Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ve cezası

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen suç tipidir. Bu suç kapsamında; iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşen ve aleni olmayan iletişimi; dinleyen, okuyan, kaydeden veya ifşa eden kişiler hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.

İçindekiler

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Nedir?

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu; iki kişi arasındaki aleni olmayan haberleşmenin, hukuka aykırı yollarla ihlâl edilmesidir. Bu suçun nasıl oluştuğu TCK m.132’de düzenlenmiştir.

TCK 132:

“Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır...

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur..

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Nasıl Oluşur? 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu; kanunda yer alan eylemlerden birinin gerçekleştirilmesiyle oluşur. Bu kapsamda; haberleşmenin gizliliği 3 farklı şekilde oluşabilir.

  • Kişiler arasındaki haberleşmenin ihlal edilmesi,
  • Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesi,
  • Kişinin, kendisi ile gerçekleştirilen haberleşmenin içeriğini ifşa etmesi.

Haberleşme, iki veya daha fazla kişinin, haberleşme araçlarıyla, kendi aralarında gerçekleştirdikleri duygu ve düşünce aktarımıdır. Dolayısıyla bu suçun oluşabilmesi için; telefon; mektup, sosyal medya gibi herhangi bir haberleşme aracıyla kurulan bir iletişim olması gerekmektedir. Yüz yüze gerçekleştirilen görüşmenin dinlenmesi bu suçu oluşturmayacaktır.

Örneğin, bir kişinin telefon üzerinden yaptığı görüşmesi dinlenirse haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşur; fakat, bir kişinin yüz yüze yaptığı görüşmesi, kapının arkasından gizlice dinlenirse haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu değil, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşur.

Kişiler Arasındaki Haberleşmenin İhlal Edilmesi

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturan ilk hâl, kişiler arasındaki haberleşmenin ihlal edilmesidir. Haberleşmenin ihlal edilmesi, iki veya daha fazla kişi arasındaki bilgi aktarımının üçüncü bir kişi tarafından dinlenmesi veya okunmasıdır.

Örneğin, bir kimsenin telefonunu alıp mesajlarını okumak, posta kutusundaki mektubu okumak, telefon konuşmasını bir program yardımıyla dinlemek kişiler arasındaki haberleşmenin ihlal edilmesi suçunu oluşturmaktadır.

Kişiler Arasındaki Haberleşme İçeriklerinin İfşa Edilmesi

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturan ikinci hâl, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesidir. Bu suç kapsamında, iki veya daha fazla kişinin, kendi aralarında gerçekleştirdikleri iletişimin bir ya da birden fazla kişiye, hukuka aykırı şekilde ifşa edilmesi eylemi cezalandırılmaktadır.

Örneğin, iki kişi arasındaki telefon görüşmesinin başka bir kişiye gönderilmesi veya iki kişi arasındaki mesajlaşmaların sosyal medyada paylaşılması kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesi suçunu oluşturur.

Kişinin, Kendisi ile Gerçekleştirilen Haberleşmenin İçeriğini İfşa Etmesi

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturan son hâl, kişinin kendisi ile gerçekleştirilen haberleşmenin içeriğini alenileştirmesi, ifşa etmesidir. Bu suç kapsamında; kişinin bir başkasıyla gerçekleştirdiği telefon görüşmelerini, mesajlaşmaları, mektuplaşmaları, mailleşmeleri ifşa etmesi eylemi cezalandırılmaktadır.

İfşa etmek; söz konusu bilginin belirli sayıda kişiye ulaştırılmasıdır. Yani kişinin arkadaşı ile olan telefon konuşmasını kaydedip başka bir arkadaşına dinletmesi bu suçu oluşturmayacaktır. Bu suçun oluşabilmesi için, ilgili telefon görüşmesi kaydının birden fazla kişiye ulaşabilecek bir ortamda paylaşılmış olması gerekir.

Örneğin, Twitter hesabında paylaşırsa bu suç oluşur.

