yaşayacağı ve çalışacağı zaman dilimi de hesaba katılır. Dolayısıyla bakiye ömür, tarafların kusur oranı vs. gibi miktara etki edecek unsurlar da vardır. İşçinin kusurunun bulunması bazı tazminat kalemleri için indirim nedeni olabiliyor.

İş Kazası Tazminatında İndirim

İş kazası tazminatı hesaplamasında bazı indirim kalemleri de vardır. Tazminat miktarı indirim oranlarının belirlenmesinde mahkemenin geniş bir takdir yetkisi var. İş kazası tazminatında indirim kalemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • İşçinin maluliyet durumuna göre indirim yapılabilir. Hastanenin belirlediği maluliyet oranı burada belirleyicidir. Ancak bilirkişi kararına göre asıl indirim oranı hesaplanır. Genellikle 60 yaş, işçinin emekli olacağı ve sonrası bakiye ömrü olarak hesaplanır. Maluliyet oranına itiraz etmek mümkündür.
  • İşçinin kusur oranı bazen tazminat indirimine neden olabilir. Kusura bilirkişiler karar verecektir. Dikkatsizlik, ihmal, kurallara aykırı hareket etme vs. kusur olarak kabul ediliyor. İşçinin kusurlu fiili ceza mahkumiyeti gerektirse ve Ceza Mahkemesi ceza hükmü verse bile bu İş Mahkemesini bağlamaz. Dolayısıyla Ceza Mahkemesinin beraat hükmü de İş Mahkemesi hakimini bağlamaz. Yani İş Mahkemesi kusura ve indirime kendi karar verir.
  • Ölen işçinin eşinin yaşı da tazminat miktarı bakımından önemlidir. Örneğin genç bir kadınsa tekrar evlenme şansı yüksektir. Ancak çocuklu ve yaşı ileri bir kadının tekrar evlenmesi zordur. Dolayısıyla bu hususlar da tazminatta indirime neden olabilir veya olmayabilir.
  • Hakim, tazminat borçlusunun tavır ve davranışlarına göre takdiri indirim yapma hakkına sahiptir. Ayrıca SGK’nın ödediği tazminat kalemleri kesin surette işverenin ödeyeceği tazminattan indirilir.

İş Kazasında Zamanaşımı ve Arabuluculuk Süreci

İş kazasından ötürü açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu süre işçinin ölümü için gereken tazminatlarda kaza tarihi itibariyle başlar. İş gücü kaybına ilişkin tazminatlarda iş gücü raporunun alınmasından itibaren başlar.  Bu 10 yıllık zamanaşımı süresi, davanın açılması için belirlenen hak düşürücü süredir. Mahkemenin tazminata ilişkin ilamı zamanaşımına uğramaz.

İş davalarının çoğunda öncelikle arabuluculuğa başvurma şartı vardır. Ancak iş kazası bu davalar arasında yer almıyor. Yani arabulucu başvurusu yapmadan direkt olarak tazminat davası açmak mümkündür. İşverene açılacak rücu davası da bu şekilde arabuluculuk gerektirmeyen bir dava türüdür. İş kazası ile ilgili itiraz tespit gibi davalar da arabuluculuk şartının istisnalarındandır.

İş Kazası Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İş kazası dolayısıyla açılacak olan davalarda İş Mahkemeleri görevlidir. İş Mahkemeleri ihtisas mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise işverenin ikamet ettiği yer mahkemesi veya iş kazasının gerçekleştiği yer mahkemesidir. İşçi bu ikisi arasında dilediği yer mahkemesinde dava açabilir.

İş Kazası Davası Ne Kadar Sürer?

İş kazası davası ne kadar sürer sorusuna verilebilecek net bir cevap yoktur. 7-8 ay sürebileceği gibi 3 sene de sürebilir. SGK incelemeleri, bilirkişi raporları, işçinin tedavi durumu, mahkemenin durumu, dilekçelerin ve delillerin düzgün hazırlanması vs. somut olayın bir çok özelliği süre bakımından olumlu veya olumsuz etkide bulunabilir. Ayrıca sürecin tecrübeli iş kazası avukatı ile takip edilmesi muhakkak zamansal olarak olumlu etkisi olacaktır.

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi

İş kazası tazminat dava dilekçesi çok özenle ve profesyonelce  hazırlanması gerekir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere bir iş kazası tazminat miktarına etki eden çok fazla husus vardır. Ayrıca bir hukuki uyuşmazlığa etki eden çok farklı mevzuat hükümleri söz konusu olabilir. Tüm bunlar somut olayla birlikte gözetilerek dava dilekçesi hazırlanmalıdır.

İş Kazası Cevap Dilekçesi → Aynı şekilde cevap dilekçesi de özenli bir şekilde hazırlanmalıdır. Aksi halde çok ciddi tazminat ödemesi ile karşılaşılabilir. Belirtmemiz gerekir ki dava bu iki dilekçe üzerine ilerler.

