İş Kazası Tazminat Davası

İş Kazası Tazminat Davası

İş kazası tazminat davası, işçi ve işveren bakımından kritik öneme sahiptir. İş kazası tazminat davası ile işçinin işverene karşı ileri sürebileceği çeşitli talepler mevcuttur. Fakat bunun için, sürecin doğru adımlarla yürütülmesi gerekir.

İş Kazası Nedir?

İş kazası, iş ilişkisi kapsamında meydana gelen bir kaza neticesinde işçinin fiziksel yahut ruhsal olarak zarar görmesi yahut hayatını kaybetmesidir.

İş kazası tazminatı da iş kazasının meydana geldiği durumlarda işçinin kendisine veya yakınlarına işverenin tazminat ödemesi talebiyle açılan dava türüdür. Buradaki tazminat, maddi olabileceği gibi manevi de olabilir. Aynı şekilde tazminat davaları, işçi yaralandığı için işçi tarafından açılabileceği gibi işçi hayatını kaybettiği için yakınları tarafından da açılabilir.

Neler İş Kazası Sayılır?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m. 13 hükmü uyarınca, şunlar iş kazası sayılır:

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  • İşçi olarak çalışan ve emziren kadın sigortalının iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazalar, iş kazası olarak kabul edilir.

Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, iş kazasından kasıt yalnızca işin görüldüğü anda ve işyerinde meydana gelen kazalar değildir. Örneğin işçileri işe götüren servisin kaza yapması sonucu işçinin yaralanması, işin görüldüğü anda ve işyerinde gerçekleşmese de iş kazası olarak kabul edilir.

Aynı şekilde, iş kazasından kasıt yalnızca görülen işle ilgili meydana gelen kazalar da değildir. Örneğin işçinin işyerinde kalp krizi geçirmesi, Yargıtayın genel kabulüne göre iş kazası olarak değerlendirilir.

Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde, iş kazasının mutlaka işyerinde, işin görülmesi sırasında veya doğrudan işten kaynaklı olarak gerçekleşmesi gerekmez. Dolayısıyla, iş kazası kavramı son derece geniş ve kapsayıcıdır. Fakat yine de mahkemelerin iş kazası olarak kabul etmediği durumlar da söz konusu olabilir.

Bunun yanında, somut olayı iş kazası yapan unsurun hukuki temellerle ileri sürülmemesi halinde de mahkeme iş kazasının olmadığına hükmedebilir. Bu nedenle, durumun hukuki değerlendirmesini önceden yapabilmek adına uzman iş hukuku avukatından destek almakta yarar vardır.

İş Kazasında Yaralanma Halinde Maddi Tazminat Davası

İş kazasında yaralanma halinde, maddi tazminat davası açılabilir. İş kazası tazminat davası olarak anlaşılan dava türlerinden biri de yaralanma halinde açılan maddi tazminat davasıdır. 

Bu davada, işverenden TBK 54 uyarınca şunlar talep edilebilir:

  • Tedavi giderleri,
  • İşten geri kalınan süre için kazanç kaybı,
  • İşçinin çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
  • İşçinin ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıplar talep edilebilir.

Söz konusu talepler, dava dilekçesinde somutlaştırılmalıdır. Bunlara ilişkin hastanelerden ve sağlık kuruluşlarından raporlar ve faturalar alınmalı, yapılan harcamalar kayıt altında tutulmalıdır. 

Olayın iş kazası olduğuna ilişkin SGK raporu da edinilmelidir. Bu rapor, işveren iş kazası için bildirimde bulunduğunda soruşturma yapacak ekiplerce verilir. İşveren bildirimde bulunmadığı takdirde, işçi de Kuruma ihbarda bulunabilir.

SGK raporunda durumun iş kazası olmadığı belirlenmişse bu durumda iş kazası tespit davası açılmalıdır. Yaşanan olayın iş kazası olduğu SGK raporuyla veya tespit davasıyla ortaya konulmadıkça tazminat davası açılamaz.Konuyla ilgili detaylara yazının devamında yer verilmiştir.

İşçinin uğradığı zararı, tedavi giderlerini ve diğer masraflarını gösteren her türlü belge ile birlikte iş kazası olduğuna dair SGK raporu da edinildiğinde, tüm bu belgeler dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunulmalıdır.

İş kazası tazminat davası, iş mahkemesinde açılır. İş hukukuna ilişkin çoğu uyuşmazlıkta zorunlu arabuluculuk sürecinin işletilmesi bir dava şartı olarak mecburidir. Fakat iş kazası tazminat davasında böyle bir zorunluluk yoktur.

