Özel belgede sahtecilik suçu ve cezası

Özel Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası

Özel belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanununda ‘’kamu güvenine karşı suçlar’’ başlığı altında düzenlenen suç türüdür. Bu suç ile, kişilerin toplumda yaşamaya devam edebilmesi için gerekli olan güven unsurunun korunması ve bireylerin menfaatlerinin zedelenmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla, bu suçu işleyenler hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. 

İçindekiler

Özel Belgede Sahtecilik Suçu Nedir?

Özel belgede sahtecilik suçu, özel belge niteliğindeki belgelerin sahte olarak düzenlenmesi, değiştirilmesi ve bunların hukuki sonuç doğuracak şekilde kullanılması ile ortaya çıkan suç tipidir. Bu suç Türk Ceza Kanunu madde 207’de düzenlenmiştir.

TCK 207:

“(1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.’’

Özel Belgede Sahtecilik Suçu Nasıl Oluşur?

Özel belgede sahtecilik suçu; sahte özel belge düzenlenmesi, var olan özel belgenin hukuka aykırı olarak değiştirilmesi ve sahte özel belgenin kullanılması ile oluşur.  

Belge, düzenleyeninin belli olduğu, hukuki olarak sonuç doğuran yazılı kağıt veya cisimdir. Özel belge ise, bu niteliklere sahip ancak resmi belge olarak nitelendirilmeyen bütün belgelerdir. Dolayısıyla kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeler dışındaki tüm belgeler özel belge niteliğindedir. 

Örneğin; nüfus cüzdanı, pasaport, ifade tutanağı gibi kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeler resmi belgedir. Ancak kamu görevlisi tarafından düzenlenmeyen ve hukuki sonuç doğuran kira sözleşmeleri, kredi sözleşmeleri, borç sözleşmeleri, fatura, dilekçe, adi senet, mal beyanı, vergi beyanı veya işlenen suçu ortaya çıkaran mektup, günlük gibi belgeler özel belge niteliğindedir. 

Özel belgede sahtecilik suçu oluşumu bakımından kanunda çeşitli hareketler öngörülmüştür. Bu kapsamda suçun oluşmasına sebebiyet veren davranışlar şunlardır:

  • Sahte bir özel belge düzenleyip kullanmak,
  • Gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirerek kullanmak, 
  • Sahte belgeyi bu özelliğinin bilinmesine rağmen kullanmak.

Sahte Özel Belge Düzenleyip Kullanmak

Özel belgenin sahte olarak düzenlenmesi, aslında hiç var olmayan bir belgenin varmış gibi üretilmesi ve kullanılmasıdır. Suçun oluşumu bakımından yalnızca sahte bir özel belge düzenlenmesi yeterli değildir. Ayrıca, kişinin düzenlemiş olduğu bu sahte belgeyi kullanması gerekmektedir. Kullanmak, belgenin hukuki bir ilişki ve olayda dikkate alınmasını sağlamaktır. 

Örneğin; A, akrabası B’den borç para almış ancak uzun bir süredir parayı ödememiştir. B, A hakkında icra takibi başlatmıştır. A, bu icra takibinden kurtulmak amacıyla borcun ödendiğine ilişkin bir belge düzenlemiş, bu belgenin altını da B’nin imzasını taklit ederek imzalamıştır. A’nın, bu belgeyi icra dairesine sunması durumunda özel belgede sahtecilik suçu oluşur. Aksi halde yalnızca belgenin düzenlenmesi, suça sebebiyet vermez. 

Yargıtay bir kararında; sanığın, işyerinde çalışan bazı kişilerin maaşlarını yüksek göstererek ya da işyerinde çalışmayan kişileri çalışıyor gibi göstererek sahte maaş belgeleri düzenlemesi ve bu maaş belgelerini kullanarak bankadan kredi çekmesi eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/8558 E. , 2016/7310 K.)

Gerçek Bir Özel Belgeyi Değiştirerek Kullanmak

Gerçek bir özel belgeyi değiştirerek kullanma, usulüne uygun olarak düzenlenmiş mevcut bir özel belge üzerinde  değişiklikler yaparak hukuki olarak dikkate alınmasını sağlamaktır.

