El atamanın önlenmesi

El Atmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men’i) Davası

El atmanın önlenmesi (müdahalenin meni) davası, taşınır-taşınmaz mallara yönelik gerçekleştirilen haksız saldırıların son bulması amacıyla açılır. Taşınır-taşınmaz malları haksız olarak kullanılan veya bunlardan yararlanılan kişilerin açacağı dava ile söz konusu fiiller engellenir.

El Atmanın Önlenmesi Davası Nedir?

El atmanın önlenmesi davası, taşınır yahut taşınmaz mallara karşı gerçekleştirilen haksız saldırının/kullanımın önlenmesi amacına hizmet eden davadır. Malı kullanım hakkı ihlal edilen kişi eğer malın sahibi ise iki tür dava açabilir. Bu davalardan ilki istihkak davası, diğeri de el atmanın önlenmesi davasıdır.

Müdahalenin meni, yeni adıyla el atmanın önlenmesi davası, TMK 683. hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.”

Malın kime ait olduğu hususunda bir anlaşmazlık varsa istihkak davası açılır. Malın maliki belli fakat mal bir başkası tarafından kullanılıyorsa müdahalenin men’i davası açılır. Eğer malı kullanım hakkı ihlal edilen kişi malın sahibi değilse istihkak davası açamaz fakat el atmanın önlenmesi davasını açabilir.

Hangi Durumlarda El Atmanın Önlenmesi Davası Açılabilir?

El atmanın önlenmesi davası, öngörülen şartları taşıyan birçok durumda açılabilir. Kişinin malik olduğu veya kullanım hakkına sahip olduğu mala karşı, haksız kullanım denebilecek her türlü eylem için bu dava açılabilir. Aşağıda, Yargıtay kararlarına konu olan bazı örnek durumlar farklı başlıklar halinde belirtilmiştir.

Arazi Üzerinden Hakkı Olmadan Geçmek

Arazi üzerinden geçit hakkı vs. gibi bir hak sahibi olmaksızın geçmek, mülkiyet hakkına karşı gerçekleştirilmiş bir saldırı niteliği taşır. Bu halde, arazinin sahibi olan kişi müdahalenin meni davası açabilir. Ayrıca, kaymakamlık veya valiliğe başvuru yaparak haksız geçişin engellenmesini isteyebilir.

Yargıtay bir kararında, başkasının arazisini yaya yolu olarak kullanan, yol geçiren, parke taşı döşeyen ve duvar ören kişinin haksız saldırıda bulunduğuna hükmetmiştir. (Yargıtay 1. HD., 2012/1789 E., 2012/4835 K., 30.04.2012 T.)

Hakkı Olmayan Araziyi Ekip Biçmek

Bir başkasının arazisini ekip biçmek, arazi sahibinin mülkiyet hakkına karşı yapılmış saldırı niteliği taşır. Bu halde, el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Ancak bunun için saldırının devam ediyor olması gerekir. Yani ekilen ürünler biçilmiş ve arazi boşaltılmış ise bu dava açılamaz. Bu durumda, zararın tazmini için tazminat davası açılmalıdır.

Yargıtay vermiş olduğu bir kararında, başkasına ait bir araziyi ekip biçen kişinin bu davranışının, haksız işgal olarak nitelendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 1. HD., 2012/11210 E., 2012/15439 K.)

Tarladaki Ürünleri Haksız Olarak Toplamak

Tarla üzerindeki ürünler de arazi sahibinin mülkiyetine tâbi olduğu için başkasına ait tarla üzerinde ekilmiş olan ürünlerin toplanması, haksız saldırı olarak kabul edilir. Bunun istisnaları, ürün kirası ve intifa hakkıdır. Fakat bu tür bir durum yoksa söz konusu davranışa karşı müdahalenin men’i davası açılmalıdır.

Başkasının Arazisinde Mal Bırakmak

Başkasının arazisi üzerinde mal bırakmak, haksız el atmanın bir türüdür. Buna örnek olarak başkasının arazisi üzerinde tarım aletlerinin bırakılması, araziye taş veya toprak dökülmesi, ağaç dikilmesi gibi durumlar gösterilebilir. Bu gibi hallerde malik, müdahalenin meni davası açarak haksız saldırının sona erdirilmesini talep edebilir.

Başkasının Arazisi Üzerinde Su Yolu Açmak

Başkasının arazisi üzerinde su yolu açmak, malikin mülkiyet hakkına haksız bir saldırı niteliği taşır. Araziden çıkan su, o araziye aittir ve sudan yararlanılması için tapuda kaynak irtifakının kurulması gerekir. Bu irtifak kurulmadan sudan istifade edilmesi ise haksız saldırı niteliği taşır.

