Dilekçe Hakkının Engellenmesi Suçu ve Cezası TCK 121

Dilekçe Hakkının Engellenmesi Suçu (TCK 121)

TCK 121 düzenlemesinde yer alan dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Buna oranla bu suçtan ötürü soruşturma ve kovuşturma yapılması da sıklıkla karşılaşılır.

Yazımızda TCK 121 dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu ile ilgili olarak bilinmesi gereken temel meselelerden ve sürecin işleyişinden bahsettik. Hem suçun mağduru hem de suçun faili açısından önemli olması nedeniyle dikkatli okumanızı öneririz.

Dilekçe Hakkı ve Engellenmesi Nedir?

Gerek Türkiye’de ikamet eden yabancıların gerek se Türk vatandaşlarının yazılı olarak TBMM’ye veya diğer herhangi bir idari merciye dilek ve şikayetlerini sunma hakkına dilekçe hakkı denir. Bu hakkın kamu görevlileri tarafından engellenmesi ise TCK 121 suçunu oluşturur.

Dilekçe hakkı olarak belirttiğimiz hak Anayasa madde 74’de yer alan çok temel bir haktır. 3071 sayılı Ayrıca “Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun” düzenlemesinde yer almıştır. Bu kanunun haricinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 121 ile dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesinin cezalandırılması gereken bir fiil olduğu hükme bağlanmıştır.

DİKKAT: Dilekçe hakkı kamu görevlileri tarafından çok rahat bir şekilde engellenebilmektedir. “Bu dilekçeyi şu makama götür biz ilgilenmiyoruz”, “bu dilekçe kabul edilmez başka talepte bulun” vs. gibi gerekçeler ile dilekçe alınmayabiliyor. Bu kesinlikle hukuka aykırı ve ceza gerektiren bir işlemdir. Bu tür bir durum ile karşılaşan kişinin ceza avukatı yardımı alarak olaya hızlı bir şekilde müdahil olmak suretiyle şikayetçi olması gerekir. Benzer şekilde kamu görevlileri de bu suçun ciddiyetinin farkında olmalı ve olası bir süreçte ceza avukatı yardımı almalıdır.

Dilekçe Hakkının Engellenmesi Suçu

TCK 121 Suçu ve Cezası Nedir?

Yukarıda bahsettiğimiz şekilde dilekçesi herhangi bir nedenden ötürü alınmayan kişiye karşı işlenmiş olan suça TCK 121 dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu denir. Burada kamu görevlisi hakkında öngörülen temel ceza üst sınırı 6 ay olacak şekilde hapis cezasıdır.

TCK 121 suçu cezası ile ilgili olarak artırıcı veya azaltıcı herhangi bir özel durum söz konusu değildir. Ancak genel hükümler kapsamında her suça etki eden haller burada da etkili olabilir. Örneğin suçun birden fazla işlenmesi durumunda tekerrür artırımı yapılabilir, kişinin iyi hali nedeniyle iyi hal indirimi uygulanabilir.

TCK 121 Suçu Unsurları

TCK 121 suçu herkese karşı işlenebilir. Ancak bu suçun faili dilekçe almaya yetkili idari memurdur. Memurun amirden aldığı talimat vs. suçun işlenişine etki etmez. Kanuna aykırı ve konusu suç olan bir fiil memur tarafından amirin emri ile işlettirilemez. Görevli memur dilekçeyi kabul etmek zorundadır.

Kurumda Hata: Eğer bir dilekçe o kurumu ilgilendirmeyen bir konuyu ihtiva ediyorsa dilekçe gene de o kurum tarafından alınmak zorundadır. Bu ihtimalde dilekçe görevli kuruma gönderilir ve dilekçe sahibine haber verilir. Kamu kurumları “dilekçeyi şu kuruma götür” şeklinde sürekli inasnları oyalamaktadır. Oysa bu direkt olarak TCK 121 suçunun işlendiği anlamına gelir.

Dilekçede Bulunması Zorunlu Unsurlar: Dilekçede asgari olarak dilekçe verenin adı, soyadı, imzası ve en az bir adresi bulunmak zorundadır. Bunlar olmadığı zaman dilekçe kabul edilmeyebilir. O zaman TCK 121 suçu oluşmaz.

TCK 121 Suçunda Yargılama Süreci

Türkiye’de cezai süreç soruşturma ve kovuşturma olmak üzere iki aşamalıdır. Bu suçtan ötürü kişi olay yerine polis çağırabilir, tutanak tutabilir. İlgili memuru savcılığa ve idari merciye şikayet edebilir.

Şikayet ile birlikte soruşturma aşaması başlar. Savcı olayı araştırır ve yargılamaya geçilmesi için yeter ki şüphe ve delil elde ederse iddianame hazırlar ve kovuşturma aşamasına geçilir. Kovuşturmayı asliye ceza mahkemesi yapar.

