Cinsel taciz suçu ve cezası

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Cinsel taciz suçu, bir kimsenin rahatsız hissetmesine sebebiyet verecek şekilde cinsel içerikli davranış veya söylemlerde bulunmaktır. Bu suç, Türk Ceza Kanununda ‘cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar’ başlığı altında düzenlenen suç tiplerinden biridir. Cinsel tacizin suç olarak düzenlenmesi ile, kişilerin cinsel özgürlüklerini ihlal eden davranışlar yaptırım altına alınmıştır. 

İçindekiler

Cinsel Taciz Suçu Nedir?

Cinsel taciz suçu; bir kimseyi, temasta bulunmaksızın cinsel nitelikteki davranışlar ile rahatsız etmektir. Bu suç Türk Ceza Kanunu madde 105’te düzenlenmektedir.

TCK 105: 

‘’(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’

Cinsel Taciz Suçu Nasıl Oluşur?

Cinsel taciz suçu, bir kimseye yönelik gerçekleştirilen cinsel amaçlı davranış veya söylemler ile oluşur.

Suçun oluşumu bakımından ayrıca, cinsel amaçlarla yapılan davranışların mağdurun vücuduna herhangi bir temas olmaksızın gerçekleştirilmesi ve mağdurun rızasının bulunmaması gerekir. Aksi halde, cinsel taciz suçu değil, şartların bulunması durumunda cinsel saldırı veya cinsel istismar suçu meydana gelir.  

Yargıtay bir kararında, sanığın yolda gördüğü 18 yaşından küçük mağdura cinsel içerikli sözler söyledikten sonra, kolundan tutup motosiklete bindirmek istemesi ve böylece cinsel içerikli sözlerle birlikte bedensel temasın da bulunması nedeniyle sanığın fiilinin çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturacağını belirtmiştir. (Yargıtay, 29.03.2012 tarih, 2011-9056 E., 2012-3661 K.)

Yargıtay başka bir kararında ise, sanığın ‘seni hep projen olduğunda mı göreceğiz, çok güzelsin’ şeklindeki sözlerinden sonra mağduru öpmeye kalkışması fakat mağdurun sanığı itmesi nedeniyle herhangi bir temasın gerçekleşmemesi dolayısıyla cinsel saldırı suçunun değil cinsel taciz suçunun oluştuğunu belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2021/789 E., 2021/4507 K.)

Yargıtay; ıslık çalmak, cinsel ilişki teklif etmek, sesler çıkarmak, laf atmak, çıplak fotoğraf göndermek, cinsel organını göstermek gibi davranışları cinsel taciz suçuna sebebiyet veren davranışlar olarak değerlendirmiştir.

Cinsel taciz suçunu oluşturan davranışlar, yalnızca yargı kararları ile de sınırlı kalmamaktadır. Bir davranışın cinsel taciz suçunu oluşturup oluşturmadığı her olay kapsamında ayrıca değerlendirilir. Buna göre, bir davranış cinsel amaçla gerçekleştiriliyor ve mağduru bu yönüyle rahatsız ediyor ise cinsel taciz suçundan söz edilir.

Yargıtay bir kararında, mağdurun cep telefonuna ‘ay çok tatlı alo diyişin var ya, tanışmak ister misin’ şeklinde mesaj atan sanığın bu davranışının cinsel taciz suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir.  (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2011/8971 E., 2012/3821 K.)

Yargıtay başka bir kararında, sanığın ilgi duyduğu mağduru farklı zaman aralıklarında telefon ile araması, mesaj göndermesi, mektup yazması, mağdurun başka bir kimseyle evleneceğini bilmesine rağmen sevgililer gününde mağdura çiçek göndermesi fiillerinin cinsel taciz suçunu oluşturacağına hükmetmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2015/12132 E., 2016/1087 K.)

Cinsel taciz suçu kapsamında gerçekleştirilen davranışların belli bir kişiye yönelik gerçekleştirilmesi suçun oluşumu bakımından önem taşımaktadır. Cinsel amaçlarla gerçekleştirilen ve vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyen davranışların, belli bir kişiye yönelik olmaması halinde, hayasızca hareket veya müstehcenlik suçları söz konusu olabilecektir.

Örneğin, A’nın, B’ye cinsel organını göstermesi eylemi cinsel taciz suçu kapsamında kalır. Fakat A’nın belden aşağısı çıplak bir şekilde köy meydanında dolaşması ve bu davranışını belli kişilere yönelik gerçekleştirmemesi durumunda ise, hayasızca harekette bulunma suçu meydana gelir.

Cinsel taciz fiilinin yöneldiği kişinin cinsiyetinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bir kadının bir erkeğe karşı, bir kadının kadına karşı yahut bir erkeğin bir erkeğe karşı cinsel amaçlarla söz veya davranışlarda bulunması halinde de cinsel taciz suçu meydana gelecektir. 

Cinsel Taciz Suçu Cezası

Cinsel taciz suçu cezası, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. 

Hakim hapis cezası verebileceği gibi hapis cezası yerine adli para cezasına da karar verebilir. Hakim, bu kararı verirken suçun işlenme şeklini, failin kişiliğini, davranışlarını ve suçun işlenmesindeki amacı da göz önünde bulundurur.

Cinsel taciz suçunun faili hakkında adli para cezası uygulanmasına karar verilirse, hakim 5 ila 750 gün arasında bir gün sayısı ve her güne karşılık gelecek 20 ila 100 TL arasında bir miktar belirler. Belirlediği bu miktar, failin ödemesi gereken net para cezası miktarı olarak hükmolunur. 