Değiştirme eyleminin başkalarını aldatacak nitelikte olması şarttır. Aldatmaya elverişli olmayan, basit bir incelemeyle anlaşılabilecek değişiklikler özel belgede sahtecilik suçunu oluşturmaz. 

Örneğin, A, B’nin kiracısıdır. B ile A, A’nın belirli bir tarihte evden çıkmasına ilişkin tahliye taahhütnamesi yapmıştır. Daha sonra B, tahliye taahhütnamesinde belirtilen tarihi  daha erken bir tarih olarak değiştirmiştir. B’nin bu belgeye dayanarak A hakkında tahliye davası açması durumunda özel belgede sahtecilik suçu oluşacaktır. 

Aynı örnekte; B’nin tahliye taahhütnamesindeki tarihi daksille silerek üstüne tükenmez kalemle yeni bir tarih atması durumunda belgenin değiştirildiği basit bir şekilde anlaşılabileceğinden  özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğundan söz edilemeyecektir.  

Sahte Özel Belgeyi Kullanmak

Sahte özel belgeyi kullanma, bir özel belgenin sahte olduğunun bilinmesine rağmen kullanılmasıdır. Diğer hareketlerden farklı olarak sahte özel belgeyi kullanan kişinin ayrıca özel belgeyi düzenlemiş veya değiştirmiş olmasına gerek yoktur. 

Örneğin; öğrenci olmayan ancak otobüse binerken öğrenci indiriminden yararlanmak isteyen A, sahte otobüs kartı düzenlemeyi iş haline getirmiş B’den öğrencilere özel otobüs kartı satın alır. A’nın bu otobüs kartını kullanarak otobüse binmesi halinde özel belgede sahtecilik suçu oluşacaktır. 

Özel Belgede Sahtecilik Suçu Cezası

Özel belgede sahtecilik suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Kanunda belirtilen bu sınırlar içerisinde net cezayı hakim belirler. Cezanın kesin olarak belirlenmesinde; suçun işlenme şekli, failin özellikleri, ortaya çıkan zararın büyüklüğü gibi birtakım hususlar göz önünde bulundurulur.

Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Halleri ve Cezaları

Özel belgede sahtecilik suçunun cezayı azaltan nitelikli hali, fail hakkında verilecek cezanın düşürülmesine neden olan durumdur. Özel belgede sahtecilik suçunun cezayı azaltan nitelikli hali TCK madde 211’de düzenlenmiştir.

TCK 211:

“(1) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.’’

Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın İspatı veya Gerçek Bir Durumun Belgelenmesi Amacıyla Özel Belgede Sahtecilik

Özel belgede sahtecilik suçunun, hukuki ilişkiye dayanan alacağın varlığını ispatlamak için veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla gerçekleştirilmesi hali daha az cezayı gerektiren bir hal olarak düzenlenmiştir. Failin bu niyetlerle özel belgeyi sahte olarak düzenlemesi durumunda verilecek ceza yarısı oranında indirilecektir. 

Örneğin; A, uzun süredir tanıdığı ve güvendiği B’ye nakit ihtiyacı nedeniyle 5000 TL borç para vermiştir. Ancak, borcun varlığına ilişkin herhangi bir belge düzenlenmemiştir. Bir süre geçtikten sonra A, B’den borcu geri ödemesini istemişse de B, böyle bir borcunun bulunmadığını iddia etmiştir. A’nın, bu durumu ispatlamak amacıyla sahte bir özel belge düzenleyip kullanması halinde suç oluşmuş olur ancak cezası yarı oranında indirilecektir.

Yargıtaya konu bir olayda; sanık, mağdurun bilgisi ve rızası dışında sahte kira sözleşmesi düzenleyerek vergi dairesine vermiştir. Ancak sanık, kira sözleşmesine konu işyerinde gerçekten kiracı olarak bulunduğundan sahte özel belge düzenlenmesi eyleminin cezayı azaltan nitelikli hali kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi  2017/987 E. , 2018/10118 K.)

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Etkin Pişmanlık

Özel belgede sahtecilik suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamaktadır.

