Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve cezası

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanununda ‘’devletin egemenlik alametlerine ve organlarına karşı suçlar’’ başlığı altında düzenlenmiştir. Bu suç ile devleti temsil eden Cumhurbaşkanının saygınlığının korunması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, suçu işleyenler hakkında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. 

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nedir?

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, cumhurbaşkanın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek ifadelerde  bulunmak suretiyle meydana gelen suç tipidir. Bu suç Türk Ceza Kanunu madde 299’da düzenlenmiştir.

TCK 299:

‘’Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nasıl Oluşur?

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, bir kimsenin cumhurbaşkanına hakaret etmesi ile oluşur. Suçun oluşumu açısından, hakarete maruz kalan kişinin Cumhurbaşkanı sıfatını taşıması, hakaret kapsamında değerlendirilen sözlerin kasıtlı şekilde söylenmiş olması gerekmektedir.

Hakaret eylemi şu iki farklı şekilde gerçekleştirilebilir:

  • Cumhurbaşkanına; onur, şeref, saygınlığını zedeleyen somut bir fiil veya olgunun isnad edilmesi,
  • Cumhurbaşkanına sövülmesi.

Örneğin; X kişisinin ölümüne neden oldunuz, katilsiniz söylemi bir fiil veya olgu isnadıyken, ‘’katilsiniz’’ şeklinde soyut, yalnızca değer yargısı içeren bir söylem sövme eylemi kapsamındadır. 

Yargıtaya konu başka bir olayda; sanıkların, Cumhurbaşkanını da hedef alacak şekilde “hırsız-katil, pabucu yarım çık dışarı oynayalım” şeklinde sloganlarının düşünceyi açıklama, yayma hürriyeti ve eleştiri sınırlarını aşan, şeref ve itibarı ihlal nitelikte olduğu belirtilerek cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğuna hükmedilmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2102 E.  ,  2018/2115 K.)

Onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici kavramların veya ifadelerin neler olduğunu toplumda kabul gören düşünce ve anlayış kapsamında hakim belirler. Dolayısıyla her somut olayda hakaret suçu kapsamına giren ifadeler farklılık gösterebilir. 

Örneğin Yargıtay, hakarete konu suçlarda; “Allah belanı versin” gibi ifadeleri tanrısal ceza dileme, beddua anlamında kabul etmekte hakaret ve aşağılama olarak nitelememektedir.  (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2001/9-132 E., 2001/155 K.)

Yargıtay bir kararında; ‘’biz diktatöre diktatör deriz … yalnız değildir’’ yazılı pankartı açıp, aynı sözü slogan olarak söyleyen sanıkların, bu sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında bulunmaması dolayısıyla cumhurbaşkanlığına hakaret suçunu oluşturduğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi  2018/1460 E.  , 2018/2321 K.)

Diğer bir kararda ise; Facebook’ta başka bir profilde paylaşılan Cumhurbaşkanının fotoğrafı altına ‘’sahtekar’’ şeklinde yorum yapan sanığın bu eylemi cumhurbaşkanına hakaret olarak değerlendirilmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/2312 E.  ,  2019/5931 K.)

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, Cumhurbaşkanının huzurunda veya gıyabında işlenebilmesi mümkündür. Genel hakaret suçundan farklı olarak Cumhurbaşkanının gıyabında suçun meydana gelebilmesi için en az 3 kişinin olması gerekmez. Yalnızca bir kişinin bilmesi durumunda dahi bu suç oluşacaktır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşumu bakımından mağdurun cumhurbaşkanı sıfatının bulunması gerekmektedir. Vefat, görevden ayrılma, emeklilik gibi hallerle, bu sıfatı taşımayı bırakan kişilere karşı Cumhurbaşkanına hakaret suçu işlenememektedir.

Yargıtay bir kararında; sanığın nezarethanede iken, suç tarihi itibariyle Cumhurbaşkanlığı görevi sona ermiş olan mağdura ettiği hakaretin, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu değil, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun oluştuğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/3601 E.  ,  2019/2066 K.)

Yargıtay başka bir kararında; Cumhurbaşkanlığı görevine başlama şartının Anayasada belirtildiği şekilde yemin etmek olduğunu, dolayısıyla yemin prosedürü yerine getirilmeden kişiye hakaret edilmesinin Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında değerlendirilemeyeceğini ifade etmiştir. (Yargıtay 16. CD., 2018/1201 E., 2018/2945 K.)

