Hayasızca hareketler suçu ve cezası

Hayasızca Hareketler Suçu ve Cezası

Hayasızca hareketler suçu, insanların yapılan filleri görmesine, duymasına elverişli bir alanda teşhircilik yapılması veya alenen cinsel ilişkide bulunulmasıdır. Hayasızca hareketler 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmakta olup suçu şikayete ve uzlaşmaya tabi değildir. Hayasızca hareketler suçundan dolayı hakkında işlem başlatılan kimselerin savunma haklarını aktif şekilde kullanması gerekir.

Hayasızca Hareketler Suçu Nedir?

Hayasızca hareketler suçu failin teşhircilik yapması veya alenen cinsel ilişkide bulunmasıdır. Genel ahlaka karşı suçlar arasında yer alan bu suçun cezalandırılmasının koruduğu hukuki değer toplumsal ahlak ve haya duygusudur. Hayasızca hareketler suçu, Türk Ceza Kanunu m.225 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 225:

‘’Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Hayasızca Hareketler Suçu Nasıl Oluşur?

Hayasızca hareketler suçu uygulamada teşhircilik suçu olarak da adlandırılmakta olup failin teşhircilik yapması veya alenen cinsel ilişkide bulunması ile oluşur.

Teşhircilik, bir kimsenin cinsel organını veya vücudundaki diğer cinsel bölgeleri belirli bir kişiye yönelik olmadan göstermesi ile oluşur.

Örneğin Yargıtay uygulamasında sanıkların site havuzuna cinsel organları açıkta kalacak şekilde girmesi teşhircilik olarak kabul edilmiştir. (Y 14. CD E.2012/4224 K.2013/12761 T.05.12.2013)

Belirli bir kişiye yönelik teşhircilik fiilinde bulunulması, hayasızca hareketler suçunu değil cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır.

Alenen cinsel ilişkide bulunma, iki kişinin rızasıyla, başka kimselerin görmesine, duymasına, algılayabilmesine elverişli alanlarda cinsel ilişkide bulunulmasıdır. Kamuya açık alanlarda oluşabileceği gibi kamuya açık olmayan alanlarda da üçüncü kişilerin görmesine elverişli ise alenen cinsel ilişkide bulunma fiili oluşabilir.

Örneğin, kişilerin kendi evlerinde ancak tüm cam ve perdeler açık şekilde cinsel ilişkiye girmesi halinde hayasızca hareketler suçu oluşacaktır.

Yargıtaya konu bir olayda, sanıkların anayol kenarına park ettikleri araçları içerisinde cinsel ilişkiye girmesi alenen cinsel ilişkide bulunma olarak kabul edilmiştir. (Y 14. CD E.2011/6401 K.2012/2296 T.28.02.2012)

Hayasızca Hareketler Suçu Cezası

Hayasızca hareketler suçunun cezası 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Kanuni aralıkta kesin cezanın belirlenmesi, suçun işleniş şekline ve hakimin takdir yetkisine bağlıdır.

Hayasızca Hareketler Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, bir kişinin suç teşkil eden bir eyleme girişmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bu eylemi tamamlamaması durumunu ifade eder. Hayasızca hareketler suçuna teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkündür. Failin hareketlerinin bölünebilmesi ve başladığı icra hareketlerinin yarıda kalması halinde teşebbüs hükümleri uygulanabilecektir.

Örneğin, suçun alenen cinsel ilişkide bulunma unsuru bakımından kişilerin cinsel ilişkide bulunmaya yönelik fiillere başlamış olması ancak cinsel ilişkide bulunmanın tamamlanmadığı durumda suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.

Suçun teşhircilik unsuru bakımından ise kişi teşhirciliğe yönelik fiillere başlamış örneğin kıyafetlerini çıkarmaya başlayacağı sırada biri tarafından engellenmiş ise suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.

