Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; burun estetiği sonucu nefes problemleri yaşayan, burun düşmesi, burun ucu sertleşmesi gibi sorunlarla karşı karşıya kalan hastalar tarafından sıklıkla başvurulan hukuki yöntemdir. Bunun yanı sıra, taahhüt edilen görünüme kavuşamayan ve bu sebeple psikolojik buhran yaşayan hastalar tarafından da açılabilen bir dava türüdür. Açılacak malpraktis tazminat davasında, hasta ile hastane arasında kurulan hukuki ilişkinin doğru tespit edilmesi önem arz etmektedir.

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Nedir?

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; yapılan rinoplasti işlemi sonucunda fiziki ve psikolojik zarara uğrayan hastaların, uğradıkları zararı tazmin edebildikleri dava türüdür.

Uygulamada, yapılan estetik ameliyat sonucu burnun düşmesi, hastanın ciddi nefes sıkıntıları yaşaması yahut planlanan görünüşten farklı bir yapıdaki burun ile karşılaşılması gibi durumlar sıklıkla yaşanmaktadır. 

Yukarıda sayılan durumların yanı sıra, hatalı burun estetiği sebebiyle ortaya çıkan ve komplikasyon olarak değerlendirilemeyen uygulama hatalarında da hastanın uğradığı maddi-manevi zararlar, tazminat davası yoluyla tazmin edilebilmektedir.  

Hekim ve hasta arasında kurulan eser sözleşmesi gereği, hatalı burun estetiği işleminden sonra hasta; işlemin yeniden yapılmasını isteme, ödenen bedelde hata oranında indirim yapılmasını isteme, ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Bu hakların kullanımı, ilgili kanun hükümlerinde, konu hakkında tazminat isteme hakkından ayrı olarak düzenlenmiştir.

Hekimlerin zorunlu mesleki hata sigortalarının bulunması sebebiyle, tazminat taleplerinin doğrudan sigorta şirketine karşı ileri sürülmesi de başvurulabilecek ayrı bir hukuki yoldur.

Yargıtaya konu bir olayda, hekim tarafından yapılan burun estetiği (rinoplasti) ameliyatı sonucunda hastanın burnunda şekil bozukluğu ve çökme meydana gelmiştir. İlk derece mahkemesi, ortaya çıkan kusuru komplikasyon olarak değerlendirmiş ve hekime atfedilebilecek bir sonuç olmadığını belirtmiştir. Yargıtay, olayın eser sözleşmesi kapsamında kalması sebebiyle, estetik operasyonu yerine getiren doktorun edimini, hastanın amacına ve isteğine uygun şekilde yerine getirmesi zorunlu olduğunu ve maddi manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 15. H.D.  2018/479 E. , 2018/1458 K.)

Hekimlerin, zorunlu mesleki sorumluluk sigortaları bulunması sebebiyle, maddi manevi tazminat talepleri doğrudan sigorta şirketine de sunulabilmektedir.

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Hukuki Dayanağı

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının hukuki dayanağı; Türk Borçlar Kanunu m.470 ve devamında açıklanan eser sözleşmelerine ilişkin hükümlerdir.

Bunun yanı sıra, Avrupa Biyotıp Sözleşmesi, Hasta Hakları Yönetmeliği, Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kurallarının ilgili hükümlerinde de hekimin malpraktis sorumluluğuna ilişkin hükümler yer almaktadır. 

TBK M.470:

“Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”

Avrupa Biyotip Sözleşmesi m.4:

“Araştırma dâhil, sağlık alanında her müdahalenin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.”

Hasta Hakları Yönetmeliği m.11:

“Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz.”

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.13:

“bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi “hekimliğin kötü uygulaması” anlamına gelir.”

Yukarıda sayılan hükümlerin yanı sıra, her somut olay özelinde, Türk Borçlar Kanunu, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve diğer ilgili kanunların diğer ilgili hükümlerine de dayanılmaktadır. 

Yargıtayın konu hakkında verdiği kararlarda, rinoplasti (burun estetiği) ameliyatlarının eser sözleşmesi kapsamında değerlendirileceği ve ortaya çıkan uyuşmazlıklarda eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. (Yargıtay 15. HD., E. 2018/479 K. 2018/1458 T. 10.4.2018)

Doğrudan sigorta şirketine karşı açılacak maddi manevi tazminat davalarının kanuni dayanağı ise Türk Ticaret Kanunu M.1478 hükmüdür.

