Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu ve cezası

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, resmi kurumlar tarafından bir malın muhafaza edilmesiyle görevlendirilen kişinin görevin gerektirdiği sorumluluklara uygun davranmaması sonucu oluşan suç türüdür. Uygulamada yedieminliği suistimal olarak da bilinmektedir. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu işleyen kişilere 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve 3000 güne kadar adli para cezası verilmektedir. 

İçindekiler

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu Nedir?

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, resmi makamların korunması ve saklanması maksadıyla yediemine teslim ettiği malların amacı dışında kullanılmasıdır. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’nun 289. maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 289:

“Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve 3000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu Nasıl Oluşur?

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu; rehin, haciz gibi nedenlerle el konulan malın teslim edilme amacı dışında tasarrufta bulunulması ile oluşur.

Muhafaza edilmesi için resmi makamların yediemine bıraktığı malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle kaybedilmesi veya bozulmasıyla da muhafaza görevini kötüye kullanma suçu oluşur. Ayrıca el konulan eşyanın amacı dışında kullanılması halinde de bu suç oluşmaktadır.

Suç oluşması için sayılan fiillerin yediemin tarafından işlenmesi gerekmektedir. Aksi halde, muhafaza görevini kötüye kullanma suçu değil, şartların sağlanması halinde farklı suçların oluşması gündeme gelecektir.

Teslim Amacı Dışında Kullanma

Kasten teslim amacı dışında kullanma; rehinli, hacizli ya da herhangi bir nedenden dolayı el konulan malın yediemin tarafından çeşitli şekillerde kullanılmasıdır.

Bu kapsamda yediemine teslim edilen malın satılması, sahibine veya bir başkasına verilmesi, niteliğinin değiştirilmesi, zarar verilmesi, bozulması, tüketilmesi, idarenin istemesine rağmen geri verilmemesi ile muhafaza görevini kötüye kullanma suçu meydana gelir.

Örneğin, yediemine bırakılan otomobilin satılması, kullanılması, parçalarının sökülüp satılması gibi hallerde muhafaza görevini kötüye kullanma suçu oluşmaktadır. 

Bir olayda Yargıtay, yediemine teslim edilen canlı hayvanların satılmasının muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 15.CD, E:2013/2963, K:2014/19932, T:27.11.2014)

Başka bir olayda ise Yargıtay; yediemine teslim edilen malların, satın aldığı kişiye iade ettiğini beyan eden sanığın davranışının TCK 289/1’de düzenlenen teslim amacı dışında tasarrufta bulunma suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2017/11402, K:2019/5226, T:10.04.2019)

Taksirle Malın Kaybolmasına ya da Bozulmasına Neden Olma

Taksirle malın kaybolmasına ya da bozulmasına neden olma, yediemine teslim edilen malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle kaybedilmesi veya bozulması sonucu mevzubahis suçun oluşmasıdır.

Kaybetme, nerede olduğu bilinmeyecek şekilde malın egemenlik alanından çıkmasını ifade eder. Bu çerçevede malın yedieminin muhafazası altındayken çalınması halinde bu suç oluşmaz. Bozulma ise malın amacına uygun şekilde kullanılmasını ortadan kaldıran değişikliklerdir.

Yargıtay bir olayda, mal müdürü olarak çalışan sanığın gümrük kaçağı malı tutanakla yediemin olarak teslim aldığı, sonrasında mal müdürlüğüne ait olan yere bırakılan ve sonrasında ilgilenilmeyen aracın değer kaybına uğramış olmasını TCK 289/3 kapsamında değerlendirmiştir. (Yargıtay 17.CD, E:2020/4372, K:2020/4672, T:03.06.2020)

El Konulan Eşyanın Amacı Dışında Kullanılması

El konulan eşyanın amacı dışında kullanılması, soruşturma veya kovuşturma kapsamında el koyulan ve yediemine teslim edilen eşyanın el koyma amacının dışında kullanılmasıdır. Bu durumda sanık hakkında, bir yıla kadar hapis cezasına hükmedilmektedir.

Yargıtay bir kararında, kaçakçılıkta kullanıldığı için el konulan ve yediemin olarak bırakılan aracın daha sonra başka bir kaçakçılık suçunda kullanılmasının, TCK 289/4’te düzenlenen el konulan eşyanın amacı dışında kullanma suçunu oluşturduğunu belirtilmiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2013/13118, K:2013/15544, T:10.12.2013)   

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunun Cezası

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun cezası, 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve 3000 güne kadar adli para cezasıdır. 

