İftira Suçu ve Cezası

İftira Suçu ve Cezası

İftira suçu, Türk Ceza Kanununda Adliyeye Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. İftira suçunu işleyen kişiler 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu eylemin kanunda suç olarak düzenlenmesi ile kişilerin itibarları koruma altına alınmaktadır. 

İçindekiler

İftira Suçu Nedir?

İftira suçu, bir kimsenin gerçekleştirmediği hukuka aykırı eylemlerin gerçekleştirilmiş gibi gösterilmesi ve o kimsenin üzerine haksız bir suçlama isnat edilmesi sonucu ortaya çıkan suç türüdür. İftira suçu, TCK m. 267’de düzenlenmiştir. 

TCK 267:

“Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

İftira Suçu Nasıl Oluşur?

İftira suçu; bir kimsenin, başka bir kimseye, işlemediğini bildiği bir suçu isnat etmesiyle oluşur. Suçun oluşumu açısından, mağdur kimse hakkında soruşturma, kovuşturma açılmasına ya da idari yaptırım uygulanmasına neden olunması gerekir.

Yargıtay kararına göre iftira suçunun oluşabilmesi için; bir kişinin yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesini sağlaması gerekmektedir. (Yargıtay 16. CD., 2016/1929 E., 2017/123 K.)

TCK m. 267 hükmü gereğince iftira suçu 2 farklı şekilde işlenebilir. Bu haller şunlardır:

  • İhbar veya Şikayette Bulunmak Suretiyle İftira Suçu,
  • Basın Yoluyla İftira Suçu.

İhbar veya Şikayette Bulunmak Suretiyle İşlenen İftira Suçu 

İftira suçunun meydana gelebilmesi için failin, mağdura karşı isnat ettiği haksız eylemler hakkında kolluk kuvvetlerine, savcılık makamına, sulh ceza hakimine, elçilik ve konsolosluklara ihbar veya şikayette bulunması gerekmektedir. 

Yargıtaya konu bir olayda, sanık, internet üzerinden tanıştığı mağduru, iş bulmak vaadi ile Edremit’e çağırmıştır. Sanık bu sebeple Edremit ilçesine geldikten sonra mağdurun kendisi ile görüşmemesine kızarak karakola gidip katılan hakkında işlemediğini bildiği halde, mağdur tarafından dolandırıldığını beyan etmek suretiyle şikayetçi olmuştur. Yargıtay, sanık hakkında iftira suçundan mahkumiyet kararı verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 8. CD., 2020/13200 E., 2021/20480 K.) 

İftira suçunun meydana gelebilmesi için failin, aslında var olmayan eylemleri, masum olan belirli veya belirlenebilir bir kimseye isnat etmesi gerekmektedir. Belirli yahut belirlenebilir bir kimseye yöneltilmeyen şikayet veya ihbar sonucunda iftira suçu oluşmaz. 

Örneğin, bir kimsenin sokakta yürürken ‘Bu dünyadaki herkes hırsız’ şeklinde bağırması eyleminde isnat edilen haksız eylem belirli veya belirlenebilir bir kimseye yöneltilmediği için iftira suçu oluşmaz. 

Yargıtay karşı oy gerekçesinde, arabası çalınan sonrasında da bulunan kişinin savcılık makamında verdiği ifadesinde aracının bulunduğunu öğrendiğini, aracının 08.05.2010 günü çalındığını, … isimli şahsı tanımadığını, bu şahsın kendi aracında yakalandığını, muhtemelen bu şahsın çaldığını beyan ettiği olayda sanığın “muhtemelen bu şahıs çalmıştır” demesinin belli bir kişiye kesin bir yargı içeren isnatta bulunmamasından dolayı sanık hakkında iftira suçundan ceza verilmemesine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 9. CD., 2014/2502 E., 2014/9528 K.) 

Basın Yoluyla İşlenen İftira Suçu

İftira suçu; gerçeğe aykırı beyanların, basın ve yayın organları yahut sosyal medya, internet gibi ortamların kullanılması yolu ile işlenebilmektedir.

Basın ve yayın organları toplu kitlelere ulaşan yazılı, görsel, işitsel tüm yayınlardan oluşmaktadır. Radyo, televizyon, gazete gibi araçlar basın yayın araçları olarak kabul edilir.

Geneli sosyal medya olarak adlandırılan Instagram, Facebook, Twitter, YouTube, LinkedIn gibi uygulamalar üzerinden yapılan paylaşımlarla da iftira suçunun işlenmesi mümkündür. 

