Göçmen kaçakçılığı suçu ve cezası

Göçmen Kaçakçılığı Suçu ve Cezası

Göçmen kaçakçılığı suçu, Türk Ceza Kanununda, uluslararası suçlar bölümü altında yer alan suç tiplerinden biridir. Göçmen kaçakçılığı suçu kapsamında; menfaat karşılığında, yasal olmayan yollardan Türkiye’ye insan sokulması yahut yasal olmayan yollardan Türkiye’den insan çıkartılması suçunu işleyen kişiler cezalandırılmaktadır.

İçindekiler

Göçmen Kaçakçılığı Suçu Nedir?

Göçmen kaçakçılığı suçu, para karşılığında ülkeye yasal olmayan yollardan insan sokulması yahut insan çıkartılmasıdır. Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK 79 hükmünde yer almaktadır.

TCK 79 hükmünde, bu suç şu şekilde açıklanmaktadır:

TCK 79:

“Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan
yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Göçmen Kaçakçılığı Suçu Nasıl Oluşur?

Göçmen kaçakçılığı suçu; bir menfaat elde edilmesi amacıyla, yasa dışı yollardan, Türkiye sınırlarına insan sokulduğunda oluşur. Aynı şekilde, bu kişilerin ülkede kalması sağlandığında veya bu yolla insan çıkartıldığında oluşmaktadır.

Örneğin, Türkiye sınırlarını yasa dışı yollarla geçmek isteyen kişilere para karşılığında yardım eden kişi bu suçu işlemiş olur. Bir Yargıtay kararında, son 6 ay içerisinde, belli bir ücret karşılığında, çok sayıda göçmeni yurt dışından Türkiye’ye geçiren ve bu kişilerin barınmasına yardım edenlerin göçmen kaçakçılığı suçunu işlemiş olduğuna karar verilmiştir. (Yargıtay 8. CD 2001/13076 E. 2001/16645 K.)

Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Cezası

Göçmen kaçakçılığı suçunun cezası, 5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası yahut bin günden on bin güne kadar adlî para cezasıdır.

Kanunda yer alan sınırlar dahilinde verilecek kesin cezayı hakim takdir etmektedir. Bu noktada, suçun işleniş şekli, işlendiği yer ve zaman, suçun meydana getirdiği zararın büyüklüğü gibi hususlar dikkate alınmaktadır.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâlleri ve Cezaları

Göçmen kaçakçılığı suçunda cezayı artıran nitelikli hâller, verilecek cezanın artırımına sebep olan durumlardır. Bu hususlar TCK 79/2 maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 79/2:

“Suçun, mağdurların;

a) Hayatı bakımından bir tehlike oluşturması,

b) Onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi, hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır.

Bu suçun; birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarısına kadar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır.”

İlgili düzenlemenin daha iyi anlaşılabilmesi için göçmen kaçakçılığı suçunun cezayı artıran nitelikli hâlleri aşağıda başlıklar hâlinde açıklanmıştır.

Suçun Mağdurların Hayatı Bakımından Tehlike Oluşturması

Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesi sebebiyle mağdurların hayatı bakımından tehlike oluşması durumunda verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır.

Bu duruma örnek olarak; göçmenlerin aç ve susuz bırakılması, küçük teknelerde yahut yük taşımak için kullanılan tır kasalarında taşınması gibi durumlar verilebilir.

Konu hakkında verilen bir Yargıtay kararında, 125 göçmenin yakalandığı, etrafı branda ile örtülü tırın aslında yük taşıma amacıyla kullanılıyor olmasının, mağdurların hayatını tehlikeye attığı kabul edilmiştir. Bu husus nitelikli hal olarak ele alınmıştır. (Yargıtay 4. CD. 2022/17218 E. 2023/15431 E.)

Suçun Mağdurların Onur Kırıcı Bir Muameleye Bırakılarak İşlenmesi

Göçmen kaçakçılığı suçunun mağdurların onur kırıcı bir muameleye bırakılarak işlenmesi durumunda verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır.

