E-mail Yazışmaları Davada Delil Olarak Kullanılabilir mi?

E-mail Yazışmaları Davada Delil Olarak Kullanılabilir mi?

E-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusu, özellikle son yıllarda e-mail yazışmalarındaki sıklığın artması ile birlikte merak konusu haline gelmiştir.

E-Mail Yazışmaları Davada Delil Olarak Kullanılabilir mi?

E-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir. Bunun için davanın türü, e-mail yazışmalarının içeriği ve bu delillerin elde edilme yöntemi önem arz eder.

E-mail, hayatın pek çok alanında sıklıkla kullanılan bir iletişim aracıdır. Gerek özel hayatta gerekse iş hayatında gerçekleştirilen e-mail yazışmaları, olası bir hukuki problemin varlığı halinde mahkemede delil olarak da ileri sürülebilir.

E-mail aracılığıyla kişilere hakaret, tehdit, şantaj, dolandırıcılık, cinsel taciz gibi içeriklere sahip mesajlar gönderilmiş olabilir. Bu tür bir içerik olmaksızın pek çok e-mail gönderme yoluyla kişi taciz ediliyor da olabilir. Böyle durumlarda suç duyurusunda bulunmak isteyen kişi, e-mail mesajlarını savcılığa sunmalıdır.

E-mail, sosyal hayatta özellikle iş ilişkilerinde de sık başvurulan bir iletişim yoludur. Bunun dışında; ticaret hayatında, tüketici-satıcı ilişkileri ile şirket ve ortaklık ilişkilerinde de e-mail kullanımı yaygındır. Bu tür alanlarda meydana gelen uyuşmazlıklarda, e-mail dökümleri davada delil olarak kullanılabilir.

E-Mail Yazışmalarının Delil Niteliği Nedir?

E-mail yazışmalarının delil niteliği, takdiridir. Takdiri delil olduğu için hakim bu delili değerlendirir ve kararını takdir eder. Hakimin e-mail yazışmaları doğrultusunda karar verme zorunluluğu yoktur. Bu nedenle, e-mail yazışmaları gösterilerek iddia edilen durumun başka bulgularla da desteklenmesinde büyük fayda vardır.

Örneğin bir iş veya alacak ilişkisini ispat edebilmek için e-mail yazışmalarını davada ileri süren kişi, bu iddiasını tanık beyanlarıyla veya çeşitli diğer delillerle destekleyecek olursa davadan beklenen neticenin elde edilme olasılığı artacaktır.

E-mail Yazışmaları Davada Delil Olarak Kullanılabilir mi? Delil Niteliği Nedir?

E-Mail Yazışmalarını Delil Olarak Kullanma Şartları Nelerdir?

E-mail yazışmalarını delil olarak kullanma şartları şunlardır:

  • Delilin elde edilme yönteminin hukuka uygun olması,
  • Delilin hukuka uygun nitelik taşıması gerekir.

E-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusunun cevabı, ilgili delillerin niteliğinin ve elde edilme biçiminin hukuka uygun olup olmadığına bağlıdır. Aşağıda, iki ayrı başlıkta bu şartlara ilişkin detaylı açıklamalara yer verilmiştir.

Delilin Elde Edilme Yöntemi

E-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusu bakımından, delilin elde edilme yöntemi ciddi önem arz eder.

E-mail yazışmaları, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş olmalıdır. Hukuka aykırı bir şekilde elde edilmiş olan e-mail yazışmaları, davada delil olarak ileri sürülemez ve bunlara dayanarak talepte bulunulamaz.

Örneğin iş ilişkisine ilişkin bir hususu ispatlamak amacıyla bir başkasının mail bilgileri elde edilmişse ve kişinin haberi yahut rızası olmaksızın mail adresine girilerek başkaları ile gerçekleştirdiği mail yazışmaları elde edilmişse bu bulgular hukuka aykırı şekilde elde edildiği için delil niteliği taşımaz ve davada kullanılamaz.

Bu tür bulguların delil olarak kullanılamaması yanında, bir başkasının mail adresine ve hesap içeriğine rızası olmadan erişmek de suç teşkil eden bir davranıştır. Dolayısıyla, bu tür bir davranışın davada kişiye ispat bakımından hiçbir faydası olmayacaktır.

Delilin Hukuka Uygun veya Aykırı Olma Durumu

Delilin hukuka uygun veya aykırı olma durumu, e-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusu bakımından belirleyici nitelik taşır.

Hukuka aykırı nitelik taşıyan deliller, yargılamada delil olarak değerlendirilemeyeceği gibi bunlara dayanarak hüküm de verilemez.

Ceza yargılaması bakımından bu husus, 5271 sayılı CMK 217/2 hükmünde şöyle düzenlenmiştir:

“Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.”

Diğer davalar bakımından uygulanan usul kanunu olan 6100 sayılı HMK 189/2 hükmü ise şöyledir:

“Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.

