Cezaevine yasak eşya sokmak suçu ve cezası

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu ve Cezası

Cezaevine yasak eşya sokmak suçu, Türk Ceza Kanunu’nda ‘adliyeye karşı suçlar’ başlığı altında düzenlenen suç türlerinden biridir. Bu itibarla, cezaevine uyuşturucu madde, elektronik haberleşme aracı, silah gibi yasak maddeler sokan kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.

İçindekiler

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu Nedir?

Cezaevine yasak eşya sokma suçu; başta uyuşturucu madde, elektronik haberleşme aracı ve silah olmak üzere çeşitli yasak eşyanın cezaevinde bulundurulması veya bir şekilde cezaevi sınırları içerisine sokulmasıdır. Cezaevine yasak eşya sokmak suçu, Türk Ceza Kanunu m.297 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 297:

(1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan;

a) Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi,

b) Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzemeyi,

c) Alkol içeren her türlü içeceği,

d) Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzemeyi,

e) 188 inci maddede tanımlanan suçlar saklı kalmak üzere, yeşil reçeteye tabi ilaçları,

f) Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçlarını,

g) Yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçları,

ceza infaz kurumuna veya tutukevine sokan, buralarda bulunduran veya kullanan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu Nasıl Oluşur?

Cezaevine yasak eşya sokmak suçu; infaz kurumuna alınması sakıncalı olan eşyanın hukuka aykırı olarak içeriye sokulması veya bu yerlerde bulundurulması ile oluşur.

Cezaevine sokulabilecek yasak eşyanın nitelikleri göz önüne alınarak TCK m.297’nin birinci ve ikinci fıkrasında bir ayrıma gidilmiştir. Bu ayrım itibarıyla, verilecek ceza belirlenmektedir. Yasak eşyayı cezaevine hükümlü, ziyaretçisi, müdafisi veya kurumda çalışan görevliler sokabilir.

Cezaevine Silah, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde, Elektronik Haberleşme Aracı Sokulması

TCK m. 297/1’e göre cezaevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi cezalandırılacaktır. Silah, saldırmak veya savunmak üzere kullanılabilecek her türlü araç olarak tanımlanır. Silah deyiminden anlaşılması gerekenler şunlardır:

  • Ateşli silâhlar,
  • Patlayıcı maddeler,
  • Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
  • Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
  • Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler.

Yargıtay’a konu bir olayda, hükümlünün koğuştaki çakmağının içine monte edilmiş sap kısmı 6,5 cm, uç kısmı 7 cm uzunluğunda sargı beziyle sarılı, şiş olarak kullanılan alet tespit edilmiştir. Bilirkişi ve mahkeme gözleminde aletin ucunun sivri olup yaralayıcı ve öldürücü özelliği bulunduğu belirtilmiştir. Yargıtay suça konu aletin TCK 297 kapsamında silah olarak değerlendirilmesinin yerinde olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay CGK., E. 2018/8-78, K. 2018/296, T.19/06/2018)

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kavramından bağımlılık yapıcı, insan vücudunu ve sinirleri uyuşturma etkisi gösteren maddeler anlaşılır. Bu maddelere eroin, kokain, esrar, morfin örnek verilebilir.

Olayda, hükümlü Z. A.’nın sigara içerisinde uyuşturucu madde bulundurduğu ardından tanık M. Y.’ye ikram ettiği ve birlikte içtikleri ortaya çıkmıştır. Yargıtay, eylemin infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunu oluşturduğunun gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 16. CD., E. 2015/5074, K. 2015/3955, T. 13.11.2015)

Elektronik haberleşme aracı, teknik yapı ve fonksiyonları itibariyle haberleşmeye elverişli cep telefonu, sim kart, sabit telefon, fax, telsiz gibi eşyalardır.

Suçun, içeriye eşya sokulması suretiyle oluşması için bu yasak eşyaların cezaevine girişinin sağlanmış olması yeterlidir. Ancak cezaevinde yasak eşya bulundurmak yoluyla suçun işlenmesi için hükümlünün, eşya üzerinde devam eden bir hakimiyetinin olması gerekir. Ayrıca, sayılan eşyalar bakımından hakimiyet kurulmaksızın sadece kullanma eylemi suçu oluşturmayacaktır.

Yargıtay’a konu olayda, sanığın cezaevine sokulan telefon ile babası ile sadece bir kez konuştuğu incelenen HTS kayıtlarından anlaşılmıştır. Yargıtay, sanığın telefonu kullandığı süre ve miktarın cezaevinde yasak eşya bulundurmak fiilini oluşturmayacağına karar vermiştir. (Yargıtay 8. CD., E. 2017/21649, K. 2018/13605, T. 29.11.2018)

Hükümlüye, cezaevi dışında yasak eşya verilmesi halinde, TCK m.297’deki suçu oluşmamaktadır.