Cinsel Taciz Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Cinsel taciz suçunun cezayı artıran nitelikli halleri, suçun işlenmesini kolaylaştırması nedeniyle daha ağır cezayı gerektiren durumlardır. Bu suç bakımından cezayı artıran nitelikli haller Türk Ceza Kanunu madde 105’te düzenlenmiştir.

TCK 105/2:

‘’ Suçun; 

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, 

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. 

Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.’’

Suçun Çocuğa Karşı İşlenmesi

Cinsel taciz suçunun, çocuğa karşı işlenmesi daha ağır cezayı gerektiren bir hal olarak düzenlenmiş ve 18 yaşını doldurmamış bireylere karşı cinsel taciz suçunu işleyen kimseler bakımından 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Böylelikle, suçun nispeten daha savunmasız olan çocuklara karşı işlenmesinde caydırıcılığın sağlanması amaçlanmıştır.

Yargıtay bir kararında, 14 yaşında olan mağdurun dershane öğretmeni olarak görev yapan sanığın, Facebook üzerinden mağdura hitaben ‘kanka çok yakışıklısın, sizin eve davet et, beraber duşa girelim…’ şeklinde cinsel içerikli mesajları göndermesi fiilinin çocuğa karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/8018 E. , 2020/2735 K.)

Suçun Kamu Görevinin veya Hizmet İlişkisinin ya da Aile İçi İlişkinin Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi

Cinsel taciz suçunun; kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi, verilecek cezayı artıran hallerden biridir. Cinsel taciz suçunun bu işlenme halinde, faile verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. 

Yargıtay bir kararında, intihar girişimi nedeniyle ifadesi alınmak üzere polis merkezine getirilen mağdurun yanına gelen ve polis memuru olan sanığın, mağdur ile sohbeti sırasında cinsel içerikli konuşmalar yaparak tacizde bulunması fiilinin, nitelikli cinsel taciz kapsamında kaldığını ifade etmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7674 E., 2018/7386 K.)

Benzer şekilde, bir hizmet sözleşmesine dayalı olarak failin mağduru işe alma, çıkarma, ücretini vb. haklarını belirleme yetkisine sahip kişilerden olması ve bu nedenle hizmet ilişkisinin sağladığı hiyerarşik üstünlükten faydalanmak suretiyle mağdura karşı cinsel taciz suçunu işlemesi halinde, cezası yarı oranında artırılacaktır.

Yargıtay bir kararında; sanığın, mağdurun teknik ressam olarak çalıştığı işyerinin müşterisi olması nedeniyle, sanığın mağdur üzerinde hizmet ilişkisinden kaynaklanan bir nüfuzunun bulunmaması ve bu durumda mağdura karşı gerçekleştirdiği cinsel taciz suçunun nitelikli hal kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2015/9302 E., 2019/8740 K.)

Yine, mağdur ile fail arasında aile içinden doğan bir ilişki bulunması ve failin de bunun sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle mağdura karşı cinsel taciz suçunu işlemesi halinde, verilecek ceza artırılır. Bu nitelikli hal bakımından aile içi ilişkiden aynı aileye mensup kişiler kastedilir. Aynı evde yaşayıp yaşamamanın bir önemi yoktur. 

Bölge Adliye Mahkemesi bir kararında, sanığın kayınbiraderinin karısı olan mağdurun cep telefonuna whatsapp uygulaması üzerinden, ‘’senden hoşlanıyorum, bir kez birlikte olalım, ne istersen yaparım” şeklinde mesajlar göndermesi fiilinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi, 20.06.2018 E., 2017/1408 K.)

Suçun Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Koruyucu Aile veya Sağlık Hizmeti Veren ya da Koruma, Bakım ve Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Kişiler Tarafından İşlenmesi

Cinsel taciz suçunu işleyen kişinin; mağdurun vasisi, eğiticisi, öğreticisi, bakıcısı, koruyucu ailesi olması veya mağdur üzerinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişilerden olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Benzer şekilde failin, sağlık hizmeti veren bir kimse olması halinde de cezası aynı oranda artırılır.

Örneğin yerel mahkemenin verdiği bir kararda, öğretim görevlisi olan sanığın, bir not ile öğrencisi olan mağduru odasına çağırarak “on dakika kal, senin gibi kadınları çekici buluyorum, sadece ayaklarını öpmek istiyorum’’ şeklinde söylemlerde bulunmasının cinsel taciz suçunun nitelikli halini oluşturduğuna karar vermiş ve verdiği bu hüküm kesinleşmiştir. (Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi, E: 2019/188 E., 2020/473 K.)

Yargıtay’a konu bir kararda ise, sanığın mağdura yönelik cinsel taciz eylemini gerçekleştirdiği sırada, mağdurun biyoloji dersini almaması nedeniyle öğretmeni olmadığı ve sanığın ayrıca idare kısmında da görevi olmaması nedeniyle failin mağdur bakımından eğitici-öğretici niteliğine sahip olmadığı gözetilerek nitelikli halin oluşmayacağını belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2016/10994 E., 2017/495 K.)

Suçun Aynı İşyerinde Çalışmanın Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi

Cinsel taciz suçunun failinin, mağdur ile aynı işyerinde çalışmasının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel tacize konu davranışları gerçekleştirmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu nitelikli hal bakımından, fail ile mağdurun arasında ayrıca altlık-üstlük ilişkisinin bulunmasına gerek yoktur.

Yargıtay bir kararında, sanığın kendisiyle aynı yerde çalışan mağdura ısrarla evlenme teklif etmesi, sevdiğini söylemesi, arabasına çiçek koymak gibi birtakım davranışlar gerçekleştirmesinin, aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunun oluştuğunu belirtmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2014/35860 E., 2015/24621 K.) 