TCK 121 suçu uzlaşmaya tabi bir suç değildir. Şikayete de tabi değildir. Bu suçtan ötürü yapılan bildirimin hukuki niteliği ihbardır. Dolayısıyla şikayetten vazgeçme ile dava düşmez. 8 yıllık zamanaşımı süresi vardır.

TCK 121 Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Yargılama neticesinde asliye ceza mahkemesi bir karar verecektir. Suçun işlendiğine dair yeterli delil elde edilirse kişi hakkında 6 aya kadar hapis cezası verilir. Bu ceza adli para cezasına çevrilebilir.

Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması yahut cezanın ertelenmesi kararı verilebilir. Bu şekilde kişi hapse girmez ancak denetim süresi içerisinde kasıtlı başka bir suç işlememesi gerekir. Aksi halde hüküm askıdan kalkar ve iki suçun cezası birlikte infaz edilir.

TCK 121 suçunda kamu görevlisi hakkında tutuklama kararı verilmez. Adli kontrol kararı verildiği de uygulamada neredeyse hiç görülmez.

Dilekçe Hakkının Engellenmesi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

TCK 121 suçunun cezası kişinin memuriyetini etkilemez. Ceza miktarı bakımından az bir suçtur. Ancak kişi hakkında idari yaptırımlar uygulanabilir. Bununla ilgili olarak “memur disiplin cezaları” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

TCK 121 suçundan ötürü kamu görevlisinin aldığı ceza adli sicil kaydına yani sabıka kaydına işler. Cezanın infazı ile birlikte silinme şartları oluşur ve kişi adli sicil kaydının silinmesi için başvuruda bulunabilir.

Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma süreci çok uzun sürmez. Genellikle tek fiilli ve az delilli dosyalardır. Somut olayın özelliklerine göre 3 ay ile 1 yıl arasında genellikle sonuçlanır.

Ceza Avukatının Önemi

Yukarıda TCK 121 dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi ile ilgili bilinmesi gereken temel meselelerden bahsettik. Ceza miktarı bakımından az olsa da sonuçları itibariyle önemsenmesi gereken bir süreçten bahsediyoruz.

Gerek şikayetçi gerek fail bakımından süreç ciddiyetle takip edilmelidir. Burada özellikle deneyimli ceza avukatı yardımı almak gerekir ki kişi haklı iken haksız çıkmasın ve süreç istenen şekilde sonuçlansın.

TCK 121 Yargıtay Kararları

Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunda Yargıtay kararları büyük öneme sahiptir. Bu konuda çokça karar olsa da burada birkaç tanesine yer vermeyi yeterli görüyoruz.

Bu konu ile ilgili şikayet veya savunma dilekçesi yazılacağı zaman muhakkak TCK 121 Yargıtay kararları derinlemesine incelenmelidir. Zira kişi savunmasını büyük oranda buradaki unsurlara dayandıracaktır.

Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi, Kanuna Aykırı Emir

“Sanığa yükletilen dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi eylemiyle  ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün katılanlarla  aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın yasal bağlamda uygulandığı, TCK’nın 24/3. maddesinin “Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez, aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur” hükmü gereğince, yakınanın Z… O… Başkanlığına üye olmak amacıyla yazdığı dilekçeyi içeren posta gönderisini Oda Başkanı olan sanığın talimatı ile kabul etmeme şeklindeki eylemde atılı suçun unsurları sanık yönünden mevcut olmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilemeyeceği, Anlaşıldığından sanık S… G…’nun ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA” (Yarg. 4.CD., 13/02/2013, 2012/28459, 2013/4036).

İtiraz Sonucunda Verilen Kararın Kesin Olduğu

“Kütahya 2.Sulh Ceza Mahkemesinin, 13.05.2008 tarih, 2007/261 esas ve 00S/256 sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 121. maddesi uyarınca verilen bir ay hapis cezasına ilişkin hükmün, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini takiben, sanık müdafiinin yaptığı itiraz başvurusunun yapılan incelemesi sonucunda, Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.06.2008/223 tarih ve değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği belirlenmekle, 5271 sayılı CMK’nın 271/4.madde-fikrasında yer alan “merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir.” biçimindeki düzenleme karşısında dosyanın, incelenmeksizin yerel mahkemeye İADESİNE, 20/12/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” (Yarg. 2.CD., 20.12.2010, 2010/27592, 2010/34000).

TCK 121 Suçunda HAGB Kararının Temyiz Edilemeyeceği

“Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Kanunun 3-B maddesi ile değişik 1412 Sayılı CMUK’nun 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından sanığın temyiz isteğinin aynı kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE 27.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi..” (Yarg. 2.CD., 27.05.2009, 2009/9412, 2009/25594).