Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; devlet hastanelerinde, özel polikliniklerde yahut özel hastanelerde yapılan doğumlar sonucu anne ve bebeğin zarar gördüğü durumlarda sıklıkla araştırılmaktadır. Açılacak tazminat davası ile doğum yönteminin tespitinde, doğum esnasında yahut doğum sonrası bakım süreçlerindeki tıbbi hatalar sonucu oluşan zararlar karşı taraftan talep edilmektedir. Doğru hukuki yola başvurulması, hastane ve hasta arasındaki hukuk ilişkinin doğru tespit edilmesi ile mümkün olmaktadır.

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Nedir?

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; doğum esnasında yahut sonrasında yapılan yanlış işlemler dolayısıyla fiziksel yahut psikolojik sağlığı etkilenen anne ve bebeklerin uğradıkları zararı tazmin edebildikleri dava türüdür.

Uygulamada malpraktis tazminat davasının açıldığı durumlar; yanlış doğum yönteminin tercih edilmesi, yanlış anestezi uygulanması, doğumda vakum yönteminin uygulanması, annenin enfeksiyon kapması, doğum anında yaşanılan aksaklıklardan dolayı buhran yaşaması gibi hallerdir. Bunların yanı sıra hastanedeki organizasyonel eksiklik sebebiyle yaşanan enfeksiyonel rahatsızlıklar veya doğum sonrası bakımda hata yapılması gibi hallerde malpraktis tazminat davasının açılma sebeplerindendir.

Yargıtaya konu bir olayda, doğum öncesi yapılan tetkiklerde annenin kan grubunun yanlış tespit edilmesi ve ameliyat esnasında anneye yanlış kan verilmesi sonucu oluşan sağlık problemlerinin tazmini için ilgili hastane sorumlu tutulmuştur.

Hatalı doğum nedeniyle tazminat davası açılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus hastane ve hasta arasında kurulan hukuki ilişkinin niteliğidir. Devlet hastanelerinde yapılan işlemlerde başvurulacak hukuki yollar ile özel hastanelerde yapılan doğumlar sonucu ortaya çıkan zararlarla başvurulacak hukuki yollar birbirinden farklıdır.

İlgili mevzuat hükümlerinde yapılan düzenlemelere göre, hekimlerin zorunlu sorumluluk sigortaları bulunmaktadır. Bu itibarla, hekim tarafından yapılan hatalı doğum işlemlerinde, doğrudan sigorta şirketine karşı dava açılması ve tazminat talep edilmesi mümkündür. Başvurulacak hukuki yolun tespitinde, somut olayın özellikleri göz önüne alınarak taraflar arasında hukuki ilişki değerlendirilmelidir.

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Hukuki Dayanağı

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının hukuki dayanağı Türk Borçlar Kanunu m.520 ve devamı hükümlerinde açıklanan vekalet sözleşmesidir. Bununla birlikte, somut olayın niteliğine göre, Türk Borçlar Kanunu m.49 ve devamında açıklanan haksız fiil hükümlerine dayanılabilmektedir.

TBK M.520:

“(1) Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
(2) Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.
(2) Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.”

TBK m.49:

“(1) Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2) Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Avrupa Biyotıp Sözleşmesi m.4, Hasta Hakları Yönetmeliği m.11, Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.13 hükümleri de hatalı doğum nedeniyle açılacak tazminat davasına esas oluşturmaktadır. 

Avrupa Biyotip Sözleşmesi m.4:

“Araştırma dâhil, sağlık alanında her müdahalenin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.”

Hasta Hakları Yönetmeliği m.11:

“Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz.”

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.13:

“bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi “hekimliğin kötü uygulaması” anlamına gelir.”

Yargıtay tarafından verilen bir kararda, hekim tarafından yürütülen ve iyileştirme amacı taşıyan tedavi süreçlerinin vekalet sözleşmesi kapsamında değerlendirileceği ve taraflar arasında vekalet ilişkisinin bulunduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 3.H.D. 2020/8238 E., 2021/8422 K.)

