Görevi yaptırmamak için direnme suçu ve cezası

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ve Cezası

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemeye çalışmaktır. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun cezası, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Söz konusu suç nedeniyle hakkında işlem başlatılanlar, hukuki dayanağa uyan şekilde savunma yapmalıdırlar. Bununla birlikte, dava süreci aşamaları kanun ve usule uygun olmalıdır.

İçindekiler

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Nedir?

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, uygulamada mukavemet suçu olarak da bilinen, cebir ve tehdit kullanarak, bir kamu görevlisinin (polis, zabıta, hakim vb.), görevini yapmasını engellemektir. Görevi yaptırmamak için direnme suçu, TCK m.265’de düzenlenmiştir.

TCK 265:

“Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Nasıl Oluşur?

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, görevi başındaki memurun, cebir ve/veya tehdit uygulanarak engellenmesiyle oluşur. Görevi yaptırmamak için direnme suçu, için şu şartlar bir arada bulunmalıdır:

  • Fiil kamu görevlisine karşı işlenmeli,
  • Fiil, kamu görevlisinin görevi kapsamına giren bir işi ifa ettiği sırada işlenmeli,
  • Cebir veya tehdit kullanılmalıdır.

Tehdit, bir kişinin, başka bir kişiyi, yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, bir saldırı gerçekleştireceği, malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağı veya bir kötülük edeceği yönünde korkutmasıdır.

Cebir ise kişinin, diğer kişiyi, bir şeyi yapması veya yapmaması konusunda zorlamak için fiziki ve zorlayıcı güç kullanmasıdır. Bu güç ile mağdurun iradesi ve hareketlerinin kısıtlamayı amaçlar. 

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluşması için cebir ve tehdidin, kamu görevlisine karşı işlenmesi tek başına yeterli değildir. Suçun mağduru kamu görevlisi, eylemin gerçekleştiği sırada görevi kapsamında işini ifa ediyor olmalıdır. 

Örneğin, bir polis memurunun, mesai saatleri dışında, görevi başında değilken saldırıya uğraması görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşturmaz.

Cebir ve tehdidin kanunda yer alan unsurlarının tam olarak gerçekleşmediği noktada da görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşmayacaktır.

Yargıtay, bu konuyla ilgili koğuşunun değiştirilmesi için  kırık cam bardağını boğazına dayayıp kendisini keseceğini söyleyen bir sanığın, bu eyleminin görevli infaz koruma memurlarına yönelik bir tehdit olarak değerlendirilemeyeceğinden görevi yaptırmamak için direnme suçunu unsurlarını oluşturmadığını kabul etmiştir.( Yargıtay 4. CD. 2020/20513 E. , 2020/11097 K.) 

Kamu görevlisine pasif direnme, cebir ve tehdit unsuru taşımadığı için görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmaz.

Pasif direnme; polisin çaldığı kapıyı açmamak, müdahaleye karşı gelmek için kendini yere atmak, sıkıca bir yerlere tutunarak götürülmesini engellemeye çalışmak, memuru dinlememek kaçmak vs. hareketlerle olur. Buna göre bu hareketleri yapan kişiler, söz konusu suçun faili olarak değerlendirilemez.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Cezası Nedir?

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun cezası; 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Bu aralıkta verilecek cezayı hâkim takdir yetkisiyle belirler. Hakim verilecek kesin cezanın oranını belirlerken suçun işlendiği yer, zaman, araç ve suçun işleniş şekli gibi hususları göz önüne almaktadır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda cezayı artıran nitelikli haller ve cezaları şunlardır:

  • Fiilin yargı görevini yapan kişilere karşı(yüksek mahkemeler, adli ve idari mahkemeler üye ve hâkimleri ile cumhuriyet savcısı ve avukatlar) işlenmesi  
  • Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi 
  • Suçun silahla ya da var olan veya sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi 

Söz konusu durumlar oluştuğunda, görevi yaptırmamak için direnme suçunun temel cezası, belirtilen oranlarda artırılarak verilir.

Fiilin Yargı Görevini Yapan Kişilere Karşı İşlenmesi 

Fiilin yargı görevini yapan kişilere karşı işlenmesi halinde faile 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilir.  Hükümde bahsedilen yargı görevi yapan kişiler; yüksek mahkemeler, adli ve idari mahkemeler üye ve hâkimleri ile cumhuriyet savcısı ve avukatlardır.