Örneğin; göçmenlerin hava alabilecekleri bir açıklık olmadan tır kasalarında taşınması, yüzlerce kişinin bir arada bulunduğu, temel ihtiyaçların giderilmesinin mümkün olmadığı, hijyenik olmayan ortamlarda yaşamalarına neden olunması verilebilir.

Aynı şekilde, göçmenlerin bulunduğu odada yatacak ve oturacak yer olmaması, ortamda yiyecek içecek artıkların bulunması da onur kırıcı muamele olarak değerlendirilmektedir.(Yargıtay 4. CD. 2023/11558 E. 2023/21567 K.)

Konuyla ilgili bir diğer Yargıtay kararında, mağdurların, çöp ve kömürlerin olduğu bir ortamda kilitli tutulması ve bu ortamda barındırılması, onur kırıcı muamele olarak değerlendirilmiştir. (Yargıtay 4. CD. 2023/11558 E. 2023/21567 K.)

Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi

Göçmen kaçakçılığı suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda verilecek ceza yarısına kadar artırılır. Suçun işlenme sürecine birden fazla kişi dâhil olduğu anda bu nitelikli hâl gündeme gelmektedir.

Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi nitelikli hâlinin söz konusu olabilmesi için çok fazla sayıda kişinin olmasına gerek yoktur. Örneğin, iki kişi dâhi birbiriyle yardımlaşarak bu suçu işlerse ilgili nitelikli hâl sebebiyle cezada artırım yapılabilecektir.

Bu konudaki bir Yargıtay kararında, suçun birden çok kişinin yardımlaşması ile işlendiği ortaya konulması cezayı artırıcı nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. (Yargıtay 4. CD. 2023/11558 E. 2023/21567 K.)

Suçun Bir Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi

Göçmen kaçakçılığı suçunun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır. Bu nitelikli hâl kapsamında bir örgüt faaliyetinden bahsedilebilmesi için TCK m.220’de aranan koşulların sağlanıyor olması gerekmektedir. Bu koşullar şöyledir.

  • En az üç kişinin suç işlemek amacıyla bir araya gelmesi,
  • Bu kişiler arasında devamlılık içeren katı veya gevşek hiyerarşik bir ilişki bulunması,
  • Bu kişilerin araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye uygun olması gerekmektedir.

Örneğin; tam bir organizasyon ve iş birliği içerisinde davranılarak, birçok kez göçmenlerin yurtdışına kaçırıldığı anlaşılırsa ve diğer unsurların varlığı da saptanırsa  göçmen kaçakçılığı suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği söylenebilecektir.

Konu hakkında verilen bir Yargıtay kararında, suçu işleyen sanıkların örgüt kurma şartlarını sağlamaması sebebiyle, amacın sadece göçmenleri sınırdan geçirmek olduğu kabul edilmektedir. Bu belirlemenin sonucunda, örgüt kurma ağırlaştırıcı halin bulunmadığı, suçta iştirakın (suçun birlikte işlenmesi) söz konusu olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2005/341 E. 2005/2011 K.)

Göçmen Kaçakçılığı Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Bir suç, elde olmayan sebepler ile tamamlanamamışsa ilgili suça teşebbüs söz konusu olmaktadır. Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin hareketlere başlanmış ancak bir şekilde suç tamamlanamamışsa teşebbüs aşamasında kalmış sayılabilir.

Kural olarak, teşebbüs durumunda cezadan bir miktar indirim yapılırken göçmen kaçakçılığı suçunda, kanundaki özel düzenleme sebebiyle indirim yapılmamakta ve suç tamamlanmış gibi ceza verilmektedir.

Bir suçun işlenmesine ortaklık eden kimse o suça iştirak etmiş olur. Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesine iştirak eden herkes, suçun işlenişindeki katkısı ve bu katkının önemine göre ayrı ayrı cezalandırılmaktadır.

