İmar kirliliğine neden olma suçu ve cezası

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası

İmar kirliliğine neden olma suçu, Ceza Kanununun çevreye karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş olan suçlardan bir tanesidir. İmar kirliliğine sebep olan ve bu suçla yargılanan kişilerin 5 yıla kadar mahkumiyeti söz konusu olabilmektedir. İmar kirliliğine neden olma suçu ve cezasının ne olduğu, hangi eylemlerin cezalandırıldığı, soruşturma ve dava aşamalarına ilişkin detaylı bilgi aşağıda açıklanmaktadır

İçindekiler

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Nedir

İmar kirliliğine neden olma suçu, yapılanma ile ilgili genel kurallara aykırı davranışlarda bulunması sonucunda kişinin cezalandırıldığı, çevreye karşı suçlardan biridir. Bu kapsamda ruhsatsız yapı inşa eden, ruhsata aykırı yapı inşa eden ve bu yapılara elektrik, su ve telefon hizmeti sağlayan kişiler cezalandırılmaktadır.

Suç, Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Nasıl Oluşur

İmar kirliliğine neden olma suçu, kanuni düzenlemede belirtilen eylemlerden birinin gerçekleştirilmesiyle oluşur. Kanunda belirtilen eylemler aşağıda başlıklar hâlinde açıklanmıştır.

Yapı Ruhsatı Alınmadan veya Ruhsata Aykırı Olarak Bina Yapılması veya Yaptırılması

Yapı ruhsatı olmadan bir bina inşa edilmesi yahut ruhsatla alınmış olan izinden farklı bir yapı inşa edilmesi fiilleri imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturan ilk hâldir.  

Örneğin, ruhsatla 4 kat için izin verilmiş bir binaya ek kat çıkılması bu suçu oluşturur.

Ruhsatsız veya ruhsata aykırı binayı yapan ya da yaptıran kişi olarak yalnızca arsa sahibi değil, binayı yapan yüklenici, bunun yapımında çalışan usta, kalfa ve hatta işçiler dahi bu suçtan sorumlu tutulabilirler. Ancak usta, kalfa ve işçilerin bu suçtan yargılanması için yapının ruhsatsız olduğunu biliyor olmaları gerekir.

Bir Yargıtay kararında, ruhsatsız bir inşaatta çalışan ustanın, inşaatın ruhsatsız ve imar planına aykırı olduğunu bilerek hareket ettiğine dair bir araştırma yapılmadan karar verilmiş olması bozma sebebi olarak görülmüştür. (Yargıtay 4. CD 13.02.2012 tarih 2010/27045 E. ve 2012/2535 K.)

Yapı Ruhsatı Olmadan Başlatılan İnşaatlar Dolayısıyla Kurulan Şantiyelere Elektrik, Su veya Telefon Bağlantısı Yapılmasına Müsaade Edilmesi

Ruhsatsız bir binanın şantiyesine elektrik, su veya telefon bağlantısı sağlama fiilleri imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturan ikinci hâldir. Bu fiili işleyebilecek kişiler yalnızca elektrik, su veya telefon bağlantısıyla ilgili işlemlerde yetkili olan kişilerdir. Zira ruhsatsız bir binanın şantiyesine söz konusu hizmetleri sağlama yetkisi bu işle görevli kişilere aittir.

Bu fiile örnek olarak, yapı ruhsatı alınıp alınmadığı kontrol edilmeden, ruhsatsız bir binanın şantiyesine elektrik, su gibi hizmetlerin sağlanması verilebilir.

Yapı Kullanma İzni Alınmamış Binalarda Herhangi Bir Sınai Faaliyetin İcrasına Müsaade Edilmesi

Yapı kullanma izni olmadığı hâlde ilgili yapıda herhangi bir sınai faaliyet için izin verilmesi fiili imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturan üçüncü ve son hâldir.