Yargıtay,  bir icra takibi dosyası kapsamında haciz mahallinde görevini yapan avukata, haciz işlemi sırasında, görevini yapmasını engellemek için söylediği kabul edilen tüm sözlerin görevi yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli halini oluşturduğunu kabul etmiştir.(Yargıtay 4.CD. 2020/21701 E.  ,  2022/21512 K.)

Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle veya Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi 

Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde faile verilecek ceza 1/3 oranında artırılır.

Yargıtay, görevi yaptırmamak için direnme suçunun birden fazla kişiyle işlendiği bir olayda, söz konusu suçun birden fazla kişiyle işlenmesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin cezada artırım yapılması gerektiğini söylediği kararını onaylamıştır.(Yargıtay 18.CD., 2019/8272 E.  2019/13696 K.)

Suçun Silahla ya da Var Olan veya Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi 

Suçun silahla ya da var olan veya sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde faile verilecek ceza 1/2 oranında artırılır.

Yargıtay, görevi yaptırmamak için direnme suçu ile ilgili bir olayda, sanığın, bahsedilen suçu silahtan sayılan taşla işlemesi nedeniyle, tayin olunan cezanın, TCK’nın 265/4. maddesi uyarınca yarı oranında artırılması gerektiği kararını onaylamıştır.(Yargıtay 9.CD., 2013/4754 E. ,  2014/5634 K.)

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Zamanaşımı

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suça ilişkin ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır.

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, şikayete bağlı olmayan bir suçtur. Bu nedenle şikayet zamanaşımı süresinden bahsedilemez. Dava açılması için verilen 8 yıllık zamanaşımı süresi, bu suç için, zamanaşımı süresi olarak belirleyicidir.

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, yargılama zamanaşımı süresi içinde yapılmalıdır. Aksi takdirde dava düşer, süreç bir karara bağlanmadan son bulur. Aynı şekilde, ceza zamanaşımı geçtikten sonra, söz konusu fiile ilişkin ceza verilemez ve verilen cezaların infazı istenemez.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç oluşturan fiilin, failin istemi dışında bir sebepten ötürü yarıda kalmasıdır. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, failin eyleme yönelik hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda suça teşebbüs mümkündür. Suç teşebbüs aşamasında kalırsa, faile verilecek ceza miktarı indirilerek verilir.

İştirak, tek bir kişiyle işlenebilecek suçun birden fazla faille işlenmesidir. Görevi yaptırmamak için direnme suçuna iştirak mümkündür. Suç oluşturan eylemi birden fazla kişi bir mağdura karşı gerçekleştirirse, bu eylemi gerçekleştiren bütün kişiler birlikte fail olarak kabul edilirler. Bu durumda her bir fail bu suçtan ayrı ayrı cezalandırılır.

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun iştirak halinde işlenmesi, cezada artırım sebebidir. Suçun birden fazla kişinin iştirakiyle işlenmesi halinde verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.

Örneğin; İki arkadaş, görevi başındaki bir polis memuruna, görevini engellemek için saldırırlarsa, bahsedilen iki kişi, görevi yaptırmamak için direnme suçuna iştirak etmiş olur. Bu iki şahıs, söz konusu suçtan dolayı müşterek fail olarak yargılanıp, ayrı ayrı kanun hükmünde yer alan cezayı alırlar.

İçtima, ortada birden fazla suç bulunmasına karşın faile tek ceza verilmesi durumudur. Sanığın, söz konusu suçu işlemek için yaptığı davranışlar tek fiil oluşturur. Kamu görevlilerinin karşı görevi yaptırmamak için direnme suçu işlerken, tek bir fiille birden çok kişiyi etkilerse bile sanık hakkında temel cezayı artıran zincirleme suç hükümleri uygulanır.

Yargıtay bir kararında, failin, önce polis memurlarına hakarette bulunması, hemen peşinden polis memuruna yumruk atıp sol el parmağını ısırması biçiminde gerçekleşen eylemlerinin bütün halinde tek bir hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını oluşturduğu ve TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenen zincirleme hükümleri uyarınca artırım yapılması gerektiği kararını vermiştir.(Yargıtay 4. CD., 2021/43606 E. ,  2022/7703 K.)

