Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, üç fıkrada farklı nitelikler esas alınarak düzenlenmiştir. Bu suç tipi düzenlemesi ile halk arasında çıkabilecek olan karmaşa engellenmeye çalışılmıştır. Bu suç tipinin cezası, suçun oluşumuna göre değişkenlik göstermektedir. Korunmak istenen esas değer, kamu barışıdır.

İçindekiler

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Nedir?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu; halkın sosyokültürel farklılıkları bulunan kesimleri arasında kin ve düşmanlığa alenen tahrik edilmesi sonucu oluşan suç türüdür. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, TCK madde 216’da düzenlenmiştir.

TCK m.216:

‘’ (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Nasıl Oluşur?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, halkın bir kesiminin diğer kesimini alenen aşağılamak suretiyle kin ve düşmanlığa sevk ederek ya da bir kesimin benimsediği dini değerlerin aşağılanması sonucu oluşur.

Suçun oluşabilmesi için kamu güvenliği açısından açık bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir. Bu kapsamda, suçun oluşumuna sebebiyet veren hareketler şunlardır:

  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik,
  • Halkın bir kesimini alenen aşağılama,
  • Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama.

Suçun Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme Suretiyle İşlenmesi

Suçun oluşumu açısından gerekli ve ilk fıkrada düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme, halk arasında farklı özelliklere sahip sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölgedeki bir kesimin diğer kesim aleyhine söylemlerle kışkırtılmasıdır.

Örneğin halk arasındaki farklı sosyal sınıftaki vatandaşların bir diğer kesiminin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımlarla kötülenmesi ve öbür kesimin tahrik edilmesiyle bu suç tipi meydana gelecektir.

Yargıtayın hükmettiği bir karara göre, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun meydana gelebilmesi için toplum üzerinde kin ve nefret duyguları oluşmalı ya da mevcut duyguların pekişmesi sağlanmalıdır. (Yargıtay 8. CD. 2013/16829 E. 2014/9196 K.)

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sanığın kullandığı Twitter hesabından gezi eylemlerine katılan kişilere karşı yapılan paylaşımda yaralama veya diğer suçların işlenmesi teşvik edilmiştir. Buna göre burada halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu değil, suç işlemeye tahrik suçu meydana gelmiştir. (Yargıtay 16. CD. 2016/1077 E. 2016/3583 K.)

Suçun Halkın Bir Kesimini Alenen Aşağılama Suretiyle İşlenmesi

Halkın bir kesimini; sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığından kaynaklı olarak aleni bir şekilde aşağılamak suçun oluşumu açısından ikinci harekettir. İlk fıkrada aranan kamu barışını bozma amacı ikinci fıkrada aranmamış olup, suçun oluşumu için aleni aşağılama yeterlidir.

Örneğin, Alevilere yönelik söylenecek olan aşağılayıcı sözler, kadınların alenen aşağılanması ya da Doğu Anadolu bölgesindeki insanlara hakaret ve aşağılama bu suç kapsamında cezalandırılacaktır.

Suçun; Halkın Bir Kesiminin Benimsediği Dini Değerleri Aşağılama Suretiyle İşlenmesi

Suçu meydana getiren son hareket ise halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin aşağılanmasıdır. Toplumumuzda farklı dinlere mensup olan insanlar bir arada yaşamaktadırlar. Bir kesimin inandığı, kutsal saydığı din hakkında alay ederek aşağılamak sonucu TCK m.216/3 kapsamında suç meydana gelecektir.

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanığın facebook uygulaması üzerinden Türk halkının büyük çoğunluğunun kutsal saydığı dini değerlere hakaret niteliğindeki paylaşımlar, kamu barışını bozmaya yönelik olduğundan suç meydana gelmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2017/20347 E. 2018/12859 K.)

Yargıtayın vermiş olduğu başka bir kararda, sanığın kendi sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımında ‘’İslam dinini savunanlardan nefret ediyorum, hepiniz katilsiniz, pisliksiniz’’ şeklindeki cümleleri sonucunda halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu meydana gelmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2020/9093 E. 2021/17158 K.)