Örneğin, Facebook isimli uygulama üzerinden mağdurun fotoğrafını paylaşarak onun gerçekte işlemediğini bildiği bir suçu işlemiş gibi göstermesi durumunda faile basın yoluyla iftira suçundan hüküm verilecektir. 

İftira Suçu Cezası

İftira suçu cezası, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kanuni sınırlar dahilinde kalmak kaydıyla fail hakkında hükmolunacak hapis cezasının miktarı, hakim tarafından belirlenir. hakim, hapis cezasının miktarını belirlerken şu kriterleri göz önünde bulundurur:

  • Failin suçu nasıl işlediği,
  • Failin suçu işlemedeki amaç ve gayesi,
  • Failin suçu işlerken kullandığı araçlar,
  • Failin eylemleri sonucunda meydana gelen zararın büyüklüğü,
  • Suçun ne zaman ve nasıl işlendiği,
  • Suç konusunun önem ve değeri.

İftira Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

İftira suçunun cezayı artıran 4 adet nitelikli hal bulunmaktadır. Bu haller TCK m. 267 ve devamı fıkralarında düzenlenmiştir. 

TCK 267/2:

“Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.”

TCK 267/3:

“Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

TCK 267/4

“Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.”

TCK 267/5:

“Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; hükmolunur.”

TCK 267/6:

“Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.”

Maddi Eser ve Delil Uydurarak İşlenen İftira Suçu

İftira suçunun maddi eser ve delil uydurarak işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. 

Delil, suç konusu olaya ilişkin detayların ve maddi gerçeklerin ortaya çıkarılmasını sağlayan bulgulardır. Bir kimsenin sırf başka bir kimseye karşı iftira suçunu işleyebilmek adına yeni deliller üretmesi, var olmayan delilleri varmış gibi göstermesi durumunda fail hakkında bu nitelikli hal uygulanır. 

Yargıtay 8. Ceza Dairesinin kararına göre, bu nitelikli halin oluşabilmesi için, failin, soyut olarak bir suç ya da idari yaptırım gerektiren fiil isnadında bulunmasının yanında, bu isnadın inandırıcı olabilmesi için maddi eser ve delil de hazırlaması gerekmektedir. Ancak daha önceden var olan maddi eser ve delil sunulması ya da iftira eyleminden sonra isnadın ispatı amacıyla sonradan uydurulması halinde bu nitelikli hal oluşmaz. (Yargıtay 8. CD., 2018/5574 E., 2020/10582 K.)

Örneğin, failin mağdurun aracına 3 gün önce ölümü gerçekleşen bir kimsenin saç telini koyması ve kanını direksiyona sürmesi ve mağduru kolluk kuvvetlerine şikayet etmesi halinde faile bu nitelikli halden dolayı artırılmış ceza verilir. 

İftira Suçu Sonucunda Mağdur Hakkında Koruma Tedbiri Uygulanması

İşlenen iftira suçunun sonucunda, mağdur aleyhinde tutuklama ve gözaltına alma dışında başkaca bir koruma tedbirine hükmolunması durumunda, bu eylemleri gerçekleştiren faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. 

Tutuklama ve gözaltına alma dışındaki koruma tedbirleri şunlardır:

  • Yakalama,
  • Adli kontrol,
  • Arama,
  • El koyma,
  • İletişimin denetlenmesi,
  • Gizli soruşturmacı atanması,
  • Teknik araçlarla izleme.

Bu nitelikli halden dolayı faile fazla ceza verilebilmesi için kendisine karşı iftira suçu işlenen mağdurun bu suçu işlemediğine ilişkin hakkında beraat yahut kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekmektedir. 

Yargıtay, sanığın iftira teşkil eden şikayeti üzerine, mağdurun ikametinde arama yapılması suretiyle koruma tedbiri uygulanmış olması karşısında sanık hakkında bu nitelikli halden dolayı fazla ceza verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 16. CD., 2015/8499 E., 2016/2115 K.) 

İftira Suçu Sonucunda Mağdurun Gözaltına Alınması yahut Tutuklanması

İftira suçuna konu olan filler sonucunda, mağdurun gözaltına alınması yahut tutuklanması halinde cezayı artıran nitelikli hal meydana gelir. Bu halde failin, iftira suçundan ayrıca, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolaylı fail olarak sorumluluğu doğmaktadır.

Mevzubahis nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdur hakkında, söz konusu fiilleri işlememesi dolayısıyla beraat yahut kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesi gerekmektedir.