Ayrıca başkasına ait arazi üzerinde, ürünlerin sulanması amacıyla ark açılması halinde de haksız saldırıdan bahsedilir. Bu durumda da müdahalenin men’i davası açılabilir veya idareye başvurularak haksız saldırıya son verilmesi talep edilebilir.

Yargıtay bir kararında, özel mülkiyete tâbi arazi içerisinde kalan su yoluna müdahalenin haksız işgal oluşturacağı sonucuna varmıştır. (Yargıtay 14. HD., 2013/9990 E., 2013/12298 K.)

Başkasının Arazisine Haksız Olarak Bina Yapmak

Başkasının  arazisine haksız olarak bina yapmanın iki farklı görünümü bulunur. Bunlardan ilki binanın başkasına ait arazi üzerine yapılması, diğeri ise yapılan yapının başkasının arazisine taşmasıdır. Her iki durumda da haksız el atmanın önlenmesi için dava açılabilir.

Ancak bu hususta önem arz eden bir nokta bulunur. Yapılan bina veya yapı, arazinin değerinden daha fazla ise ve haksız el atmada bulunan kişi, durumu bilmeden yapıyı inşa etmiş ise mülkiyetin bedel karşılığında devri talep edilebilir. Dolayısıyla, yapı tamamlanmadan ilk aşamada müdahalede bulunulması durumunda bu olumsuz durumla karşılaşılmayacaktır.

Yargıtay bir kararında, haksız yapıyı inşa eden kişinin aslında durumdan haberdar olması nedeniyle yapının yıkılması gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 1. HD., 2014/6530 E., 2015/7174 K. )

Kamulaştırmasız El Atma

İdare tarafından, herhangi bir kamulaştırma prosedürü işletilmeden taşınmazın kullanılması halinde kamulaştırmasız el atmadan söz edilir. Bu gibi hallerde, el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Taraflardan birinin idare olmasına rağmen dava asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.

Yargıtay bir kararında, kamulaştırmasız el atma nedeniyle, arazi sahibi lehine müdahalenin menine ve ecrimisil ödenmesine karar vermiştir. (Yargıtay 5. HD., 2019/6323 E., 2020/4119 K., 09.03.2020 T.)

El Atmanın Önlenmesi Davasının Şartları

El Atmanın Önlenmesi Davasının Şartları

Müdahalenin men’i davasının açılabilmesi için şu şartların bir arada bulunması gerekir:

  • Haksız bir müdahale bulunmalıdır.
  • Müdahale devam ediyor olmalıdır.
  • Davacı, mülkiyet hakkını veya ayni hakkını (intifa, geçit, kaynak, mecra, üst vs.) ispat etmelidir.

DİKKAT: Müdahalenin men’i davası, hukuki ilişkiyi ispatlamak kaydıyla şahsi hak sahibi kişiler (örneğin kiracılar) tarafından da açılabilir.

Müdahalenin meni davasının açılabilmesi için haksız bir müdahale bulunmalıdır. Ancak haksız olarak müdahalede bulunan kişinin, mutlaka kusurlu olması gerekmez. Örneğin bir kişi, kendi mülkiyetinde olduğunu zannederek başka bir arazi üzerine yapı yaparsa mülkiyet hakkına sahip olmadığı için haksız müdahaleden bahsedilir.

Müdahalenin meni davasını açabilmek için müdahale devam ediyor olmalıdır. Bitmiş olan saldırılara karşı bu dava açılamaz. Ancak müdahaleden kaynaklı zarar doğmuş ise tazminat talep edilebilir.

Yargıtay bir kararında, arazi üzerindeki geçici barakaların uzun zaman önce kaldırılması nedeni ile müdahalenin devam etmediğine, ancak davacının ecrimisil (tazminat) talep edilebileceğine hükmetmiştir. (Yargıtay 8. HD., 2018/1880 E., 2018/16053 K., 20.09.2018 T.)

Paydaşlar Arasında Müdahalenin Men’i

Paydaşlar arasında müdahalenin men’i davasının açılması mümkündür. Paylı (hisseli) veya elbirliği ile mülkiyet hallerinde, paydaşlardan birinin kendi sınırlarını aşarak diğer paydaşların hakkını ihlal etmesi durumunda, diğer paydaşlar bu paydaşa karşı müdahalenin men’i davası açabilir.

Burada gündeme gelebilecek diğer bir ihtimal, ortak mülkiyetteki mala karşı dışarıdan bir kişinin haksız kullanımda bulunmasıdır. Bu durumda, haksız kullanımda bulunan kişiye karşı paydaşlar, müdahalenin men’i davasını açabilir.