Haberleşmenin ifşa edilmesi noktasında, karşı tarafın ya da tarafların rızası olmamalıdır. Eğer ifşa edilen haberleşmeye, karşı tarafın rızası varsa bu suç oluşmayacaktır.

Bu suç kapsamına girecek davranışlara örnek olarak; (A)’nın (B) ile olan whatsapp konuşmalarını sosyal medya platformlarında paylaşması ya da (B)’den gelen mektubu internet ortamında birden fazla kişinin görebileceği şekilde paylaşması verilebilir.

Yargıtay, bir kararında; yalan tanıklık yaptığını ispatlamak amacıyla, katılan ile telefon görüşmesini kayda alan ve bunu delil olarak mahkemeye sunan kişinin haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu, kişinin kendisi ile gerçekleştirilen haberleşmenin içeriğini ifşa etmesi suretiyle işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 12. CD. 2014/11623 E. 2015/20 K.)

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Cezası

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Suçun, kişiler arasındaki haberleşmenin ifşa edilmesi suretiyle işlenmesi hâlinin cezası ise, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kişilerin, tarafı oldukları haberleşmeye ilişkin içerikleri, karşı tarafın rızası olmaksızın ifşa etmesi halinde ise verilecek ceza, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Hâkim, kanunda yer alan alt ve üst sınırlar arasındaki kesin cezaya kendisi hükmeder. Bu belirlemeyi yaparken suç konusu fiillerin meydana geliş şeklini, kullanılan araçları, suçun işlendiği zamanı ve suçun işlendiği yeri gözeterek bir karar verir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâlleri ve Cezaları

Bir suçun nitelikli hâli, o suçu işleyen fail hakkında verilecek cezanın artırılmasını ya da azaltılmasını gerektiren hâlidir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun cezayı arttıran nitelikli hâlleri TCK m.132/1 ve TCK m.137’de düzenlenmiştir.

TCK 132/1 C.2: 

“… gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.”

TCK 137:

Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;

a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,

b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Kişiler Arasındaki Haberleşmenin İhlal Edilmesi Suçunun, Haberleşme İçeriklerinin Kaydedilmesi Suretiyle İşlenmesi

Kişiler arasındaki haberleşmenin ihlal edilmesi suçunun, içeriğin kaydedilmesi suretiyle işlenmesi halinde suçun nitelikli hali meydana gelmektedir. Bu durumda, verilecek ceza 1 kat artırılır.

Bu nitelikli hâl kapsamında, iki veya daha fazla kişi arasındaki duygu ve düşünce paylaşımı içeren verileri kaydeden kimse cezalandırılmaktadır. Tarafların, haberleşme içeriğinin kayda alınmasına rıza göstermesi halinde suç oluşmamaktadır.

Örneğin, bir kimsenin telefonuna casus bir yazılım yüklenerek telefon görüşmesinin kaydedilmesi, dinleme cihazı kullanılarak iki kişi arasındaki görüşmenin kaydedilmesi veya whatsapp konuşmasının görüntüsünün alınması bu nitelikli hâl kapsamında cezalandırılmaktadır.

Bir Yargıtay kararında, eşinin telefonuna casus yazılım yükleyerek konuşmalarını kayda alan kişinin, kişiler arasındaki haberleşmenin kayda alınarak işlenmesi suçunun oluştuğuna karar verilmiştir.(Yargıtay 12. CD. 2020/974 E. 2021/3641 K.)

Suçun, Kamu Görevlisi Tarafından, Görevin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılarak İşlenmesi

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun nitelikli hâllerinden ikincisi; suçun kamu görevlisi tarafından ve kamu görevinin sağladığı yetki kötüye kullanılarak işlenmesidir. Bu durumda verilecek ceza ½ oranında artırılmaktadır.

Örneğin, polis memurunun savcı kararı olmadan, polis merkezinin sağladığı gerekli teçhizatı kullanarak, (A) ve (B) arasında görüşmeyi dinlemesi, kayda alması veya ifşa etmesi bu nitelikli hâli oluşturmaktadır.