Bu fiili işleyebilecek kişiler; ilgili binalarda, sınai faaliyet icrasına “müsaade etme” yetkisi olan kişilerdir. Binalarda sınai faaliyetin icrasına izin vermek görev ve yetkisi kamu görevlilerine ait olduğundan, bu fiili işleyebilecek kişiler söz konusu işlemlerde yetkili kamu görevlileri olabilir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Cezası

İmar kirliliğine neden olma suçunun cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kanunda yer alan sınırlar dahilinde verilecek kesin cezayı hâkim takdir etmektedir. Hâkim, cezayı belirlerken; suçun işleniş şekli, suçun meydana getirdiği zararın büyüklüğü ve suçun işleniş yeri ve zamanını dikkate almaktadır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin işlediği suç neticesinde pişman olması sonucunda cezasının azaltılması yahut kaldırılmasıdır. Etkin pişmanlık her suç bakımından uygulanamamakla birlikte imar kirliliğine neden olma suçu bakımından uygulanmaktadır.

İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin etkin pişmanlık düzenlenmesi aşağıdaki gibidir.

“Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkûm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.”

TCK m.184’te yer alan açık kanun hükmü gereği kişinin ruhsata aykırı olarak inşa ettiği binayı, ruhsata uygun hâle getirmesi durumunda ceza davası açılmaz, açılmışsa düşer.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

İmar kirliliğine neden olma suçunda teşebbüs, iştirak ve içtima söz konusu olabilmektedir. Mevzubahis durumlar, örnekleriyle birlikte aşağıda başlıklar hâlinde açıklanmıştır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçuna Teşebbüs

Bir suç, elde olmayan sebepler ile tamamlanamamışsa ilgili suça teşebbüs söz konusu olmaktadır. İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin hareketlere başlanmış ancak bir şekilde suç tamamlanamamışsa teşebbüs aşamasında kalmış sayılır. Suçun teşebbüs aşamasında kalması hâlinde cezada bir miktar indirim yapılır.

İmar kirliliğine neden olma suçuna teşebbüse örnek olarak; yapı ruhsatı alınmamış bir binada sınai faaliyet gösterilmesine müsaade edilmesi fiili için gerekli idari işlemlerden bir kısmının yapılmış ancak kalan kısmının elde olmayan sebeplerle tamamlanamamış olması verilebilir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçuna İştirak

Bir suçun işlenmesine ortaklık eden kimse o suça iştirak etmiş olur. İmar kirliliğine neden olma suçunun işlenmesine ortaklık eden herkes, suçun işlenişindeki katkısı ve bu katkının önemine göre ayrı ayrı cezalandırılmaktadır.

İmar kirliliğine neden olma suçuna iştirak edilmesine örnek olarak; binanın ruhsatsız inşa edildiğini bilmesine rağmen, bu binanın inşaatında çalışan usta verilebilir. Bu durumda usta, suçun işlenmesine iştirak etmiş olacaktır.

     İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda İçtima

İmar kirliliğine neden olma suçunu oluşturan hareketlerin aynı zamanda başka bir suçu da oluşturması durumunda içtima söz konusu olur. Bu durumda fail, işlemiş olduğu suçlar arasından en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmaktadır.

Örneğin, ruhsatsız yapı 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olan bir alanda gerçekleşmişse içtima gereği en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir.

Fail, aynı suç işleme kararıyla, birden fazla kez imar kirliliğine neden olma suçunu işlerse faile her suç için ayrı ayrı ceza verilmez. Tek bir suç üzerinden ceza verilir. Ancak cezada bir miktar artırım yapılır

DİKKAT! İmar kirliliğine neden olma suçunun içtimasında özel bir durum vardır. Ruhsatsız olarak yapı inşaatına devam edildiği sırada yetkili makamlarca inşaatın durdurulup mühürlenmesinden sonra mührün bozulup eyleme devam edilmesi durumunda farklı zamanlarda işlenmiş iki ayrı suç oluşur. Bu sebeple içtima hükümleri uygulanmaz. Fail en ağır suçtan değil, iki ayrı suçtan farklı cezalar alır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması Cumhuriyet Savcısının suç şüphesini öğrenmesiyle başlar ve iddianamenin düzenlenmesi ile sona erer.

Bazı durumlarda savcı, soruşturma sonucunda toplanılan deliller ve edinilen bilgiler sonucunda dava açılmasını uygun görmeyerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu durumda söz konusu kararın verilmesi ile soruşturma aşaması sona erer.

İmar kirliliğine neden olma suçunun soruşturulmasına ilişkin temel ve önemli hususlar aşağıda başlıklar hâlinde açıklanmıştır.