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Cezası

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Suç, m.216/2 kapsamında, halkın bir kesimini alenen aşağılama şeklinde meydana gelirse verilecek ceza 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Son fıkrada belirtildiği üzere suç halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin aşağılanması suretiyle oluşur ise cezası, 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Suçun ortaya çıkış şekline göre değişen cezaları hâkim somut olaydaki niteliklere göre ve mevcut koşullara göre belirleyecektir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Hal ve Cezası

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun cezayı arttıran nitelikli hali, suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesiyle oluşan haldir. Bu durum, Türk Ceza Kanunu m.218 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 218:

“Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

Suçun Basın ve Yayın Yoluyla İşlenmesi

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun basın ve yayın yoluyla işlenmesi, suçun nitelikli halidir. Bu durumda, fail hakkında hükmedilecek cezada yarı oranında artırıma gidilir

Örneğin bir kimse gazetede başka mezhebe sahip aleviler ile ilgili aşağılayıcı bir yazı yazdığı takdirde suç basın ve yayın yoluyla işlenmiş olduğu için suçun nitelikli hali oluşmakta ve cezada artırım yapılmaktadır.

Dikkat: Haber verme amacı taşıyan ve haber verme sınırını aşmayan, eleştiri olarak yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmayacaktır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin kasten işlenen bir suçta icra hareketlerine başlamış olmasına rağmen elde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamamasıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçuna teşebbüs mümkündür.

Örneğin bir ırka yönelik aşağılama içeren metnin bir dergiye gönderilmesi ancak basımının engellenmesi halinde, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçuna teşebbüs oluşacaktır.

İştirak, bir suçun birden fazla kişi tarafından ortak bir suç işleme kararı içerisinde işlenmesini ifade eder. İştirak, azmettirme, yardım etme, asli iştirak şekillerinde gerçekleşebilir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçuna da iştirak edilmesi mümkündür.

Örneğin bir kimse, bir kimseyi başka dine mensup insanları alenen aşağılaması konusunda cesaretlendiriyor ise bu durumda alenen aşağılayan kimse suçun faili olurken cesaretlendiren kişi de azmettirme sıfatıyla suça iştirak edecektir.

İçtima, aynı fail tarafından tek hareketle birden fazla suçun işlenmesi veya aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesini ifade etmektedir.

Halkı din ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun da tek hareketle farklı bir suçla birlikte işlenmesi halinde sanığa en ağır cezayı içeren suç bakımından ceza verilir. Halkı din ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesi halinde de sanığın cezasında artırım uygulanır.

Örneğin kişinin işlediği fiil hem halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu hem de nefret ve ayrımcılık suçu oluşturulabilir bu durumda da en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırma olacaktır.

İşlenen bir fiil ile suçun ayrı fıkralarında yer alan birden fazla suç tipinin gerçekleşmesi halinde de, farklı neviden fikri içtima (TCK m 44) uygulanacak olup, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırma söz konusu olacaktır. İlgili Yargıtay kararında da işlenen fiil hem halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu hem de kamu görevlisine hakaret suçu oluşturduğu anlaşıldığından içtima hükümleri uygulanmaması hatalı görülmüştür. (Y 4. CD E.2014/35494 K.2018/12020 T.20.06.2018)

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Soruşturma Aşaması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun soruşturma aşaması; suç işlendiğine dair şüphenin savcı ya da kolluk ekipleri tarafından öğrenilmesinden, mahkemeye sunulan iddianamenin kabul edilmesine kadar geçen evredir.

Soruşturma aşamasında gerçekleştirilebilecek işlemler şu şekildedir:

  • Şikâyet-İhbar
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluktur.

Şikâyet-İhbar

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun soruşturulması, herhangi bir bildirimle suçtan haberdar edilen savcılık tarafından doğrudan başlatılır. Bu durumda suçun soruşturmasının başlaması için mağdurun şikayeti aranmaz.

