Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu ve Cezası

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu ve Cezası

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu ve cezası, tehlikeli eylemler olarak değerlendirilen bazı davranışların engellenmesi ve bu eylemlerin bir zarara neden olmaması için düzenlenmiştir. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işleyen kişilere 6 aydan 3 seneye kadar hapis cezası verilmektedir. 

İçindekiler

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu Nedir?

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu; kişilerin yaşamı, sağlığı veya malvarlığına tehlike oluşturabilecek şekilde ya da kişilerde korku, endişe ya da panik oluşturabilecek tarzda hareketlerde bulunulmasıdır. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu TCK’nın 170. maddesinde düzenlenmiştir. 

TCK 170:

“(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; 

a) Yangın çıkaran, 

b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, 

c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, 

kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu Nasıl Oluşur?

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu, kişilerin yaşamına, sağlığına veya malvarlığına yönelik tehlikeli olabilecek şekilde ya da kişilerde korku, endişe veya paniğe neden olabilecek şekilde kanunda düzenlenen hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi ile oluşur.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu oluşturan hareketler şunlardır:

  • Yangın çıkarma
  • Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel ya da taşkına neden olma
  • Silahla ateş etme ya da patlayıcı madde kullanma

Yangın Çıkarma

Yangın çıkarma suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlike oluşturan ya da kişilerde korku, endişe veya paniğe neden olan kişiler genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunu işlemektedir. 

Yangın çıkarma, zarara neden olan büyük ateş olarak ifade edilir. Dolayısıyla bir ateş yakılması eyleminin yangın çıkarma olarak ifade edilebilmesi için bu ateşin zarara yol açacak boyuta ulaşması gerekmektedir. 

Yangının çıkartılma şekli önemli değildir. Dolayısıyla her çeşit aracın kullanılması ile yangın çıkartılması mümkündür. Ayrıca yangın doğrudan çıkartılabileceği gibi bir nesnenin yakılarak başka nesnelere sıçratılması ile de çıkartılabilir.

Örneğin, elektrik kablolarının birbirine sürtülerek kısa devre yaptırılıp yangın çıkartılması hali bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Yargıtay, eşinin evi terketmesine sinirlenerek evde kurulu olan sobayı tekme atarak devrilmesine ve yangın çıkmasına neden olan sanığın yangın çıkartmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2016/1156, K:2016/5511, T: 25.04.2016)

Yargıtay başka bir kararında; sanığın kendi iş yerini benzinle ateşe vererek iş yerinde yangın çıkarması eylemi ile genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işlediği ifade edilmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2014/31560, K:2015/12844, T:02.03.2015) 

Yargıtay başka bir kararda ise, sanığın iş yerinde sigortadan para almak için yangın çıkarması halinde dolandırılık suçu ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluştuğunu belirtmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2008/309, K:2009/14865, T:24.11.2009)

Bina Çökmesine, Toprak Kaymasına, Çığ Düşmesine, Sel veya Taşkına Neden Olma

Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde ya da kişilerde korku, endişe veya panik oluşturabilecek biçimde bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan kişiler genel güveliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan sorumlu olmaktadır.

Bina çökmesine neden olma, bir yapının tamamen ya da kısmen yıkılmasıdır. Bina çökmesi nedeniyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda; binanın bulunduğu yer, binanın çökme şekli, çökme zamanı ve binanın çöktüğü sırada etrafında insan olup olmadığı gibi hususlar dikkate alınmaktadır.  

Toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın doğal afet olarak kabul edilen olaylardır. Fakat kişinin bunların oluşmasını tetikleyici bir harekette bulunması ya da bu olaylara neden olması halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu oluşmaktadır.

Yargıtay, sanıkların ihale yoluyla yaptıkları binanın teslim edilmesinden sonra binada çökme ve çatlakların meydana geldiği olayda; sanıkların binada çökme ve çatlakların oluşması için kasten bir davranışta bulunmadığı ve bu nedenle genel güveliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluşmadığına karar vermiştir. (Yargıtay 15.CD, E:2012/12535, K:2013/17830, T:19.11.2013)    

Silahla Ateş Etme veya Patlayıcı Madde Kullanma

Silahla ateş etme veya patlayıcı madde kullanmak suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeye neden olunması ya da kişilerde endişe, korku veya paniğe neden olabilecek şekilde silahla ateş edilmesi ya da patlayıcı madde kullanılması halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu oluşur.  

Silahla ateş etmek suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluşabilmesi için silahın ateş etme özelliğine sahip olması gerekir. Dolayısıyla ateş etme özelliği bulunmayan bıçak, sopa veya çekiç gibi bir silahın kullanılması halinde bu suç meydana gelmeyecektir. Ayrıca kurusıkı silahın kullanılması halinde de genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu oluşmaz. 