TTK M.1478:

“Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Şartları

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının şartları genel olarak şunlardır:

  • Yapılan burun estetiği sebebiyle hastanın zarara uğraması gerekmektedir,
  • Ortaya çıkan zarar, yapılan işlemle ilişkili olmalıdır,
  • Zarar, komplikasyon sonucu meydana gelmiş olmamalıdır,
  • Burun estetiği sürecinde, tıp bilimi kurallarına aykırı hareket edilmiş olması, hekim tarafından yanlış işlem yapılmış olmalıdır,
  • Ortaya çıkan zarar türünün, tıp bilimi verilerine göre, önceden öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan zararlar arasında olmaması gerekir.

Sayılan hükümlerin yanı sıra, meydana gelen somut olaya ilişkin maddi manevi tazminat taleplerinin ileri sürülebilmesi için çeşitli kriterlerin varlığı aranmaktadır. Aranan kriterlerin sağlanıp sağlanmadığı, mahkeme tarafından talep edilen bilirkişi raporları ile tespit edilmektedir.

İlgili kanun ve Yargıtay kararlarında, hekimlerin uzmanlık alanlarında hizmet verebileceği, uzmanlık alanı dışında yapılan bir ameliyat yahut işlemin meslek kusuru olarak kabul edileceği belirtilmektedir. Bu noktada, Kulak Burun Boğaz yahut Genel Cerrahi gibi uzmanlık alanlarında görev yapan hekimler tarafından yapılan rinoplasti ameliyatlarının tıp bilimi verilerine aykırı olduğu söylenebilmektedir.

Yargıtay tarafından verilen bir kararda, genel cerrah tarafından yapılan rinoplasti ameliyatından sonra burunda çökme ve şekil bozukluğu problemleri yaşanmıştır. Yargıtay, uzmanlık dalı genel cerrahi olan hekimin yaptığı rinoplasti ameliyatını mesleki kusur olarak kabul etmiştir. Kararda, hekim tıp bilimi kurallarına göre kusurlu sayılmış ve hakkında işlemin gerçekleştiği sağlık kuruluşuyla birlikte tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 15. HD., E. 2018/5219 K. 2019/46 T. 7.1.2019)

Yargıtaya konu bir başka kararda; burun estetiği ameliyatı olan kişi ameliyattan sonra burun düşmesi problemi ile karşı karşıya kalmıştır. Ortaya çıkan bu problem komplikasyon olarak nitelendirilmesine rağmen, eser sözleşmelerindeki sonuç taahhüdü ilkesi gereği taahhüt edilen sonucun tam ve istendiği gibi yerine getirilmesi gerektiği vurgulanmış, hastane ve hekimin ikinci ameliyat bedelini tazmin etmesine karar verilmiştir. (Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2022/2949 K. 2023/3283 T. 12.10.2023)

DİKKAT: İlgili Yargıtay kararlarında da görüldüğü üzere, ortaya çıkan zararın komplikasyon olarak değerlendirilmesi, hastanın aydınlatılmış onamının alınması yahut tıp kurallarına uygun hareket edilmesi gibi dava şartlarının sağlanmadığı hallerde dahi, rinoplasti işleminin eser sözleşmesi niteliği olduğundan hekim taahhüt edilen sonucu ortaya koymakla yükümlüdür. Bu noktada, dava şartlarına ilişkin veriler her somut olayda ayrıca değerlendirilmekte ve eser sözleşmesinin sonuçlarının doğup doğmayacağı irdelenmektedir.

Bununla birlikte, özel hastanede yahut hekimin özel kliniğinde yapılan burun estetiği ameliyatları eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilirken devlet hastanelerindeki işlemler bu kapsamda sayılmamaktadır. Dolayısıyla, devlet hastanesinde yapılan hatalı burun estetiği ameliyatlarında, idare hukuku hükümleri gereği doğrudan hastaneye karşı idari dava açılması söz konusu olacaktır. Bu itibarla, ortaya çıkan zararın tazmin edilmesi süreci de idare hukuku hükümlerine göre yürütülecektir.