İftira Suçu Sonucunda Mağdurun Ağırlaştırılmış Müebbet veya Müebbet Hapis Cezası Alması

İftira suçunun sonucunda mağdurun ağırlaştırılmış müebbet yahut müebbet hapis cezası alması durumunda suç konusu eylemleri gerçekleştiren fail, 20 ila 30 yıl arasında bir hapis cezasına hükmedilir. 

Nitelikli halin uygulanabilmesi için hükmedilen kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir. Bununla birlikte, hükmedilen ve kesinleşen cezanın infazına başlanması halinde bir başka nitelikli hal söz konusu olacaktır.

İftira Suçu Sonucunda Mağdur Hakkında Hükmolunan Hapis Cezasının İnfazına Başlanması

İftira suçunun sonucunda mağdur hakkında bir hapis cezasına hükmedilmesi ve bu cezanın cezaevinde infazına başlanması durumunda iftira suçuna ilişkin eylemleri gerçekleştiren faile verilecek ceza yarı oranında artırılır. 

Fail hakkında bu nitelikli halden dolayı fazla ceza tayini yapılabilmesi için mağdur hakkında infaz edilen hapis cezasının miktarı yahut süresi önem arz etmemektedir. Mağdurun 15 dakika dahi fail hakkında bu nitelikli halden dolayı fazla ceza tayini yapılacaktır. 

İftira Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, bir suçun tamamlanmasından sonra failin pişmanlık göstererek birtakım olumsuz sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik çaba göstermesidir. Etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde cezada indirim yapılabileceği gibi ceza tamamen ortadan da kaldırılabilir.

İftirada bulunan kişinin, mağdur hakkında adli veya idari soruşturma başlamadan önce etkin pişmanlık göstermesi ve iftirasından vazgeçmesi halinde, verilecek cezada 4/5 oranında indirime gidilir.

Mağdur hakkında iftira suçunun konusuna ilişkin soruşturma başlatılmasından sonra ve kovuşturma başlamadan önce fail tarafından etkin pişmanlık gösterilmesi halinde, verilecek cezada 3/4 oranında indirime gidilir.

Etkin pişmanlığın, mağdur hakkında kovuşturma süreçlerinin başlamasından sonra ve mahkeme tarafından hüküm verilmesinden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezada 2/3 oranında indirime gidilir.

Mağdur hakkında mahkeme tarafından bir hüküm verilmesinden sonra ve hükmedilen cezanın infazına geçilmeden önce etkin pişmanlığın gösterilmesi halinde, faile verilecek cezada 1/2 oranında indirime gidilebilmektedir.

Mahkeme tarafından mağdur hakkında hükmolunan cezanın infazına başlanmasından sonra etkin pişmanlık gösterilmesi halinde 1/3 oranında indirime gidilebilmektedir.

İftiraya konu oluşturan fiilin idari yaptırım gerektiren bir fiil olması halinde de çeşitli durumlar söz konusu olmaktadır. Bu itibarla, mağdur hakkında uygulanacak idari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlık gösterilmesi halinde 1/2, idari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlık gösterilmesi halinde 1/3 oranında indirime gidilir.

Yargıtay, sanığın, mağdurlar hakkındaki iftirasından Cumhuriyet savcılığındaki 23.01.2009 tarihli beyanı ile döndüğü ancak kovuşturma aşamasında 29.06.2009 tarihli beyanı ile mağdurlara isnad ettiği eylemin doğru olduğunu söyleyerek iftiradan dönme isteğinden vazgeçtiğinin anlaşılmasına ilişkin olayda sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 9. CD., 2013/15366 E., 2014/5666 K.)  

İftira Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, failin eylemlerine başladığı suçu, elinde olmayan sebeple tamamlayamaması, suçun yarıda kalması halidir. Suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde faile verilecek olan cezanın miktarında ¼ ila ¾ arasında indirim yapılır. 

Örneğin, bir kimseye karşı işlemediğini bildiği bir durumu isnat eden kişinin bu eylemini mektupla gerçekleştirmesi, mektubu kargo şubesine teslim ederken memurlar tarafından bu durumun fark edilmesi halinde iftira suçu, teşebbüs aşamasında kalmış olur. 

İştirak, birden fazla kişinin suç işlenmesine ortak olması, suç işleme iradesiyle hareket etmesidir. 

İftira suçuna iştirak mümkündür. Bu suça iştirak, failin suç işlemeye azmettirilmesi, suç işlemesine yardım edilmesi, failin suç işlemesi için araç gereç sağlanması şeklinde ortaya çıkabilir. 