Görevi yaptırmamak için direnme suçu işlenirken kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden biri gerçekleşirse, ne kadar suç o kadar ceza kapsamındaki gerçek içtima kuralları uygulanır. Böyle bir durumda kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler de ayrıca uygulanır.

Örneğin, görevi başındaki hakime, aleyhine karar verdi diye saldırıp yüzünde kalıcı izlere sebep olan fail, hem görevi yaptırmamak için direnme suçundan hem de neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan ayrı ayrı ceza alacaktır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ve Cezası

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Soruşturma Aşaması

Görevi yaptırmamak suçunun soruşturma aşaması, yetkili merciinin, görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlendiğini öğrenmesinden itibaren, iddianamenin kabulüne kadar sürdürdüğü evredir.

Soruşturma aşaması sırayla şöyledir;

  • Şikayet veya ihbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli kontrol,
  • Tutukluluk.

DİKKAT: Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, soruşturmanın ilk aşaması olan mağdurun şikâyetine gerek kalmadan savcılık suçu öğrenmekle birlikte suçu incelemeye alır. Ancak suç, mağdurun ihbar hakkını kullanmasıyla da incelenmeye başlanabilecektir. 

Şikâyet-İhbar

Şikâyet, bir suç nedeniyle zarara uğradığını düşünen kişinin, savcılığa veya emniyete yaptığı başvurudur. İhbar ise kişinin, suçu veya şüpheliyi yetkili makamlara bildirmesidir. Herkes ihbarda bulunma hakkına sahiptir.

Suçlar; takibi şikayete bağlı ve takibi şikayete bağlı olmayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Takibi şikayete bağlı suçlarda suçun soruşturulmaya başlanması için kesinlikle mağdurun şikayeti gerekir. Suçun mağduru, takibi şikâyete bağlı suçlarda şikâyet hakkını kullanırken, takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda ihbar hakkını kullanır.

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, takibi şikâyete bağlı olmayan suçlardandır. Bu nedenle, görevi yaptırmamak için direnme suçundan mağdur olan kişi, şikâyet değil ihbar hakkını kullanarak suçun oluştuğunu savcılığa veya emniyete bildirebilir. 

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, şikayete bağlı bir suç olmadığından, şikâyetten vazgeçme gibi bir durumdan bahsedilemez. Savcılık, görevi yaptırmamak için direnme suçu işlendiğini öğrendiği anda kendiliğinden soruşturma başlatır.

Şikayet yahut ihbar, Cumhuriyet başsavcılıkları ve kolluk birimi merkezlerine sunulan yazılı, sözlü beyan ile yapılabilmektedir.

Gözaltı

Gözaltı, Cumhuriyet savcısının, kişiyi bir süreliğine, yasal olarak alıkoymasıdır. Bu kapsamda gözaltına alma şartları/sebepleri şunlardır:

  • Gözaltına almanın soruşturma yönünden zorunlu olması,
  • Şüphelinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı. 

Yukarıdaki şartların bulunması durumunda, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleyenlerin, gözaltına alınması mümkündür.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç tutulmak üzere, yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme süresi ise 12 saatten fazla olamaz.

Hakimin, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin karar vermesi mümkündür. Dosya fazlasıyla kapsamlıysa veya olaya dair delillerin toplanmasında güçlük çekilirse gözaltı süresi en fazla 2 defa olmak üzere uzatılabilecektir.

Gözaltına almaya ilişkin karara karşı; kişinin kendisi, eşi, yakını (kardeş, anne, baba, çocuk, yakın akrabalar) veya avukatı, sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir. Sulh ceza hakimliği, 24 saat içinde itiraz hakkında kararını verir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, suç ile ilgili elde edilen bulguların, Cumhuriyet savcısı tarafından elde edilip, detaylıca araştırılmasıdır. Cumhuriyet savcısı delilleri, kendisi toplayabileceği gibi, emrindeki polis ve jandarmaları da bu iş için görevlendirebilir.

Deliller, dava sonuçlanıncaya kadar her aşamada, toplanıp, gösterilebilir. Delilin geç ileri sürülmesi,  adaleti yanıltmak veya dava sürecini uzatmak gibi bir neden barındırmıyorsa delil reddedilemez. 