Özel Hastaneye veya Bağımsız Doktora Karşı Malpraktis Davaları

Hatalı burun estetiği nedeniyle özel hastaneye veya bağımsız doktora karşı açılacak malpraktis davaları maddi tazminat davası ile manevi tazminat davasıdır. Açılacak davaların tespitinde belirleyici olan hususlar; tarafların doğru belirlenmesi, ortaya çıkan zararın hangi dava kapsamına girdiği, taraftar arasındaki hukuki niteliği gibi hususlardır.

Maddi Tazminat Davası

Maddi tazminat davası; hastanın, hatalı burun estetiği nedeniyle yaşadığı maddi kayıpları talep edebildiği hukuk davasıdır. Maddi tazminat davası bizzat hasta tarafından açılabileceği gibi hastanın mağduriyeti sonucu maddi kayıp yaşayan, destekten yoksun kalan hasta yakınları tarafından da açılabilmektedir.

Hatalı burun estetiği sebebiyle hastanın yaptığı tüm maddi giderler, estetik sonrası bakım giderleri, hastanın çalışmaktan uzak kaldığı sürede mahrum kaldı olası geliri, ortaya çıkan zararın hastanın hayatında yarattığı maddi kayıp gibi unsurlar maddi tazminat davası ile talep edilebilmektedir.

Yargıtay, konu hakkındaki bir dosyada, hatalı burun estetiği mağduru hastanın geçireceği ikinci düzeltme ameliyatı bedelinin, bu süreçteki konaklama ve ulaşım giderlerinin, çalışamayacağı süre zarfında mahrum kalacağı gelirlerin, hekime ödenen ilk ameliyat bedelinin maddi tazminat olarak davacı hastaya ödenmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2021/4727 K. 2022/3546 T. 22.6.2022)

Hatalı burun estetiği (rinoplasti) işlemi, eser sözleşmesi niteliğinde sayılan işlemlerden olduğundan hasta, sözleşmeden dönme ve yapılan giderlerin iadesini isteme, hatalı burnun yeniden düzeltilmesini isteme gibi kanuni haklara da sahiptir. Bu seçimlik haklardan biri, maddi manevi tazminat taleplerinden ayrıca eser sözleşmesinin sonucu olarak hekimden talep edilebilmektedir. Sayılan seçimlik haklarının kullanımı açısından herhangi bir kusur yahut şart aranmamaktadır.

Manevi Tazminat Davası

Manevi tazminat davası hatalı burun estetiği sebebiyle acı, elem, keder duyan, psikolojik buhran yaşayan hastalar tarafından açılabilecek hukuk davasıdır. 

Mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda, hastanın maruz kaldığı hatalı burun estetiği sebebiyle içinde bulunduğu psikolojik durum göz önüne alınarak manevi tazminat miktarı belirlenmektedir. Bu noktada göz önüne alınan somut kriterler bulunmamakla birlikte tazminat bedelinin belirlenmesi hakimin takdirine bırakılmıştır.

Manevi tazminat davası yalnızca hatalı bunun estetiği mağduru hasta tarafından talep edilebilen bir tazminat türüdür. Diğer bir ifadeyle hasta yakınları tarafından manevi tazminat davasını talep edilmesi söz konusu değildir. 

Davanın Tarafları

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının tarafları; hatalı işlemi gerçekleştiren hekim ve davacı mağdur hastadır. 

Sigorta şirketine karşı açılacak davalarda, davacı taraf doğrudan sigorta şirketi olarak gösterilmektedir.

Davada İspat ve Bilirkişi Raporu

Hatalı burun estetiği nedeniyle açılan tazminat davalarında ispat yükü davacı taraf olan hastadadır. Operasyon gerçekleşmeden önce yapılan planlamalara ilişkin belgeler, hastane kayıtları, sağlık raporları, ortaya çıkan zararın açıklandığı raporlar gibi belgeler delil olarak mahkemeye sunabilmektedir. 

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davasında mahkeme süreci bilirkişi raporları üzerinden yürütülmektedir. Alanında uzman bilirkişiler tarafından sunulan raporlarda yapılan işlemlerin tıp biliminin verilerine ve kurallarına uygun olup olmadığı objektif olarak değerlendirilmektedir. 