İlgili mevzuatta yapılan Hekimin zorunlu mesleki sorumluluk sigortası bulunması sebebiyle doğrudan sigorta şirketine karşı açılacak tazminat davalarının hukuki dayanağı, Türk Ticaret Kanunu m.1478 hükmüdür.

TTK M.1478:

“Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Şartları

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının şartları, davanın olumlu sonuçlanması için somut olayda bulunması gereken temel hususlardır. Bu şartlar şunlardır:

  • Hekim tarafından seçilen doğum yönteminin, uygulanan teknik işlemlerin yahut doğum sonrası bakımın hastada zarar meydana getirmesi gerekmektedir,
  • Ortaya çıkan zararın, doğum sonrası beklenen olası haller kapsamında değerlendirilemiyor olması gerekmektedir,
  • Zararın, komplikasyon sonucu oluşmamış olması gerekir,
  • Yapılan işlemlerde hekim ve sağlık ekibinin, tıp biliminin kurallarına aykırı, yanlış kararlar almış olması gerekmektedir.
  • Ortaya çıkan zararın, doğumdaki yanlış işlemle ortaya çıkmış olması gerekir.
  • Zarar, önceden öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan durumlar arasında olmamalıdır. 

Yukarıda sayılan şartlar maddi manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Vekalet sözleşmesine aykırılık nedeniyle ortaya çıkan sonuçlarda, hastanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinden doğan seçimlik hakları da bulunmaktadır. Kanunda sayılan seçimlik hakların kullanılmasında yukarıda sayılan şartların varlığı aranmamakta ve hastanın talebine göre hekim seçimlik hakkı uygulamakla yükümlü kabul edilmektedir. Hastanın seçimlik hakları şunlardır:

  • Hatalı doğum sebebiyle ortaya çıkan zararın ücretsiz onarılması,
  • Yapılan hata oranında ücretten indirim yapılması.

Seçimlik haklardan herhangi birinin kullanımı tazminat talebinden ayrı olduğundan birlikte talep edilebilmektedir.

Özel Hastaneye veya Bağımsız Doktora Karşı Malpraktis Davaları

Özel hastaneye veya bağımsız doktora karşı malpraktis davalarında süreci etkileyen en önemli husus hekim ile hasta arasında kurulan hukuki ilişkinin niteliğidir. Bu tespit tazminat davasının hangi tarafı karşı açılacağı hususunda önemli rol oynamaktadır. 

Örneğin, doğrudan hekimin kliniğinde yapılan hatalı doğumlarda hekim ile hasta arasında vekalet sözleşmesinin olduğu kabul edilmektedir. Sözleşmenin hastane ile hasta arasında yapılması halinde hekimin haksız fiil sorumluluğunun doğduğu söylenebilir. Bu noktada, hastane ile hasta arasında yine vekalet ilişkisinin söz konusu olduğu söylenebilmektedir.

Maddi Tazminat Davası

Maddi tazminat davası; doğum masrafları tedavi giderleri bakım giderleri hatalı doğum sebebiyle mahrum kalınan olası gelirler gibi maddi kayıpların talep edildiği hukuk davası türüdür. 

Maddi tazminat davası doğrudan hatalı doğuma maruz kalan anne tarafından açılabileceği gibi, hatalı doğumdan olumsuz etkilenen hasta yakınları ve hastanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından da açılabilmektedir. 

Hasta yakınları ve destekten yoksun kalan kişiler tarafından açılan maddi  tazminat davasında da doğum süresince yapılan masraflar, bakım giderleri, tedavi giderleri, hatalı doğum sebebiyle çalışamayan annenin sağlayamadığı maddi destek katkısı gibi hususlar talep edilmektedir.