Yargıtay’ın; kurusıkı tabanca ile havaya ateş edilmesi şeklindeki olaylarda, kurusıkı tabancanın silah vasfı bulunmadığı için silahla ateş etmek suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluşmayacağına dair vermiş olduğu birçok kararı bulunmaktadır. (Yargıtay 8.CD, E:2019/23155, K:2021/20523, T:09.11.2021) (Yargıtay 8.CD, E:2018/3129, K:2019/9057, T:27.06.2019) (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E:2019/50, K:2019/176, T:07.03.2019)

Yargıtay başka bir olayda, asker eğlencesinde av tüfeğiyle havaya birden fazla kez ateş eden sanığın ateş etmek suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2021/8824, K:2023/2835, T:04.05.2023)  

Patlayıcı madde kullanmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu, infilak etme özelliği bulunan maddelerin patlatılarak kişilerin yaşamı, sağlığı veya malvarlığının tehlikeye uğraması ya da toplumda endişe, korku veya panik yaşaması halinde meydana gelir.

Yargıtay kararlarında; infilak etme özelliği bulunmayan havai fişek, torpil ya da maytap gibi maddelerin kullanılması halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluşmadığını belirtmiştir. Fakat bu tür maddeler yüksek seste gürültüye neden olduğu için Kabahatler Kanunu gereği idari para cezası verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2014/31429, K:2015/20222, T:26.06.2015) (Yargıtay 8.CD, E:2016/7578, K:2016/10867, T:28.11.2016)    

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu Cezası

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu cezası, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Hakim 6 ay ile 3 yıl arasındaki temel cezayı; suçun işleniş şekli, işlendiği yer ve zaman, suçun konusunun önemi ve değeri, meydana gelen zarar ile tehlikenin ağırlığını gibi ölçütlerle birlikte somut olayı dikkate alarak belirler. 

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Halleri ve Cezaları

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun cezayı azaltan nitelikli halleri, TCK 170/2 ve TCK 171’de olmak üzere 2 adet düzenlenmiştir. Bu nitelikli hallerden birinin bulunması halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan verilecek ceza, temel cezaya göre daha az olmaktadır.   

TCK 170/2:

“(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

TCK 171:

“(1) Taksirle; 

a) Yangına, 

b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına, 

Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Yangın, Bina Çökmesi, Toprak Kayması, Çığ Düşmesi, Sel veya Taşkın Tehlikesine Neden Olma

Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işleyen kişilere, 3 aydan 1 yıla kadar hapis ya da adli para cezası verilir.

Bir kişinin gerçekleştirdiği hareketin yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel ya da taşkın tehlikesine yol açması durumunda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu oluşur. Fakat bu halde suçun işlenmesine başlamasına rağmen yangın çıkmamış, bina çökmemiş, sel olmamış, yalnızca bu durumlara yönelik bir tehlikeye neden olunmuşsa nitelikli hal gündeme gelir.   

Yargıtay; sanığın evindeki battaniyeyi çakmakla tutuşturmaya çalıştığı, ardından evin dışına çıkartıp burada da yakmaya çalıştığı sırada olay yerinde bulunan kolluk görevlileri tarafından müdahale edilerek yangın çıkmasının engellendiği olayda, sanığın TCK 170/2’de düzenlenen yangın tehlikesine neden olma suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2019/23989, K:2022/3646, T:02.03.2022)

Yargıtay başka bir kararında; sanığın mutfak tüpünün başını çıkarıp odaya gaz dolmasını sağladıktan sonra çakmağı çaktığı fakat yangının gerçekleşmediği olayda, sanığın TCK 170/2’de düzenlenen yangın tehlikesine neden olma suçunu işlediğini ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2015/3039, K:2015/20360, T:29.06.2015) 

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması

Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması halinde 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir. Taksir; kişilerin, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle bir suçun oluşuma sebebiyet vermeleridir.

Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçu; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olunması ve bu durumun başkalarının yaşamı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlike oluşturması halinde oluşmaktadır.

Yargıtay; iki bina arasında kalan eski bir binanın yıkılarak yerine yenisinin yapılması sırasında yan binada bulunan dairenin ve iş yerinin zarar gördüğü olayda, şantiye şefi olarak görevli olan sanığın genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan sorumlu olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2019/22645, K:2021/23001, T:16.12.2021) 

Yargıtay bir kararında ise; sanığın kiracı olduğu evdeki sobanın üstüne kuruması için bıraktığı giysilerin alev alması sonucunda yangına neden olduğu olayda, yangın sebebiyle yalnızca sanığın kişisel eşyaları ile yangının çıktığı odadaki duvarların islenerek zarar gördüğü, yangının binaya sirayet etmediği bu nedenle sanığın genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan beraat etmesi gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2023/427, K:2023/3068, T:09.05.2023)  

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, bir kişinin suç işleme kararı alıp bu karar kapsamında suçu işlemeye başlaması fakat elinde olmayan nedenlerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda teşebbüs mümkündür. Teşebbüs halinde faile verilecek cezada 1/4’ten 3/4’e kadar indirim yapılır. 