Örneğin, hükümlünün cezaevi dışındaki sağlık kuruluşlarında yataklı tedavi görebileceği düzenlenmiştir. Bu tedaviler sırasında güvenlik görevlileri gözetimindeki hükümlünün ziyaret edilmesi mümkündür. Eğer hastanede yapılan ziyaret sırasında hükümlüye yasak eşya verilirse bu suç oluşmayacaktır.

Somut olayda; hükümlü … Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki mahkum koğuşunda yattığı dönemde uyuşturucu madde kullanmıştır. Yargıtay, hastane koğuşunun cezaevi olarak değerlendirilmeyeceği ve dolayısıyla cezaevine yasak eşya sokmak suçunun oluşmayacağına karar vermiştir. Ancak sanık hakkında TCK m.191/1 uyuşturucu madde kullanmak suçundan hüküm kurulması gerektiğini vurgulamıştır. (Yargıtay 16. CD., E. 2016/2664, K. 2016/4073, T. 16.6.2016)

Birinci Fıkra Kapsamı Dışında Kalan Yasak Eşyaların Cezaevine Sokulması

TCK m.297/2’de yer verilen eşyaların cezaevine sokulması, orada bulundurulması veya kullanılması yasaktır. Bu fıkra kapsamındaki eşyanın sadece bir veya birkaç kez kullanılması da suç olarak kabul edilmiştir. Fıkrada sayılan eşyalar şunlardır:

  • Cezaevinden firar etmeyi kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzeme,
  • Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzeme,
  • İçerisinde alkol barındıran her türlü içecek,
  • Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzeme,
  • Yeşil reçeteye tabi ilaçlar,
  • Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçları,
  • Yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçlar.

Yargıtay bir kararında, sanığın, idarece yasaklanan USB belleği cezaevine sokması sebebiyle mevzubahis suçtan yargılanması gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 6. CD., E. 2012/8392, K. 2014/17180, T. 15.10.2014)

Diğer bir olayda Yargıtay, sanığın cezaevinde el yapımı iskambil kağıdı bulundurma eyleminden dolayı, hükümlünün TCK m. 297/2 uyarınca cezalandırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., E. 2015/7378, K. 2016/849, T. 18.2.2016)

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu Cezası

Cezaevine yasak eşya sokmak suçu cezası 2-5 yıl aralığında hapis cezasıdır. TCK m.297/2’deki eşyaların cezaevine sokulması halinde fail 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kesin cezanın hesaplanması somut olayın özelliklerine göre hakimin takdirindedir. Hakim kararını verirken suçun işleniş şeklini, zamanını, işlendiği yeri ve meydana gelen zararı dikkate alır.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunun cezayı artıran nitelikli hali; suçun, muhafız görevlileri tarafından işlenmesi durumudur. Bu hal, Türk Ceza Kanunu m. 297/3 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 297/3:

“Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.”

Suçun; Tutukluların Muhafazasıyla Görevli Kişiler Tarafından İşlenmesi

Cezaevine yasak eşya sokma suçunun cezayı artıran nitelikli hali suça konu eylemi gerçekleştirenin sıfatına ilişkindir. Eğer hükümlülerin korunmasıyla görevli kişiler tarafından bu suç işlenirse verilecek ceza bir kat artırılır. Bu kişiler şunlardır:

  • Adalet Bakanlığı’na bağlı infaz ve koruma görevlileri
  • Dış güvenliğini sağlamakla görevli olan Jandarma görevlileri 
  • Gerektiğinde görevlendirilen kolluk kuvvetleri  

Fail … İlçe Jandarma Komutanlığında askerlik hizmetini yerine getirmektedir. Olay tarihinde … kapalı ceza infaz kurumunda nöbet tutmaktadır. Sanık, infaz kurumunun içerisindeki ziyaretçi girişinin çatısına cep telefonu ve şarj aleti saklamıştır. Yargıtay sanığın koruma görevlisi olması dolayısıyla verilecek cezanın artırılmasının yerinde olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., E. 2015/8109, K. 2016/2055, T. 4.3.2016)

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Etkin Pişmanlık 

Etkin pişmanlık, failin suçu işledikten sonra kendi iradesiyle pişmanlık göstermesi ve suç dolayısıyla ortaya çıkan zararları ortadan kaldırmaya çabalamasıdır. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkündür.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda etkin pişmanlık, TCK m.297’nin dördüncü fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir:

Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi verirse, verilecek ceza yarı oranında indirilir.

Yargıtay cezaevine yasak eşya sokmak suçunda etkin pişmanlık hükmünün uygulanması için hükümlünün beyanlarının somutlaştırılmasını aramaktadır. Sanık mahkemede sorgusu yapılırken suça konu olan uyuşturucu hapları aynı koğuşta kalan A’dan temin ettiğini belirtmiştir. Yargıtay beyanın doğruluğu araştırılarak etkin pişmanlık hükmünün gözetilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 8. CD., E. 2017/13340, K. 2018/8535, T. 12.07.2018)

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, bir kimsenin suç işlemek için hareketlerine başlaması fakat kontrolü dışındaki sebeplerle suçu gerçekleştirememesi durumudur. Cezaevine yasak eşya sokmak suçu teşebbüs aşamasında kalabilir. Suçun teşebbüs aşamasında kalmasıyla cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir. İndirim belirlenirken yapılan eylemlerin doğurduğu tehlikenin ağırlığı dikkate alınır.