Yukarıda sıralanan hükümlerden anlaşılabileceği üzere, delilin elde ediliş yönteminin hukuka aykırı olması halinde delilin kendisi de hukuka aykırı nitelik taşır. Böyle bir delilin yargılama kullanılması da mümkün değildir.

Örneğin, bir kişinin mail adresine ilişkin bilgiler bu kişiden zorla elde edilmiş olsun. Sonrasında bu bilgiler ile mail adresine girilmiş ve çeşitli mail yazışmaları kaydedilmiş olsun. Bu durumda, delilin elde edilme yöntemi hukuka aykırı olduğu için delilin kendisi de hukuka aykırı nitelik taşır ve yargılamada kullanılamaz.

Görüldüğü üzere e-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusunun cevabını, bu delillerin hukuka ne denli uygun olduğu belirler. Hukuka aykırı nitelik taşıyan bir delilin davada kullanılma imkanı olmadığı için konuyla ilgili uzman avukattan hukuki destek alınmalı ve bu çerçevede adım atılmalıdır.

E-mail Yazışmaları Davada Delil Olarak Kullanılabilir mi? Hangi Davalarda Kullanılabilir?

E-Mail Yazışmalarının Delil Niteliği Görmesi için Hangi Yöntem Kullanılmalıdır?

E-mail yazışmalarının delil niteliği görmesi için başlıca şu yöntemler kullanılmalıdır:

  • Cezai konularda mesaj tespit tutanağı edinmek,
  • Hukuki yargılamalarda bilirkişi ile tespit talep etmek,
  • Noter kanalıyla tespit ettirmek,
  • Uzman görüşü yoluna başvurmak,
  • E-mail yazışmalarının içerdiği iddiayı tanıklarla desteklemek gibi yöntemler, söz konusu yazışmaların delil niteliği görmesi için kullanılmalıdır.

Cezai konularda, mesaj tespit tutanağının tutturulması ciddi önem taşır. Özellikle suç duyurusunda bulunulacaksa söz konusu mail yazışmalarının tespiti savcılıktan talep edilmelidir. Bu sayede, delillerin gerçekliği ortaya konulmuş olur.

Cezai yargılama dışındaki bütün konular, hukuki yargılama alanını oluşturur. Bu davalarda da e-mail yazışmaları delil olarak belirleyici rol oynayabilir. E-mail yazışmaları mahkemeye teslim edilirken, herhangi bir manipülasyon veya oynama söz konusu olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alınması mahkemeden talep edilebilir.

E-mail yazışmalarının delil niteliği görmesi bakımından, noter kanalıyla tespit yöntemine de başvurulabilir. E-tespit yöntemi sayesinde, e-mail yazışması bir web sayfasında açılarak bu sayfanın kaydedilmesi ve delil olarak belirlenmesi sağlanabilir. Böylelikle, davada ileri sürülen delilin gerçekliği ile ilgili ortada bir şüphe kalmamış olur.

E-mail yazışmalarının delil niteliği görmesi için başvurulabilecek bir diğer yöntem de uzman görüşünden faydalanmaktır. Burada dava açmadan önce, mail yazışmaları üzerinde herhangi bir oynama olmadığına dair teknik uzmandan rapor alınmakta ve bu rapor da mail yazışmaları ile birlikte mahkemeye sunulmaktadır. Bu sayede, sürecin hızlanmasına olanak sağlanabilir.

E-mail yazışmalarının delil olarak ileri sürülmesinde, tanık beyanları ile delillerin desteklenmesinde de yarar vardır. Örneğin bir iş ilişkisi veya bir aldatma ilişkisi mail yazışmaları ile ispatlanmak isteniyorsa bunun tanık beyanlarıyla desteklenmesi, delillerin daha fazla itibar görmesini sağlar ve yargılamadan istenen neticenin elde edilmesini kolaylaştırır.

Buraya kadar açıklanan yöntemlerden de anlaşılabileceği üzere, e-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusu yanında bu delillerin hangi yöntemlerle ileri sürüleceği de önem arz eder. Doğru yöntemlerin tercih edilmesi ve bunların usulüne uygun şekilde ileri sürülmesi gerekir.

E-Mail Yazışmaları Hangi Davalarda Delil Olarak Kullanılabilir?

E-mail yazışmaları, başlıca ceza davalarında, boşanma davalarında, alacak davalarında ve iş davalarında kullanılır.

Fakat e-mail yazışmalarının delil olarak kullanılabileceği dava türleri, sayılanlardan ibaret değildir. Yukarıda belirtilenler, bu konuda en sık karşılaşılan dava türleridir.

E-Mail Yazışmalarının Ceza Davalarında Kullanılması

E-mail yazışmaları, ceza davalarında delil olarak kullanılabilir. Özellikle gelişen teknoloji ile birlikte, birçok farklı suçun dijital ortamda e-mail aracılığıyla işlenmesi mümkün hale gelmiştir.

Örneğin e-mail yazışmaları yoluyla bir kişi başkasını tehdit edebilir, hakarette bulunabilir, dolandırıcılık ve cinsel taciz suçlarını işleyebilir. Bunların yanında şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma gibi suçlar da e-mail yazışmaları yoluyla işlenebilir.