İçtima, failin gerçekleştirmiş olduğu tek bir eylem ile birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet vermesidir. 

İftira suçunu işleyen failin eylemlerini gerçekleştirdiği esnada başka bir suçun oluşmasına da sebep olması halinde bu kişiye gerçekleştirdiği her eylem nedeniyle ayrı ayrı ceza verilmeyecek, ağırlaştırılmış ve cezası artırılmış halde tek bir ceza verilecektir.

İftira suçunun birden fazla mağdura karşı işlenmesi halinde de faile tek bir suçtan ağırlaştırılmış ceza verilir. Yargıtay, iftira suçunu birden fazla mağdura karşı hukuksal anlamda tek bir fiil ile gerçekleştiren sanık hakkında tayin olunan cezanın artırılmasına hükmetmiştir. (Yargıtay 9. CD., 2013/11572 E., 2014/3560 K.) 

İftira suçunda içtima hükümlerine ilişkin olarak TCK 267/4 maddesinde özel bir düzenleme getirilmiştir. 

İftira suçunu işleyen failin bu eylemi neticesinde mağdur hakkında gözaltına alma yahut tutuklama gibi koruma tedbirlerinin uygulanması halinde ise faile hem iftira hem de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hüküm verilir.

İftira Suçu ve Cezası

İftira Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, yetkili makamlar tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayıp savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile sona eren bir süreçtir. 

İftira suçuna ilişkin yürütülecek soruşturma aşamasında yetkili makamlar tarafından yerine getirilmesi gereken usul işlemleri şunlardır:

  • Şikâyet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk

Şikayet – İhbar

Şikayet; mağdurun, kendisine karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara iletmesidir. İhbar ise, suça konu olayın tarafı olmayan herhangi bir kişinin başkasına karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara bildirmesidir.

İftira suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle suç mağduru ilgili eylemler hakkında şikayetçi olmasa dahi, yetkili makamlar suça konu olayı öğrendikleri anda soruşturma işlemlerini başlatmak zorundadır.

Suça ilişkin şikayet ve ihbarlar, cumhuriyet savcılıkları ile kolluk birimlerine sunulan dilekçe yahut sözlü beyanla yapılmaktadır.

Suç, soruşturulması şikayete tabi suçlardan olmadığından, ilerleyen yargılama aşamalarında şikayetin geri çekilmesi halinde de işlemler ve süreç yürütülmeye devam edecektir.

Gözaltı

Gözaltı, yürütülen soruşturma aşamasında gerçekleştirilmesi gereken usul işlemlerinin en kısa sürede tamamlanması adına şüphelinin belirli sürelerde kolluk gözetiminde, nezarethanede tutulmasıdır. 

İftira suçundan dolayı şüpheli, en fazla 24 saat gözaltında tutulabilir. Ancak suçun birden fazla kişi tarafından beraber işlenmesi halinde bu süre, 3 gün daha uzatılabilir.

Haklı bir gerekçe olmaksızın yapılan gözaltına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı, ebeveynleri, çocukları veya torunları tarafından Sulh Ceza Hakimliğine başvuruda bulunmak suretiyle yapılır. 

DİKKAT: 12 yaşından küçük çocuklar ve 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında gözaltı kararı çıkartılamaz. 

Delillerin Toplanması

Yürütülen soruşturma aşamasında suç şüphesi olaya ilişkin gerçeklerin ortaya çıkartılması için savcı, derhal delil toplamaya başlar.

Soruşturma aşamasının tarafsız bir biçimde tamamlanabilmesi için hem şüphelinin aleyhine hem de aleyhine olan delillerin toplanması gerekmektedir. Şüpheli, yalnızca kendi lehine olan delillerin toplandığı kanısında ise lehine olan delillerin toplanmasını da her aşamada talep edebilir. 

İftira suçundan dolayı toplanabilecek delillere örnek olarak; tanık beyanları, sosyal medya hesap özetleri, mesaj dökümleri, çağrı geçmişleri, video görüntüleri, mektup vb. gösterilebilir.

Toplanacak delillerin hukuka uygun olması ve hukuka uygun biçimde toplanması gerekir. Hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller yargılama aşamasında kullanılamamakta ve bu delillere dayanarak ceza verilememektedir.

Örneğin, şüphelinin telefonunu çalarak elde edilen görüntüler, delil olarak kullanılamaz ve hükme esas teşkil etmez. 