Toplanan deliller, lehe ve aleyhe delil niteliği gösterebilir. Cumhuriyet savcısı, delilleri toplarken hakkaniyete uygun davranır. Şüphelinin aleyhine ve lehine olan hususları eşit bir çaba göstererek araştırır.

Hukuka aykırı delil, hukuka ve ceza muhakemesi kurallarına uygun olmayan şekilde elde edilen her türlü delildir. Hukuka aykırı delil, uyuşmazlık için ne kadar önemli olursa olsun hiçbir şekilde bir uyuşmazlığın çözülmesi için kullanılamaz. Hukuka aykırı delilin en çok rastlanılan hali kişiyi videoya çekerek delil oluşturmaktır. 

Yargıtay, delillerin toplanması ile ilgili bir kararında, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının, hukuki süreci uzatmadan, makul süre içinde lehe ve aleyhe bütün delilleri toplamaları, yalnızca dava için gereken değerdeki delilleri öne sürmeleri, yani bir nevi filtre görevi yapmaları gerektiğini söylemiştir.(Yargıtay 13. CD, 2011/27923 E. ve 2012/2008 K. 02.02.2012 T.)

İfade ve Sorgu

İfade, soruşturma konusu suç ile ilgili, şüphelinin, Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri tarafından, dinlenmesidir. Sorgu ise suçla ilgili, şüpheli veya sanığın, hâkim tarafından, dinlenmesidir. Sorguyu, sulh ceza hâkimliği yapar.

Kanunda açıkça belirtildiği üzere savcı veya kolluk görevlileri dışındaki kişiler ifade alamaz. Örneğin, adli bir soruşturma ile ilgili Dışişleri Bakanlığı görevlileri, ifade alma işlemini yerine getiremez.

İfadeye çağırma usulünün nasıl olacağı kanunla açıkça düzenlenmiştir. İfadeye çağrılacak olan şüpheli veya sanığa ilk önce davetiye çıkarılır. Çıkartılan davetiyede; ifadeye neden çağrıldığı, ifadesine ne için başvurulacağı ya da neden sorguya tabi tutulacağı açıkça yazılır. Davetiyede ayrıca kişinin, hangi tarih, saat ve nerede bulunması gerektiği belirtilir. İfadeye gelmeyen kişiler için zorla getirme kararı çıkarılabilir.

İfade ve sorgu aşamalarında süreç soru cevap şeklinde ilerler ve kişilerin beyanları özgür iradeye dayanmalıdır. Zor kullanarak, işkence yaparak, vaatlerde bulunarak kişilerin ifade vermesini sağlamak hukuka aykırı usullerdir. Yasak usuller uygulanarak alınan beyanlar yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamaz.

İfade ve sorgu aşamalarının sonunda, kişinin ifadesine ilişkin soru ve cevapların yer aldığı bir tutanak hazırlanıp imzalanmaktadır. Hazırlanan tutanakta yer alan ifadelerin, şüphelinin beyanı ile örtüşmemesi halinde tutanağın imzalanmaması ve imzalamama nedeninin ayrıca tutanağa geçirilmesi gerekmektedir.

Avukat, soruşturma evresinin her aşamasında şüpheli ile görüşüp, ifade alma hakkına sahiptir. Avukat, sorgu sürecinde, şüphelinin yanında olabilir. Avukat bu süreçte, şüpheliye hukukî yardımda da bulunabilir. Soruşturmaya ilişkin tutanakları inceleme veya örnek alma yetkisi hiçbir şekilde kısıtlanamaz. Bu haklardan yararlanabilmek ve davayı daha bilinçli bir şekilde yürütebilmek adına davanın, alanında uzman bir ceza avukatıyla yönetilmesi önemlidir.

Uzlaşma

Uzlaşma, şüpheli ile mağdurun, bir uzlaştırmacı yardımıyla iletişim kurmasının sağlanması ve anlaşmasıdır.  Görevi yaptırmamak için direnme suçu, uzlaşma kapsamındaki suçlardan değildir. Suçun faili ve mağduru kendi aralarında anlaşıp uzlaşsalar bile soruşturma ve kovuşturma devam eder.

Adli Kontrol

Adli kontrol, bir hüküm verilmeden önce, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde uygulanan bir güvenlik tedbiridir. Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol kararı verilebilir.

