Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu ve cezası

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu ve Cezası

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, kamu barışı ve güvenliğini güvence altına almayı temin eden suç tipidir. Bu suç kapsamında; kamu düzeni veya genel sağlık ile ilgili, doğru olmayan veya çarpıtılmış bilgileri yayan ve bu sebeple infial uyandıran kimseler, hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. 

İçindekiler

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Nedir?

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, kamuyu ilgilendiren, doğru olmayan veya çarpıtılmış bilgilerin yayılması ve bu sebeple kamu barışı ve kamu güvenliğinin zedelenmesidir. Bu suçun kanuni düzenlemesine aşağıda yer verilmiştir.

TCK 217/A: 

“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Nasıl Oluşur?

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu; halkı endişe ve paniğe sürüklemek amacıyla, kamuyu ilgilendiren, gerçek dışı veya çarpıtılmış bilgilerin yayılması ile oluşur.

Bu suçun oluşması için, somut olayda, aşağıdaki durumların tamamı bulunmalıdır.

  • Halk arasında endişe ve panik yaratma amacı bulunmalıdır.
  • Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgi yayılmalıdır.
  • Bu bilgi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılmalıdır.

Bazen, gerçek dışı olaylar kurgulanarak veya gerçek olaylar abartılarak yahut eksik gösterilerek, kamu halkına yayılmaktadır. Bu olayların doğru olduğunu düşünen halk, ayaklanmakta ve infial yaratmaktadır. Bu durumda, söz konusu fiilleri gerçekleştiren kişiler, bu suç kapsamında cezalandırılır.

Bir kimsenin, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu sebebiyle cezalandırılabilmesi için, halk arasında endişe ve panik yaratma amacı ile hareket etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla sehven ve böyle bir amaç gütmeden paylaşılan yanlış bilgiler bu suçu oluşturmayacaktır.

Ayrıca, bir kimsenin bu suç sebebiyle cezalandırılabilmesi için, suç konusu gerçek dışı bilginin, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılması gerekmektedir. Örneğin; bu bilginin televizyon kanalında, topluluk önünde konuşma yaparken, gazete, bülten veya dergilerde açıklanması kamu barışını bozmaya elverişli şekilde açıklama fiilini oluşturur. Ancak tek bir kişiye açıklanması, elverişlilik oluşturmayabilir.

Bu suçu oluşturan eylemlere örnek olarak; gerçeğe aykırı veya çarpıtılarak yapılan, resmî açıklamaların yanlış olduğu ve ölü sayısının daha fazla olduğu haberleri, bir suçlunun kaçmış olduğu ve bu sebeple tehlikede olduğumuz haberleri verilebilir.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu karıştırılmamalıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunda, toplumun belirli bir kesimini (Mezhep, din, ırk vs.), diğer kesime karşı kinlendiren ve bu sebeple infial yaratan kişiler cezalandırırken, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda, kamuyu ilgilendiren yanıltıcı bilgiler yayılarak, infial yaratılması cezalandırılmaktadır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Cezası

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

1 ve 3 yıl arasındaki hapis cezasının miktarını hâkim, belirli olguları ve durumları gözeterek takdir eder. Hâkimin dikkate aldığı faktörler; suçun işleniş şekli ve hangi araçların kullanıldığı, failin amacı, meydana gelen zararın büyüklüğü gibi durumlardır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezaları

Suçun nitelikli hâlleri, suç ile ilgili daha fazla ceza verilmesine ya da daha az ceza verilmesine sebep olan özel hâllerdir. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun, cezayı artıran nitelikli hâllerine ilişkin kanuni düzenlemelere aşağıda yer verilmiştir.

TCK 217/A:

“Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”

TCK 218:

“Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

Failin Suçu Gerçek Kimliğini Gizleyerek İşlemesi

Fail, kimliğini gizleyerek, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayarsa verilen ceza yarısı kadar artırılır. Örneğin; 2 yıl hapis cezası verilmiş ise yarısı kadar artırılıp 3 yıla çıkartılır.