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Cezası

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun cezası, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Hakim, TCK madde 61’de belirtilen hususları göz önüne alarak bu sınırlar arasında kesin bir ceza belirler. Bu kapsamda, suçun işleniş şekli, ağırlığı, zaman ve yeri, nitelikli halleri, cezada indirim yapılması gibi hususlar net cezanın belirlenmesinde önem taşır. 

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun cezayı artıran nitelikli halleri, bu suç kapsamında verilecek cezanın artırımına sebep olan hallerdir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun cezayı artıran nitelikli TCK madde 299’da düzenlenmiştir. 

TCK 299:

“Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.’’

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Alenen İşlenmesi

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun alenen işlenmesi, verilecek cezanın ⅙ oranında artırılmasına sebebiyet verecektir. Aleniyet, suça konu eylemin belirli olmayan çok sayıda kişi tarafından algılanabilir olmasıdır. Bu nedenle; kamuya açık alanlarda, sosyal medya üzerinden veya basın yayın gibi araçlarla suçun aleni bir şekilde işlenmesi halinde cezada artırıma gidilecektir. 

Yargıtay bir kararında; aleniyetin gerçekleşmiş sayılabilmesi için, failin bulunduğu ve suçu oluşturan söz veya hareketin gerçekleştiği yerin belirli olmayan çok sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılayabilme olasılığı bulunması gerektiğini, sanığın kapalı cezaevinde suça konu eylemi gerçekleştirmesinde aleniyetin sağlanmadığını belirtmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/3238 E.  ,  2019/968 K.)

Yargıtay bir kararında; sanığın hakaret içeren yazıları ve görseli, facebook isimli sosyal paylaşım platformu üzerinden paylaşması karşısında, hakaret suçunun aleniyet içerdiği ve cezada artırıma gidilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/829 E.  ,  2016/3270 K.)

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Etkin Pişmanlık 

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işlemek amacıyla harekete geçilmesine rağmen, elde olmayan sebeplerle suçun tamamlanamamasıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, hakaret eyleminin gerçekleşmesi ile suç tamamlanır. Bu bakımdan suç, niteliği gereği teşebbüse elverişli değildir. Ancak, suça konu eylemin teşebbüs içerip içermediği yine de hakim takdirindedir. 

İştirak suça ortak olmaktır. İştirak halinde, yalnızca suçu işleyen kişi değil suça katılan kişi de cezalandırılır. İştirak ‘azmettirme’ veya ‘yardım etme’ şeklinde gerçekleşebilir. 

Örneğin; A, yaşadığı ekonomik sıkıntılardan dolayı bunalıma girmiştir. B ise A’ya sahte bir hesap açmasını, bu hesap aracılığıyla Cumhurbaşkanına hakaret etmesini, bunalımına iyi geleceğini söyleyerek A’nın hiç aklında yokken suç işlemeye yönlendirir. Bu durumda B de A ile birlikte Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanır. 

İçtima birden çok suç olmasına rağmen tek bir ceza verilmesi halidir. Ancak bu durumda kişinin cezasında artırıma gidilecektir. 

Örneğin, gazeteci A, hem Cumhurbaşkanına hem de Meclis üyeleri hakkında hakaret içerikli bir karikatür paylaşır. Bu durumda, A tek bir fiiliyle hem Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemiş hem de genel hakaret suçunu işlemiş olacaktır. Bu noktada birden çok suç olmasına rağmen tek ceza verilecek ancak cezada artırıma gidilecektir.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Soruşturma Aşaması

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturma aşaması, yetkili makamların hakarete konu eylemi öğrenmesi ile başlayan ve mahkemece, iddianamenin kabulüyle sona eren süreçtir. Soruşturma aşamasında suçu işlediği iddia edilen kişi, şüpheli olarak adlandırılır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturma aşamasında gerçekleştirilebilecek işlemler şunlardır:

  • Şikayet – ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin toplanması
  • İfade ve sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Soruşturma aşaması, mağdur veya suçtan zarar görenin şikayeti veya suçtan haberdar olan bir kimsenin, suçu yetkili makamlara bildirmesi ile başlar. Şikayet ve ihbarlar, Cumhuriyet başsavcılıklarına ya da polis, jandarma merkezlerine sunulan dilekçe yahut bulunulan sözlü beyan ile yapılır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, şikayete tabi suçlar arasında değildir. Bu nedenle, soruşturmanın yapılabilmesi için ayrıca mağdur veya suçtan zarar görenin şikayeti aranmaz. Yetkili makamların herhangi bir şekilde suçu öğrenmesi durumunda suçun soruşturmasına başlanır.