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şüphelinin soruşturma konusu olaya ilişkin beyanlarının yetkili makamlar tarafından dinlenmesidir. İfade aşamasında şüpheli, kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından dinlenirken sorgu aşamasında, hakim tarafından dinlenir. 

İfade ve sorgu süreci öncelikle şüpheliye bir çağrı kağıdı gönderilmesi ile başlar. Bu çağrı kağıdında şüpheliye isnat edilen suç, ifade vermek için hazır bulunması gereken yer ve zaman yazılır. Çağrı kağıdını teslim almasına rağmen ifade vermek için hazır bulunmayan şüpheli hakkında zorla getirme kararı çıkartılır. 

İfade vermek için belirlenen yerde hazır bulunan şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından şüphelinin eğitim ve ekonomik durumuna ilişkin sorular sorulur ve kendisine isnat edilen suç ile ilgili bilgi verilir. 

Bu aşamada ifade almakla görevli kişi, şüphelinin sahip olduğu hakları sıralar. Şüpheli bu süreçte şu haklara sahiptir: yakınlarına derhal haber verme, avukat talep etme, savunma, delil toplanmasını isteme, ifade vermeme yani susma hakkı.

İfade süreci görevli memur tarafından sorular sorulması, şüphelinin bu sorulara yanıtlar vermesi şeklinde ilerler. Şüphelinin verdiği yanıtlar özgür iradesine dayanmalıdır. Şüphelinin lafının kesilmesi, beyanının düzeltilmesi gibi eylemler şüphelinin irade beyanını etkilemeye yönelik davranışlardır. 

Şüpheli dilerse ifade vermeme hakkını kullanabilir. İfade vermek istemeyen şüpheli yorularak, tehdide maruz bırakılarak, ilaç verilerek, işkence yapılarak beyanda bulunmaya zorlanamaz. Bu yasak usuller kullanılarak alınan ifade, geçersiz kabul edilmektedir. 

İfade ve sorgu sürecinin sonunda hazırlanan tutanak şüpheli, şüphelinin avukatı ve görevli memur tarafından imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce dikkatli bir biçimde okumalı, belirtmediği hususların yazıldığını görmesi halinde tutanağı imzalamamalıdır. 

İfade ve sorgu süreci, hukuki bilgi birikimi gerektiren ve psikolojik olarak oldukça yıpratıcı bir süreçtir. Bu süreçte aleyhe olabilecek hususlara sebebiyet vermemek ve etkili bir savunma yapabilmek adına alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmalıdır. 

Adli Kontrol

Adli kontrol kararı, yürütülen soruşturma sonucuna şüphelinin tutuklanmasına sebebiyet verecek nitelikte delillerin elde edilmesine rağmen tutuklanmayarak başka tedbirlerle kontrol altında tutulmasına ilişkin verilen bir karardır.

İftira suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanabilecek adli kontrol tedbirlerine örnek olarak şunlar gösterilebilir:

  • Belirli aralıklarla karakola giderek imza atma,
  • Mahkeme veznesine güvence bedeli yatırma,
  • Belirli eğitimlere katılma,
  • Belirli yerlerden uzak durma,
  • Elektronik kelepçe takma,
  • Yurt dışına çıkmama.

İftira suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanmasına karar verilen adli kontrol tedbirleri, en fazla 2 yıl boyunca uygulanır. Ancak hakim, gerekli gördüğü durumlarda bu sürenin 1 yıl daha uzatılmasına karar verebilir. 

Şüpheli hakkında uygulanmasına karar verilen adli kontrol tedbirinin orantısız veya haksız olduğunu düşünen kişiler, bu karara karşı itiraz edebilirler. İtiraz, adli kontrol kararının öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye yapılır. 

Tutukluluk

Tutukluluk, yürütülen soruşturma sonucunda şüphelinin kendisine isnat edilen suçu işlediğine dair kuvvetli şüphede delilin olması halinde verilen ve şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan bir karardır.

Tutukluluk kararının verilebilmesi için şüphelinin kaçma ihtimalinin bulunması, delil karartma yahut mağdur üzerine baskı yapma girişiminde bulunması gerekir 

İftira suçundan dolayı şüpheli hakkında en fazla 1 yıl tutukluluk kararı verilebilir. Ancak hakim gerekli gördüğü durumda gerekçe göstermek şartıyla bu sürenin 6 ay daha uzatılmasına karar verebilir.