Doğrudan, davalının oturduğu yahut kazanın meydana geldiği yerdeki iş mahkemesinde iş kazası tazminat davası açılabilir. Eğer işçi ölmüşse veya maluliyete uğramışsa bu durumda işçinin yakınlarının oturduğu yerdeki iş mahkemelerinde de dava açılabilir.

Dava sürecinde mahkeme, somut olayın koşullarını ve işçinin durumunu inceler. Bu incelemeyi yaparken aşağıdaki temel hususları gözetir:

  • Kaza geçiren işçinin yaşı,
  • İşçinin cinsiyeti,
  • İşçinin en son aldığı maaş tutarı,
  • İşverenin kusur oranı,
  • İşçinin iş göremezlik oranı,
  • Kazanın gerçekleştiği tarih gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak hakim tarafından tazminat miktarına hükmedilir.

İş kazası tazminat davası kapsamında gündeme gelen tazminat miktarıyla ilgili bir hesaplama aracı ve konuyla ilgili bilinmesi gereken noktalar, “iş kazası tazminat hesaplama” yazımızda yer almaktadır.

İş Kazası Tazminat Davası Maddi Tazminat

İş Kazasında Ölüm Halinde Maddi Tazminat Davası

İş kazasında ölüm halinde, maddi tazminat davası açılması mümkündür. İş kazası tazminat davası olarak adlandırılan ve gündeme gelen dava türlerinden bir diğeri de iş kazasında ölüm halinde maddi tazminat davasıdır.

Anlaşılabileceği üzere, işçinin ölümü halinde yaralanmasına nazaran daha yüksek miktarda tazminat tutarları ile karşılaşılmaktadır.

Bu dava ile işverenden TBK 53 uyarınca şunlar talep edilebilir:

  • Cenaze giderleri,
  • Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
  • Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar talep edilebilir.

Yukarıdaki talepler, dava dilekçesine kalem kalem eklenmeli ve bunu gösteren tüm belge, kayıt, rapor ve faturalar da dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunulmalıdır. Bunlarla birlikte, iş kazasını gösterir SGK raporu da mahkemeye sunulmalıdır.

İş kazasında ölüm halinde açılan maddi tazminat davasında, zorunlu arabuluculuk şartı yoktur. Dolayısıyla, iş mahkemesinde doğrudan dava açılabilir.

Dava; davalının oturduğu, iş kazasının gerçekleştiği veya işçinin yakınlarının oturduğu yerdeki iş mahkemelerinde açılabilir. Davada mahkeme, ailenin durumuna ve kazanın özelliklerine bakarak tazminat miktarını belirler. Bu belirlemeyi yaparken, bir üst başlıkta verilen kriterler burada da dikkate alınır ve tazminat miktarı hesaplanır. 

İş Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat Davası

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası açılabilir. Bu dava türü, iş kazası tazminat davası olarak anlaşılan dava türlerindendir. İş kazası nedeniyle yaralanmış olan işçi, manevi tazminat davası da açabilir.

İşçinin ölmüş olması durumunda, yakınları maddi tazminat davası açabileceği gibi manevi tazminat davası da açarak işverenden talepte bulunabilir.

Mahkemenin belirleyeceği manevi tazminat miktarı, davacının ne kadar talep ettiğiyle doğrudan alakalıdır. Mahkeme hem talep miktarını hem tarafların ekonomik durumunu hem de davaya konu olayın özelliklerini inceleyerek manevi tazminata hükmeder.

İş Kazası Nedeniyle Ceza Davası

İş kazası nedeniyle ceza davası gündeme gelebilir. Çünkü iş kazalarında, işverenin ve iş güvenliğinden sorumlu kimselerin sorumluluğu söz konusu olabilir.

Burada gündeme gelecek suç tipi, işçinin yaralanması halinde TCK 89 kapsamında düzenlenen taksirle yaralama suçudur. İş kazası nedeniyle yaralanan işçi, işveren ve diğer sorumlular hakkında bu suça dayanarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunabilir. Bu suçla ilgili bilinmesi gereken detaylar, “taksirle yaralama suçu ve cezası” yazımızda bulunmaktadır.

İşçinin iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmesi halinde, TCK 85 kapsamında düzenlenen taksirle öldürme suçu gündeme gelir. Bu durumda, ilgili suça dayanarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulabilir. Bu suç tipiyle ilgili bilinmesi önem arz eden tüm noktalar, “taksirle öldürme suçu ve cezası” yazımızda yer almaktadır.

Sorumlular hakkında yürütülecek ceza davaları, tazminat davalarından bağımsız olarak ceza mahkemelerinde görülür. Tazminat davaları ise iş mahkemelerinde veya o yerde iş mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemelerinde görülür.