Özel Belgede Sahtecilik Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Failin, suçu işlemeye yönelik davranışlara başlaması ancak elinde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamaması halinde teşebbüs söz konusu olur. Özel belgede sahtecilik suçunun niteliği itibariyle teşebbüs mümkün değildir. Zira suçu işlemeye yönelik hareketler ile suçun tamamlandığı süreç iç içe geçmektedir.

Yargıtay da bir kararında, başkasının yerine sınav salonuna girip, kimlik kontrolü sırasında yakalanan sanığa, suça konu herhangi bir eylem gerçekleştirilmemiş olması ve sahtecilik suçlarına teşebbüsün mümkün olmaması sebebiyle beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 21. CD, 14.04.2015 T., 2015/889 E., 2015/183 K.) 

İştirak işlenen suça ortak olunmasıdır. Bu kapsamda, faili bu suçu işlemesi için azmettiren ve suçun işlenmesinde yardımda bulunan kimselerin de söz konusu suçtan cezai sorumluluğu doğar. Özel belgede sahtecilik suçuna iştirak mümkündür.

Örneğin; A, B’ye çok fazla vergi ödediğine yönelik serzenişte bulunmuştur. B ise A’ya biraz aklını kullanmasını, vergi beyannamesine ilişkin sahte bir belgenin düzenlenmesinin çocuk oyuncağı olduğunu söyleyerek A’yı sahte belge düzenlemeye ve kullanmaya teşvik etmiştir. A’nın sahte bir vergi beyannamesi düzenleyerek vergi dairesine sunması halinde B, azmettiren olarak yargılanacaktır. 

İçtima birden çok suç olması halinde, tek bir cezanın verilmesidir. Ancak bu durumda verilecek cezada artırıma gidilir. 

Yargıtay verdiği bir kararda; sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak dört ay arayla aynı işyerinden iki kez özel belgede sahtecilik suçunun işlenmesi nedeniyle bu iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyete değil tek bir cezanın verilmesi ve cezada artırıma gidilmesi gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 11. CD, 02.10.2018 T., 2016/7496 E., 2018/7544 K.) 

Özel Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası

Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, suça konu eylemin yetkili makamlar tarafından öğrenilmesi ile başlayan ve savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin kabulüyle sona eren aşamadır. Özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin soruşturma aşamasında gerçekleştirilebilecek prosedürler şunlardır:

  • Şikayet-ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin toplanması
  • İfade ve sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli kontrol 
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Soruşturma aşaması, mağdur veya suçtan zarar görenin şikayeti veya herhangi bir kimsenin suça konu eylemi ilgili makamlara bildirmesiyle başlar. Özel belgede sahtecilik suçu şikayete tabi bir suç değildir. Dolayısıyla soruşturma yapılabilmesi için özellikle mağdur veya suçtan zarar görenin şikayeti aranmaz. Yetkili makamların suçu öğrenmesiyle soruşturma başlar. 

Şikayet/ihbar, Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluk kuvvetlerine (polis, jandarma) yazılı ya da sözlü olarak yapılır.

Gözaltı

Gözaltı, suçu işlediğine yönelik şüphe bulunan bir kimsenin geçici bir süre yetkili birimlerce gözetim altında tutulmasıdır. 

Özel belgede sahtecilik suçunun şüphelisi hakkında gözaltı kararı verilmesi mümkündür. Ancak gözaltı kararı verilebilmesi için, bu tedbirin soruşturma açısından zorunlu olması ve gözaltına alınacak kişinin suçu işlemiş olabileceğine dair somut delillerin bulunması gerekmektedir. 12 yaşından küçükler ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler gözaltına alınamaz.

Özel belgede sahtecilik suçunda gözaltı süresi, yolda geçirilecek süre hariç (12 saat) en fazla 24 saattir. Şüpheli bu süreler içerisinde hakim karşısına çıkarılmaz veya serbest bırakılmazsa kişi, devlete karşı dava açarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat davası açma süresi, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay ve her halde 1 yıldır.   