Şüpheli hakkında verilen tutuklama kararına ve süresi dolmasına rağmen şüphelinin serbest bırakılmaması durumunda tutuklama kararına karşı itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın taraflara gönderilmesinden itibaren 7 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine gerçekleştirilir. İtirazda bulunabilecek kişiler: Şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı, ebeveynleri, çocuklarıdır.

İftira Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

İftira suçundan dolayı yürütülecek soruşturma sonucunda savcı tarafından dosya hakkında verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK),
  • İddianamenin Düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet veya ihbar konusu olayın herhangi bir usul işlemi gerçekleştirmeden dahi suç olmadığının anlaşılması, şikayet veya ihbarın genel ve soyut nitelikte olması halinde savcı tarafından verilen bir karardır. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararı verilen dosya, soruşturma işlemlerine dahi başlamadan kapatılır. Bu kararın verilmesi ile şikayet eden kişi mağdur, şikayet edilen kişi şüpheli sıfatını kazanmaz. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın taraflara gönderilmesinden itibaren 15 gün içinde SYOK veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet veya ihbar konusu olayda şüpheli kişi hakkında dava açılmasını gerektirecek nitelikte delil elde edilememesi durumunda savcı tarafından verilen bir karardır. 

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen dosya, soruşturma işlemlerinin tamamlanmasının ardından herhangi bir duruşma görülmeden kapatılır. Bu kararın verilmesi ile şüpheli sanık sıfatını kazanmaz. 

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın taraflara gönderilmesinden itibaren 15 gün içinde KYOK veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi 

Şikayet veya ihbar konusu olaya ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda şüphelinin yargılamasına devam edilmesini gerektirecek nitelikte deliller elde edilmesi halinde savcı, olaya ilişkin bir iddianame hazırlar ve bu iddianameyi kamu davası açmak üzere yetkili mahkemeye gönderir.

Bu iddianamenin yetkili mahkeme tarafından kabul edilmesi ile soruşturma aşaması sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir. Şüpheli kovuşturma aşamasında sanık sıfatı ile anılır.

İftira Suçunun Savunması

Savunma, bir kimsenin kendisine yöneltilen asılsız suçlamalara karşı kendisini savunmasına olanak sağlayan Anayasal bir haktır. Savunma hakkı herkes tarafından kullanılabilir. Hiç kimse bir başkasının savunma hakkını kısıtlayamaz yahut ortadan kaldıramaz. 

İftira suçundan dolayı şüpheli veya sanık tarafından öne sürülebilecek bazı savunmalar şunlardır:

  • Şüpheli/sanığın iftira suçu için özel bir kastının bulunmadığı,
  • Şüpheli/sanık aleyhine somut delil elde edilememiş olması ve yargılamaya soyut deliller üzerinden devam edildiği,
  • Şüphelinin yalnızca aleyhine olan delillerin toplandığı, lehe olan delillerin göz ardı edildiği,
  • Şüphelinin avukat talebinin haklı bir gerekçe olmadan reddedildiği,
  • Şüphelinin başka bir suçtan mahkumiyetinin olmadığı,
  • Şüpheli/sanığın eylemlerinin etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği,
  • İfade ve sorgu sürecinde şüpheli/sanığın yasak usullere maruz bırakıldığı,

İftira suçuna ilişkin ileri sürülebilecek savunmalar her somut olay bakımından değişiklik gösterecektir. Yetkili makamların kararını lehe çevirecek nitelikte bir savunma yapılabilmesi için somut olaya ve isnat edilen suça ilişkin bilgileri tam, alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması gerekmektedir.

İftira Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması bir diğer adıyla kovuşturma aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin yetkili mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayan ve dosya hakkında kesin karar verilmesine kadar uzanan sürece denilir. 

Kovuşturma aşamasında mahkeme öncelikle bir duruşma günü belirler ve bu gün, taraflara çağrı kağıdı gönderilmek suretiyle tebliğ edilir. Duruşma günü mahkeme salonunda hazır bulunan taraf ve tanıkların kimlik bilgileri doğrulanır. 

Mahkeme hakimi, savcı tarafından hazırlanan iddianameyi taraflara okur. Ardından ilk önce şüpheli olmak üzere taraf, tanık ve taraf avukatlarının beyan, savunma ve şikayetlerini dinler. 

Taraf ve tanık beyanlarını yetelri görmeyen hakim olay yerinde keşif yapılmasına, yeni deliller toplanmasına, bu delillere ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmesine, Emniyet jandarma gibi kurumlara yazı yazılmasına karar verebilir. 

Soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılan tüm bu işlemler ve toplanan deliller sonucunda hakim, sanık hakkında bir karar verir. Bu karar ile sanığın ilgili dosya bakımından suçlu olup olmadığı ortaya çıkar. 

İftira suçunda yetkili ve görevli mahkeme suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir.

İftira Suçunda Zamanaşımı

İftira suçunda dava zamanaşımı süresi, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten itibaren 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresinin dolması ile birlikte sanık hakkında ilgili suçtan dolayı dava açılamayacak, yargılama yapılamayacaktır. 

İftira suçunda ceza zamanaşımı süresi, hükmün kesinleştiği andan itibaren 10 yıldır. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile birlikte Devletin sanık hakkında hükmolunan cezayı infaz etme yetkisi ortadan kalkacaktır. 

İftira Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

İftira suçunun yargılaması sonucunda mahkeme tarafından verilebilecek 6 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkûmiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat, yürütülen yargılama sonucunda sanığın suçu işlediğine dair yeterli delil elde edilememesi durumunda verilen karardır.

İftira suçunun yargılaması sonucunda hakkında beraat kararı verilen sanık hakkında hapis cezasına hükmedilmez, güvenlik tedbirleri uygulanamaz.

Yargıtay, sanıkların, mağdurun suç işlemediğini bildikleri halde suç ihbarında bulunarak üzerlerine atılı iftira suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda sanıkların cezalandırılmaları için yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar vermiştir. (Yargıtay 15. CD., 2017/32932 E., 2020/10315 K.) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin suç teşkil etmesine karşılık bazı özel niteliklere sahip olması nedeniyle hakkında herhangi bir cezaya hükmedilmemesine ilişkin bir karardır. 

Beraat kararı ve ceza verilmesine yer olmadığı kararı aynı nitelikte değildir. Beraat kararında sanığın üzerine atılı suçu işlemediği kabul edilirken ceza verilmesine yer olmadığı kararında sanığın üzerine atılı suçu işlediği ancak cezalandırılmaması gerektiği kabul edilir.

İftira suçundan dolayı sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilmesi için şu durumlardan birinin veya birkaçının varlığı gerekmektedir:

  • Sanığın yaşının küçük olması,
  • Sanığın akıl hastalığı yahut akıl zayıflığı olması,
  • Sanığın suçu kendi iradesi ile değil cebir veya tehdit altında işlemesi,
  • Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması,
  • Sanığın eylemlerini zorunluluk hali altında gerçekleştirmesi,
  • Sanığın eylemlerini amirinin emri nedeniyle gerçekleştirmesi.

Mahkumiyet

Mahkumiyet; yapılan yargılama sonucunda sanığın kendisine isnat edilen eylemleri gerçekleştirdiğini gösteren kesin delillerin elde edilmesi durumunda verilen ve sanığın suçlu bulunmasına sebebiyet veren karardır. 

İftira suçundan dolayı sanık hakkında mahkumiyet kararı verilebilir. Mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında hapis cezasına hükmedilir. Ancak hakim gerek gördüğü durumlarda hapis cezasının yanında güvenlik tedbirleri uygulanmasına da karar verebilir. 

Mahkumiyetine karar verilen sanığa uygulanacak hapis cezasının miktarı hakim tarafından belirlenir. Hakim, sanığın geçmiş yaşantısına, eğitim ve iş durumuna, cezanın gelecek yaşamındaki olası etkilerine bakarak ‘İyi Hal İndirimi’ uygulayabilir. Bu indirim en fazla ceza miktarının ⅙’sı kadar olabilir.

İftira suçundan dolayı mahkumiyeti kesinleşen sanık, 3 yıl içinde kasıtlı olarak başka bir suç işlerse tekerrür hükümleri uygulanır ve hakkında hükmedilecek cezanın miktarında artırıma gidilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezasının 1 yıl ve altında olması halinde, bu cezanın para cezasına çevrilip ödenmesi suretiyle infaz edilmesidir. İftira suçunda verilen cezanın, iyi hal indirimiyle 1 yılın altına düşmesi halinde adli para cezasına çevirme kararı verilebilir.

Adli para cezasına çevirme kararının verilmesi halinde mahkeme 20-100 lira arasında bir bedel belirler. Bu belirlemede, sanığın sosyoekonomik düzeyi göz önünde bulundurulur. 20 ila 100 lira arasındaki bu tutar, adli para cezasının gün sayısı ile çarpılarak toplam ceza bedeli belirlenir.