Failin göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturan hareketlerinin aynı zamanda başka bir suçu da oluşturması durumunda içtima söz konusu olur. Bu durumda suçlu, bu suç türleri arasında en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmaktadır.

Göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturan fiiller aynı zamanda evrakta sahtecilik suçlarını da oluşturuyorsa kanunun açık hükmü gereği gerçek içtima hükümleri uygulanır ve fail her suçtan ayrı ayrı cezalandırılır.

Göçmen Kaçakçılığı Suçu ve Cezası

Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Soruşturma Aşaması

Göçmen kaçakçılığı suçunun soruşturma aşaması, Cumhuriyet Savcısının suç şüphesini öğrenmesiyle başlar ve iddianamenin düzenlenmesi ile sona erer.

Bazı durumlarda savcı, soruşturma sonucunda topladığı deliller ve edindiği bilgiler sonucunda dava açılmasını uygun görmeyerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu durumda söz konusu kararın verilmesi ile soruşturma aşaması sona erer.

Göçmen kaçakçılığı suçunun soruşturulmasına ilişkin temel ve önemli hususlar aşağıda başlıklar hâlinde açıklanmıştır.

Şikâyet-İhbar

Bazı suçların soruşturulmaya başlanması için, suçun mağduru tarafından adli makamlara şikayette bulunulmuş olması şartı aranmaktadır. Ancak göçmen kaçakçılığı suçu için şikayete gerek yoktur. Herhangi bir kişi tarafından ihbarda bulunulması ve adli makamların suçtan haberdar edilmesi yeterlidir.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturmanın sürdürülebilmesi için zorunlu olduğunda, şüphelinin, hâkim kararı olmaksızın adli makamların gözetiminde tutulmasını sağlayan tedbir türüdür. Kişinin gözaltı süresi en fazla 24 saat olabilmektedir ve bireysel suçlarda bu süre uzatılamaz. Toplu suçlarda ise belirli koşullar altında sürenin uzatılabilmesi mümkündür.

Toplu suç; üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu ifade eder. Toplu suçlarda Cumhuriyet savcısı, gözaltı süresinin her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına karar verebilir.

Göçmen kaçakçılığı suçunun soruşturulması bakımından zorunlu olması ve şüphelinin suçu işlediği yönünde somut bir şüphe olması hâlinde gözaltı kararı verilebilmesi mümkündür. Ancak bu süre 24 saati aşamaz ve toplu suçlar haricinde uzatılamaz.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması aşamasında, toplanan deliller savcı tarafından değerlendirilerek olayın nasıl gerçekleştiği bilgisine ulaşılmaktadır. Dolayısıyla suçun şüpheli tarafından işlenip işlenmediği bu yolla ortaya çıkarılabilmektedir.

Göçmen kaçakçılığı suçu bakımından bir cezanın söz konusu olabilmesi için öncelikle deliller toplanmalı ve suçun işlenip işlenmediğine ilişkin gerçeğe ulaşılmalıdır. Delillerin toplanmasına ilişkin talimatı savcı vermektedir. Savcı, şüphelinin sadece aleyhine olan delilleri değil lehine olan delilleri de toplamakla yükümlüdür.

Toplanan delilin kullanılabilmesi için hukuka uygun olması gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller hiçbir surette kullanılamayacaktır. Hukuka aykırı delil kanunlara aykırı bir şekilde elde edilmiş delil anlamına gelmektedir.

Örneğin kanunla açıkça yetkilendirilmemiş bir makam, telefon dinleme tedbirini uyguladığında, söz konusu uygulama sonucunda elde edilecek olan delil hukuka aykırı olacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin soruşturma konusu suç ile ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından yahut kolluk görevlileri (emniyet birimleri, jandarma vb.) tarafından dinlenmesidir. Sadece soruşturma evresinde söz konusu olur.