Gözaltı

Gözaltı, şüphelinin nezarethane adı verilen yerde geçici olarak gözetim altında tutulmasıdır. 

Cumhurbaşkanlığına hakaret suçunun şüphelisi hakkında gözaltı kararı verilebilir. Ancak, suçun işlendiğine yönelik somut delillerin bulunması ve gözaltı tedbirinin soruşturma açısından zorunlu olması gerekmektedir. Bununla birlikte, 12 yaşından küçük çocuklar ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında gözaltı kararı verilemez.

Cumhurbaşkanlığına hakaret suçu bakımından gözaltı süresi, yolculukta geçirilen süre (12 saat) hariç en fazla 24 saattir. Şüpheli bu süreler içerisinde hakim karşısına çıkarılmalı veya serbest bırakılmalıdır. Aksi halde, gözaltına alınan şüphelinin tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.

Gözaltı kararlarına ve sürelerine ilişkin ayrıca itirazda bulunmak mümkündür. Bu kararlara karşı, şüpheli, avukatı, veli/vasisi, eşi, birinci derece kan hısımları (anne-babası, çocukları) ve ikinci derece kan hısımları (kardeşleri, torunları veya dede ve ninesi) sulh ceza hâkimine derhal itirazda bulunabilir. Sulh ceza hakimi en fazla 24 saat içinde kararını verir. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, şüphelinin suçu işleyip işlemediğinin ortaya çıkarılması için gerçekleştirilen bir işlemdir. Deliller, esasen soruşturma aşamasında toplanmakla birlikte her aşamada delil toplanabilmesi mümkündür. Soruşturma aşamasında savcı, yalnızca şüpheli aleyhine değil, şüpheli lehine olan delilleri de toplamakla yükümlüdür. 

Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında; sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar, video kayıtları, gazeteler, tanık ifadeleri, şüphelinin ifadesi ve suçun işlenip işlenmediğine yönelik kanıt oluşturabilecek her şey delil olarak toplanabilir. 

Ceza hukukunda her şey delil olarak nitelendirilebilir. Ancak bu delillerin ispat aracı olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun olarak elde edilmiş olması şarttır. Aksi halde, şüpheli hakkında yapılacak yargılama aşamasında bu deliller değerlendirilmez ve verilecek hükme hiçbir şekilde esas alınamaz.

Örneğin, A, B’nin fikirlerinden bir süredir rahatsız olmaktadır. Bu nedenle, B’yi kızdırarak cumhurbaşkanına hakaret sayılacak eylemlerde bulunmasını sağlamış ve bunu gizlice kayda alarak savcılığa delil olarak sunmuştur. A’nın sunduğu bu delil, B’nin suç işlediğine yönelik bir kanıt oluştursa da hukuka aykırı olarak elde edildiği için B aleyhine kullanılamayacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, suç işlediği iddia edilen kişinin bu hususta beyanının alınmasıdır. İfade, savcı veya kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen, soruşturma aşamasına ait bir işlemdir. Sorgu ise, soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, yargılama aşamasında ise mahkeme tarafından gerçekleştirilen bir prosedürdür. 

İfade ve sorgu süreci, şüphelinin yetkili mercilere çağrılması ile başlar. Çağrılan kişinin bu çağrıya uymaması halinde, kolluk kuvvetleri aracılığıyla zorla getirilmesi sağlanır. Çağrıya uymayan kişi, bu nedenle sebep olduğu giderleri ve hakim tarafından belirlenecek para cezasını ödemekle yükümlüdür. 

Yetkili makamlar önüne getirilen şüpheli/sanığa işlediği iddia edilen suç ve bu süreçte sahip olduğu haklar öğretilir. Bu kapsamda; avukat isteyebileceği, yakınlarına haber verebileceği, delillerin toplanmasını isteyebileceği ve susma hakkının bulunduğu belirtilir. Bu hususlar açıklanmadan ifade ve sorguya başlanamaz.