İşyerinde gerçekleştirilen cinsel taciz fiilleri, yalnızca ceza hukuku kapsamında korunmamaktadır. Ayrıca, işyerinde cinsel tacize uğrayan kişiler, bu durumu işverenine bildirmesine rağmen gerekli bir önlem alınmamışsa mağdur bakımından iş sözleşmesinin haklı fesih imkanı doğar. Benzer şekilde, işverenler de cinsel taciz suçunu işleyen kişilerin sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. 

Suçun Posta veya Elektronik Haberleşme Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi

Cinsel taciz suçunun posta ile yahut telefon, bilgisayar gibi elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde, faile verilecek ceza yarı oranında artırılır.  

Yargıtay bir kararında, mağdurun eski sevgilisi olan sanığın, mağduru 22.08’de ankesörlü telefondan arayarak ‘seninle olmak istiyorum, rızanla gel bana, rızanla olmazsa eşine söylerim evliliğin yıkılır’ şeklinde cümleler kurmak suretiyle cinsel taciz suçuna sebebiyet verdiğini ifade etmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/669 E., 2015/68 K.)

Yargıtay başka bir kararında, telefon mesaj tespit tutanağındaki mesaj içerikleri incelendiğinde, sanığın mağdura gün içerisinde cinsel içerikli mesajlar gönderdiğinin anlaşılması karşısında, fiilin elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlendiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2021/6608 E., 2022/6548 K.)

Suçun Teşhir Suretiyle İşlenmesi

Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi halinde, faile verilecek ceza yarı oranında artırılır. Cinsel taciz suçunda teşhir, genellikle failin cinsel organını mağdura göstermesi şeklinde gerçekleştirilmekle birlikte; failin çıplak fotoğrafını atması da teşhircilik kavramı kapsamında kalmaktadır. 

Yargıtay bir kararında, olay günü, metro vagonunda mağdura cinsel organını göstererek teşhir suretiyle cinsel taciz suçunu işleyen suça sürüklenen çocuk hakkında verilen cezanın eksik olması nedeniyle mahkeme kararının bozulması gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi,  2019/7273 E., 2020/5852 K.)

Suçun bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilebilmesi için, teşhire konu davranışın aleni bir şekilde gerçekleştirilmesi şart değildir. Fakat teşhir eyleminin, ayrıca kamuya açık bir alanda, aleni bir şekilde gerçekleştirilmesi halinde hem cinsel taciz suçundan hem de TCK 225’te düzenlenen hayasızca hareketler suçundan bahsedilecektir. 

Yargıtay bir kararında, mağdurların yolda yürüdükleri sırada, sanığın pantolonunun önü açık bir şekilde görülmesi ve sanığın daha sonra mağdurların tekrar önüne çıkarak cinsel organını sallaması şeklinde gerçekleşen fiilinin, cinsel taciz suçunun yanı sıra, fiilin aleni olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle de, hayasızca hareketler suçunun da oluştuğunu belirtmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/43435 E. 2017/10556 K.)

Cinsel Taciz Fiili Sonucunda Mağdurun İşi Bırakmak, Okuldan veya Ailesinden Ayrılmak Zorunda Kalması

Cinsel taciz fiiline maruz kalan mağdurun, bu fiil nedeniyle işi ya da okulu bırakması yahut ailesinden ayrılmak zorunda kalması halinde, faile verilecek ceza, 1 yıldan az olamaz. Bu nitelikli halin meydana gelebilmesi için, cinsel taciz eylemi ile mağdurun söz konusu ortamlardan ayrılması arasında doğrudan bir bağ bulunmalıdır. 

Yargıtay bir kararında, mağdurun eşinin boşanma davası dilekçesinde, sanık tarafından mağdura gönderilen mesaj ve diğer taciz fiilleri nedeniyle boşanmak istediğini ifade etmesi ve mahkemenin de bu nedenle boşanma kararı vermesiyle mağdurun ailesinden ayrılmak zorunda kalması karşısında, sanığın davranışının cinsel taciz suçunun nitelikli halini oluşturacağını belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2011/8002 E., 2012/3374 K.)

Cinsel Taciz Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işleme gayesiyle harekete geçen kişinin, kendi iradesi dışında kalan sebeplerle suçu gerçekleştirememesidir. Cinsel taciz suçu, failin mağdura yönelik cinsel tacize konu davranışları gerçekleştirmesi halinde suç işlenmiş olur. Buna karşılık, failin iradesi dışındaki bir sebeple engellenmesi halinde suç teşebbüs aşamasında kalacaktır. 

Örneğin, A’nın pantolonunun fermuarını açıp B’ye cinsel organını göstereceği sırada etrafta bulunan kişiler tarafından engellenmesi halinde, cinsel taciz suçunun teşebbüs aşamasında kaldığından söz edilecektir.

İştirak, bir kişi tarafından işlenebilen suçun, birden fazla kişi tarafından, fikir birliği ile işlenmesi durumudur. Cinsel taciz suçuna iştirak; yardım etme, azmettirme veya suça ortak olma şeklinde gerçekleştirilebilir. İştirak halinde, suça iştirak eden herkes suçu işlemiş gibi cezalandırılır.

Örneğin, A’nın B’ye yazdığı cinsel içerikli mektubu C aracılığıyla vermesi halinde, C suça iştirak nedeniyle yargılanır. Benzer şekilde; A, B’nin hoşlandığı fakat karşılık bulamadığı kişiye yönelik davranışlarında ısrarcı olması veya laf atması yönünde teşvikte bulunmuş ise, A bu durumda azmettirici sıfatıyla yargılanır. 

