Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Hatalı diş tedavisi nedeniyle (malpraktis) tazminat davası, yapılan işlem sonucu ağız sağlığı problemleri yaşayan yahut yapılan diş estetiği işleminden memnun kalmayan kişiler tarafından araştırılmaktadır. Yapılan kanuni düzenlemeler ile, hatalı diş tedavisi sonucu zarara uğrayan yahut taahhüt edilen diş görünümüne kavuşamayan kişilerin zararının giderilmesi amaçlanmaktadır. Başvurulacak hukuki yolun tespitinde, yapılan işlemin tedavi yahut estetik kapsamında sayılıp sayılmaması belirleyici olmaktadır.

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Nedir?

Hatalı diş tedavisi nedeniyle (malpraktis) tazminat davası; diş tedavisi sebebiyle zarara uğrayan hasta ve hasta yakınlarının başvurabileceği hukuki yoldur. Diş tedavilerinin yanı sıra, yapılan diş estetiği, gülüş tasarımı, zirkonyum kaplama işlemleri sonucunda taahhüt edilen görüntüye kavuşamayan hastaların da malpraktis tazminat davası açması mümkündür.

Uygulamada, yanlış dişin çekilmesi, damara anestezi yapılması, diş kanalında eğe (kanal aleti) kırılması, çene kemiği erimesi, dolgu yapılması gereken dişe kanal tedavisinin uygulanması yahut yanlış işlem sonucu yüzde şişlik meydana gelmesi gibi diş tedavisi hatalarında tazminat davaları sıklıkla açılmaktadır.

Diğer yandan, yapılan implantın düşmesi, protezin çene yapısına uymaması, yapılan diş renginin kararlaştırılan renkle farklılık göstermesi gibi diş estetiği hatalarında da tazminat davalarının açılması gündeme gelmektedir.

Başvurulacak yolun tespitinden önce, yapılan işlemin bir tedavi işlemi mi yoksa estetik işlemi mi olduğu konusunun belirlenmesi oldukça önemlidir. İmplant, diş beyazlatma, protez, seramik kron, gülüş tasarımı, diş estetiği, zirkonyum kaplama gibi işlemler estetik işlemler kapsamında değerlendirilmektedir. Dolgu, çekim, kanal değişimi, kanal tedavi gibi hastalığın tedavi edildiği işlemler ise diş tedavisi kapsamında değerlendirilmektedir. Sayılan bu iki gruptaki işlemlere karşı farklı hükümler uygulanmaktadır.

Hatalı diş tedavisi nedeniyle açılacak tazminat davasına ilişkin detaylar, hasta ile hastane yahut hasta ile diş hekimi arasında kurulan sözleşmenin türüne göre değişiklik göstermektedir. Bu noktada, eser sözleşmesinde ayıp sebebiyle seçimlik hakların kullanılması, maddi manevi tazminat davası, ceza davası veya idari tam yargı davasının açılması gündeme gelecektir.

Örneğin diş hekiminin özel kliniğinde yapılan diş tedavilerinde hasta ile hekim arasında vekalet sözleşmesinin olduğu kabul edilebilmektedir. Bir devlet yahut özel kurumda görev yapan diş hekiminin hatalı diş tedavisi nedeniyle ortaya çıkan zararlarda ise diş hekiminin haksız fiilinin söz konusu olduğu söylenebilmektedir.

Hekimlerin zorunlu meslek sorumluluk sigortası bulunması sebebiyle, doğrudan sigorta şirketinden de maddi manevi tazminat bedellerinin talep edilmesi gündeme gelebilmektedir.

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Hukuki Dayanağı

Hatalı diş tedavisi nedeniyle (malpraktis) tazminat davası hukuki dayanağı, Türk Borçlar Kanunu m.502 ve devamı hükümlerinde açıklanan vekalet sözleşmesidir.

TBK M.502:

“(1) Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
(2) Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.
(3) Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.”

Hatalı diş estetiği nedeniyle (malpraktis) tazminat davalarının hukuki dayanağı ise Türk Borçlar Kanunu m.470 ve devamı hükümlerinde yer alan eser sözleşmesidir.