Şikâyet-İhbar

Bazı suçların soruşturulmaya başlanması için, adli makamlara mağdur tarafından şikâyette bulunulmuş olması şartı aranmaktadır. Ancak imar kirliliğine neden olma suçu için mağdur tarafından şikâyette bulunulmasına gerek yoktur. Herhangi bir kişi tarafından ihbarda bulunulması ve adli makamların suçtan haberdar edilmesi soruşturmanın başlaması için yeterlidir.

Gözaltı

Gözaltı; soruşturmanın devamı için gerekli olduğunda, şüphelinin, adli makamların eli altında, hâkim kararı olmadan tutulmasını sağlayan bir koruma tedbiridir. Gözaltı süresi en fazla 24 saattir ve bireysel suçlarda bu süre uzatılamaz. Ancak toplu suçlar söz konusu olduğunda, belirli şartlar altında sürenin uzatılması mümkündür.

Toplu suç, aralarında iştirak iradesi olmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu ifade eder. Toplu suçlarda Cumhuriyet savcısı, gözaltı süresini her defasında 1 günü geçmemek üzere, 3 gün süreyle uzatma kararı verebilir.

İmar kirliliğine neden olma suçunun soruşturulması için gerekli olduğu ve şüphelinin suç işlediği yönünde somut bir şüphe bulunduğunda, gözaltı kararı alınabilir.

Delillerin toplanması

İmar kirliliğine neden olma suçu bakımından bir cezanın söz konusu olabilmesi için öncelikle deliller toplanmalı ve suçun işlenip işlenmediğine ilişkin gerçeğe ulaşılmalıdır. Delillerin toplanmasına ilişkin talimatı savcı vermektedir. Savcı şüphelinin sadece aleyhine olan delilleri değil lehine olan delilleri de toplamaktadır.

Toplanan delilin kullanılabilmesi için hukuka uygun olması gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller hiçbir surette kullanılamayacaktır. Hukuka aykırı delil kanunlara aykırı bir şekilde elde edilmiş delil anlamına gelmektedir.

Örneğin, ses kayıt cihazları ile izinsiz olarak alınan ses kaydı hukuka aykırı delil olmaktadır.

İfade ve sorgu

İfade, şüphelinin soruşturma konusu suç ile ilgili, Cumhuriyet savcısı yahut kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sadece soruşturma evresinde söz konusu olur.

Sorgu, şüpheli veya sanığın hâkim veya savcı tarafından dinlenmesini ifade etmektedir. Sorgu, soruşturma evresiyle birlikte dava açıldıktan sonraki yargılama evresinde gündeme gelebilmektedir.

İmar kirliliğine neden olma suçunun soruşturma aşamasında, şüpheli/şüphelilerin ifadesi alınarak gerçeğe ulaşılmaya çalışılır. Bu süreçte öncelikle şüpheliye bir davetiye gönderilerek ifadesinin alınması için polis merkezine yahut savcılığa çağrılır. İfadeye çağırılan şüpheli gelmediği takdirde zorla getirilmesine karar verilir.

İfadesi alınan şüphelinin soruşturma konusu suça ilişkin özgür beyanları dinlenir. İfade ve sorgudan önce, kişiye kanuni haklarının öğretilmemesi hukuka aykırılık oluşturur. Hukuka aykırı şekilde alınan ifadeye ilişkin tutanak, hukuka aykırı delil olarak nitelendirilmektedir.

Soruşturma evresindeki ifade aşaması şüpheli için kritik aşamalardan bir tanesidir. İfade alınırken verilecek cevaplar ve kullanılacak kelimeler soruşturmanın ve davanın seyrini tamamen değiştirebilmektedir. Bu sebeple ifade alınırken ve alınmadan öncesinde uzman bir ceza avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.

Adli Kontrol

Adli kontrol şüpheli veya sanığa çeşitli yükümlülükler yükleyen, en çok 2 yıl süre ile verilen bir koruma tedbiridir. Bu yükümlülüklere örnek olarak; yurtdışına çıkış yasağı, imza uygulaması, elektronik kelepçe takılması verilebilir.