Gözaltına ilişkin verilen tüm kararlara karşı, şüpheli, avukatı, veli/vasisi, eşi, birinci derece yakınları ( anne-babası, çocukları) ve ikinci dereceden yakınları ( kardeşleri, torunları veya dede ve ninesi ) sulh ceza hâkimine itirazda bulunabilir. Sulh ceza hakimliği 24 saat içinde bu konuya dair bir karar verir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, işlendiği iddia edilen suça dair hususları aydınlatmak ve gerçeğe ulaşmak amacıyla gerçekleştirilen bir işlemdir. Hem soruşturma aşamasında hem de ceza yargılaması aşamasında delillerin toplanması mümkündür. Soruşturma aşamasında savcı, şüphelinin yalnızca aleyhine değil lehine delilleri de toplamakla yükümlüdür.

Özel belgede sahtecilik suçu kapsamında; sahteciliğe konu olan belge, imza sahipleri ve belgenin düzenleyeninin tespitine yönelik bilirkişi raporları, tanık beyanları, mağdur veya şüpheli/sanığın ifade tutanağı delil olarak toplanabilir. 

Toplanan delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi zorunludur. Aksi halde, elde edilen deliller şüphelinin yargılanması aşamasında değerlendirilmez ve dikkate alınmaz.

Örneğin; belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen bir kimsenin mağdurun yakınlarınca dövülerek itirafta bulunmasının sağlanması ve bunun da ses kaydı olarak mahkemeye sunulması halinde hukuka aykırı olarak delil elde edilmiş olunacağından bu delil hükme konu edilemez.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, suç işlediği iddia edilen kimsenin suça ilişkin beyanlarının alınmasıdır. İfade, soruşturma aşamasında savcı veya kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilir. Sorgu ise soruşturma aşamasında sulh ceza hakimince, kovuşturma aşamasında ise mahkemece gerçekleştirilen bir prosedürdür. 

İfade ve sorgu süreci, şüpheli/sanığın çağrılması ile başlar. Çağrıya uymayan şüpheli/sanık, kolluk kuvvetlerince zorla getirilir. Şüpheli/sanık, çağrıya uymaması sebebiyle neden olduğu giderleri ve hakimce belirlenecek para cezasını ödemekle yükümlü tutulabilir.

Yetkili makamlar önüne getirilen şüpheli/sanığın kimliği tespit olunur. Daha sonra işlediği iddia edilen suç ve sahip olduğu haklar öğretilir. Bu noktada; avukat isteyebileceği, yakınlarına haber verebileceği, delillerin toplanmasını isteyebileceği ve susma hakkının bulunduğu belirtilir.

Şüpheli/sanık beyanının özgür iradeye dayanması gerekmektedir. Şüpheli/sanığın; ilaç verme, aldatma, korkutma, şiddet uygulama veya hukuka aykırı vaatte bulunma gibi yasak usullerle ifade ve sorgusu yapılamaz. 

İfade ve sorgu sonunda, sürece ilişkin bir tutanak tutulur ve bu tutanak şüpheli/sanığa imzalattırılır. Tutanaktaki hususlar, yargılama aşamasında şüpheli/sanık bakımından lehe veya aleyhe delil oluşturabilir. Dolayısıyla  ifade tutanağının incelenmesi ve gerçeğe aykırı hususların bulunması durumunda imzalanmaması gerekmektedir. İmzalamama nedeninin de ayrıca tutanağa geçirilmesi sağlanmalıdır.

İfade ve sorgu, özellikle süreç hakkında bilgisi olmayanlar bakımından endişe verici olabilir. Kişiler bulunduğu ortam nedeniyle kendilerine sorulan sorulara ilişkin aleyhe açıklamalarda bulunabilirler. Yetkili makamlarca, ifade ve sorgunun yasak usullerle alınması söz konusu olabilir. Bu noktada sürece hakim uzman bir ceza avukatına danışılması daha yararlı olacaktır. 

Uzlaşma

Uzlaşma, tarafların bir uzlaştırmacı aracılığıyla anlaşmaya varmasının sağlanmasıdır. Özel belgede sahtecilik suçu şikayete tabi bir suç olmadığından, uzlaşma hükümlerinin uygulanması kural olarak mümkün değildir.