Örneğin, fail, bir sosyal medya hesabında kendi ismini kullanmadan, anonim olarak, gerçek dışı veya çarpıtılmış bilgiler paylaşarak halkı paniğe sürüklerse bu nitelikli hâl kapsamında cezalandırılır.

Suçun Örgüt Faaliyeti Kapsamında İşlenmesi

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi durumunda verilecek ceza yarısı kadar artırılır. 

Bu cezayı artıran hâl kapsamında, bir örgüt faaliyetinden bahsedilebilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanıyor olması gerekmektedir.

  • En az üç kişi suç işlemek amacıyla bir araya gelmeli,
  • Bu kişiler arasında devamlılık içeren katı veya gevşek hiyerarşik bir ilişki bulunmalı, 
  • Bu kişiler, araç ve gereç bakımından, amaç suçları işlemeye yetkin olmalıdır.

Bu koşulları sağlayan bir örgüt çerçevesinde, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu işlenmesi hâlinde hükmedilen ceza artırılmalıdır. Örneğin; yukarıdaki unsurların sağlandığı bir örgüt faaliyeti çerçevesinde, halkı paniğe sürüklemek maksadıyla, yakın zamanda bir terör saldırısı beklendiği açıklanırsa, kişiler bu nitelikli hâl kapsamında cezalandırılır.

DİKKAT: Bu nitelikli hâl, örgüt propagandası suçu ile karıştırılmamalıdır. Örgüt propagandası suçunda, örgütün eylemlerinin övülmesi ve meşru gösterilmesi fiilleri cezalandırılmaktadır. Ancak bu nitelikli hâl kapsamında; örgüt faaliyeti çerçevesinde yalan veya çarpıtılmış bilgilerin yayılması cezalandırılmaktadır. Dolayısıyla yayılan ve açıklanan bilgilerin niteliği bakımından farklılık vardır.

Suçun Basın ve Yayın Yoluyla İşlenmesi

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun basın veya yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilen ceza yarısı kadar artırılır. Bu nitelikli hâlin düzenlenmesinin sebebi, basın ve yayın yoluyla açıklanan bilgilerin daha fazla infial yaratma olasılığının olmasıdır.

Bu nitelikli hâl kapsamında; suçun televizyon haberleri, internet haberleri ve gazete haberleri kullanılarak işlenmesi durumunda verilen ceza artırılır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, bir suçu oluşturan hareketlere başlanması ancak elde olmayan sebeplerle tamamlanamamasıdır. Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçuna teşebbüs edilmesi teknik olarak mümkün değildir. Çünkü “eylemin kamu barışını bozmaya elverişli” olması aranmaktadır. Dolayısıyla kamu barışı bozulmadıysa kişi zaten cezalandırılmayacak ve suç teşebbüs aşamasında kalmayacaktır.

İştirak, suça birden fazla kişinin ortak olmasıdır. Ceza Hukukumuzda iştirak statüleri belirlenmiştir. Bunlar: azmettirme, yardım etme ve failliktir. Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçuna yardım eden, azmettiren ya da dolaylı fail olan herkes suça olan katkısına göre cezalandırılır.

Örneğin; gazeteci yazar (A), halkı korkuya sürükleme amacıyla, yanıltıcı bilgiler içeren haber yazarsa, bu haberi yayınlayan (B) gazetesi de iştirak eden olarak cezalandırılacaktır.

İçtima, failin aynı hareketiyle birden fazla suça sebep olmasıdır. Bu durumda fail, her iki suçtan değil, en fazla cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır.

Örneğin, bu suç kapsamında yayılan yanıltıcı bilgiler ile aynı zamanda halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu da işlenmişse, kişi en fazla cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu ve Cezası

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Soruşturma Aşaması

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturma aşaması, savcının, ilgili suçun işlendiği şüphesini öğrenmesi ile başlar. 