İçtima, birden fazla suça sebebiyet verilen hallerde, her bir suçun tek bir suçta toplanmasını ifade etmektedir. Cinsel taciz suçunda, cinsel taciz fiilinin birden çok suça sebebiyet vermesi halinde, faile verilecek ceza belli bir oranda artırılır yahut fail daha ağır cezayı gerektiren suç ile yargılanır. 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi bir kararında, sanığın, mağdurlara el işareti yapması daha sonra otomobil ile yanlarına yaklaşarak ‘postası kaça’ şeklinde sözler sarf etmesi fiilinin, cinsel taciz suçunu oluşturduğu ve sanığın tek fiili ile birden çok kişiye karşı cinsel taciz suçunu işlemesi nedeniyle  ½ oranında cezasının artırılması gerektiğini belirtmiştir. (İstanbul BAM. 20. Ceza Dairesi, 2018/198 E., 2018/1251 K.)

Yargıtay’a konu bir olayda ise, sanığın, mağdurun cep telefonuna müstehcen içerikli görüntü göndermesi şeklinde gerçekleşen eyleminin hem müstehcenlik hem de cinsel taciz suçunu oluşturduğu bu nedenle, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/8666 E., 2017/3475 E.)

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Cinsel Taciz Suçunun Soruşturma Aşaması

Cinsel taciz suçunun soruşturma aşaması, cinsel tacize konu davranışın yetkili makamlara bildirilmesi ile başlayan ve dava açılıp açılmayacağına ilişkin bir karar ile sona eren aşamadır. Cinsel taciz suçunun soruşturulması sırasında gerçekleştirilebilecek işlemler şöyle sıralanabilir:

  • Şikayet-ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin toplanması
  • İfade ve sorgu
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Şikayet, cinsel tacize maruz kalan mağdurun bu durum hakkında yetkili mercilere başvurmasıdır. İhbar ise, mağdur dışında kalan kişilerin cinsel tacize konu davranışı ilgili mercilere bildirmesidir. Bu anlamda, şikayet ve ihbar benzer kavramlar olmakla birlikte işlemi gerçekleştiren kişiler bakımından ayrılmaktadır. 

Cinsel taciz suçunun temel hali şikayete tabidir. Diğer bir ifadeyle, suçun soruşturmasına başlanabilmesi için  mağdurun 6 ay içinde şikayette bulunması şarttır. Buna karşılık suçun cezayı artıran nitelikli halleri bakımından böyle bir durum söz konusu değildir. Dolayısıyla, mağdurun şikayeti olmasa bile suçun yetkili mercilerce öğrenilmesi ile soruşturmasına başlanır.

Cinsel taciz suçunda mağdur, her aşamada şikayetini geri çekebilir. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde olaya ilişkin dava açılmaz, soruşturma sonlandırılır. Yargılama aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde ise dava düşer. Suçun cezayı artıran nitelikli halleri şikayete bağlı olmadığından şikayetten vazgeçilse dahi soruşturma ve yargılamaya devam edilir. 

Cinsel taciz suçu hakkında başvuru yapılacak merci, cumhuriyet başsavcılığı veya suçun işlendiği yerdeki kolluk (polis, jandarma) merkezleridir. Bu yerlere yapılacak sözlü veya yazılı suç bildirimi ile şikayet ve ihbar gerçekleştirilmiş olur. 

Gözaltı

Gözaltı, suçun işlendiğine dair somut bir delilin bulunması ve soruşturma bakımından da zorunlu olması halinde, suç şüphelisinin geçici bir süreliğine ‘nezarethane’ adı verilen yerde tutulmasıdır. Şüphelinin kaçma veya mağdur üzerinde baskı yapma gibi birtakım hususlarda şüphe bulunuyor ise zorunluluk halinden söz edilir.

Cinsel taciz suçunda da gerekli şartların bulunması halinde gözaltı kararı verilebilir. Bu durumda, cinsel taciz suçunu işlediği iddia edilen şüpheli en fazla 24 saat süre ile gözaltında tutulur. Ancak cinsel taciz suçunun toplu olarak işlenmesi halinde, şüpheli sayısının birden çok olması nedeniyle gözaltı süresi en fazla 4 gündür. 

Gözaltı kararına karşı; şüpheli, şüphelinin belli derecedeki yakınları (eşi, veli/vasi, çocuk, kardeş, torun, dede, nine ) ve avukatı, kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine başvurarak derhal serbest bırakılmasını isteyebilir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, şikayet ve ihbar konusu olayı aydınlatmaya yarayan her türlü bulgunun bir araya getirilmesidir. Hem soruşturma aşamasında hem de yargılama aşamasında delillerin toplanabilmesi mümkündür.

Soruşturma aşamasında, savcı veya onun emri altındaki kolluk kuvvetleri, şüphelinin aleyhine olan deliller ile birlikte lehine olan delilleri de toplar. Buna karşılık, şüpheli ve mağdur da suça konu olay hakkındaki gerçeği ortaya çıkaracak birtakım delillerin toplanmasını isteyebilir.

Cinsel taciz suçu bakımından da cinsel tacize konu davranışı ispatlayacak veya çürütecek her şey delil olarak nitelendirilebilir. Mağdurun ve şüphelinin olaya ilişkin beyanları, telefon kayıtları, sosyal medya üzerindeki veriler, cinsel taciz içerikli belgeler, var ise tanık ifadeleri gibi unsurlar delil olarak elde edilebilir.

Delillerin kullanılabilmesi için hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olmaları gerekir. Hukuka aykırı yollarla ulaşılan deliller şüphelinin yargılaması sırasında değerlendirilmeye alınmaz ve hakim karar verirken söz konusu delili esas almaz.