Hatalı doğum sebebiyle ortaya çıkan zararın giderilmesi için yapılan ameliyatların masrafları, ilaç masrafı, doktora ya da hastaneye gitmek için harcanan yol ücretleri, tedavinin şehir ya da yurt dışında yapılacak olması halinde konaklama ve yol ücreti, fizik tedavi masrafları, bakıcı masrafları gibi masraflar maddi tazminat kapsamında talep edilebilecek masraf türleridir.

Manevi Tazminat Davası

Hatalı doğum sebebiyle annenin yaşadığı psikolojik buhran, gördüğü psikolojik tedaviler, duyduğu acı, elem ve keder sebebiyle manevi tazminat davasının açılması mümkündür. Bu noktada mahkeme annenin içinde bulunduğu psikolojik psikolojik durumu göz önüne alınarak belli bir manevi tazminat bedeline hükmetmektedir. Manevi tazminat davası yalnızca hatalı doğum uygulamasına maruz kalan anne tarafında açılabilmektedir.

Davanın Tarafları

Hekimin özel polikliniğinde yapılan hatalı doğuma ilişkin tazminat davasının tarafları hekim ve zarar gören hastadır. Doğumun bir özel hastane bünyesinde gerçekleştirilmesi halinde, hastane ile hasta arasında yapılan sözleşmeye istinaden davanın tarafları davalı hastane ve davacı hasta olarak gösterilmektedir. 

Hastane ve hasta arasında vekalet ilişkisi bulunmasına rağmen, hekimin haksız fiili sonucu hatalı doğum meydana gelebilmektedir. Bu noktada, hastaneye karşı açılan vekalet sözleşmesine dayalı tazminat davasının yanı sıra ayrıca hekime karşı haksız fiil davası açılabilmektedir.

Hatalı doğum sebebiyle zarar gören hastanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından açılan tazminat davalarında ise davacı taraf doğru da hasta yakını olabilmektedir.

Hekimin zorunlu mesleki sigortası bulunmasına dayanılarak açılacak tazminat davalarında, davalı taraf doğrudan sigorta şirketi olarak gösterilmektedir.

Davada İspat ve Bilirkişi Raporu

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davalarında ispat yükü davalı hastane taraftadır. Hastane kayıtları tahlil örnekleri zarar ortaya çıktıktan sonra alınan sağlık raporları gibi belgeler delil olarak mahkemeye sunulabilmektedir. 

Mahkemece konu hakkında karar verilmeden önce dava konusu bilirkişiye gönderilmektedir. 

Bilirkişi raporlarında, hekimin doğum sırasında yaptığı işlemlerin tıp biliminin verilerine uygun olup olmadığı objektif olarak değerlendirilmektedir. Bu noktada hekimin geçmiş deneyimi el yatkınlığı gibi subjektif hususlar değerlendirmeye alınmamaktadır. 

Bilirkişi tarafından mahkemeye sunulan raporlara itiraz mümkündür. İtirazlar, bilirkişi raporunun sunulduğu tarihten itibaren 2 hafta içinde davanın görüldüğü mahkemeye sunulan dilekçe ile yapılmaktadır. İtirazın kabul edilmesi halinde yeniden rapor talep edilmesi yahut yeni bilirkişi atanması söz konusu olabilmektedir.

Mahkeme bilirkişi raporlarıyla bağlı değildir. Bu noktada raporlar mahkemeye yol gösterici bir nitelik taşımaktadır.

Zamanaşımı

Sözleşmenin özel hastane ile yahut doğrudan hekim ile yapılması halinde açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi; Türk Borçlar Kanunu m.147 hükmüne dayanılarak 5 yıldır.

Özel hastane ile hasta arasında sözleşme bulunduğu hallerde hekimin haksız fiiline dayanılarak açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi doğumun gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıldır.

Tüketici kanununda sayılan seçimlik hakların kullanımı için açılacak davalarda zamanaşımı süresi, doğumun gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıl, hekimin yahut hastanenin ağır kusurunun bulunması halinde 10 yıldır.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Özel hastanelerde yapılan hatalı doğum nedeniyle ortaya çıkan zararlarda açılacak tazminat davasında yetkili ve görevli mahkeme; hatalı doğumun gerçekleştirdiği yer, zararın meydana geldiği yer yahut zarar gören hastanın yerleşim yeri tüketici mahkemeleridir.