Adli kontrol kararı tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde tutuklama yerine uygulanan daha hafif düzeyli bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararı yerine adli kontrol kararı verilmesinin amacı tutuklama tedbirinin hürriyeti kısıtlayıcı bir ceza olması sebebiyle yarattığı telafisi olmayan sonuçlardan kaçınmaktır.

İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilmesi mümkündür. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır. Kararın verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde bulunan Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.

Tutukluluk

Tutuklama tedbirine başvurulabilmesi için; kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinden birinin bulunması gerekmektedir. Tutuklama nedenleri; kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesidir. Adli kontrol kararı verilmesinin yeterli olduğu durumlarda tutuklama tedbiri uygulanmaz.

İmar kirliliğine neden olma suçunu işleyen kişiler hakkında, yukarıda yer alan şüphelerden birini sağlamaları halinde, soruşturma evresinde 6 aya kadar, yargılama sürecinde 1 yıla kadar tutukluluk kararı verilebilir.

Tutuklama kararı soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine Sulh Ceza Hâkimi tarafından verilmektedir. Bu karara karşı 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilmektedir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

İmar kirliliğine neden olma suçunun soruşturması sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Savcılığa ulaşan ihbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması hâlinde, soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilebilir. Aynı şekilde, ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması hâlinde de savcı, soruşturmaya başlamaksızın bu kararı verebilir.

Soruşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilebilmektedir. SYOK’a itiraz; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

 Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Soruşturma sonucunda savcı, şüpheli hakkında dava açılmasını uygun görmezse kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara uygulamada KYOK kararı denilmektedir.

Savcı, davanın açılması için yeterli delile ulaşamadığında, etkin pişmanlık yahut şahsi cezasızlık halleri bulunduğunda ve muhakeme şartları gerçekleşmediğinde bu karar verilmektedir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilebilmektedir. KYOK’a itiraz; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi Kararı

Soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa davanın açılacağı suça ilişkin iddianame düzenler. Düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili Mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde dava açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Savunması

İmar kirliliğine neden olma suçunda somut olayın özelliklerine ve duruma göre bazı savunmalar yapılabilmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kişinin suç işleme kastının olmadığı,
  • Yapının ruhsata aykırı olduğunun kişilerden gizlendiği,
  • Kuvvetli suç şüphesinin oluşmadığı,
  • uç vasfının veya unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Verilen cezanın azaltılması yahut ortadan kaldırılmasını gerektiren durumların varlığı,
  • Usule aykırı işlemlerin yapılmış olması,
  • Kişi adına yalnızca aleyhe delillerin kullanılması,
  • Hukuka aykırı şekilde toplanmış delillere dayanılması,
  • Şahsi cezasızlık nedenlerinden birinin bulunması gibi iddialardır.

Ayrıca somut olay özelindeki usule aykırılıklar, kusura ilişkin durumlar, cezasızlık sebepleri ve toplanan delillerin yeterlilikleri sebeplerine dayanılarak da savunma yapılması mümkündür.

Tüm bu savunmalar somut olayın şartlarına göre şekillenebilecek olup doğru bir savunma yapılabilmesi için uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması, soruşturma evresi sonunda savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilerek davanın açıldığı aşamadır. Uygulamada kovuşturma aşaması da denilmektedir. Bu süreç, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade eder.

İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin hazırlanan iddianame Mahkemece kabul edildiği anda yargılama aşamasına geçilir. Bu aşamada sanık savunma hakkını kullanır, tanıklar dinlenir, deliller toplanır, duruşmalar yapılır. Aynı şekilde, hakim suçun işlendiği yere bizzat giderek keşif yapabilmektedir. Son olarak, hâkim tüm süreci değerlendirerek bir karar verir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Zamanaşımı

İmar kirliliğine neden olma suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıl; ceza zamanaşımı 10 yıldır. Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği günden itibaren işlemeye başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise kararın kesinleştiği günden itibaren işlemeye başlamaktadır. Karar istinaf, temyiz sürelerinin dolması yahut Yargıtay tarafından kararın onanması halinde kesinleşir.