Örneğin, cinsel taciz suçunda mağdur ve şüphelinin beyanları önem taşımaktadır. Buna karşılık, şüphelinin ifadesi alınırken ‘suçunu itiraf edersen ceza almazsın’ şeklinde vaatlerde bulunulması ve şüphelinin de bu doğrultuda beyan vermesi halinde şüphelinin ifadesi hukuka aykırı delil olarak nitelendirilir. Bu ifade, yargılama aşamasında kullanılamaz. 

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin, işlediği iddia edilen suça konu olay hakkında beyanlarının ve savunmalarının savcılık veya kolluk (polis, jandarma) tarafından alınmasıdır. Sorgu ise, şüphelinin beyan ve savunmalarının, hakim veya mahkeme tarafından alınmasıdır. Bu kapsamda ifade ve sorgu, yalnızca işlemi gerçekleştiren merciler bakımından farklılık gösterir.

İfade ve sorgu süreci, şüphelinin ifade ve sorgusunun yapılması için ilgili merciler önüne çağrılması ile başlar. Zorunlu bir sebep olmadıkça çağrıya uymayan şüpheli, kolluk aracılığıyla zorla getirilir ve çağrıya uymaması nedeniyle yapılan giderleri ödemekle yükümlü tutulur.

İfade ve sorgu için ilgili merci huzuruna getirilen şüphelinin kimlik tespiti yapılır, işlediği iddia edilen suç anlatılır ve bu süreçte sahip olduğu haklar açıklanır. Bu doğrultuda; bir avukatın yardımından faydalanabileceği, kendisi lehine olacak delillerin toplanmasını isteyebileceği ve susma hakkının bulunduğu belirtilir. 

Şüpheli, susma hakkı kapsamında herhangi bir açıklamada bulunmak zorunda değildir. Ancak konuşmak ve kendini savunmak istiyorsa, bu isteği kendi özgür iradesine dayanmalıdır. İlaç verme, korkutma, aldatma gibi yasak ifade ve sorgu usulleri ile şüphelinin konuşması sağlanamaz. Aksi halde, şüphelinin ifadesi hukuka aykırı delil teşkil eder.

İfade ve sorgu sonunda şüphelinin beyanlarını içeren bir tutanak tutulur ve şüpheliye imzalattırılır. Şüphelinin söz konusu tutanağı detaylıca incelemesi ve gerçeğe aykırı beyanının bulunması durumunda imza atmaması gerekir.

İfade ve sorgu, şüphelinin kendini savunma imkanı bulduğu ilk evredir. Şüpheli bu sürece hakim olmaması veya baskı altında hissetmesi nedeniyle sağlıklı bir şekilde kendini ifade edemeyebilir. Bu nedenle, sürece dair alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli bir ihtimalin bulunması halinde önlem amaçlı denetim altına alınmasıdır. Tutukluluğun aksine, adli kontrol tedbirinde şüpheli bazı yükümlülüklere uyması şartıyla serbest bırakılır.

Hakim, cinsel taciz şüphelisi hakkında adli kontrol kararı verirse, en fazla 2 yıl süre boyunca yerine getirilmesi şartıyla birtakım yükümlülükler belirler. Bu süre belli şartlar altında 1 sene daha uzatılabilir. Bu kapsamda, mağdurun yaşadığı bölgelere gitmesi, silah bulundurması, yurt dışına çıkması yasaklanabilir; imza atma veya bağımlığı nedeniyle tedavi görmesi şart koşulabilir. 

Şüpheli, avukatı ve şüphelinin yakınları (eşi, veli/vasi) söz konusu adli kontrol tedbirine gerek olmadığından bahisle adli kontrol kararına itiraz edebilir. Bu hususta yapılacak itiraz, 7 gün içinde kararı veren merciye hitaben yazılmış bir itiraz dilekçesi ile veya adli kontrol kararının verildiği sırada zabıt katibine yapılır. 

Tutukluluk

Tutukluluk, şüphelinin serbest bırakılmasının sakıncalı olduğu hallerde ‘tutukevi’ adı verilen yerde tutulmasını ifade eden tedbir türüdür. Cinsel taciz suçunda şu hususların bulunması halinde tutuklama kararı verilir: 

  • Cinsel taciz suçunun çocuğa karşı işlenmiş olması,
  • Elde edilen delillerin, şüphelinin suçu işlemiş olduğuna dair ihtimali kuvvetlendirmesi,
  • Şüphelinin  kaçma, saklanma, delilleri karartma veya suçla ilgili kimseler üzerinde baskı yapma olasılığının bulunması,
  • Şüphelinin 15 yaşından büyük olması.

Sayılan hususların bir arada bulunması halinde, tutuklama kararı verilmesi hakimin takdirindedir. Fakat bu hususların dışında kalan durumlarda tutuklama kararı verilmesi yasaktır. Hakim, yasak olmasına rağmen tutuklama kararı verirse; şüpheli, eşi, veli/vasi ve avukatı 7 gün içinde kararı veren merciye itirazda bulunabilir. 

Tutukluluk tedbiri, şartların bulunması halinde hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında uygulanabilir. Cinsel taciz suçu bakımından tutukluluk süresi, soruşturma aşamasında en fazla 6 ay olmak üzere toplamda 1 yıldır. Buna karşılık zorunlu hallerde tutukluluk süresi 6 ay daha uzatılabilir.

Cinsel Taciz Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Cinsel taciz suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK)
  • İddianamenin düzenlenmesi 

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet ve ihbar içeriğinin genel ve soyut nitelikte olması veya açıkça suç oluşturmadığının anlaşılması halinde, söz konusu şikayet ve ihbar hakkında soruşturma açılamayacağını ifade eden karardır. 