Taksirli bir davranışla malın kaybolmasına ya da bozulmasına neden olan kişi ise adli para cezası ile cezalandırılır. 

Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında el konulan eşyayı amacı dışında kullanan kişi ise 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. TCK 289’da bu fiilin yaptırımında alt sınır düzenlenmediği için TCK 49 gereği cezanın alt sınırı 1 aydır.

Kanunda belirtilen sınırlar çerçevesinde verilecek kesin cezayı hakim serbestçe takdir etmektedir. Hakim cezayı belirlerken suça konu olaya ve duruma göre; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zararın büyüklüğü gibi hususları dikkate alır.

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezaları

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda cezayı azaltan nitelikli haller, verilecek olan cezanın indirilmesine neden olan durumlardır. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda cezayı azaltan nitelikli hal ve cezası, TCK 289’da aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.

Kişinin bu malın sahibi olması halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir.”

Kişinin, Malın Sahibi Olması

Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim edilen rehinli, hacizli veya herhangi bir nedenden dolayı el konulmuş olan malın faile ait olması halinde verilecek ceza yarı oranında indirilir. 

Yediemin, çoğu zaman malın sahibi olmaktadır. Bununla birlikte, muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunun failin malın sahibi olması cezada indirim nedeni olarak kabul edilmiştir. Rehin, haciz gibi nedenlerle el konan malın sahibine yediemin olarak bırakılabilmektedir. Bu durumda ise yedieminliğin hukuki ve cezai sorumluluğu hatırlatılır ve mal teslim edilir. 

Yargıtay, sanığın haczedilen ve kendisine yediemin olarak teslim edilen malların sahibi olması nedeniyle hüküm verilirken cezada indirim yapılması gerektiğini belirtmektedir. Aksi yöndeki ilk derece mahkemesinin verdiği kararları hukuka aykırı bularak bozmaktadır. (Yargıtay 8.CD, E:2018/7725, K:2019/197, T:08.01.2019)

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık 

Etkin pişmanlık, kişinin suç işledikten sonra pişmanlık duyarak suçun hukuka aykırı sonuçlarını ya da oluşan zararı ortadan kaldırması veya bunları gidermesidir. Etkin pişmanlık halinde failin cezasında indirim yapılmaktadır. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkündür. 

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu madde 289/2 hükmünde düzenlenmiştir:

TCK 289/2:

“Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün olmaması halinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların ⅘’i indirilir.

Yargıtay, muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için müştekinin beyanlarını da dikkate alarak karar vermektedir. Bir kararında; sanığın borcu ödediğini beyan etmesi ve mağdurun da şikayetten vazgeçmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının mümkün olup olmadığının tartışılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2013/8426, K:2013/9238, T:17.06.2013)

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda dava zamanaşımı süresi, 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren hesaplanır. Ceza zamanaşımı ise ceza davası sonucundaki mahkeme kararının kesinleştiği ya da hükmün infazının herhangi bir nedenle kesintiye uğradığı tarihten itibaren hesaplanmaktadır. 

Dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan dolayı ceza davası açılamaz, açılmış olan dava varsa davanın düşmesine karar verilir. Ceza zamanaşımı süresinin geçmesi halinde ise muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararının infazı istenemez.

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işleme kararı çerçevesinde suçun işlenmesine başlayıp elde olmayan nedenlerden dolayı sonuca ulaşılamaması halinde söz konusu olur. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda icra hareketlerinin bölünebilmesi mümkün olduğu sürece teşebbüse elverişlidir. Malın kaybolmasına veya bozulmasına neden olma suçunda ise teşebbüs mümkün değildir.  

Yargıtay tarafından verilen bir kararda, yediemine emanet edilen kaçak sigaraların amacı dışında kullanmak suretiyle saklandığı görülmüştür. Saklanan sigaraların kullanılamadan komisyon tarafından bulunması dolayısıyla suçun teşebbüs aşamasında kaldığına hükmedilmiştir. (Yargıtay 19.CD, E:2019/35625, K:2020/10154, T:09.07.2020)

İştirak; bir kişinin işleyebileceği suçun, birden fazla kişi tarafından önceden anlaşarak ve işbirliği yapılarak işlenmesidir. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu özgü suç niteliğindedir. Yani bu suçu ancak yediemin olarak görevlendirilen kişiler işleyebilir. Bununla birlikte yediemin olmayan kişiler bu suça sadece azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edebilir.