Şüpheli/sanık ifade ve sorgu süreci boyunca susma hakkına sahiptir. Buna karşılık, susmasının kendi aleyhinde kullanılabileceğini düşünerek açıklamada bulunmak da isteyebilir. Ancak bu isteğinin özgür iradesine dayanması gerekir. Şüpheli/sanık; ilaç verme, aldatma, korkutma, şiddet uygulama gibi yasak usullerle konuşturulması sağlanamaz. 

İfade ve sorgu prosedürlerinin sona ermesiyle, tüm süreç tutanağa geçirilir. Bu tutanak yargılama aşamasında delil olarak değerlendirilir. Dolayısıyla şüpheli/sanığın bu tutanağı dikkatle incelemesi, gerçeğe aykırı hususların bulunması halinde tutanağı imzalamaması gerekmektedir. İmzalamama nedeninin de ayrıca tutanağa geçirilmesi gerekir.

İfade ve sorgu, süreç hakkında bilgisi olmayanlar için tedirginliğe sebep olabilir. Kişiler baskı altındayken kendi aleyhine olacak açıklamalarda bulunabilir. Yetkili birimlerce ifade ve sorgunun yasak usullerle alınması söz konusu olabilir. Bu itibarla, alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek alınması oldukça önemlidir.

Uzlaşma

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, uzlaşmaya tabi bir suç değildir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüpheli/sanığın belirli yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla serbest bırakıldığı bir koruma tedbiridir. 

Adli kontrol kararı, özgürlüğü daha az kısıtlayıcı bir tedbir olduğundan, tutuklama sebeplerinin bulunduğu hallerde tutuklama kararı yerine verilebilir. Benzer şekilde, tutuklama kararının verilemediği ancak şüpheli/sanığın herhangi bir denetim olmadan serbest bırakılmasının sakıncalı olduğu hallerde de adli kontrol kararı verilebilir.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, adli kontrol kararı verilmesi mümkündür. Bu kapsamda; şüpheli/sanığın yurt dışına çıkması yasaklanabilir, belirli aralıklarla imza atma yükümlülüğü getirilebilir, belirlenen yer veya bölgelere gitmemesine karar verilebilir. Şüpheli/sanığın bu yükümlülüklere uymaması durumunda yetkili merci, tutuklama kararı verebilir.

Adli kontrol tedbirleri en fazla 2 yıl uygulanır. Belirlenen adli kontrol süresinin, zorunlu durumlarda 1 yıl süre ile uzatılması mümkündür. 18 yaşından küçükler bakımından süreler yarı oranında uygulanır. 

Adli kontrol kararlarına karşı, şüpheli/sanık, eşi, avukatı, veli/vasisi itiraz edilebilir. İtiraz, bu mercilere verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. İtiraz başvurusunun yapılabileceği süre, adli kontrol kararının verildiği günden itibaren 7 gündür. 

Tutukluluk

Tutukluluk, kanundaki sebeplerin varlığı halinde şüpheli/sanığın tutukevi adı verilen yerde tutulmasıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda tutuklama kararı verilmesi mümkündür. Bu kapsamda tutuklama kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Şüpheli/sanığın suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe oluşturacak somut deliller varsa,
  • Şüpheli/sanığın kaçacağına veya saklanacağına yönelik somut nedenler varsa, 
  • Şüpheli/sanığın davranışları; delilleri yok etme, gizleme, değiştirme veya suça konu kimseler üzerinde baskı yapmaya yönelik şüphe oluşturuyorsa.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Belirlenen tutukluluk süresi, soruşturma ve kovuşturma aşamaları açısından zorunluluk olması halinde 6 ay daha uzatılabilir. Şüpheli/sanık haksız tutukluluk süreleri ve kararlarına karşı, tazminat davası açabilir.

Tutukluluk kararlarına karşı şüpheli/sanık, şüpheli/sanığın avukatı, eşi, veli/vasisi kararı veren merciye itiraz edebilir. Tutuklama kararını, soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında mahkeme verir. İtiraz başvurusu bu mercilere verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. İtiraz başvurusu 7 gündür.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK), 
  • İddianamenin düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, yetkili makamlara bildirilen fiilin açıkça suç oluşturmadığının anlaşılması veya şikayet/ihbarın genel ve soyut nitelikte olması halinde verilen karardır. 