Yargıtay’ın bir kararında; sanığın hasmına zarar vermek için av tüfeğiyle ateş edeceği sırada üçüncü bir kişinin av tüfeğini havaya kaldırarak bunu engellediği olayda, sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçuna teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2015/13694, K:2016/8606, T:29.06.2016)

İştirak, suçun birden fazla kişinin katkısıyla gerçekleştirilmesi halinde, bu kişilerin nasıl cezalandırılacağının belirlenmesidir. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda iştirakin her hali mümkündür. Dolayısıyla bu suçta müşterek faillik, dolaylı faillik, azmettirme veya yardım etme olarak düzenlenen iştirak hükümleri uygulanabilir.  

Örneğin, yangın çıkartmak için yangın malzemesinin temin edilmesi, patlayıcı madde temin edilmesi, yangının çıkartılmasına etkin katılma, yangın çıkartma ya da patlayıcı madde patlatmaya azmettireme gibi davranışlarla bu suça iştirak edilebilir.

İçtima, failin tek bir davranışı ile birden fazla suça neden olması halinde fail hakkında uygulanacak cezanın belirlenmesidir. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda içtima hükümleri uygulanabilir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun peş peşe ve birden fazla kez zincirleme suç şeklinde işlenmesi halinde faile tek ceza verilmekte fakat cezasında ¼’ten ¾’e kadar artırım yapılmaktadır.

Örneğin bir Yargıtay kararında; sanığın aynı suç tarihinde 00.15 ve 00.45 saatlerinde ayrı ayrı iki kez farklı yerlerde havaya silahla ateş ettiği olayda, sanığın eylemleri zincirleme şeklinde gerçekleştirdiği belirtilerek bir defa cezalandırılması gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2021/2861, K:2022/8474, T:07.06.2022)

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda fikri içtima hükümlerinin uygulanması da mümkündür. Fikri içtima; bir davranış ile birden çok farklı suçun oluşmasına neden olan kişilerin, bu suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmasıdır.

Yargıtay; sanığın iş yerine akşam saatlerine girip yangın çıkardığı ve iş yerinde bulunan eşyaların yanarak zarar gördüğü olayda, sanığın davranışının yakarak mala zarar verme suçunu ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu oluşturduğu fakat sanığın fikri içtima kuralları gereği en ağır cezayı gerektiren yakarak mala zarar verme suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2021/11409, K:2023/5445, T:03.07.2023)

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu ve Cezası

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Soruşturma Aşaması

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun soruşturma aşaması, adli mercilerin suç şüphesini öğrenmesiyle başlayıp Cumhuriyet savcısının iddianame hazırlayarak ceza davası açması ya da takipsizlik kararı vererek dosyayı kapatmasına kadar geçen aşamadır.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun soruşturması şu aşamalardan oluşur:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk 

Şikayet-İhbar

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı değildir. Dolayısıyla bu suçun işlendiğinin ihbarını alan veya kendiliğinden öğrenen adli makamlar doğrudan soruşturma başlatabilmektedir. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu öğrenen ya da bu suçun mağduru olan kişilerin ihbarda bulunarak adli mercileri haberdar etmesi soruşturmanın başlatılabilmesi için yeterlidir. İhbarlar; polise, jandarmaya ya da Cumhuriyet savcılığına yapılabilir.

Gözaltı

Gözaltı, bir suç işlediği yönünde şüphe duyularak yakalanan kişilerin adli işlemler yapılırken geçici bir süreliğine tutulmasıdır.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda gözaltı kararı verilmesi mümkündür. Bu kapsamda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun soruşturmasında; gözaltına almanın soruşturma için zorunlu olması ve kişinin suçu işlediğine yönelik somut kanıtların bulunması halinde gözaltı kararı verilebilmektedir. 

Bir kişi yakalandıktan sonra en fazla 24 saat gözaltında kalabilir. Fakat suçun 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde gözaltı süresi 3 gün daha uzatılabilir ve toplamda 4 gün gözaltında kalınabilmektedir. 

Gözaltı ve gözaltının uzatılması kararlarına itiraz yolu açıktır. Bu itirazlar sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazı; gözaltına alınan kişi, eşi, avukatı, yasal temsilcileri, 1. veya 2. derece kan hısımları yapabilir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, soruşturma başlatılan olayla ilgili gerçeklerin anlaşılması için Cumhuriyet savcısı denetiminde bilgi ve belge toplatılıp gerekli araştırmaların yapılmasıdır.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun soruşturma aşamasında toplanabilecek delillere; kamera görüntüleri, tanık ifadeleri, ses kayıt dökümleri ya da suçta kullanılan araçlar örnek olarak gösterilebilir. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu kapsamında yürütülen soruşturmada Cumhuriyet savcısı, soruşturma altındaki kişinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplamakla yükümlüdür. Ayrıca bu kişiler de lehlerine olan delilleri gösterip bunların toplatılmasını Cumhuriyet savcılığından isteyebilmektedir. 