TBK M.470:

“Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”

Yukarıda sayılan hükümlerin yanı sıra, Avrupa Biyotıp Sözleşmesi, Hasta Hakları Yönetmeliği ve Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları hükümlerinde hekimin malpraktis sorumluluğu düzenlenmektedir.

Avrupa Biyotip Sözleşmesi m.4:

“Araştırma dâhil, sağlık alanında her müdahalenin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.”

Hasta Hakları Yönetmeliği m.11:

“Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz.”

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.13:

“bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi “hekimliğin kötü uygulaması” anlamına gelir.”

Konuya ilişkin bir Yargıtay kararında, diş tedavisi işlemlerinde taraflar arasında vekalet ilişkinin söz konusu olduğu, diş protezinde ise eser sözleşmesinin söz konusu olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 15.H.D. 2006/4800 E. , 2007/5945 K.)

Hekim mesleki sorumluluk sigortası sebebiyle sigorta şirketine açılabilecek tazminat davalarının hukuki dayanağı, Türk Ticaret Kanunu m.1478 hükmüdür.

TTK M.1478:

“Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davasının Şartları

Hatalı diş tedavisi nedeniyle (malpraktis) tazminat davasının şartları temel olarak şunlardır:

  • Ortada bir teşhis söz konusu ise teşhisin, hekimlik sıfatına sahip diplomalı bir diş hekimi tarafından konulmuş olması gerekmektedir, 
  • Konulan teşhis yahut uygulanan tedavi sonucunda hastanın durumunda beklenenin ötesinde bir kötüleşme ve zarar ortaya çıkmalıdır, 
  • Ortaya çıkan zararın hekim tarafından uygulanan tedavi ile ilgili olması gerekmektedir, 
  • Diş hekiminin teşhiste ve tedavide uyguladığı yöntemlerin tıp biliminin gerektirdiği kurallara tetkiklere ve verilere aykırı şekilde yapılmış olması gerekir,
  • Diş hekimi tarafından konulan teşhis sonucunda uygulanan tedavi ile ortaya çıkan zarar önceden öngörülebilir ve önlenebilir zarar türlerinden olmalıdır. Önceden öngörülemeyen ve önlenemeyen (komplikasyon) zararların ortaya çıkması halinde tazminat sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.

Hatalı diş estetiği zararlarında ise eser sözleşmesinin gereği olarak hekim, taahhüt ettiği sonucu ortaya koymakla yükümlüdür. Bu noktada, herhangi bir sebeple estetik işlemin istenen şekilde gerçekleştirilmemesi yahut protezin yapılamaması halinde hekim zarardan sorumlu tutulmaktadır. Bu noktada hastaya, maddi manevi tazminat hakkından ayrı olarak seçimlik haklar sunulmuştur. Bu seçimlik haklar şunlardır:

  • Ayıplı hizmetin (yapılan estetik işlem) yeniden görülmesini isteme hakkı,
  • Eserin (örneğin protez) ücretsiz onarılmasını isteme hakkı,
  • Ödenen bedelde hata oranında indirim isteme hakkı,

Eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilen hatalı diş estetiği işlemlerinde hekim, hastanın herhangi birini tercih ettiği yukarıda sayılan seçimlik hakkı yerine getirmekle yükümlüdür. Yukarıda da izah edildiği gibi bu haklar, tazminat davasının açılmasına ilişkin şartlardan bağımsız olup istenen sonuca ulaşılamaması halinde doğrudan talep edilmektedir.

Hatalı diş tedavilerinin hukuki dayanağı vekalet sözleşmesi olduğundan, tedavi işlemlerinde tazminat dava şartlarının sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmek suretiyle, oluşan zararın tazmini talep edilmektedir.

Özel Hastaneye veya Bağımsız Doktora Karşı Malpraktis Davaları

Özel hastane veya doğrudan diş hekiminin kliniğinde yapılan diş tedavilerine karşı malpraktis davaları, hekim ve hasta arasında kurulan hukuki ilişkiye göre değişiklik gösterir.

İşlemin özel hastanede yahut klinikte yapılması halinde tazminat davası hastaneye karşı açılmaktadır. Bunun yanı sıra hekimin haksız fiil sorumluluğu ceza sorumluluğu gündeme gelebilmektedir. Söz konusu olan haksız fiil ve ceza sorumluluğu halinde hastaneye açılacak maddi manevi tazminat davasından ayrı olarak davaların açılması gerekmektedir. 