Bu suçun faili 18 yaşından küçükse ve mağdur, şirket, vakıf dernek gibi bir kuruluş ise dava açılmadan önce uzlaşma yolunun denenmesi zorunludur. 

Özel belgede sahtecilik suçunun faili hakkında kamu davasının açılması mümkünse, dosyaya bir uzlaştırmacı atanır. Uzlaştırmacı, anlaşmaları için taraflara teklifte bulunur. 3 gün içinde bu teklife cevap verilmemesi halinde teklif reddedilmiş sayılır. Herhangi bir şekilde taraflara ulaşılamaması halinde de uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonlandırılır.

Uzlaşma süreci en fazla 70 gün sürer. Tarafların bu süre içerisinde anlaşmaları halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek soruşturma sonlandırılır. Ancak taraflar anlaşamaz ise dava yoluna gidebilirler. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde tekrar uzlaşma yoluna başvurulamaz.

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüpheli/sanığın bazı yükümlülükler öngörülerek serbest bırakıldığı bir koruma tedbiridir. Tutuklama sebeplerinin bulunması durumunda, tutuklama kararı yerine adli kontrol kararı verilebilir. Aynı şekilde tutuklama kararı verilmesi yasaksa ancak kişinin denetim altına alınmadan serbest bırakılması sakıncalıysa yine adli kontrol tedbiri uygulanabilir.

Özel belgede sahtecilik suçunun faili hakkında adli kontrol kararı verilmesine engel bir durum yoktur. Bu kapsamda kişinin yurt dışına çıkması yasaklanabilir, imza yükümlülüğü öngörülebilir, düzenlenen sahte özel belge nedeniyle çıkan zarara yönelik maddi bir güvence vermesi sağlanabilir.

Adli kontrol süresi en fazla 2 yıldır. Bu süre zorunlu hallerde 1 yıl daha uzatılabilir. Ancak 18 yaşından küçükler bakımından bu süreler yarı oranında uygulanır.

Adli kontrol ve sürelere ilişkin kararlara karşı şüpheli/sanık, eşi, avukatı, veli/vasisi itirazda bulunabilir. İtiraz başvurusu, 7 gün içinde, kararı veren sulh ceza hakiminin bağlı olduğu asliye ceza mahkemesine yapılır. 

Tutukluluk

Tutukluluk, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde kişinin tutukevi denilen yerde tutulmasıdır. Tutuklama kararının verilebilmesi için gerekli sebepler şunlardır:

  • Şüpheli/sanığın suçu işlediğine yönelik kuvvetli bir şüphe bulunuyorsa,
  • Şüpheli/sanığın kaçacağına veya saklanacağına yönelik şüphe oluşturan durumlar söz konusuysa,
  • Şüpheli/sanığın; delilleri yok etme, gizleme, değiştirme veya suça konu kişiler üzerinde baskı oluşturacağına yönelik şüphe duyuluyorsa.

Özel belgede sahtecilik suçunun faili hakkında sayılan sebeplerin varlığı halinde tutuklama kararı verilebilir. Ancak failin 15 yaşından küçük olması durumunda tutuklama kararı verilmesi yasaktır.

Özel belgede sahtecilik suçunda tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Ancak zorunlu hallerde tutukluluk süresi 6 ay daha uzatılabilir.

Tutuklama ve sürelere ilişkin kararlara karşı; şüpheli/sanık, avukatı, veli/vasisi, eşi itirazda bulunabilir.  İtiraz, kararı veren sulh ceza hakimliğine ve mahkemeye bir dilekçe ile ya da zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. İtiraz başvuru süresi 7 gündür.

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Özel belgede sahtecilik suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK)
  • İddianamenin düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

İhbar veya şikayet konusu fiilin suç oluşturmadığı açıkça anlaşılıyorsa ya da ihbar veya şikayet genel ve soyut nitelikteyse soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Örneğin; ‘’İstanbul’da herkes sahte kira sözleşmesi yapıyor’’ şeklinde bir şikayet veya ihbar genel ve soyut nitelikte olup herhangi bir kimseye yöneltilemeyeceğinden soruşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Soruşturma konusu suç hakkında dava açılabilmesi için yeterli delil bulunamamışsa veya dava açılmasına engel durumlar söz konusuysa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Bu karar, takipsizlik kararı olarak da adlandırılır. 