Her iki dilekçe için de uygulamada gördüğümü en büyük yanlış taslak metinlerdeki boşluklar doldurularak mahkemeye dilekçe verme işlemidir. Mahkemeler münferit basit işlemlerin talep edildiği Devlet kurumları değildir. Burada dilekçedeki bazı eksik ve hatalar telafisi güç zarara neden olur. Dolayısıyla bu dilekçelerin tecrübeli avukatlara hazırlatılması gerekir.

İş Kazasında İşverenin Sorumluluğu

İşverenin iş kazası sebebiyle hukuki tazminat sorumluluğunun ortaya çıkması için kazanın bir iş kazası niteliğinde olması, iş kazası sonucunda bedensel veya ruhsal bir zararın ya da ölümün ortaya çıkması ve zararla kaza arasında bir bağlantının bulunması gerekir.

Kazalardan dolayı işverenin sorumluluğu üç halde sınırlandırılabilir:

Mücbir sebep: İşverenin faaliyet ve işetmesi dışında oluşan kesin ve kaçınılmaz bir durumun meydana gelmesini etkileyen o an için karşı konulması mümkün olmayan olaylardır. İşverenin olayın meydana gelmesinde veya sonuçlarının azaltılmasında bir kusurunun olmaması esastır.

Zarar görenin ağır kusuru: Çalışan işi sırasında kendisinden beklenen en temel basit ve olağan özeni göstermemiş ise onun bu hareketi işverenin sorumluluğunun ortadan kalkmasına teşkil edebilir. Çalışanın kusurlu hareketinin illiyet bağını tam kesmediği halde ise ortak neden-sonuç ilişkisinden bahsedilerek birlikte kusur ve tazminat indirimi bir olasılık olarak gündeme gelebilir.

Üçüncü şahsın ağır kusuru: Üçüncü şahsın ağır kusuru neden-sonuç bağını kesebilecek yoğunlukta ise işverenin sorumluluğu kalkabilir. Zira bu durumda işverenin işletme tehlikelerine karşı önlem alma borcu geri plana itilmekte ve üçüncü şahsın ağır kusuru zararı doğuran sebep olmaktadır.

Kaçınılamazlık ilkesi: Bazı durumlarda iş kazasının olması her türlü bilim ve teknik kullanılarak önlenmek için tedbir alınmasına rağmen bu durum yine de gerçekleşebilir. Bu durumda da işverenin sorumluluğu ortadan kalkar.

Her ne kadar bunları saysak da bazı durumlarda kusursuz sorumluluk ilkesi gereği işveren her zaman sorumludur. Bu durumun tespiti için mutlaka bir iş hukuku avukatına bu durumun danışılması gerekmektedir.

İş Kazasında Ceza Davası

İş kazası davalarında işçinin veya işverenin TCK anlamında suç teşkil eden fiilleri ceza yargılamasına konu edilir. Bunlardan şikayete bağlı olan suçlar, mağdurun şikayeti ile soruşturmaya konu edilir. Takibi şikayet gerektirmeyenlerin ise zaten SGK veya diğer mercilerin bildirimi ile soruşturması başlatılır.

İş kazasında cezai süreç başlatmak, süreç başlatanın lehine olacaktır. İş kazası geçirdim şikayetçi olmadım şeklinde bize gelen kişilerin durumunu sonradan düzeltmek biraz zor olabiliyor. Ceza davası, tazminat sürecinde kişinin lehine bir imkan olur.

Ancak burada ceza verilecek kişi cezaların şahsiliği ilkesi gereği, gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almaya ve uygulatmaya yetkili kişi olacaktır. Bu çoğu durumda işverendir ancak şirketin iç yapısına göre bu yetki başkasına da verilmiş olabilir.

Burada kimi zaman farklılık gösterse de genelde savcılık şikayetlerinden sonra işveren hakkında taksirle yaralama veya taksirle öldürme suçlarından ceza davası açılmaktadır. Böyle bir durum var ise konu ile ilgili detaylara mutlaka “taksirle yaralama” ve “taksirle öldürme” yazılarımızdan bakmanız gerek.

İş Kazası Davalarında Avukat Desteği

Yukarıda iş kazası ve tazminat süreci ile ilgili bilinmesi gereken hususlardan bahsettik. İşçi ve işveren arasındaki hukuki sonuçları açıkladık. Bunun haricinde bir de SGK’dan alınacak ödenekler vardır. O başka bir yazımızın konusudur.

Bu açıklamalarımız kanunda yazan ve uygulamada karşılaştığımız tecrübelerin birleşiminden ibarettir. Ancak belirtmemiz gerekir ki her olay kendine has özellikler barındırıyor.  Dolayısıyla sürecin en başından itibaren ihtimaller gözetilerek hukuki çare ve strateji üretilmelidir.

Bunun için yapılacak en sağlıklı iş iş kazası konusunda tecrübeli avukatlara başvurmaktır. İş hukuku alanında çalışan avukatların çalışma sistematiği ile ilgili olarak “iş hukuku avukatı” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.