Sorgu, şüpheli veya sanığın hâkim veya savcı tarafından dinlenmesini ifade etmektedir. Sorgu, soruşturma evresiyle birlikte kovuşturma evresinde de (dava açılmasıyla başlayan süreç) gündeme gelebilmektedir.

Göçmen kaçakçılığı suçunun soruşturma aşamasında, şüpheli/şüphelilerin ifadesi alınarak yaşanılan olaya ulaşılmaya çalışılır. Bu süreçte öncelikle şüpheliye bir davetiye gönderilerek ifadesinin alınması için polis merkezine yahut savcılığa çağrılması söz konusu olur. İfadeye çağırılan şüpheli gelmediği takdirde emniyet personeli aracılığıyla zorla getirilmesine karar verilir.

İfade alınırken öncelikle şüphelinin kimliği saptanır. Akabinde; kendisine yüklenilen suçlar anlatılır, müdafi (avukat) seçme hakkının bulunduğu anlatılır, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmama hakkı olduğu anlatılır ve soruşturma konusu suça ilişkin beyanları dinlenir.

Soruşturma evresindeki ifade aşaması şüpheli için en kritik aşamalardan bir tanesidir. İfade alınırken verilecek cevaplar, kullanılacak kelimeler dahi soruşturmanın ve davanın seyrini tamamen değiştirebilmektedir. Bu sebeple ifade alınırken ve alınmadan öncesinde uzman bir ceza avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.

Uzlaşma

Uzlaşma; fail ile suç sebebiyle zarar gören tarafın, failin bir edimi karşılığında, bağımsız bir kişi tarafından anlaştırılmasıdır. 

Soruşturma aşamasında uzlaşılması hâlinde fail hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir (KYOK). Uzlaşılmaması durumunda ise kamu davası açılır.  Kovuşturma aşamasında uzlaşılması hâlinde fail hakkında düşme kararı verilir. Uzlaşılmaması durumunda ise yargılamaya devam edilir. 

Uzlaşma uygulaması her suç bakımından uygulanabilir değildir. Hangi suçlar için uygulanabileceği Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir.  Göçmen kaçakçılığı suçu bakımından uzlaşma hükümleri  uygulanmamaktadır.

Adli Kontrol

Adli kontrol, suç şüphesi altında olan kişinin denetim altında tutulmasını sağlayan bir koruma tedbiridir. Örneğin yurtdışına çıkış yasağı, imza uygulaması, elektronik kelepçe takılması gibi yollarla şüpheli denetim altında tutulmaktadır.

Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde uygulanan daha hafif düzeyli bir koruma tedbiridir. Yurt dışı çıkış yasağı, konutu terk etmeme, yetkili makamlara düzenli imza verme gibi uygulamalar adli kontrol tedbirleridir. Tutuklama kararı yerine adli kontrol kararı verilmesinin amacı, tutuklama tedbirinin, kişinin hürriyeti yahut seyahat özgürlüğü gibi haklarını engelleyen ağır sonuçları olmasıdır.

Göçmen kaçakçılığı suçunda, adli kontrol süresi en fazla 2 yıldır. Ancak bu süre zorunlu hâllerde 1 yıl daha uzatılabilir. 18 yaşından küçükler için süreler yarı oranında uygulanır.

Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilmesi mümkündür. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır. Kararın verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde bulunan Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.

İtiraz edilmesi üzerine, adli kontrol kararının kaldırılmasına, yükümlülüklerin, değiştirilmesine veya sanığın bazı yükümlülüklerden muaf tutulmasına karar verilebilir.

Tutukluluk

Tutuklama tedbiri, kuvvetli suç şüphesi, kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi bulunan şüphelilerin gözetim altında tutulmasıdır. Adli kontrol kararı verilmesinin yeterli olduğu durumlarda, tutuklama yapılamaz.