Yukarıda yer alan zamanaşımı sürelerinin dolması hakkında, söz konusu fiile ilişkin dava açılamamakta, ceza verilememekte yahut verilen cezanın infazı istenememektedir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

İmar kirliliğine neden olma suçunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkûmiyet
  • Adli para cezasına çevirme
  • HAGB
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Yukarıda sayılan kararlardan hangisinin verileceği hususu, kanunda yer alan şartların da sağlanması halinde, hakimin takdirine bırakılmıştır. Hakim, olayın özelliklerini, delilleri ve dosyadaki diğer verileri göz önüne alarak en uygun karara hükmetmektedir.

Beraat

Beraat, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçsuz olduğuna hükmedilmesidir. Beraat kararı suçun sanık tarafından işlenmediğinin anlaşılması, meşru savunma gibi bir hukuka uygunluk nedeni bulunması gibi çeşitli gerekçelere dayanılarak verilebilir.

Yargılama sonucunda, sanığın imar kirliliğine neden olama suçunu oluşturacak fiilleri işlemediği kanaatine varılırsa beraat kararı verilebilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen herhangi bir neden ile ceza verilmemesidir. Bu karar ancak belirli hallerde verilebilir.

Örneğin, faile akıl hastalığı sebebiyle kusur yüklenemiyorsa ya da etkin pişmanlık sebebiyle ceza verilemiyorsa ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.

İmar kirliliğine neden olma suçu işlenmiş olmasına rağmen yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, etkin pişmanlık gibi nedenler bulunuyorsa ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. İmar kirliliğine neden olma suçunun sanık tarafından işlendiği anlaşılırsa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, bazı durumlar gözetilerek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesidir. Verilen ceza 1 yılın altında ise ve suç kasten işlenmişse hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Taksirle işlenen suçlarda ise yıl sınırı yoktur.

İmar kirliliğine sebep olma suçu sebebiyle verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hâkimin takdirindedir. Ancak hükmedilen hapis cezası 30 gün veya daha az süreli ise hâkim hapis cezasını para cezasına çevirmek zorundadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; birtakım koşulların varlığı hâlinde, verilen cezanın açıklanmaması kararıdır. Uygulamada HAGB kararı da denilmektedir. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmez.

HAGB kararı verilebilmesi için; verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, sanığın tutum ve davranışlarından yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaate varılması gerekmektedir.

HAGB kararı verilmesi hâlinde kişi 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Kişinin, bu 5 yıl içerisinde kasıtlı bir suç işlememesi gerekmektedir. Aksi takdirde hüküm açıklanır.

Cezanın Ertelenmesi

2 yıl veya daha az süreli suçlarda cezanın ertelenmesine karar verilebilir. Bu durumda kişi için hükmedilen hapis cezasının uygulanması bir süre için askıya alınmaktadır.

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkumiyet kararı, ilgili kişinin adli sicil kaydına işlenir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, bazı durumlar neticesinde davanın esası hakkında karar verilememesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Bunlara örnek olarak; sanığın ölümü, genel af, dava zamanaşımı sürelerinin dolması gibi durumlar verilebilir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda verilen kararlara karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinafa başvurulabilir. İstinaf talebi, kararı veren mahkemeye sunulan ile yapılabilir. Aynı şekilde zabıt kâtibine bir beyanda bulunulmasıyla da yapılabilmektedir.

İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin HAGB kararına karşı istinaf yoluna başvurulamaz. HAGB kararları bakımından itiraz kanun yolu öngörülmüştür. Bu sebeple HAGB kararına karşı, 7 gün içerisinde, hükmü veren Mahkemenin yargı çevresi içerisinde bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.

İstinafta verilen, bozma kararı dışındaki kararlara karşı, temyize başvurulabilmektedir. Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi ile veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulmasıyla yapılır.

İstinaf ve Yargıtay süreci ortalama 1-2 yıl arasında sürmektedir. Fakat somut olaya göre bu süreler değişkenlik gösterebilmektedir.

Sonuç

İmar kirliliğine neden olma suçu, kişilerin hürriyetini engelleyen sonuçlar doğuran suçlardan biridir. Bu suça ilişkin soruşturma ve yargılama süreçlerinin, dikkatle ve özenle yürütülmesi gerekir. Söz konusu suça ilişkin savunmalar ve teknik detaylar her somut olaya göre farklılık göstermektedir. Yargılama sürecinde, çok ufak bir detayın atlanması dahi, kişiyi haklı olduğu halde haksız duruma düşürebilmektedir. Bu sebeple alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.