Soruşturma aşamalarının devamında, mağdur tarafından şikayetin geri çekilmesi halinde de suçun soruşturulmasına engel olmaz.

Herhangi biri tarafından, suçun şüphelisi veya halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu oluşturan fiil ihbar edilebilmektedir. Suç şikayete bağlı olmadığından dolayı halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda şikayet ve ihbar süreye bağlı değildir. İhbar veya şikayet savcılığa, kolluğa veya jandarmaya yapılabilir.

Gözaltı

Gözaltı, suç işlediğine dair şüphe bulunan kişinin savcı kararı ile geçici olarak kolluk nezaretinde tutulduğu bir koruma tedbiridir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda şüpheli en fazla 24 saatliğine gözaltında tutulabilir. Bu süreye şüphelinin mahkemeye sevk edilmesi için en fazla 12 saat daha eklenebilir. Birden fazla kişiyle toplu olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi en fazla 3 gün daha uzatılabilmektedir.

Gözaltı kararına karşı itiraz edilebilir. Bu itirazı, şüphelinin kendisi, avukatı, eşi, birinci ya da ikinci derecen akrabaları savcılığın yargı çevresi içinde bulunduğu sulh ceza hakimliğine yapabilir.

Delillerin Toplanması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu ile ilgili olayın açığa kavuşturulması için Savcılık, kişinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplar. Şüpheli veya sanık, soruşturmanın başlamasından hüküm verilmesine kadar her aşamada dosyaya delil sunabilir.

Bu suçta en önemli deliller suçu gösteren yazılı deliller, suçun işlendiğini görenlerden tanık delili ve suç basın yayın yolu ile işlendiyse suça ilişkin paylaşımın delilidir.

Elde edilen delillerin yargılamada ve ceza tayininde kullanılabilmesi için hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş olması gerekmektedir. Hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller mahkeme tarafından hükme esas alınmaz. Örneğin savcılık kararı olmaksızın şüphelinin evinin aranması ile elde edilen deliller hukuka aykırı delildir.

Delillerin toplama aşaması tamamlandığında, hakkında hüküm kurulan kişiden, görüş ve düşüncelerini bildirmesi için 7 gün içerisinde talepte bulunulacaktır. Bu süre içinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun şüphelisi, görüş ve düşünce bildirme hakkına sahip olacaktır.

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin kolluk kuvvetleri veya Cumhuriyet savcısı tarafından suç şüphesine ilişkin dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın hakim ya da mahkeme tarafından suçla ilgili olarak dinlenmesidir.

İfade ve sorgu için kişi çağrı kağıdı ile davet edilir ve eğer kişi kendi rızasıyla gelmezse, zorla getirileceği yazılır. Çağrıya rağmen gelmediği takdirde şüpheli veya sanık hakkında zorla getirme kararı alınabilir.

İfade ve sorgu işlemlerinin nerede yapılacağı doğrudan kanunda düzenlenmemiştir ancak genellikle bu işlemler karakol veya adliyede yapılmaktadır.

İfade ve sorgu süreçlerinde usulüne uygun yürütülmesi gerekmektedir. Öncelikle şüpheli veya sanığın beyanları alınmadan önce kimlik bilgileri sorulmalıdır bu aşamada bilgilerin doğru verilmesi zorunludur. Ardından kendisine yüklenen suç anlatılmalıdır sonrasında sahip olduğu haklar hatırlatılmalıdır.

Örneğin avukat isteme hakkı olduğu, suç konusu konuda susma hakkı olduğu, delillerin toplanmasını isteme hakkı olduğu mutlaka söylenmelidir.

Dikkat: İfade ve sorguda yasak usullere dikkat edilmelidir, yasak usullerin varlığı halinde, beyanlar verilen hükme esas alınmayacaktır. Örneğin:

  • Şüpheli veya sanığın beyanları kişinin özgür iradesine dayanmalıdır,
  • İfade verilmesi için kanuna aykırı bir şey vaad edilmemiş olmalıdır,
  • Kötü davranma, işkence tehdit ve benzeri şekillerde zorla ifade alınmamış olmalıdır.