Eser sözleşmesine dayanan hatalı diş estetiği işlemlerinde ise dava doğrudan hekime karşı açılmaktadır.

Bu noktada, taraflar arasındaki hukuki ilişkin doğru tespit edilmesi ve doğru hukuki yola başvurulabilmesi adına alanda uzman bir avukattan danışmanlık almak oldukça önemlidir.

Maddi Tazminat Davası

Özel hastaneye veya bağımsız doktora karşı açılacak davalardan ilki maddi tazminat davasıdır. 

Maddi tazminat davasının gündeme gelebilmesi için hekim tarafından uygulanan tedavi sonucunda hastanın zarara uğraması gerekmektedir. Ortaya çıkan zarar maddi tazminat davası yoluyla hekimden yahut hastaneden talep edilir. Bu noktada hastanın hastane giderleri tedavi masrafları çalışmadığı günlerde mahrum kaldığı gelirleri gibi süreçle bağlantılı olan tüm zararlar talep edilebilmektedir.

Hastanın uğradığı zarar sebebiyle destekten yoksun kalan yakınları da yoksunlukları oranında maddi tazminat talep etme imkanına sahiptir. Destekten yoksun kalan kişiler, hastanın bakımını üstlendiği, geçimini sağladığı yahut maddi yardımda bulunduğu kişilerdir.

Manevi Tazminat Davası

Manevi tazminat davası, ortaya çıkan zarar sonucunda acı, elem, keder yaşayan hastanın açabileceği dava türüdür. Manevi tazminat davası, maddi tazminat davasından ayrı olarak yalnızca hatalı diş tedavisine maruz kalan hasta tarafından açılabilmektedir. 

Manevi tazminat davasının açılabilmesi için hastanın yaşadığı psikolojik buhranın, hatalı diş tedavisi süreciyle mi ordu ile ilişkili olması gerekmektedir. Manevi tazminat bedelleri mahkeme tarafından yakalanan i̇nceleme sonucunda yine mahkeme tarafından tespit edilmektedir.

Yargıtay tarafından verilen bir kararda, süt dişi yerine esas dişin çekilen hastanın ilerleyen süreçte yaşayacağı acı ve ıstırabın boyutu göz önüne alınarak manevi tazminata hükmedileceği belirtilmiştir. (Yargıtay 15. H.D. 2017/1532 E. ve 2018/2978 K.)

Davanın Tarafları

Maddi manevi tazminat davası tarafları, hasta ve hekim arasında kurulan hukuki ilişkinin niteliğine göre değişmektedir. Ağız ve diş tedavisinin, diş hekiminin özel kliniğinde ve bizzat diş hekimi tarafından gerçekleştirilmesi halinde davanın tarafları işlemi gerçekleştiren diş hekimi ve zarar gören hastadır. 

Diş tedavisinin özel bir hastanede gerçekleşmiş olması halinde ise davanın tarafları hastane ve zarara göre hastadır. Özel hastane bünyesinde yapılan işlemlerde diş hekiminin ayrıca bir kusuru olması halinde, diş hekimine hastaneden ayrı olarak haksız fiile dayalı dava açılabilmektedir.

Diş tedavisinden zarar gören hastanın destekten yoksun kalan yakınları tarafından açılan davalarda ise davacı taraf hasta yakınları olarak gösterilmektedir.

Hatalı diş estetiği sonucu ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda açılacak tazminat davalarının tarafları ise işgören hekim ve hastadır.

Hekimin zorunlu mesleki sorumluluk sigortasının bulunması halinde, doğrudan sigorta şirketine karşı dava açılması mümkündür. Bu noktada davanın taraflar,; davalı sigorta şirketi ile davacı hastadır.

Davada İspat ve Bilirkişi Raporu

Hatalı diş tedavisi sebebiyle açılan maddi manevi tazminat davalarında ispat yükümlülüğü davacı hasta taraftadır. Diş hekimi tarafından yapılan işlemlerin tıp bilimi kurallarına uygun yürütülüp yürütülmediği bilirkişi raporları ile tespit edilmektedir.