Örneğin, haczedilen otomobilin resmi kurumlar tarafından iki kişiye yediemin olarak bırakılması ve bu kişilerin otomobili başkasına satması halinde her iki yediemin de müşterek fail olarak sorumlu olur. Bununla birlikte, yediemin olmayan kişinin bu kişilere otomobili satma fikri vermesi ve yedieminlerin bu fikir çerçevesinde otomobili satması halinde satma fikrini veren kişi azmettiren olarak sorumludur. 

İçtima, bir kimsenin birden fazla suç teşkil eden fiillerin işlemesi halinde bu kişiye uygulanacak cezai yaptırım belirlenmesidir. Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunun; yediemine teslim edilen malların birisine, bir kısmına veya tümü üzerinde işlenmesinin suçun oluşumunda bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda yediemine yeni bir teslimin bulunmaması şartıyla tek suç oluşmaktadır.

Yargıtaya konu bir olayda, fail yediemine teslim edilen bir mal üzerinde, mevzubahis suçun oluşumuna sebebiyet veren fiiller işlendikten sonra malın teslim edilmemeye devam edilmesi halinde yeni bir suç oluşmayacağı ve tek suç işlendiği kabul edileceği bildirilmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E:2003/4 K:2003/12, T:04.03.2003)

El konulan malın, mühür altına alınan bir mal olması halinde ve mührün de sökülmesi durumunda muhafaza görevini kötüye kullanma suçu ile birlikte TCK 203’te düzenlenen mühür bozma suçu da oluşmaktadır.

Aynı mal üzerinde birden fazla haciz kararı bulunduğu ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun oluştuğu hallerde ise faile tek bir ceza verilmekte fakat cezada belli oranlarda artırma yapılmaktadır.

Yargıtay kararlarına göre, sanık hakkında yedieminlik yükümlülüğüne uymama suçundan açılan birden çok kamu davası bulunuyorsa bu davalardaki fiillerin zincirleme şeklinde işlenip işlenmediğinin araştırılması gerekir. (Yargıtay 4.CD, E:2002/17814, K:2003/1759, T:02.04.2003) 

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunun Soruşturma Aşaması

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun soruşturma aşaması, Cumhuriyet savcısının suç şüphesini öğrenmesiyle başlayan, iddianamenin düzenlendiği ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesi ile sona eren evredir. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun soruşturma aşaması şu aşamalardan oluşur:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle suç şüphesini öğrenen Cumhuriyet savcılığı başka bir işleme gerek kalmadan doğrudan soruşturma başlatır.

Mağdurların yahut suçla ilgisi olmayan herhangi bir kişinin ihbarda bulunması ve adli makamların suçtan haberdar edilmesi soruşturmanın başlatılması için yeterlidir. Mevzubahis suç şikayete tabi suçlardan biri olmadığından, şikayet geri çekilse dahi soruşturma ve kovuşturma aşaması işlemleri devam etmektedir.

İhbarlar, Cumhuriyet savcılığına, polise veya jandarmaya yazılı ya da sözlü olarak yapılabilir. Suçun ihbarı açısından herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.

Gözaltı

Gözaltı, bir suç şüphesi nedeniyle yakalanan kişilerin mahkeme huzuruna çıkana kadar ya da serbest bırakılmasına kadar geçen sürede özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasıdır.

Gözaltına alma süresi, failin mahkeme huzuruna götürülmesi için geçen en fazla 12 saatlik süre hariç, yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun topluca işlenmesi halinde ise, kanıtların toplanmasında zorlanılması veya şüphelinin sayısına göre en fazla 3 gün daha gözaltı uzatılabilir.

Gözaltı kararına ve gözaltının uzatılması kararına karşı itiraz edilmesi mümkündür. Bu itirazlar sulh ceza hakimliğine yapılmaktadır. İtirazı; gözaltına alınan kişi, avukatı, kanuni temsilcileri, eşi ya da 1. veya 2. derece kan hısımları yapabilir. 

Failin, 12 yaşından küçük çocuk yahut 15 yaşından küçük sağır ve dilsiz olması halinde gözaltı kararı verilememektedir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, soruşturma konusu suça ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılması için kanıtların bulunup dosyaya eklenmesidir. Soruşturma ve yargılamanın tüm aşamalarında delillerin toplanması mümkündür. 