Özel belgede sahtecilik suçu bakımından KYOK şu hallerde verilir:

  • Toplanan deliller, şüpheli hakkında dava açılabilmesi için yeterli şüphe oluşturmuyorsa,
  • Uzlaşma kurumuna başvurulmamışsa,
  • Dava zamanaşımı süresi dolmuşsa,
  • Şüpheli hakkında aynı fiil nedeniyle halihazırda açılmış bir dava veya verilmiş bir karar varsa.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilebilir. İtiraz başvurusu, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine verilecek bir dilekçe ile yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianame, savcının soruşturma konusu suça dair dava açılmasına yönelik talebini ve bu talebin nedenlerini içeren bir belgedir. Toplanan deliller gereğince soruşturma konusu suçun işlendiğine yönelik şüphe varsa ve KYOK verilmesini gerektirecek bir durum yoksa savcı iddianame düzenleyerek mahkemeye sunar. İddianamenin kanuna uygun düzenlenmiş olması halinde mahkemece kabulüne karar verilir ve böylece kamu davası açılmış olur. 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Savunması

Özel belgede sahtecilik suçunun savunması, failin özellikleri, suçun işleniş şekli veya suçun unsurlarının oluşması bakımından farklı gerekçelere dayandırılabilir. Ancak bu suç kapsamında genel olarak ileri sürülebilecek hususlar şunlardır:

  • İşlendiği iddia edilen suça konu belgenin özel belge niteliği taşımadığı,
  • Sahte olarak düzenlenen veya değiştirilen özel belgenin kullanılmadığı,
  • Sahte olarak düzenlenen veya değiştirilen özel belgenin bu özelliğinin bilinmeden kullanıldığı,
  • Gerçek özel belgenin değiştirilmesinde aldatma niyeti bulunmadığı,
  • Gerçek özel belgenin değiştirilmesinden ilgili kişilerin rızasının bulunduğu,
  • Gerçek özel belgenin değiştirilmesinde hataya düşüldüğü ve benzer bir belgeyi değiştirmek isterken suça konu özel belgenin değiştirildiği,
  • Suça konu eylemlerin zaten var olan bir hukuki ilişkinin veya durumun ispatı olarak düzenlendiği
  • Şüpheli/sanığın suça konu eylemleri yerine getirmesinde  zorunluluk halinin bulunduğu(Örneğin özel belge olmazsa ameliyata giremeyeceği ve hayatını kaybedeceği)
  • Eylemlerin zorlama, şiddet ve tehdit sebebiyle gerçekleştirildiği,
  • Şüpheli/sanığın 18 yaşından küçük olduğu,
  • Soruşturma ve ceza yargılaması aşamalarında usulsüzlük bulunduğu,
  • Delillerin ispat bakımından yetersiz olduğu,
  • Delillerin hukuka aykırı olarak elde edildiği,
  • Yetersiz delil nedeniyle şüpheden sanığın yararlanacağı.

Yukarıda belirtilen iddialar örnek niteliğinde olup, her olaya uygulanması mümkün değildir. Dolayısıyla suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, failin şahsına özel cezasızlık sebeplerinin bulunup bulunmadığı dosya özelinde değerlendirilmelidir. Bu noktada uzman ceza avukatına danışmakta fayda vardır. 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Özel belgede sahtecilik suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemece iddianamenin kabulüyle başlayıp fail hakkında verilecek hükümle son bulan aşamadır. Bu aşama kovuşturma olarak adlandırılır. Kovuşturma aşaması, uygulanacak yargılama usulünün türüne göre farklılık gösterebilir.

Özel belgede sahtecilik suçunun ceza yargılaması aşaması, genel hükümlere göre yürütülür. Bu kapsamda; duruşmalar yapılır,  tanıklar, bilirkişiler, sanık ve mağdur dinlenir, toplanan tüm deliller ortaya konularak tartışılır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda hakim bir kanaate varır ve bu kanaate uygun olarak sanık hakkında bir karar verir. 