Soruşturma aşamasında; deliller toplanır, şüphelilerin ve görgü tanıklarının ifadesi alınır, gerektiği takdirde gözaltı, adli kontrol ya da tutuklama tedbirlerine başvurulur. Soruşturma sonucunda; savcı, topladığı deliller ve edindiği bilgiler ışığında bir karar verir.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturma aşamasında gerçekleştirilen bazı işlemler, aşağıda başlıklar hâlinde detaylıca açıklanmıştır.

Şikâyet – İhbar

Bazı suçların soruşturulması için, mağdurun bizzat kendisinin savcılığa şikâyette bulunmuş olması şartı aranmaktadır. Ancak bazı suçlar kamu düzenini ilgilendirdiğinden, bu şart aranmamaktadır. Bu tür suçlarda, savcının suç işlendiğini herhangi bir yolla öğrenmesi yeterlidir.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, şikâyete bağlı bir suç değildir. Suçun soruşturulması için, savcının suç işlendiğinden herhangi bir ihbarla ya da kendiliğinden haberdar olması yeterlidir.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturmanın yürütülmesi bakımından zorunlu olması durumunda, suç işlediğinden şüphelenilen kişinin, bir süreliğine, adliye nezaretinde tutulmasıdır. Gözaltı süresi oldukça kısa olmalıdır. En fazla 24 saat olabilir.

Bazı durumlarda gözaltı süresi uzatılabilir. Ancak tek bir kişinin işlediği suçlarda bu süre uzatılamaz. Birden fazla kişinin işlediği suçlarda ise 3 güne kadar uzatılabilir.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturulması bakımından zorunlu olması durumunda, gözaltı kararı verilebilmesi mümkündür. 

Gözaltı kararına karşı, Sulh Ceza Hâkimliğine, salıverilme talebinde bulunulabilir. Bu talep; gözaltına alınan kişi tarafından ya da eşi, kanuni temsilcisi (annesi, babası, kardeşi) veya avukatı tarafından ileri sürülebilir.

12 yaşından küçük çocuklar hakkında ve 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında gözaltı kararı verilemez. 

Delillerin Toplanması

Soruşturma aşamasında, suç işlendiği şüphesinin kuvvetlendirilebilmesi ve dava boyutuna ulaştırılabilmesi için, suça ilişkin deliller toplanır. Bu aşamada, yalnızca şüpheli aleyhine deliller değil, lehine olan deliller de toplanır.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu bakımından en önemli deliller, yanlış veya yanıltıcı bilginin yer aldığı gazete, dergi veya içerik televizyon kanalında yayınlandıysa yayının örneği, sosyal medya platformlarında ya da elektronik gazetelerde yayınlandı ise bunların örnekleridir.

Toplanan delillerin, kanunlarda öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde toplanması gerekmektedir. Aksi takdirde delil, hukuka aykırı olacak ve kullanılamayacaktır. Hukuka aykırı deliller kesinlikle kullanılamaz ve bunlara dayanılarak ceza verilemez.

Hukuka aykırı delillere örnek olarak; bir kimsenin rızası hilafına kaydedilen sesi, görüntüsü verilebilir. Bu deliller suç işlendiğini apaçık gösterse bile, hukuka aykırı olması sebebiyle ilgili delile dayanılarak ceza verilemez.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu; şüphelinin suç konusu ilgili olayları, savcı, kolluk kuvveti ya da hâkim huzurunda açıklamasıdır.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işlediğinden şüphelenilen kişiler, ifade için savcılığa ya da kolluk merkezine çağrılır. Eğer kişiler bu çağrıya uymazsa, zorla getirilmesine karar verilir. Akabinde zorla getirilerek, suç konusu olay ile ilgili ifadeleri alınır.

İfade esnasında; öncelikle şüphelinin kimlik bilgileri doğrulanır, hangi suç sebebiyle ifadesinin alındığı ve hakları anlatılır. Akabinde, şüpheliye sorular sorularak, olayı anlatması istenir. 