Suçun, Belli Bir Meslek veya Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun nitelikli hâllerinden sonuncusu; suçun belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesidir. Mevzubahis nitelikli halin gerçekleşmesi halinde, suçluya verilecek ceza 1/2 oranında artırılmaktadır.

Bu nitelikli hâle örnek olarak; kapıcı görevi üstlenen apartman görevlisinin, apartmanda oturan kişiler adına teslim aldığı postaları okuması verilebilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, işlenmekte olan suçun, failin elinde olmayan sebeplerle tamamlanamaması hâlidir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu teşebbüse elverişli bir suçtur.

Örneğin, telefon görüşmelerini dinlemek maksadıyla (A)’nın telefonuna casus yazılım yükleyen (B)’nin casus yazılımın çalışmaması sebebiyle görüşmeleri dinleyememesi durumunda suça teşebbüs ettiğinden bahsedilebilecektir. Teşebbüs durumunda, cezadan bir miktar indirim yapılır.

İştirak, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlidir. Suça iştirak eden kişiler; yardım eden, azmettiren ya da suçun birlikte işlendiği diğer fail olabilir. Bu durumda bu kişiler suçtaki konumlarına göre ve katkılarıyla orantılı olarak cezalandırılacaktır. Her fail hakkında ayrı cezaya hükmedilir.

Örneğin, arkadaşının telefonundaki whatsapp konuşmalarını okumak isteyen kişi, bu konuşmaların fotoğrafını aynı evde yaşayan ev arkadaşından alırsa, suçu birlikte işlemiş olacaklardır. Dolayısıyla her ikisi de cezalandırılacaktır.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturan fiiller, aynı zamanda başka bir suçu da oluşturuyorsa içtima gündeme gelir ve fail bu suç türleri arasında en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır.

Örneğin, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, bir kimsenin bilgisayarına virüs yüklemek suretiyle işlenmişse hem haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu hem de bilişim sistemlerine girme suçu oluşacaktır. Bu durumda fail, en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma, suç konusu olayın araştırıldığı evredir. Bu evrede, savcı ön plandadır. Bu süreçte, savcının emri ile deliller toplanır ve aşağıdaki süreçler uygulanır.

  • Şikâyet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli kontrol
  • Tutukluluk

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin yürütülen soruşturma evresinde, gerçekleştirilen işlemlerin detayları aşağıda detaylıca açıklanmıştır.

Şikâyet-İhbar

Bazı suçların soruşturmaya başlanması, mağdurun bizzat gidip şikâyette bulunmasına bağlıdır. Şikâyet olmaksızın, savcı herhangi bir şekilde bu suç şüphesini öğrense dahi soruşturmaya başlayamaz.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu şikâyete bağlı bir suçtur. Dolayısıyla, mağdur kişinin, yani; kendisinin haberleşme içerikleri dinlenen, okunan, ifşa edilen, kaydedilen kişinin, savcılığa yahut kolluk birimlerine gidip şikâyetini açıklaması gerekmektedir. Mağdur, en geç olay tarihinden itibaren 6 ay içerisinde şikâyette bulunmalıdır. Bu süre kaçırılırsa mağdur şikâyet hakkını kaybeder.

Mağdur, şikâyette bulunurken; şüphelinin ismini (eğer biliyorsa), olayın gerçekleştiği saati vb. diğer tüm detayları açıklar. Akabinde savcı, işin gerçeğini araştırmaya başlar.

Soruşturma aşamasında şikayetin geri çekilmesi halinde, soruşturma dosyası kapanmaktadır. Yargılama aşamasında şikayetin geri çekilmesi halinde ise davanın düşmesi söz konusu olmaktadır.

Gözaltı

Gözaltı, şüphelinin, en fazla 24 saatliğine, adli makamların gözetiminde tutulmasıdır. Bu süre zarfında şüphelinin özgürlüğü bir süreliğine kısıtlanmaktadır. Ancak kişi, cezaevine gönderilmemekte; polis merkezlerinin nezarethanelerinde tutulmaktadır.