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, gerçeğe ulaşmak için şüphelinin lehine ve aleyhine olan bütün delilleri toplamakla yükümlüdür. Bununla birlikte soruşturma altındaki kişiler de kendi lehine olan delillerin toplanmasını savcılıktan isteyebilir.

Delillerin davada kullanılabilmesi için hukuka uygun usulde toplanmış olması gerekir. Hukuka aykırı delil, kanunlarda belirtilen usullere aykırı şekilde toplanan delillerdir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller hiçbir şekilde dikkate alınmaz ve ceza tayininde kullanılamaz. 

Örneğin, konutta veya iş yerinde hakim kararıyla ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı izni ile arama yapılabilir. Bunun dışında mesela kolluk amirinin izni ile konutta veya iş yerinde yapılan arama neticesinde elde edilen deliller hukuka aykırı delil olmaktadır.

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin soruşturmaya konusu suçla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı ya da kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorguda ise şüpheli ya da sanık; hakim veya mahkeme huzurunda soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmektedir. 

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda ifadesi alınacak ya da sorgulanacak kişiler davetiye gönderilerek çağrılır. Davetiyede çağrılma nedeni gösterilir. Bu çağrıya uyulmaması halinde kişi hakkında zorla getirme kararı verilir. Zorla getirme kararı üzerine ilgili kişiler; kolluk görevlileri eşliğinde bulundukları yerden alınıp ifade ve sorgu için adli makamların huzuruna çıkarılır.

İfade ve sorguya başlamadan önce aşağıda belirtilen hususlar usulen yerine getirilir:

  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişinin kimlik tespiti yapılıp kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır,
  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişiye isnat edilen suç açıklanır,
  • Kişiye avukat tutma hakkına sahip olduğu hatırlatılır,
  • Kişinin susma hakkına sahip olduğu hatırlatılır,
  • Kişinin delil gösterme ve gösterdiği bu delillerin toplatılmasını isteme hakkının olduğu hatırlatılır.  

İfade ve sorguda kişinin yaptığı açıklamalar onun özgür iradesine dayanmalıdır. Bu nedenle, ifade ve sorguda şüpheli veya sanığa kötü davranılması; hile, cebir, tehdit ve psikolojik baskı yapılması yasaklanmıştır. Aksi halde, ifade ve sorguda yapılan açıklamalara sonradan rıza verilse bile dikkate alınmaz. 

İfade ve sorgudaki yapılan açıklamalar tutanakla yazılı kayıt altına alınır ve ifadeyi alan kişi ile ifadeye çağrılan kişilerce imzalanır. Bu kapsamda, ifade verirken sözlü olarak yapılan açıklamaların tutanağa doğru bir şekilde geçirilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Bu çerçevede ifadeye çağrılan kişilerin uzman ceza avukatlarından hukuki destek almalarında fayda vardır. 

Uzlaşma

Uzlaşma, suç soruşturması altındaki kişi ile suçun mağduru olan kişinin bir uzlaştırmacı tarafından iletişim kurarak anlaşmalarının sağlanmasıdır. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu uzlaşmaya tabi suçlardan değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol kararı, tutuklama nedenlerinin bulunduğu hallerde kişinin tutuklanması yerine daha hafif olan denetimlere tabi tutulmasına dair tedbir kararıdır. Ayrıca tutuklama yasağı bulunan suç türlerinde de adli kontrol kararı uygulanabilmektedir. Adli kontrol kararı ile belirtilen yükümlülüklere uyulmaması halinde kişinin derhal tutuklanmasına karar verilir.  

Adli kontrol kararı kapsamında; yurt dışına çıkış yasağı, ev hapsi, belirli bir yerleşim yerine gidememek ya da yerleşim yerinden ayrılamamak gibi denetimler uygulanabilmektedir.  

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda adli kontrol süresi en fazla 2 yıldır. Fakat zorunlu durumlarda adli kontrolün 1 yıl daha uzatılması mümkündür. 

Adli kontrol kararına itiraz edilmesi mümkündür. Bu kapsamda, adli kontrol kararının yüze karşı okunmasından ya da tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Adli kontrole itiraz, kararı veren sulh ceza hakimine yapılır. Şüpheli ya da sanık, avukat, kanuni temsilcisi veya eşi; adli kontrol kararına itiraz edebilmektedir. 

