hayata-kast

Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası, bir eşin diğer eşe karşı hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışlarda bulunması halinde açılacak olan bir boşanma davası türüdür. Bu eylemlerde bulunan eş boşanma davasında eylemleri nispetinde kusurlu sayılır ve bu davranışlara maruz kalan eşe boşanma hakkı tanınır.

Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Nedir?

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, TMK m.162’de düzenlenen ve sayılan davranışlara maruz kalan eşe boşanma davası açma hakkı veren özel boşanma sebepleridir. 

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma TMK m.162’de şu şekilde düzenlenmiştir:

‘’Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.’’

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası, bu davranışlara maruz kalan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde ve her halde 5 yıl içinde açılabilir.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasınının açılabilmesi için getirilen süre sınırı TMK m.162/2’de şu şekilde düzenlenmiştir:

‘’Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.’’

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davası

Hayata kast nedeniyle boşanma davası, TMK m.162’de düzenlenen eşlerden birinin diğerine öldürme kastı ile yaptığı eylemler sonucu kusura dayalı açılacak olan boşanma talepli dava türüdür. Hayata kast nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için bir eşin diğer eşi öldürmeye yönelik kalkışması gerekir. Bu noktada eşin eylemi sonucunda diğer eş ölmemiş, eylem teşebbüs aşamasında kalmış olmalıdır.

Nitekim bir eşin diğerinin hayatına kastetmesi, evlilik birlikteliğinin devamını ortadan kaldıracak nitelikte hem mutlak boşanma hem de özel bir boşanma sebebidir. Eğer hayata kast bulunuyorsa ve dava genel boşanma sebebiyle açılmışsa hakim öncelikle özel boşanma sebebi olan hayata kast eyleminin varlığını incelemeli ve buna göre karar vermelidir. (Yargıtay, 2. HD., E. 2017/161, K. 2018/11440, T. 17.10.2018)

Hayata kast nedeniyle boşanma için eşlerden birinin diğer eşi öldürmek kastı ile bilerek ve isteyerek hareket etmesi yeterli olacaktır. (Yargıtay, 2. H.D., E. 2003/4159, K. 2003/5269, T. 10.4.2003) Eğer eşin eylemi diğer eşi öldürmek niyeti ve kastı taşımıyorsa, yani eşin eylemi ihmal veya dikkatsizlik ile işlenmişse, eşin hayatına kastedilmesi nedeniyle boşanmadan söz edilemez.

Hayata kast sayılabilecek durumlara örnekler şunlardır:

  • Bir eşin intihar eyleminde bulunacakken, diğer eşin intihar için uygun koşulları, araç ve gereçleri sağlaması, 
  • Eşlerin birlikte trafik kazasına karıştığı durumda, yanan aracın içinden eşini çıkarabilecekken bilinçli şekilde eşin araçta bırakılması ancak eşin ölmemesi, eşin hayatına kastedilmesi sayılabilecek durumlara örnektir.

Eğer bir eş tarafından diğer eşe karşı, Adli Tıp Kurumu tarafından sınıflandırılan ve eşi tarafından yaşamsal tehlike arz eden şu eylemler bulunuyorsa bu durumda da hayata kast nedeniyle boşanma davası açılabilir: 

  • Deri, deri altı veya kas dokusunu ilgilendiren travmayla ilgili değişimler 
  • Kafa bölgesi ve kafa içi tüm damarlardaki travmayla ilgili değişimler 
  • Yüz bölgesini ilgilendiren travmayla ilgili değişimler, göz lezyonları ve burun ağız damak ve dil lezyonları 
  • Boyun bölgesini ilgilendiren travmayla ilgili değişimler 
  • Göğüs bölgesini ilgilendiren travmayla ilgili değişimler 
  • Abdomen ve pelvisi bölgesini ilgilendiren travmayla ilgili değişimler 
  • Vertebral kolon- medullaspinalis- periferik sinirleri ilgilendiren travmatik değişimler 
  • Alt ekstremiteleri ilgilendiren travmatik değişimler, Adli Tıp Kurumu tarafından sınıflandırılan ve yaşamsal tehlike arz eden eylemler olduğundan eşin hayatına kastedilmesi nedeniyle boşanma davası açılabilir. 