Bu noktada ortaya çıkan zararın bir komplikasyon olup olmadığı da değerlendirilir. Ancak, hatalı rinoplasti ameliyatlarının eser sözleşmesi niteliği gereği taahhüt edilen burnu teslim etme yükümlülüğü bulunduğu kabul edilmektedir. Bu noktada, burun düşmesi gibi esasen komplikasyon sayılabilecek hususların çoğunlukla hukuka uygunluk taşımadığı belirtilir.

Yapılan burun estetiği sonucu, hastanın taahhüt edilen burun yapısını sonradan beğenmemesi yahut yakıştıramaması gibi subjektif hususlar değil yapılan işlemlerin tıp kaynaklarına göre hatalı olup olmadığı, taahhüt edilen burun görüntüsünün teslim edilip edilmediği değerlendirilmektedir.

Uzman bilirkişiler tarafından mahkemeye sunulan bu raporları itiraz imkanı söz konusudur. Sunulan bilirkişi raporlarına karşı hazırlanacak itiraz dilekçeleri ile 2 hafta içinde itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Aynı zamanda bu raporlar mahkeme için doğrudan bağlayıcı değil yol gösterici nitelik taşımaktadır.

Zamanaşımı

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davası zamanaşımı süresi; Türk Borçlar Kanunu m.478 hükmüne göre, ameliyat tarihinden itibaren 5 yıldır. Hekimin ağır kusurunun bulunduğu davalarda ise zamanaşımı süresi 20 yıldır.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davasında yetkili ve görevli mahkeme, estetik operasyonun yapıldığı yer yahut hastanın veya hekimin yerleşim yeri tüketici mahkemeleridir. Tüketici mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerine başvurmak mümkündür.

Hekim mesleki sorumluluk sigortasının bulunması halinde, doğrudan sigorta şirketine karşı açılacak davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir.

Tüketici Hakem Heyetine Başvuru Zorunluluğu

Tüketici hakem heyetine başvuru zorunluluğu, 2024 yılı itibariyle 104.000 lira altındaki tazminat talepleri için getirilmiş çözüm yoludur. Diğer bir ifade ile tüketici işlemi olarak kabul edilen hasta-hastane yahut hasta-hekim eser sözleşmelerinde talep edilen tazminat bedeli belirlenen sınırında olan uyuşmazlıklar hakem heyetlerinde görülmektedir.

İl-ilçe tüketici hakem heyetlerine başvuru, şahsen yahut avukat aracılığıyla elden teslim, posta veya Tüketici Bilgi Sistemi üzerinden yapılabilmektedir. Yapılan başvuruda, konuya ilişkin açıklamaların, bilgi ve belgelerin yer aldığı dilekçenin sunulması gerekmektedir.

Tüketici hakem heyeti tarafından 6 ay içinde verilen kararlara karşı itiraz, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde yetkili tüketici mahkemesine yapılmaktadır.

Uyuşmazlığın, tüketici hakem heyetine başvuru yoluna tabi olup olmadığı değerlendirilirken ameliyat masrafı, hastane masrafları, tedavi ve bakım giderleri ile hastanın çalışamadığı sürede mahkum kaldığı gelirleri de dahil olmak üzere tüm maddi zararı hesaba katılır. 104 bin liranın üstündeki maddi zararlar doğrudan tüketici mahkemelerinde görülecektir.

Hatalı Burun Estetiği Ameliyatlarında Zorunlu Arabuluculuk

Hatalı burun estetiği ameliyatlarında zorunlu arabuluculuk başvuru yolu, ilgili kanunlarda yapılan düzenlemeler ile getirilen alternatif çözüm yoludur. Dava şartı olarak arabuluculuk süreci; arabuluculuk bürolarına sunulan başvuru ile başlayıp son tutanağın hazırlanması ile sona ermektedir.

Arabuluculuk bürolarında doldurulan formlar yahut UYAP vatandaş portal uygulaması üzerinden yapılan başvurular ile arabuluculuk süreci başlatılmaktadır.

Arabulucunun belirlenmesi doğrudan tarafların iradesine bırakılabilmektedir. Bununla birlikte taraflar, arabuluculuk bürolarına başvurarak arabuluculuk siciline kayıtlı bir ara bulucunun uyuşmazlığı atanmasını talep edebilmektedirler.