Kurum içine giriş esnasında yapılan kontrollerde yasak eşyaların tespiti yapılırsa suç teşebbüş aşamasında kalmış olur. Fail elinde olmayan bir sebeple eşyayı sokamamış ve eşya henüz kurum içine girmediğinden suç tamamlanmamıştır. Nitekim Yargıtay’da vermiş olduğu kararlarda kuruma giriş esnasında yapılan kontrollerde eşya bulunursa suçun teşebbüs aşamasında kaldığını kabul etmektedir. 

Ziyaretçi olarak cezaevine gelen sanığın kuruma girişi sırasında üst araması yapılmıştır. Bu esnada pantolonunun arka cebinden sim kartı çıkmış ve görevliler tarafından bu kart muhafazaya alınmıştır. Yargıtay burada suçun teşebbüs aşamasında kaldığına karar vermiştir. (Yargıtay 8. CD., E. 2017/20565, K. 2018/7702, T.27.06.2018)

İştirak, tek kişi tarafından işlenebilecek bir suçun birden fazla kişinin ortak kararı ve hareketleriyle işlenmesidir. Bu halde, suçun işlenmesine katılanların her biri cezalandırılacaktır. Suça; faili azmettirmek veya failin suçu işlemesine yardım etmek suretiyle katılmak mümkündür. Cezaevine yasak eşya sokmak suçuna iştirak mümkündür.

Yasak eşyanın cezaevine sokulması konusunda cezaevi içindeki mahkumun, eşyayı getirecek failin eylemine katılması halinde iştirak gerçekleşir. Olayda, mahkumun cezaevi telefon kayıtları incelenmiş ve ziyarete gelecek kardeşinin kuruma sim kartı sokacağından haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda Yargıtay TCK m.297 uyarınca her ikisinin cezalandırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. CD., E. 2017/9615, K. 2017/14083, T. 11.12.2017)

İçtima; failin işlediği tek fiille, kanunda düzenlenen farklı suçları aynı anda meydana getirmesidir. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda içtima hükümlerinin uygulanması mümkündür. Cezaevine sokulan eşyanın kullanılması başka bir suçu oluşturduğu takdirde verilen ceza yarı oranda artırılmaktadır.

Buca Cezaevinde tutuklu bulunan arkadaşı İ. T.’i ziyarete giden sanığın cezaevi girişindeki aramada kemerinin altından uyuşturucu çıkmıştır. Bu durum hem TCK 188/3 başkalarına uyuşturucu madde temin etme hem de TCK 297/1 cezaevine yasak eşya sokmak suçunu oluşturmaktadır. Yargıtay, daha ağır cezayı gerektiren TCK 188/3 hükmünün uygulanarak TCK m.297’nin son cümlesi uyarınca yarı oranında artırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., E. 2015/12161, K. 2017/637 T. 20.03.2017)

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu ve Cezası

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunun Soruşturma Aşaması

Ceza evine yasak eşya sokmak suçunun soruşturma aşaması, yetkili merci olan savcılığın suç şüphesini öğrenmesiyle başlar ardından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle sona erer. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunun soruşturma aşamaları şunlardır:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Şikayet, bir suçun kovuşturma ve soruşturmaya konu olabilmesi için mağdur ya da o suçtan zarar gören tarafından yetkili mercilere bildirilmesidir. İhbar ise suçun işlendiğinin herkes tarafından yetkili makama iletilebilmesidir.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda savcılık kendiliğinden soruşturma yürütür, şikayet şartı aranmaz. Dolayısıyla, kişinin şikayetten vazgeçmesi bu suç bakımından herhangi bir sonuç doğurmaz.

Kendiliğinden kovuşturulan bu suç, ihbar yoluyla bildirilebilir. Suçu fail, suçtan zarar gören veya suçla ilgisi olmayan üçüncü kişiler de bildirebilir. İhbar savcılığa ya da polise yapılabilir. Bunun yanında cezaevi idaresine de ihbar yapılabilir. Yapılan bu ihbarlar derhal savcılığa gönderilir. 

İhbar için süre şartı yoktur, suçun zamanaşımı süresi geçmemesi koşuluyla her zaman yapılması mümkündür.