Toplanan delillerin ceza davasında ispat aracı olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun yollarla elde edilmelidir. Hukuka aykırı delil, kanunlarda delil toplanırken gösterilen usullere aykırı davranarak delil toplanmasıdır. Hukuka aykırı usullerle elde edilen deliller yargılamada dikkate alınamaz ve olayların ispatlanması amacıyla kullanılamaz.    

Yargıtay bir kararında; silah seslerinin duyulduğu yere giden kolluk görevlilerinin elinde silah bulunan sanığı yakaladığı olayda, olay yerinde boş kovan bulunamadığı ve sanıktan alınan swap örneklerinde atış artığına rastlanmadığı bu nedenle sanığın mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı için beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2021/4554, K:2022/8502, T:07.06.2022)  

İfade ve Sorgu

İfade alma, soruşturma şüphelisi kişinin kendisine isnat edilen suç hakkındaki beyanlarının kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından alınmasıdır. Sorguya çekme ise şüpheli ya da sanığın kendisine itham edilen suç hakkındaki açıklamalarının mahkeme tarafından dinlenilmesidir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu kapsamında ifadesi alınacak ya da sorgulanacak kişilere çağrı kağıdı ile davetiye gönderilir. Çağrı kağıdında; ifade veya sorgunun yeri, saati ve çağrılma sebebi gösterilir. Ayrıca çağrı kağıdında çağrıya uyulmaması durumunda zorla getirme kararı verileceği belirtilir.

İfade ve sorguya çağrılan kişinin ilk olarak kimlik tespiti yapılır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır. Devamında ise kişi hakkında isnat edilen suç açıklanır. Ayrıca ifade ve sorgu sırasında kişinin sahip olduğu hakları da açıklanır. İfade ve sorguda kişiler; avukat tutma, açıklamada bulunmama ve lehine olan delilleri ileri sürme gibi haklara sahiptir. 

İfade ve sorgudaki açıklamaların kişinin özgür iradesine dayanması gerekir. Bu çerçevede, ifade alınırken şüpheliye kötü davranışlarda bulunulması, cebir, tehdit ya da psikolojik baskı yapılması yasaklanmıştır. Yasak usullerle ifade alınması halinde yapılan açıklamaların hukuka aykırı yollarla elde edildiği kabul edilmekte ve dikkate alınmamaktadır.  

İfade ve sorguda kişinin açıklamaları tutanağa yazılıp taraflarca imzalanmaktadır. Bununla birlikte, tutanak imzalanmadan önce dikkatli bir şekilde okunup sözlü beyanların tutanağa doğru şekilde yazılmış olup olmadığına dikkat edilmelidir. Aksi durumda tutanaktaki kayıtlara itibar gösterileceğinden mağduriyetlerin yaşanması söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle kişilerin uzman ceza avukatlarına danışarak süreci yürütmeleri faydalı olacaktır. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüphelinin tutuklanması yerine mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyması koşuluyla serbest bırakılmasıdır. Bu kapsamda, tutuklama tedbirinin şüpheli için ölçüsüz olduğu kanaatinde olan mahkeme şüphelinin tutuklanması yerine belirlediği denetimlere uyması şartıyla onu serbest bırakabilmektedir. 

Adli kontrol kararı kapsamında; belirlenen günlerde imza atma yükümlülüğü, ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı, belirlenen yerleşim yerine gidememek ya da belirli yerleşim yerinden ayrılamamak, taşıtları kullanamamak ve gerektiğinde sürücü belgesini teslim etmek, silah bulunduramamak ve gerekirse silahını adli emanete teslim etmek gibi yükümlülükler yüklenebilmektedir. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda adli kontrol kararı verilmesi mümkündür. Bu suç kapsamında adli kontrol kararı ile getirilen denetimler en fazla 2 sene boyunca uygulanabilir. Fakat bu süre zorunlu durumlarda 1 sene daha uzatılabilir.  

Adli kontrol kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. Adli kontrol kararının hukuka aykırı, haksız ya da ölçüsüz olduğunu düşünen şüpheli, eşi, avukatı veya kanuni temsilcileri; kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebilir. İtirazlar kararı veren sulh ceza hakimliğine yapılır. Hakimlik ise itirazı inceleyip karar verilmesi için dosyayı asliye ceza mahkemesine gönderir.  