Gözaltı kararı, soruşturmanın yürütülmesi bakımından zorunlu olması durumunda verilir. Soruşturmanın yürütülmesi bakımından zorunlu olan hâller; şüphelinin kaçarken yakalandığı ve tekrar kaçma olasılığının olduğu, delillerin yok edilmesi veya değiştirilmesi ihtimalinin bulunduğu durumlar gibi hâller olabilir.

Gözaltı kararı, en çok 24 saat için verilebilir. Tek kişi tarafından işlenen suçlarda bu sürenin uzatılması mümkün değildir. Ancak birden fazla kişi tarafından işlenen suçlarda, bu süre, 3 güne kadar uzatılabilmektedir. Bunun için savcı, her günün sonunda, gözaltı kararının 24 saatliğine uzatılması kararı vermelidir.

Gözaltı kararına karşı, Sulh Ceza Hâkimliğine, konu hakkında bir dilekçe yahut salıverilme talebinde bulunulabilir. Sulh Ceza Hâkimi bu talebi, 24 saat içerisinde sonuçlandırır. Salıverilme talebini gözaltına alınan kişi ileri sürebileceği gibi, eşi, avukatı veya yasal temsilcisi (Annesi, babası, kardeşi) de ileri sürebilir.

12 yaşından küçük çocuklar hakkında ve 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında gözaltı kararı verilememektedir.

Delillerin Toplanması

Soruşturma evresinde, gerçeğe ulaşılabilmesi için, suç konusu olaya dair tüm deliller toplanır. Toplanan deliller sadece şüpheli aleyhine deliller değildir. Şüphelinin lehine olan deliller de toplanır.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu bakımından en önemli deliller; haberleşmenin kayıt edildiği cihazlar, bilgisayara ya da telefona trojen yüklendiğini gösterir uzman raporları, mesajlaşmaların ifşa edildiğini gösteren görüntüler ve tanık beyanlarıdır.

Toplanan delilin, kullanılabilmesi için hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş olması gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller yargılamaya esas alınmamaktadır.

Hukuka aykırı delillere örnek olarak, savcı kararı olmadan gerçekleştirilen el koyma verilebilir. Bu durumda, hukuka aykırı olarak el konulan telefonda, suç konusu delil bulunsa dahi, delil hukuka aykırı olduğundan kullanılamayacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şüphelinin suç konusu olay ile ilgili, yetkili makamlar tarafından dinlenmesidir.

Bu süreçte öncelikle, ifadesi alınmak istenen kişiye bir davetiye gönderilir. Bu davetiye ile, şüpheli, ifadesinin alınması için bir polis merkezine ya da savcılığa çağrılır. Fakat, şüpheli buna rağmen gelmezse zorla getirtilir ve ifadesi o şekilde alınır.

İfade esnasında; şüphelinin kimlik bilgileri doğrulanır, suç konusu olay ve kendisine isnat edilen suç ve hakları (Avukat bulundurma hakkı, susma hakkı) anlatılır. Sonrasında sorular sorularak suç konusu olay ile ilgili bilgisi alınır. Şüphelinin ifade esnasında verdiği tüm beyanlar bir tutanağa kaydedilir. İfade sonunda şüpheli, bu tutanağı imzalar.

İfade sonunda imzalatıla tutanak şüpheli tarafından detaylıca okunmalı ve herhangi bir eksiklik ya da farklılık tespit edilmesi durumunda imzalanmamalıdır.

İfade esnasında, şüphelinin iradesini sakatlayacak işlemlerde bulunulması yasaktır. Örneğin; şüphelinin tehdit edilmesi, şüpheliye işkence uygulanması, cebir kullanılması, uyuşturucu ilaçlar kullanılması vb. durumlar yasaktır. Bu şekilde alınan ifade hukuka aykırıdır.