İlgili raporlarda diş hekiminin şahsi yeterliliğinden ziyade yapılan işlerin konulan teşhisi uygun olup olmadığı tıp biliminin kurallarına aykırı hareket edilip edilmediği tespit edilmektedir.

Bilirkişi raporlarının olayı aydınlatmada eksik kalması halinde yeniden bilirkişi atanması yahut heyet oluşturulması talep edilmektedir. Hatalı diş tedavisi davalarında oluşturulan bilirkişi heyetleri, olay konusu alana ilişkin uzmanlığı bulunan hekim yahut akademisyenlerden oluşmaktadır.

Yargıtay tarafından verilen, hatalı diş tedavisine ilişkin tazminat talepli davada mahkeme olayı aydınlatmak için İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nce oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan iki raporun bazı hususlarda birbiriyle örtüşmemesi sebebiyle hatalı hüküm kurulduğu kabul edilmiş ve mahkeme kararı bozulmuştur. (Yargıtay 13. HD., E. 2014/13028 K. 2014/16993)

Zamanaşımı

Hatalı diş tedavisi yahut hatalı diş estetiği (malpraktis) nedeniyle maddi manevi tazminat davası zamanaşımı süresi, işlemin bizzat hekim kliniğinde gerçekleştirilmesi halinde, zararın hasta tarafından öğrenilmesinden itibaren 5 yıldır. Hekimin ağır kusurunun bulunduğu hallerde bu süre 20 yıl olarak belirlenmiştir.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Hatalı diş tedavisi (malpraktis) nedeniyle açılacak maddi manevi tazminat davalarında yetkili ve görevli mahkeme; işlemin yapıldığı yer, hastane ile sözleşmenin kurulduğu yer yahut zarar göreni yerleşim yeri tüketici mahkemeleridir. Yetkisiz mahkemede dava açması halinde davanın usulden reddi gündeme gelebilmektedir.

Doğrudan sigorta şirketine karşı açılacak davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir.

Tüketici Hakem Heyetine Başvuru Zorunluluğu

Eser sözleşmesine yahut vekalet sözleşmesine dayanan diş ve ağız sağlığı işlemlerinin tüketici işlemi sayılması sebebiyle, ortaya çıkan uyuşmazlığın tüketici hakem heyetlerinin görev alanına girmesi söz konusu olmaktadır.

Bu noktada, 2024 yılı için 104 bin liranın altında kalan maddi talep ve işlem tutarları için ilçe/il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu bulunmaktadır. Yapılacak değerlendirmede, hastanın uğradığı tüm maddi zarar kalemleri hesaba katılmaktadır.

Tüketici hakem heyetlerine başvuru bizzat yapılabileceği gibi avukat aracılığıyla da yapılabilmektedir. Başvuru, konuya ilişkin açıklamaların ve detayların yer aldığı dilekçe ile yapılmaktadır. Hazırlanan dilekçeye, iddiaları destekler bilgi ve belgelerin de eklenmesi önemlidir.

Dilekçe elden, posta yoluyla yetkili tüketici hakem heyetine ulaştırılabileceği gibi Tüketici Bilgi Sistemi üzerinden online olarak da yapılabilmektedir. Başvurular yaklaşık olarak 6 ay içinde sonuçlanmaktadır. Tüketici hakemi kararlarına itiraz hakkı mevcuttur. İtirazlar, heyet karanının tebliğinden itibaren 15 gün içinde yetkili tüketici mahkemelerine sunulan dilekçe ile yapılmaktadır.

Hatalı Diş Tedavisi Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

Hatalı diş tedavisi davalarında arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yoluna başvuru zorunludur. Diğer bir ifade ile, ilgili kanunlarda yapılan düzenlemeler sonucunda, tüketici uyuşmazlıklarında arabulucuya başvuru dava ön şartı olarak getirilmiştir.

Tüketici hakem heyetinin görev alanına giren uyuşmazlıklarda arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Arabulucuya başvuru tarihinden itibaren 4 hafta içinde sonuçlanan arabuluculuk süreci aşamaları şunlardır:

  • Arabuluculuk bürosuna başvuru,
  • Arabulucunun belirlenmesi,
  • Ön hazırlık aşaması,
  • İlk oturumun yapılması,
  • Son tutanağın düzenlenmesi ve imzalanması
  • İcra edilebilirlik şerhinin alınması.