İştirak, suçun birden fazla faili olması anlamına gelmektedir. Hayasızca hareketler suçunda iştirak bakımından suçun alenen cinsel ilişkide bulunma ve teşhircilik olmak üzere 2 şekli ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Alenen Cinsel İlişkide Bulunma suçu, çok faili bir suçtur. Bundan dolayı her iki tarafın da rızası olduğu durumda 2 şahıs da suçun faili olacaktır. Yargıtay kararlarında da suçun, her 2 fail bakımından da sonuç doğduğuna karar verilmektedir. (Y 14. CD E.2011/1791 K.2011/5117 T.16.12.2011)

Teşhircilik suçu ise tek failli bir suçtur. Ancak suçun her iki şekli bakımından da azmettirme ya da yardım etme şeklinde iştirak mümkündür. Bu durumda, faili suç işlemeye azmettiren yahut suçun işlenmesi için yardım eden kişiler de suçun işlenmesindeki etkileri oranında ayrıca cezalandırılmaktadırlar.

İçtima, tek hareketle birden fazla suçun aynı anda işlenmesi veya aynı suçun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesidir.

Hayasızca hareketler suçunda içtima uygulaması mümkündür. Özellikle birini cinsel olarak taciz etmek amacıyla teşhircilik yapan kimseler hem cinsel taciz hem de hayasızca hareketler suçunun oluşumuna tek fiille neden olur. Bu durumda fikri içtima uygulanır ve sanığa en ağır cezayı içeren suç bakımından ceza verilir.

Örneğin ilgili Yargıtay kararında da failin sokakta yürüyen mağdura inşaat camından el sallayıp gel işareti yapması ardından cinsel organını gösterme eyleminde hem hayasızca hareketlerde bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluştuğuna ve fikri içtima kuralları uygulanması gerektiğine karar verilmiştir. (Y 14. CD E.2012/15767 K.2014/156 T.14.01.2014)

Hayasızca Hareketler Suçu ve Cezası

Hayasızca Hareketler Suçunun Soruşturma Aşaması

Hayasızca hareketler suçunun soruşturma aşaması, suçun işlendiğine dair şüphe ile başlayan Cumhuriyet Savcısı ve kolluk tarafından yürütülen aşamadır.  Hayasızca hareketler suçunun soruşturma aşamasında yapılabilecek işlemler şu şekildedir:

  • Şikayet ve ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli kontrol
  • Tutukluk

Şikayet- İhbar

Hayasızca hareketler suçunun soruşturulması Cumhuriyet Savcısı tarafından doğrudan gerçekleştirilmektedir. Şikayet eden mağdurun şikayetini çekmesi soruşturmanın devam etmesine engel olmamaktadır. 

Herhangi bir kişinin, suçun şüphelisini veya hayasızca hareketler suçu oluşturan fiilleri ihbar etmesi mümkündür. Kendiliğinden soruşturulabilir bir suç olduğundan soruşturmanın başlaması için mutlaka mağdurun şikayeti aranmaz. Bu kapsamda hayasızca hareketler suçunda şikayet ve ihbar süreye bağlı değildir.

Gözaltı

Gözaltı, bir kimseye suç şüphesi nedeniyle yakalama işlemi yapılması ardından, soruşturmanın tamamlanmasının gerektirdiği durumlarda Cumhuriyet Savcısı kararıyla alıkonulmasını içeren güvenlik tedbiridir. Hayasızca hareketler suçunda gözaltı, suçun işlendiğine yönelik somut delillerin varlığı halinde mümkündür. 

Gözaltı süresi yakalanılması itibariyle en yakın hakimliğe veya mahkemeye gönderilme süresi hariç tutulmak üzere 24 saatten fazla olamaz. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme süresi ise 12 saatten fazla olamaz.

Suç toplu işlenmesi halinde Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin her defasında 1 gün uzatılmak suretiyle 3 gün uzatılmasına karar verebilir.

Gözaltı kararına karşı sulh ceza hakimliğine itiraz edilmesi mümkündür. İtirazlar şüpheli veya bazı yakınları tarafından yapılabilir. İtirazlar, ilgili merciiye yapıldıktan sonra 24 saat içinde sulh ceza hakimliği tarafından sonuçlandırılır.

Delillerin Toplanması

Cumhuriyet Savcısı tarafından hayasızca hareketler suçunun oluşup oluşmadığına dair olayın aydınlatılması için hem lehe hem aleyhe deliller toplanır. Şüphelinin de soruşturma aşamasından hüküm verilmesine kadar her aşamada delil sunma ve delillerin toplanmasını isteme hakkı vardır.