Tutukluluk

Tutukluluk, suçun işlendiği yönünde güçlü şüphe gösteren somut delillerin bulunması ve tutuklama nedeninin söz konusu olması halinde şüpheli veya sanığın; hakim ya da mahkeme kararı ile geçici olarak cezaevinde kalmasıdır.

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun üst sınırı 2 yıla kadar hapis cezası olduğu için bu suç türünde tutuklama kararı verilemez. 

Hukuka aykırı olarak verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. İtirazlar, tutukluluk kararının verilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren merciye sunulan dilekçe ile yapılır. Şüpheli, eşi, avukatı, birinci ve ikinci dereceden akrabaları itirazda bulunabilme hakkına sahiptir.

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, bir kişi hakkında yapılan ihbarın araştırma yapılmaksızın asılsız olduğunun net bir şekilde anlaşıldığı hallerde verilen karardır. İhbar veya şikayetin soyut veya genel nitelikte bir ihbarın yapılması halinde de Cumhuriyet savcısı, soruşturma işlemlerine hiç başlamadan soruşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verir. 

Cumhuriyet savcısının vermiş olduğu soruşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz edilebilir. İtirazlar; kararın ilgililere tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma sonucunda ceza davasının açılması için yeterli delillerin bulunmaması ya da ceza davasının açılmasının olanağının bulunmaması halinde verilir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilmesi mümkündür. KYOK kararına karşı suçtan zarar gören kişiler, kararın kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edebilir. İtirazlar; kararı veren savcının görev yaptığı yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, Cumhuriyet savcısının muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu çerçevesinde yürütülen soruşturma sonucunda elde edilen delillere göre şüphelinin cezalandırılması kanaatine varması halinde söz konusu olur. İddianame düzenlenerek mahkemeye verilir. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi halinde fail hakkında ceza yargılaması aşaması başlar.  

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunun Savunması

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun savunması, ceza soruşturması ve kovuşturmasından kişinin beraat etmesi ya da en az ceza alarak kurtulması için yapılmaktadır. Ceza davasında savunmalar, delillerin tartışıldığı aşamada sözlü ve yazılı olarak, doğrudan ya da avukat vasıtasıyla yapılabilir.

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda yapılabilecek savunmalar şunlardır:

  • Kişiye yedieminliğin hukuki ve cezai sonucunun açıklanmadığı,
  • Yediemin olarak teslim edilen malın daha güvenli bir yerde saklandığı,
  • Kendisine teslim edilen mal üzerinde haczin kalktığı,
  • Teslim ve saklama için harcama yapıldığı ve bu harcamaların ödenmediği,
  • Delillerin suçu ispatlamaya yetmediği,
  • Hukuka aykırı delillerin bulunduğu ve bunların karar verilirken dikkate alınmaması gerektiği,
  • Suçun vasfında yanlış değerlendirme yapıldığı,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Cezayı indiren veya tamamen kaldıran nedenlerin bulunduğu,
  • Etkin pişmanlık nedenlerinin bulunduğu, ileri sürülebilir.

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun savunması, yukarıda belirtilen örnekler çerçevesinde yapılabilir. Bununla birlikte savunma yaparken olayın iyi bir şekilde analiz edilip en doğru savunmaların ileri sürülmesi gerekir. Savunmanın etkili ve doğru olarak yapılabilmesi için uzman ceza avukatlarına danışmak faydalı olacaktır. 

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayıp mahkemenin verdiği kararın kesinleşmesiyle sona eren evredir.

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu basit yargılama usulüne tabi suçlar arasındadır. Mahkeme tarafından basit yargılama usulünün uygulanmasının tercih edilmesi halinde, yargılama dosya üzerinden yapılmakta ve sonuçlandırılmaktadır. Bunun sonucunda ise cezada belli oranlarda indirim yapılmaktadır. 

Basit yargılama usulünde mahkeme iddianameyi ilgili kişilere tebliğ eder ve savunma yapması için 15 gün süre verir. 15 günlük sürenin sonunda mahkeme, duruşma yapmadan karar verir. Mahkumiyet kararı vermesi halinde ceza ¼ oranında indirim yapılır.

Basit yargılama usulüne itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz süresi kararın tebliğinden itibaren 7 gündür. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda basit yargılama usulüne itiraz edilirse mahkeme duruşma açar ve yargılamayı genel hükümlere göre sürdürür. 