Şüpheli ifade sürecinde, müdafiden yararlanma, kendi aleyhine beyanda bulunmama ve yakınlarına haber verme hakkına sahiptir. Ayrıca, ifade sürecinde şüpheli üzerinde herhangi bir şekilde baskı oluşturulması, eziyet edilmesi, ilaç verilmesi yasaktır. Bu şekilde alınan ifade, hiçbir hukuki anlam ifade etmez, kullanılamaz.

İfade alınırken, şüphelinin beyanları aynen söylendiği gibi, tutanağa geçirilir. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce bu tutanağı okumalı ve bir eksiklik ya da yanlışlık olması durumunda tutanağı imzalamamalıdır. 

İfade ve sorgu; soruşturma aşamasının en önemli evresidir. İfade veya sorgu esnasında yapılacak tek bir yanlış bile, soruşturmanın seyrini değiştirebilmektedir. Bu nedenle alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur ile failin anlaştırılmasıdır. Taraflar uzlaşırsa, dava açılmaz ve soruşturma kapanır. Dava aşamasında uzlaşma sağlanırsa, dava düşer. Ancak halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda mağdur toplum kabul edildiği için böyle bir uygulama söz konusu değildir. 

Adli Kontrol

Tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, daha hafif düzeyli bir tedbir olan adli kontrol tedbirine başvurulabilir. Bu durumda kişiye bazı yükümlülükler yüklenmektedir. Örneğin; imza uygulaması, elektronik kelepçe uygulaması, yurtdışına çıkış yasağı, mesleki eğitimlere katılma gibi yükümlülükler yüklenebilir.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan yürütülen soruşturmada, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, adli kontrol kararı verilebilir. Olayın koşullarına göre birtakım yükümlülükler getirilir. Şüpheli, bu yükümlülüklere uymazsa, adli kontrol kararı tutuklama kararına çevrilir.

Adli kontrol yükümlülükleri en çok 2 yıl için verilebilir. Ancak bazı zorunlu durumlarda, bu süre 1 yıl uzatılabilir.

Adli kontrol kararına karşı; karar tarihinden itibaren 7 gün içinde, aynı yargı çevresindeki Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz sonucunda yükümlülükler tamamen kaldırılabileceği gibi, yükümlülüklerin değiştirilmesine ya da şüphelinin bazı yükümlülüklerden muaf tutulmasına karar verilebilir.

Tutukluluk

Tutuklama tedbiri, soruşturma aşamasında, bazı koşulların oluşması durumunda, tedbir olarak şüphelinin cezaevinde tutulmasıdır.  

Tutuklama kararı, aşağıda yer verilen 2 hâlin de aynı anda gerçekleşmesi durumunda verilir.

  • Kuvvetli suç şüphesi
  • Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi 

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda yukarıdaki durumların bulunması hâlinde tutuklama kararı verilebilir. Ancak durumun koşullarına göre, adli kontrol tedbiri yeterliyse tutukluluk tedbirine başvurulmaz.

Tutukluluk kararı en fazla 1 yıllık verilebilir. Zorunlu durumlarda 6 ay daha uzatılabilir.

Tutukluluk kararına karşı, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, aynı yargı çevresi içindeki Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. 

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturulması sonucunda, verilebilecek 3 çeşit karar vardır. Bu kararlar aşağıda açıklanmıştır.

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK)
  • İddianamenin düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK), savcılığa gelen suç bildiriminin genel ve soyut nitelikte olması ya da suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması durumunda verilen karardır. Bu kararın verilmesi durumunda soruşturmaya başlanmaz. Dolayısıyla ifade ve sorgu, delil toplanması vs. aşamaları gerçekleşmez.

Örneğin; halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuna ilişkin gelen bir ihbara göre, (D) bir haber sunucusudur. Haberleri sunarken, yanıltıcı olmadan ve olağanca açıklığıyla bir haber sunmuştur. Bu durumda, olayın suç oluşturmadığı açıkça belli olduğundan SYOK kararı verilebilir.

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hâkimine itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Bu süre geçirilirse tekrar itiraz etme imkânı yoktur.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, savcının, soruşturma sonucunda edindiği bilgiler ışığında, suç işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşılamaması durumunda verilir. Bu durumda dava açılmaz.