İfade ve sorgu işlemlerinin tamamı tutanağa geçirilmelidir. Bu tutanakta şüpheli veya sanığın kimlik bilgileri ve beyanlarının doğru şekilde geçirildiğine dikkat edilmelidir.

Şüphelinin hukuki haklarını yeterince bilmemesi veya etkin iletişim kuramaması gibi nedenler, davanın gidişatını etkileyebilir. Bu nedenle, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda sürecin başından itibaren uzman bir ceza hukuku avukatı ile birlikte yürütülmesi faydalı olacaktır.

Uzlaşma

Uzlaşma, tarafların uzlaştırmacı eşliğinde ortak bir noktada anlaştırılmasıdır. Bazı suçlar uzlaştırma kapsamında iken bazı suçlar kapsam dışıdır.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun soruşturulması şikâyete bağlı olmadığından uzlaştırmaya tabi değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin var olduğu kabul edilen bir kişinin bir veya birden fazla yükümlülük altına sokulmasını içeren güvenlik tedbiridir. 

Adli kontrol tedbirleri suç bakımından yeterli görüldüğü takdirde tutuklama kararı alınamaz ancak adli kontrol yükümlülüklerine uyulmuyorsa bu durumda derhal tutuklama kararı alınması mümkündür.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçuna ilişkin soruşturma kapsamında uygulanabilecek adli kontrol tedbirlerinden bazıları şunlardır:

  • Güvence parası yatırılması,
  • Elektronik kelepçe takılması,
  • Karakola giderek imza atma tedbiri,
  • Yurt dışına çıkış yasağı,
  • Konuttan ayrılmama.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu kapsamında, şüpheli hakkında en fazla 2 yıl süreyle adli kontrol tedbirlerinin uygu

Adli kontrol kararına karşı, kararın yüz yüze verilmesi halinde 7 gün içerisinde itiraz edilmesi mümkündür. Eğer adli kontrol kararı, kişinin yokluğunda alınmışsa, kararın tebliği itibariyle de 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtirazlar, kararı veren makama yapılır.

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma veya kovuşturma süreci devam eden kişinin koşulların varlığı halinde cezaevine gönderilerek özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Tutukluluk kararı, suçun şüpheli veya sanık tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüpheler bulunması durumunda ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalması halinde, savcılık tarafından alınan bir karardır.  

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, Asliye Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisi kapsamında olduğundan, kovuşturma aşamasında tutukluluk süresi en fazla 1 yılla sınırlıdır. Soruşturma aşamasında ise tutukluluk süresi en fazla 6 ayı geçemez. Ancak zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir.

Çocuklar bakımından tutuklama kararı sınırlandırılmıştır. Eğer suçun şüphelisi 15 yaşını doldurmamış ise, suçun üst sınırı 5 yılı aşmıyorsa tutuklama kararı verilemez. Ancak, suçun üst sınırı 5 yılı aşıyorsa, bu süreler yarı oranında uygulanır. Eğer şüpheli 18 yaşını doldurmamış ise, bu halde süreler dörtte üçü oranında uygulanır.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda tutuklama kararı alınabilmesi için, kuvvetli suç şüphesinin varlığına ve aşağıdaki şartlardan birinin mevcut olmasına bağlıdır:

  • Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi,
  • Suça dair delillerin zarar görmesi ihtimali,
  • Sanığın ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişilere baskı yapma şüphesi.

Şüpheli veya sanık, tutukluluk kararına karşı itiraz edebilir. İtiraz dilekçesi, kararın yüzüne okunmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde sunulmalıdır.

Dikkat: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun 2. ve 3. Fıkradaki hallerinde hapis cezasının üst sınırı 1 yıl olduğundan dolayı tutuklama kararı alınamaz.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda soruşturma sonucunda savcı tarafından verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK) Cumhuriyet savcısı tarafından, yapılan ihbarın soyut, genel nitelikte kaldığının veya ihbar yahut şikayet konusu fiilin suç oluşturmadığının açıkça anlaşıldığı hallerde verilen karardır.