Gözaltı

Gözaltı; soruşturma aşamasında şüphelinin, Cumhuriyet savcısı kararıyla geçici olarak alıkoyulmasıdır. Savcı gözaltı kararını kişinin suç işlediğini gösteren somut delillere ulaşması halinde verebilir. Bunun yanında, soruşturmanın devam edebilmesi için gözaltı tedbirinin zorunlu olması gerekir.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda savcı şartların oluşması halinde kişiyi gözaltına alabilir. Kişinin gözaltında tutulabileceği süre yakalama anından itibaren 24 saattir. Gözaltı için belirlenen bu temel süreye kişinin en yakın mahkemeye gönderilmesi için en fazla 12 saate kadar yol süresi eklenebilir. Gözaltı için toplam süre 36 saati geçemez.

Kanunda sayılan kişiler, gözaltı kararına veya bu kararın uzatılmasına karşı, kararı veren makama sunacakları dilekçe ile itirazda bulunabilir. İtiraza yetkili kişiler; şüphelinin kendisi, avukatı, eşi, annesi, babası, çocuğu, kardeşi, büyükanne ve büyükbabasıdır.

Hakim, itirazdan itibaren 24 saat içinde itirazın reddine veya kişinin serbest bırakılmasına yönelik karar verir. Gözaltından sonra serbest kalan şüphelinin yeniden gözaltına alınabilmesi için yeni ve yeterli bir delilin bulunması ve savcı kararı gerekir.

Çocukların gözaltına alınması hususunda sınırlamalar getirilmiştir. 12 yaşını doldurmayan çocuklar ve 15 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsizler hiçbir halde gözaltına alınamayacaktır.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması; olayı ispatlamaya yarayan ve hakimde o suçun işlendiğine dair kanaat oluşturan her türlü vasıtanın bir araya getirilmesidir. Hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde suça ilişkin tüm deliller toplanır. Bunun yanında, şüpheli ve müdafisi her zaman delil toplanmasına ilişkin taleplerini ileri sürebilir.

Şüphelinin soruşturması sırasında savcı hem lehe hem de aleyhe olacak delilleri toplar. Delillerin yasak usullerle toplanması hukuka aykırılık oluşturur. Savcı iddianamesinde hukuka aykırı delillere dayanamayacağı gibi kovuşturma evresinde hakim de hüküm kurarken bu delillere yer veremez.

Hukuka aykırı delil, hukuk ve ceza yargılamalarında Anayasaya, kanunlara, temel hak ve özgürlüklere aykırı bir biçimde elde edilmiş delildir. Hukuka aykırı görülen deliller hükme esas alınamazlar. Savcı iddianamede hukuka aykırı delile dayanamaz, hakim de bu delillere dayanarak hüküm veremez.

Örneğin, cezaevinde hukuka aykırı bir arama yapılarak ya da hükümlüye işkence edilerek yasak eşyanın tespit edilmesi durumunda bu delil hükme esas alınamayacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin olaya ilişkin beyanlarının kolluk veya savcı tarafından soruşturma evresinde dinlenilmesidir. Hakimin, suçla ilgili olarak faili dinlemesi sorgu olarak adlandırılır. Soruşturma aşamasında şüphelinin sorgusu savcı talebiyle sulh ceza hâkimi tarafından yapılır. Kovuşturma evresinde sanığın sorgusu ise görevli mahkeme tarafından yapılır.

İfade ve sorgudan önce kişiye davetiye gönderilir ve gelmemesi durumunda zorla getirileceği bildirilir. İfade esnasında ilk olarak kişinin kimliği saptanır ardından da üzerine atılı suç anlatılır. Kişiye müdafi seçme hakkının bulunduğu fakat böyle bir imkanı mevcut değilse kendisine baro tarafından bir avukat atanabileceği söylenir. Ayrıca susma hakkının bulunduğu hatırlatılır.

İfade ve sorgu aşamasında kişinin beyanları tutanağa geçirilir. Tutanakta hazır bulunanların adı, tarih ve yer bilgisi bulunur. Sürecin sonunda, şüphelinin kendisi ve müdafisi tarafından tutanak okunarak imzalanır. İmzadan çekinmeyi gerektirecek bir husus olursa çekinme nedenleri tutanağa yazılır.

Şüphelinin ifadesi hukuka uygun usuller takip edilerek alınmalıdır. Bu kapsamda kişinin tüm beyanları özgür iradesine dayanmalıdır. Örneğin kişinin aç, yorgun, uykusuz bırakılması sonucu veya tehditle alınmış ifadesi hukuka aykırı nitelik taşıyacaktır. Yasak usullerle alınmış ifadeye ya da sorguya ait tutanak kovuşturmada delil olarak kullanılamaz.