Hukuka aykırı olarak elde edilen deliler ise mahkemede hükme esas alınamayacaktır. Hukuka aykırı delillere örnek olarak, kişilerin haberi olmaksızın kaydedilen gizli kamera çekimleri verilebilir. Bu ihtimalde, elde edilen görüntüler delil olarak kullanılamayacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade, bir şüphelinin kolluk kuvveti ya da Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturulan suçla ilgili olarak dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın bir hakim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesidir

İfade ve sorgu için kişi davetiye ile çağrılır. Gelmediği takdirde zorla getirileceği davet kağıdına yazılır, şüpheli davetiye üzerine ifade vermeye gelmediği takdirde zorla getirilmesine karar verilebilir. Buna rağmen ifade ve sorguya gelmeyen sanık veya şüpheli hakkında CMK m. 98 uyarınca yakalama emri çıkarılabilir. 

İfade polis veya savcılık tarafından alınabilmektedir. Sorgu ise sulh ceza hakimliği veya mahkeme tarafından yapılabilmektedir. İfade ve sorgu nerede alınacağı hususu kanunda doğrudan düzenlenmemektedir. Ancak uygulamada bu işlemlerin çoğunlukla karakol veya adliyede yapıldığı görülür.

İfade ve sorgu hukuka uygun şekilde yapılmalıdır. İfade ve sorguda yasak usullere dikkat edilerek şüphelinin ifadesinin alınması gerekmektedir. Aksi halde, alınan beyanlar yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamayacaktır. İfade ve sorgu şu şekilde yapılmalıdır.

  • Şüpheli veya sanığın beyanları özgür iradesine dayanmalıdır,
  • İfade verilmesi için kanuna aykırı bir şey vaat edilmemiş olmalıdır,
  • Kötü davranma, işkence tehdit ve benzeri şekillerde zorla ifade alınmamış olmalıdır.

Şüphelinin hukuki haklarını yeterince anlamaması veya ifade alınırken doğru bir iletişim kuramaması gibi sebepler, davanın seyrini etkileyebilir. Bu bağlamda, sürecin başından itibaren uzman bir ceza avukatının ile birlikte takip edilmesi faydalı olacaktır.

Uzlaşma

Uzlaşma, şüpheli ve mağdurun suç konusu fiil hakkında, bir uzlaştırmacı aracılığıyla mahkemeye gitmeden anlaştırılmasıdır. Hayasızca hareketler suçu uzlaşmaya tabi değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, hakkında tutuklama nedenlerinin var olduğu kabul edilen kişi hakkında tutuklama tedbirinin ölçüsüz kalacağı durumda tutuklama yerine verilebilecek olan tedbir kararıdır. Adli kontrol ile kişiye bir ve birden fazla yükümlülük öngörülerek denetimi sağlanır.

CMK’nin 109. Maddesinde bentler halinde 12 adet adli kontrol tedbiri sayılmıştır. Bunlardan en yaygın uygulananları, yurt dışına çıkış yasağı, konutu terk etme yasağı, karakola giderek imza atma vb. tedbirlerdir. Hayasızca hareketler suçunda da soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliğinin; kovuşturma aşamasında mahkemenin kararıyla adli kontrol tedbirleri uygulanabilir.

Adli Kontrol kararına karşı, kararın yüz yüze verilmesi halinde öğrenilmesi itibariyle, adli kontrole itiraz dilekçesi ile 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. Adli kontrol kararının kişinin yokluğunda verildiği halde itiraz süresi kararın tebliği itibariyle 7 gündür. İtirazlar, kararı veren hakimliğin yargı çevresinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.

Tutukluluk

Hayasızca hareketler suçunda tutukluluk kararı, suçun işlendiğine yönelik kuvvetli şüphenin varlığı halinde ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı durumlarda verilen karardır.

Tutukluluk süresi, hayasızca hareketler suçu asliye ceza mahkemesinin görev alanına girdiğinden dolayı en çok 1 yıldır. Bu süre mahkeme tarafından zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir.