İş Kazası Geçiren İşçinin Sosyal Güvenlik Kurumundan Alabileceği Ödemeler

İş kazası geçiren işçinin veya yakınlarının, duruma göre Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edebileceği ödemeler şunlardır:

  • Geçici iş göremezlik ödeneği,
  • Sürekli iş göremezlik ödeneği,
  • İşçi iş kazasında ölmüşse geride kalan yakınlarına ölüm ödeneği,
  • Anne veya babasını iş kazasında kaybeden kız çocuğuna evlenme ödeneği,
  • İşçi iş kazasında ölmüşse geride kalan yakınlarına cenaze ödeneği ödenebilir.

Belirtilen ödemelerden en detaylı olanları, geçici ve sürekli iş göremezlik ödenekleridir. Yazının devamında, bunlarla ilgili ayrıntılara değinilmiştir.

Geçici veya Sürekli İş Göremezlik Ödeneği

İş kazası nedeniyle görülen tazminat davası çerçevesinde, tarafların durumu ve kusur oranları değerlendirilir. Bunun yanında, işveren ve diğer sorumlular hakkında bir cezai soruşturma ve dava süreci işliyorsa cezai sorumluluk durumu da değerlendirilir.

Belirtilen yargılama faaliyetleri süresince, işçinin maluliyetinden ötürü çalışma imkanı olmayacağı için kendisine SGK tarafından çeşitli ödemeler yapılır.

Geçici iş göremezlik ödeneği, işçinin iş kazası geçirdiğinin ve bundan ötürü yaralanarak iş göremez hale geldiğinin raporlanması sonucu işçiye yapılan ödemedir. 

Geçici iş göremezlik ödeneği alabilmek için, öncelikle işçinin durumunun SGK ile anlaşmalı hekimlerce veya sağlık kuruluşlarınca saptanması gerekir. Dolayısıyla, işçinin bu hekimlere ve kuruluşlara müracaat ederek durumunu belgelendirmesi gerekir.

Geçici iş göremezlik ödeneği talep eden işçi, “e-ödenek” sistemi üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sitesinden gerekli adımları atabilir ve başvurusunu tamamlayabilir. Ödeneğin bankaya aktarılıp aktarılmadığını ise e-devlet bünyesindeki “İş Göremezlik Ödeneği Görme” hizmeti üzerinden öğrenebilir.

Geçici iş göremezlik raporu alan işçiye, işten geri kaldığı günler adına SGK tarafından ödeme yapılır. Söz konusu ödeme, iş göremezlik halinin başlangıcından itibaren üçüncü günde başlar ve devam eden her günü kapsar. İşçinin işten ayrılması halinde, bunu takip eden 10 gün daha ödeme yapıldıktan sonra iş göremezlik ödeneği devam etmez.

İşçinin tedavisi yatarak sağlanıyorsa günlük kazancının yarısı, ayakta sağlanıyorsa günlük kazancının üçte ikisi geçici iş göremezlik ödeneği olarak işçiye ödenir.

İşçinin iş kazası nedeniyle aldığı fiziksel hasarın geçici nitelik taşımayıp süreklilik arz ettiği yetkili sağlık kuruluşlarınca anlaşılırsa, işçiye sürekli iş göremezlik ödeneği bağlanabilir. Sürekli iş göremezlikte, işçiye aylık kazancının yüzde yetmişi oranında gelir bağlanır. Eğer işçi başka birinin sürekli bakımına muhtaç kalmış ise aylık kazancının tamamı gelir olarak işçiye bağlanır.

İş Kazası Tazminat Davası SGK

İş Kazası Nedeniyle SGK Rücu Davası

İş kazası nedeniyle işçiye SGK tarafından çeşitli ödemeler yapılır. Bu süre zarfında yargılama faaliyeti de işlemeye devam eder. Yargılamanın neticesinde işverenin kusuru ortaya konulduğunda, SGK tarafından yapılan ödemeler için işverene rücu edilebilir.

İşçiye sürecin başından beri ödeme yapmış olan SGK, kusurlu olduğu ortaya konulan işverene bir rücu davası açarak işçiye yaptığı ödemeleri talep edebilir. Burada işverenin ihmalkarlığı veya kastı nedeniyle iş kazasının gerçekleştiği ortaya konulmuştur.

İş Kazasının Tespiti Davası

İş kazasının tespiti davası, iş kazalarıyla birlikte gündeme gelebilir. İş kazası yaşandığında, bu durum işveren tarafından mutlaka o yerin kolluk kuvvetlerine derhal bildirilmelidir. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına da en geç kazadan sonraki 3 iş günü içinde durum bildirilmelidir. İşveren bildirmezse işçi de durumu Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edebilir.