Örneğin, ‘sürekli güzel olduğumu söylüyorlar’ şeklinde  şikayette bulunan bir kimsenin bu başvurusunun açıkça bir suç oluşturmadığının anlaşılması ve herhangi bir kişiye de isnat edilememesi nedeniyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Buna karşılık mağdur, soruşturmaya yer olmadığı kararının hatalı olduğunu düşünüyorsa, kararın kendisine bildirilmesinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine verilecek bir dilekçe ile  itirazda bulunabilir. İtiraz sebepleri dilekçede ayrıca belirtilir.  

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet veya ihbara konu olaya ilişkin dava açılmasının mümkün olmadığı durumlarda verilen karardır. Cinsel taciz suçunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı şu hallerde verilir:

  • Elde edilen bilgiler doğrultusunda, suçun oluştuğuna dair yeterli şüphenin bulunmaması,
  • Mağdurun suça konu davranış hakkında 6 ay içinde şikayette bulunmaması,
  • Cinsel taciz suçu için öngörülen dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması,
  • Şüphelinin 12 yaşından küçük olması,
  • Cinsel taciz suçu kapsamında genel af çıkması.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı mağdur, kararın kendisine bildirilmesinden itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcının bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine vereceği bir dilekçe ile itirazda bulunabilir.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi; savcının, şüphelinin yargılanması talebini içeren bir belge hazırlamasıdır. Savcı, soruşturma sürecinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine kanaat getirirse iddianame düzenler ve mahkemeye sunar. Mahkeme, bir eksik bulunmaması halinde iddianamenin kabulüne karar verir ve bu karar ile şüpheli hakkında dava açılmış olur. 

Cinsel Taciz Suçunun Savunması

Cinsel taciz suçunun savunması, hem duruşma sırasında sözlü olarak hem de görevli asliye ceza mahkemesine verilecek bir savunma dilekçesi ile yapılabilir. Savunmanın içeriği, her dosyada farklılık göstermekle birlikte cinsel taciz suçu kapsamında genel olarak şu hususlar ileri sürülebilir:

  • Cinsel taciz suçuna konu davranış veya söylemlerin cinsel amaçlarla gerçekleştirilmediği, 
  • Mağdurun suça konu olaya ilişkin beyanlarında çelişkilerin bulunduğu ve başka da bir delilin bulunmadığı,
  • Mağdurun, husumeti nedeniyle böyle bir iddiada bulunduğu, 
  • Cinsel taciz suçuna konu davranışın belli bir kimseye yönelik gerçekleştirilmediği, 
  • Mağdurun 18 yaşını doldurmuş bir kimse olduğu, bu nedenle suçun nitelikli halinin meydana gelmediği,
  • Sanığın, kamu görevlisi olmadığı yahut söz konusu davranışı kamu görevinden faydalanarak gerçekleştirmediği,
  • Sanık ile mağdur arasında hizmet ilişkisinin bulunmadığı bu nedenle aralarında hizmet ilişkisine dayalı alt-üstlük ilişkisinin bulunmadığı,
  • Sanık ile mağdur arasında aile ilişkisi bulunsa bile, söz konusu davranışın bundan faydalanılmak suretiyle gerçekleştirilmediği,
  • Sanığın; mağdurun eğiticisi, öğreticisi gibi nitelikli hale sebebiyet veren kişilerden olmadığı,
  • Mağdurun işi veya okulu bırakması yahut ailesinden ayrılmasının cinsel tacize konu davranış nedeniyle gerçekleşmediği, 
  • Cinsel taciz suçunun tamamlanmadığı, teşebbüs aşamasında kaldığı,
  • Mağdurun cinsel tacize konu davranışlara rızasının bulunduğu yahut sanığın bu hususta hataya düştüğü,
  • Lehe delillerin toplanmadığı ve toplanan delillerin de hukuka aykırı olarak elde edildiği.

Cinsel taciz suça konu savunmalar yalnızca bu sayılanlar ile sınırlı değildir. Zira gerek süreç içinde gerekse suçun işlenme şeklinden kaynaklı olarak her kişinin dosyasına özel savunma sebepleri ortaya çıkabilir. Bu nedenle, savunmanın hazırlanması sırasında alanında uzman bir ceza avukatına danışmak yararlı olacaktır.

Cinsel Taciz Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Cinsel taciz suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemenin iddianameyi kabulü ile başlayan ve cinsel taciz suçundan yargılanan kişi hakkında kesin bir karar verilmesi ile son bulan evredir.

Cinsel taciz suçunda yargılama, basit yargılama usulü ile yahut genel hükümlere göre yapılabilir. Buna göre suçun temel hali bakımından hakim, basit yargılama usulüne karar verebileceği gibi genel hükümlere göre de yargılama yapabilir. Nitelikli hali bakımından ise yalnızca genel hükümler kapsamında yargılama yapılabilir.

Hakim, sanığın basit yargılama usulüne göre yargılanmasını uygun bulursa, taraflara hazırlanan iddianameyi gönderir ve 15 gün içinde bu hususa ilişkin yazılı beyanlarını talep eder. Sürenin sonunda, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden bir karar verilir. 

Genel hükümlere göre yargılama ise, basit yargılamaya kıyasla daha aktif bir yargılama şeklidir. Yargılamanın genel hükümlere göre yapılması halinde, duruşmalar yapılır, mağdur ve sanığın sözlü olarak beyanları alınır, elde edilen deliller değerlendirilerek suça konu olaya ilişkin bir sonuca varılmaya çalışılır. Son duruşmada ise hakim, edindiği kanaate göre kararını açıklar. 

Cinsel Taciz Suçunda Zamanaşımı

Cinsel taciz suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlenme tarihinden itibaren 8 yıldır. Bu sürenin sona ermesi halinde, suçun şüphelisi hakkında dava açılamaz veya açılmış bir dava var ise davanın düşmesi kararı verilir. Bu durumda suçun soruşturma ve kovuşturması sona erer ve dosya kapanır. 