Kanunda sayılan bazı suçlarda tutuklama nedenlerinin var olduğu kendiliğinden kabul edilmektedir. Göçmen kaçakçılığı suçu da sayılan suçlar içerisinde yer almaktadır. Dolayısıyla bu suç türünde, kuvvetli suç şüphesinin varlığı hâlinde tutuklama nedeni olduğu da varsayılarak direkt tutuklama kararı verilebilmektedir.

Göçmen kaçakçılığı suçunun soruşturma aşamasında tutuklama tedbiri en çok 6 ay için verilebilmektedir. Bu süreden uzun tutuklama tedbirlerine itiraz hakkı bulunmaktadır.

Tutukluluk süresi en fazla 6 ay daha uzatılabilir. Tutukluluk süresi gözaltı durumlarında gözaltına alınan tarihten, doğrudan tutuklanılması durumunda ise tutuklama tarihinden itibaren başlar.

Tutuklama kararı soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine Sulh Ceza Hâkimi tarafından verilmektedir. Bu karara karşı 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilmektedir.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

Göçmen kaçakçılığı suçunun soruşturması sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır.

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Savcılığa ulaşan ihbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması hâlinde yahut ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması hâlinde savcı, soruşturmaya başlamaksızın soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verebilir. Bu durumda soruşturmaya hiç başlanmamış olur.

Soruşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilebilmektedir. SYOK’a itiraz; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Soruşturma sonucunda savcı, şüpheli hakkında dava açılmasını uygun görmezse kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara uygulamada KYOK kararı denilmektedir. Bu durumda dava süreçleri başlamaktadır.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilebilmektedir. KYOK’a itiraz; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi Kararı

Soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Akabinde, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili Mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Savunması

Göçmen kaçakçılığı suçunda somut olayın özelliklerine ve duruma göre bazı savunmalar yapılabilmektedir. Bu savunmalara örnek olarak şu hususlar verilebilir:

  • Şüpheli veya sanığın suç işleme kastı ile hareket etmediği,
  • Kişinin söz konusu suçtan herhangi bir menfaat sağlamadığı,
  • Verilen cezanın oranını indiren yahut ceza verilmemesi sonuçlarını ortaya koyan sebeplerin varlığı,
  • Masumiyet karinesi iddiasının göz ardı edilmesi,
  • Sanık hakkında ortaya konulan aleyhe delillerin geçersizliği,
  • Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması,
  • Cezanın verilmesine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin oluşmadığı,
  • Suç vasfının veya unsurlarının yanlış değerlendirilmesi
  • Sanığa ilişkin lehe delillerin de toplanmamış olması,
  • Olayda, şahsi cezasızlık sebeplerinin var olması.

Göçmen kaçakçılığı suçunda, yukarıda belirtilen savunmanın yanı sıra özel savunma sebepleri de bulunmaktadır. Özellikle, birden çok kişiyle işlenen suçun, örgüt çevresinde işlenmediği, göçmenlerin hayatının tehlikeye atılmadığı gibi nitelikli hallere ilişkin savunmalar yapılmaktadır.

Olayın şartlarına göre şekillenen savunmaların yapılabilmesi için uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması, soruşturma evresi sonunda savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilerek davanın açıldığı aşamadır. Uygulamada kovuşturma aşaması da denilmektedir. Bu süreç, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlar, yine mahkeme tarafından kararın verilmesiyle sona erer.

Yargılama aşamasında sanık savunma hakkını kullanıp suçla ilgili delillerin toplanmasını isteyebilir. Deliller toplanır, görgü tanıkları dinlenir, duruşmalar yapılır. Sonucunda hâkim tüm süreci değerlendirerek bir karar verir.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Zamanaşımı

Göçmen kaçakçılığı suçunda dava zamanaşımı süresi 15 yıl; ceza zamanaşımı 20 yıldır. Dava zamanaşımına ilişkin 15 yıllık süre, suçun işlendiği tarihte başlar. Ceza zamanaşımı ise, cezaya ilişkin mahkeme kararının verildiği gün başlamaktadır.