Tutuklama yapılabilmesi için tutuklama nedenlerinin varlığı da gerekmektedir. Verilmesi beklenilen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması durumunda, tutuklama kararı verilemez. Hayasızca hareketler suçunda tutukluluk kararı verilebilmesi için şu şartlardan birinin varlığı gerekir:

  • Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesinin bulunması,
  • Suça konu delillerin zarar görme ihtimalinin bulunması,
  • Sanık ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişiler üzerinde baskı kurma şüphesi, varsa tutukluluk kararı verilebilir.

Tutukluluk kararına karşı itiraz edilmesi mümkündür. Tutukluluk kararına karşı itirazlar, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.

Hayasızca Hareketler Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Hayasızca hareketler suçunda, soruşturma sonucunda alınabilecek karar şu şekildedir:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (Syok)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (Kyok)
  • İddianamenin düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar veya şikayetin doğası gereği fiilin herhangi bir suç oluşturmadığının ya da ihbar veya şikayetin soyut ve genel olduğunun açıkça anlaşılması durumunda verilen bir karardır. Hayasızca hareketler suçunda da, ihbar veya şikayet bu özellikleri taşıyorsa, soruşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir.

SYOK kararına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, kararın tebliğ edildiği günden itibaren 15 gün içinde, kararı veren Sulh Ceza Hakimliğine sunulan dilekçe ile yapılmaktadır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma sürecinin sonunda Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan bir karardır. Savcı, toplanan delillerin kovuşturma için yeterli olmadığına ve yeterli suç şüphesinin bulunmadığına kanaat getirdiği takdirde dava açılmamasına karar verir. 

Hayasızca hareketler suçunda da Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda yeterli delil ve şüphenin bulunmadığına kanaat getirirse, kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verecektir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.

İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmanın sonunda, toplanan delillerin değerlendirilmesi ile yeterli şüphe olduğuna kanaat getirildiğinde, Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame hazırlanır. Hazırlanan iddianamenin görevli ve yetkili mahkeme tarafından kabul edilmesiyle soruşturma aşaması tamamlanır ve kovuşturma (yargılama) aşaması başlar.

Hayasızca Hareketler Suçunun Savunması

Hayasızca hareketler suçunun savunması yargılamanın her aşamasında delillerin yazılı ve sözlü olarak sunulması ile gerçekleşir. Bu kapsamda, hayasızca hareketler suçunun savunması için öne sürülebilecek hususlara örnekler şunlardır:

  • Suça ilişkin fiillerin, kişilerin özel alanlarında gerçekleştiği,
  • Alenilik şartının sağlanmadığı,
  • Delillerin ispat gücünün tartışılması,
  • Hukuka aykırı delillerin tespiti ve karar esas adlandırılması,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
  • Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Dosyaya özel diğer savunmalar.

Savunma hakkı kapsamında yapılacak olan savunmanın hukuki bir zeminde sunulması gerekir. Bu kapsamda her bir kişinin somut durumuna özgü şekilde savunma yapılmalıdır. Bu anlamda, sürecin alanında uzman bir ceza hukuku avukatından yardım alınarak sürdürülmesi faydalı olacaktır.

Hayasızca Hareketler Suçunda Zamanaşımı

Hayasızca hareketler suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Ceza zamanaşımı süresi ise cezanın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.

Dava zamanaşımı süresinin geçmesi halinde, suç konusu fiile ilişkin soruşturma yapılamaz, dava açılamaz. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise, kesinleşen cezanın infazı istenememektedir.

Ceza Yargılaması Aşaması

Hayasızca hareketler suçuyla ilgili ceza yargılaması aşaması, iddianamenin kabulüyle başlar ve sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesiyle sona erer. Hayasızca hareketler suçuyla ilgili ceza yargılaması aşaması şu evreleri içerir.

  • Duruşma Hazırlığı Evresi,
  • Duruşma Evresi,
  • Delillerin Tartışılması ve Karar Evresi.

Duruşma Hazırlığı Evresi

İddianamenin kabulüyle birlikte kovuşturma aşamasının başlar ve ilgili ceza mahkemesi tarafından duruşmaya hazırlık işlemlerini yapar. Bu noktada, şüpheli artık sanık konumuna geçer ve duruşma hazırlığı işlemleri, tensip zaptı adı verilen bir tutanak aracılığıyla belirlenir. 