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma aşamasında mahkeme kararıyla şüphelinin cezaevinde geçici olarak tutulmasıdır. Tutuklama kararının verilebilmesi için şu şartlar varlığı aranır: 

  • Suçun işlendiği yönünde somut deliller bulunmalı,
  • Kaçma, saklanma, delilleri yok etme veya ortadan kaldırma gibi bir tutuklama nedeni bulunmalı,
  • Tutuklama tedbirinin işlenen suç için ölçülü olması gerekir. 

Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda tutuklama kararı verilmesi mümkündür. Bununla birlikte, hapis cezasının üst sınırının 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Dolayısıyla TCK 170/2 ve TCK 171’te düzenlenen suç nedeniyle tutuklama kararı verilmesi mümkün değildir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda tutuklama süresi en fazla 1 senedir. Fakat zorunlu hallerde bu sürenin 6 ay uzatılabilir. 

Tutuklama kararlarına karşı itiraz yolu mümkündür. Tutukluluğa itiraz, şüpheli veya sanığın tutuklanmasından itibaren 7 gün içerisinde yapılabilir. İtirazı; tutuklanan kişi, eşi, avukatı veya yasal temsilcileri yapabilir. 

Tutuklama kararına itirazlar, kararı veren sulh ceza hakimliğine yapılır. Hakimlik itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmemesi halinde ise itiraz hakkında karar vermesi için dosyayı asliye ceza mahkemesine gönderir.

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi
  • İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar veya şikayet konusu davranışın suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması halinde verilen karardır. Dolayısıyla adli makamlara yapılan ihbarın suç teşkil etmediğinin açıkça belli olduğu hallerde ya da  genel veya soyut nitelikte bir ihbarda bulunulması halinde Cumhuriyet savcısı soruşturma işlemlerine başlamadan soruşturmaya yer olmadığı kararı verir.

Soruşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz yolu mümkündür. İtirazlar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Cumhuriyet savcısının bağlı olduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazın hakimlik tarafından kabul edilmesi halinde Cumhuriyet savcısı soruşturma işlemlerini başlatır.  

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ya da kendiliğinden başlatılan bir soruşturma sonucunda kamu davasının açılması için yeterli delil bulunamaması halinde verilmektedir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı takipsizlik kararı olarak da bilinmektedir. Bu kararın verilmesi ile şüpheli hakkında kamu davası açılmadan dosya kapatılır.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. İtirazlar kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazın kabul edilmesi halinde Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek kamu davası açar.

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, Cumhuriyet savcısının 3 yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren suçlardan yürüttüğü soruşturmada, kamu davasının açılması için yeterli şüphe bulunmasına rağmen davanın açılmasını 5 yıl süreyle ertelemesidir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için şu şartlar gerekir:

  • Uzlaştırma ve önödeme kapsamında suç olmamalıdır,
  • Şüphelinin daha önce kasten işlenen bir suç nedeniyle hapis cezası ile mahkum olmamalıdır,
  • Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği yönünde kanaat oluşmalıdır,
  • Kamu davasının açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum bakımından kamu davası açılmasına göre daha yararlı olmalıdır,
  • Suçun işlenmesiyle oluşan zarar tamamen giderilmelidir. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan yürütülen soruşturmada yukarıdaki şartların bulunması halinde Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verebilir. Bununla birlikte, TCK 171’de düzenlenen genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçu önödemeye tabi suç olduğundan dolayı kamu davasının ertelenmesine karar verilemez. 

Erteleme süresi içerisinde kasten bir suç işlenmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek dosya kapatılır. Aksi halde bu suçtan ceza davası açılır.

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilebilir. İtirazlar, kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı bulunduğu yargı çevresindeki sulh ceza hakimliğine yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, Cumhuriyet savcısının genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan yürüttüğü soruşturmada şüphelinin ceza alması gerektiğini düşünmesi halinde söz konusu olur. İddianame düzenlenerek mahkemeye gönderildikten sonra şüpheli hakkında kamu davası açılır. Bu durumda soruşturma aşaması sona ermekte ve ceza yargılaması aşaması başlamaktadır.   

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Savunması

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun savunması, ceza yargılaması sonucu kişilerin beraat etmesi ya da daha az ceza almasını sağlayarak bu sürecin bitirilmesi için yapılır. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda yapılabilecek savunmalara şunlar örnek olarak gösterilebilir:

  • Suçun işlenmesinde kastın bulunmadığı,
  • Sanığın meşru savunma nedeniyle silahını kullandığı,
  • Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlike oluşmadığı bu nedenle objektif cezalandırma şartının gerçekleşmediği, 
  • Zorunluluk hali nedeniyle sanığın silah kullanmak zorunda kaldığı,
  • Sanığın silah kullandığına dair atış artığının ve mermi kovanının bulunmadığı, 
  • Delillerin ispat gücünü karşılamadığı,
  • Hukuka aykırı delillerin bulunduğu,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği,
  • Lehe delillerin toplanmadığı,
  • Suçun unsurlarında yanlış değerlendirme yapıldığı, ileri sürülebilir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda savunmalar yukarıdaki örnekler çerçevesinde yapılabilir. Bununla birlikte, savunmada bulunurken somut olayın iyi bir şekilde analiz edilip sanığın lehine olan hususların doğru şekilde belirlenmesi gerekir. Aksi takdirde ceza davası sanığın aleyhine sonuçlanabilmektedir. Etkili ve doğru savunmanın hazırlanabilmesi için uzman ceza avukatlarına danışmak faydalı olacaktır. 