Örneğin, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan yürütülen bir soruşturmada, (B) sosyal medyada kendi hâlinde paylaşımlarda bulunan bir kişidir ve gündemde olan bir konu ile ilgili bir yazı paylaşmıştır. Savcı tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, (B)’nin bu paylaşımının toplumu paniğe sürüklemeye elverişli olmadığı kanaatine varılırsa, suç işlenmemiş olacağından KYOK kararı verilebilir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hâkimine itiraz edilebilir.

İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturma sonucunda, savcı, suç işlendiği yönünde yeterli kanaate ulaşırsa dava açılmasına karar verebilir ve bu yönde iddianame düzenleyebilir. Savcı tarafından düzenlenen iddianame, görevli ve yetkili mahkemeye sunulur. İddianamenin kabulü ile dava açılır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Savunması

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun savunması, her farklı olayın özelliklerine, işleniş şekline, yerine ve zamanına göre değişkenlik göstermektedir. Ancak bazı örnek savunmalara aşağıda yer verilmiştir.

  • Söz konusu bilginin paylaşıldığı mecranın toplumu paniğe sürüklemeye elverişli olmadığı,
  • Söz konusu bilginin doğru ve çarpıtılmadan paylaşıldığı,
  • Toplumu paniğe sürükleme amacı olmadığı, sehven paylaşım yapıldığı,
  • Failin yaşının küçük olduğu, akıl sağlığının yerinde olmadığı
  • Fail aleyhine edilen delillerin hukuka aykırı olduğu,
  • Suç unsurlarının ve suç vasfının yanlış değerlendirildiği,
  • Hukuka aykırı bağlayıcı emirin yerine getirilmesi sebebiyle suçun işlendiği,
  • Failin kusurunu kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren hâllerin mevcut olması,
  • Suçun, cebir ve tehdit altında işlenmesi.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun savunmasının en etkili şekilde yapılabilmesi için, somut olayın, ilgili kanuni düzenleme karşısında çok iyi değerlendirilmesi ve hiçbir detayın atlanmaması gerekmektedir. Bu sebeple, alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması, davanın görüldüğü, duruşmaların yapıldığı ve sözlü savunmaların yapıldığı, tanıkların dinlendiği aşamadır. Bu evrede, sanık duruşma sırasında kendisini sözlü olarak savunabilir. Ayrıca yazılı savunmalarda da bulunabilir. Bu evreye, ceza hukukunda kovuşturma evresi de denmektedir.

Bu süreçte uzmanlık gerektiren bir durum varsa, uzman bir kişi görüşüne de başvurulabilir. Örneğin, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu oluşturan sosyal medya paylaşımının, kim tarafından yapıldığı, bilişim uzmanları tarafından tespit edilebilecek bir bulgudur. Yargılama aşamasında, bu gibi sebeplerle uzman görüşü alınabilir.

Hâkim, süreç sonunda bir karar verir. Bu karar beraat kararı olabileceği gibi mahkûmiyet kararı da olabilir. Hâkim, kararını verirken tüm süreci bir bütün olarak değerlendirir.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Zamanaşımı

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır. 

Dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra, suç konusu olay ile ilgili dava açılamaz ve ceza verilemez. Ceza zamanaşımı süresi dolduktan sonra ise cezanın infazı istenemez.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun yargılaması sonunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkûmiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat, yargılama sonucunda sanığın suçsuz bulunduğuna ilişkin karardır. Bu karar sonrasında kişi tüm suç şüphelerinden arınır ve aklanır.

Beraat kararı aşağıdaki hâllerde verilebilir.