Özel belgede sahtecilik suçunda yargılama süreci, suçun işlendiği yer asliye ceza mahkemeleridir.

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Zamanaşımı

Özel belgede sahtecilik suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır.

Dava zamanaşımı süresi belgenin kullanılması ile başlar, ceza zamanaşımı süresi ise fail hakkında verilen mahkeme kararının kesinleşmesiyle başlar. Mahkeme kararı, süresinde istinaf başvurusu yapmamak veya istinaf mahkemesinin kararıyla kesinleşir. 

Dava zamanaşımı süresinin halinde, hakim davanın düşmesine karar verir. Bu durumda kişi hakkında herhangi bir karar verilemez. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise, kişi hakkında verilen cezanın infazına geçilemez. 

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Özel belgede sahtecilik suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Adli para cezasına çevirme
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
  • Cezanın ertelenmesi
  • Davanın düşmesi

Beraat

Beraat, sanığın suçsuz olduğunu ifade eden karar türüdür. Özel belgede sahtecilik suçunun sanığı söz konusu suçu işlememişse veya kanunda verilen bir yetki sebebiyle suça konu eylemler suça sebebiyet vermiyorsa beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Sanığın gerçekleştirdiği eylemler suç teşkil ediyor ancak bazı sebeplerle ceza verilemiyorsa, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Özel belgede sahtecilik suçunda CYOK verilebilecek haller şunlardır:

  • Yaş küçüklüğü,
  • Akıl hastalığı,
  • Sağır ve dilsizlik hali,
  • Alkol, uyuşturucu gibi geçici nedenlerin bulunması,
  • Zorunluluk hali, 
  • Suçun cebir, şiddet, korkutma ve tehdit nedeniyle gerçekleştirilmesi
  • Hataya düşülmesi 

Mahkumiyet

Yapılan yargılama sonucunda, sanığın suçu işlemiş olduğuna ilişkin kesin olarak kanaate varılmışsa mahkumiyet kararı verilir. 

Mahkumiyet kararı ile, hakim ceza yerine güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verebileceği gibi, cezanın yanında güvenlik tedbiri uygulanmasına da karar verebilir. Bu kapsamda, kişiler TCK 53’te sayılan haklardan yoksun bırakılabilir, suça ilişkin eşya ve kazançlara el konulabilir, çocuklara ve akıl hastalarına özgü tedbirler uygulanabilir, yabancılar sınır dışı edilebilir.

Mahkumiyet kararının kesinleşmesi ile, sanık başka bir suç daha işlerse, bu durumda tekerrür hükümleri söz konusu olacaktır. Bu kapsamda kişi, cezaevinde daha fazla kalacak, seçimlik ceza söz konusuysa hapis cezası uygulanacak ve cezanın infazından sonra serbest kalan hükümlü bazı yükümlülüklerle denetim altında tutulacaktır.

Mahkumiyet kararı ile söz konusu olacak diğer bir uygulama iyi hal indirimidir. Bu kapsamda hükümlünün suça konu eylemlerinden sonraki davranışları ve yargılama sürecindeki tavırları da dikkate alınarak cezasında iyi hal indirimine gidilebilir. Ancak bu davranışların mahkemeyi etkileme amacı taşımaması gerekmektedir. İyi halli davranışların samimiyetini mahkeme takdir eder. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, 1 yıl veya daha az süreli hapis cezalarının para cezasına çevrilmesine ilişkin verilen karar türüdür. Bu karar verilmesinde ayrıca suçlunun kişiliği, ekonomik durumu, sosyal hayatı, yargılama sürecindeki davranışları göz önünde bulundurulur. 

Özel belgede sahtecilik suçunun faili hakkında 1 yıl veya daha az hapis cezasına hükmolunması halinde, hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Bu karar ile birlikte, hakim 5 ila 730 gün arasında bir gün sayısı belirler ve bu gün sayısını günlük 20 ila 100 TL arasında belirlediği miktar ile çarparak ödenecek net adli para cezasına karar verir.