Mahkeme, belirlenen toplam adli para cezasının 1 yıl içinde peşin yahut 2 yıl içinde taksitlerle ödenmesine karar verir. Zamanında ödenmeyen adli para cezaları, hapis cezası olarak infaz edilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında hükmedilen cezanın açıklanmasının belirli şartlara bağlı olarak ertelenmesidir. 

İftira suçundan dolayı sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için şu şartların varlığı gerekmektedir:

  • Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
  • Sanığın daha öncesinde başka bir suçtan kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunmuyor olması,
  • Sanığın mağdurun zararını gidermesi,
  • Sanığın HAGB teklifini kabul etmesi,
  • Sanığın bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkeme hakiminde kanaat oluşturması.

Hakkında HAGB kararı verilen sanığın cezası 5 yıl boyunca açıklanmaz. Bu süre zarfında sanığa bazı yükümlülükler ve ödevler verilir. Bu yükümlülükleri yerine getiren ve suç işlemeyen sanığın cezası infaz edilmiş kabul edilir. Bu süre zarfında yükümlülüklere uymayan yahut kasten suç işleyen kişiye verilen ceza açıklanır ve infazına geçilir.

HAGB kararına karşı itiraz edilebilir. Bu karara karşı itiraz, kararın taraflara gönderilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemenin bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesine yapılmaktadır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi kararı, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının belirli şartlara bağlı tutularak infazının ertelenmesine olanak sağlayan karardır. 

İnfaz suçundan dolayı cezaya hükmedilen sanığın cezasının ertelenebilmesi için şu şartların varlığı gerekmektedir:

  • Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
  • Sanığın başka bir suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyetinin bulunmuyor olması,
  • Sanığın bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkeme hakiminde kanaat oluşturması.

Cezası ertelenen sanık 1 ila 3 yıl arasında bir denetime tabi tutulur. Bu denetim süresi boyunca kendisine yüklenen ödevleri yerine getiren ve kasıtlı olarak suç işlemeyen sanığın cezası infaz edilmiş kabul edilir. Ancak bu süre zarfında yükümlülüklerini bilerek yerine getirmeyen ve kasıtlı olarak suç işleyen sanığın erteleme kararı kaldırılır ve cezanın infazına geçilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, devam eden yargılama sürecinde sanık hakkında hüküm verilmesinin hukuken anlam ve sonuç ifade etmeyeceği durumlarda verilen bir karardır.

İftira suçundan dolayı davanın düşmesine karar verilebilmesi için şu şartların birinin veya birkaçının var olması gerekmektedir:

  • Sanığın ölmesi, 
  • Suçun genel af kapsamına alınması,
  • 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolması.

İftira Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İstinaf ve temyiz, yerel mahkeme tarafından verilen kararın üst merciler olan Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından yeniden gözden geçirilmesine olanak sağlayan kanun yollarıdır. 

İftira suçundan dolayı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğunu düşünen taraflar, kararı veren mahkemeye bir dilekçe vermek suretiyle istinaf kanun yoluna başvuruda bulunabilir. 

İstinaf kanun yoluna başvuru, kararın taraflara tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Bu süre içinde dilekçe vermeyen taraflar, istinafa başvuru hakkını kaybeder.

Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği kararın da hatalı olduğunu düşünen taraflar son çare olarak temyiz kanun yoluna başvuruda bulunabilir. Temyiz kanun yoluna başvuru, hüküm veren Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili ceza dairesine dilekçe vermek suretiyle yapılır. Başvuru, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde yapılmalıdır. 

İstinaf mahkemesinin bozma kararları, ilk derece mahkemesinde verilen hapis cezasını artırmayan kararları gibi bazı kararlar temyiz kanun yoluna kapalıdır. Bu kararlar bakımından istinaf mahkemesinde verilen kararlar kesindir. Temyiz edilemeyecek diğer kararlar, Ceza Muhakemeleri Kanunu 286/2 hükmünde sayılmaktadır.

Sonuç

İftira suçu, başka kimselerin güvenliğine zarar veren ve hapis cezası gerektiren bir suçtur. Bu suçun bazı eylemler ile işlenmesi durumunda mahkeme tarafından sanığa verilecek olan cezanın miktarında artış yapılabilir. Yargılama sürecinde hak kaybına uğramamak ve en kısa sürede lehe sonuç alabilmek için bir ceza avukatından yardım alınması önem arz etmektedir.