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda ceza yargılaması aşaması, savcılığın hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan ve mahkemenin verdiği kararın kesinleşmesiyle sona eren aşamadır.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun soruşturma evresinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmemesi halinde şüpheli hakkında seri muhakeme usulü uygulanabilir. 

Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın avukatı huzurunda sanığa teklif edilir. Sanığın bu usulü kabul etmesi durumunda sanığa verilecek cezayı Cumhuriyet savcısı belirler. Fakat cezasında yarı oranında indirim yapılır. Seri muhakeme usulü ile sanığa verilen ceza daha sonra mahkeme tarafından incelenerek karara bağlanmaktadır.    

Seri muhakeme usulünde Cumhuriyet savcısının belirlediği cezai yaptırımdan daha ağır olmayan mahkeme kararlarına itiraz yolu açıktır. İtirazlar kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılır. İtirazlar kararı veren asliye ceza mahkemesine yapılmaktadır. Mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltmektedir; yerinde görmemesi durumunda ise itirazın incelenmesi için dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermektedir.   

TCK 170/2’de düzenlenen yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu basit yargılama usulüne tabidir. 

Basit yargılama usulünde ceza yargılaması dosya üzerinden yapılarak sonuçlanmaktadır. Bunun sonucunda ise sanığa verilecek cezada 1/4 oranında indirime gidilmektedir. Basit yargılama usulünde mahkeme iddianameyi sanığa tebliğ eder ve yazılı savunmada bulunması için 15 günlük süre verir. Bu süre sonunda ise mahkeme duruşma yapmadan sanık hakkında karar verir.

Basit yargılama usulü ile verilen kararlara itiraz yolu açıktır. İtirazlar kararın tebliğinden itibaren 7 gündür. Bu süre içerisinde basit yargılama usulüne itiraz edilirse mahkeme duruşmayı açarak genel yargılama hükümlerine göre davayı sürdürür.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun ceza yargılaması aşamasının genel hükümlere göre yapılması halinde aşağıdaki aşamalar izlenir:

  • Duruşma hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Delillerin tartışılması ve karar. 

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı aşaması, asliye ceza mahkemesinin iddianameyi kabul etmesiyle başlayan duruşmanın yapıldığı zamana kadar geçen aşamadır.

Duruşma hazırlığı aşamasında duruşmanın yapılması için gerekli hazırlıklar yapılmaktadır. Bu kapsamda, duruşmada olması gereken kişilere çağrı kağıdı ile davetiye gönderilir. İddianame tebliğ edilir. Bu kişilerin duruşmaya katılmamaları halinde haklarında zorla getirme kararı verileceği bildirilir. Bununla birlikte duruşma için diğer gerekli hazırlık işlemleri de yapılır.

Duruşma

Duruşma aşaması, mahkemenin belirlediği günde hakim, Cumhuriyet savcısı ve tarafların bulunduğu ve davaya konu olay hakkındaki gerçeklerin ortaya çıkartılmaya çalışıldığı aşamadır.

Duruşma, hakimin iddianamenin kabul edildiği kararın açıklanması ile başlar. Ardından sanığa ve avukatına söz verilerek beyanları alınır. Bu aşamada hakim gerek görmesi halinde ve olayla ilgili belirsizliklerin ortadan kaldırılması için keşif kararı alabilir, bilirkişi görevlendirebilir ya da yeni delillerin toplatılmasına karar verebilir.

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar aşaması, kamu davasının yürütüldüğü olay hakkında toplanan delillerin tartışılıp değerlendirildiği ve bunun sonucunda mahkemenin hüküm verdiği aşamadır. Deliller tartışıldıktan sonra Cumhuriyet savcısı, sanığın suçluluk durumu ve alacağı cezaya ilişkin mütalaasını açıklar. Bu mütalaaya karşılık olarak ise tarafların açıklamaları ve sanığın savunması yapıldıktan sonra hakim kararı açıklar.

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunda Zamanaşımı

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda dava zamanaşımı süresi 8 sene; ceza zamanaşımı süresi ise 10 senedir. 