İşverenin yapacağı bildirimin ardından, SGK görevlileri söz konusu kazanın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında karara varabilmek için soruşturma yapar ve gerekirse işyeri ile kaza mahallini ziyaret eder.

Yapılan araştırma ve soruşturma sonucunda, olayın iş kazası olduğu yönünde rapor yazılırsa bu durumda tazminat davaları açılabilir ve bu rapora dayanılabilir. Fakat soruşturma sonucunda, yaşanan olayın iş kazası olmadığı yönünde karara varılırsa bu durumda işçi, iş kazasının tespiti davasını açabilir.

İş kazasının tespiti davasında işçi, işvereni ve SGK’yi davalı olarak gösterir ve yaşanan hadisenin iş kazası olduğunun tespitini mahkemeden talep eder. Mahkemece yapılacak incelemeler neticesinde, durumun iş kazası olduğu tespit edilirse işçi buna dayanarak tazminat davası açabilir.

DİKKAT: İşçinin yaşadığı durumun iş kazası olduğu, SGK raporuyla veya buradan olumsuz sonuç geldiyse iş kazasının tespiti davasıyla ortaya konulmuş olmalıdır. Ortada SGK raporu veya mahkemenin tespit kararı yoksa, konuyla ilgili iş kazası tazminat davası açılamaz.

İş Kazası Tazminat Zamanaşımı

İş kazası tazminat davasında zamanaşımı süresi, kazanın gerçekleştiği andan itibaren 2 yıl ve her halde 10 yıldır. Kaza neticesinde yaralanma da olsa ölüm de olsa iş kazası tazminat davası için bu süreler uygulanır.

DİKKAT: İşverene hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve bunun neticesinde ceza davası açılmışsa bu durumda ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı tazminat davası için de uygulanır. 

İşçinin yaralanması durumunda, taksirle yaralama suçu için öngörülen zamanaşımı uygulanır ve bunun süresi 8 yıldır. İşçinin ölmüş olması durumunda ise taksirle öldürme suçu için öngörülen zamanaşımı uygulanır ve bunun süresi de 15 yıldır. Dolayısıyla, işveren hakkında ceza davası açılmışsa tazminat davası için de bu süreler zamanaşımı olarak uygulanır.

İş kazası tazminat davasında zamanaşımının başlangıcı ile ilgili önemli bir başka hususa daha değinmekte yarar vardır. İşçide meydana gelen fiziksel zararın durumu, kimi durumlarda hemen ilk anda belli olmaz. Hastanede geçen bir süre zarfı olabilir. Bu durumda, işçinin uğradığı fiziksel zarar yani işçinin maluliyet durumu tam belli olduğunda zamanaşımı işlemeye başlar.

İş Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?

İş kazası tazminat davası, işçinin ölümü halinde ortalama 1 yıl sürer. Fakat işçinin yaralandığı durumda, maluliyet oranının ve kazanç kaybı ile birlikte ileriye dönük olarak ortaya çıkacak zararın tespiti, uzun zamana yayılabilir. Bu ihtimalde, dava süresi 2 sene civarına yükselir.

Fakat yargılamayı etkileyen farklı faktörler de mevcuttur. Mahkemelerin ve bilirkişilerin yoğunluğu, tarafların tutumu ve somut olayın özelliklerine göre daha kısa veya daha uzun sürede dava sonuçlanabilir. 

İş Kazası Tazminat Davası Avukatlık Ücreti ve Dava Masrafları

İş kazası tazminat davasının masrafları, 2024 itibariyle ortalama 3.000 TL’dir. Fakat iş kazasının ispatı ve işçinin maluliyet durumunun tespitiyle ilgili bilirkişi sürecinde çeşitli ek masraflar gündeme gelebilir.

İş kazası tazminat davası avukatlık ücreti ise genelde yüzde üzerinde hesaplanır. İş kazasının durumu, işçinin ve işverenin tutumu, somut olayın diğer şartları gibi hususlar gözetilerek yüzde üzerinden avukatlık ücreti belirlenir.

Sonuç

İş kazası tazminat davası, birçok farklı yönü olan ve ciddi detay arz eden bir konudur. Bu sürecin doğru şekilde yürütülmesi, işçinin mağduriyet yaşamaması bakımından son derece önemlidir. Dolayısıyla, iş kazası tazminat davasının öncesini ve dava sürecini uzman iş hukuku avukatından destek alarak adım atmakta yarar vardır.