Örneğin “Televizyonda halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu işleniyor.” şeklinde bir ihbar soyut ve genel nitelikte kalacaktır.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ihbar veya şikayetin bu özellikleri taşıması halinde soruşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi mümkündür. Bu kararın verilmesiyle soruşturma yapılmaz ve bu durumda kişiye şüpheli sıfatı verilmeyecektir.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Soruşturma aşamasının sonunda savcı, dava açılmasını uygun görmez ya da suçla ilgili yeterli delile ulaşamaz ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Uygulamada bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır.

KYOK kararına karşı itiraz mümkündür. İtiraz kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

KYOK kararından sonra, şüpheli ya da sanık hakkında tekrar soruşturma başlatılacaksa yeni delillerin ortaya konması gerekir.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, soruşturma sonucunda savcının suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşması üzerine gerekli belgeleri hazırlayarak bunu yetkili ve görevli mahkemeye sunmasıdır. İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Savunması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda etkin bir savunma önemlidir. Bu aşamada şu gibi savunmalar örnek olarak verilebilir:

  • Tahrik ya da aşağılama amacının olmadığı,
  • Fiilin kamu barışını bozmaya yönelik olmadığı,
  • Kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin olmadığı,
  • Zamanaşımı iddiası,
  • Suçu oluşturan nitelikli halin meydana gelmediği,
  • Dini değerleri aşağılamanın olmadığı,
  • Suçun teşebbüs durumunda kaldığı,
  • Suçta içtima hükümlerinin uygulanamayacağı,
  • Suçu 12 yaşından küçük çocuğun işlemesi,

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçuna ilişkin savunmalar somut olayın koşullarına göre değişkenlik göstermektedir. Bu sebeple etkili bir savunma yapılabilmesi için uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ceza yargılaması, savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulüyle başlamaktadır. İddianamenin kabulüyle birlikte, soruşturma sona erer ve kovuşturma aşamasına geçilir. 

Hukuk sistemimizde, iki farklı yargılama yöntemi bulunmaktadır: basit yargılama usulü ve yazılı yargılama usulu. Basit yargılama usulüne tabi suçlarda, yargılama süreci daha hızlı ve belge temellidir. Genellikle adli para cezasını gerektiren ve üst sınırı 2 yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren suçlar, basit yargılama usulüne tabi tutulur.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama TCK 216/1’de düzenlenen hali basit yargılamaya tabi değildir ama suçun TCK 216/2 ve 216/3’da düzenlenen hali basit yargılamaya tabidir. 

Basit yargılama usulüne tabi olduğu durumda, mahkeme takdirine bağlı olarak, duruşma yapılmadan, sadece belgeler üzerinden yürütülen bir yargılama süreci uygulanır. Bu yöntem, yazılı yargılama usulüne göre daha hızlı ve kolay bir şekilde sonuçlanmasını sağlar. Basit yargılama usulüyle verilen mahkumiyet kararı durumunda, ceza miktarı 1/4 oranında azaltılacaktır.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda, yazılı yargılama usulü uygulandığı durumda ceza yargılaması aşaması yani kovuşturma aşaması şu evrelerden oluşur:

  • Duruşma hazırlığı evresi, 
  • Duruşma evresi. 
  • Delillerin tartışılması ve karar evresi.

Duruşma Hazırlığı Evresi

İddianamenin kabul edilmesinden sonra ilgili ceza mahkemesi, duruşma hazırlıklarına başlar. Bu itibarla mahkeme, duruşma gününü belirler ve duruşmaya katılması gereken kişilere çağrıda bulunur. Bu çağrılar, mahkeme sürecine katılma ve ifade verme hakkına sahip olan kişilere yönelik resmi bildirimleri içerir. Son olarak, sanık çağrı kağıdı ile duruşmaya çağrılır.

Duruşma Evresi

Duruşma aşamasından önce, sanık, müdafii, tanıklar ve bilirkişilerin hazır bulunup bulunmadığı kontrol edilir; ardından duruşma evresi başlatılır. Hakim veya mahkeme başkanı tarafından, iddianamenin kabul kararı okunur ve tanıklar salondan çıkarılır.