Dava zamanaşımı, suçun oluştuğu tarihten itibaren hesaplanmaya başlanır. Ceza zamanaşımı süresi ise ceza davasında sanığa verilen mahkeme kararının kesinleştiği ya da mahkeme kararının yerine getirilmesinin herhangi bir nedenle kesildiği tarihten itibaren hesaplanır. 

Dava zamanaşımı süresinin dolması durumunda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan ceza davası açılmaz. Bununla birlikte, yargılama sırasında dava zamanaşımına uğrarsa davanın düşmesine karar verilir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması durumunda ise genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan verilen mahkumiyet kararı infaz edilemez.   

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasın Çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, ceza davası sonunda sanığın suçsuz olduğunun belirlenmesi halinde verilen karardır. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu çerçevesinde yürütülen soruşturma ve ceza yargılaması neticesinde sanığın; kendisine isnat edilen suçu işlemediği, olayda bir hukuka uygunluk nedeni bulunduğu ya da suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı hallerde beraat kararı verilir. 

Yargıtay; sanığın eğlence yerine girişte teslim ettiği ruhsatlı silahını çıkışta alırken namluyu yere çevirip doldur boşalt yaptığı, bu sırada silahın ateş alması nedeniyle ayağından yaralandığı olayda, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun yasal unsurları oluşmadığı için beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2018/9217, K:2020/13419, T:16.06.2020) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, suç teşkil eden davranışlarda bulunulmasına rağmen ceza verilmesine engel olan sebeplerden dolayı sanığa ceza verilmemesidir. Dolayısıyla sanığın kusurunun bulunmaması halinde ya da sanığa ceza verilmesine engel olan sebeplerin söz konusu olduğu hallerde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu kapsamında başlatılan kamu davasında aşağıda belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

  • Sanığın akıl hastası olması,
  • Sanığın yaşının küçük olması,
  • Suçun cebir veya tehdit altında işlenmesi,
  • Zorunluluk hali nedeniyle suçun işlenmesi,
  • Sanığın meşru savunmada sınırı korku, telaş veya heyecan nedeniyle aşması,
  • Sanığın kusurluğunu kaldıran hataya düşmesi.

Yargıtay; sanığın üzerine gelen köpekleri korkutmak amacıyla havaya bir el ateş ettiği olayda zorunluluk hali bulunduğu için ceza verilmesine yer olmadığı kararı vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2021/6026, K:2023/2015, T:05.04.2023)

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza davası neticesinde sanığın suçlu olduğunun değerlendirilmesi halinde verilen karardır. 

Mahkumiyet kararı verilmesi halinde kanunda belirtilen alt ve üst sınırlar dikkate alınarak sanık hakkında hapis cezasına ya da adli para cezasına karar verilir. Ayrıca mahkumiyet kararıyla birlikte sanık hakkında hak yoksunluğu ve müsadere gibi güvenlik tedbirlerine karar verilebilir. 

Hakim mahkumiyet kararını verirken; sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, suçun işlenmesinden sonra ve yargılama sürecinde pişmanlığını gösteren tutum ve davranışlarını göz önüne alarak takdiren iyi hal indirimi uygulayabilir. İyi hal indirimi uygulanması halinde sanık hakkında verilen hapis cezasında 1/6 oranında indirime gidilir.

Mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra 3 sene içinde yeni bir suçun işlenmesi halinde ya da sanığın kasıtlı olarak bir suç işlediği gerekçesiyle verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonraki 3 sene içinde yeni bir suç işlemesi durumunda tekerrür hükümleri uygulanmaktadır.

Tekerrür hükümlerinin uygulanması halinde; sanığın cezaevinde geçireceği süre artmakta, ayrıca seçimlik olarak hapis ve adli para cezasının verilebileceği suçlarda hapis cezasına hükmedilmekte ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik hükümleri uygulanmaktadır.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, kasten işlenen suçlarda hükmedilen 1 yıl veya daha az hapis cezasının para cezasına dönüştürülmesidir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi halinde hapis cezası olarak mahkum edilen her bir gün en az 20 TL en fazla ise 100 TL’ye çevrilir. 

Adli para cezasına çevirme için şu şartlar gerekir: 

  • Kasten işlenen suçtan dolayı 1 yıl veya daha az hapis cezasına karar verilmelidir. Bilinçli taksirle işlenen suçlar haricindeki taksirli suçlarda, hapis cezasının miktarı bakılmaz.
  • 30 gün veya daha az hapis cezasına karar verilmesi halinde adli para cezasına çevrilmesi zorunludur. 
  • Sanığın kişiliği, ekonomik durumu, tavır ve davranışları ile suçun işlenmesindeki özelliklere göre hakimde olumlu kanaat oluşmalıdır.
  • Suçun tekerrüre bağlı olmaması gerekir. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda hükmedilen hapis cezasının yukarıda belirtilen koşulları taşıması halinde adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza yargılaması neticesinde mahkemenin sanık hakkında verdiği mahkumiyet hükmünü belli koşullar altında açıklanmamasıdır. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için şu koşulların bulunması gerekir:

  • 2 sene veya daha az sürede hapis ya da adli para cezasına hükmedilmelidir.
  • Sanığın önceden kasten işlenen bir suç nedeniyle mahkumiyeti olmamalıdır.
  • Sanığın kişiliği, dava sırasındaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak başka suç işlemeyeceğine dair hakimde olumlu kanaat oluşmalıdır.
  • Sanığın işlediği suç nedeniyle mağdurda veya kamu oluşan zararın tamamen giderilmesi gerekir. 
  • Sanığın kendisine HAGB kararının uygulanabilmesini kabul etmelidir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda yukarıdaki koşulların bulunması halinde HAGB kararı verilebilir. HAGB kararının verilmesi ile sanık 5 yıllık bir sürede denetime tutulur.

Denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak bir suç işlenmezse ve mahkemenin belirlediği denetim yükümlülüklerine uygun davranılırsa geri bırakılan hüküm açıklanmaz ve düşme kararı verilir. Aksi durumda, sanık denetim süresinde kasten bir suç işlerse veya mahkemenin yükümlülüklerine uyulmazsa açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü açıklanır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yolu mümkündür. HAGB kararının öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı yerinde bulup kabul ederse kararını düzeltir; itirazı kabul etmemesi halinde ise itirazın incelenip karara bağlanması için dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, ceza davasında mahkemenin 2 yıl veya daha az süreli olarak karar verdiği hapis cezanın bazı şartlar altında ertelenmesidir. 

Hapis cezasının ertelenmesi halinde, sanık hakkında hükmedilen hapis cezası cezaevinde yerine getirilmez. Bunun yerine mahkemenin denetiminde ve gözetiminde sanığın belirli bir süreyi cezaevinde dışında iyi halli şekilde geçirmesiyle ceza infaz edilmiş olarak kabul edilir.

Hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi için aranan şartlar şunlardır:

  • 2 yıl veya daha az hapis cezasına karar verilmelidir.
  • Sanığın daha önce kasten işlenen bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmaması gerekir.
  • Sanığın işlediği suç nedeniyle dava sırasında pişmanlık göstermesi ve başka bir suç işlemeyeceğine yönelik hakimde kanaat oluşmalıdır.
  • Hapis cezasının ertelenmesi, sanığın işlediği suçtan dolayı mağdurda veya kamu oluşan zararın giderilmesi şartına bağlanabilir. 

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan verilen hapis cezası yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde ertelenebilir. Bu halde hapis cezası 1-3 yıl arasında ertelenmektedir. Fakat ertelemenin süresi, sanık hakkında verilen hapis cezasının süresinden daha az olamaz.

Hapis cezasının ertelendiği sürenin iyi halli şeklide geçirilmesi durumunda hapis cezası infaz edilmiş olarak kabul edilir. Aksi halde, cezanın erteleme süresi içerisinde sanık kasıtlı bir suç işlerse ertelenen ceza kısmen ya da tamamen cezaevinde infaz edilmektedir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, ceza davasının yürütülebilmesinin ya da sanık hakkında herhangi bir karar verilebilmesinin hukuken bir sonuç doğurmayacağının anlaşıldığı hallerde verilmektedir.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun yargılamasında; davanın zamanaşımına uğraması, sanığın ölmesi ya da genel af ilan edilmesi gibi hallerde davanın düşmesine karar verilir. 

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda istinaf ve Yargıtay süreci; ilk derece mahkemesinin kararının hukuka aykırı, yanlış veya eksik olduğunun ileri sürülmesi halinde başvurulabilecek kanun yollarıdır.

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda ilk derece mahkemesi olan asliye ceza mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yolu açıktır. İstinafa başvurular, asliye ceza mahkemesinin kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde yapılmaktadır. İstinaf incelemesini Bölge Adliye Mahkemesi yapar.

Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlarına karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içerisinde temyiz başvurusu yapılabilmektedir. Temyiz başvurusu, kararı veren mahkemeye sözlü ya da yazılı beyanda bulunarak yapılır. 

5 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ile adli para cezalarına karşı istinaf başvurusunun reddine karşı kararlar temyize kapalıdır. Temyize kapalı olan diğer kararlar, Ceza Muhakemeleri Kanunu m.286/2 hükmünde açıklanmaktadır.

Sonuç

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan soruşturma ve kovuşturma başlatıla kişiler hapis cezaları ve adli para cezaları ile karşılaşabilmektedir. Dolayısıyla, bu suçtan yargılanan kişilerin mağduriyet yaşamamaları, etkili ve doğru savunmanın hazırlanabilmesi ve davanın olumlu sonuçlanabilmesi için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım alınması büyük önem arz etmektedir.