Fail ifade ve sorgu vasıtasıyla olaya ilişkin ilk savunmasını yapma fırsatı bulacaktır. Fakat hukuki deneyimi olan biri eşliğinde verilmemiş beyanların ilerideki aşamalarda aleyhe delil olarak kullanılabilme riski mevcuttur. Böyle bir sonucun ortaya çıkmaması için ifade ve sorgu hususunda alanında uzman bir ceza avukatına danışılmasında yarar vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma; tarafsız bir uzlaştırmacı eşliğinde suçun faili ve bu suçtan zarar görenin bir araya gelerek meydana gelen uyuşmazlığı mahkemeye gitmeden çözmesidir. Cezaevine yasak eşya sokmak suçu, uzlaşma kapsamına alınan bir suç değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol; ceza yargılamasının sağlıklı yürütülebilmesi için şüphelinin bazı yükümlülüklere tabi tutulmasını öngören, tutuklamaya alternatif koruma tedbiridir.

Adli kontrol kararı verilebilmesi için ortada kuvvetli suç şüphesine dayalı somut deliller bulunmalıdır. İkinci olarak, dosyada bir tutuklama nedeni bulunmalıdır. Tutuklama nedenleri; failin kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi ve tanık ya da mağdura baskı yapma şüphesidir. Son olarak adli kontrol tedbirinin uygulanması tutuklamaya kıyasla daha elverişli ve ölçülü olmalıdır.

Yaygın olarak verilen adli kontrol yükümlülükleri; belli aralıklarla hakimin belirlediği yerlere giderek imza atmak, yurt dışına çıkamamak, bir güvence miktarı yatırmak, silah bulundurmamak olarak sayılabilir. Cezaevine yasak eşya sokma suçunda, bu tedbirler en çok 2 yıl uygulanabilir. Bu süre ancak zorunluluk halinde ve gerekçe göstererek 1 yıl daha uzatılabilir.

Şüpheli veya sanık adli kontrol yükümlülüklerini yerine getirmezse hakim adli kontrol tedbirini kaldırarak tutukluluk tedbirinin uygulanmasına karar verebilir.

Adli kontrol kararına karşı itiraz mümkündür ancak yapılacak itiraz 7 gün ile sınırlı tutulmuştur. İtiraz süresi, adli kontrol kararının şüpheli veya sanığa tebliği ya da mahkemede doğudan söylenmesiyle işlemeye başlar. İtiraz; failin kendisi, müdafisi veya eşi tarafından kararın verildiği mahkemeye yapılır.

Tutukluluk

Tutuklama, soruşturma ve kovuşturma aşamasında maddi gerçeğe ulaşılmasını sağlamak için şüpheli veya sanığın belli bir süre alıkoyulduğu en ağır koruma tedbiridir. Hakimin tutukluluk kararı verebilmesi için aranan şartlar şunlardır:

  • Şüpheli veya sanığın suçu işlediği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunması gerekir.
  • Olayda bir tutuklama nedeni mevcut olmalıdır. Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi ve mağdur ya da tanık üzerinde baskı kurma şüphesi tutuklama nedenleridir.
  • Sadece adli para cezasının öngörüldüğü ya da hapis cezası üst sınırının 2 yıldan az olduğu suçlar bakımından tutuklama kararı verilemez.
  • Tutuklama tedbiri, gerçekleştirilmek istenen amaç ve işin önemi açısından ölçülü olmalıdır. Eğer adli kontrol yeterliyse tutuklama yapılamaz.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda, şartlar oluştuğu takdirde fail hakkında tutukluluk kararı verilebilir. Kovuşturma ve soruşturma aşamasında toplam tutukluluk süresi 1 yıldır. Ancak bu süre zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir. Soruşturma evresinde tutukluluk süresi 6 ayı geçemez ve uzatılmaz. Dolayısıyla uzatma süresi sadece kovuşturmada kullanılabilir.

Tutukluluk kararı, 12 yaşını doldurmamış çocuklar ve 15 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsizler hakkında uygulanmayacaktır. Cezaevine yasak eşya sokmak suçu 12 ila 15 yaş aralığında çocuk tarafından işlendiyse tutukluluk süresi yarı oranında uygulanır. Tutukluluk süresi 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise 3/4 oranında uygulanır.

Hakkında tutukluluk kararı verilen kişi, bu karara karşı itiraz etme hakkına sahiptir. Kararının tebliği veya mahkemede doğrudan okunmasından itibaren 7 gün içinde asliye ceza mahkemesine  yazılı bir dilekçe ile tutuklamaya itiraz başvurusu yapılır. İtiraza yetkili kişiler; şüpheli, müdafisi, anne, baba, çocuk, büyükanne ve büyükbabadır.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
  • İddianamenin düzenlenmesiyle kamu davasının açılması.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar veya şikayete konu eylemin suç oluşturmadığı incelemeye ihtiyaç duymaksızın açık bir şekilde belli ise verilen karardır. Böyle bir durumda yapılan ihbar ve şikayetler soyut ve genel bir nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla soruşturmaya başlayabilmek için başlangıç şüphesi dahi oluşmadığından Cumhuriyet savcısı SYOK kararı verecektir.