Adli para cezasının tek seferde ödenmesine karar verilebileceği gibi taksitlerle ödenmesine de karar verilebilir. Tek seferde ödenmesine karar verilmesi halinde, kararın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde ödenmesi gerekir. Taksitlerle ödemeye karar verilmiş ise, kararın tebliğinden itibaren 2 yıl içinde ödenmesi gerekir. Bu süreler içinde ödenmeyen adli para cezaları hapis cezasına çevrilir. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, belirli şartların sağlanması halinde verilecek hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden karar türüdür. Özel belgede sahtecilik suçunda HAGB kararı verilmesi için gereken şartlar şunlardır:

  • Sanık hakkında verilecek hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
  • Sanığın daha önce kasten suç işlememiş olması, 
  • Sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaatin oluşması,
  • Mağdurun uğradığı zararın giderilmesi.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile, sanık 5 yıl süre ile denetime tabi tutulur. Bu süre içinde, hakimin belirlediği yükümlülükleri yerine getirmesine karar verilir. Denetim süresi içinde kasten suç işlemeyen veya yükümlülüklerine uygun davranan sanık hakkında davanın düşmesine karar verilir. HAGB kararı adli sicil kaydına işlemez.

Denetim süresi içinde, kasten bir suç işleyen ve yükümlülüklerine uymayan sanık hakkındaki hüküm açıklanır ve cezasının infazına geçilir. Ancak, sanığın davranışları ve durumu göz önüne alınarak cezanın yarısının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, kanunda belirtilen koşulların varlığı halinde, hapis cezasının uygulanmasının ertelenmesidir. Özel belgede sahtecilik suçunda cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için gerekli koşullar şunlardır:

  • Sanık hakkında verilecek hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması, (Bu süre 18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyükler için 3 yıldır.)
  • Sanığın daha önce kasten işlediği bir suç sebebiyle 3 aydan fazla mahkumiyeti olmaması,
  • Sanığın suç işlemeyeceğine ilişkin kanaat oluşturması.

Cezanın ertelenmesi kararı verilmesi ile, sanık 1 ila 3 yıl arasında bir denetime tabi tutulur. Bu süre içinde sanık hakkında herhangi bir yükümlülük öngörülmesi hakimin takdirine bağlıdır. Hakim, sanığın kişiliğini ve sosyal durumunu değerlendirerek herhangi bir yükümlülük olmadan denetim süresinin geçirilmesine karar verebilir.

Sanığın, uyarılara rağmen yükümlülüklerine uymaması veya kasten bir suç işlemesi halinde ertelenen hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Aksi durumda, ceza infaz edilmiş sayılır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, sanık hakkında karar verilmesinin mümkün olmadığı durumlarda hükmolunan karar türüdür. Özel belgede sahtecilik suçunda davanın düşmesi kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Sanığın ölmesi,
  • Dava zamanaşımı süresinin dolması,
  • Genel af ilan edilmesi,
  • Uzlaşmaya gidilmemiş olması.

Özel Belgede Sahtecilik Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Özel belgede sahtecilik suçunda istinaf kanun yoluna gitmek mümkündür. İstinaf başvurusu kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. İstinaf başvuru süresi 7 gündür. Bu süre içinde istinafa başvurulmazsa, karar kesinleşir, cezanın infazına geçilir.

İstinaf kanun yoluna başvuruda bulunabilecek kimseler; sanık, avukatı, veli/vasisi, eşidir. Ayrıca davaya katılma talebinde bulunan mağdur veya suçtan zarar gören ile  avukatı da istinaf yoluna başvurabilir. 

İstinaf mahkemesinin verdiği 5 yıl veya daha az kararlara karşı, temyiz kanun yoluna gidilemez. Yani Yargıtay’a başvurulamaz. Özel belgede sahtecilik suçunun yaptırımının üst sınırı 3 yıl olduğundan, bölge adliye mahkemesinin kararlarına karşı temyiz kanun yoluna gidilemez.

Sonuç

Özel belgede sahtecilik suçu, mahkumiyete sebep olabilecek bir suçtur. Bu nedenle hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında suç unsurlarının ve failin özelliklerinin hukuki çerçevede değerlendirilmesi hak kayıplarının en aza indirilmesi açısından önem taşımaktadır. Bu noktada, uzman ceza avukatına danışmakta fayda vardır.