Belirtilen ihtimallerin her birinde, haksız kullanımdan kaynaklanan bir zarar ortaya çıkmışsa bunun tazmini de dava (ecrimisil) edilebilir.

El Atmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men’i) Davasında Talepler

El atmanın önlenmesi davasında, davacının talep edebileceği çeşitli istemler mevcuttur. Bunlar; ecrimisil, tazminat ve diğer talepler olarak ifade edilebilir. Davacı tarafından söz konusu taleplerin ileri sürülebilmesi için davalının illa kusurlu olması şartı aranmaz. Fakat müdahalenin haksız nitelikte olduğu ispatlanmalıdır.

El Atmanın Önlenmesi Davasında Ecrimisil

Ecrimisil, kullanma karşılığı ücret olarak tanımlanabilir. Haksız olarak başka birinin malından yararlanan kişi, bu malı kullanmanın bedelini hak sahibine ödemelidir. Buna ecrimisil denir. Ecrimisil talebinde bulunabilmek için işgalde bulunan kişinin bilerek haksız işgalde bulunmuş olması gerekir.

Ecrimisil talebinin en çok görüldüğü durumlardan biri paylı mülkiyettir. Paydaşlardan birinin, payından daha fazlasını kullanması durumunda, haksız olarak aşılan pay oranı için ücret talep edilebilir. Bu durum, ecrimisil tazminatına örnektir. 

Yargıtay vermiş olduğu bir kararda, paylı mülkiyete konu olan bir dükkanın, diğer paydaşların onayı olmaksızın kiraya verilmesi durumunda, diğer paydaşlara kira gelirlerine ve faize ilişkin ücretin ecrimisil olarak verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 8. HD., 03.12.2020 T. ve 2018/7320 E.,  2020/7867 K.)

Ecirimisil talebinin ileri sürülmesi için öngörülen zamanaşımı süresi 5 yıldır. Ecrimisil talebine ilişkin süreçte, zamanaşımı süresi dışında dikkat edilmesi gereken birçok husus daha mevcuttur. Tüm bunlara dair detaylar ve konuyla ilgili bilinmesi gerekenler, “ecrimisil davası” yazımızda yer almaktadır.

El Atmanın Önlenmesi Davasında Tazminat

Müdahalenin men’i davasında, haksız müdahaleye bağlı olarak uğranılan zarar dolayısıyla tazminat talep etmek mümkündür. Örneğin, malike ait tarım ürünlerinin toplanması halinde, bu tarım ürünlerinin ücreti talep edilebilir. Tarlanın ekilip biçilmesi suretiyle bir gelir elde edilmiş ise bu gelir de tazminat olarak talep edilebilir.

Diğer Talepler

Müdahalenin men’i davasında, esas olarak haksız işgalin durdurulması talep edilir. Bunun dışında, özel talep olarak birkaç örnek aşağıda listelenmiştir.

  • Haksız olarak yapı inşa edilmiş ise yapının yıkılması talep edilebilir.
  • Haksız olarak ürün ekilmesi durumunda, ekilmiş olan ürünlerin kaldırılması talep edilebilir.
  • Tarlada ark açılmış ise açılan arkın kapatılması ve su geçirmenin engellenmesi talep edilebilir.
  • Geçit irtifakı kurulmadan yol inşa edilmiş ise yapılan yolun kaldırılması talep edilebilir.
  • Kamulaştırmasız el atma durumunda, idare tarafından gerçekleştirilen arazi kullanımına son verilmesi istenebilir.
  • Arazi üzerine makine ve teçhizat veya bir başka mal bırakılmış ise bunların kaldırılması talep edilebilir.
  • Haksız olarak elde edilen gelirlere ilişkin yasal faiz istenebilir.

Müdahalenin men’i davasında, somut olayın şartlarına göre talep edilecek hususlar da farklılık gösterebilir. Buna ilişkin tespitin doğru yapılması ve esas talebin belirlenmesi gerekir. Ardından, tazminat ve ecrimisil gibi diğer taleplerin de doğru bir şekilde ileri sürülmesi gerekir. Bu noktada, uzman gayrimenkul avukatına danışarak adım atmakta fayda vardır.

El Atmanın Önlenmesi Müdahalenin Men'i Davası Ne Kadar Sürer?

Müdahalenin Men’i Davası Ne Kadar Sürer?

Müdahalenin men’i davası, yaklaşık 1 yıl ila 1,5 yıl sürer.

Bu süre, mahkemenin iş yüküne göre uzayıp kısalabilir. Süreyi etkileyebilecek bir diğer önemli unsur ise dilekçe hazırlığıdır. Dilekçede eksiklik bulunması halinde, dava reddedilir veya eksikliklerin tamamlanması istenir. Bu da davanın daha fazla uzamasına neden olabilir.