İfade ve sorgu aşaması, soruşturmanın seyrini tamamen değiştirebilecek en önemli aşamalarından biridir. Dolayısıyla bu aşamada yapılan bir hata veya atlanılan bir detay, telafisi mümkün olmayan zararlar doğurabilecektir. Bu sebeple, alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur ile failin uzlaştırılması neticesinde, fail hakkında herhangi bir soruşturma ya da yargılama yapılmamasıdır. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu bakımından gizliliği ihlal edilen kişi ile failin uzlaştırılması mümkündür.

Uzlaşma prosedürünün uygulanması halinde, soruşturma dosyasına bir uzlaştırmacı atanır. Uzlaştırmacı bir teklif hazırlayıp taraflara sunar. Taraflar, sunulan teklife 3 gün içinde cevap vermek zorundadır aksi halde teklif reddedilmiş ve uzlaşma sağlanamamış sayılır. Uzlaşma sağlanamaması halinde yeniden uzlaşma yoluna başvurmak mümkün değildir.

Uzlaşma durumunda, yargılama sürüyorsa dava düşer. Henüz yargılama aşamasına geçilmemişse (süreç soruşturma aşamasındaysa) kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek dosya kapanır.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, tutuklama yerine uygulanan bir tedbirdir. Özgürlüğü bağlayıcı bir tedbir olmaması sebebiyle, sonuçları bakımından tutuklamadan daha hafif düzeyli bir tedbirdir. Ancak somut duruma göre adli kontrol tedbiri yeterli değilse, tutuklama kararı verilebilir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin yürütülen soruşturmada, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, adli kontrol kararı verilebilir. Fakat somut olayın koşullarına göre adli kontrol tedbiri uygulanması yeterli olmalıdır.

Adli kontrol tedbiri kapsamında şüpheliye; imza verme yükümlülüğü, elektronik kelepçe kullanma yükümlülüğü, kamuya yararlı bir faaliyette bulunma yükümlülüğü gibi yükümlülükler yüklenebilmektedir.

Adli kontrol ile getirilen yükümlülüklerin süresi en çok 2 yıl olabilmektedir. Fakat zorunlu hâllerde, bu süre 1 yıl uzatılabilir.

Adli kontrol ile getirilen yükümlülüklerin kaldırılması veya değiştirilmesi için, itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Bu itiraz karar tarihini takip eden 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin yargı çevresi içerisindeki Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.

Tutukluluk 

Tutukluluk, belirli koşulların varlığı sebebiyle, şüphelinin cezaevinde alıkonulmasıdır. Tutukluluk kararı, aşağıdaki sebeplerin mevcut olduğu ve adli kontrol tedbirinin yetersiz olacağı durumlarda verilir.

  • Kuvvetli suç şüphesi
  • Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun soruşturulması bakımından, yukarıdaki şartların varlığı hâlinde, tutukluluk kararı verilebilir. Ancak bu şartların mevcut olduğunun somut bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Tutukluluk kararı en çok 1 yıl için verilebilir. Ancak zorunlu durumlarda, gerekçesi belirtilmek suretiyle bu süre 6 ay uzatılabilir.

Örneğin, haberleşme içeriğinin kaydedildiğinin, ele geçirilen telefonda bulunması kuvvetli suç şüphesi oluşturacak bir delildir. Bu durumda diğer koşul da mevcutsa, tutuklama kararı verilebilir.

Tutuklama kararı bir mahkûmiyet hükmü değildir, tedbirdir. Bir kişinin tutuklanması, suçlu olduğu anlamına gelmemektedir.

Tutuklama kararına karşı, kararın verildiği tarihi izleyen günden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. Bu itirazı; tutuklunun avukatı, kendisi, eşi veya yasal temsilcisi (Annesi, babası, kardeşi) yapabilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda aşağıdaki kararlar verilebilir.