Duruşma başladığında, öncelikle sanığa kişisel bilgileri sorulur. Daha sonra, sanığa iddianame özetlenir. İddianamede isnat edilen eylemler, bu eylemlere dayanak olan deliller ve belgeler açıklanır. Mahkeme, sanığın halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu oluşturan fillerinin hukuki gerekçelendirmelerini yapar.

Ardından sorgu aşamasına geçilir, burada sanığa sorular yöneltilir ve sanığın savunma yapmasına imkan tanınır. Sanığın sorgusu tamamlandıktan sonra, delillerin tartışılması aşamasına geçilir. 

Delillerin Tartışılması ve Karar Evresi 

Delillerin tartışılması ve karar evresinde, bütün deliller tek tek değerlendirilir ve savcılık ile savunma beyanları birlikte dikkate alınarak değerlendirilir. Mahkeme, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin bitmesi üzerine karar aşamasına geçer. Karar vermeden önce son sözün sanığa verilmesi zorunludur. Sanığın son sözünü söylemesi üzerine mahkeme kararını açıklar.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Zamanaşımı

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.  Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihte işlemeye başlar. Ceza zamanaşımı kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.

Zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde, bu fiile dayanarak dava açılması veya ceza verilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde, verilen cezaya ilişkin zamanaşımı süresinin dolması halinde verilen cezanın infazı da istenemeyecektir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki şekilde olabilir.

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Adli para cezasına çevirme
  • HAGB
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat kararı, sanığın suçlu bulunmadığı halde verilebilecek bir kararıdır. Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçuna ilişkin beraat hükmü kurulmasını gerektiren durumlar CMK m.223/2’de sayılmaktadır. Buna göre şu hallerde beraat kararı verilmelidir:

  • Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
  • Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
  • Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçu bakımında yapılan yargılamalarda bu hallerin var olması halinde sanık hakkında beraat kararı verilecektir. Böylece sanık ceza almayacaktır.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Sanığın kendisine isnat edilen suçu işlediğine kanaat getirilmesine rağmen ortaya çıkan hukuki sebepler dolayısıyla sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilemediği takdirde CYOK verilir. CYOK kararı ile beraat kararı tamamen bağımsızdır. CYOK, CMK 223/3. maddesinde sayılan durumlarla sınırlı olarak verilebilir. 

 CMK 223/3. hükmünde şu haller CYOK verilebilecek haller olarak belirtilmiştir:

  • Yüklenen suçla ilişkilendirilen yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik durumu veya geçici nedenlerin bulunması,
  • Yüklenen suçun hukuka aykırı olmasına rağmen bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, zorunluluk veya cebir veya tehdit etkisi altında işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran bir hataya düşülmesi.

Cezasızlık sebeplerinden herhangi birinin varlığı halinde de CMK m 223/4 uyarınca CYOK kararı verilebilir. Şu hallerde cezasızlık sebebi bulunmaktadır:

  • Etkin pişmanlık,
  • Şahsi cezasızlık sebebinin mevcudiyeti,
  • Karşılıklı hakaret,
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçunda, sayılan hallerden birisi mevcutsa CYOK kararı verilecektir.

Mahkûmiyet

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçu sanık tarafından işlenmişse ve beraat etmesini veya ceza verilmemesini gerektirecek bir durum yoksa mahkumiyet kararı verilecektir. Mahkumiyet hükmüyle sanık hakkında hapis veya adli para cezası verilir.

İyi hal indirimi, sanığın sosyal ilişkileri, yargılama esnasında pişmanlık gösteren davranışlarının bulunup bulunmadığı, adli sicil geçmişi gibi hallerin mahkemece değerlendirilmesiyle sanık hakkında cezasından yapılabilecek bir indirimdir.

Cezada indirimi gerektirecek takdiri bir nedenin mevcut olması halinde, sanık hakkında iyi hal indirimi uygulanmaktadır.