Arabulucu moderatörlüğünde yapılan toplantılarda tarafların uyuşmazlık hakkında anlaşması amaçlanmaktadır. En fazla 4 haftalık süreç sonunda arabuluculuk tutanağı hazırlanarak süreç tamamlanmaktadır. Arabuluculuk sürecinde uzlaşamayan taraflar dava dilekçesine arabuluculuk son tutanağında ekleyerek tüketici mahkemelerinde dava açılabilmektedir.

Tüketici hakem heyetinin kapsamına giren uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvuru zorunlu değildir. Hekime yahut sigorta şirketlerine karşı açılacak davalarda arabuluculuk sürecine ilişkin detaylı bilgi, “tüketici davalarında arabuluculuk” ile “ticari davalarda arabuluculuk” yazılarında açıklanmaktadır.

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Devlet Hastanesine Karşı Malpraktis Davaları

Devlet hastanelerinde yapılan hatalı burun estetiği ameliyatları sonucu ortaya çıkan zararlar, idare mahkemelerinde açılan tam yargı davaları ile tazmin edilebilmektedir. 

Davanın idareye karşı açılması sebebiyle süreç, idari yargılama usulüne göre yürütülmektedir. Bu sebeple, dava öncesinde idareye başvuru zorunluluğunun yerine getirilmesi, dava taraflarının doğru tespit edilmesi, yetkili ve görevli mahkemenin doğru belirlenmesi ile zamanaşımı süresi içinde tam yargı davasının açılması gibi farklılıklara dikkat edilmesi gerekmektedir. 

İdari yargılama usulüne uygun olmayan yollarla açılan tazminat davalarının usulden reddi söz konusu olmaktadır.

Devlet hastanesinde yapılan hatalı burun estetiği işlemi sonucu ortaya çıkan zararların tazmininde arabuluculuk yoluna başvurulması yahut tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılması mümkün değildir.

Dava Öncesi İdareye Başvuru

Dava öncesi idareye başvuru prosedürü, hatalı burun estetiği sonucu ortaya çıkan zararların giderilmesi talebiyle tam yargı davasının açılması için zorunludur. 

Yapılan hatalı burun estetiğinden zarar gören hasta, tam yargı davası açmadan önce, meydana gelen zararı öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde Sağlık Bakanlığına başvuruda bulunmak zorundadır.

İdarenin, yapılan başvuruya ilişkin 60 günlük cevap süresi vardır. Verilen süre içinde idare tarafından herhangi bir cevap verilmemesi yahut yeterli cevap verilmemesi halinde, sürenin bitiminden itibaren dava açma imkanı bulunmaktadır. Bunula birlikte, yetkili idari makamın, başvuruyu reddetmesi halinde, ret kararının tebliğinden itibaren tam yargı davası açılabilmektedir. 

Başvurular; hatalı burun estetiği süreci ve gerçekleştirilen operasyon sonucu ortaya çıkan zararı açıklayan bilgi ve belgeleri içerir dilekçe ile yapılmaktadır.

Tam Yargı Davası

Devlet hastanesinde gerçekleştirilen hatalı burun estetiği ameliyatları sonucu ortaya çıkan zararların tazmini, tam yargı davası ile talep edilmektedir. Tam yargı davası; idare sorumluluğunda gerçekleştirlen işlemler sonucu ortaya çıkan zararların tazmininin idareden talep edildiği idari dava türüdür. 

Davanın Tarafları

Devlet hastanesinde yapılan hatalı burun estetiği ameliyatlarına karşı açılacak davanın tarafları Sağlık Bakanlığı ile zarar gören hastadır. Bu dava türünde doğrudan operasyonu gerçekleştiren hekime karşı dava açılması söz konusu değildir. Bununla birlikte, hastanın zarar görmesi sebebiyle dolaylı olarak maddi zarara uğrayan hasta yakınları da davacı olarak tam yargı davası açma hakkına sahiptir.

Zamanaşımı

Hatalı burun estetiği nedeniyle açılacak tam yargı davalarında zamanaşımı süresi; operasyon sonucu ortaya çıkan zararın öğrenildiği tarihten itibaren 5 yıldır

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Devlet hastanelerinde yapılan hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tam yargı davalarında yetkili ve görevli mahkeme, Ankara İdare Mahkemeleridir.