Arabuluculuğa başvuru, adliyelerde bulunan yahut bağımsız arabuluculuk bürolarına yapılabileceği gibi UYAP vatandaş portal üzerinden online olarak da yapılabilmektedir. Yapılan başvurularda, uyuşmazlığın taraflarına ilişkin iletişim ve kimlik bilgileri ile uyuşmazlık konusu hakkında bilgilerin yer aldığı başvuru formları sunulmaktadır. Yapılan başvurunun ardından, uyuşmazlığa bir arabulucu atanmaktadır. Taraflar hemfikir oldukları ve arabuluculuk siciline kayıtlı bir arabulucunun da atanmasını talep edebilmektedirler.

En fazla 4 haftalık sürenin sonunda, tarafların anlaştığı yahut anlaşamadığı hususlar son tutanağa geçirilip imzalanmaktadır. Arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılan konular hakkında yeniden dava açılması söz konusu değildir. Bu itibarla, açılacak davada, dava dilekçesine arabuluculuk son tutanağının eklenmesi zorunludur. Arabuluculuk sürecine ve yapılacak işlemlere ilişkin detaylı bilgi “tüketici davalarında arabuluculuk” yazısında açıklanmaktadır.

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası

Devlet Hastanesine Karşı Malpraktis Davaları

Devlet hastanesine karşı malpraktis davaları, hatalı diş tedavisinin devlet hastanelerinde yahut devlet veya vakıf üniversitelerinin hastanelerinde yapılması sonucu gündeme gelen davalardır. 

Bu noktada, doğrudan idareye karşı idare mahkemelerinde tam yargı davasının açılması gerekmektedir. Ancak hekimin cezai sorumluluğunu ilişkin ceza davasının ayrıca açılma hakkı saklıdır.

Devlet hastanesine karşı açılacak tam yargı davalarında, tüketici hakem heyetine başvuru yahut arabulucuya başvuru yolları uygulanmamaktadır.

Dava Öncesi İdareye Başvuru

Devlet hastanelerinde yapılan hatalı diş tedavilerine karşı açılacak tam yargı davalarından önce idareye başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Bu noktada, zarara uğrayan hasta zararı öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda 5 yıl içinde tedavinin yapıldığı devlet hastanesinin yetkili mercilerine başvurmak zorundadır.

Hatalı diş tedavisinin devlet veya vakıf üniversitelerin hastanelerinde yapılmış olması halinde başvuru üniversitenin rektörlüğüne sunulmaktadır. Yapılan başvuruya idare tarafından 60 gün içerisinde cevap verilmemesi, eksik cevap verilmesi yahut olumsuz cevap verilmesi halinde dava açılabilmektedir.

Başvuru hatalı diş tedavisinden zarar gören hasta yahut yakınları tarafından hazırlanan dilekçe ile sunulmaktadır. Dilekçeye konuya ilişkin bilgi ve belgelerin eklenmesi konunun aydınlatılması açısından önemlidir.

Tam Yargı Davası

Devlet hastanelerinde yahut devlet veya vakıf üniversitelerin hastanelerinde yapılan hatalı diş tedavilerinde ortaya çıkan zararın tazmini tam yargı davalarıyla talep edilmektedir. Tam yargı davalarının maddi manevi tazminat hukuk davalarından ayrılan usuli farklılıkları bulunmaktadır.

Davanın Tarafları

İdare mahkemelerinde açılacak tam yargı davasının tarafları davalı Sağlık Bakanlığı ile yapılan işlemden zarar gören hasta veya hasta yakınıdır. Vakıf ve devlet üniversitelerinin hastanelerinde yapılan tedavilerinde açılacak tam yargı davasından tarafları üniversite Rektörlüğü ile hasta veya hasta yakınıdır. Tam yargı davalarının doğrudan hekime karşı açılması mümkün değildir.