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun yargılamasının genel hükümlere sürdürülmesi halinde aşağıdaki aşamalar izlenmektedir.

  • Duruşma Hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Delillerin Tartışılması ve Karar,
  • Kanun Yolları.

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı evresi, Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayan ve duruşmanın yapılmasına kadar geçen evredir. Duruşma hazırlığı evresinde duruşma için gerekli hazırlıklar yapılır. Duruşmada hazır bulunması gereken kişiler çağrı kağıdı duruşmaya çağrılır. İddianame taraflara gönderilir.

Duruşma

Duruşma evresi; hazırlık aşamasında belirlenen günde hakim, savcı ve tarafların hazır bulunduğu ve maddi gerçeklerin araştırıldığı kovuşturma aşamasıdır. Duruşmada öncelikle çağrı kağıdı ile çağrılan kişilerin hazır olup olmadıkları belirlenir. Ardından hakim, iddianamenin kabul edildiğini belirterek duruşmayı açar. Taraflara söz verilerek dava konusu olay hakkındaki açıklamaları dinlenir.

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar evresi, dava konusu olay hakkında toplanan delillerin değerlendirildiği, tartışıldığı ve bu deliller çerçevesinde kararın verildiği aşamadır. Bu evrede deliller tartışıldıktan sonra Cumhuriyet savcısı mütalaa verir. Mütalaaya karşı olarak ise tarafların açıklamaları ve savunmaları yapılır. Mütalaaya karşı savunmalar yapıldıktan sonra ise son söz sanığa verilir. Duruşmanın bittiği açıklanarak karar verilir.

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, mahkemede yapılan yargılama sonucunda kişinin suçsuz olduğuna kanaat getirilmesi halinde verilir. Bu kapsamda beraat kararı; suçun sanık tarafından işlenmediği, sanığın işlediğine yönelik delillerin yetersiz olduğu ya da işlenen fiilin suç olarak tanımlanmadığı hallerde verilmektedir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suç teşkil eden fiilleri işlemesine rağmen herhangi bir nedenle ceza verilmemesidir. Bu çerçevede, failin kusurunun bulunmadığı ya da faile ceza verilmesine engel sebeplerin bulunduğu hallerde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.  

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu bakımından; kişinin akıl hastası olması, suçu cebir veya tehdit altında işlemesi, kusurluluğu kaldıran hataya düşmesi ya da şahsi cezasızlık nedeninin bulunması halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir. 

Kişinin kusuru bulunmadığı gerekçesiyle verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararı sabıka kaydında gözükmez. Bunun dışında verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararları ise sabıka kaydında gözükmektedir.  

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza yargılaması sonucunda kişinin suçlu bulunduğunun tespit edilmesi halinde verilen karardır. Dolayısıyla sanığın muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu işlediğinin mahkemece sabit bulunması durumunda sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmektedir. Mahkumiyet kararı ile hapis cezası ve adli para cezasına hükmedilir.

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içerisinde yeni bir suç işlenmesi tekerrür hükümleri uygulanır. Tekerrür halinde sonraki suçtan verilen cezada artırım yapılmaktadır. Ayrıca ceza infaz edildikten sonra da denetimli serbestlik uygulanır.

Sanığın, yargılama aşamaları süresince göstermiş olduğu davranışlar, sicili gibi hususlar göz önünde bulundurularak verilecek cezada iyi hal indirimi uygulanabilmektedir. İyi hal indirimi, takdiri bir indirimdir. Diğer bir ifade ile, 1/6 oranındaki bu indirim hakimin takdiri sonucu uygulanabilmektedir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, kasten işlenen suçlarda verilen 1 yıl ve altındaki hapis cezasının para cezasına çevrilmesine ilişkin karardır. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. 

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi ile hapis cezası olarak mahkum edilen her bir gün en az 20 TL, en fazla ise 100 TL’ye çevrilir. Kesin tutar, sanığın sosyal ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak hakim tarafından takdir edilmektedir.