Örneğin, Türkiye’deki cezaevlerinde uyuşturucu bulunduğuna ilişkin ihbar çok genel ve soyut bir nitelik taşır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı, kararı veren savcılığın yargı çevresinde bulunan sulh ceza mahkemesine itirazda bulunulabilir. İtiraz süresi, SYOK karararının tebliğinden itibaren 15 gündür.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçuna ilişkin yapılan ihbar sonrası soruşturmaya yer olmadığı kararı verilirse ortada başlanan bir soruşturma olmadığından kişiye şüpheli sıfatı verilemez

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Soruşturma aşamasının sonunda Cumhuriyet savcısı, kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edemez ya da suçun kovuşturma olanağının bulunmadığı bir hali tespit ederse kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.

Kovuşturma olanağının bulunmadığı hallere örnekler şunlardır:

  • Şikayete tabi suçlarda şikayetten vazgeçilmesi,
  • Yaş küçüklüğü,
  • Sağır ve dilsizlik,
  • Şüphelinin ölümü,
  • Suçun zamanaşımı süresinin dolması,
  • Genel af çıkması
  • Uzlaşma ya da önödeme uygulamasının başarıyla sonuçlanması
  • Soruşturulması izne tabi olan suçlarda izin şartının sağlanmaması

Kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesi soruşturma aşamasını sona erdirir. Uygulamada takipsizlik kararı olarak bilinen karar, kovuşturmaya yer olmadığı kararıdır. Savcının takipsizlik kararı sonrası aynı fiilden dolayı yeniden soruşturma açabilmesi için yeni bir delilin ortaya çıkması gereklidir.

Suçtan zarar gören kişi, kovuşturmaya yer olmadığı kararının tebliğden itibaren 15 gün içinde bu karara itiraz etme hakkına sahiptir. KYOK için itiraz, kararı veren savcılığın bağlı olduğu sulh ceza mahkemesine yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, soruşturma evresinde lehte ve aleyhte tüm delilleri toplayan Cumhuriyet savcısının, kamu davasının açılmasını gerekli görmesi halinde yazılı belge düzenlemesidir. İddianamenin hazırlanması için savcıda suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe oluşması gerekir.

Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulüyle soruşturma aşaması sona erer ve kovuşturma aşaması başlar. Kovuşturma aşamasında şüphelinin sıfatı değişir ve sanık olarak adlandırılır.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunun Savunması

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunun savunması, failin üzerine atılı suça ilişkin beyanlarını bizzat kendisi veya müdafisi aracılığıyla yazılı veya sözlü bir şekilde ileri sürmesidir. Failin savunmasında ileri sürebileceği hususlara örnekler şunlardır:

  • Suça konu yasak eşyanın hükümlüye cezaevi sınırları dışında verildiği,
  • Yasak eşyanın bir defa kullanıldığı ve eşya üzerinde sürekli hakimiyet kurulmadığı,
  • Failin yasak eşyayı kimden aldığını bildirmesi suretiyle etkin pişmanlıktan yararlanması,
  • Failin kamu görevlisi olması halinde hükümlünün korunmasıyla görevli kişi olmadığı iddiası,
  • Lehe delillerin toplanmadığı iddiası,
  • Yargılamada kullanılan delillerin yasak usuller kullanılarak elde edildiği,
  • Cezaevinde hukuka aykırı yapılan arama sonucu suça konu eşyanın ele geçirildiği,
  • Suçun vasfı ve unsurları açısından hatalı değerlendirme yapıldığı,
  • Masumiyet karinesinin ihlal edildiği,
  • Aleyhte olan delillerin çürütülmesi gerektiği
  • Cezaevine yasak eşya sokmak suçunun teşebbüs aşasında kaldığının ileri sürülmesi.

Yargılama aşamasının temel noktalarından biri, suça ilişkin savunmaların alınmasıdır. Fail yapacağı savunma ile suçun işlendiğine dair şüpheleri ortadan kaldırması mümkündür. Savunmada, suça özgü hususların usulüne uygun ve etkili bir şekilde ileri sürülebilmesi için alanında uzman ceza hukuku avukatına danışılması faydalı olacaktır.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamenin kabulü ile başlayan ve hüküm verilmesiyle sona eren süreçtir. Mahkeme en başta iddianameyi değerlendirir, iadesini gerektiren bir husus bulunmadığı takdirde kovuşturma aşamasına başlanır.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda genel hükümlere göre yargılama yapılır. Yargılama süreci duruşma hazırlığı ile başlar. Ardından duruşmalar yapılır ve deliller tartışılır. En son hakimin verdiği hükümle yargılama sona erer. Şartları sağlandığı takdirde hakim kararına karşı kanun yollarına başvurulabilir.

Duruşma hazırlığı evresinde, duruşmada hazır olması gerekenlere duruşma günü bildirilir. Sanığa gönderilen çağrı kağıdıyla duruşma tarihi ve mazeretsiz olarak gelmemesi halinde zorla getirileceği açıklanır.