Cinsel taciz suçunda dava zamanaşımı süresi, suçu işlediği tarihte 12 yaşını doldurmuş fakat 15 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarısı oranında, 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise ⅔ oranında uygulanır. 

Cinsel Taciz Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Cinsel taciz suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet 
  • Adli para cezasına çevirme 
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
  • Cezanın ertelenmesi
  • Davanın düşmesi

Beraat

Beraat, bir kişinin işlemiş olduğu iddia edilen suç bakımından masum olduğunu ifade eden karar türüdür. Cinsel taciz suçunda beraat kararı, sanığın davranışlarının cinsel taciz fiili kapsamına girmemesi yahut sanığın cinsel tacize konu davranışları bakımından mağdurun rızasının bulunuyor olması gerekmektedir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın davranışlarının suça sebebiyet vermesine rağmen sanığın cezalandırılmasının hakkaniyetli olmayacağı durumlarda verilen karar türüdür. Cinsel taciz suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı şu hallerde verilir:

  • Sanığın, 12 yaşından küçük yahut 15 yaşından küçük ve işlediği suçun sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş bir kimse olması,
  • Sanığın, 15 yaşından küçük sağır veya 18 yaşından küçük ve işlediği suçun sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş sağır ve dilsiz bir kimse olması, 
  • Sanığın, suçu işlediği sırada önemli derecede akıl hastalığının bulunması,
  • Sanığın, kendisine yönelik gerçekleştirilen fiziki şiddet ve tehdit nedeniyle suçu işlemek zorunda kalmış olması, 
  • Cinsel taciz suçunun, alkol, uyuşturucu gibi geçici nedenler altında işlenmiş olması, 
  • Sanığın, mağdurun rızasının bulunduğuna dair hataya düşmüş olması.

Mahkumiyet

Mahkumiyet, bir suç ile yargılanan sanığın bu suçu işlediğinin anlaşılması ve bu doğrultuda cezalandırılmasını ifade eden karar türüdür.

Cinsel taciz suçundan mahkumiyet halinde, sanık hakkında bir cezaya ve gerekli görülürse güvenlik tedbirine hükmolunur. Güvenlik tedbirine karar verilmesi halinde; sanık, kamu görevi veya memuriyetten, velayet veya vesayet hakkından, bir mesleği icra etmekten yoksun bırakılabilir.

Cinsel taciz suçundan mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra yeni bir suç işleyen sanık tekerrür hükümlerine tabi olur. Buna göre sanığın cezaevinde kalma süresi uzar ve cezası infaz edilmiş olsa bile ancak denetim şartıyla serbest bırakılır. Ayrıca sonradan işlediği suçta, seçenek olarak adli para cezası öngörülse bile hapis cezasına karar verilir.

Mahkumiyete karar verilmesi ile ortaya çıkabilecek diğer bir uygulama ise, ‘iyi hal’ indirimidir. Hakim, cinsel taciz suçundan mahkumiyetine karar verdiği sanığın, davranışlarını, geçmişini vb. hususları da göz önünde bulundurarak iyi hal indirimine karar verebilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, işlediği suç nedeniyle hakkında hapis cezasına karar verilen sanığın bu cezasının para cezasına çevrilmesine ilişkin karar türüdür. Cinsel taciz suçunda adli para cezasına çevirme kararı verilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Cinsel taciz suçunun, 18 yaşından küçük kişilere karşı işlenmiş olması,
  • Sanığa verilen hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması, 
  • Suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, göstermiş olduğu pişmanlık ve suçun işlenme şekli göz önünde bulundurulduğunda; adli para cezasına çevirme kararının verilmesinin daha hakkaniyetli olması, 

Cinsel taciz suçunda adli para cezasına çevirme kararı verilirse, hakim 5 ila 730 gün arasında bir gün sayısı belirler ve belirlediği bu gün sayısı ile günlük olarak takdir edeceği 20 ila 100 TL arasındaki miktar ile çarpar. Elde edilen sonuç, sanığın ödemesi gereken hapis cezası olarak hükmolunur.

Hakim, adli para cezasının miktarı ile birlikte bu cezanın nasıl ödeneceğini de belirler. Buna göre, taksitlerle ödeme yapılmasına karar verirse, en fazla 2 yıl içinde ve en az 4 taksitle ödeme yapılması gerektiği belirtilir. Aksi halde karar verilirse, en fazla 1 yıl içinde para cezasının ödenmesi gerekir.

Hapis cezasından çevrilen adli para cezasının zorunlu bir sebep olmadıkça ödenmemesi halinde, hakim sanığın para cezasını tekrar hapis cezasına çevirebilir. Bu şekilde adli para cezasından çevrilen hapis cezaları 3 yılı geçemez. 18 yaşından küçüklerin para cezasını ödememesi halinde, cezaları hiçbir şekilde hapis cezasına çevrilemez. 

DİKKAT: Cinsel taciz suçunun temel hali bakımından öngörülen yaptırımlarda adli para cezasının zaten bir seçenek yaptırım olması nedeniyle hakim gerekli görürse hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedebilecektir. Dolayısıyla, hapis cezası verilmişse, bu hapis cezası ayrıca para cezasına çevrilemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yargılama sonunda verilen kararın, hakim tarafından açıklanmasının belirli bir süre ertelenmesi ve bu nedenle kararda belirtilen cezaların infaz edilmemesine ilişkin karar türüdür.

Hakim, HAGB kararı verilmesini uygun bulursa, sanık 5 yıl süre ile belirli yükümlülüklere uyması şartıyla denetim altına alınır. Sanık bu süre içinde kasten suç işlemez yahut yükümlülüklerini de yerine getirirse, söz konusu karar ortadan kaldırılır ve dosya kapanır.