Hayata kast sayılmayacak durumlara örnekler şunlardır:

  • Eşlerden birinin, diğer eşe ölüm tehdidinde bulunması,
  • Eşlerden birinin intihar eyleminde bulunması için gerekli araç ve gereç sağlanmadan yalnızca eşin teşvik edilmesi, 
  • Akıl hastası eşin, öldürme niyeti ve kastı ile hareket etmesi,
  • Eşin hayatına kastedilmesi eyleminin, diğer eşe yönelik değil de eşin yakınları olan anne, baba, kardeş, kuzen vb kişilere yönelik olması,
  • Öldürme niyet ve kastı bulunmadan dikkatsiz araç kullanma nedeniyle diğer eşin yaralanması, eşin hayatına kastedilmesi sayılmayacak durumlara örnektir.

TMK m.162’e belirtilen hayata kast eden eylem, eşin aynı zamanda kişinin cezai sorumluluğunu da doğurabilir. Bu kapsamda eşin hayatına kastedilmesinin ceza hukuku açısından karşılığı öldürmeye teşebbüstür. Aynı şekilde hayata kast kapsamına girebilecek bir başka cezai sorumluluk kasten yaralama suçudur. Ancak her kasten yaralama hayata kast neticesini doğurmaz. Kasten yaralama ile hayati tehlike arz eden yaralanmalarda  hayata kast vardır. 

DİKKAT: Taksirle yani yanlışlıkla yaralamalar nedeniyle, eşin hayatına kastedilmesi sebebiyle TMK 162’ye dayanarak boşanma davası açılamaz. 

Yukarıda sayılan tüm ceza hukuku alanına giren hususlar, somut durumun kendine özgü nitelikleri incelenerek değerlendirilmelidir. Bu kapsamda konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak için “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “TCK 86-87-88 kasten yaralama + nsa + ihmal” yazımızı inceleyebilirsiniz.

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davası

Pek Kötü Davranış Nedeniyle Boşanma Davası

Pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası, TMK m.162’de düzenlenen eşlerden birinin diğerinin ruhsal ve beden sağlığını ihlal eden, acı ve eziyet veren nitelikte eylemler sonucu açılacak olan boşanma talepli dava türüdür. Pek kötü davranış sayılacak eylemlerin hangileri olduğu somut durumun hakim tarafından incelenmesi ile kararlaştırılır. Hakim değerlendirmesinde, eşlerin eğitim durumu, sosyo-kültürel durumu, örf-adet durumu gibi hususları kriter olarak alır.

Bir eşin diğer eşe karşı yapmış olduğu davranışın, pek kötü muamele değil de hafif bir kötü davranış olması halinde, hakimin takdirine bağlı olarak muhtemelen bu durum pek kötü davranış nedeniyle boşanma sebebi sayılmayacaktır. İşte bu tür durumlarda meydana gelen eylemler, yine de kötü bir davranış teşkil ettiğinden genel geçimsizlik sebebi olarak değerlendirilebilir.

Bu kapsamda yukarıda belirtilen pek kötü muamele sayılmayan, ancak basit kötü eylem niteliğinde olan davranışlar Yargıtay’a göre tekrarlanırsa veyahut sürekli bir hal alırsa, pek kötü muamele olarak sayılır. (Yargıtay, 2. H.D., E. 2015/ 13666, K. 2016/4293, T. 07.03.2016), (Yargıtay, 2. H.D., E. 2015/ 13850, K. 2016/5358, T. 17.03.2016)

Pek kötü muamele sayılabilecek durumlara örnekler şunlardır:

  • Eşe karşı şiddet uygulamak, (Y. 2. HD., E. 2016/21125, K. 2017/7988, T. 22.06.2017)
  • Eşe karşı eziyet ve işkence etmek, 
  • Eşi aç bırakmak, 
  • Eşi hapsetmek, 
  • Eşi normal olmayan ters ilişkiye zorlamak,
  • Eşe hastalık aşılamak,
  • Eşi ağır işlerde çalışmaya zorlamak,
  • Bakire olduğu halde eşi hakkında gerdek gecesi bakire olmadığı hakkında söylemlerde bulunarak eşi evden kovmak, pek kötü muamele sayılabilecek durumlara örneklerdir.

Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası

Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası, TMK m.162’de düzenlenen eşlerden birinin diğerinin eşlerden birbirlerinin şeref vehaysiyet gibi kişisel değerlerini ağır şekilde ihlal eden davranışları sonucu açılacak olan boşanma talepli dava türüdür. Onur kırıcı davranış sayılacak eylemlerin hangileri olduğu somut durumun hakim tarafından incelenmesi ile kararlaştırılır.

Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için onur kırıcı eylemin, ağır derecede olması ve karşı tarafın şeref ve haysiyet değerlerini zedelemesi gerekir. (Yargıtay, 2. H.D, E. 2010/10334, K. 2010/13767, T. 08.07.2010)

Onur kırıcı davranışa örnek olarak şunlar verilebilir: 

  • Bir eşin diğerine fiziki şiddet uygulaması ve hakarete maruz bırakması, (Yargıtay. 2. H.D, E. 2011/19902 K. 2012/28732 T. 30.11.2012),
  • Eş hakkında namus ve şerefe yönelik kamusal alanda söylemlerde bulunmak, (Yargıtay, 2. HD., E. 1951/2561, K. 1951/2993, T. 19.4.1951)
  • Eşin uygun olmayan ortamda ve yerlerde cinsel ilişkiye zorlanması,
  • Eş ile olan cinsel ilişkiye ait ses ve görüntülerin sosyal ortamda paylaşması,
  • Eşlerin birbirlerinin yüzüne karşı veya gıyabında itibar sarsıcı söylemleri, 
  • Eşlerin birbirlerinin yüzüne karşı veya gıyabında hakaret edilmesi
  • Eşlerin birbirlerine iftira atması veya yüz kızartıcı suç isnat edilmesi, 
  • Eşlerin birbirlerinin yüzüne karşı veya gıyabında namus ve şerefe yönelik söylemleri,
  • Eşlerin birbirlerinin yüzüne karşı veya gıyabında şeref ve haysiyet değerlerini ağır şekilde zedelemesi, onur zedeleyici davranışlara örnektir.

DİKKAT: TMK m.162’de yer alan eşin hayatına kastedilmesi veya pek kötü muamelede eylemin ağır bir nitelikte olması şartı aranmamıştır. Ancak, onur zedeleyici davranışın bunlardan ayrı olarak ağır nitelikte olması gerekir. Bu kapsamda, tüm dosya delillerle birlikte incelenecek ve  söz konusu eylemlerin ağır derecede şeref ve haysiyeti zedeleyici olup olmadığı hakim tarafından tespit edilecektir. 

Eşin Affedilmesi Durumu

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma da eşin affedilmesi durumunda dava hakkı ortadan kalkar. Eşin affedilmesinin, diğer eşin serbest iradesi ie ve hiçbir baskı olmadan yapılmış olması gerekir. Bu durum TMK m.162/3’te şu şekilde açıklanmıştır:

“Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

Uygulamada Yargıtay’a göre de, eşine karşı şiddet uygulayan kocanın eylemi sonrasında, evliliğin uzun yıllar devam ettiği anlaşıldığından, erkeğin kusurlu eylemleri pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabul edilmemiştir. (Yargıtay, 2. H.D., E. 2015/14215, K. 2016/4389, T. 07.03.2016)

DİKKAT: Her ne kadar eşi affetmek dava hakkını ortadan kaldırsa da af geçmişe yönelik hüküm ifade eder. Dolayısıyla, kişi eşini affettikten sonra tekrar tekrar hayatına kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranışa maruz kalmışsa dava hakkı yeniden doğar.

Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasında Talepler

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasında, nafaka, velayet, mal paylaşımı ve tazminat hakları istenebilir.

Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasında Talepler

Nafaka

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasında, tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası gibi tüm nafaka talepleri hakim tarafından değerlendirilir. Bu durumda, eşin hayatına kastedilmesi, pek kötü veya onur kırıcı davranış eylemlerinde bulunan kusurlu eşin aleyhine nafaka istenecektir.