Adli kontrol kararı verilebilmesi için şu şartlar bulunmalıdır:

  • Şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi olmalıdır. Kuvvetli şüphe; şüphelinin veya sanığın, kendisine dayandırılan suç konusu fiili işleme ihtimalinin yüksek olduğunu gösteren şüphedir.
  • Dosyada somut deliller bulunmalıdır. Varsayımsal, genel geçer, soyut, ihtimali beyan ve delillere dayanılarak adli kontrol kararı verilemez
  • Bir tutuklama nedeni mevcut olmalıdır.

Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, görevi yaptırmamak için direnme suçu isnat edilen kişi hakkında adli kontrol verilmesi mümkündür. Bu bağlamda, görevi yaptırmamak için direnme suçunda şüpheli veya sanık hakkında verilebilecek adli kontrol türleri şunlardır:

  • Yurt dışına çıkamamak. 
  • Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak. 
  • Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak. 
  • Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek. 
  • Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak. 
  • Konutunu terk etmemek. 
  • Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek. 
  • Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerden olduğundan, bu suçla ilgili uygulanacak adli kontrol süresi en çok 2 yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilmek şartıyla en fazla 1 yıl uzatılabilir.

Adli kontrol kararına karşı asliye hukuk mahkemelerine itiraz mümkündür. Karara, tefhiminden, yani duruşmada yüze okunmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi (vasi, veli vb.), eşi ve avukatı da şüpheli veya sanık adına itirazda bulunabilir.

Tutukluluk

Tutuklama, suç işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunan bir kişinin, suçlu olduğuna dair kesin karar verilmeden önce, hakim kararıyla, delillerin korunması, şüpheli ve sanığın kaçmasının önlenmesi gibi amaçlarla başvurulan koruma tedbiridir. Bir kimseye, tutukluluk tedbiri uygulanabilmesi için aranan şartlar şunlardır: 

  • Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut kanıtların bulunması,
  • Bir tutuklama nedeninin bulunması,
  • Hakim ya da mahkeme kararı,
  • Şüpheli veya sanığın huzurda bulunması,
  • Müdafinin sorguda bulunması,
  • Ceza muhakemesi koşullarının gerçekleşmesi.

Yukarıda sayılan şartların varlığı halinde, görevi yaptırmamak için direnme suçu dayatılan kişi hakkında tutukluluk kararı verilebilir. Görevi yaptırmamak için direnme suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlardan olduğundan söz konusu suçu işleyen kişiye verilebilecek tutukluluk süresi en çok 1 yıldır.

Tutuklanan kişi ve kan hısımları, bu karara karşı, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde, asliye hukuk mahkemesine itiraz dilekçesi vererek ya da tutuklama kararını veren mahkemeye başvurarak bu beyanın katip tarafından tutanağa geçirilmesi suretiyle itiraz edebilir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır;

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
  • İddianamenin düzenlenmesi.

Suçla ilgili soruşturma aşamaları tamamlandığında, ortaya bu 3 karardan biri çıkar ve süreç bu karara göre devam eder.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikayeti yapılan suçun, açıkça suç oluşturmadığına, söz konusu durumla ilgili soruşturmanın başlatılmasına gerek olmadığına yönelik savcılık kararıdır.

CMK m.158/6 uyarınca, soruşturmaya yer olmadığı kararı şu hallerde verilebilir;

  • İhbar ve şikâyet konusu fiilin, herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin, açıkça suç oluşturmadığının anlaşılması halinde soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar (SYOK) verilir.
  • İhbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması halinde soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir.

Soruşturmaya yer olmadığına karar verildiği hallerde, şikâyet edilen kişi hakkında soruşturma başlamamış olur. Bu açıdan, üzerine suç isnat edilen şahsa bu karardan sonra şüpheli sıfatı verilemez.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı(KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, Cumhuriyet savcısının, kamu davası açılmasına gerek olmadığına yönelik verdiği karardır.

CMK m.172/1 uyarınca, kovuşturmaya yer olmadığına kararı şu hallerde verilebilir;

  • Yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi,
  • Kovuşturma olanağının bulunmaması.