Örneğin; bir kimsenin ‘’ A’nın cumhurbaşkanı girdiğinde ayağa kalkmaması,  cumhurbaşkanımıza bir hakarettir’’ şeklinde bir iddia ile kolluk kuvvetlerine başvurması durumunda, fiilin açıkça suç oluşturmaması sebebiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararına itiraz mümkündür. İtiraz başvurusu, kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine bir dilekçe ile yapılır. İtiraz başvuru süresi, kararın kişilere tebliğinden itibaren 15 gündür.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, yapılan soruşturma sonunda, suçun şüphelisi hakkında kamu davası açılmasına yer olmadığına ilişkin karardır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı şu hallerde verilir:

  • Şüphelinin, suçu işlediğine dair yeterli şüphe oluşturacak delil bulunamamışsa,
  • Adalet Bakanlığı, şüpheli hakkında yargılama yapılması için izin vermemişse, 
  • Dava zamanaşımı süresi dolmuşsa,
  • Aynı fiil nedeniyle, şüpheli hakkında açılmış bir dava veya verilmiş bir karar varsa.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilebilir. İtiraz başvurusu, kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine bir dilekçe ile yapılır. İtiraz süresi, 15 gündür.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianame, şüpheli hakkında yargılamanın başlatılması için düzenlenen belgedir. Savcı, topladığı deliller aracılığıyla şüphelinin suçu işlediğine yönelik bir kanıya varırsa ve KYOK kararı verilmesini gerektiren bir durum da yoksa iddianame düzenler. İddianamenin hukuka uygun olarak düzenlendiğinin anlaşılması halinde mahkemece iddianamenin kabulüne karar verilir ve kamu davası açılmış olur. 

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Savunması

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun savunması, suçun işleniş şekline ve failin özelliklerine göre farklılık gösterebilir. Ancak bu suç bakımından genel olarak şu hususlar ileri sürülebilir:

  • Suça konu ifadenin onur, şeref veya saygınlık zedeleyici nitelikte olmadığı,
  • Suça konu ifadenin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı,
  • Suça konu ifadelerin nezaket dışı söz niteliğinde olduğu
  • Suçun işlenmesinde aleniyetin gerçekleşmediği,
  • Suçun vasıf ve unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Suça konu paylaşımın fail tarafından yapılmadığı,
  • Suça konu eylemlerin zorlama, şiddet veya tehdit nedeniyle gerçekleştirildiği,
  • Suçun failinin 18 yaşından küçük olduğu,
  • Usule aykırılıkların bulunduğu,
  • Lehe delilleri toplanmadığı,
  • Delillerin ispat bakımından yetersiz olduğu,
  • Delillerin hukuka aykırı olarak elde edildiği,
  • Dosyaya özel diğer savunmalar. 

Sanığın kendisine yüklenen suçtan kurtulmasını sağlayacak en etkili araç savunmadır. Kişiler, savunma ile iddialara karşı cevap verebilir ve haklarını koruyabilir. Dolayısıyla, savunmanın hukuki çerçevede ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır. Bu noktada alanında uzman ceza avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemece iddianamenin kabulüyle başlayıp yine mahkemece şüpheli hakkında bir karar verilmesiyle sona eren süreçtir. Bu sürece ‘’kovuşturma’’ adı verilir. Kovuşturma aşamasında şüpheli, sanık adını alır. Mağdur veya suçtan zarar gören ise bu aşamada talepte bulunarak ‘’katılan’’ sıfatı alabilir. 

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun ceza yargılaması aşaması genel hükümlere göre yürütülür. Bu kapsamda; duruşmalar yapılır, tanıklar dinlenir, alanında uzman bilirkişilerin görüşleri alınır, iddialar ve savunmalar ileri sürülür, elde edilen hukuka uygun bütün deliller ortaya konarak tartışılır. Yargılama sonunda hakim, süreçte edindiği kanaate uygun olarak sanık hakkında bir karar verir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna gidilebilir.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Zamanaşımı

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, dava zamanaşımı süresi 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. Zamanaşımı süreleri, 12-15 yaş arasındaki çocuklar bakımından yarı oranında, 15-18 yaş arasındaki çocuklar bakımından üçte ikisi oranında uygulanır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, dava zamanaşımı süresi suçun işlenme tarihinden, ceza zamanaşımı süresi ise mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar. Karar, geçerli istinaf süresi içinde başvuru yapılmaması yahut istinaf mahkemesinde bozma kararı verilmesiyle kesinleşir.