Duruşma evresinde sanığın, müdafisinin varsa mağdur ve onun vekilinin olaya ilişkin açıklamaları dinlenir. Maddi gerçeğe ulaşılması için gerekli hallerde bilirkişi raporu istenir, keşif yapılır ve tanık dinlenir. Duruşma aşamasında toplanan tüm deliller tartışılır. Hakim sanığa son sözünü sorar ve ardından vereceği hükümle ceza yargılaması sonlandırılır.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Zamanaşımı 

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Cezanın bir kat artırılmasını öngören nitelikli hali açısından dava zamanaşımı 15 yıldır.

Ceza zamanaşımı süresi, yargılama sonunda hüküm ile faile verilen sonuç cezaya göre belirlenir. TCK m.68 uyarınca, cezaevine yasak eşya sokmak suçunda beş yıla kadar hapis cezası verilirse ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Suçun nitelikli halinde hapis cezası beş yılı geçtiği durumlarda ceza zamanaşımı 20 yıldır.

Dava zamanaşımı suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği günden itibaren işlemeye başlar.

Dava zamanaşımı süresi geçerse işlendiği iddia edilen suçun yargılaması için dava açılamaz. Eğer dava önceden açılmışsa hakim davanın düşmesine karar verir. Ceza zamanaşımı süresi geçerse verilen mahkumiyet infaz edilmeyecektir. Bu sürelerin geçmesi devletin cezalandırma yetkisini engelleyici nitelik taşır.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat, duruşma sonunda failin aklandığını gösteren ve hakkında herhangi bir ceza verilmeyeceğine ilişkin karardır. Beraat kararı sanığın en lehine olan karardır.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda beraat kararı verilebilecek hallerden ilki, suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak ispat edilmesidir. Bununla birlikte, suçun sanık tarafından işlenip işlenmediği toplanan delillerle ispatlanamadıysa ve belirsizlik varsa yine beraat kararı verilir. Son olarak, fiil sanık tarafından işlenmesine rağmen olayda hukuka uygunluk nedeni bulunuyorsa beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, işlenen fiil suç teşkil etmesine rağmen failin kusurunun bulunmaması veya olayda cezasızlık hallerinden birinin mevcut olması durumunda verilen karardır.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda CYOK verilebilecek haller şunlardır:

  • Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali
  • Fiilin, bağlayıcı bir emrin yerine getirilmesi, zorunluluk hali, cebir veya tehdit sonucunda işlenmesi
  • Kişinin meşru savunma sınırını heyecan ve korku nedeniyle aşılması
  • Suça ilişkili kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi.
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı.

Sayılan durumların varlığı halinde fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir, bu karar adli sicile işlemez.

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, sanığın üzerine atılı suçu işlediği şüpheye yer bırakmayacak biçimde ispatlandığı durumda verilecektir. Bu halde cezanın yerine veya ceza ile birlikte güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.

Tekerrür, bir suçtan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen failin belli bir süre içerisinde yeniden suç işlemesi halidir. Tekerrür söz konusu olabilmesi için daha önceki suçtan dolayı verilen cezanın kesinleşmiş olması gerekir.

Fail beş yıldan fazla bir hapis cezası alması durumunda tekerrür süresi 5 yıldır. Beş yıldan az olan hapis cezalarında ise 3 yıllık bir tekerrür süresi vardır. Tekerrür süreleri, cezanın infazından sonra işlemeye başlar.

Tekerrür süresi içerisinde ikinci bir suç işleyen fail daha ağır infaz rejimine tabi tutulacaktır. Failin cezaevinde geçireceği süre uzayacaktır. İkinci suç için hapis ve adli para cezası seçimlik öngörülmüşse hapis cezasına karar verilecektir.

İyi hal indirimi, yargılama sonucunda verilecek cezada sanığın kişiliğine özgü hususlar dikkate alınarak takdiri indirim yapılmasıdır. Sanığın ekonomik durumu, geçmişi, yargılama esnasındaki tutum ve davranışları ve cezanın geleceğine etkisi kişisel nedenlere örnektir. Hakim, cezaevine yasak eşya sokmak suçunda iyi halden indirim yaparsa cezanın altıda biri azaltılır.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, belli şartların sağlanması halinde hapis cezası yerine adli para cezasına karar verilmesidir. Bu kapsamda adli para cezasına çevirme şartları şunlardır:

  • Kasten işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezası 1 yıl ve altında olmalıdır. Taksirle işlenen suçlarda ceza sınırı yoktur.
  • Hükmolunan ceza 30 gün ve altındaysa zorunlu olarak para cezasına çevrilir.
  • Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi için suçlunun kişiliği, ekonomik durumu, davranışları ve suçun işlenmesindeki özellikler hakimde bu yönde takdir oluşturmalıdır.
  • Suçta tekerrür söz konusu olmamalıdır.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda cezayı azaltan hallerin olması durumunda yapılacak indirimlerle verilecek ceza bir yıl ve altına düşerse hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. 