Hekimin zorunlu mesleki sorumluluk sigortası bulunması sebebiyle doğrudan sigorta şirketine karşı açılan tazminat davalarında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir.

Hatalı Doğum Uyuşmazlıklarında Tüketici Hakem Heyetine Başvuru

2024 yılı için geçerli olmak üzere, toplam talep bedeli 104.000 liranın altında kalan tüketici uyuşmazlıklarında görevli makam tüketici hakem heyetleridir. Diğer bir ifade ile, hasta ve hastane yahut hasta ve hekim arasında imzalanan vekalet sözleşmesi tüketici işlemi olarak kabul edilmekte ve talep edilen tazminat bedeli belirlenen sınırında olan uyuşmazlıklar tüketici hakem heyetlerinde görülmektedir.

İl-ilçe tüketici hakem heyetlerine başvuru, şahsen yahut avukat aracılığıyla elden teslim, posta veya Tüketici Bilgi Sistemi üzerinden yapılabilmektedir. Başvurular, hatalı doğum sebebiyle ortaya çıkan zarara, yapılan işlemlere yahut sürece dair bilgi ve belgelerin yer aldığı dilekçe ile yapılmaktadır.

Tüketici hakem heyeti tarafından yapılan inceleme sonucu, uyuşmazlık hakkında 6 ay içinde karar verilmektedir. Kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde yetkili tüketici mahkemesine sunulan dilekçe ile karara itiraz edilebilmektedir.

Uyuşmazlığın, tüketici hakem heyetine başvuru yoluna tabi olup olmadığı değerlendirilirken ameliyat masrafı, hastane masrafları, tedavi ve bakım giderleri ile hastanın çalışamadığı sürede mahkum kaldığı gelirleri de dahil olmak üzere tüm maddi zararı hesaba katılır. 104 bin liranın üstündeki maddi zararlar doğrudan tüketici mahkemelerinde görülecektir.

Hatalı Doğum Nedeniyle Açılacak Davalarda Zorunlu Arabuluculuk

Hatalı doğum nedeniyle açılacak tazminat davalarında dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvuru zorunludur. Arabulucuya başvurmadan açılan davalar usulden reddedilmektedir. Bu itibarla, arabuluculuk sürecinin sonunda oluşturulan son tutanakların, açılacak tazminat davasının dilekçesine eklenmesi gerekmektedir.

Arabuluculuk süreci en fazla 4 haftalık sürede tamamlanmakta ve arabuluculuk bürosuna başvuru ile başlayıp son tutanağın düzenlenmesiyle sona ermektedir.

Adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarında yahut bağımsız arabuluculuk bürolarında bulunan formların doldurulup teslim edilmesiyle yahut UYAP vatandaş portal uygulaması üzerinden yapılan başvurular ile arabuluculuk süreci başlatılmaktadır.

Arabulucunun belirlenmesi doğrudan tarafların iradesine bırakılan hususlardandır. Bununla birlikte taraflar, konu hakkında ortak kararın bulunmaması halinde, arabuluculuk bürolarına başvurarak arabuluculuk siciline kayıtlı bir arabulucunun uyuşmazlığı atanmasını talep edebilmektedirler.

Arabulucu moderatörlüğünde yapılan toplantılarda tarafların uyuşmazlık hakkında anlaşması amaçlanmaktadır. Arabuluculuk sürecinde uzlaşamayan taraflar dava dilekçesine arabuluculuk son tutanağında ekleyerek tüketici mahkemelerinde dava açılabilmektedir. Arabuluculuk sürecinde tarafların uzlaştığı konular hakkında yeniden dava açılması mümkün değildir.