Devlet ve vakıf üniversiteleri hastanelerinde yapılan hatalı burun estetiği ameliyatlarına ilişkin tam yargı davalarında yetkili ve görevli mahkeme üniversite rektörlüğünün bulunduğu yer idare mahkemeleridir.

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Avukatlık Ücret ve Dava Masrafları

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davası masrafları yaklaşık 2-3 bin liradır. Bunun yanı sıra; hatalı burun ameliyatına ilişkin uyuşmazlıklar tüketici uyuşmazlıklarından sayıldığından harçtan muaftır.

Hatalı Burun Estetiği Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davası yaklaşık 1 yıl sürer. Taraflarca istinaf ve temyiz kanun yollarında başvurulması halinde süreç 2-3 yıla kadar uzamaktadır. Bunun yanı sıra; mahkemelerin iş yoğunluğu, davaların taraf sayısının çokluğu gibi sebeplerle dava sürelerinin uzadığı görülmektedir.

Hastanelerin Organizasyon Sorumluluğu

Hastanelerin organizasyon sorumluluğu malpraktis tazminatı ödenmesi sonucunu doğuran nedenlerden biridir. 

Hatalı burun estetiği ameliyatının yapıldığı hastanelerin, mevzuatta sayılı kriterleri sağlaması gerekmektedir. İlgili kriterler hastanenin boyutuna ve kapsamına göre ayrı ayrı belirlenmektedir. Bu noktada hastanenin acilinin kapasitesi, bulunması gereken teknik cihazlar, ameliyathane sayısı, ameliyathanelerin ekipman kapasitesi, hastanenin sağlık personeli sayısı gibi hususlar ilgili mevzuat hükümlerince belirlenmektedir. 

Belirlenen kriterlerin sağlanmaması sebebiyle ortaya çıkan zararlardan hastane bizzat sorumludur. Bu durum hekimin sorumluluğundan ayrı olarak değerlendirilmektedir.

Uygulamada, hastanelerin teknik yetersizliğinden dolayı hastaların enfeksiyon kaptığı, hastaya zamanında müdahalede bulunamaması ekipman eksikliği sebebiyle yanlış teşhis konulması gibi durumlar sıklıkla görülmektedir.

Doktor Hatası (Malpraktis) Ceza Davası

Doktor hatası (malpraktis) ceza davası; ortaya çıkan zararların tazmini için açılan hukuk davasından ayrı bir davadır. Yapılan işlem sonucunda hekim eylemlerinin; kasten yaralama yahut kasten öldürme suçlarının ihmali davranışla işlenmesi suçlarını oluşturması durumunda ceza davasının açılması gerekmektedir.

Doktor hatası (malpraktis) ceza davası süreci; hasta tarafından, cumhuriyet savcılıklarına yahut kolluk birimlerine, olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılan şikayet ile başlamaktadır. Yapılan şikayetin ardından savcılık tarafından konu hakkında soruşturma yürütülmekte ve yeterli somut delil bulunması halinde dava açılarak ceza yargılaması yürütülmektedir.

Ceza davası ile tazminat davaları birbirinden farklı davalar olduğunda açılan ceza davasında tazminat talep edilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde, açılan tazminat davalarında hekim hakkında cezai hüküm kurulması da söz konusu değildir. 

Hatalı burun estetiği ameliyatlarında doktor hatası (malpraktis) ceza davasına ilişkin detaylı bilgi, “doktor hatası nedeniyle (malpraktis) ceza davası” başlıklı yazıda açıklanmaktadır.

Sonuç

Hatalı burun estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; devlet hastanelerinde, özel hastanelerde yahut hekimlerin özel kliniğinde yapılan hatalı işlemler sonucunda hastaların zarara uğradığı, enfeksiyon kaptığı, buhran yaşadığı durumlarda açılan hukuk davasıdır. Açılacak tazminat davasının usulü, hekim ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre değişmektedir. Ortaya çıkan zararın tazmini, ancak taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru tespit edilmesiyle mümkündür. Bu noktada alanda uzman bir malpraktis avukatından danışmanlık almak fayda sağlamaktadır.