Sanığın bu süre içinde kasten suç işlemesi veya yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde ise hakkında verilmiş ancak açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır ve hükümde belirtilen cezanın infazına geçilir. Hakim, sanığın 5 yıllık süre içindeki davranışlarını da göz önünde bulundurarak cezanın bir kısmının uygulanmamasına veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yerine beraat kararı gibi daha lehe bir karar bekleyen sanık, eşi, veli/vasi, müdafii (avukatı); bu durumu ileri sürerek kararı veren merciye itirazda bulunabilir. Ancak bu itirazın kararın taraflarca öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekmektedir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, sanığın mahkumiyeti ile birlikte karar verilen hapis cezasının infazının belirli bir süreliğine ertelenmesini ifade eden karar türüdür. Cinsel taciz suçunda cezanın ertelenmesi kararı verilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sanığa verilecek cezanın, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olması,
  • Sanığın, daha önce kasıtlı olarak işlemiş olduğu bir suç nedeniyle 3 aydan fazla mahkumiyetinin bulunmuyor olması,
  • Sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair bir kanaat oluşturması.

Hakim, cezanın ertelenmesi kararı verilmesini yerinde görürse, sanığın 1 ila 3 yıl arasında bir süre ile denetim altına alınmasına karar verir. Sanığın kişiliği ve durumu da göz önünde bulundurularak bu denetim süresinin herhangi bir yükümlülüğe bağlı olmaksızın geçirilmesine karar verilebilir.

Hapis cezasının ertelenmesi kararı verilen sanık, belirlenen denetim süresi içinde, kasten bir suç işler veya ısrarla yükümlülüklerini yerine getirmezse, ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen cezaevinde geçirilmesine karar verilir. Buna karşılık, kişi denetim süresini iyi halli olarak geçirirse, ertelenmiş hapis cezası infaz edilmiş sayılır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, davanın sürdürülmesine engel hususların ortaya çıkması halinde verilen karar türüdür. Davanın düşmesi halinde, sanık hakkında beraat veya mahkumiyet gibi herhangi bir karar verilemez, yargılama sona erer ve dosya kapanır. Cinsel taciz suçunda, davanın düşmesi kararı verilecek haller şunlardır:

  • Cinsel taciz suçundan yargılanan sanığın ölmesi, 
  • Cinsel tacizi suçu kapsamında genel af çıkması, 
  • 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolması, 
  • Mağdurun, şikayetinden vazgeçmesi. 

Cinsel Taciz Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Cinsel taciz suçunda istinaf ve Yargıtay süreci; sanık hakkında verilen kararın, üst mahkeme olan istinaf mahkemesi ve en üst mahkeme olan Yargıtay tarafından denetlendiği aşamadır. Kararın istinaf mahkemesine taşınması istinaf kanun yolu, Yargıtay mahkemesine taşınması ise temyiz kanun yolu olarak adlandırılır.

Cinsel taciz suçunda istinaf mahkemesi olan bölge adliye mahkemesine başvurulması kural olarak mümkündür. Buna karşılık, hapis cezasından çevrilen adli para cezaları dışında kalan ve 3000 TL’den fazla olmayan adli para cezası kararlarına karşı istinaf yoluna gidilemez. Bu kararlar dışında kalan kararlar hakkında istinaf kanun yoluna başvuru yapılabilir. 

Cinsel taciz suçunda istinaf kanun yoluna başvuru, sanık hakkında karar veren mahkemeye verilecek bir istinaf dilekçesi ile yahut hüküm açıklandıktan sonra zabıt katibine bu yöndeki talebin bildirilmesi suretiyle gerçekleştirilir. Ancak, istinaf başvurusunun en geç kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekir. Aksi halde istinaf hakkı kaybedilir.

Mahkeme tarafından verilen karara karşı itiraz ve istinaf başvurusu yalnızca sanık tarafından değil, sanığın eşi, veli veya vasisi yahut avukatı da kararın taraflarca öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde ilgili yerlere başvurarak mahkeme kararının denetlenmesine ilişkin talepte bulunabilir. 

Cinsel taciz suçunda temyiz kanun yoluna gidilemez. Zira, kanunda 5 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarını içeren mahkeme kararlarının istinaf başvurusunun reddine yahut bu cezaları artırmayan istinaf mahkemesine kararlarına karşı temyiz kanun yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir.

DİKKAT: Cinsel taciz suçunun temel hali ile yargılanan sanığın yargılaması basit yargılama usulü ile yapılmış ise, istinaf kanun yoluna başvurmadan önce kararı veren mahkemeye itirazda bulunulması gerekir. İtiraz, kararı veren görevli asliye ceza mahkemesine sunulacak bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle 7 gün içinde yapılır.

Sık Sorulan Sorular

Mesajla Cinsel Taciz Suçunun Cezası Nedir?

Mesajla cinsel taciz suçunun cezası, 4 ay 15 gün ila 3 yıl arasında hapis cezası veya adli para cezasıdır. Ancak suçun işleniş şekli, mağdurun yaşı, failin özellikleri de göz önünde bulundurularak verilen ceza artırılabileceği gibi daha az cezaya da hükmolunabilir. 

Sonuç

Cinsel taciz suçunun kapsamı, suça konu davranışı gerçekleştiren kişinin amacına göre belirlenir. Bu bakımdan, suçun unsurları hakkında hukuki bilgiye sahip olmak ve cinsel taciz suçu iddiasıyla karşılaşılması durumunda bu çerçevede bir savunma yapmak önem taşımaktadır. Bu nedenle, alanında uzman bir ceza avukatına danışmak yararlı olacaktır.