Boşanmada nafakanın nasıl, hangi şartlarda ve hangi miktarda istenebileceği hususlarının tüm kapsamıyla incelendiği “nafaka hesaplama” isimli makalemizi okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Velayet

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasında, velayetin istenmesi mümkündür. Hakim somut durumun şartlarına göre, başta çocuğun üstün yararı olmak üzere tarafların durumlarını bir bütün olarak inceleyerek velayet hakkında hüküm verecektir. Bu durumda, hayatına kastedilen, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle zarar gören eşin lehine velayete hükmedilmesi olasıdır. 

Boşanmada velayetin eşler arasında nasıl, hangi şartlarda, hangi gerekçelerle istenebileceği ve kime verildiği hususlarının tüm kapsamıyla incelendiği “boşanmada çocuğun velayeti kime verilir? (yaşlar burada)” isimli makalemizi okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Mal Paylaşımı

Mal paylaşımı davası, esasen boşanma davasından ayrı bir davadır. Bu kapsamda, kişiler boşanma davasından ayrı olarak mal paylaşımı davası açarak malların eşler arasında hukuki bir şekilde paylaştırılmasını talep edebilirler. Dolayısıyla eşin hayatına kastedilmesi, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma durumunda da mal paylaşım davası açılabilir.

Mal paylaşımı davasının nasıl, hangi şartlarda ve hangi belgelerle açılabileceği hususlarının tüm kapsamıyla incelendiği “boşanmada mal paylaşımı” isimli makalemizi okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Maddi ve Manevi Tazminat

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmada, bu eylemleri işleyen ve boşanmaya sebep olan taraf kusurlu sayılır. Bu kapsamda, söz konusu eylemler özel boşanma sebebi sayılacağından hakim maddi ve manevi tazminat hususunu söz konusu kusuru dikkate alarak değerlendirecektir. 

Eşin hayatına kastedilmesi, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebepleriyle açılacak boşanma davasında, taleplerin hukuki ve doğru şekilde tespit edilmesi gerekir. Ayrıca, eşin kusurunu ortaya çıkaracak olan davranışların da mahkeme önünde ispatlanması gerekir. Aksi halde gerek haklar gerekse kusurlu olan eşin davranışları noktasında hak kayıpları yaşanabilecektir. Bu anlamda sürecin başından itibaren alanında uzman bir boşanma avukatına danışılması faydalı olacaktır.

Boşanmada maddi ve manevi tazminatın nasıl, hangi şartlarda ve hangi belgelerle istenebileceği hususlarının tüm kapsamıyla incelendiği “boşanmada maddi ve manevi tazminat” isimli makalemizi okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Boşanma Davası Masrafları ve Avukatlık Ücreti

Boşanma davası masrafları 2024 yılı itibariyle ortalama 3500-4000 TL arasındadır. Boşanma davası avukatlık ücreti ise 2024 yılı itibariyle en az 17.900 TL’dir. 

Bu ücret, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 2024 yılı için belirlenen asgari miktardır. Dolayısıyla somut durumun şartları ve davanın zorluğu birlikte değerlendirilerek müvekkil ve avukatın arasındaki anlaşma bu meblağın üzerinde olabilir.

Boşanma davası masrafları ve avukatlık ücretinin hangi şartlarda, nasıl ve ne miktarda belirleneceği hususlarının tüm kapsamıyla incelendiği “boşanma davası ücreti ve boşanma avukatı ücretleri” isimli yazımızı okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası yaklaşık olarak 1-1,5 yıl sürer. Bu çerçevede çekişmeli boşanma davalarının ortalama 6 celse sürdüğü görülür.

Çekişmeli boşanma davasının hangi şartlarda ne kadar süreceği, bu sürenin nasıl kısaltabileceği ve süreyi uzatan sebeplerin neler olduğu hususlarının tüm kapsamıyla incelendiği “çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer?” isimli makalemizi okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Sonuç

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası, bir eşin diğerine sayılan eylemlerde bulunması nedeniyle açılan davadır. Bu davada, söz konusu eylemlerde bulunduğu anlaşılan eşin kusurlu olduğu kabul edilir ve bu haller özel boşanma sebebi olarak kabul edilir. Ancak, bunun için boşanma davası için usuli işlemlerin doğru şekilde yapılması ve hukuki argümanların doğru tespit edilmesi gerekir. Dolayısıyla sürecin başından itibaren alanında uzman bir boşanma avukatına danışılması faydalı olacaktır.