El Atmanın Önlenmesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

El atmanın önlenmesi davasının nerede ve hangi mahkemede açılacağı, görevli ve yetkili mahkemeyi ifade eder. Burada çeşitli ihtimaller söz konusudur. Öncelikle taşınmaz mala karşı açılacak el atmanın önlenmesi davalarında görevli ve yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesidir.

Taşınır mallar için açılacak müdahalenin men’i davalarında ise görevli ve yetkili mahkeme, davalının bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemeleridir.

El Atmanın Önlenmesi Davası Zamanaşımı

El atmanın önlenmesi davasında herhangi bir zamanaşımı bulunmaz. Zamanaşımı, davanın açılabileceği süreyi ifade eder. Fakat saldırının son bulmuş olması halinde, dava açılamaz. Bu dava, haksız saldırıya son verilmesi amacı ile açılan bir davadır. Bu sebeple, dava yalnızca saldırı devam ediyorken açılabilir.

Saldırı sona erdikten sonra da açılabilecek olan dava, saldırıdan kaynaklanan zararların tazminine ilişkin davadır. Bu dava için öngörülen zamanaşımı süresi ise fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl, her ihtimalde eylemden itibaren 10 yıldır.

El Atmanın Önlenmesi Davası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?

El atmanın önlenmesi davasından alınacak karar, bazı hallerde kesinleşmeden icraya konulabilir. Bunun için mülkiyetin kime ait olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamalıdır. Bu tür bir uyuşmazlık yoksa karar kesinleşmeden icraya konulabilir.

Müdahalenin men’i davasında, mülkiyetin kime ait olduğuna dair bir uyuşmazlık varsa mahkeme kararı kesinleşmeden icraya konulamaz. Yani mahkeme tarafından verilen karar, mülkiyetin kime ait olduğu yönünde bir tespit içeriyorsa kararın icraya konulabilmesi için mutlaka kesinleşmesi gerekir.

El Atmanın Önlenmesi Davasında İstinaf ve Yargıtay Süreci

El atmanın önlenmesi davasının asliye hukuk mahkemesinde açılıp reddedilmesi halinde, istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak bunun için haksız işgale uğrayan taşınır-taşınmazın değerinin, 2024 yılı için 28.250 TL’yi geçmesi gerekir.

İstinaf başvurusunda bulunmak isteyen kişi, kararı veren ilk derece mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde dilekçe sunmalıdır. Dosyayı inceleyecek olan istinaf mercii ise bölge adliye mahkemesidir.

İstinaf kanun yolundan da olumsuz sonuç alınması halinde, bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, temyiz mercii olan Yargıtay’a gidilebilir. Fakat bunun için davaya konu eşyanın değerinin 2024 yılı için 378.290 TL’yi geçmesi gerekir. Yargıtayın konuyla ilgili vereceği karara karşı başka bir kanun yoluna başvurulamaz.

Dava Açmadan İdareye Başvurarak Müdahalenin Men’i Mümkün Müdür?

Taşınmaz bir malın haksız saldırıya uğraması halinde, dava açmadan önce idareye başvurmak mümkündür. Bu yol ile haksız saldırının önlenmesi amaçlanır. Dava açmadan idareye başvuru yolu, 3091 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir.

Dava açmadan önce başvurulabilecek idare; ilçelerde kaymakamlık, illerde ise valiliklerdir. Başvuru süresi, haksız müdahalenin öğrenildiği itibaren 60 gündür. Bunun yanında, eylem gerçekleştirildikten sonra en geç 1 yıl içinde başvuruda bulunulmalıdır. İdare, bu başvuruyu kabul edebileceği gibi ret de edebilir.

İdareye başvurunun usulüne uygun şekilde yapılarak sürecin bu şekilde tamamlanması, kişiyi büyük bir masraftan ve zaman kaybından kurtaracaktır. Dolayısıyla, bu usulün öncelikle ve prosedürüne uygun şekilde denenmesinde yarar vardır. Konuyla ilgili detaylar, “3091 sayılı kanuna göre taşınmaza tecavüzlerin idarece önlenmesi” yazımızda yer almaktadır.

Sonuç

Müdahalenin men’i davası, teknik ve detaylı bir yapıya sahiptir. Maddi hukuk ve usul hukuku bilgisi gerektirir. Bu bilgilere sahip olmadan dava açılması halinde, dava kaybedilerek müdahale önlenemeyebilir. Ayrıca, elde edilmesi gereken tazminattan da mahrum kalınabilir. Tüm bu olumsuzlukların bertaraf edilmesi için uzman gayrimenkul avukatından destek alınmalıdır.