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK)
  • İddianamenin düzenlenmesi kararı

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Savcılığa ya da polise ulaşan; haberleşmenin gizliliği suçunun işlendiğine dair bildirim, ilk bakışta suç oluşturmuyorsa veya bu bildirim genel ve soyut bir nitelikte ise soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK) verilebilir. Bu durumda soruşturma başlanmaz.

Örneğin, (A)’nın (B) ile olan mesajlarını (C)’ye isteyerek okutması ancak sonrasında (C) ile küsmesi ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan suç duyurusunda bulunması durumunda; (A)’nın bu mesajları rıza ile okutması sebebiyle, suç oluşturmadığı ilk bakışta anlaşılan bir hâl söz konusu olduğundan SYOK kararı verilebilir.

Bu karara karşı; kararın tebliği tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde, savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan yürütülen soruşturma sonucunda, savcı, suç işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşmazsa, kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verebilir. Bu durumda savcı iddianame düzenlemez ve sanık hakkında yargılama yapılmadan dosya kapanır.

Örneğin, mektuplarının okunduğunu iddia eden (D)’nin bu iddiasını kanıtlayacak hiçbir veriye ulaşılamaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Bu karara karşı; kararın tebliği tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde, savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.

İddianamenin Düzenlenmesi Kararı

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan yürütülen soruşturma sonucunda, bu suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşılırsa, savcı iddianamenin düzenlenmesi kararı alabilir. Bu durumda, savcı, ilgili suç veya suçlardan bir iddianame düzenleyip ilgili Mahkemeye sunar. İddianamenin Mahkeme tarafından kabul edilmesi durumunda, dava açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Savunması

Soruşturma aşaması tamamlanıp, yargılama aşamasına geçildikten sonra sanık kendisini savunabilir. Haberleşmenin gizliliği suçuna dair savunmalar, her somut olaya göre farklılık göstermektedir. Örnek savunmalar şunlardır:

  • Kişinin bu haberleşmeyi zaten alenileştirmiş olduğu,
  • Haberleşme içeriğinin okunmasında veya dinlenmesinde karşı tarafın rızasının bulunduğu
  • Suç işlendiğini gösterir yeterli delile ulaşılamadığı,
  • Suç delillerin yanlış değerlendirildiği,
  • Elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu,
  • Sanığın daha öncesinde hiçbir suça bulaşmadığı,
  • Failin akıl hastası olduğu veya yaşının küçük olduğu,
  • Suçun, korkutma ve tehdit altında işlendiği,
  • Masumiyet karinesinin göz ardı edilerek yargılama yapıldığı,
  • Suç unsurlarının ve suç vasfının yanlış değerlendirildiği. 

Savunma, kişinin kendisini ifade edebileceği en önemli alandır. Özel hayatın gizliliği suçunun savunması ise, somut olaya göre değişkenlik göstermektedir. Olaydaki tüm detayların değerlendirilmesi ve hiçbir ayrıntının atlanmaması önem arz etmektedir. Bu sebeple etkin bir savunma yapılabilmesi için, uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması, davanın mahkemede görüldüğü, duruşmaların düzenlendiği ve tarafların sözlü savunmalarını sunduğu evredir. Bu süreç, ceza hukukunda kovuşturma evresi olarak da adlandırılır.

Sanık, duruşma sırasında kendi savunmasını sözlü olarak yapma hakkına sahiptir ve aynı zamanda yazılı savunma da sunabilir. Eğer durum uzmanlık gerektiriyorsa, örneğin, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuyla ilgili olarak casus yazılım yüklenip yüklenmediği veya kim tarafından yüklendiğini tespit etmek için bilişim uzmanlarından görüş alınabilir.

Yargılama aşamasında, mahkemeye sunulan deliller ve uzman görüşleri değerlendirilir. Örneğin, bilişim uzmanlarının tespitleri, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yargılaması bakımından önemli bir rol oynayabilir.

Mahkemeye düşen görev, tüm süreci bütün olarak değerlendirmektir. Hâkim, sürecin sonunda bir karar verir, bu karar beraat ya da mahkûmiyet olabilir. Hâkim, delilleri, savunmaları ve tüm süreci dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Zamanaşımı

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise, mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır. 