Dava zamanaşımı süresinin dolması ile dava düşer ve sanık hakkında herhangi bir karar verilemez. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile sanık hakkında verilen cezanın icrasına geçilemez. 

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın ertelenmesi,
  • Davanın düşmesi.

Beraat

Beraat, sanığın mahkeme tarafından suçsuz bulunması halinde verilen karar türüdür. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda beraat kararı verilecek haller şunlardır:

  • Sanığın suçu işlememiş olması, 
  • Sanığın eylemlerinin hukuken korunan bir hakkın icrası niteliğinde olması (ifade özgürlüğü, haber verme, iddia ve savunma dokunulmazlığı, dilekçe hakkı gibi) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suça konu eylemleri gerçekleştirmiş olmasına rağmen ilişkin karar türüdür. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Yaş küçüklüğü, (12 yaşından küçüklere ceza verilemez. 12- 15 yaşındaki çocuklar bakımından ise işledikleri suçun sonuçlarını anlama yeteneklerine göre karar verilir.)
  • Akıl hastalığı,
  • Sağır ve dilsizlik hali,  (15 yaşından küçük sağır ve dilsizlere ceza verilemez. 15-18 yaşlarındaki sağır ve dilsizler bakımından ise işledikleri suçun sonuçlarını anlama kabiliyetlerine göre karar verilir.)
  • Alkol, uyuşturucu gibi geçici nedenlerin bulunması, 
  • Suçun cebir, şiddet, korkutma ve tehdit nedeniyle gerçekleştirilmesi,

Mahkumiyet

Mahkumiyet, sanığın suçu işlediğine yönelik şüphe bulunmaması halinde verilen karar türüdür. 

Mahkumiyet kararı ile, sanığa işlediği suçun karşılığı olan ceza verilir. Ancak ceza yerine güvenlik tedbirinin uygulanmasına veya ceza ile birlikte güvenlik tedbirinin uygulanmasına da karar verilebilir. Bu kapsamda; sanık TCK madde 53’te belirtilen haklarından yoksun bırakılabilir, yabancıysa sınır dışı edilebilir, çocuklara veya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunabilir. 

Mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içinde sanık bir daha suç işlerse, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, daha sonra işlediği suçta adli para cezası öngörülmüşse dahi, hapis cezası uygulanır, cezasının infazı daha ağır şartlarda gerçekleştirilir,  cezası infaz edilse dahi, denetim şartıyla serbest bırakılır. 18 yaşından küçükler hakkında tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Mahkumiyet kararı verilse de, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, yargılama aşamasındaki davranışları göz önünde bulundurularak cezasında ⅙  oranında indirime gidilebilir.  Ancak sanığın davranışlarının mahkemeyi etkilemek amacıyla gerçekleştirilmiş olmaması gerekmektedir. Uygulamada bu husus ‘iyi hal indirimi’ olarak adlandırılır. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, 1 yıl veya daha az hapis cezalarının para cezasına çevrilmesine dair karar türüdür. Hakim, adli para cezasına çevirme kararı verirken sanığın ekonomik ve sosyal durumu, kişiliği, yargılama sürecindeki davranışlarını göz önünde bulundurur. 

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, sanığa verilen hapis cezasının 1 yıl olması halinde adli para cezasına çevirme kararı verilebilir. 

Adli para cezasına çevirme kararının verilmesi halinde hakim, 5 ila 730 gün arasında bir gün sayısı belirler. Belirlediği gün sayısı ile günlük 20 ila 100 TL arasında belirlediği miktarı çarpar. Çıkan sonuç, sanığın ödemesi gereken net para cezasıdır. 