Tüketici hakem heyetinin kapsamına giren uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvuru zorunlu değildir. Hekime yahut sigorta şirketlerine karşı açılacak davalarda arabuluculuk sürecine ilişkin detaylı bilgi, “tüketici davalarında arabuluculuk” ile “ticari davalarda arabuluculuk” yazılarında açıklanmaktadır.

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Devlet Hastanesine Karşı Malpraktis Davaları

Devlet hastanesine karşı malpraktis davaları, idari yargılama usulüne tabi idari davalardandır. Bu davalar; farklı yargılama usulüne tabi olduğundan özel hastanelere karşı açılan tazminat davaları ile usulen farklılık göstermektedir.

Bu itibarla dava açmadan önce idareye başvuru zorunluluğu, davanın açılacağı yetkili ve görevli mahkeme, zamanaşımı süreleri, davanın tarafları gibi hususlarda farklı hükümler getirilmiştir. Sayılan hükümlere aykırı açılan davaların usulden reddi söz konusu olmaktadır.

Devlet hastanesinde yapılan hatalı doğum sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlıklarda arabuluculuk yoluna başvurulması mümkün değildir. Aynı şekilde uyuşmazlık hakkında tüketici hakem heyetlerine başvuruda bulunmak da söz konusu değildir.

Dava Öncesi İdareye Başvuru

Dava öncesi idareye başvuru devlet hastanelerinde yapılan hatalı doğum nedeniyle tazminat davaların açılması için uyulması gereken zorunlu bir idari prosedürdür.

Bu itibarla devlet hastanesine karşı açılacak tam yargı davasından önce ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren içinde hatalı doğu bedeliyle zarar gören hasta tarafından Sağlık Bakanlığına başvuruda bulunulmalıdır. Başvurunun, her halükarda olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde yapılması gerekmektedir. idareye başvuru yapılmadan açılan Tam yargı davalarının reddet söz konusu olmaktadır.

Başvuru Sağlık Bakanlığına sunulan dilekçe ile yapılmaktadır. Hazırlanan dilekçede hatalı doğum süreci, doğum sonrası ortaya çıkan zarar ve konu hakkındaki diğer detaylara yer verilmektedir. Bununla birlikte konuyu açıklayan somut bilgi ve belgelerde dilekçeye eklenmelidir.

Tam Yargı Davası

Başvuru yapıldıktan sonra devlet hastanesinde yapılan doğum sonucu oluşan zararların tazmini idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davası ile talep edilmektedir. Tam yargı davası idarenin fiilleri sonucu zararı uğrayan kişilerin zararlarının giderilmesini sağlayan dava türüdür.

Davanın Tarafları

Hatalı doğum sebebiyle açılacak tam yargı davasının tarafları sağlık Bakanlığı ile hatalı doğum sonucu zarar gören hastadır. Ancak doğumun vakıf ve devlet üniversiteleri hastanelerinde gerçekleşmesi halinde davanın tarafları; üniversite Rektörlüğü ve zarar gören hastadır.

Hatalı doğuma maruz kalan annenin bakımını üstlendiği yahut maddi destek sağladığı yakınları ise davacı olarak tam yargı davasının tarafı olabilmektedir.

Zamanaşımı

Açılacak tam yargı davasında zamanaşımı süresi zararın öğrenildiği tarihten itibaren 5 yıldır.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tam yargı davasında yetkili ve görevli mahkeme Ankara idare mahkemeleridir. Doğumun, vakıf ve devlet üniversite hastanelerinde gerçekleşmesi halinde yetkili ve görevli mahkeme, üniversite rektörlüğünün bulunduğu yer idare mahkemeleridir.

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Avukatlık Ücret ve Dava Masrafları

Hatalı doğum nedeniyle tazminat davası masrafları, 2024 yılı için yaklaşık 2-3 bin liradır. Sayılan tutarlar her yıl için artış göstermektedir. Hatalı doğuma ilişkin açılacak davalar tüketici davası sayıldığından harçtan muaftır.