  • Yargılama konusu eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
  • Sanığın, kendisine yüklenen suçu işlemediğinin anlaşılmış olması,
  • Sanığın kast veya taksirinin bulunmaması,
  • Hukuka uygunluk nedenlerinden birinin bulunması (Kanun hükmünü yerine getirme, meşru savunma, ilgilinin rızası, hakkın kullanılması)

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu sebebiyle yürütülen yargılama sonucunda, yukarıdaki durumlardan birinin varlığı hâlinde beraat kararı verilebilir

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suç içeren eylemlerinin varlığına rağmen, belirli sebeplerin varlığı nedeniyle cezalandırılamamasıdır.

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK) verilebilecek sebepler aşağıdaki gibidir. 

  • Hukuka aykırı bağlayıcı emrin yerine getirilmesi,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi,
  • Meşru savunmada sınırın korku ve telaşla aşılması,
  • Etkin pişmanlık (Her suçta mümkün değildir, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda uygulanamaz.),
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı,
  • Karşılıklı hakaret,
  • Suçun cebir veya tehdit altında işlenmesi,
  • Zorunluluk hâli,
  • Yaş küçüklüğü,
  • Akıl hastalığı,
  • Sağır veya dilsizlik,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda, yukarıdaki nedenlerden birinin varlığı hâlinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir. 

Örneğin; (B) haber sitelerine, gündem konuları ile ilgili haberler yazan bir yazardır. (A), (B)’ye cebir ve tehdit uygulayarak, halkı yanıltıcı bilgi içeren haberler yapmasını sağlarsa (A) bu haberi yapmış ve suçu işlemiş olacaktır. Ancak, suçu cebir ve tehdit altında işlediğinden, hakkında CYOK kararı verilebilecektir.

CYOK kararı sonucunda, kişi ceza almaz ve bu karar sicile işlemez.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet, sanığın suçu işlediğinin sabit olması ve bu suç sebebiyle cezalandırılmasıdır. Bu karar ile kişi “suçlu” statüsüne girer.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu, tüm unsurlarıyla işlediği sabit olan bir kişi hakkında mahkûmiyet kararı verilebilir. Ayrıca gerekli gördüğü takdirde güvenlik tedbirine de hükmedilebilir.

Örneğin, Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan dolayı hapis cezası alan (D) hakkında, hapis cezasıyla birlikte, seçme seçilme hakkından yoksun bırakılma güvenlik tedbiri kararı da verilebilir. 

Sanık, 3 yıl içerisinde tekrar herhangi bir suç işlerse, tekerrür durumu söz konusu olur. Tekerrür hâlinde cezada artırım yapılabilir. Benzer şekilde, bazı durumlarda da verilen cezadan iyi hâl indirimi yapılabilir. Bu indirim, hâkimin takdirindedir. Hâkim, sanığın duruşmadaki davranışlarını, sosyal ilişkilerini gözeterek bu kararı verebilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme kararı, 1 yıl veya daha az süreli cezaya hükmedilen suçlarda, hapis cezasının belirli bir miktar para karşılığında infaz edilmesidir. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu sebebiyle verilen 1 yıl ve daha kısa süreli hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir. 

Ceza 1 yıl ve altında olsa dahi, hapis cezasını para cezasına çevirmek hâkimin takdirindedir. Hapis cezası, para cezasına çevrilirken; hapis cezasının gün cinsinden karşılığı bulunur ve günlük ücretle çarpılır. Günlük ücret de hâkim tarafından, sanığın ekonomik koşulları gözetilerek 20 TL ile 100 TL arasında belirlenir.

Hakim, adli para cezasının tutarı yanında, ödeme planını da belirlemektedir. Bu noktada cezanın, 1 yıl içinde tek seferde yahut en fazla 2 yıl süre ile taksitlerle ödenmesine hükmedilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında verilen cezanın, sanığa bazı yükümlülükler yüklenmesi şartıyla açıklanmaması kararıdır. Bu karara uygulamada genellikle HAGB kararı denilmektedir.

Hakkında HAGB kararı verilen sanık için 5 yıllık denetim süresi belirlenir. Sanık, bu süre içerisinde suç işlemezse ve yükümlülüklerine uyarsa cezası hiç açıklanmadan hayatına devam eder. Ancak yükümlülüklerini aksatır veya suç işlerse cezası açıklanır ve siciline işlenir.