İlgili mahkeme, duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır olması gereken kişileri çağırır. Sanık, duruşmaya çağrı kağıdı ile çağrılır.

Duruşma Evresi

Sanık, müdafii, tanıklar ve bilirkişilerin duruşmada bulunup bulunmadığının tespitiyle başlar. Mahkeme hakimi, iddianamenin kabulü kararını okur ve tanıklar salondan çıkarılır. İlk olarak, sanık hakkında kişisel bilgiler alınır. Ardından, iddianame veya benzer belgelerde yer alan suçun temelini oluşturan eylemler ve deliller açıklanır. Sonuç olarak, sanık için suçlamanın hukuki nitelendirmesi belirlenir.

Sorgu aşamasına geçilirken, sanık açıklama yapmaya hazır olduğunu belirttiğinde bu süreç başlar. Sanığın sorgusu tamamlandıktan sonra, delillerin tartışılması evresine geçilir. 

Delillerin Tartışılması ve Karar Evresi

Deliller önce tek tek tartışılır, ardından hepsi bir arada değerlendirilir. Delillerin değerlendirilip tartışılmasından sonra, mahkeme hüküm verecek olan karar evresine geçer. Mahkeme, hüküm açıklamadan önce, son sözü sanığa tanır.

Hayasızca Hareketler Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Hayasızca hareketler suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkûmiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • HAGB,
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi,

Beraat

Beraat kararı, yapılan yargılamanın sonucunda sanığın suçsuz olduğuna kanaat getirilmesi durumunda verilecek olan karar türüdür. Hayasızca hareketler suçunda beraat kararı verilebilecek haller CMK m.223/2’de belirtilmiştir. Kanuna göre beraat kararı şu hallerde verilir:

  • Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
  • Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
  • Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk
  • nedeninin bulunması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın eyleminin suç teşkil etmesine rağmen hakkında ceza verilmemesidir. Ancak bu durum beraat kararından farklıdır. Zira ceza verilmesine yer olmadığı kararı CMK m.223/3’te sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde verilebilir ve sanığın suçu işlemiş olduğu kabul edilir.

Hangi hallerde CYOK kararı verilebileceği CMK’nin 223/3. Maddesinde belirlenmiştir. Bunlar;

  • Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
  • Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi halleridir.

CMK m.223/4’e göre, cezasızlık sebeplerinden birinin bulunması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Etkin pişmanlık,
  • Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
  • Karşılıklı hakaret,
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, hallerinde CYOK kararı verilecektir.

Mahkumiyet

Hayasızca hareketler suçunun sanık tarafından işlendiğinin kesin olarak tespit edilmesi ve sanığın cezalandırılması gerektiği kanaatine varılması halinde mahkumiyet kararı verilecektir. Mahkeme, sanığın kanunda yazılı olan cezalarla cezalandırılmasına karar verecektir.

Cezanın verilmesinde iyi hal indirimi ve tekerrür gibi hususlar da belirleyici olmaktadır.

Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri incelenmesi ile cezayı hafifletecek nedenlerin olduğuna karar verilmesi halinde, iyi hal indirimi uygulanması mümkündür. Hayasızca hareketler suçu bakımından verilen cezanın altıda birine kadar indirilmesi hakim takdirindedir.

Sanığın, kanunda belirlenen 3 yıllık süre içerisinde suçu tekrar işlemesi halinde tekerrür hükümlerine göre ceza belirlenir. Bu ihtimalde, sanığa verilecek ceza belli oranlarda artırılır.

Adli Para Cezasına Çevirme

Hayasızca hareketler suçuna ilişkin verilen hapis cezasının 1 yıl ve altında olması halinde, cezanın adli para cezasına çevrilmesi de mümkündür.

Toplam adli para cezası hesaplanırken, sanığın sosyoekonomik durumu göz önünde bulundurularak 20-100 Lira arasında bir bedel belirlenir. Belirlenen bu bedel, adli para cezası toplam gün sayısı ile çarpılır. Böylelikle, hapis cezasına karşılık gelen toplam bedel elde edilir.