DİKKAT: Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçundan verilen ceza miktarının altıda birine kadar indirim uygulanması, hakimin bunu takdir etmesine bağlıdır.

Tekerrür, suç işleyen bir sanığın belirlenen kanuni süreler kapsamında yeniden suç işlemesi üzerine oluşan durumdur. Tekerrür hükümlerinin sonucunda, sanık hakkında hükmedilecek cezada artırıma gidilmektedir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme şartların varlığı ve hakimin takdiri dahilinde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesidir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu açısından verilen ceza 1 yılın altında olursa adli para cezasına çevrilebilir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hâkimin takdirindedir.

Adli para cezasında bir gün karşılığı en az 20 TL en fazla 100 TL olacak şekilde mahkeme tarafından takdir edilir. Hâkimin takdirine bağlı olup sanığın ekonomik durumuna göre belirlenir. Belirlenen bu miktar hapis cezasına karşılık gelen gün ile çarpılarak sonuç elde edilir. Elde edilen miktar tek seferde nakit olarak ya da taksitli şekilde ödenebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Yargılama sona erdiğinde mahkemece 2 yıl ve altında bir hapis cezasına karar verilmesi, sanığın da HAGB’yi kabul ettiğini ifade etmesi halinde sanık bakımından HAGB kararı verilmesi mümkündür. Bu kararın sonucunda, sanık hakkında 5 yıllık bir denetim uygulanır.

5 yıllık süre boyunca tekrar kasten bir suç işlenmemesi halinde sanık hakkındaki ceza için düşme kararı verilir. HAGB kararına hükmedilebilmesi için aranan şartlar şunlardır:

  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
  • Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
  • Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçunda bu şartların toplu biçimde bulunmasıyla HAGB kararı verilebilecektir. HAGB kararı sonucu olarak sanık 5 yıllık bir denetimli serbestlik altında bulunacak ve bu sayede cezaevine girmeyecektir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, sanığın suçunun cezasının cezaevinde değil de belli şartlarla dışarıda infaz edilmesi prosedürüdür.

Cezanın ertelenmesi durumunun söz konusu olabilmesi için; hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya daha az süreli olmalı, hâkimde sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşması ve sanık daha önce kasten işlediği bir suçtan dolayı üç aydan fazla mahkûmiyet almamış olmalıdır.

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, hâkim tarafından bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan çok olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine getirilen denetimlere uyarsa, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Kişi bu süreçte kasten bir suç işlerse cezanın infazına cezaevinde devam edilir. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı, kişinin adli sicil kaydına işlenir.

Davanın Düşmesi

Bazı usul eksiklikleri nedeniyle davanın esastan karara bağlanamaması durumunda davanın düşmesine karar verilir. Davanın düşmesi şu hallerde gündeme gelmektedir:

  • Sanığın ölümü,
  • Af,
  • Dava zamanaşımı,
  • Şikâyetten vazgeçme,
  • Önödeme.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu bakımından yukarıda yazılan durumlardan herhangi birinin varlığı durumunda davanın düşmesine karar verilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ilk derece mahkemesinin yaptığı yargılama sonucunda verilen hükme karşı, tarafların karardan memnun olmaması ya da kararın yanlış olduğunun düşünülmesi üzerine hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinafa başvurulabilir.

Bu süre içerisinde istinafa başvurulmazsa karar kesinleşecek ve kişi istinafa başvurma hakkını kaybedecektir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile yapılır.

Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvuru mümkündür. Temyiz incelemesi Yargıtay tarafından yapılmaktadır. Başvuru, istinaf mahkemesi kararının açıklanmasından itibaren 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılır.

Sonuç

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun oluşumu kanun hükmünde belirtildiği üzere üç farklı hareketle meydana gelebilir. Verilecek cezaya hükmedilirken bunun tespiti çok önemlidir. Suça ilişkin olarak toplanacak delillerin hukuka uygunluğu, sürelere ilişkin teknik detaylar ve kanun yolları aşamasının takibi konusunda alanında uzman bir ceza avukatından destek almakta yarar vardır.