Dava zamanaşımının geçmesi durumunda, ilgili suça ilişkin dava açılamaz, açılmış ise düşer. Ceza zamanaşımı geçtikten sonra ise, sanık hakkında hükmedilmiş cezanın infazı istenemez.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yargılaması sonucunda, hâkim, aşağıdaki kararlardan herhangi birini verebilir.

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkûmiyet
  • Adli Para Cezasına Çevirme
  • Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat, sanığın suçsuzluğunun mahkeme kararı ile kabul edilmesidir. Bu karar ile sanık üzerindeki tüm suç şüphesi kalkar ve suçsuzluğu kanıtlanmış olur. Sanık hakkında, beraat kararı alınmış bir olaya ilişkin tekrar yargılama yapılamaz.

Beraat kararı; suç unsurlarının oluşmaması, suçun sanık tarafından işlenmemesi ya da sanığın kastı olmadığı durumlarda verilebilir. Örneğin, mektubu okuyan postacının (A) değil de (B) olduğu anlaşılırsa, (A) hakkında beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK), suçun işlendiği kanıtlanmış olmasına rağmen, olaya veya sanığa dair bazı özel koşulların varlığı hâlinde verilebilen bir karardır. Bu kararın verilmesi durumunda sanık ceza almaz ve karar siciline işlemez.

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK) aşağıdaki hâllerde verilebilir.

  • Akıl hastalığı
  • Karşılıklı hakaret
  • Sağır veya dilsizlik
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı
  • Hukuka aykırı bağlayıcı emrin yerine getirilmesi
  • Etkin pişmanlık (Her suçta mümkün değildir, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda uygulanamaz.)
  • Yaş küçüklüğü
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi
  • Zorunluluk hâli
  • Suçun cebir veya tehdit altında işlenmesi

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna neden olan olayda, yukarıda sayılan sebeplerden birinin varlığı hâlinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir. Örneğin; (A)’nın bilgisayarına, (B)’nin cebir ve tehdidi altında casus yazılım yükleyen (D)’nin bu durumu tespit edilirse ve kanıtlanırsa CYOK kararı verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet, yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğuna karar verilmesidir. Bu karar ile birlikte, suçun alt ve üst sınırı arasında bir ceza tayin edilir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin görülen davada, elde edilen delillerin ve tüm sürecin değerlendirilmesi sonucunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilebilir.

Bir suç işlendikten sonra, aynı kişi tarafından 3 yıl içinde başka bir suç işlenirse, bu duruma “tekerrür” denir. Tekerrür durumunda, mahkûmiyet süresi artırılabilir. Bazı durumlarda ise, sanığın davranışlarına bağlı olarak iyi hâl indirimi yapılarak mahkûmiyet süresi bir miktar azaltılabilir. Bu indirimin yapılıp yapılmayacağı ise hâkimin takdirine bağlıdır.

Hâkim, iyi hâl indirimini değerlendirirken sanığın yargılama sürecinde sergilediği davranışları, sosyal ilişkileri ve statüsü gibi faktörleri göz önünde bulundurur. Yani, sanığın pişmanlık duygusu, toplumsal uyumu ve genel davranışları gibi unsurlar, hâkimin iyi hâl indirimi kararını şekillendirebilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Hapis cezasına çevirme kararı, suçlu bulunan kişiye 1 yıl veya daha kısa süreli hapis cezası verilmesi hâlinde, bu cezanın belirli bir miktarda para ödenerek infaz edilmesidir. Ancak ceza süresi 1 yılın altında olsa bile, hapis cezasının para cezasına dönüştürülüp dönüştürülmeyeceği hâkimin takdirine bağlıdır.