Belirtilen suçlara ve e-mail yoluyla işlenmesi mümkün diğer suçlara ilişkin cezai yargılama süreçlerinde, e-mail yazışmaları delil olarak kullanılabilir.

E-Mail Yazışmalarının Boşanma Davalarında Kullanılması

E-mail yazışmaları, boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Eşlerden birinin zina, hakaret, tehdit, küçük düşürücü söylem vb. boşanma davasında ileri sürülebilecek tavırlarının ispatında, e-mail yazışmaları kullanılabilir.

Bu davalarda sık karşılaşılan problem, e-mail yazışmalarının hukuka aykırı şekilde elde edilmiş olma ihtimalidir. 

Eşler birbirinin mail adreslerine rızaları olmaksızın giremezler. Buna rağmen eşinin mail adresine rızası olmaksızın giren ve buradan görüntüler elde eden kimse, bu yazışma görüntülerini mahkemede delil olarak ileri süremez. Ayrıca söz konusu davranış suç teşkil eder.

Yargıtay içtihatlarında, istisnai durumlarda ve başka türlü ispatın mümkün olmaması halinde normalde hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olan delillerin de kullanılabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.

Somut problemin bu çerçevede olup olmadığını mahkeme takdir eder. Dolayısıyla, eldeki tek delil hukuka aykırı nitelik taşıyan bir delil ise durum incelenmeli ve benzer durumlar içeren içtihatlar taranmalıdır. Bunlar dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunulmalı ve e-mail yazışmalarının dikkate alınması mahkemeden talep edilmelidir.

E-mail Yazışmaları Davada Delil Olarak Kullanılabilir mi? Hangi Yöntem Kullanılmalıdır?

E-Mail Yazışmalarının Alacak Davalarında Kullanılması

E-mail yazışmalarının alacak davalarında kullanılması mümkündür. Fakat alacak davaları, nitelikleri itibariyle diğer davalara nazaran özel ispat koşulları içerir.

Alacak ilişkisi bir hukuki işleme dayandığı için bunun ispatı bakımından özel düzenleme mevcuttur. Buna göre, davanın konusu 2025 itibariyle 33.000 ve üzerindeki bir miktar ise bu ilişkinin varlığı ancak senetle ispat edilebilir. Bu durumda, kural olarak e-mail yazışmaları delil olarak kabul edilmez.

Senetle ispat zorunluluğunun uygulandığı davalarda e-mail yazışmalarının delil olarak kullanılabilmesi ise delil başlangıcı ile mümkün hale gelir.

Delil başlangıcının tanımı, 6100 sayılı HMK 202/2 hükmünde şöyle yapılmıştır:

“Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.”

Hükümde belirtilen belge kavramı, mutlaka yazılı belge anlamına gelmemektedir. Bu çerçevede her türlü belge, bilgi, fotoğraf, ses kaydı vb. unsur delil başlangıcı olarak kabul edilir. Dolayısıyla, e-mail yazışmaları da delil başlangıcı olarak kabul edilebilir. 

E-mail yazışmalarının delil başlangıcı olarak kabul edilmesi durumunda ne olacağı ise HMK 202/1 hükmünde şöyle düzenlenmiştir:

“Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.”

Tanık dinlenebilir ifadesinden anlaşılması gereken, senet dışındaki delillere de başvuru imkanının olduğudur. Buna göre, delil başlangıcı olarak e-mail yazışmaları mevcutsa artık tanık da dinletilebilir e-mail yazışmaları da delil başlangıcı olarak ileri sürülebilir.

E-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusunun cevabı, görüldüğü üzere alacak davaları bakımından belirli istisnalar ve özel durumlar içermektedir.

E-Mail Yazışmalarının İş Davalarında Kullanılması

E-mail yazışmalarının iş davalarında kullanılması mümkündür. Özellikle iş dünyasındaki mail trafiğinin yoğunluğu düşünüldüğünde, bu alanda e-mail yazışmaları daha ciddi rol oynar.

Örneğin bir işçinin ücret, izin, bordro, sigorta, tazminat, sosyal yardım vb. bilgileri mail yoluyla elde edilebilir.

Bunların dışında, e-mail yazışmaları yoluyla herhangi bir fesih nedeninin varlığı da ispatlanabilir. Örneğin işçi-işveren ilişkisindeki hakaret, tehdit, haksız iş yükü, mobbing, cinsel taciz vb. durumlar mail yoluyla gerçekleştirilmişse söz konusu e-mail yazışmaları da davaya konu olabilir.

E-mail yazışmalarının iş davalarında delil olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş olması yeterlidir.

Sonuç

E-mail yazışmaları davada delil olarak kullanılabilir mi sorusu, çeşitli ihtimaller göz önünde bulundurularak yanıtlandırılmıştır. Delillerin hukuka aykırı nitelikte ileri sürülerek etkisini yitirmesinin önüne geçebilmek için, uzman avukattan destek almakta büyük fayda vardır.