HAGB kararı her durumda verilememektedir. Bu kararın verilebilmesi için aşağıdaki koşulların bir arada bulunması gerekmektedir.

  • Sanığa verilen ceza 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalı,
  • Sanığın, daha öncesinde kasıtlı bir suç sebebiyle mahkumiyeti olmamalı,
  • Hâkimde, sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat uyanmış olmalıdır.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu sebebiyle HAGB kararı verilebilmesi mümkündür. Ancak yukarıdaki koşulların sağlanmış olması gerekmektedir.

HAGB kararına karşı, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde, aynı mahkemeye itiraz edilebilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, yargılama sonucunda verilen cezanın infazının, belirli yükümlülüklere uyulması şartıyla, ertelenmesidir. Ancak erteleme, her suç ve ceza için uygulanamamaktadır.

Hapis cezasının ertelenmesi kararı verilebilmesi için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekmektedir.

  • Hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya daha az süreli olmalı,
  • Sanık daha öncesinde kasıtlı bir suçtan 3 aydan fazla hapis cezası almamış olmalı,
  • Hâkimde sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmalıdır.

Ayrıca, eğer giderilebilir bir zarar varsa, hâkim bu kararı vermek için zararın giderilmesini de şart koşabilir.

Cezanın ertelenmesi kararıyla, sanığa belirli yükümlülükler yüklenir. Örneğin, imza yükümlülüğü, yurt dışına çıkmama yükümlülüğü getirilebilir. Aynı zamanda 1-3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenir. Kişi bu denetim süresince belirlenen yükümlülüklere uyarsa, hapis cezası bu şekilde infaz edilmiş olur.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, davanın devamını elverişsiz kılacak nedenlerle verilen karardır. Bu karar; sanığın vefat etmesi, af çıkması ve davanın zamanaşımına uğraması gibi nedenlerle verilebilir.

Örneğin; halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuna ilişkin dava süreci devam ederken sanığın ölmesi durumunda bu karar verilir.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Yargılama aşamasında verilen kararın doğru olmadığını, delillerin yanlış değerlendirildiğini, kanunların doğru uygulanmadığını düşünen taraf bu sebepleri de belirterek istinaf başvurusunda bulunabilir.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan görülen yargılamada, kararın verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bu başvuru, kararı veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi suretiyle veya mahkemenin zabıt katibine sözlü beyanda bulunularak yapılır.

İstinaf başvuru süresi kaçırılırsa karar kesinleşir ve kişi istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurma hakkını kaybeder.

İstinafta verilen kararın da hukuken doğru olmadığı düşünülüyorsa, istinaf kararının verilmesinden itibaren 15 gün içinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Temyiz başvurusu, istinaf kararını veren mahkemeye yapılır. Ancak istinafta verilen her karar için temyiz yoluna başvurulamaz. 

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuna ilişkin temyiz yoluna başvurulamayacak kararlar kısaca aşağıda verilmiştir.

  • İstinafta verilen bozma kararları,
  • Yerel mahkeme tarafından verilen 5 yıl veya daha az hapis cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
  • Yerel mahkeme tarafından verilen 5 yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan istinaf mahkemesi kararları,
  • 10 yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, yerel mahkeme tarafından verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar
  • Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar

Ceza hukukunda temyiz, en karmaşık ve teknik konulardan bir tanesidir. Her türlü karara, cezanın türüne ve miktarına göre, kararın temyiz edilip edilemeyeceği değişkenlik göstermektedir.

Sonuç 

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, hapis cezası gerektiren bir suçtur. Yargılama ve soruşturma aşamalarında ufak bir yanlış dahi, kişinin haksız yere mahkûmiyetine yol açabilecektir. Soruşturma ve yargılama süreçlerinin hiçbir detay atlanmadan ve titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Bu sebeple, tüm bu süreçlerin alanında uzman bir ceza avukatı tarafından yürütülmesi faydalı olacaktır.