Hatalı Doğum Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davası yaklaşık 1 yıl sürer. Bunun yanı sıra, istinaf- temyiz kanun yollarına başvurulması halinde de süreç 2-3 yıl olabilmektedir. Aynı şekilde, mahkemelerin iş yükü, dosyanın karmaşıklığı, taraf sayısının çokluğu gibi sebeplerle bu süre uzayabilmektedir. 

Hastanelerin Organizasyon Sorumluluğu

Hastanelerin organizayon sorumluluğundaki eksiklikler; hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının açılmasının hukuki nedenlerinden biridir. 

Hastanelerin organizasyon sorumluluğu, sağlık sektörüne ilişkin mevzuatta detaylı şekilde düzenlenmektedir. Yapılan düzenlemelerde hastaneler belli kapasitelere göre gruplandırılmış ve her gruptaki hastanenin bulundurması gereken imkanlar sıralanmıştır. 

Doğum yapılan hastanenin yer aldığı kategori için belirlenen niteliklerde eksiklik olması sebebiyle oluşan zararlardan hastaneye doğrudan sorumludur. Bu nitelikler arasında hastanenin acil bölümünün kapasitesi, teknik cihaz eksikliği, ekipman eksikliği, sağlık personeli ve diğer personellerin yetersizliği gibi örnekler yer almaktadır.

Örneğin hastanedeki temizlik personelinin yetersizliği sebebiyle oluşan sterilizasyon sıkıntısı sebebiyle annenin enfeksiyon kapması hastanenin organizasyon sorumluluğu doğurmaktadır bu noktada hastane malpraktis tazminatı ödemekle yükümlüdür. 

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan durumlardan bir diğeri hastanelerde yetersiz küvez bulunması sebebiyle bebeklerin sağlık problemleri ile karşı karşıya kalmaları halidir. Bu noktada da ortaya çıkan zarar hastane tarafından giderilmektedir.

Doktor Hatası (Malpraktis) Ceza Davası

Doktor hatası (malpraktis) ceza davası, hatalı doğumlarda oluşan zararların giderilmesi için açılacak tazminat davalarından ayrı bir kamu davasıdır.

Hekimin hatalı işlemlerinin kanunda sayılan şu suç türlerini oluşturması söz konusu olabilmektedir:

  • Taksirle yaralama,
  • Taksirle öldürme
  • Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi
  • Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
  • Çocuk düşürtme
  • İnsan üzerinde deney

Hastane klinik yahut doğrudan hekime karşı açılan tazminat davalarında, hekim hakkında ceza yargılamasının yapılması söz konusu değildir. Aynı şekilde açılan ceza davasında hatalı doğum nedeniyle ortaya çıkan zararı tazminini talep edilememektedir. 

Ceza davasının açılması, hatalı doğum uygulamasına maruz kalan hasta tarafından, hatalı doğumun gerçekleştiği tarihten itibaren 6 ay içinde yetkili makamlara sunulan şikayet ile mümkün olmaktadır. Bu noktada yetkili makamlar, Cumhuriyet savcılıkları ile kolluk birimleridir. Yapılan şikayetin ardından savcılık tarafından soruşturma yürütülmekte ve yeterli delil bulunması halinde mahkemenin iddianameyi kabulüyle kamu davası açılmaktadır.

Yürütülecek ceza davasına ilişkin detaylı bilgi, “doktor hatası (malpraktis) ceza davası” başladığı makalede detaylı şekilde yer almaktadır.

Sonuç

Hatalı doğum nedeniyle (malpraktis) tazminat davası, hekimin hatalı uygulaması sonucu ortaya çıkan zararların giderilmesi için açılan tazminat davalarından en yaygın olanıdır. Annenin maruz kaldığı fiziksel ve ruhsal zararların giderilmesi, hastane ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin doğru tespiti ile mümkündür. Bu itibarla, malpraktis tazminat davası süreçlerinin en başından itibaren uzman bir avukat danışmanlığında yürütülmesi sonucu olumlu etkilemektedir.