Belirtilen zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde, söz konusu suça ilişkin dava açılamaz, ceza verilemez yahut verilen cezanın infazı istenemez.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Göçmen kaçakçılığı suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Adli para cezasına çevirme
  • HAGB
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat, bir mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, sanığın suçsuz olduğuna karar verilmesidir. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması gibi sebeplerle verilebilir

Örneğin, Göçmen kaçakçılığı suçuyla ilgili bir dava sonucunda, mahkeme sanığın, suç oluşturan eylemleri gerçekleştirmediği kanaatine varırsa, beraat kararı verebilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen herhangi bir neden ile ceza verilmemesidir. Bu karar ancak belirli hallerde verilebilir. Örneğin, faile akıl hastalığı sebebiyle kusur yüklenemiyorsa ya da etkin pişmanlık sebebiyle ceza verilemiyorsa ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.

Göçmen kaçakçılığı suçu işlenmiş olmasına rağmen yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, gibi nedenler bulunuyorsa fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Göçmen kaçakçılığı suçunun sanık tarafından işlendiği anlaşılırsa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, bazı olgular gözetilerek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesidir. Suç kasten işlenmişse ve verilen ceza 1 yılın altındaysa hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Taksirle işlenen suçlarda ise yıl sınırı bulunmamaktadır. Dolayısıyla taksirle işlenen tüm suçlarda adli para cezasına çevirme kararı verilebilmektedir.

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hâkimin takdirindedir. Ancak hükmedilen hapis cezası 30 gün veya daha az süreli ise hâkim hapis cezasını para cezasına çevirmek zorundadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; ilgili koşulların varlığı hâlinde, verilen cezanın açıklanmaması kararıdır. Uygulamada HAGB kararı da denilmektedir. 

 HAGB kararı verilebilmesi için; verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, sanığın tutum ve davranışlarından yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaate varılması gerekmektedir.

HAGB kararı verilmesi hâlinde kişi 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Kişinin, bu 5 yıl içerisinde kasıtlı bir suç işlememesi gerekmektedir. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmemektedir.

Cezanın Ertelenmesi

2 yıl veya daha az süreli suçlarda cezanın ertelenmesine karar verilebilir. Bu durumda kişi için hükmedilen hapis cezasının uygulanması bir süre için ertelenir.

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkumiyet kararı, ilgili kişinin adli sicil kaydına işlenir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, bazı durumlar neticesinde davanın esası hakkında karar verilememesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Bunlara örnek olarak; sanığın ölümü, genel af, dava zamanaşımı gibi durumlar verilebilir.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda verilen kararlara karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Eğer bu süre içerisinde istinafa başvurulmazsa karar kesinleşir ve kişi istinafa başvurma hakkını kaybeder. İstinaf incelemesi talebi, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe veya zabıt kâtibine beyanda bulunarak yapılır.

Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin bazı kararlara karşı istinafa başvurulamaz. Bu kararlar aşağıdaki gibidir.

  • 3000 TL ve altındaki adli para cezasına ilişkin mahkumiyet kararları
  • HAGB kararı (Bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir.)

İstinafta verilen bozma kararı dışındaki kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabilmektedir. Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır.

İstinaf ve Yargıtay süreci ortalama 1-2 yıl arasında sürmektedir. Ancak her dava özelinde bu süreler değişkenlik gösterebilmektedir.

Sonuç

Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin soruşturma ve kovuşturma süreçlerini yönetmek birçok detay barındırmakta ve uzmanlık gerektirmektedir. Savunmalar ve teknik detaylar her somut olaya göre farklılık göstermekte olup tüm bu süreçte en ufak bir detayın atlanması dahi kişinin mahkumiyetine yol açabilecektir. Soruşturma ve yargılama aşamalarının herhangi birinde hak kaybı yaşanmaması için alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.