Mahkeme, hükmedilen adli para cezasının 1 yıl içinde tek seferde yahut 2 yıl içinde taksitlerle ödenmesine karar verebilir. Zamanında ödenmeyen adli para cezalarının hapis cezası olarak çektirilmesi söz konusu olmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Yargılama neticesinde hükmedilen hapis cezasının 2 yıl veya daha altında kalması halinde, sanığın kabulüne bağlı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilebilir. Bu karar ile sanık 5 yıl boyunca denetim altına alınır, denetimli serbestlikten yararlanır.

5 yıllık denetim boyunca iyi halli geçinen, tekrar suç işlemeyen sanık hakkında verilen ceza düşme kararı verilir. HAGB kararı verilebilmesi CMK’nin 231. Maddesindeki şartların varlığına bağlıdır. Bunlar; 

  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
  • Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
  • Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir.

Hayasızca hareketler suçunda bu koşulların sağlanmasıyla birlikte HAGB kararı verilebilir.

Cezanın Ertelenmesi

Mahkeme tarafından verilen ceza 2 yıl veya daha az hapis cezası olduğu takdirde, mahkeme sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi kararı verebilir. Cezası ertelenen sanık, 1 yıldan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere denetime tabi tutulur.

Denetim süresini iyi bir şekilde geçiren ve kasıtlı yeni bir suç işlemeyen kişinin cezası infaz edilmiş sayılır. Hapis cezasının ertelenmesi kararı alınabilmesi için belirli şartlar bulunmaktadır, bunlar:

  • Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması,
  • Suçu işledikten sonra gösterdiği pişmanlık nedeniyle mahkeme tarafından tekrar suç işlemeyeceği konusunda bir kanaat oluşmasıdır.

Hayasızca hareketler suçunda da benzer koşulların sağlanması durumunda cezanın ertelenmesi kararı alınabilir.

Ertelenmiş ceza süresi boyunca kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine başarıyla uyarsa, hapis cezasının infaz edilmiş olduğu kabul edilir. Ertelenme sonucunda, ilgili kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı adli sicil kaydına işlenir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, usul kaynaklı eksiklikler nedeniyle davanın esastan hüküm kurulmamasıdır. Hayasızca hareketler suçunda da davanın düşmesi şu hallerde mümkündür.

  • Af, 
  • Dava zamanaşımı, 
  • Sanığın veya hükümlünün ölümü 
  • Soruşturma/kovuşturma şartının gerçekleşmemesi halleri varsa davanın düşmesine karar verilir.

İstinaf ve Yargıtay Süreci

Hayasızca hareketler suçunda ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. İstinaf mahkemesinin kararına karşı ise, bazı durumlarda temyiz (Yargıtay) kanun yoluna başvurulabilir.

İstinaf kanun yoluna başvuru, kararı veren ilk derece mahkemesine sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılmaktadır. İstinaf talebinin sürülebileceği süre, ilk derce mahkemesi kararının öğrenildiği günden itibaren 7 gündür.

İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararları için temyiz kanun yoluna başvuru imkanı bulunmaktadır. Hayasızca hareketler suçu bakımından, istinaf mahkesinin esastan reddettiği yahut ilk derece mahkemesinde verilen hapis cezasının artırılmadığı dosyalar açısından temyiz mümkün değildir.

Temyiz başvurusu, kararın açıklandığı günden itibaren 15 gün içinde, hükmü veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine bulunulan sözlü beyan ile yapılmaktadır.

İstinafın sonuçlanması yoğunluğu az olan yargı bölgelerinde ayrı ayrı yaklaşık 6 ay-1 yıl sürer yoğun bölgelerde bu süre 1-2 yıl sürebilmektedir.

Sonuç

Hayasızca hareketler suçunda teşhircilik ve alenen cinsel ilişki olmak üzere suçun 2 şekli bulunmaktadır. Hareketin kasti olup olmadığının ve suçun bilinip bilinmediğinin tespiti önem arz etmektedir. Bu nedenle hukuki durumların tespitinde, delillerin toplanmasında ve sürelerin takibinde uzman bir ceza hukuku avukatına danışmak faydalı olacaktır.