Sanığın durumuna göre, adli para cezasının tek seferde veya taksitlerle ödenmesine karar verilebilir. Cezanın tek seferde ödenmesine karar verilmesi halinde ödeme süresi 1 yıldır. Taksitlerle ödenmesine karar verilmesi halinde ise cezanın 2 yıl içinde ödenmesi gerekir. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakında verilen hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasını sağlayan karar türüdür. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda HAGB kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sanığa verilecek hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
  • Sanığın daha önce kasten suç işlememiş olması,
  • Sanığın tekrar suç işlemeyeceğine ilişkin kanaat oluşması,
  • Suç nedeniyle mağdurun uğradığı zararın tazmin yoluyla giderilmesi.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sanık, birtakım yükümlülükler öngörülerek 5 yıl boyunca denetim altına alınır. Bu süre içinde yükümlülüklerine uygun davranan ve kasten suç işlemeyen sanık hakkında davanın düşmesi kararı verilir. HAGB kararı adli sicil kaydına işlemez.

Denetim süresi içinde yükümlülüklerine uygun davranmayan veya kasten suç işleyen sanık hakkında verilen hüküm açıklanır. Böylece hükümde öngörülen cezanın infazına geçilir. Ancak sanığın durumu ve davranışları göz önünde bulundurularak cezasının yarısının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya başka yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, birtakım şartların bulunması halinde sanığa verilen hapis cezasının infazının ertelenmesine ilişkin karardır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sanığa verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması, (Bu süre 18 yaşından küçükler ile 65 yaşından büyükler bakımından 3 yıldır.)
  • Sanığın daha önce kasten işlemiş olduğu  suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyetinin bulunmaması,
  • Sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşturması.

Cezanın ertelenmesi kararı ile birlikte sanık 1 ila 3 yıl arasında denetime tabi tutulur. Bu süre içerisinde sanığın uyması için birtakım yükümlülükler belirlenir. Hakim, sanığın davranışlarını ve kişiliğini de değerlendirerek denetim süresinin herhangi bir yükümlülük olmadan geçirilmesine de karar verebilir.

Sanığın, yükümlülüklerine ısrarla uymaması veya kasten suç işlemesi halinde hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesine karar verilir. Aksi halde, yükümlülüklerini yerine getiren ve denetim süresini iyi halli geçiren sanığın cezası infaz edilmiş sayılır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, kanunda belirtilen nedenlerin bulunması veya muhakeme şartlarının gerçekleşmemesi halinde verilen karardır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda davanın düşmesi kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Sanığın ölmesi,
  • Dava zamanaşımı süresinin dolması,
  • Genel af ilan edilmesi,
  • Adalet bakanının izninin alınmaması,
  • Sanık hakkında aynı fiil dolayısıyla açılmış bir dava veya verilmiş bir karar varsa.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda istinaf kanun yoluna gitmek mümkündür. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. İstinaf başvuru süresi, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gündür. Bu sürenin kaçırılması halinde karar kesinleşir, istinaf kanun yoluna başvuru hakkı kaybedilir.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda istinaf mahkemesinin kararına karşı Yargıtay’a başvuru yapılabilmesi istinaf mahkemesinin kararına göre değişmektedir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun temel halinde üst sınır 5 yıldan az olduğu için Yargıtay’a başvurulamaz. Ancak suçun alenen işlenmesi durumunda 5 yıldan fazla hapis cezası öngörülebileceği için Yargıtay’a başvurulabilir. 

Yargıtay’a başvuru, kararı veren istinaf mahkemesine verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılır. Yargıtay’a başvuru süresi kararın öğrenilmesinden itibaren 15 gündür. Bu sürenin kaçırılmış olması halinde Yargıtay’a başvuru hakkı kaybedilir, istinaf mahkemesinin kararı kesinleşir. 

İstinaf kanun yoluna ve Yargıtay’a başvuru, sanık, sanığın avukatı, veli/vasisi, eşi ve davaya katılma talebinde bulunan mağdur veya suçtan zarar gören kişiler tarafından yapılabilir.

Sonuç

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, genel hakaret suçundan daha ağır yaptırımlara sebep olan bir suçtur. Bu noktada, suçun vasfının ve suçun unsurlarının doğru olarak değerlendirilmesi ve savunmanın buna yönelik gerçekleştirilmesi hak kayıplarını daha da azaltacaktır. Bu nedenle alanında uzman ceza avukatına danışmakta fayda vardır.