Hapis cezasının para cezasına çevrilirken, hapis cezasının gün cinsinden karşılığı belirlenir ve günlük bir ücretle çarpılır. Bu günlük ücret, hâkim tarafından, sanığın ekonomik durumu göz önüne alınarak 20 TL ile 100 TL arasında belirlenir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda ceza alt sınırı 1 yıldır. Ancak iyi hal indirimi ile bu cezanın 1 yılın altına düşme olasılığı vardır. Böyle bir durumda, ceza 1 yılın altına düştüğü takdirde adli para cezasına çevirme kararı verilebilmesi mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında verilen cezanın bir süreliğine açıklanmamasıdır. HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı verilebilmesi için, sanığa 2 yıldan az hapis cezası verilmiş olmalı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olmalı ve sanığın tekrar suç işlemeyeceği konusunda güven uyandırması gerekmektedir.

Bu kararla birlikte, sanık için 5 yıllık bir denetim süresi belirlenir. Eğer sanık, bu süre içinde başka bir suç işlemezse, cezası açıklanmaz ve sanki hiç ceza alınmamış gibi normal hayatına devam eder.

HAGB kararına karşı, itiraz yoluna başvurulabilir. İtiraz başvurusu, kararın verildiği tarihi izleyen günden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesine yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi kararı, 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilen suçlarda verilen cezanın belirli bir süreliğine ertelenmesi kararıdır. Cezanın ertelenmesi durumunda 1 ilâ 3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenir. Bu denetim süresi içerisinde sanığa; yurtdışına çıkış yasağı, imza yükümlülüğü gibi bazı yükümlülükler getirilebilir.

Sanık, belirlenen denetim süresi içerisinde herhangi bir suç işlemez ve yükümlülüklerine uyar ise cezası hapse girmeden, bu yolla infaz edilmiş sayılır.

Bu kararı vermek hâkimin takdirine bağlıdır. 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilen durumlarda, hâkim her zaman cezanın ertelenmesine karar vermek zorunda değildir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda ise 2 yıldan az süreli cezaya hükmedilmesi mümkün olduğundan, hâkim takdir ederse, cezanın ertelenmesi kararı verebilir.

Davanın Düşmesi 

Bazı durumlarda, ceza verilmesi elverişsiz hâle gelir ve dava hakkında düşme kararı verilir. Bu durumlara örnek olarak; davanın zamanaşımına uğraması, sanığın ölmesi, mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi ve af kanunu çıkması verilebilir.

Örneğin; Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin görülen bir davada, mağdur şikâyetinden vazgeçerse davanın düşmesi kararı verilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Yargılama sonucunda verilen karardan memnun olmayan taraf istinaf kanun yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna başvurulabilmesi için, kararın verildiği tarihi izleyen günden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye istinaf başvurusunda bulunulması gerekmektedir. 7 günlük başvuru süresinden sonra, hiçbir şekilde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması mümkün değildir.

İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye bir dilekçe sunularak veya kararı veren mahkemenin zabıt katibine “ilgili kararın istinaf edileceği” yönünde bir beyanda bulunularak yapılabilir.

İstinaf incelemesi sonucunda, istinaf mahkemesi (İlgili Bölge Adliye Mahkemesi) bir karar verir. İstinaf mahkemesine verilen karardan da memnun olmayan taraf temyiz (Yargıtay) yoluna başvurabilir. Temyiz başvurusu; istinaf kararının verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, ilgili istinaf mahkemesine verilen bir dilekçe ile yapılır.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda üst sınır 5 yılın altında olduğundan; yalnızca, ilk derece mahkemesi tarafından belirlenen ceza miktarının artırılmasına ilişkin istinaf mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf mahkemesinin verdiği diğer kararlar bakımından temyiz yoluna başvurulamaz.

Sonuç 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, çok fazla özel süre ve teknik detay barındıran bir suçtur. Sürecin en iyi şekilde yürütülebilmesi için hiçbir detay yahut süre atlanmamalı ve suçun savunması etkin bir şekilde yapılmalıdır. Aksi takdirde hak kayıpları yaşanabilecektir. Bu sebeple alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.