Sanığın ekonomik durumuna göre hakim bir günün karşılığı olarak 20 TL ve 100 TL arasında bir miktara karar verir. Belirlenen miktar hapis cezasına karşılık gelen gün ile çarpılarak toplam para cezası hesaplanır. Hakim toplam cezanın bir yıl içinde tek seferde ya da iki yıl içinde taksitle ödenmesine karar verebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; mahkemenin 2 yıl ve daha az hapis veya adli para cezasına karar verdiği hallerde gerekli şartların sağlanmasıyla sanık hakkında verilen hükmün 5 yıl süreyle infaz edilmemesidir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması için sanığın daha önce kasıtlı olarak işlediği bir suçtan kesinleşmiş mahkumiyeti olmamalıdır. Burada önceki suçun infazı değil kesinleşmesi önem taşır. İkinci olarak sanığın suç sebebiyle ortaya çıkardığı zararı tazmin etmesi gereklidir.

Tüm şartlar sağlansa dahi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi zorunlu değildir. Karar verilebilmesi için hakimde sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde bir takdir oluşması gerekir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ardından sanık 5 yıl süreyle denetim altında tutulur, bu süre çocuklar için 3 yıldır. Denetim süresi içerisinde sanık çeşitli yükümlülüklere tabi tutulur. Örneğin belli yerlere gitmesi yasaklanabilir, bir eğitim programına ya da mesleki faaliyete katılmasına karar verilebilir.

Sanık denetim süresini; kasıtlı yeni bir suç işlemeden ve yükümlülüklerine uygun davranarak geçirirse mahkeme düşme kararı verir ve yargılama son bulur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanığın adli sicil kaydında görünmeyecektir. Ancak yeni bir suç işlerse geri bırakılan mahkumiyet hükmü infaz edilir.

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda hakim alt sınırdan hüküm verirse hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanabilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının belli şartlar altında bir erteleme süresine tabi tutulması ve bu sürede cezanın cezaevi dışında infaz edilmesidir.

Erteleme kararı verilebilmesi için bazı şartlar aranır:

  • Hakimin hükmettiği hapis cezası 2 yıl veya daha az süreli olmalıdır,
  • Sanık daha önce kasıtlı olarak işlediği bir suç dolayısıyla 2 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olmalıdır,
  • Hakimde mahkumun yeniden suç işlemeyeceği konusunda takdir oluşması gerekir,
  • Erteleme kararı mağdura veya kamuya verilmiş zararın giderilmesine bağlanabilir.

Kanunda hapis cezası ertelenmesi halinde fail için öngörülen denetim süresi 1 yıldan 3 yıla kadardır.

Mahkum denetim süresinde yükümlülüklerine uygun hareket ederse verilen hapis cezasını tamamlamış gibi sayılır. Ancak her halde bu karar hükümlünün adli sicil kaydına işleyecektir. Cezası ertelenen mahkum, denetim süresi içinde yükümlülüklerine uygun davranmaz, kasıtlı olarak bir suç işlerse bu karar kaldırılır ve hapis cezası uygulanır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi; kanunda düzenlenmiş düşme hallerinin varlığı halinde kovuşturmaya son verilmesi ve davanın esasına ilişkin karar verilmemesidir. Davanın düşmesi halleri; şüphelinin ölmesi, genel af çıkması, dava zamanaşımı süresinin dolması gibi durumlardır.

Muhakeme şartlarının yokluğu (izin, şikayet, akıl sağlığı vb.) durumunda da kovuşturma olanağı kalmayacağı için mahkeme düşme kararı verecektir.

Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda, mahkemenin verdiği karara karşı Bölge Adliye mahkemesinde itiraz edilebilir. İlk derece mahkemesi kararının tebliği veya sözlü olarak mahkemede bildirilmesinden itibaren 7 gün içerisinde istinaf başvurusu yapılır.

İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışında verdiği kararlara karşı temyiz yolu açıktır. Temyiz başvurusu, kararın açıklanmasından itibaren 15 gün içinde, mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılır.

İlk derece mahkemesi tarafından verilen hapis cezasının artırılmadığı, bölge adliye mahkemesinin esastan reddettiği kararlara karşı temyiz yolu kapalıdır. Bu kararlar istinaf aşamasında kesinleşir.

Sonuç

Cezaevine yasak eşya sokmak suçu, hukuka aykırı olarak kanunda sayılan yasak eşyaların cezaevine sokulması veya orada bulundurulmasıdır. Bu suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturma süreçleri ceza yargılamasındaki yaptırımların ağırlığı düşünüldüğünde özenle takip edilmelidir. Aksi halde daha ağır sonuçlara hükmedilmesi durumuyla karşılaşılabilir. Bu sebeple sürecin bir ceza hukuku avukatıyla takip edilmesinde yarar vardır.