Sayılan durumlarda, Cumhuriyet savcısı, soruşturma işlemlerini sona erdirerek, söz konusu dosyayı kapatır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, olay ile ilgili toplanan delillerin, şüpheli hakkında yeteri kadar şüphe bulundurması halinde oluşturulan belgedir. İddianameyi düzenleme yetkisi, Cumhuriyet savcısındadır.

İddianame düzenlenmesi için soruşturma sonucunda elde edilen delillerin, kuvvetli şüphe değil, yeterli şüphe oluşturması yeterlidir. Yeterli şüphe, kişinin, suçu işlemiş olma şüphesinin, işlememiş olma şüphesinden daha fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu durumu Cumhuriyet savcısı takdir eder. İddianamenin düzenlenmesi ve kabulü kararı ile birlikte, duruşma hazırlığı işlemleri başlar.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Savunması

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun savunması, suç işlediği iddia edilen sanığın, üzerindeki suçlamayla ilgili kendisini bizzat veya avukat yardımıyla savunmasıdır.

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun savunması aşağıda liste halinde belirtilen nedenlere dayanılarak yapılabilir: 

  • Kişinin görevi başındaki kamu görevlisi olmadığı,
  • Eylemlerin cebir yahut tehdit içermediği,
  • Aleyhe delillerin çürütülmesi,
  • Usule aykırılıkların ileri sürülmesi,
  • Masumiyet karinesi iddiası,
  • Delillerin ispat gücünün tartışılması,
  • Hukuka aykırı delillerin tespiti ve karar esas adlandırılması,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
  • Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Dosyaya özel diğer savunmalar.

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, ceza hukuku alanına giren ve her durumlarda farklı şekillerde ortaya çıkan önemli bir suçtur. Savunma aşamasında, hatalı iddia ve savunmaların yapılması veya suçun oluşmadığı durumlarda bile oluşmuş gibi lanse edilmesi türünde durumlar ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarla karşılaşmamak adına, alanında uzman bir ceza avukatından yardım almak önemlidir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda ceza yargılaması aşaması, soruşturma aşaması tamamlandıktan sonra, savcının iddianamenin düzenlenmesiyle başlar.

Kovuşturma aşaması , iddianamenin kabulünden, hüküm verilinceye kadarki süreçtir. Kovuşturma aşamasının aşamaları şunlardır:

  • İddianamenin sanığa tebliğ edilmesi ve sanığın çağrılması,
  • Sanığın savunma hakkını kullanması ve suçla ilgili delillerin toplanmasını istemesi,  
  • Sanığın doğrudan mahkemeye getirilmesi.

Duruşma Hazırlığı Evresi

İddianamenin kabulüyle birlikte, kovuşturma aşamasına geçilir. İlgili ceza mahkemesi, duruşma hazırlığı için gerekli olan işlemleri yapar. Kovuşturma aşamasına geçilmesiyle birlikte şüpheli olarak bulunan kişi artık sanık olarak adlandırılacaktır.  Duruşma hazırlığı için yapılacak işlemler, tensip zaptı adı verilen bir tutanak ile tespit edilir.

İlgili mahkeme, bir duruşma günü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişiler çağırılır. Sanık daha sonra, çağrı kâğıdı ile duruşmaya çağrılır.

Duruşma Evresi

Duruşma, sanık ve müdafinin(avukatının), ayrıca duruşmaya çağrılan tanıkların veya bilirkişilerin bulunup bulunmadığı tespit edilmesiyle başlar. Hâkim, savcının düzenlediği iddianamenin kabulü kararını okur ve tanıklar salondan dışarı alınır.

Duruşmada, ilk aşamada sanık hakkında kişisel bilgiler alınır. Bundan sonra  iddianame veya iddianame yerine geçen belgede, sanığa dayatılan suça sebep olan eylemler ve deliller açıklanır. Sonuç olarak ise sanığa yöneltilen suçlamanın hukuki nitelendirmesi yapılır.

Tüm bunlardan sonra, sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunda, sorgu aşamasına geçilir. Sanığın sorgusu bittikten sonra artık delillerin tartışılması evresine geçiş yapılır.

Delillerin Tartışılması ve Karar Evresi

Delillerin tartışılması aşamasında deliller öncelikle ayrı ayrı, daha sonra birlikte tartışılır. Delillerin tartışılmasından sonra karar evresine geçilir. Karar evresinde, mahkeme tarafından hüküm verilir. Mahkeme hükmünü açıklamadan önce, son sözü mahkemede bulunan sanığa verir.