Hakim, sanığa verilecek adli para cezasını belirlerken ödeme planına ilişkin kararı da vermektedir. Bu noktada adli para cezasının bir yıl içinde tek seferde yahut belirli taksitlerle 2 yıl içinde ödenmesine hükmedilebilir. Cezanın zamanında ödenmemesi halinde, adli para cezasının hapis cezasına çevrilerek çektirilmesi söz konusu olabilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza davasında sanığa verilen mahkumiyet hükmünün belli şartların bulunması kaydıyla açıklanmamasıdır. HAGB kararının verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • 2 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına karar verilmelidir.
  • Failin önceden kasten işlenen bir suçtan mahkumiyeti bulunmamalıdır.
  • Sanığın kişiliği, duruşmadaki tutum ve davranışları değerlendirilerek bir daha suç işlemeyeceği yönünde hakimde kanaat oluşmalıdır.
  • Suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın tamamen giderilmesi gereklidir.
  • Sanığın HAGB kararının uygulanması kabul etmesi gerekir.   

Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan yargılanan kişilere HAGB kararı verilebilir.

HAGB kararının verilmesi ile sanık 5 yıl denetime tabi olur. Ayrıca bu denetim süresi içinde sanığa bazı yükümlülükler de yüklenebilir. Denetim süresi içinde kasten bir suç işlenirse ya da yükümlülüklere uyulmazsa geri bırakılan hüküm açıklanır. Aksi halde ise hüküm açıklanmaz ve davanın düşmesine karar verilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, ceza yargılamasında mahkemenin vermiş olduğu 2 yıl ve daha az hapis cezasının bazı koşullar çerçevesinde ertelenmesidir. Hapis cezasının ertelenmesi ile sanığa verilen ceza cezaevinde yerine getirilmez; mahkemenin denetiminde cezaevi dışında cezanın infaz edilmesi sağlanır. 

Hapis cezasının ertelenmesi aşağıdaki şartların bulunması halinde mümkündür:

  • Sanığa verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması gerekir.
  • Daha önce kasıtlı olarak işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olunmamalıdır.
  • Yargılamada sanığın pişmanlık göstermesi ve tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede bir kanaat oluşmalıdır.

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda verilen hapis cezasının yukarıdaki koşulları taşıması halinde ertelenmesi mümkündür. Cezanın ertelenmesi ile hapis cezası 1-3 yıl arasında ertelenmektedir. Ancak ertelemenin alt sınırı verilen mahkumiyet süresinden daha az olamaz. 

Hapis cezasının ertelendiği süre içinde kasten bir suç işlenirse ya da belirlenen yükümlülüklere aykırı davranılırsa ertelenen ceza kısmen veya tamamen infaz edilir. Erteleme süresi içinde yükümlülüklere uyulursa ve bu süre iyi halli olarak geçirilirse hapis cezasının infazı yapılmış olarak kabul edilir. 

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, bazı nedenlerin bulunması halinde ceza yargılamasında karar verilememesidir. Davanın düşme nedenleri Türk Ceza Kanunu’nda belirtilmiş olup bunlardan birinin söz konusu olması durumunda yargılamaya devam edilemez ve düşme kararı verilir. 

Davanın düşmesine örnek olarak; genel af, sanığın ölümü veya dava zamanaşımı verilebilir. Ayrıca muhakeme şartlarını gerçekleşmemesi halinde de düşme kararı verilebilir. Muhakeme şartları; izin, şikayet, gaiplik veya akıl hastalığı örnek olarak örneklendirilebilir. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan yapılan yargılamada bu belirtilen durumların bulunması halinde davanın düşmesine karar verilmektedir.

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı istinaf kanun yoluna gidilmesi mümkündür. İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesinin yüze karşı okunmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. İstinaf incelemesini bölge adliye mahkemesi yapar. İstinaf dilekçesi, kararı veren ilk derece mahkemesine verilir.

Temyiz kanun yolu, bölge adliye mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlar hakkında başvurulabilecek kanun yoludur. Ayrıca 5 yıl veya daha az süreli hapis cezası ile adli para cezalarına karşı istinaf başvurusunun reddi kararları temyize kapalıdır. Dolayısıyla muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda temyiz kanun yoluna gidilmesi mümkün değildir. 

Sonuç

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, yediemin olarak görevlendirilen kişilerin işleyebileceği suçlardan biridir. Muhafaza görevinin kötüye kullanma suçunda, suçun hangi hallerde oluşup oluşmadığı, cezada indirim yapılması gereken hallerin ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının mümkün olup olmadığının tespiti büyük önem taşımaktadır. Bu suç ile yargılanan kişilerin uzman ceza avukatlarına danışmaları oldukça faydalı olacaktır.