Zamanaşımı

Devlet hastanelerinde açılacak tam yargı davalarında zamanaşımı süresi zararın hasta tarafından öğrenildiği tarihten itibaren 5 yıldır.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Hatalı diş tedavilerinde açılacak tam yargı davalarında yetkili ve görevli mahkeme Ankara idare mahkemeleridir. Vakıf veya devlet üniversiteleri hastanelerinde yapılan işlemlere karşı açılacak tam yargı davalarında yetkili ve görevli mahkeme, üniversite rektörlüğünün bulunduğu yer idare mahkemeleridir.

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Avukatlık Ücret ve Dava Masrafları

Hatalı diş tedavisi nedeniyle (malpraktis) tazminat davası masrafları yaklaşık olarak 2-3 bin liradır. Eser sözleşmesi yahut vekalet sözleşmesine dayanan işlemler tüketici işlemi sayıldığından, bu davalar harçtan muaftır.

Hatalı Diş Tedavisi Nedeniyle (Malpraktis) Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?

Hatalı diş tedavisi nedeniyle (malpraktis) tazminat davası yaklaşık 1 yıl sürer. Davanın istinaf ve/veya temyiz yoluna gidilmesi halinde süre 2-3 yıla uzayabilmektedir. Bunun yanı sıra, davanın karmaşıklığı, delil eksikliği, taraf çokluğu gibi sebeplerle sürenin uzaması mümkündür.

Hastanelerin Organizasyon Sorumluluğu

Hastanelerin organizasyon sorumluluğu, malpraktis meydana getiren sebeplerden biridir. İlgili mevzuat hükümlerinde her hastanenin boyutuna ve kapsamına göre sahip olması gereken nitelikler sayılmıştır. Bu nitelikler arasında, hastanede bulunması gereken teknik ve fiziki imkanlar, kadro yeterliliği, ekipman sayısı, sterilizasyon gibi unsurlar bulunmaktadır. 

Sayılar niteliklerde eksiklik olması sebebiyle ortaya çıkan zararlardan bizzat hastanelerin malpraktis sorumluluğu doğmaktadır. Bu sorumluluk hekimin haksız fiil sorumluluğundan ayrı olarak değerlendirilmekte ve farklı hukuki yollara başvurarak zararın tazmini talep edilmektedir.

Doktor Hatası (Malpraktis) Ceza Davası

Doktor hatası (malpraktis) ceza davası, diş hekiminin tıp bilimi kurallarına aykırı eylemleri sonucunda oluşan zararın, Türk Ceza Kanunu hükümlerinde sayılan kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi halinde açılan kamu davasıdır.

Doğrudan diş hekimine karşı açılan ceza davası, maddi-manevi tazminat davasından ayrıdır. Diğer bir ifade ile, açılan maddi manevi tazminat davasında şikayette bulunmak yahut ceza davasında maddi manevi tazminat talep etmek söz konusu değildir.

Doktor hatası (malpraktis) ceza davasının açılması, hatalı diş tedavisi işlemiyle ortaya çıkan suçun, işlem tarihinden itibaren 6 ay içinde yetkili makamlara bildirilmesiyle mümkündür. Bu noktada yetkili makamlar, Cumhuriyet savcılıkları ile kolluk birimleridir. Yapılan şikayetin ardından yapılan inceleme sonucunda, savcılık tarafından soruşturma başlatılmakta ve yargılama süreci sürdürülmektedir.

Doktor hatası (malpraktis) ceza davasına ilişkin detaylı bilgi, “doktor hatası nedeniyle (malpraktis) ceza davası” başlıklı yazıda açıklanmaktadır.

Sonuç

Hatalı diş tedavisi nedeniyle tazminat davası; özel diş hekimliği polikliniklerinde ya diş hastanelerinde yapılan hatalı işlemler sonucu zararı uğrayan hastalar tarafından açılan davalardır. Açılan maddi manevi tazminat davaları ile hatalı diş tedavisinden kaynaklanan zararlar talep edilebilmektedir. Zararın talep edileceği tarafın tespiti, hekim ile hasta yahut hekim ile hastane arasında kurulan hukuki ilişkinin niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Bu noktada, hukuki yollara başvururken alanında uzman bir avukattan danışmanlık almak oldukça önemlidir.