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda ceza yargılaması aşamasında, yetkili ve görevli mahkeme, suçun işlendiği yer asliye ceza mahkemeleridir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
  • Cezanın ertelenmesi,
  • Davanın düşmesi,

Mahkemenin verdiği karar neticesinde dava sonuçlanır.

Beraat

Beraat, söz konusu suç ile ilgili yapılan yargılama neticesinde, sanığın suçsuz bulunmasıdır. Beraat kararı verilen kişi hakkında cezaya hükmolunmaz.

Sanığın, kendisine yüklenen suçtan dolayı mahkum edilmesi için suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe olmaması durumunda, görevi yaptırmamak için direnme suçundan yargılanan sanık hakkında beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, suç oluşturan bir fiilinin olmasına rağmen, bazı nedenlerden dolayı sanığa, ceza verilmemesidir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, failin kusurunun bulunmaması ve cezasızlık halleri sebebiyle olmak üzere iki halde verilir.

CMK m.223/3 uyarınca, fiili suç teşkil etmesine rağmen, kusurunun bulunmaması nedeniyle faile şu hallerde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir :

  • Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
  • Suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi.

Aynı şekilde, CMK m.223/4 gereğince aşağıdaki durumlarda, cezasızlık halleri sebebiyle CYOK verilir:

  • Etkin pişmanlık,
  • Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
  • Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret,
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, 

nedeniyle, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

Mahkeme, CYOK verecek ise, mutlaka kararının sıralanan sebeplerden hangisine dayandığını belirtmelidir.

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, sanığın suçu işlediğinin ispatlandığı durumda verilen karardır. Sanık, bu karar sonucu, kanunda düzenlenen oranda hapis cezası veya adli para cezasına mahkum edilir. 

Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda eğer şartlar varsa, hakimin takdiriyle cezaya iyi hal indirimi, diğer bir adıyla takdiri indirim uygulanabilecektir. İyi hal indirimi, hakimce takdir edilen adli para cezası veya süreli hapis cezası miktarı üzerinden 1/6 oranında yapılır. Söz konusu indirim, mahkemenin hükmettiği cezanın son hali üzerinden uygulanır.

Tekerrür, işlenen bir suçun cezası kesinleştikten sonra aynı kişi tarafından tekrardan bir suç işlenmesidir. Kişi 3 yıl süreyle aynı suçu yeniden işlerse verilecek cezada artırıma gidilmektedir. Bu durum mahkumiyet süresinin uzamasına sebep olur.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, mahkemenin hükmettiği hapis cezasının, bahsedilen cezaya karşılık gelecek bir miktar paraya çevrilmesidir. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun sonucunda verilen cezanın 1 yıla kadar olduğu durumlarda, söz konusu ceza, para cezasına çevrilebilir. Ancak, hükmedilen cezanın 1 yılı aştığı durumlarda, hapis cezası para cezasına çevrilemez.

Adli para cezasına çevirme kararı verilmesi halinde hakim, adli para cezasının her bir günü için geçerli olmak üzere, 20 Lira ile 100 Lira arasında bir bedel belirler. Bu belirlemede, şüphelinin ekonomik ve sosyal yaşantısı göz önünde bulundurulmaktadır.

Asli para cezasının tek seferde ödenmesine karar verilmesi halinde ödeme 1 yıl içinde yapılmalıdır. Taksitle ödeme yöntemine karar verilmesi halinde ise 2 yıl içinde ödemelerin tamamlanması gerekmektedir. Aksi halde, adli para cezası hapis cezasına dönebilmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 2 yıl ve daha az hapis cezası verilen durumlarda, hüküm verildiği andan itibaren 5 yıl içinde kasten yeni bir suç işlenmemesi durumunda ceza yaptırımlarını ortadan kaldıran karardır.

HAGB kararı verilebilmesi gereken şartlar şunlardır:

  • Hakkında HAGB kararı verilecek sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması,
  • Suç nedeniyle mağdurun uğradığı zararın giderilmesi,
  • Mahkemece sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılması,
  • Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına onay vermesi,
  • Hükmedilen cezanın 2 yıl ve daha altında olması.
  • Görevi yaptırmamak için direnme suçu ile ilgili hükmedilen ceza 2 yılı geçmemişse, ve bahsedilen diğer şartlar karşılanıyorsa HAGB verilebilir.

HAGB kararı verildikten sonra, kişi, özel yaşamına, hiçbir sınırlama olmadan devam eder. Hakkında HAGB kararı verilen kişi, suçlu bulunmuştur. Ancak, şartları sağladığı için hakkında hüküm açıklanmaz. Bu noktada, HAGB, suçluya verilen ikinci bir hukuki şans gibidir. HAGB kararı ile suç işleyen kişinin hayatına yapılacak müdahale askıya alınmış olur.

Hakkında HAGB kararı verilen kişi, hüküm verildikten sonraki 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasten suç işlemezse hükmedilen cezası ortadan kalkar. Fakat, bahsedilen 5 senelik denetim süresi içerisinde tekrardan bir suç işlerse, şahıs hem ilk suçunun hem de yeni işlediği suçun cezalarına birden katlanır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, mahkemenin hükmettiği cezanın, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı şekilde vazgeçilmesidir.

Sanığa verilen hapis cezanın ertelenebilmesi için bulunması gereken şartlar şunlardır: 

  • Sanığa hükmedilen ceza miktarı 2 yıl veya daha az hapis cezası olması, 
  • Sanığın daha önce kasten işlenmiş bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
  • Sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair mahkemece bir kanaat oluşması,
  • Cezanın ertelenebilmesi için mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekliliği,

Görevi yaptırmamak için direnme suçu ile ilgili cezanın ertelenmesi mümkündür.

DİKKAT: Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli(doktor, ebe, hemşire) ile yardımcı sağlık personeline(hasta bakıcı, ambulans teknikeri, acil bakım teknikeri vb.) karşı, görevleri sebebiyle işlenen görevi yaptırmamak için direnme suçlarında; hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz. 

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, dosyanın işlemden kaldırılmasıdır. Soruşturma veya kovuşturma için gereken şartların gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması veya TCK’da yer alan, sanığın ölümü, ön ödeme, dava zamanaşımı, af gibi hallerin var olması durumunda, davanın düşmesi kararı verilir.

Görevi yaptırmamak için direnme suçu şikâyete bağlı olmayan bir suçtur. Bu nedenle  şikâyetten vazgeçme, görevi yaptırmamak için direnme suçu ile ilgili açılan davada, davanın düşmesine sebep olmaz. 

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, ilk derece mahkemesi olan asliye ceza mahkemesinin verdiği kararlara karşı istinaf mahkemesinde itiraz edilebilir. Kararın tefhiminden, yani duruşmada yüze karşı açıklanmasından, itibaren 7 gün içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmalıdır. Karar tarafların mahkeme salonunda olmadığı bir anda açıklanmışsa, kararın taraflara tebliğiyle birlikte, 7 günlük istinaf başvuru süresi başlar.

İstinaf, mahkûmiyet kararını hem olay yönünden hem de hukuki yönden inceler.  İstinaf denetimini Bölge Adliye Mahkemesi yerine getirir. 

Temyiz, İstinaf mahkemesinin kararına karşı Yargıtay’a başvuru yapılabilmesini sağlayan kanun yoludur. Yargıtay’a başvurabilmek için temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının öğrenilmesi veya taraflara tebliğ edilmesinden itibaren 15 gündür. 

İlk mahkemenin verdiği karar 5 yılın altındaysa, Bölge Adliye Mahkemesinin yani istinaf mahkemesinin verdiği karara itiraz edilemeyecek, yani Yargıtay’a başvurulamayacaktır. Fakat mahkemece verilen ceza 5 yılın üzerindeyse ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi halinde temyiz yani Yargıtay’a başvurulabilir.

Sonuç

Görevi yaptırmamak için direnme, ceza hukukunun alanına giren, ve gündelik olarak fazlasıyla karşılaşılan bir suçtur. Dava aşamaları süresince oluşan herhangi bir hata, hak kaybına sebep olabilir. Bu süreçte kişinin, kanuna ve usule uygun şekilde savunma yapması, kendi haklarını bilip gözetmesi gerekmektedir. Bu nedenle davanın alanında uzman bir ceza avukatıyla takip edilmesinde fayda vardır.